İyi ya, madem ki hepimiz günün birinde çekip gideceğiz, o halde bunca matem, bunca kahır niçin? Sizinkisi matem değil zaten, korku, korku! Hayat demek, ölümü beklemek demektir. Az çok hepimiz denizi, yıldızları, ağaçları işte falanları filanları göreceğiz, birçok şeyin tadına bakacağız, sonra da ister istemez “Gidiyorum Elveda” şarkısını söyleyeceğiz. Öyleyse, gidenin de kalanın da gönlü hoş olsun.…
Bulacaksın kül olmuş ormanları, donmuş sevdasını ısıtmaya çalışan bir çocuğun yaktığı.
Yanacaksın ey aşkımın ıhlamur ağacı, bu ateş senin dallarını da tutuşturacak, düşlerin, gülüşlerin alev alacak ve öğreneceksin nasıl soluk alırmış acı.
Sana gözyaşlarımı bıraktım, kâğıt gemilerini yüzdür. Hani bir gün gideceğim dedim ya, o gün bugündür.
yalan söyledim, hepsini uydurdum. beni zorladılar, yalan söylemeye zorladılar. yalancının, şaşkının biriyim ben. dışımız, içimiz hepsi sahte. yalanla dolanla yürütemedim işimi, yalnız kaldım. o zaman ölmek istedim, her şey gibi ölüme bile hile kattım.