Tumgik
#okuma günlüğü
yorgunherakles · 6 months
Text
"...her şey ortadan kalkamaz; geriye iptal edilemez bir küçük iz kalır."
didier anzieu - beckett
29 notes · View notes
yeryuzugokyuzu · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
03.12.2023
şifa niyetine kitap...
26 notes · View notes
hcagla · 9 months
Link
0 notes
suyun-rengi · 1 year
Photo
Tumblr media
hem ayraç hem okuma günlüğü
0 notes
nadirakkus · 2 years
Photo
Tumblr media
GHOST GÜNLÜĞÜ.. . . . . #çaymolasıkitapsefası #okuma #okumak #okumakgüzeldir #okumasevdası #okumayıseviyorum #okumasaati #okumasevgisi #bookstagram #okumakayrıcalıktır #kitap #bookself #kitapsevgisi #kitapaşkı #kitapokumak #read #reading #readingtime #readingbooks #kitapkurdu #kitapsever #kitaplık #kitaplar #book #booklover #kedicik #kediler #kedi #cats #cat (Nadir Akkuş Design / Leiurus Wooden Art) https://www.instagram.com/p/CfreGSUsn1_/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
1kitap1film1sarki · 6 years
Text
Tumblr media
📚 Belki de Üzülmeliyiz 📚
Belki de üzülmeliyiz diyor Ahmet Murat aşk seçkinlerinden olamadığımız için. Aşkın ateşinin bize değmediğine sevinmek yerine evet belki de üzülmeliyiz.. Ahmet Murat’ın hayatın içinden bağlantılar kurarak kaleme aldığı denemelerden oluşan bu kitap, bizi modern dünyanın üzülmeye atfettiği negatifliği sorgulamaya itiyor.
Bir yandan da anlattığı hikayelerle ile modern zamanın neleri değiştirdiğini gösteriyor bizlere. Bunu yaparken didaktik bir dil kullanmıyor Ahmet Murat. Kendi çocukluğundan hikayelerle gösteriyor bize yaşanan değişimi ve kaybedilen değerleri. Kitaptaki her deneme birbirinden bağımsız olsa da dönüp dolaşıp aynı noktaya bağlanıyor: gelenek ile modernliğin uyuşmazlığı.
Ahmet Murat’ın yazdıklarından derdinin ders vermek olmadığı açık. O, düşünmeye bir kapı aralama çabası içerisinde. Günlük hayatta fark edemediğimiz birçok değişimin arkasında kaybettiğimiz değerleri düşünmeye sevk ediyor bizleri.
Birçok mesele hakkında farklı bir bakış açısı görmek isteyenler için şiddetle tavsiye edeceğim bir kitap Belki de Üzülmeliyiz.
İyi okumalar..
41 notes · View notes
albay34-blog · 3 years
Text
Kedisever kitap tutkunlarının yeni okuma günlüğü...
Kedisever kitap tutkunlarının yeni okuma günlüğü... Ziyaret ettiğiniz kitaplar sizde nasıl izler bırakıyor? Kitapların iç dünyanızdaki yansımalarını yazıya döker misiniz? Peki, bir okuma günlüğü tutmak okuma alışkanlıklarınıza neler katabilir?
Kedisever kitap tutkunlarının yeni okuma günlüğü… Ziyaret ettiğiniz kitaplar sizde nasıl izler bırakıyor? Kitapların iç dünyanızdaki yansımalarını yazıya döker misiniz? Peki, bir okuma günlüğü tutmak okuma alışkanlıklarınıza neler katabilir? Okuma Günlüğü, okuduğunuz kitaba dair unutmak istemediğiniz ayrıntıları, yorumları, anahtar sözcükleri, alıntıları ve sizde uyandırdığı çağrışımları not edip…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
deveran-i-dem · 6 years
Text
Şeriat-ı İslâmiye, aklî bürhanlar üzerine müessestir. Bu şeriat, ulûm-u esasiyenin hayatî noktalarını tamamıyla tazammun etmiş olan ulûm ve fünundan mülahhastır.
Evet tehzibü'r-ruh, riyazetü'l-kalb, terbiyetü'l-vicdan, tedbirü'l-cesed, tedvirü'l-menzil, siyasetü'l-medeniye, nizamatü'l-âlem, hukuk, muamelât, âdâb-ı içtimaiye vesaire vesaire gibi ulûm ve fünunun ihtiva ettikleri esasatın fihristesi, şeriat-ı İslâmiyedir.
İşarat-ül İ'caz
36 notes · View notes
yantekerlek · 3 years
Text
Bazı kişiler meseleyi baltalamak, sulandırmak, odak kaydırmak için (Osmanlı çok umurlarındaymış gibi) "Filistinliler Osmanlı'yı sattı" temasıyla ırkçılık pompalıyor.
Olmadı "topraklarını sattılar" teması da hazır ellerinde.
Lütfen doğru bilgiler ışığında bu meseleyi ele alalım.
Z. TUBA KOR’DAN FİLİSTİN-İSRAİL İLE İLGİLİ KİTAP TAVSİYELERİ
"Yoğun talepleriniz üzerine Filistin ve İsrail ile ilgili kitap tavsiyelerimi paylaşıyorum.
Daha evvel Ortadoğu, Filistin-İsrail meselesi, çağdaş fikri akımlar, dinler ve mezhepler tarihi, Arap ve İslam tarihi ile ilgili kaynakların yanısıra, önemli bazı düşünürlerin eserleri ve çeşitli konularda 100 kitap tavsiyemi şu linkte paylaşmıştım.
tık
İTÜ Diriliş ve Medeniyet Kulübü Kudüs Masası’nda okuttuğum kaynaklar:
(İki ay süren okuma grubumda okuttuğum şu kitaplar ve makaleler konuyu farklı yönleriyle öğrenmenizi sağlayacak temel kaynaklardır.)
William Cleveland, Modern Ortadoğu Tarihi, Agora Kitaplığı içinde:
13. Bölüm (sf. 265-300),
17. Bölüm (sf. 374-406),
22. Bölüm (sf. 520-524),
23. Bölüm (sf. 546-565).
(Bu bölümleri tartıştığımız videoların linkleri aşağıdadır.)
Zahide Tuba Kor, “Geçmişten Günümüze ‘Filistin Meselesi’”, Ortadoğu Günlüğü,
tık
Zahide Tuba Kor, “Filistin’in Kaderini Belirleyen Büyük Savaş”, Ortadoğu Günlüğü,
tık
Zahide Tuba Kor, Fatma Tunç Yaşar ve Sevinç Alkan Özcan, Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine Filistin, İHH Kitap (Kitabın baskısı yok; PDF’sini şu linkten indirebilirsiniz: tık )
Ilan Pappe, Unutulmuş Filistinliler: İsrail’deki Filistinlilerin Tarihi, Küre Yayınları.
Kenize Mourad, Toprağımızın Kokusu: Filistin ve İsrail’in Sesleri, Everest Yayınları.
Adrian Guerin, “Su Vermezsek Gitmek Zorunda Kalırlar”, Orient XXI, 25.6.2020,
tık
Jonathan Cook, “İsrail’in Casus Teknolojisi Nasıl Hayatımızın Derinliklerine Ulaştı?”, Middle East Eye, 11.11.2019,
tık
Jonathan Cook, “İsrail-BAE Anlaşması: Düzmece Barış Endüstrisi Canlanıyor”, Middle East Eye, 15.8.2020,
tık
Daniel Levy, “Ona (Filistin-İsrail) Barış Planı Demeyin”, the American Prospect, 30.1.2020,
tık
Zahide Tuba Kor, “ABD Seçimleri Yahudi Seçmenler Arasındaki Bölünmeyi Derinleştirdi”, Anadolu Ajansı, 11.11.2020,
tık
NOT: Bu listenin en başındaki William Cleveland’in Modern Ortadoğu Tarihi kitabını okurken eş zamanlı İTÜ’deki okuma grubumun yayınlanan şu videolarını izleyebilirsiniz:
13. Bölüm için: tık
17. Bölüm için: tık
22. ve 23. Bölüm için: tık
İsrail ile ilgili son dönemde yaptığım çeviriler:
David Hearst, “Kudüs Patlamaya Hazır, Dünya Uyarılmadık Diyemez”, Middle East Eye,
tık
Mustafa Ebu Sneyne, “Lehava: Filistin Karşıtı, Aşırı Sağcı İsrailli Grup Kudüs’te Yürüyüşte”, Middle East Eye, 29.4.2021,
tık
David M. Weinberg, “İsrail’in Siyasi Uçları: Bırakın Aslan Kuzuyla Birlikte Yatsın”, Jerusalem Post, 25.3.2021,
tık
Jonathan Cook, “İsrail Seçimleri: Aşırı Sağ Muzaffer, Tek Engel Netanyahu”, Middle East Eye, 29.3.2021,
tık
FİLİSTİN-İSRAİL İLE İLGİLİ DİĞER KİTAP TAVSİYELERİM
Büyüklerin de okuyabileceği ama özellikle ortaokul-lise çağı için Filistinlilerin yaşadıklarını anlatan çok başarılı iki çizgi roman:
Joe Sacco, Filistin, İthaki Yayınları.
Joe Sacco, Gazze’nin Dipnotları, İthaki Yayınları.
Diğer kitaplar:
Ilan Pappe, Modern Filistin Tarihi, Phoenix.
David Hearst, Silah ve Zeytin Dalı: Ortadoğu’da Şiddetin Kökenleri, İyidüşün Yayınları.
Avi Shlaim, Demir Duvar: İsrail ve Arap Dünyası, Küre Yayınları.
Avi Shlaim ve Eugene L. Rogan, Filistin Uğruna: 1948’in Tarihini Yeniden Yazmak, Küre Yayınları.
Avi Shlaim, Filistin’i Bölüşmek: Kral Abdullah, Siyonistler ve Filistin’i Taksim Siyaseti, Küre Yayınları.
Tuğçe Ersoy Ceylan, İsrail’de Çatışan Kimlikler: Filistinliler ve Yahudiler, Küre Yayınları.
Bora Bayraktar, Oslo Barış Süreci: İsrail-Filistin Barış Görüşmeleri, Küre Yayınları.
Theodor Herzl, Yahudi Devleti, Ataç Yayınları.
Theodor Herzl Hatıraları, Boğaziçi Yayınları.
Reşad Abdullah Şami, Din Devleti İsrail İsrail’de Dini Cemaat ve Partiler, İlke Yayınları.
Roger Garaudy, Siyonizm Dosyası, Pınar Yayıncılık.
Roger Garaudy, İsrail, Mitler ve Terör, Pınar Yayıncılık.
Norman Finkelstein, Soykırım Endüstrisi Yahudi Acılarının İstismarı, Söylem Yayınları.
Taha Kılınç, Kudüs Yazıları,
Sefer Turan, Allah’a Ismarladık Kudüs, Pınar Yayınları.
Sefer Turan, Kudüs Tarihin Kalbi, Pınar Yayınları.
Larry Colins-Dominique Lapierre, Kudüs Ey Kudüs, Kronik Kitap.
İsmail Başaran, Ana Hatlarıyla Amerikan Yahudiliği: Tarihsel Süreç ve Gruplar, Çizgi Kitabevi.
John Mearsheimer ve Stephen Walt, İsrail Lobisi ve Amerikan Dış Politikası, Küre Yayınları
Salime Leyla Gürkan, Yahudilik, İsam Yayınları.
Israel Shahak, Yahudi Tarihi, Yahudi Dini, Anka Yayınları.
Israel Shahak, İsrail’de Yahudi Fundamentalizmi, Anka Yayınları.
Rashid Khalidi, Iron Cage: The Story of the Palestinian Struggle for Statehood, Beacon Press.
NOT: Filistin-İsrail ile ilgili YouTube’a yüklü konuşmalarımın linklerine şu linkten ulaşabilirsiniz:
tık
(Beytülmakdis Akademi, @birvaize Instagram hesabı, Burak Derneği, MÜİF Kudüs Araştırmaları’nda vs. yaptığım birçok konuşmam bulunmaktadır.)"
Alıntıdır. kaynak
95 notes · View notes
mevsimsizcicek · 3 years
Text
Tumblr media Tumblr media
MAYIS’21
Geçerken çok kısa gelen ama içine bir sürü şey sığdırdığımı yeni fark ettiğim mayıs ayı.
Üzerime yapışan ve bitmek bilmeyen bahar yorgunluğu bu ayın sonlarına doğru beni çok yorduğuna karar verip biraz da başka dertler seni yorsun diyerek yerini bitmek bilmeyen anksiyeteli gecelere bıraktı. Her ayın 15 günü psikolojik olarak korkunç kötü geçiyor ve nisan-mayıs aylarında hayatımda yaptığım ani değişiklikler nedeniyle bir ayın başında bir de sonunda anlatmaya kelimelerin yetmeyeceği bir bataklığa saplandım ve bu ayın tamamı çöp oldu. İşin tuhafı ne biliyor musunuz, içinde tepinip durduğum şeyi kendim dahil kimseye açıklayamamam. En son arkadaşımla konuşup sessiz ve sesim titreyerek ben hiç iyi değilim ama bana ne olduğunu da anlamıyorum deyip balkondan tekrar odama girip yastığa gömülüp haykırarak ağladığımda içimin tarif edemediğim bir şekilde rahatladığını ve en çok da benim kendimi anlamadığımı fark ettim. Bu böyle filmlerde yaşanan aydınlanmalar gibi bir şeydi. Sonra etkisi gitti.
Çok fazla kahve içiyorum. Öyle böyle değil. Birçok manada kötü şekilde etkilediğinin farkındayım. Ama hayatımda keyifle yaptığım nadir şeylerden. Hepsi Gilmore girls'ün suçu demek isterdim ama ne yazık ki kafein batağına bile isteye kendim düştüm. Bazen başım dönüp yaprak gibi sallandığımda ölçüyü kaçırdığımı anlayıp biraz frenliyorum kendimi, ertesi gün kaldığımız yerden devam.
Tumblr media Tumblr media
Geçen ay yogaya başlamıştım. Sırf dayanılmaz hale gelen sırt ağrılarım biraz dinsin diye başladığım ve ruhsal anlamda iyi geleceğini düşünmediğim, felsefesine ise gördüğüm tuhaf örnekler yüzünden son derece uzak ve ön yargı dolu olduğum yoga, ön yargılarımı bir güzel kırmaya başladı. Ertesi gün teslim etmem ve daha başlamadığım ödev ve sunum hazırlığım beklerken kendimi yoga yaparken bulduğumda hayatıma bir alışkanlık olarak katmaya karar verdim. Ruhuma gerçekten iyi geliyor mu yoksa bana asıl iyi gelen şey kendime vakit ayırmak mı bilmiyorum. Bildiğim tek şey ne olduğunu tarif bile edemediğim ve içimden bir türlü atamadıklarımın üzerimdeki baskısını inanılmaz şekilde hafifletmesi. Bu da bana yeter.
Geçen ayın son günlerinde başladığım ve bu ay devam ettiğim bir diğer şey ise şükür günlüğü. Bu yıl kendim için ajanda alırken annemde bir günlük ajanda istemişti. Baktım kullanmıyor, ona biraz kırıldım ama neyse konumuz bu değil, ajandayı alıp her gün o gün için şükrettiğim/minnet duyduğum şeyleri yazmaya başladım. Başlarda şükürle karışık o gün bana huzur veren şeyleri de yazmışım, çok da güzel olmuş. Şükür günlüğünün insanın kimyasını olumlu yönde değiştiren tuhaf bir yönü var. Dürüst olmak gerekirse ben bu kadar etkili olabileceğini düşünmemiştim. Günlük akışta farkında olmadan yaptığım ya da sahip olduğum her şeyin aslında bana verimiş bir zenginlik olduğunu dolayısıyla sahip çıkmam gerektiğini fark ettirdi. Bu arada bu günlüğün okuma yazmayı öğrenen çocuğun iki-üç kelimelik cümlelerden oluşan günlüğüne dönüşmesi de an meselesi. İşte burada devreye işin derinliğini keşfetmek giriyor.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Ah Eurovision ah! Ne güzel etkinlikler vardı, çıldırcam düşündükçe. Final gecesi geç saatte bitince uykum bölündü ben de oturup sevdiğim eski eurovision şarkılarını dinlemeye başladım. Ortaokuldaydım, o yıl okul, tenefüslerde tüm okula şarkı dinletmek gibi tuhaf bir etkinlik yapmaya karar vermişti Hadisenin katıldığı yıl hangi şarkıyla katılacağımız belli olduktan sonra yarışmaya kadar hatta yarışmadan sonra okul kapanana kadar her gün teneffüslerde düm tek tek çalmıştı. Aklıma geldikçe kendimi gülmekten alamıyorum. Benimse bu şarkıyla zerre alakam yoktu çünkü benim aklım ilk platonik aşkım olan Norveçli çocuktaydı. Bir gün celebrity crush'ınız kimdir sorusu alırsam vereceğim tek cevap.
Ayy bu aylık değil miydi ya, celebrity crusha nerden geldik şimdi!
Neyse işte o final gecesi yüzünden önceki yıllarda çılgınlar gibi dinlediğim tüm şarkıları baştan dinlemeye başladım.
🎈🎈🎈🎈
Bir buçuk saattir başında oturduğum yazıyı baştan okumaya cesaretim yok. Kim bilir neler döküldü beynim ve ellerimin işbirliğinden.
Yazarken dinlediğim iki şarkıyı ekleyip kaçayım.
Çerkesçe bir şarkı, modunuz iyi değilse dinlemeniz önerilmez ve beni tuhaf bir şekilde çok etkileyen bir başka şarkı.
🌿
24 notes · View notes
mertnews · 3 years
Text
KOF AYDIN!
Tumblr media
MertReport Jan 6
Önce Ali Bulaç, ardından Şahin Alpay sonra Ahmet Turan Alkan… Kaçınılmaz bir eleştirinin satır başları…
Ahmet Turan Alkan’ın yazısını okuyunca birden dilimden döküldü: Kof Aydın, korkak ülkücü, o da F-A-N-T-İ-K-O demiş…
Tumblr media
#Alkan, için bu “kaçınılmaz bir son” olmamalıydı. Onu hep mahkemedeki duruşuyla hatırlamalıydık. Cezaevine tekrar girmemek için muktedirin önünde secde etmesiyle değil…
“Kof aydın”… İfadenin aslında Kof Kabadayı’dır. Alkan’ın adaşı gazeteci-yazar Ahmet Altan tarafından bugünün muktediri Tayyip Erdoğan için kullanılmıştır. 2011 yılında “Ucube Heykel” tartışmasında Erdoğan’a sert çıkan Altan, “Bu mu senin adamlığın, bu mu senin delikanlılığın?” diye sormuş ve “Güçsüze babalanmak kolay. Ama kabadayılık öyle olmuyor, delikanlılık öyle olmuyor. Yiğit adam, önce güçlüye kafa tutar.” demişti.
Tumblr media
Sarayın Sultan’ı bu yazıyı hiç unutmamıştı. Dava üstüne dava açılmış ve #AhmetAltan’ı #15Temmuz kumpasıyla ilişkilendirerek idamla yargılamıştı. Ahmet Altan, mahkemedeki o ünlü savunmasında “3 yetmez, 6 idam isteyin” diyerek dik duruşuna devam etmiş ve “Böyle bir iktidardan korkmaktansa, kalan ömrümü hapishanede geçirmeyi tercih ederim” demişti.
#AhmetTuranAlkan’da tutukluyken şöyle seslenmişti: “Evet, ben Ahmet Turan Alkan; Zaman yazarıyım, muhalifim. Yazdıklarımla ve fikri duruşumla gurur duyuyorum. Kesinlikle pişman değilim. Majestelerinin hukukuyla yargılanıyorum. Boğazımı kesen bıçağı yalamayacağım. Zalimden af dilemeyeceğim.”
Yazdıklarıyla ve fikri duruşuyla insanların kendisiyle gurur duymasını sağlamıştı.
Ancak ne olduysa tahliyesinin ardından gerçekleşti. “Majestelerinin hukukuyla yargılanıyorum” diyen, “Bana ağır müebbet verebilirler, ama hukuken mahkûm ve daha önemlisi mahcub edemezler. Hapiste tutabilirler ama inandırıcı bir suç isnad edemezler” diyen Alkan, Yargıtay’ın onama kararının ardından içindeki “Hüseyin Gülerce” ortalığa çıktı. “Bu zindanda beni öldürebilirler” diyordu, kendisi “harakiri” yaptı.
Bir entelektüelden “eline metin tutuşturulmuş korkak bir itirafçıya”, iftiracı döndü. AKP Mccarthyizmine yenildi. Mazisini, duruşunu, kalemini, kelamını sattı. Alkan, Türkiye Günlüğü dergisinde yarattığı Recai Güllaptan karakterine döndü. O zaman güldürüyordu, şimdi güldürmüyor, kendisine acındırıyor.
Türkiye Günlüğü’nden itibaren yazılarını takip eden, kitaplarını okuyan ben ve benim gibiler için büyük bir hayal kırıklığı…
Tumblr media
Ahmet Turan Alkan, “özeleştiri” dediği ve altına imza attığı metinde yazılanlara ne kadar inanıyor bilmiyorum. Düne kadar kendisininde inandığını zannetmiyorum. Özellikle “tüydüler” (!) iddiasına, Ekrem Dumanlı (@ekremdumanli), Abdulhamit Bilici (@ahamitbilici) gibi isimlerin cevap verecektir… Gazeteci meslektaşları, gazete yöneticileri pizza dağıtarak, uber yaparak nasıl bir eli yağda (!) bir eli balda (!) yaşadıklarını her halde anlatacaklardır…
Ancak görünen odur ki,
Ahmet Turan Alkan kalıbının adamı çıkmadı…
Çıplak aramaya maruz bırakılan üniversiteli geç kızlar kadar olamadı…
Pazarda zeytin satan savcılar, temizliğe giden hakimler kadar dik duramadı
Cezaevlerinde öldürülen masumlar kadar, mazlumlar kadar direnemedi
Malına, mülküne el konulan, iş adamlar kadar dünya nimetlerini boş veremedi…
Binlerce insan gibi haksız yere yıllarca hapiste yatan Rizeli Ruşen Çolak (@Rusencolak053) kadar delikanlı, vefalı olamadı… “Allah var gam yok” diyemedi..
Boğazını kesmeyen çalışan bıçağı, sadece yalamakla kalmadı,
O bıçakla kendisine inanan insanları sırtından hançerledi…
Kof bir aydın, korkak bir ülkücü gibi davrandı…
Turfa Müneccim dediği Hüseyin Gülerce’ye yoldaş oldu…
Tumblr media
Şimdi, kimse bana “yıkılası hanedeki evladı iyali” bahane göstermesin…
“Sınanmadığın imtihandan” diye cümleler kurmasın…
Ahmet Turan Alkan olmanın bir bedeli var…
“Ateş tecrübeleri”nin yazarı olmanın bir sorumluluğu var…
Kalemin hakkı, kelamın namusu var…
İşin edebiyatını yapmak değil, yaşamak var…
Bu sınavdan çaktı…
Tumblr media
Önce Ali Bulaç, ardından Şahin Alpay sonra Ahmet Turan Alkan…
Daha kıtalararasındaki akedemisyen tayfasını (Gökhan Bacık, Özgür Koca, Ahmet Kuru) saymıyorum…
Menfaat dostu, gücün yanaşması olduklarını gösterdiler…
Sarayın önünde eğilmekle kalmadılar, diz çöktüler, el etek öptüler…
Kimse de bugünler nasıl olsa geçer, yaptıklarımız, yazdıklarımız, söylediklerimiz unutulur diye düşünmesin…
Yanılgı yanılgı, büyüyen hayal kırıklıkları…
Unutulmaz, unutulmaz!!!
Ahmet Altan’ın söylediği gibi, “Güçsüze babalanmak kolay. Ama kabadayılık öyle olmuyor, delikanlılık öyle olmuyor. Yiğit adam, önce güçlüye kafa tutar.”
Ne Ali Bulaç, ne Ahmet Turan Alkan, ne de Şahin Alpay kalemin hakkını, kelamın namusunu koruyabildiler… Üçü ne bir Ahmet Altan veya “kartondan flüt yapan” isimsiz masumlar kadar olamadı…
Hiçbiri de Reis’ten korktukları kadar, Allah’tan korkmadı…
Ahde vefa göstermediler…
Hakkın hatırı alidir diyemediler…
3 günlük dünya menfaati için geride bıraktıkları onca yıllık hayatlarını bir çırpıda sildiler.
Ne Ahmet Turan Alkan, adaşı Ahmet Altan gibi olabildi
Ne Ali Bulaç adaşı Ali Ünal gibi olabildi…
Tumblr media
Geriye yanılgı yanılgı, büyüyen bir hayal kırıklıkları bıraktılar…
Şimdi, kof aydınların kütüphanemdeki kitaplarını yakma vakti…
Şimdi Ahmet Altan’ın savunmasını tekrar okuma vakti…
Umarım bir gün onunla o da, aydın duruşunu değiştirmez, bizi hayal kırıklığına uğratmaz
O da F-A-N-T-İ-K-O demez…
3 notes · View notes
yorgunherakles · 8 months
Text
en ağır yükün, gerçekleştiremediğin potansiyelin.
carl jung - dört arketip
28 notes · View notes
yeryuzugokyuzu · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media
...
13.11.2023
18 notes · View notes
musfika-hanim · 3 years
Text
İki gündür günlük yazmadım dedi. Sonra da ama zaten önemli bir şey olmadı ki dedi. Sonra da "ama yarın kahvaltıya misafirimiz gelecek yazacak bir şeyler çıkar" dedi. Yarın değil pazar günü geliyorlar ama dedim.
Neyse yarına bir ekşın bulmak lazım. Küçük kızçeye günlüğü için mevzu lazım :)
*onun günlüğünü okuma teşebbüsünde asla bulunmam. Daha 10,5 yaşında ama özeline de girmek istemem. Belki de okuyacak olduklarımın derin hüzün içermesinden korkuyorumdur. Evet tam olarak öyle..
9 notes · View notes
1kitap1film1sarki · 7 years
Photo
Tumblr media
İlk kitap tavsiyemiz ile merhaba diyelim :)
 İlk kitabımız Tolstoy'un kaleme aldığı 'Diriliş' kitabı. 
 Öncelikle şuna bir açıklık getireyim ki kitap tavsiyelerimde kitabın özetini bulamayacaksınız. Özetten ziyade bu kitabı neden okumalı? sorusuna yanıt bulmaya çalışacağım. Kitaba geri dönecek olursak kitap aslında Tolstoy'un son dönemlerinden izler taşıyor. Kitabın kahramanı Nehlüdov'un başı mal varlığıyla dertte. Kendisi her ne kadar özel mülkiyete karşı olsa da bir dönem rahatlık ağır basıyor ve burjuvaya adımını atıyor. Sonrasında ise tüm bunlardan kurtulmaya çalışıyor. Bu yönüyle benziyor Tolstoy'un son dönemlerine. Zira Tolstoy da yaşamının son demlerinde malını köylülerle paylaşıp onlar gibi bir hayat yaşamaya tercih etmiş.  
Şimdi gelelim esas meseleye: bu kitabı neden okumalı? 'Diriliş' kitabında işlenen temel mesele suç ve ceza ilişkisi ve verilen cezaların caydırıcılığı problemi. Tolstoy Nevlüdov'un ağzından suçun toplumsallığını ele alıyor. Romanda suçlu olduğuna kanaat getirilen ki suçlu olmayan Katyuşa'yı kurtarmaya çalışıyor Nehlüdov. Bu uğraşın bir sebebi de Katyuşa'nın yaşamı boyunca dolambaçlı yollara sapmasında kendisinin payı olması. Hem suçum toplumsallığı hem de bir kesimin en ağır cezaları alırken bir kesimin hiç cezaya layık görülmemesi de eleştiriliyor kitapta. Bir de önemli bir mesele de dikkat çekiyor ki o da verilen cezaların niteliksizliği. Günümüzde de ele alınması gereken bir mesele. Cezaevleri bir ceza mı yoksa bir kafa dinleme ve dinleme merkezi mi? Bunu bir düşünelim derim.
 İyi okumalar...
@okuyorumla
43 notes · View notes
Text
⭐⭐⭐⭐⭐
Bundan üç sene önce başladım şükür (minnet) günlüğü tutmaya.
Bu günlüğü de üç başlık altında tutmaya devam ettim.
🌸 Beni mutlu eden şeyler listesi. En küçükte olsa mutluluk kaynağı...
🌸 Sevdiğim şeyler listesi. Uzakta olsada yakınımda çok çok hissettiğim yürekteki heyecanım...
🌸 Allaha teşekkür dolu tefekkür listesi. En ince ayrıntılara kadar...
Ufak ufak bile olsa yazdım. Yazmanın manevi yönden beslediğini farkettim daha mutlu oldum ve hergün bize bahşedilen nimetlerin farkına vardım. Mesela bu sabah yeni bir güne uyanmanın şükrü,
Elimi uzatıp raftan bardak alabilmenin şükrü,
İçebildiğim sıcacık bir kahve yada çayın tadına varabilmenin şükrü...gibi...
Aslında sadece bakmak yetmiyor görebilmek, farkedebilmek, hissedebilmek, şükredebilmek...
Hayata başka bir gönül penceresi açıyor.
Gönlümüze dokunmalı, sadra şifa olmalı tüm uğraşlarımız.
Zamanımızı verimli kullanmamız.
Çok önemli bir zenginliğimizin farkına varmayı başaramıyoruz.... o da Zamanımızın....
Neyi daha fazla yapıyoruz?
Neleri erteliyoruz?
Bu arada zaman hızla yol almışken bizler zamanın neresindeyiz.
Onunla beraber mi yol alıyoruz. yoksa arkasından koşup yetişmeye mi çalışıyoruz ya da alıp başını giden zamanı seyretmekle mi yetiniyoruz.
"Zamanı nasıl kullandığınız sizin kim olduğunuzu ele verir".
Ufak ufak planlar yapıp, güne erken başlayıp mesela,
küçücük de olsa okuma vakitleri ayırın kendinize, sevdiğiniz bişeyler yapın, uğraşın, üretin yani...
Sevdiğiniz şeylerin listesini tutun, bir "minnet günlüğü " edinin kendinize. Minnet duyun nefes aldığınız her vakte ve zamana ve en fazla Allaha...
Sevgi Saygı Sunuyorum bu satırları okuyanlara... muhabbetle
Cumanın Feyz Ve Bereketi Üzerinize Olsun...🌺
________________°🌺💞🌸°_________________
🎀
21 notes · View notes