Tumgik
#sinirlendim yine
Text
Tumblr media
h çarşambalar 👎🏻
16 notes · View notes
perfavor · 2 years
Text
sen emily gibi anne bulmussun hala mizmizlaniyorsun ailenin maddi manevi her imkanindan faydalnip en ufak bir olayda benim icin bittiniz zaten yoktunuz diyorsun agzinin icine bakan her zaman yaninda olan luke gibi hot af bi herifin var en dar zamaninda birakip cocugunun babasiyla gecikmeli olarak(22sene) evlenip 1 hafta sonra bosanip yine lukea donuyorsun
7 notes · View notes
neptundenkacak · 5 months
Text
Yarın diplomam için liseye gidicem çok sevdiğim (sırf beni sevdiği için derslerim düşmesin diye sınıfın ortasında ilişkim yüzünden her gün tartıştığım beni zorbalayan okulu bırakmak istememe sebep olan) hocamı görücek miyim acaba çok heyecanlıyımmm
1 note · View note
layezalll · 7 months
Text
28 Eylül perşembe
Şafak ile kahve çekirdeğinin seviştiği bir perşembe sabahı; tamda kızarmış ekmek kokusunu içime çektiğim ve bir bardak sütle ıslattığım taze buğdayımı köpeğim karakıza verdiğim gün.
Uyku mahmurluğunun gölgesinde pişerken eriyen ben ve kıvamım tutunca şekillenen haysiyetim.
Artık arı durumda…
Kimonona saygı gösterdim hep  bunu da unutma…
Rica! Beyza’nın kadınlarını gördüm rüyamda.
Hepsi çıplaktı, ruhen ve bedenen ortada kalmış halleri yürek burkan cinstendi.
Biri tost makinesinde tost yaparken öbürü kahvaltı sofrasını hazırlamaktaydı ama ikisinin de  edep yerlerinde karpuz kabuğundan kaputlar vardı.
Kanatları da vardı.
Sarıkanatlar; ortası fil şekilli sinek kanatlar.
Rahatsız etti beni bu durumsal karmaşalar.
Gel zaman git zaman sonra beynimde adeta şimendifer çuf çufu hatta ve hatta istimbot sireni gibi vızıldadılar.
Sinirlendim kadınlara…
Gelecek misin?…
Ha yok gelmeyecek gibi olursan  gider alırım bakkaldan çift sarılı köy yumurtası tadında senden bir düzine.
Ama  yok gelirim dersen iki tuzlu fıstık al gel.
Çayla güzel oluyor her akşam mutlaka olur soframda
Sana menemen yaparım parmak ısırtan cinsinden. Hatırlar mısın geçen kış yapmıştım da çamlıca tepesinde karlar altında yemiştik, sefer tasına koyup.
Öteki gelişinde Yusuf ağabeyi de getir.
Gravyer peyniri ayırdım  ona geçen ki alışverişten kalan. Ama hususi ona.
Nasıl da sever bilirim, devrimi  anlatırken çakıldatmayı ağzını.
Kaç sabah işe geç kaldım hastalıklı beynimde o ses… Saçlarına briyantin sürsün, ama limon kokulu olanından. Tavlada yenmesi daha bir hoş oluyor o zaman… Sinirlenir mi?
Yara çıktı ayağımda
Bi bok bilmeyen onca doktora gittim hiçbiri tedavi edemedi, neyseki Sevim ablam yetişti imdadıma da eskiden kalma kocakarı ilaçlarıyla iyi etti
Belki bir orta yol buluruz da  anlaşırız. Ne de olsa medeni yaratıklarız. O beni,  ben onu anlarız.
Eh yabancı da sayılmaz en nihayetinde.
Ama yok anlaşamadık bu sefer…
Misafirlerim çok bu ara kusura bakmasınlar Olur mu? Anlamadığım konuların başında geliyor aslında bu saçma durum.
Bilemedim…
Sen varken mi yoktular, sen gitmişken mi vardılar, gelmemişken mi gittiler hiç bilemedim.
Ama cidden vardılar.
Kimse inanmadı bana.
Hep böle yapıyor bu insanlık.
Güvensiz!
Anımsarım; geçen sene de torpido gözünde hamsi bulduğumu söylemiştim de 1 hafta baktılar yüzüme alık alık, sanki sorun bendeymiş gibi. Off Annemin her yıl yaptığı portakal reçeli ritüelleri tadında dudakların olsa keşke.
Sıkıldım fıstık ezmesinden, fıstık ezmesinin benden usul usul kaçışmasından.
Tereyağı ve süt, sürdüm kalbime…
Yumuşarımı ki?
Ayrılmazdık  belki o zaman…
Düşünüyorum da aslında ne zaman yok oldun da,  ne zaman gittin de,  ne zaman geldin…
Var mıydın ki?
Hoş bunları da hatırlamıyorum ya neyse.
Paranoya;
Kapı çaldı bizimkiler dizisinin müziği tonunda.
Memnun kaygısız gibi açtım bende zaten kapıyı.
O an farklı bir an…
Kundera  tadında bir an. Velet; 8–9 yaşında ya var ya yok.
Sümüklü, potinleri gıcır, kafasında kırmızı bir kulluk var, saçları alaburus kesilmiş, anlaşılıyor, belli ki buralardan değil.
Olsa tanırdım zaten bizim buraların origamik kafatasına sahip değil.
Kâğıt tutuşturdu elime, gitti. Kaldım kapıda öylece ardından bakarken.
Anı bozan yabancı korku filmlerindeki öttür geçli çaydanlıktı.
Geçen Salı almıştım bizim semtin pazarından.
Hani sesiyle irkiltenlerden var ya hani tam dalmışken öter, onlardan işte.
Öttü. İrkildim.
Banyoda buldum kendimi.
Burnumda o pazartesi kızarmış ekmeği kokusu yine. Ama sütlü buğdayı yemiş bizim oğlan.
O yoktu...
Kapı banyo arası kayıp. Amnestik yaşam kaygısı doldu ciğerlerime havadan.
Aynaya baktım.
Çok ani kestim bileğimi babamdan kalan eski tip kasaturayla.
Sarı, mavi, kırmızı daha sayamadığım binlerce kelebek vardı her yerde.
Neşeli sesler çıkarıyorlardı sanki.
Fısıldaşmalar duydum kelebeklerden, manyakça yakarışlar içinde olanları da vardı ama yinede mutluydular, mutlu ettiler beni yokluğumda.
Aratmadılar benden bir tane daha.
Ne de asil hayvanlarmış bu kelebekler…
Giderken anlamak zorunda mıyım hep.
Kâğıt düştü elimden.
Son bir göz ucuyla baktım kelebeklerin arasından kâğıda. “ O Hiç yoktu ki…” 
161 notes · View notes
ciceksiz · 1 year
Text
ben zaten bu dünyada hep fazlalıktım. ben hep bi' kayıptım. unutulan, yeri geldiğinde kan kusulan. benim hiç evim olmadı. üşüdüğümde ellerimi ısıtan... ben hep bir köşede derdimi duvarlara haykırdım. gözyaşlarımı hep elimin tersiyle sildim. aynaya her baktığımda bir de ben vurdum kendime. sanki hiç yara almamış gibi bir de ben yara açtım kendime. başkalarına kızdım, başkalarına sinirlendim ama gelip yine kızdığım, hakaretler ettiğim yine bendim. beni kimse sevmedi. ben de kendimi sevmedim zaten. siz de haklısınız.
160 notes · View notes
tanrininarmagani · 1 month
Text
Selamlar!Hadi başlayalım🐰Bugün okulumuza Selçuk Pehlivanoğlu geldi,tüm TED Okullarının başında ki kişi geldi.Bu okul günlüklerini yazmadan önce ben bir halt yemiştim😁küçük kardeşimin veli toplantısı olduğu için okulda kalmıştım,sınıflar bomboştu bende onun sınıfına girip sırasına oturdum.Masanın altı kitap doluydu ama benim gözüme çarpan bir hazine vardı.Onun kravatı.Masanın altına koymuş ve orada unutup gitmişti.Peki sizce ben dururmuyum?HAYIR!O kravat artık benimle.O kadar güzel kokuyor ki sanki cennetin kokusu.Bir kere olsun ona sarılmayı çok isterdim.Dönelim bugüne.Eh kravat bende olunca takamadı tabii,sabah müdür yardımcısından bir ton azar yedi,bende bu yaptığım için kendimi azarladım.Ona kızacaklarını o an tamamen unutmuş,kafama göre davranmıştım.Ama o kravatı ona geri veremem çünkü neden bende olduğunu tabii ki soracak.Yenisi almak zorunda.Son ders hocalar toplantıda olduğu için ders boştu.Kutuya koyduğumuz telefonları aldığımız zaman son ders zilinin çalmasına ve törene inmemize on dakika kala sınıfa o girdi.Bizim sınıfta ki en yakın erkek kankam ile en iyi arkadaşlar.Sınıfa girdiği gibi gözlerim onu buldu,o da bana bakıyordu.Gülümsedim ama o kaşlarını çattı.Sonra elindeki telefondan arkadaşına bir video gösterdi.O sırada ben hâlâ onu izliyordum.Fark etmiş olacak ki kafasını bana çevirir çevirmez bende önüme döndüm ve ondan kısa bir kahkaha duydum.Onu izlediğim için gülmüş olabilirmiydi?Ama paşam,yakışıklıya bakmak sevaptır neden öyle güldün ki?Törene indiğimizde İstiklal Marşını okuduktan sonra servislere gittik.Marşı okuduğumuz çimenlik alandan çıkarken ben arkadaşımla o da bizim sınıftaki o arkadaşıyla gidiyordu.Kolunu arkadaşının omzuna attı ve sonra omzunun üstünden arkasına yani bana bakıp sırıttı.NE VAR ÇOCUK NE VAR SEVİYORUM İŞTE SENİ ÇOK MU KOMİK?Eh,bu kadar sinirlenince yere vura vura gittim ensesine vurdum sertçe.Tam küfredip elini kaldırmıştı ki beni görünce durdu."Ne oldu?"diye sorunca daha da sinirlendim."YOK BİRŞEY!"diye bağırıp koşarak servisime bindim.Akşam mesaj atmıştı"Niye bu kadar sinirlendin,kötü bir şey mi yaptım seni üzdüm mü yoksa,eğer öyle birşey yaptıysam yemin ederim ki bilerek yapmamışımdır,özür dilerim"diye sıraladı mesajları.Bu kalp de hemen yumuşadı tabii.Enayi kadının tekiyim kanmasana hemen şöyle sözlere!Bende"Hayır özür dileme ama gerçekten sinirlerimi bozuyorsun"yazdım.Hemen cevap geldi"Neden?"bende"Bana baktığın zaman ya kaşlarını çatıp sinirleniyor ya da beni delirtmek ister gibi sırıtıyorsun,neden?"yazdım.GÖRÜLDÜ ATTI!Pazartesi günü göstereceğim ben ona gününü!Herneyse bakın yine sinirlendim.Daha fazlası için takipte kalın🎐
21 notes · View notes
gizemliyizkankaaa · 6 months
Text
Abime yarın din sınavım var ama ben hiç bir şey bilmiyom dedim dinsiz misin dedi he knk sen de çok dinlisin bak yine sinirlendim amk
26 notes · View notes
gurbets-world · 5 months
Text
Tumblr media
Al işte adamı telefonla konuşurken yakalamış! Olacak iş mi? Yol kız yol! Tek tel kalana kadar yol :))) Kirli donu kadın yıkasın, güzel sözü başkası alsın :))) Yok öyle yağma! Yine sinirlendim! Yol kız yol :)))
31 notes · View notes
lunaxzfan · 22 days
Text
Ablam bana iskambil falı baktı...yine sinirlendim pislik herif...hayır sinirlenmeye yer aramıyorum
8 notes · View notes
safasamsa · 1 year
Text
Bu durumda siyaset mi yapılır? Evet asıl bu durumda, böyle anlarda siyaset yapılır. Önüme üç farklı tweet düştü. Biri zaten resmi hesaptı, ikisi de haber hesapları. Teyit ettim önce. Sonra sinirlendim, öfke doldum. Nefret ettim hükümetten ve onun kaypak yandaşlarından.
Öncelikle AKP'li cumhurbaşkanının taziye ve yardım dilekleri tweetini gördüm. AKP yönetiminde olmayan belediye başkanlarını aramamış. İnsan kayırmış böyle bir durumda. Kendine Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı diyen kişi yapıyor bunu.
Elon Musk Starlink uyduları için Türkiye hükümetinden onay bekliyor, ücretsiz internet erişimi sağlamak için. Yine aynı şahıs, AKP'li cumhurbaşkanı diyor ki; TURKSAT'ımız bize yeter gerek yok.
O sırada insanlar internet erişimi sorunu yaşıyor ama illa sidik yarışına gireceğiz. Türkiyemizi güçsüz göstermemek gerek.
Son olarak da bütün kanallar deprem özel yayını yaparken ATV Esra Erol veriyordu canlı yayında. Alttan da ufak bir yardım bantı işte.
Bunları unutmayın, hatırlayın. Hep kininizi diri tutun.
78 notes · View notes
oluruvar · 3 months
Text
Tumblr media
Stefan Zweig'ın hatırladığım kadarıyla en az sekiz kitabını okudum. Hepsini lisede okudum ve o yoğun duyguları etkileyici betimlemeleriyle anlatışı beni fena halde içine çekiyordu. Çok seviyordum. Sürekli yeni bir kitabını okuyasım geliyordu ve her okuduğum kitabı heyecanla aşk meşk işlerinden hiç hoşlanmayan bir arkadaşıma dizi anlatır gibi anlatıyordum. Onun aşk meşkten uzak biri olması çok tuhaf geliyordu bana liseli aşık, enerji ve hayat dolu bir bireyken. Hatta yıllar sonra onu bu konuda zorbaladığımı söyledi ve aşırı hak verdim, özür diledim. Şimdi Geçmişe Yolculuk adlı kitabını okuyorum yine Stefan Zweig'ın, sonlarına geldim sayılır. Ya kitap biraz dandik ya da benim geçmişteki halimden eser kalmamış. Hiçbir heyecan duymadım okurken. Anlatılan kavuşulamamış aşk hikayesi beni zerrrre kadar etkilemedi. Sadece "meh". Saçma sapan tavırlar bi şeyler. Biraz büyüyün be kardeşim, olmadıysa olmamıştır falan gibi şeyler düşündüm hep içimden. Adam hırslı bir köpek. Hırsı ve çalışma azmi sayesinde harika bir işe sahip oluyor. İnsanların istediği adalet onun için çalışıyor ve hakkıyla işinde yükseliyor. Hala bilmem kaç kilometre uzaktaki kadının yazdığı mektubun kat izlerini inceltiyor tekrar tekrar okumaktan, bazı kelimleri öpe öpe mürekkebi siliyor falan... Birader napıyosun ya bi kendine gel. Bi de şöyle bi şey var. Bu adam tam kadından ayrılıp uzaktaki harika işi için göçmeden önceki gece kadınla bir sevişme durumu hasıl oluyor. Kadın da "şimdi olmaz" diyor. Bu salak yıllarca ondan bu halde bence. Sevişseydi kafası rahat olurdu. Şimdi adam evlenmiş, çocuk yapmış hala daha yaşlı kadının peşinde "bana söz vermiştin" diyo, darlıyor. Çok sinirlendim ya adamı bulsam tokat manyağı yaparım nasıl a*salak bi şeymiş bu böyle. Hayatımda ilk defa şu rezil kelimeyi kullanmak zorunda bırakan Stefan Zweig sana da teşekkürler be abi
9 notes · View notes
endibewurdum · 4 months
Text
Aklıma geldi bakk yine sinirlendim
10 notes · View notes