Pazar gibi pazar geçirdim bugün. Keyifli ve uzun bir kahvaltı pazar gününün olmazsa olmazıydı benim için. Dört yıl önce bir gün pazar kahvaltısı üzerine bir yazı yazmış, bu kahvaltıları daha güzel kılanın aile ile olması demiştim. Şükür ki kendi çekirdek ailemle bu haftanın pazarını kucakladık.
Hava kar ve soğukla geçen bir kaç güne inat çiçek gibiydi. Kendimizi biraz zorlayıp dışarı attık. İlk hedefimiz Kelime Müzesi oldu. Aman yarabbi benim kadar kelimelere tutkun biri bu müzeyi görmek için geç bile kalmış. Çok keyifli, samimi, görece interaktif bir müzeydi. Daha büyük olmasını tercih ederdim ama yine de beni hem eğlendirdi, hem düşündürdü hem de kelimelerle ne güzel oyunları kendimi bildim bileli oynadığımı hatırlattı bana.
Hemen ardından geçen haftaki yakın arkadaşlarımla sözleştiğimiz üzere buluştuk. Türk-Rus Dostluk Evi'ni ziyaret ettik. Burası çok da düzenli ve organize olmayan bir müze aslında. Sovyet dönemine ait bir salonda birbirinden farklı tablolar karşıladı bizi. Yine Belarus ülkelerinden ressamlara ait eserler gördük. En üst katında bizi bir görevli karşıladı. Önerisi üzerine 'samagon' isimli yerel bir içeceği kafe kısmında denemeye karar verdik. Bu içeceğin Romanov ailesinden geldiğini, Çar ve Çariçe'nin favori içeceği olduğunu bizimle paylaştı. Hatta yine içeceğin Kazak bölgesinden Romanov ailesi tarafından yapılarak kendilerine geldiğini ekledi. Kendimi tutamayıp o aileden kimseler kaldı mı ya diyerek zevzeklik ettim. Neyse ki gülüşmeler.. Masaya büyük shot bardaklarında birer içecek geldi. Saf anıma gelmiş olacak ki beyefendi hiç alkolden bahş etmediği için benim bitkisel bir soğuk içecek olarak düşündüm. Tek seferde içilmek adabıdır deyince uyandık ama üzerimizde garip bir baskı ile hep birlikte fondip yaptık. Aman yarabbi, dünyam ters döndü. Dördünüzde de bir sessizlik oldu. Sonrasında öğrendiğime göre alkol oranı %70lerde ev yapımı bir şey olduğunu öğrendim. (Gökhan kör olmayız inş. dedi sessiz sedasız) Beyefendi bir tebessümle yüzüme yorum bekler gibi bakıyordu. Kendimi tutamayıp; güzel bir deneyimdi! Dedim. (Gibi son bölümü izleyenlere selam)
Arkadaşım sessizliği bozmamak adına camdan bakarak içine içine güldü. Benim içtiğim alkolden beynim pelte. Sonrasında kendimizi kafenin terasına, Ankara'nın eşsiz gri manzarasına bıraktık. Beyefendi ile de dostane bir tokalaşma ile vedalaştık. Kendimi bir Rus kazığı yemiş gibi hissettim nedense.
Ulus'ta biraz salındıktan sonra pizza, playstation gecesi için evimizin yolunu tuttum. Bu defa beylere oyunu kaptırmayıp, kendimizi over cooked oyunumuzun sularına bıraktık.
Yetmedi tabi, canım dostumun güzel fikriyle kuğulu park a gidip yeni doğan minik kuğuları görelim dedik. Minik kuğular yoktu. Üzüldük. Bir kahve ile geceyi finalize ettik.
Emperyalizmin tanımı nedir?
Çin nasıl emperyalist?
Çin nereye yayılıyor?
Bu harita Çin'in başlattığı ipek yolu projesi. Yaklaşık 66 ülke bu kuşakta. Çin dünyanın ucuz emek cenneti. Bu ipek yolu projesi yaklaşık 3 trilyon doları geçmişti. Emperyalist olmakta temel araç sermaye ihracıdır. Gel bunlara verilerle bakalım:
Yukarıdaki grafik 2003 ve 2019 yılları arasında Çin'in Afrika ülkelerine yaptığı sermaye ihracatını gösteriyor. ABD'yi Afrika'dan nasıl süpürdüğü çok açık. Ayrıca ticaret verilerine de bakarsak durum daha da anlaşılır. Hammadde ithalatı Çin'e doğru 120 milyar dolarlık bir akış sağlamış.
Örneğin Zimbabve'de yabancı yatırımların %82'si Çin'e ait. 2008'de Mugabe hükümeti tarafından çıkarılan bir yasayla yerlileşme başlatıldı, bütün şirketlerin sermayesinin %51'ini yerli sermayeye devredilmesi gündeme geldi, Çin şirketleri davalar açtılar; 2017'de genelkurmay başkanı Çin ziyaretinden 1 hafta sonra askeri darbe gerçekleştirdi. Darbenin Çin tarafından yaptırıldığı söyleniyor.
Salt bunlar değil, telekomünikasyon, liman, altyapı vs. diğer yatırımlar ve bunların yanında 22 ülkede 29 okul açtılar ve binlerce Afrikalı genci eğitiyorlar. Tanıdık gelmiştir. Ayrıca Afrika'da bu yatırımların yapıldığı yerler Çin askerleri tarafından korunuyor.
Yaptıkları bu yatırımlarla hem ülkeleri borçlandırıp ödenemeyen borçlar sonrasında siyasi nüfuz etmek meselesi. Şu an bu aşamadalar.
Bütün bunların yanında Çin'de üniversite öğrencileri arasında marksist hareket içinde olanların çoğunun kaybolduğu ve tutuklandığı başka bir boyutu. Bir diğer boyutu dünyanın en zengin 100 insanı içinde Çinli sayısına bakmak fikir verecektir.
Bir diğeri de AVM gezmekten sıkılan kocalar için saatlik kiralık eşlikçi koca hizmeti var. Kiralıyorsun ve alışveriş boyunca kadına eşlik ediyor; diğer yandan işçiler Foxcon fabrikasında işe girişlerde intihar etmeyeceklerine dair taahhüt imzalıyor. Kısacası emperyalist hegemonya krizinde elleri çok kuvvetli; ABD henüz askeri teknoloji bakımından birinci sırada, ama bu kıyasıya rekabette gücünün tükendiği çok açık. G7 ve BRICS ülkelerinin cari açık ve fazlalarına bakmak yeterince fikir verecektir. Dünya yeni bir paylaşım savaşına gidiyor kısaca.
Emperyalizmin klasik tanımı şudur (Lenin'den alıntıyla): tekelleşme, mali oligarşi, sermaye ihracı, dünyanın kapitalist tekeller tarafından paylaşımı ve bu tekellerin dünyayı toprak bakımından bölüşmesi.
Çin Afrika başta olmak üzere Ortadoğu'ya yayılıyor. Rusya görece küçük Çin'e göre; fakat onlar da Afrika'da epey faaliyet gösteriyor.
Bu kaotik ve kanlı gidişatı ancak her ülkenin işçi sınıfı ayağa kalkarak durdurabilir. Bakalım göreceğiz.
7 Ekim Sonrası Ortadoğu'da ve Dünyada Değişen Dengelere Dair Kısa bir Not
1. Mısır istihbarat bakanı 7. Ekim'deki saldırıdan 10 gün önce Netanyahu'yu telefonla arıyor ve "Hamas'ın büyük ve yıkıcı bir saldırı hazırlığı" içinde olduğunu söylüyor. Netanyahu söylenenleri duymamazlıktan geliyor. Yani İsrail istihbaratı da, Netanyahu'da olacaklardan önceden haberdar. Hamas'ın 2 yıldır hazırlık yaptığı bilakis kendi sözcüleri tarafından açıklanıyor.
2. 7. Ekim saldırısından bir kaç gün sonra ABD, İngiltere ve Fransa İsrail'e savaş gemileri yollayacağını açıkladı. Hali hazırda Amerikan savaş gemileri zaten Akdeniz'de. Bütün bu gemi ve silah sevkiyatı Gazze için mi? Gazze dört tarafı İsrail tarafından kuşatılmış bir hapishane. İsrail'in Gazze'yi yerle bir edebilecek gücü var. Peki o zaman ABD, İngiltere ve Fransa buraya neden ek güçler yolluyor? Bütün bunlar neyin hazırlığı?
3. Hindistan şimdiye kadar İsrail'e hiç destek vermedi. İlk defa Hindistan İsrail'e destek veriyor. Batılı güçler Hindistan'a ne vadettiler ki, Hindistan İngiltere ve ABD'nin "stratejik müttefiki" olan İsrail'i can siper hane desteklemeye karar verdi. Aynı Hindistan BRICS üyesi. Rusya ve Çin İsrail konusunda Hindistan'dan farklı düşünüyor. Bu durum aralarında ki ilişkiyi nasıl etkileyecek? Hindistan'ın İsrail'i destekleme kararında Avrupa'ya uzanan enerji koridorunun etkisi büyük gözüküyor. Bu projenin başında Rusya'ya alternatif yaratmak isteyen ABD ve İngiltere var.
4. 2024 yılında Suudi Arabistan'ın ve İran'ın BRICS'e üye olması gündemde. Bunun ekonomik anlamda dünyada doların ağırlığını azaltacağı söyleniyor. Zira Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika (üye olması düşünülen devletleri de bu listeye eklersek; Arjantin, Mısır, Etiyopya, Birleşik Arap Emirlikleri vs.) oluşan bu ekonomik işbirliği teşkilatı Batı'nın küresel finans sistemi üzerinde ciddi bir baskı oluşturabilir mi? İngiltere-ABD bunu kabul edebilir mi? Bunu nasıl önleyecekler?
5. Düne kadar kanlı bıçaklı olan İran ve Suudi Arabistan Çin'in arabuluculuğunda yan yana gelmişti ki, İsrail-Filistin meselesi patlak verdi. Suudi Arabistan ile İran'ın yakınlaşması ABD-İngiltere için kabul edilebilir mi? Çin'in, Rusya'nın, İran'ın ve Suudi Arabistan'ın aynı çizgide hareket etmeye başlaması İngiltere-ABD için kabul edilebilir mi? Yoksa bu gelişmeler hem Washington hem de Londra açısından "kırmızı çizgi" mi?
6. Ruslar için Ukrayna'nın NATO'ya üyesi olması nasıl ki "kırmızı çizgi" ise, ABD-İngiltere için körfez ülkelerinin İran'la yakınlaşması da "kırmızı çizgi". BRICS'e Suudi Arabistan'ın üye olması, İran'ın üye olması, İran'ın ve Suudi Arabistan'ın İsrail'le normalleşmesi, İngiliz-ABD çıkarlarına zarar verdiği için engellenmek zorunda. Bunun içinde "iki devletli çözüm" yalanına tamamen son verilmesi gerekiyor. Rusya ve Çin ise hala iki devletli çözümden bahsediyor. Türkiye'de krizin başından beri iki devletli çözümü dile getiriyor. Ancak ne İngiltere-ABD'nin ne de İsrail'in gündeminde böyle bir çözüm planı şimdilik yok.
7. Görünen o ki; ABD-İngiltere ve İsrail bölgesel çıkarlarını koruyabilmek için kapsamını şimdiden hayal bile edemediğim bir savaşın hazırlığı içinde. Bu süreçte İran ve Suriye öncelikli hedefler olma özelliğini korurken, Suudi Arabistan, Mısır, Lübnan gibi ülkelerinde tavrına göre hareket edileceği anlaşılıyor. Tam da Rusya ve Çin'in Ortadoğu'ya dönüş yaptığı bir ortamda, ne yaparlar, muhtemel bölgesel bir savaşa dolaylı yoldan dahil olurlar mı, yoksa doğrudan girmek mi zorunda kalırlar, bugünden kesin bir sonucu varmak pekte mümkün gözükmüyor.
Rusya’da en yüksek not 5 iken, bir çocuk boş kayıt verse bile alabileceği en düşük not 2 imiş. Bu uygulamadan yeni haberdar olan biri şaşkınlıkla Moskova Üniversitesi’ndeki Dr. Theoder Medraev’e sormuş: “Boş kayıt veren bir öğrenciye neden 0 yerine 2 veriyorsunuz? Öğrencilere neden adil davranmıyorsunuz?” Medraev bu soruya şöyle yanıt vermiş; her sabah 7’de soğuk havalarda bile kalkıp okula…
Rusya'nın çeşitli operasyonları için kullandığı paralı askeri şirketi Wagner, dün itibariyle yaptığı ayaklanma çağrısı ve ülkenin bir kentinde kontrolü kısmen ele geçirmesiyle gündem olmuş görünüyor. Peki nedir bu Wagner, nasıl bir misyonla kuruldu? soL'da geçtiğimiz yıl, Nijerya'da yaşanan ve Wagner'in karıştığı bir olay üzerinden şirketi ve o günkü misyonunu anlatmıştık. Haberimizi soL okurları için aynı şekilde, yeniden aktarıyoruz.