Burası , 1943-Nazi'lerin Yahudileri toplama kampı değil,
2024-Siyonist yahudilerin Filistinlileri toplama kampı.
Kışın ortasında, buz gibi havada, suçsuz günahsız Filistin'li masum sivilleri silah zoruyla toplamışlar, ellerini bağlamışlar, çıplak soymuşlar, aşağılayarak saatlerce bekletiyorlar.
Sonra da hepsini alıp kimsenin bilmediği bir yere götürecekler.
Çocuğundan bir daha haber alınamayacak.
هذا ليس معسكر اعتقال نازي لليهود عام 1943،
2024 - معسكر اعتقال اليهود الصهاينة للفلسطينيين.
وفي منتصف الشتاء، وفي طقس شديد البرودة، اعتقلوا مدنيين فلسطينيين أبرياء تحت تهديد السلاح، وقيدوا أيديهم، وجردوهم من ملابسهم، وأهانوهم، وجعلوهم ينتظرون لساعات. ثم سيأخذونهم جميعًا ويأخذونهم إلى مكان لا يعرفه أحد. لن يتم سماع صوت طفله مرة أخرى.
This is not a 1943 Nazi concentration camp for Jews,
2024-Zionist Jews' concentration camp for Palestinians.
In the middle of winter, in freezing weather, they rounded up innocent Palestinian civilians at gunpoint, tied their hands, stripped them naked, humiliated them and made them wait for hours. Then they will take them all and take them to a place no one knows. His child will never be heard from again.
أذربيجان أرسلت إليها مساعدات عسكريه ومدتها بطائرات بلا طيار …..
وكذلك أرسلت جيشا إلى سوريا وليبيا ومن قبل أرسلت جيشا إلى أفغانستان للقتال مع الناتو وأرسلت طائرات بلا طيار لأوكرانيا وان كانت الاخيرة مدفوعه الثمن ..
لكن ماذا ارسلت الى غزة ؟؟؟؟؟؟
لم نسمع منك سوى الكلام ….
الشعب غاضب منك .
لكن نذكرك بالزلزال ..ولاتنسى ان الله سيعاقبنا ويعاتنبا بزلزال اخر .. لماذا لم ندافع مع اخواننا في غزه ..فهل كانت العثمانيه تتاخر عن نصرة المسلمين كانوا يخوضون البحار ويقطعون الجبال وسيوفهم وبنادقهم دائما مرفوعه .. كانت اوروبا تخصع لهم ويخافون من قرعه جزمة الجندي العثماني …
ايها الرئيس اخر السلاطين عبدالحميد لم يقبل اقامه اليهود في فلسطين وكان يقول القدس امانه في رقبتي … وانت ماذا فعلت دائما تقول اجدادنا اجدادنا العثمانيون .. لقد خيبت وصية اجدادنا ..
فلسطين تقتل امام اعيننا اطفال ونساء وشيوخ اشلاء .. وهذا العدو مجرم سفاح لايعرف الا التدمير وقتل المدنيين … فماذا تنتظر ؟
🔴نذكرك بهذه الصوره
🔴🔴🔴🔴
_____ ______ منقول د. ايسر منصة x
Cumhurbaşkanı Erdoğan..
Arap yöneticilerinden hiçbir farkınızın olmadığını biliyoruz.
Bizi ve seçmenlerinizi hayal kırıklığına uğrattınız...
Azerbaycan askeri yardım gönderdi, insansız hava araçlarıyla destekledi...
Suriye ve Libya'ya da ordu gönderdi, ondan önce de NATO ile savaşmak için Afganistan'a ordu gönderdi, Ukrayna'ya da bedel ödese de insansız hava araçları gönderdi.
Peki Gazze'ye ne gönderdiniz??????
Sadece senden bir şeyler duyduk...
İnsanlar sana kızgın.
Ama biz size depremi hatırlatıyoruz...ve Allah'ın bizi cezalandıracağını ve bir depremle daha uyaracağını unutmayın...Neden Gazze'deki kardeşlerimizle birlikte savunma yapmadık...Osmanlı Devleti Müslümanları desteklemekte geç mi kaldı? ? Osmanlı...
Ey Cumhurbaşkanı, son padişah Abdülhamid, Yahudilerin Filistin'de ikamet etmesini kabul etmedi. Kudüs boynumda bir emanet derdi. Peki sen ne yaptın? Atalarımız, Osmanlı atalarımız hep derler. ... atalarımızın iradesini boşa çıkardınız.
Filistin gözlerimizin önünde çocukları, kadınları, yaşlıları parça parça öldürüyor... ve bu düşman, sivilleri yok etmekten ve öldürmekten başka bir şey bilmeyen cani bir suçludur... peki daha ne bekliyorsunuz?
🔴Size bu resmi hatırlatıyoruz
ضم سيادة الرئيس اردوغان الى حكامنا الخونة المتصهينين ليزداد القطيع واحد اخر
كنا نحترمك ونجلك ونقدرك لا لشىء الا انك رفعة راية الإسلام فى كل احاديثك
ولكن جاء طوفان الأقصى ليكون كاشف لكل متخاذل متواطئ لنصرة اخواننا في فلسطين
نحن مخذلون فى حكامنا وجاء موقفك ليزداد الخذلان والإحباط
ولكن الله لن يترك فلسطين وحدها ف رجال مقاومتها ونسائها واطفالها قادرين على هزيمة الصهاينة والامريكان وكشف الحكام الخونة
Düşünsenize vatanınız, doğup büyüdüğünüz topraklar işgal altında. Siz çaresizce bekliyor vatanınıza terk etmek istemiyorsunuz. Ölmeye mahkumsunuz. Evlatlarınız teselli istiyor onu yapamıyorsunuz. Bir patlama oluyor elinizde çöp poşetlerinde çocuğunuz parçalanmış bedenlerini taşıyorsunuz. Hastane güvenilirdir deyip orada kalıyorsunuz. Oraya bile bomba atılıyor. Dünya da eşitlik hakkı güder diye beklediğiniz kuruluşlar bide sivilleri öldüren kişinin tarafını tutuyor, üstüne üstlük bir de yardım paketleri gönderiyorlar. O kadar konuşulacak konu var ki...
Dürüst Olmak, Dengede Olmak Çok Zormuş Âzîzim... Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlıym Der, Lafta Kalır ! Îmânı Tercih Eder, Fakat Çıkarını Dürüstlüğünde Gösteremez... Müslüman'ım Der, Anlama Gelince Adil Olmaz; Deve Misali Herşeyi Eğri, Ama Müslümanlığına Toz Kondurmaz ! Âzîzim Allah İçin, Biraz Müslümanlığın Doğrulukta Olduğunu, Dürüstlükte Arandığını, İlimde Olduğunu, Hâk Yolunda Olduğunu, Sabırda Olduğunu, Okumakta Olduğunu, Hiçmi Öğretmediler Hepimize !!! Bir Japonlar Kadar Dürüst Değiliz, Ekonomilerine Bak, İlkelerine Bak...Ya Onlar Atatürk'ü Ders Olarak Okutuyor, Hiroşimaya Her Çocuklarını Gönderip Tarihlerini Ezberlettiriyorlar... Hezimetten, Viranelerden Altın Çıkarıyorlar... Altın Gibi Nesillerimiz Var, Eğitim Veremiyoruz, Sonrada Benim Çocuğum Neden Böyle Oldu ? Sen Babasın, Babalık Yaptınmı ? Sen Annesin, Annelik Yaptınmı ? Sen Ülkenin Başında Bir Bireysin Annesin, Babasın... Sen, Senin Çocukların Gibi Bildinmi Çocukları... Sen Valisin, Kaymakamsın, Sen Polissin, Sen Komutansın, Sen Vekilsin, Sen Bakansın, Sen Cumhurbaşkanısın; Sizler Utanmalısınız ! Bu Ülkede İnsanlar Borç İçinde İse, Bu Ülke Borçlu İse Yöneten İnsanlar Kendinizden Utanın... Bu Ülkede Bir Çocuğu Kendi Çocuğun Gibi Bilmiyorsanız, Yarınların Geleceğini Çalıyorsanız, Râbbîmin Katında Hesabını Vereceğinizi Unutmayın ! Bu Ülke Borç İçinde Yüzüyor İse, Sen Ülkenin Cumhurbaşkanı, Rahatsız Olmalısın, Sen Bakan Rahatsız Olmalısın, Sen Vali Rahatsız Olmalısın, Sen Kaymakam Rahatsız Olmalısın, Sen Ordu Mensubu Komutan Rahatsız Olmalısın, Sen Sivilleri Temsil Eden Polis Rahatsız Olmalısın, Sen Ana, Sen Baba Olarak Rahatsız Olmalısın ! Sokaktaki İnsanlar, Özellikle Büyükler Rahatsız Olmalısınız... Türk'ün, Türk'ten Başka Dostu Yok ! Bu Ülke Hepimizin, Amerika, İsrail Ülkemizin Topraklarına Satın Alıp Çöreklenmek İstiyor ! Ülkemize İş Yerleri, Fabrikalar Açalım, Gençlere İş Kapıları Açalım... Herbir Bireyi, Her Aileyi, Her Mahalleyi, Herbir İlçeyi, Herbir İli (Parti Gözetmeksizin) Kendi İradesine Bırakalım, Borcu Olana Osmanlı Devletinde Olduğu Gibi, Yardım Edelim ! Kimse, Kimseye Muhtaç Olmayana Kadar Destek Verelim, Yönetimler, Yönetilen Yerlerin İşlerine Karışmasın... Muhtaç Olmayana Kadar Destek Vermeliler ! Bizim Ülkemizde Bilim Adamları Yetişsin, Sanayi Ülkesi, Köylerimizde Hayvancılık Gelişsin, Meyve Sebzeler % 100 Doğal Olarak Üretilsin, Sebzenin Meyvenin İyisi Üstte, Kötüsü Altında Olmasın... Birbirimize Âdîl, Karşı Sorumlu Olalım, Borçlu İnsan, Borçlu Aile, Borçlu Mahalle, İlçe, Vilayet Olmasına Müsade Etmeyelim; Bankalardan Faizleri Kaldıralım (Örneği Japonya) ! Dünya Gelip Geçici Bir Âlemdir, Huzur İçinde Yaşayalım, Huzur İçinde Yaşatalım, Bir Osmanlı Devletine Yakışır Nesiller, Onlara Yakışır Nesiller Olalım, Öyle Zengin Millet Olalım, Nesiller Bırakalım...
Nasip PAMUK ✍🏻
Suyun Hayat Verdiğini; Sende Aklınla Ve Tecrübelerinle Ver !.. Ömrün Boşa Geçmesin...
♦️İsrail Kanal 12, İsrail askeri kaynaklarından alıntı yaparak şunu söylüyor:
İsrail ordusu Gazze'de savaş tarzını değiştirdi
Operasyonlarında odaklı hedeflemeye geçti.
Bir süredir İsrailliler üçüncü aşamaya geçmenin ipuçlarını veriyor.
Ancak bu açıklamalar ve daha önce tugayların geri çekilmesi ve devredilmesi,
İsrail'in baskılara karşılık verdiği ve insanları hedef almaktan kaçındığı yanılsamasını yaratmak istiyorsunuz.
Meslekte “odaklı hedefleme”nin anlamına gelince;
Keskin nişancılar Han Yunus'un merkezi ve batısında ve Gazze'nin güneybatısındaki sivilleri hedef aldı.
Kendisi şehit oldu, çok sayıda kişi de yaralandı.
..
Aynı şey “İsrail Ordu Sözcüsü”nün açıklaması için de geçerli,
Geçtiğimiz Perşembe günü Gazze'deki Filistin Üniversitesi binasının bombalanmasıyla ilgili "koşullar" olarak adlandırdığı olayla ilgili soruşturma başlattılar.
İşgalci "ordu", Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar sırasında "askerlerini" gösterdiğini söylediği bir propaganda videosu yayınlıyor ancak videodaki görüntülerde direnişçilerin kurşunlarından kaçan askerler görülüyor.
⚠️Direniş savaşçılarıyla “savaş halinde” olan bir sürü, yalnızca silahsız sivilleri öldürebilir ve direniş savaşçılarının önünde korkudan titreyerek kaçacak bir delik ararlar.
Her şey sakil bir şaklabanlığın esiriymiş gibi davranılırken, hakikatin yıkıcılığı aleni, artık hiçbir yere saklanamayacak kadar yalın bir tahayyülü imliyor. Hiçbir zaman bir iyiliği hiç ama hiçbir zaman tek bir anlığına dahi sulhu var edemeyecek dünya imgesinin koşar adım gittiği istikameti bildirmesi açısından mühimdir işte o şaklabanlık hallerinin gerçek sayıla gelmesi! Tümüyle bir illüzyon içerisinde sanki her şey rutinini var edemiyormuş gibi belli bir sabitimiz var edilir. Gel gelelim azıcık meyil verildiğinde bize gösterilenlerle hakikat arasında dağlar kadar fark vardır. Bu hem söz, hem eylem, hem de her anlamda yaşamsal olanın yerle yeksan edildiği bir düzlemi işaret eder. Her şey ama her bir şey sakil, kötücül gel gelelim hiç affetmeyen bir cerahatle kuşatılırken, şaklabanlıklarla beraber her günün bir kere daha üstesinden gelindiği bildirilir. Gerçekliğimiz tam tersini işaret ederken ekran ve yazılı basının suna geldiği şeylerin yekununda bu cerahat imgesinin, patavatsız bir linç sonu gelmez bir hiddet ve dibine kadar nefretten mülhem suretlerinin imali güncellenir hiç kesintisiz.
Hiçbir biçimde sonlanmayacak bir ihtilaflar düzeninde, yaşamsal olanın artık tastamam hep bir biçimde çarçur edilmesinin yolu ve zeminidir güncellenen. Dur durak bilmeden, esareti, tahakkümü, yıldırıyı ve tecridi imal eden aksiyonun tastamam bir iyilik değil ol kötülüğü eksiksiz var ettiği bir düzlem bugün yöneten katlarını işgal ediyor. Türkiye’nin doğal / endirekt müttefiği olarak bildirilen Azerbaycan’dan son birkaç haftada çıkagelen her türlü şiddet pratiğini bu bağlamda örnekleyebiliriz. Ata toprağı olarak bellenmiş olan bir sahada, gel gelelim bugünün Azerbaycan’ı sınırları içerisinde kalakalmış olan ve hiç aralıksız otuz iki yıldır bir ihtilafa dönüşmüş olan Artsakh / Nagorno Karabağ’dan tehcir olunan 120 bin insan sonrasında bomboş kalan kentleri, çevresini tekrar Azeri’nin kılma halini bir yıldırı, şiddet güzellemesine dönüştüren bizatihi Aliyev efendinin var ettikleri misal bir örnektir. Türettiği, yeniden güncellediği düşman, hain, ayrılıkçı vesair anlamlar, yaftalamaları neticesinde duraksamadan bir cenderenin sineye çekilmesini vaz eder. Hiç ama hiçbir hakkını tanzim etmeyecek olduğu insanlara burada yaşarlar, onlar bizim de vatandaşımızdır diye bildirirken, suç ortakları Avrupa Birliğinden vonderleyen, kendisini var eden Rusputin! Efendiye ol baş amire gerçek yüzünü esirgemeden var eder, binlerce yıllık Stepanakert’i bir kerede Xankendi’ne dönüştürerek. İhtilaf çözümünü, aldığı gazla, pardon arkasında bulduğu devletlerin işbirliği, göz yummasıyla var edebilen bir diktatör için yirmi yıllık iktidarının devamı / daimiliği için Ermenilere saldırmak, onları tehcir edip, kentleri talan ederek, bu defa beşli çete nam en büyük uluslararası şebekelerden birisi olan Türk sermayesine peşkeş çekerek sakil bir iyilik zikredilirken, cerahatle bir kere daha bir menzil kuşatılır. Alın size barış, alın size muteber ülke, yönetim, hayat!
Dönüp dolaşıp bir biçimde bataklığa dönüştürülen, bununla birlikte asla o yıkıcılığın kafi görülmediği, karşılıklı kırımların / kırılmaların var edile geldiği, bir kez olsun hayatın sahiden var edilemediği, hiç muhafaza edilemediği bir İsrail, Filistin, Gazze cephesinde cereyan edenleri de bu denklem içinde anabiliriz. Her şey sakil bir şaklabanlığın esiriymiş gibi davranılırken, hakikatin yıkıcılığı aleni, artık hiçbir yere saklanamayacak kadar yalın bir tahayyülü imler burada da. Netanyahu nam yıkıcı tavır erbabı, elinde kan oturmuş zorba ile 7 Ekim tarihinde İsrail’in modern tarihinde görülmemiş bir kırıma imza atmış olagelen, sivilleri kendisinin başat hedefi addeden Kassam Tugayları / Hamas’ın varlığı ve birlikte eyledikleri bütün o cafcaf dolu cümleleri, yeniden imal olunan sözel yetimi, anlatma çabasını sekteye uğratır. Acının birilerine denk getirilmiş keskin / kati acının hiç doğrudan bir tarifi yoktur.
Yeşil Gazete’den aktaralım: “İsrail, Hamas‘ın saldırısına misilleme olarak günlerdir bombardımanla yerle bir ettiği Gazze‘deki El-Ehli Baptist Hastanesi‘ni bombaladı. En az 500 kişi hayatını kaybetti.
Hastanede bombardımanlardan ötürü yaralananlar ve hastaların yanı sıra binlerce yerinden edilmiş Gazzeli de bulunuyordu. Gazze Sağlık Bakanlığı binlere varan yaralı olduğunu da bildirdi. Çok sayıda insanın enkaz altında bulunduğu belirtiliyor.
Filistin yönetiminin Gazze’deki Medya Ofisi Başkanı Salam Marouf saldırıyı ve kayıpları doğruladı ve İsrail’in savaş suçu işlediğini söyledi. Marouf saldırı sonrasında Şifa Tıp Kompleksi’ne onlarca ölü ve yaralı getirildiğini açıkladı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, saldırıdaki kayıplar nedeniyle üç gün yas ilan etti.
Dünyadan tepki yağıyor
Birleşmiş Milletler (BM), hastane saldırısını şiddetle kınayarak, siviller ve sağlık tesislerine yönelik saldırıların sonlandırılması çağrısında bulundu.
AB Konseyi Başkanı Charles Michel saldırıya ilişkin “Çok fazla ölü var. Orada yaşayan insanlar için sahadaki dramatik durumu gösteriyor” dedi.
Mısır Gazze’deki saldırıyı kınanayarak İsrail’i, “toplu cezalandırma politikalarına” derhal son vermeye çağırdı.
Dünya Sağlık Örgütü Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesi’ne yapılan ‘saldırıyı güçlü bir şekilde kınadığını’ açıkladı.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ebul Gayt, sosyal medya hesabı X’ten yaptığı açıklamada saldırıyı kınadı; “Hangi akıl hastası, savunmasız insanların olduğu bir hastaneyi kasten bombalar?” dedi. “Arap kurumlarının savaş suçlarını belgelediğini ve suçluların yaptıkları yanına kar kalmayacağını” vurgulayan Ebul Gayt, “Batı bu trajediyi derhal durdurmalı” ifadesini kullandı.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau da saldırı için “korkunç ve kabul edilemez” dedi. Trudeau gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bir hastanenin vurulması kabul edilemez” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesi’ne yönelik saldırıyı şiddetle kınayarak, acil ateşkes çağrısında bulunurken, Kuzey Kıbrıs da Gazze’deki hastane saldırısını kınadı.
Anglikan Kilisesi Lideri Başpiskopos Welby “Bu, masum canların şok edici ve feci bir kaybıdır. Hastaneyi, Anglikan Kilisesi yönetiyordu” ifadelerini kullandı.
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), İsrail’in Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesini bombalamasını “katliam” olarak niteledi ve bunun “kabul edilemez” olduğunu bildirdi. MSF, X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze’de hastaları tedavi eden ve yerinden edilmiş Gazzelilere ev sahipliği yapan hastaneyi bombalaması karşısında dehşete düştüklerini belirterek, “Bu bir katliamdır. Kesinlikle kabul edilemez” ifadesi kullanıldı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise resmi sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, El Ehli Baptist Hastanesi’ndeki katliamda İsrail Hava Kuvvetleri’nin sorumluluğunu reddetti; İslami Cihad örgütüne işaret etti.
İsrail Ordusu’nun, hastane vurulduğu sırada Gazze’deki ‘teröristlerin baraj halinde roket atışlarının’ hastane yakınından geçmekte olduğunu saptadığını iddia eden Netanyahu, “Elimizdeki değişik kaynaklardan gelen istihbarat Gazze’deki hastanenin vurulmasından İslami Cihad’ın hedefini bulmayan bir roket atışının sorumlu olduğunu gösteriyor” dedi.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog da medya kuruluşlarını suçlayarak “Hayat kurtarılması gereken Gazze hastanesinde çok sayıda Filistinliyi, bir İslami Cihad füzesi öldürdü. Hamas’ın ve İslami Cihad’ın yalanlarını yiyen, dünya çapında bir kan iftirasını yayınlayan medya utanç duymalı” dedi.
İslami Cihad’dan yalanlama
İslami Cihad örgütü ise suçlamayı reddetti. Reuters ajansı, İslami Cihad sözcüsünün iddiayı reddettiğini, o saatte Gazze Şeridi’nin Gazze kentinde herhangi bir faaliyeti bulunmadığını belirtti.
Gazete Duvar'dan iliştirelim: "Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Ravina Shamdasani, BM Cenevre Ofisi'nin haftalık basın toplantısında, 7 Ekim'den bu yana devam eden İsrail-Filistin çatışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AA'nın aktardığına göre, Shamdasani, işgal altındaki Batı Şeria'da İsrail'in saldırıları, yerleşimci şiddeti ve keyfi gözaltılar nedeniyle insan haklarıyla ilgili durumun hızla kötüye gidişinden son derece endişeli olduklarını söyledi. İsrail güçlerinin Gazze'de devam eden ağır silahlı saldırılarından endişe duyduklarının altını çizen Shamdasani, Gazze'den İsrail'e rastgele roket atılmasından da endişe duyduklarını belirtti.
Shamdasani, Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'deki saldırısının ardından Filistinli silahlı gruplarca rehin alınanların derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrılarını yinelerken, rehin almanın uluslararası hukuk uyarınca yasak olduğunu söyledi.
İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail'in saldırıları, yerleşimci şiddeti ve keyfi gözaltılar nedeniyle hızla kötüye giden insan haklarıyla ilgili durumdan son derece endişeli olduklarını vurgulayan Ravina Shamdasani, "7 Ekim'den bu yana, BM İnsan Hakları Ofisi'ne işgal altındaki Batı Şeria'da İsrail güvenlik güçleri tarafından en az 15'i çocuk ve biri kadın olmak üzere 69 Filistinlinin öldürüldüğü rapor edildi. 6 Filistinli, silahlı yerleşimciler tarafından öldürüldü ve bazı Filistinliler topraklarından zorla çıkarıldı" dedi. Shamdasani, Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik keyfi tutuklamaların da arttığını bildirdi."
Dünyanın sakil şaklabanlıklarla vaktini yitirdiği bir zaman diliminde yıkımın tüm o cerahat halinin aralıksız kılındığı bir sahne var edilir bir kere daha. Semavi dinler için kutsal addedilmiş, ortak bir bellek merkezi olduğu zikredilen, İsrail / Filistin toprakları acının bir kere daha fevkalbeşer var edilmesine esir kılınır. 7 Ekim tarihinden bu yana sürgit yinelenen bir şiddet sarmalı, bir taraftan öbürüne süreklilik haliyle cehennemi olan bir tahayyülü biçimlendirir. İnsan yaşamının biricikliği hikaye kılınır. Hamas can alır, insan kaçırır. İsrail, can almanın yanında hayat var etmiş sahaların da kökünü kurutur. Birlikteliklerinin çok uzak olmayan bir ihtimalle danışıklı bir kırıma imza atma adına olduğu muhakkak iken geleceğin o topraklarda çok daha derin acılarla birlikte var edileceği yeniden bina olunur. El-Ehli Baptist Hastanesi’nin hedef alınması neticesinde beş yüze yakın insanın hayatı elinden çalınır. Duraksamayan cerahat, sadece sayılara indirgenmiş bir yıkım halinin devamlılığında barışın artık ehven bile sayılamayacak şart ve koşulları süreğen kılınır. İstikametin acıdan mürekkep bir hale rehineliğinin duraksız istikameti, sonrasındaki kıyametlerin dipnotları her gün haberlerden önümüzde düşmeye devam ediyor, halihazırda. Bir kere daha sığınılan / güvenli liman addedilen hastane ya da dini yapıların ya da sivil yerleşim yerlerinin de bir savaş koşulunda göz ardı edilip alenen yok edilmesi isteminin yolu da yönü de kesintisiz kılınıyor. Olan biten bütün şaklabalıklar, aralıksız İsrail devleti ile işbirliklerini, kapalı kapılar ardındaki pazarlıkları, kesintisiz silah / mühimmat / yazılım vesaire anlaşmalarına dokunmadan yürütülen endişeliyiz çıkışları sıradan insanların hayatlarında tek bir iyi günü var etmeyecektir, etmez de.
Yine geçtiğimiz hafta daha önce 2014 yılında uluslararası haberlerde de geçmiş olan bir tarihsel / uhrevi mekan hedef kılınır. Gazze’deki Rum Ortodoks Hristiyanların kutsal addettiği, dünyanın en eski kiliselerinden Aziz Porfiryus Kilisesi bombalanır. Kilisenin daha öncelerinde de var ettiği gibi insanlara bir sığınak olarak kullanımının önünü almak, bahçesinde bekleşen insanların hayatlarını çalabilmek için Hamas faktörü tek başına yeterli görünür. Düzenin oyun kurucusu sistemin çarklarını ellerinde tutan cerahat erkanı sayesinde kimseleri / birbirlerinden başka hiç kimseleri kalmayan Müslüman, Hristiyan ve inançsızlar için bir kere daha cehennemin kapıları insan eliyle var edilir. Gelsin kınama mesajları, gitsin endişeliyiz bahisleri. Arada Siyonist İsrail kahrolsun mesajları diğer yandan şu ülkeden bahis açarsak, gelecek senenin tatil rezervasyonu paketlerinde bilmem yüzde kaçlık indirimler maksat müşterinin ayağı kesilmesin. Öbür yanda canlar çalınırken, gündelik yaşamın kendi cehennemi süre dururken, çok duyarlıymışız gibi bir sela okumalar, üç günlük yas ilanları. Kenarda köşede iş bitici sermaye taklaları, aman şimdi ağzımızın tadı bozulmasın halleri. Bir yanda Gazze’de var edilen yıkım öte yanda artık bahsi bile açılmayan Kfar Azza başta olmak üzere İsrail’de kalakalmış yerleşim yerlerindeki akıbetler. Tel Aviv’e yağmaya devam eden roketler, Yeruşalayim’in Filistin kısımında kalakalan Hristiyan mahallerinde tacizler, Fetih milislerinin varlığı bildirilerek Filistin’liye kök söktürmeler. Uzayıp giden bir serencam. Düpedüz yalın bir maskaralık hallerdeki yöneten katlarının havanda dövdükleri sudan yansıyan akan kan, heder edilen hayatlar. Düpedüz, bariz bir kırılma eşiğinin ortasında sadece Arabı, Yahudi’yi değil aynı zamanda da dünyanın bu bölgesinde yaşayan halkların hepsinin de kaderini belirleyecek bir mahvetme döngüsü sürdürülüyor. Ağalar, beyler hamasi nutuklarını keserken, hiçliğin ortasında dımdızlak konulmuş sıradan insanların hakikati her türlü riyayı alaşağı etmeye kafi geliyor. Coğrafya kaderiniz diye bildirilirken kederin el birliğiyle imal olunduğu hiç fark edilmesin isteniyor. Dökülen kan, yok edilen bellek, izi kalmasın diye çabalanan hayat dengesi, dur durak bilmeden yinelenen hamaset ile salt iki toplum için değil hemen hemen hiç kimseler için iyi bir gelecek bırakmıyor, kalmıyor. Onca laf, o kadar afaki yıkım karşısında birlikte bir itiraz var edilemedikçe daha çok hayıflanacak modern insan. Geçmişinin yıkıntılarını yüklenip geleceğine koşa duran insan, sorgular mıydınız?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel // Image Credit: “Palestinians carrying belongings flee to safer areas following Israeli bombardments on southern part of Gaza City, Tel al-Hawa neighborhood [Ali Jadallah/Anadolu] – Al Jazeera
Hamas partideki sivilleri vurdu diyen insanlara mantık çerçevesinde açıklama yapmaya çalışıyorum ama algıları kapanmış gibi görünüyor. Abi bu adamlarda sivil yok ki hepsi asker eli silahlı yetiştiriliyor yanlış mı biliyoruz?
Ne var vurmuşsa onlar 60 yıldır düzenli olarak sürekli Hamas’ın yaptığının kat be katını vuruyorlar onlar terörist ise israil master terörist. Evet kadın erkek yetiştiriliyorlar ana sınıfından itibaren de Arapları öldürme dersleri alıyorlar bunların teröristliği 7 yaşında başlıyor
Yağmacılara tek başlarına “adalet sağlayan” insanlar hakkında da görüşlerini merak ediyorum nej
linc kulturu ve siddet toplum olarak sorunumuz zaten. biri hak etsin de vuralim diye disleri kasiniyor bazi insanlarin. adaletin saglanmadigi yerde kendi adaletimizi olusturacagiz ama eli silahli tir durduran adamlarin gordugu muameleyle parfum calan, kucuk seviyede yagma yapan kadin bir tutulmamali ayni muameleyi gormemeli. tweet gormustum elinde poset olani da bos binalari kontrol eden sivilleri de sikistirip dovuyolarmis, sasirmadim. cok maduriyet cikacak cok sucsuz insanlar su linc kulturu yuzunden zarar gorecek. yanlis.
tir yagmacilarinin dahi siddet goruntulerinin videolarinin internette gezmemesi gerektigini dusunuyorum. cahil cuhela insanara o yapti ben de yaparsam sorun olmaz gibi tetikleyip yanlislar yapmalarina tesvik ediyor