Tumgik
#neden memnun oldun
istekligurbetci · 9 months
Text
Kiralık Oda Verdiğimiz Genç Karımı Sikiyor! (Sedat 36 Y., İstanbul)
Merhaba fantazi ve seks hikayesi severler. Bu hikayemizi karımla birlikte yazıyoruz. Biz İstanbul'da mütevazi bir yaşantı süren, (karım 32 ve ben 36 yaşında) evli bir çiftiz. Karımla sınırsız bir seks yaşantımız var ve çok mutluyuz. Ancak kısa bir süre evvel ekonomik sıkıntılar yaşadık ve 3 oda bir salon olan evimizin bir odasını öğrenciye kiraya vermeyi kararlaştırıp internete ilan koyduk. Kısa sürede birçok kişi aradı. İçlerinden bir Üniversite öğrencisi ile eve yakın bir Cafede buluştuk. Delikanlı çok yakışıklı ve atletik yapılı bir gençti, ayrıca oldukça çekingendi, karımla beni görünce eli ayağına dolaştı. Karım mini bir etek giymiş, rahat tavırlarla yanımda oturuyordu. Oturunca eteği iyce sıyrılmış, baldırlarına kadar görünüyordu. Delikanlı titrek sesle adının Murat olduğunu ve bizi rahatsız etmeden evin bir odasını kullanacağını söyledi. Biz de kendisini temiz ve dürüst biri olarak gördüğümüzü söyleyip, şartlarımızı da belirterek anlaştık. "İstersen eve gidelim, evi de gör." dedik. Murat çok memnun oldu ve birlikte eve gittik.
Onun kalacağı odayı gösterdik, bakıp beğendi, sonra salona geçtik. Karım, "Birşeyler içer misiniz?" dedi. Murat meyve suyu istedi, ben bir bira istedim. Karım bizim içeceklerimizi verdikten sonra kendisine de bir bira alarak salona gelip karşımıza oturdu. Murat halen çekingen tavırlarla bir bana bir karıma bakıyor ve kendisini kabul ettiğimiz için teşekkürler ediyordu. Murat'a çok eşyasının olup olmadığını sordum. Sadece özel eşyalarının olduğunu söyledi. Karım, "Peki yatak falan yok mu?" dedi. Murat, "Memleketten isterim gönderirler, ancak ailemin yurttan ayrıldığımı bilmelerini istemiyorum..." dedi. Ben de, "O halde dert etme, bir süre salonda yatarsın, sonra da ikinci el birşeyler alırsın." dedim. Bu arada karım Murat'a, "Burası artık senin de evin, rahat ol ve hiç bir konuda yabancılık çekmene gerek yok!" dedi ve birasını bitirip, 3 adet bira ile tekrar geldi. Birini Murat'a verdi. Murat, "Ben pek içmem abla." deyince, karım, "Sıkılma rahat ol, içmek istersen iç, ancak alkol almıyorsan ısrar yok!" dedi. Murat biraz rahatlamış, "Bazen arkadaşlarla içiyoruz, sizin hatırınız için içeyim." dedi. Karım, "Hah şöyle! Rahat ol!" dedi.
Biralarımızı içerken karım Murat'a, "Bu akşam yurda gidecek misin?" dedi. Murat da, "Gitsem iyi olur, sizi rahatsız etmek istemiyorum. Hem eşyalarım da yok daha." dedi. Ben, "Yok canım gitmene ne gerek var, yarın gider eşyalarını getirirsin. Bu gece burda yatarsın artık." dedim. Murat sıkılarak, "Pijamam falan yok..." dedi. Bu sözler üzerine karım kalktı, "Ben üzerimi değiştirmeye gidiyorum, gelirken sana Sedat'ın giydiklerinden getiririm." dedi ve yatak odamıza gidip bir süre sonra içi tamamen görünen kırmızı mini geceliğini giymiş, elinde iki adet Boxer Pijama ile geldi. Birini Murat'a birini de bana verip, "Al değiştir üzerini ve rahat ol, karnın açsa dolapta yiyecek var, çekinme." dedi. Biz dışarda yediğimiz için toktuk, Murat da aç değilmiş, teşekkür etti. Ben hemen pantolonumu ve gömleğimi çıkardım ve Boxeri giydim. Fakat Murat üzerini değiştirmedi, karıma utangaç bir şekilde bakıp önünün kabarıklığını saklamaya çalışıyordu. Karım da bunu farkedip Murat'a, "Artık sen de bu evin ferdi oldun, kocam karşımda nasılsa, senin de karşımda öyle olman gerekiyor, yani kendi evindesin sonuçta, öyle değil mi?" dedi.
Murat, "Tabii ki..." deyince, karım Murat'a, "O halde gel bakalım benimle yatak odasına!" dedi. Ben gülerek, "Hayırdır aşkım, ne yapacaksın çocuğa?" :) dedim. Karım da gülerek, "Korkma aşkım, üstüme çekmeyeceğim, yastık yorgan çıkarmama yardımcı olacak sadece, yoksa bizimle aynı yatakta mı yatacak?" :) dedi. Ben de, "Neden olmasın ki? Nasılsa evimizin bir ferdi!" :) dedim. Bu sözler Murat'ı delirtmiş olmalı ki, pantolonunun önü çadır kurmuş durumda idi ve yerinden zor kalktı, karımın poposuna bakarak peşinden gitti. Sadece Murat değil, ben de felaket heyecanlanmıştım. Bazen karımla sevişirken aramıza bir başka erkeği aldığımızı hayal ederek fantazi kurardık, karım o zaman daha fazla azardı. Tabii ki odayı kiraya vermemiz bu amacı gütmüyordu. Yatak odasından Murat'ın sesi geliyordu, "Abla burda olmaz lütfen..." diye. Karım da, "Hadi ama, rahatlayacaksın!" diyordu. Merakımdan dayanamadım, ne oluyor diye bakmaya gittim. Karım Murat'a benim Boxerlardan birini vermiş, üzerini değiştirmesini, havanın çok sıcak olduğunu söylüyordu. Murat beni görünce titrek sesle, "Böyle rahatım abi..." dedi. Ben de, "Olur mu canım, değiştir üzerini, gömleğini de çıkar rahatla!" dedim.
Murat ısrarlara karşı koyamayıp önce pantolonunu çıkardı, Boxeri giydi ve gömleğini çıkardı. Artık önünü saklayamıyordu, dimdik olmuştu. Ben çıktım yatak odasından kendime bir bira daha aldım. Karımın azdığını ve Murat'a kesin siktireceğini düşünüyordum. Meraktan yatak odasına doğru yaklaştım. Beni farketmiyorlardı. Karım yatağın üzerine çıkmış, dolaba uzanıp yastık yorgan çıkartıyor ve Murat'a uzatıyordu. Karım birden dengesini kaybedince, Murat karımın bacaklarına ve beline sarılıp kucağına aldı ve birlikte yatağa düştüler. Karım Murat'ın resmen sikinin üzerine oturmuştu. Karım poposunu Murat'ın kucağında (sikinin üzerinde) sağa sola oynatarak, "Bu hep böyle dik mi? Yoksa bana mı kalktı?" diye sordu. Murat cevap vermeden karımı kucağından kaldırmaya çalışsa da, karım kalkmayıp, "Beni beğendi de mi kalktı? Soruma cevap ver!" diyordu. Murat dayanamadı, "Abla belli olmuyor mu?" dedi. O sırada yatak odasına girdim. Murat'ın yüzü kızardı hemen. Karım da, "Kocacığım düştüm, Murat yakaladı beni!" :) dedi. Ben de, "O halde teşekkür etmelisin aşkım!" :) deyip salona geçtim...
Ben salonda bir sigara içerken yatak odasından sadece karımın sesi geliyordu. "Harika bir yarrağın var Murat!" diyordu. Sigaramı bitirip tekrar yanlarına gittim. Karım yerde Murat'ın önüne diz çökmüş Murat'ın yarrağını yalıyordu. "Kolay gelsin karıcığım!" :) dedim. Karım da, "Murat'a teşekkür ediyorum!" :) dedi. "Benim için de teşekkür et aşkım!" :) dedim. Gerçekten Murat'ın yarrağı benimkinin rahat iki katı vardı. Karım deli gibi yalarken Murat inleyerek kasılıp duruyordu. Sonunda dayanamadı ve karımın ağzına boşaldı. Karım hem yutuyor hem yalanıyordu. Murat'ın yarrağı halen dimdik idi. Karım Murat'ı çırılçıplak bıraktıktan sonra kendi de soyundu ve yatağa uzandı. Ben de soyunup yatağın kenarına oturdum. Karım elini amına şaplatarak Murat'a, "Teşekkür etme sırası sende!" deyince Murat karımın amını yalamaya başladı. Ben de doğrulup karımın ağzına verdim. Karım zevkten çıldırmış gibiydi, kasıla kasıla orgazm oluyordu. Baktım Murat'ın yarrak kalkmış, "Murat, şu orospuya yarrağınla teşekkür etsene!" :) dedim.
Murat karımın amını yalamayı bıraktı ve mırıldanarak, "Mahvettin beni oruspu, bak şimdi sana nasıl teşekkür ediyorum!" diyerek birden karımın üzerine uzanıp, ben karımın ağzını sikerken, o da karımın amına öyle bir koydu ki, karım sanki ilk defa yarrak yercesine böğürdü. O değil sikimi koparacak diye korktum. Ve Murat karımın amını yavaş yavaş, ama kanırta kanırta sikmeye başladı. Murat benden daha uzun boylu ve iri kıyımdı, karımın üzerinde gidip gelirken benim sikimle burun buruna geliyordu. Merak ediyordum, ne yapacak diye ve bir ara sikimi eşimin ağzından çıkarıp Murat'ın ağzına doğru uzattım. Murat hiç çekinmeden sikimi yalamaya başladı. Sikim iki ağız arasında eriyordu, ve dayanamadım birden boşaldım. Çoğu karımın ağzına giderken bir kısmı da Murat'ın yüzüne fışkırmıştı. Ama Murat hiç istifini bozmadan eşimi ritmik ve sert bir şekilde sikmeye devam etti. Ben yine yatağın kenarına oturmuş onları izliyordum...
Murat'ın götü harika görünüyordu, nasılsa sikimi yalamıştı, elimi attım götünü okşamaya başladım, o anda Murat karımın amına dehşetle boşaldı. Hemen akabinde karım da Murat'ın beline kollarını dolayarak sarıldı ve inleyerek orgazm oldu. Ancak karım Murat'a öyle sarılmıştı ki, Murat'ı bırakmıyordu. Murat karımın amından yarağını çıkaramadan yavaş yavaş sikmeye devam etti. Delikanlı karımı dinlenmeden ikinciye sikiyordu. Karım kollarını gevşetince Murat birden karımın üzerinden kalkıp doğruldu. Karım, "Ne oldu aşkım, yarıda bıraktın beni?" dedi.
Murat hiç konuşmadan karımı kucaklayıp kaldırdığı gibi kucağına aldı, alttan yarrağını amına geçirdi ve yatağa oturdu, karımı Jokey gibi zıplatmaya başladı. Bir süre sonra karım, "Bittimmmm!" diye böğürmeye başladı. Murat güçlü kolları ile karımı belinden tutup kaldırdı, yarrağını karımın göt deliğine hizalayıp tekrar oturtunca, karım çığlık çığlığa bağırmaya başladı. Murat karımın feryadına hiç aldırış etmeden aynı hızla götünü sikmeye devam etti. Murat karımın götüne boşaldığında, karımın yarrağın üzerinden kalkacak hali kalmamıştı.
O gece Murat karımı yanımda sabaha kadar sikti. Tabii Murat'a verceğimiz kiralık odadan vazgeçtik, anlaştığımız aynı şartlarda artık bizim yatak odamızda, bizimle birlikte kalıyor :)
[Sedat]
158 notes · View notes
yorgun21 · 1 month
Text
1-En sevdiğin çikolata?
2-Hayatta bir şeye cidden çok pişman oldun mu?
3-Lunaparktan korkuyor musun?
4-İlk hoşlantının saçma sapan mı yoksa çok özel olduğunu mu düşünüyorsun?
5-Sence mesafeler aşka engel mi?
6-1 dilek hakkına sahip olsan ne dilerdin (daha fazla dilek hakkı istemek yok:DD
7-Oğlun olsa ismini ne koyardın?
8-Kızın olsa ismini ne koyardın?
9-Bir erkeğin sana çektirdiği acı uğruna saçlarına kıyar mıydın?
10-En çok üşendiğin şey?
11-Genelde insanların sıkıcı bulduğu ama senin çok sevdiğin bir hobin var mı?
12-Aşık oldun mu?
13-Aşık olduğunu sandın mı?
14-Dürüst ol ve söyle hiç bir ön yargın var mı?
15-Sevdiğin insanla her şeyi yapar mısın?
16-Öpüşmek senin için ne ifade ediyor?
17-Sarılmak senin için ne ifade ediyor?
18-Çekingen misin özgüvenli mi?
19-En sevdiğin dizi?
20-En sevdiğin şarkı? 21-Hayatını veya hislerini anlatan bir şarkı var mı?
22-Hayatında kayıtsız şartsız güvenip her şeyini anlatabiliceğin bir insana sahip misin?
23-Kendinle ilgili bir şeyi değiştirmek istesen bu ne olurdu?
24-Hayatında hiç keşke diyeceğin bir olay oldu mu?
25-Kendine ait yaşam olan küçük bir gezegenin olsa içinde neler olsun isterdin?
26-Kendi çikolata markan olsaydı adı ne olurdu?
27-Aşık olaadığın ama aşık olmak isticeğin kadar iyi bir insan var mı çevrende?
28-Bakış açını değiştiren bir film veya bir kitap var m��?
29-En sevdiğin içecek?
30-Hiç sarhoş oldun mu? Olmadıysan olmak ister misin?
31-Bir kitap,dizi veya film karakteri olma imkanın olsa kim olurdu?
32-Kaç yastıkla yaıtyorsun?
33-Uğurlu sayın kaç?
34-Yeterince iyi bir insan olduğunu düşünüyor musun?
35-En sevdiğin şarkıcı?
36-Çay mı kahve mı veya hiçbiri?
37-Yapmaktan en çok zevk aldığın şey?
38-Kolye veya bileklikleri sever misin?
39-Yaratıcı bir küfürün var mı :D?
40-Kaç yaşında ölmek istersin?
41-Günde ortalama kaç saat telefonla ilgileiyosun?
42-İlerde hangi şehirde okumak istersin?
43-Sence aşkın tanımı ne?
44-Karşılıksız sevmek mi aşktır, karşılıklı mı?
45-Tumblrın rengini değiştirmek isteseydin hangi renk yapardın?
46-En güzel okul dönemin hangisiydi (ilk okul- orta okul- lise- üni.)
47-En yakın arkadaşın var mı?
48-Yazmayı veya çizmeyi seviyor musun?
49-Çizgifilmleri sever misin?
50-Hangi takımlısın?
51-Kardeşin var mı?
52-Bir derdin sorunun var mı? Anlat dinlerim.
53-Cinsiyetini değiştirmek ister miydin?
54-Evcil hayvanın var mı yoksa olmasını ister miydin?
55-Uğurlu bir eşyan var mı? Varsa ne?
56-Şu an hangi şarkıyı dinliyorsun?
57-Sigara içiyor musun?
58-En son ne zaman diyet yaptın?
59-Fobin var mı?
60-İmkansız olduğunu bile bile istediğin bir şey var mı varsa ne?
61-Hayatta “çok şanslıyım” diyebiliceğin bir konu var mı?
62-Mesafeler aşka engel mi sence?
63-Ülkenin haliyle ilgili ne düşünüyosun?
64-Terörle ilgili ne düşünüyorsun?
65-Siyasi görüşün ne?
66-Feminist misin?
67-Çocukları sever misin?
68-Bir insanda ilk baktığında neye dikkat edersin?
69-Aşktan korkuyor musun?
70-Sence insanlar çift mi yaratıldı?
71-Okuduğun okulu seviyor musun?
72-Cesur musun?
73-Mutlu musun?
74-En son ne zaman öpüştün?
75-Uyku mu uykusuzluk mu?
76-Makyah yapmayı sever misin?
77-Alkolü sever misin?
78-Çok büyük bir suç işlesen teslim mi olursun kaçar mısın?
79-Tambılır kankisi olak mı?
80-Kaç yaşındasın?
81-Hiç bir ünlüyü gördün mü?
82-Memeleri sever misin?
83-Genelde kaçta uyursun?
84-Wp de sürekli konuştuğun birisi var mı?
85-Blogumla ilgili ne düşünyosun?
86-Fil olmak ister miydin?
87-Devenin boynu neden eğri :)))?
89-Telefonsuz ve internetsiz 1 sene geçirebilir misin?
90-En sevdiğin yemek?
91-En güzel rüyanı anlatır mısın?
92-En korkunç rüyanı anlatır mısın?
93-Aklına her geldiğinde güldüğün bir anın var mı varsa anlatır mısın?
94-En çok merak ettiğin şey ne?
95-Türkiyede yaşamaktan memnun musun?
96-Sevişek mi aksldjasş?
97-Markette en son ne zaman kayboldun?
98-Beraber uyumak istediğin bir insan var mı?
99-En son ne zaman yıldız kaydığını gördün? Ve ne dilediğini söyleyebilir misin?
100-Doğum günleri senin için ne ifade ediyor?
101-Mutsuzken ne yapmak seni mutlu eder tavsiyen var mı?
102-Soru değil ama SENİ SEVİYORUM!
2 notes · View notes
kadir-tr2569 · 1 year
Text
Günün Hikayesi
Lokman Hekim'in Esareti
Lokman Hekim hazretleri günlerden bir gün eşkıyâ tarafından yolu kesilip, esîr edildi. Kendisini yabancı bir şehre götürüp, köle olarak bir zengine sattılar. Efendisi ona kerpiç yapma gibi ağır işler verdi. Lokman Hekim, işin zorluğundan şikâyet etmeyip, herkesten daha iyi çalışıyordu. Zamanla efendisi, hazret-i Lokman'ın; şefkatli, güç işlere dayanır ve iyilik sever birisi olduğunu anladı. Lokman Hekim'e değer verip, sevdiği kimselerden biri oldu.
Sonunda efendisi, hemşehrilerinden bir topluluğun o şehre gelmesi ile, hazret-i Lokman'ın kim olduğunu öğrendi. Daha önce Lokman'ı tanımadan şöhretini duyan zengin efendi, hâdisenin böyle cereyân etmesine üzüldü. Lokman Hekim'den özür diledi. Kendisine, pek çok mal ve para hediye ederek serbest bıraktı.
Ona:
-Neden kendini daha önce tanıtmadın, dedi.
Lokman Hekim;
-Bana zulmedenler, kötülük yaptıklarını bilmiyorlardı. Beni tanımıyorlardı. Ama hür birini esîr almak zulümdür. Bu Lokman olmazsa, günâhsız başka biri olur. Zâlim kimse, hikmetin değerini bilmez. Fakat sen gücümden faydalanmak için beni satın aldın. Şehrinizde benim hakkımı iâde edecek bir kânun da mevcûd değildi. Ben sonunda kıymetimin anlaşılacağını ve sabrın hikmetten üstün olduğunu biliyordum. Her şeye rağmen çalışacaktım, burada çalıştım. Yaşayacaktım, burada yaşadım. Her şeye rağmen iyi olmalıydım. Burada iyiydim. İşimin ağır olması, sağlığın değerini daha iyi anlamama ve kendi şehrimde olan kölelere daha iyi davranmama sebep oldu. Yemeğimin iyi olmaması, düşkün ve fakîrlerin sıkıntılarını daha çok anlamama yaradı. Köleydim ama suçum yoktu. Sıkıntıda idim, fakat ibret ve nasîhat alıyordum. Kimseye, inanmayacağı bir söz söylemedim. Kimsenin benimle düşman olmaması için, kendimi övüp, büyük göstermedim. Şehrinize geldim ve tanınmayan bir yabancıydım. Şu anda ise, aranızdan beni hayırla anacak dostlarım var? Eşkıyâ benim varlığımdan faydalandı. Sen de benim gücümden istifâde ettin. Lokman'ı iddiâ edildiği şekilde değil, gördüğün şekilde tanıdın. Allahü teâlâya şükürler olsun ki, netîce îtibâriyle, sen de benden memnun oldun. Ben de hoşnut olarak memleketime dönüyorum. Eğer ilk gün kendimi tanıtsaydım, belki de inanmayıp bugün daha utanılacak bir duruma düşecektin; yâhut da inanıp, beni kölelikten âzâd edecektin. Bu iyilikler de meydana gelmeyecekti.
Zengin kişi bunun üzerine dedi ki:
- Ey güneş gibi parlak insan, sözlerin, seçkinlerin ve peygamberlerin sözlerine benziyor!
Tumblr media
22 notes · View notes
gorunmezz · 3 years
Text
Onsanlarin çoğu yapmacik geliyir bana ilk önce tanıştığım kısi ile konişmak mesela bi insan tanimadigi birinden niye memnun olur ki ..
+ adin ne
- ***
Memnun oldum
Neden memnun oldun ....
İnsanlar tanimadigi kisiden bile memnun olurlar ama çoğu seyden memnun olmazlar ya mesela tam o moddayim kimseyi memnun edemiyorum . Artik insanlari memnun etmeye çaba sarf etmiyorum da açıkçası . Bence siz de öyle yapin . Hayatinizi asla kimsenin insafina birakmayi.. Tecrübe😊
.....
2 notes · View notes
aybukedengesizmisin · 3 years
Text
HADİ TUMBLR HALKI OLARAK BİRBİRİMİZE İSTER ANON İSTER İSMİMİZLE SORU SORALIM VE GÜL GİBİ GEÇİNELİM.
1- Adın ne?
2- Hangi takımlısın?
3- Burcun ne?
4- En sevdiğin kitap?
5- En sevdiğin şarkı?
6- En nefret ettiğin insan tipi?
7- Telefonun markası ne?
8- Kaç yıldır tumblr kullanıyorsun?
9- En sevdiğin yemek?
10- Tumblr’da değer verdiğin 3 kişi?
11- Mesafe ilşkisi yaşadın mı? Yaşar mısın?
12- En büyük hayalin?
13- Özlediğin birileri var mı?
14- Enstrüman çalıyor musun?
15- Sevdiğin insanda aradığın 3 özellik?
16- Yaz insanı mısın? Kış insanı mısın?
17- En son ne zaman ağladın?
18- Hiç aldatıldın mı?
19- Sarhoş oldun mu?
20- Sarhoş olduğunda yaptığın en aptalca şey?
21- Yabancı şarkı mı? Türkçe şarkı mı?
22- Küfür eden Kızlar/Erkekler itici mi?
23- Yaşamak istediğin şehir?
24- İlk tanıştığın birisine karşı davranışların nasıl olurdu?
25- Senin için önemli bir itrafta bulunur musun?
26- Kediler mi? Köpekler mi?
27- Dinine bağlı biri misin?
28- En çok sevdiğin özlü söz nedir?
29- Diyelim ki bir filimde oynama gibi bir şansın oldu hangi film olurdu?
30- En büyük korkun?
31- Hangi günü, ayı, yılı seviyorsun? Neden?
32- Geçmişte değiştirebileceğin bir şey olsa bu ne olurdu?
33- Örnek aldığın biri var mı? Kim?
34- 1 Saat gibi boş zamanın olsa ne yaparsın?
35- Başından kötü bir olay geçti mi?
36- Uzaylılara inanıyor musun?
37- En son ne zaman, ne için gerildin?
38- Olgun biri misin? Çocuksu biri mi?
39- Uyku tutmasa ne yaparsın?
40- Tumblr’da en çok mesajlaştığın kişi?
41- Tumblr’da kimle tanışmak istersin?
42- Giyim tarzın nasıl?
43- Boyun kaç?
44- Kaç kilodasın?
45- Tumblra neden ve nasıl üye oldun?
46- Uğurlu sayın?
47-Hayli bir kahraman olsan bu hangi kahraman olurdu?
78- Ölü ya da yaşayan herhangi biriyle tanışabilecek olsaydın, bu kim olurdu?
49- Gördüğün en garip rüya?
50- En büyük pişamanlığın?
51- Hayal kırıklığın?
52- Asla yapmam deyip yaptığın bir şey oldu mu?
53- Birisine soru sorup ulan ben kime soru sormuştum dedin mi hiç?
54- Senin için hayatı anlamlı kılan şeyler neler?
55- Kendinde sevdiğin özellikler neler?
56- En sevdiğin şair?
57- En sevdiğin şiir?
58- Yaşadığın hayattan memnun musun?
59- Gelecek kaygın var mı?
60- Ölümden korkuyor musun?
61- İntihar etmeyi düşündün mü?
62- Hayalindeki düğün nasıl?
63- Evlenmek ister misin?
64- Çocukları sever misin?
65- 🍕 mı? 🍔 mi?
66- Eğitim sistemi hakkında ne düşünüyorsun?
67- En son elini tuttuğun kişi kim?
68- Çekingen misin yoksa atılgan mı?
69- İnsanlarla kolay anlaşır mısın?
70- Tesadüflere ve mucizelere inanır mısın?
71- Hangi sanatçıları üçlü bir grup yapardın?
72- Hayalindeki kızı/erkeği tanımla
73- Yabancılara gülümser misin?
75- Bugüne kadar başına gelmiş en güzel şey?
76- Uzay boşluğuna çıkmak mı okyanusun dibine inmek mi?
77- Arkadaşlarının sana seslendiği bir lakabın var mı?
78- Hangi masal kahramanının gerçek olmasını isterdin?
79- Karakolluk bir olayın oldu mu?
80- Yaptığın en ergence şey?
81- Hiç bir yarışmayı kazandın mı? Ne yarışmasıydı?
82- Canlı yayına telefonla katıldığın oldu mu?
83- Sana en yakın kitabı al, 27.Sayfayı aç ve ilk satırda ne yazdığını söyle.
84- Şuan yanında kimin olmasını isterdin?
85- Yakın zamanda bir arkadaşınla küslük yaşadın mı?
86- En son seyrettiğin film hangisiydi?
87- Burçlara inanır mısın?
88- Burcunla ilgili söylenenler genel olarak karakterinle uyumlu mu?
90- En çok neden bahsetmekten hoşlanırsın?
91- Tekrar dünyaya gelsen nasıl bir hayat yaşamak isterdin?
92- Gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz nedir?
93- Öfkeni kontrol edebiliyor musun?
94- İnstagram hesabın var mı?
95- Umursamaz biri misin?
96- Spor yapıyor musun?
97- Hayalindeki kişi nasıl?
98- Yabancı dizi izliyor musun? Dublaj mı izlersin altyazılı mı?
99- Hoşuna giden ve duymak istediğin iltifat var mı? Varsa ne?
100- Batıl inançlara inanır mısın? Bunlar neler?
54 notes · View notes
guzelkelebegime · 3 years
Text
bilmeni isterdim bir şeyi.
Aladdin'im, bugünüm, yarınım..
Yazıma bitirmeden önce nasıl hitap edeceğimi defalarca düşünmüş olmama rağmen, aklıma isminden daha güzel bir kelime gelmediği için üzgünüm.
Sonlarda pek iyi değilim, hiçbir zaman olmadım da. Zihnimde çalıp duran çanların sesini şimdi daha iyi hissediyorum. Yüzüme vuran rüzgarın ılık soğukluğu, bulutlardan sızan güneş ışığının acıttığı göz kapaklarımı. Gökyüzüne baktığım da gördüğüm ay’ı. İyi hissediyorum. Seni hissediyorum.
"Yeniden iyi biri olmak mümkün," diye okumuştum, seni kazanışımın üstünden bir kaç gün geçmişken. Beni yeniden iyi biri yaptığın için teşekkür ederim.
Aklım bulanık sensiz bulanık, biraz da duygullaştım gözlerim ekranı zor seçiyor. Gece neredeyse bitmek üzere. Düşünüyorum. Çok kez düşündüm ölümü, Senden önce de, senden sonra da. Ama hiçbir zaman ölmeyi isteyecek kadar vazgeçmemiştim umudumdan. Senden.
Yarına dair her ne kadar inancım varsa hepsini biriktirdim ruh ceplerimde. Bir şeyler değişsin istedim. İçimde olan gitme isteği değildi biliyorum, içimde sen vardın, içimde özlemin. Tüm gerçekleri görmekten kaçınmama sebep olan korkum vardı, bildiklerimi unutmaya çalışıp mutlu olmam bu yüzden. Çoğu kez yetersiz hissettim, sadece içinde bulunduğum bu bedene sığamayıp taşabilsem keşke diye düşündüm. Bana sınır koyan her şeye, diğer insanlara, çevreme, belki en çok da kendime duydum aciz nefretimi. Nefretim acizdi çünkü böyle olmasını istemiştim. Başka bir seçeneğim olduğunu düşünmüyordum başta, varsa da çabalamak için yeterli gücü hiçbir zaman bulamadım kendimde.
Sen yokken;
Ait hissedemedim kendimi, nereye gidersem gideyim beynimde kuyruğunu birbirine bağlamış binlerce tilki takip etti gölgemi. Kendime bir daha uğrayamadığımdan. Eskisi gibi. Tam şu yüreğimin ortasında ne var hiçbir zaman isim veremedim ona, verebilsem senin özlemin derdim. Kendimle barışık olmayı hiçbir zaman öğrenemedim. Asla olamadığım kişinin silüetlerini gördüm gece yastığa başımı koyduğum zaman. Ve çoğu zaman senin gülerken ki halini.
Biliyor musun? Sen hayatımda yokken bedenim yüktü bana, hayallerim değersiz birer saman kağıdından ibaretti, en ufak rüzgarda uçup gidebilecek. Hiçbir zaman bağlı kalamadığım ve hiçbir zaman inanmadığım.
Bana inanç verdin.
kendime çok fazlayım. Bu içimi öksürten duygunun üstesinden gelebilseydim dedim eğer, anlardım belki bir gün mucizelerin hiç beklemediğin bir anda seni bulduğunu.
Beni bulduğun için teşekkür ederim.
hayat kum taneleri gibi ellerimden akıp giderken elimden hiçbir şey gelmiyor olmaması çoğu zaman kendimi aciz hissetmeme neden oluyor Aladdin.
Öğrendim. Bu şekilde de iyi olduğumu. Ne yaparsam yapayım, hiçbir zaman herkesi memnun edemeyeceğim gerçeğini kabullendim önce. O kadar da güçlü biri değilim ama inan savaşıyorum. Kendim için, senin için. Kendim olmak istedim, oldum da. Diğerlerinin ne düşündüğünden bağımsız bir şekilde kafama eseni yapmak istedim mesela. Yoruldum. Uzayan, kısalan, dökülen saçlarımdan, her gün gittiğim ama bana ait olmayan o yollardan.
Elimde olsa bağırırdım sokaklarda, avaz avaz hatta belki boğazım yırtılırcasına. "Kimim ben?" diye haykırmak isterdim, biliyor musun? İçine sıkıştığım o tüm kalıpların içinde kaybolurken, sana, bana uydurulan doğru kılıfın içinde sığmaya çalışırken.
Sevgilim biliyor musun, seni korumak istedim. O kadar savunmasız, o kadar çaresiz kaldım ki karşında. Gözlerinde görmüştüm, içinde binlerce evrenin galaksilerini bulunduran gözbebeklerinde. Sen de benim gibi korkuyordun değil mi?
Korktuğunu biliyorum.
İnsanların seni takdir edip, ayakta alkışlaması, örnek alması, belki sevmesi, her şeyden çok. Korkunç olduğunu biliyorum. Bilmeni isterdim, Aladdin.
Hata yapmak için şansın olmasını isterdim, en ufak bir yanlışında kendini suçlamanı değil. Hayal ediyorum, Serin bir yaz gecesi, elinde nefret ettiğim kırmızı marlboro sigaran var ve üstünde o bol sweatshirtünle yaprakların yeni yeni dökülmeye başladığı sokaklarda yürüdüğünü. Güneşin arkasında en sevdiğim gibi bir kızıllık bularak uzaklaştığını, orada bir banka oturup insanları izlediğini hayal ediyorum. Elinde telefonun var yine en sevdiğin şarkıyı açmışsın, gözlerini kapatmışsın yine ruhuna çekilmişsin, gelişi güzel bir şeyler düşünüyorsun. Belki beni bile düşünüyorsun. belki de ileriye yansıması düşen gölgeleri. Burnunda deniz kokusu var, iç çekip gözlerini kapatıyorsun. Demek böyle bir şeymiş diye düşünüyorsun sonra.
Yarın ne olacağını düşünmeden. Tamamen tasasız, mutlu. Gülümsediğin için göz kenarların kırışıyor.
Genç olma fırsatını elinden aldığımız için özür dilerim Aladdin.
Ama sen bana neredeyse solmak üzere olan gençlik yıllarımı geri verdin.
Asla memnun olmuyorsun biliyorum. Hata yapmaktan ne kadar korktuğunu da. Ama ne yaparsam yapayım herkesi memnun edemeyeceğimi de senden öğrendim. Kendine karşı insaflı olmanı dilerim, Aladdin. En az senin kadar ben de korkuyorum,
Sırtında taşıdığın o tüm yüklerden, her zaman gülümseme ihtiyacı ile büktüğün dudaklarından.
Gözlerindeki yıldızların sönmesinden. Bana benim de bir ışığım olduğunu öğrettin, sevmeye, sevilmeye değer olduğumu. Hak ettiğimi öğrendim. Evet hak ediyorum, bu dünyadaki sevgiyi de, üzüntüyü de, göz yaşlarını da.
Hak ediyorum işte. Hayal ettiğim ne varsa hepsine ulaşmayı, mutlu olmayı. Ben hiç mutluluktan ağlamadım, biliyor musun Aladdin.
Senle tanışıncaya kadar.
Bilmeni isterdim. Bu dünyada hala savaşmaya değer bir şeyler olduğunu öğrendim.
Sevgilim, eğer ayağım takılır düşersem, eğer dizlerim kanar da ağlarsam bir daha hiç ayağa kalkamam sanmıştım. Senden öğrendim. Denemeyi, yanılmayı, asla vazgeçmemeyi. Kendimi olduğum gibi kabul etmeye çalışıyorum, senin gibi.
evet, inan hala çabalıyorum. Bana çabalamak için sebepler verdin. Günün sonunda yatağıma uzanıp bir oh çekeceğimi hayal ediyorum.
“Oh be. Değdi."
Değmesi için çabalıyorum. Sayısız zamanda, belki de en çok ihtiyacım varken bana amaç verdiğin için teşekkür ederim. Karşımdasın, biliyorum hissediyorsun aladdin. Bir çocuk sevdim, bunu biliyorum. Biraz çocuk biraz adam, biraz hiç. Erken ihtiyarlamaktan yorgunsun biliyorum, ama günün sonunda umarım sen de "değdi" diyeceksin.
Elinden aldığımız gençliği yaşayacaksın, bugün olmasa bile bir gün.
Galaksimize inanıyorum, melodini duymak istiyorum. Mutlu ol, şimdi, yarın, ve diğer tüm paralel evrenlerde. Seni önüme konulmuş ve koyulacak her şeyden daha fazla seviyorum. İyi ki doğdun iyi ki benim oldun küçük kelebeğim, doğum günün kutlu olsun.
15 notes · View notes
dusmanoldumerosla · 3 years
Note
1-En sevdiğin çikolata?
2-Hayatta bir şeye cidden çok pişman oldun mu?
3-Lunaparktan korkuyor musun?
4-İlk hoşlantının saçma sapan mı yoksa çok özel olduğunu mu düşünüyorsun?
5-Sence mesafeler aşka engel mi?
6-1 dilek hakkına sahip olsan ne dilerdin (daha fazla dilek hakkı istemek yok:DD
7-Oğlun olsa ismini ne koyardın?
8-Kızın olsa ismini ne koyardın?
9-Bir erkeğin sana çektirdiği acı uğruna saçlarına kıyar mıydın?
10-En çok üşendiğin şey?
11-Genelde insanların sıkıcı bulduğu ama senin çok sevdiğin bir hobin var mı?
12-Aşık oldun mu?
13-Aşık olduğunu sandın mı?
14-Dürüst ol ve söyle hiç bir ön yargın var mı?
15-Sevdiğin insanla her şeyi yapar mısın?
16-Öpüşmek senin için ne ifade ediyor?
17-Sarılmak senin için ne ifade ediyor?
18-Çekingen misin özgüvenli mi?
19-En sevdiğin dizi?
20-En sevdiğin şarkı? 21-Hayatını veya hislerini anlatan bir şarkı var mı?
22-Hayatında kayıtsız şartsız güvenip her şeyini anlatabiliceğin bir insana sahip misin?
23-Kendinle ilgili bir şeyi değiştirmek istesen bu ne olurdu?
24-Hayatında hiç keşke diyeceğin bir olay oldu mu?
25-Kendine ait yaşam olan küçük bir gezegenin olsa içinde neler olsun isterdin?
26-Kendi çikolata markan olsaydı adı ne olurdu?
27-Aşık olaadığın ama aşık olmak isticeğin kadar iyi bir insan var mı çevrende?
28-Bakış açını değiştiren bir film veya bir kitap var mı?
29-En sevdiğin içecek?
30-Hiç sarhoş oldun mu? Olmadıysan olmak ister misin?
31-Bir kitap,dizi veya film karakteri olma imkanın olsa kim olurdu?
32-Kaç yastıkla yaıtyorsun?
33-Uğurlu sayın kaç?
34-Yeterince iyi bir insan olduğunu düşünüyor musun?
35-En sevdiğin şarkıcı?
36-Çay mı kahve mı veya hiçbiri?
37-Yapmaktan en çok zevk aldığın şey?
38-Kolye veya bileklikleri sever misin?
39-Yaratıcı bir küfürün var mı :D?
40-Kaç yaşında ölmek istersin?
41-Günde ortalama kaç saat telefonla ilgileiyosun?
42-İlerde hangi şehirde okumak istersin?
43-Sence aşkın tanımı ne?
44-Karşılıksız sevmek mi aşktır, karşılıklı mı?
45-Tumblrın rengini değiştirmek isteseydin hangi renk yapardın?
46-En güzel okul dönemin hangisiydi (ilk okul- orta okul- lise- üni.)
47-En yakın arkadaşın var mı?
48-Yazmayı veya çizmeyi seviyor musun?
49-Çizgifilmleri sever misin?
50-Hangi takımlısın?
51-Kardeşin var mı?
52-Bir derdin sorunun var mı? Anlat dinlerim.
53-Cinsiyetini değiştirmek ister miydin?
54-Evcil hayvanın var mı yoksa olmasını ister miydin?
55-Uğurlu bir eşyan var mı? Varsa ne?
56-Şu an hangi şarkıyı dinliyorsun?
57-Sigara içiyor musun?
58-En son ne zaman diyet yaptın?
59-Fobin var mı?
60-İmkansız olduğunu bile bile istediğin bir şey var mı varsa ne?
61-Hayatta “çok şanslıyım” diyebiliceğin bir konu var mı?
62-Mesafeler aşka engel mi sence?
63-Ülkenin haliyle ilgili ne düşünüyosun?
64-Terörle ilgili ne düşünüyorsun?
65-Siyasi görüşün ne?
66-Feminist misin?
67-Çocukları sever misin?
68-Bir insanda ilk baktığında neye dikkat edersin?
69-Aşktan korkuyor musun?
70-Sence insanlar çift mi yaratıldı?
71-Okuduğun okulu seviyor musun?
72-Cesur musun?
73-Mutlu musun?
74-En son ne zaman öpüştün?
75-Uyku mu uykusuzluk mu?
76-Makyah yapmayı sever misin?
77-Alkolü sever misin?
78-Çok büyük bir suç işlesen teslim mi olursun kaçar mısın?
79-Tambılır kankisi olak mı?
80-Kaç yaşındasın?
81-Hiç bir ünlüyü gördün mü?
82-Memeleri sever misin?
83-Genelde kaçta uyursun?
84-Wp de sürekli konuştuğun birisi var mı?
85-Blogumla ilgili ne düşünyosun?
86-Fil olmak ister miydin?
87-Devenin boynu neden eğri :)))?
89-Telefonsuz ve internetsiz 1 sene geçirebilir misin?
90-En sevdiğin yemek?
91-En güzel rüyanı anlatır mısın?
92-En korkunç rüyanı anlatır mısın?
93-Aklına her geldiğinde güldüğün bir anın var mı varsa anlatır mısın?
94-En çok merak ettiğin şey ne?
95-Türkiyede yaşamaktan memnun musun?
96-Sevişek mi aksldjasş?
97-Markette en son ne zaman kayboldun?
98-Beraber uyumak istediğin bir insan var mı?
99-En son ne zaman yıldız kaydığını gördün? Ve ne dilediğini söyleyebilir misin?
100-Doğum günleri senin için ne ifade ediyor?
101-Mutsuzken ne yapmak seni mutlu eder tavsiyen var mı?
102-Soru değil ama SENİ SEVİYORUM!
Oldu annecim ketçap mayonez de olsun mu?? 5 tanesini seç bari.. daşak geçer gibi CtrlC - CtrlV yapmış
5 notes · View notes
evondles · 3 years
Note
ARE YOU GONNA SEND ONE-SHOTS FROM HERE?? I WANNA READ THEM SHSBNZ 🛐☁️
Well, ı will do actually! I have one on my hand that ıs ın turkısh and ı have tried to translate ıt but ıt looks like ıt ıs gonna take long.  But, you can reach the story from here! Also, have the one ın turkısh, ı will possibly translate ıt soon;
Zizzy ve Willow, uzun süre sonra açılan yatakhaneye doğru yürüyordu, okulun yurdundaki olaylardan sonra. Zizzy, arkadaşına baktı ve " Sence, yurdu neden kapattılar ? " diye sordu, Willow ona baktı " Bilmiyorum, sadece bir öğrencinin yaralandığını duydum yurtta, ağır bir şekilde ancak, nasıl yaralandığı nasıl olduğu açıklanmadı " dedi, " Yatakhanede kızlar ve erkekler ayrı olcak, değil mi ? " diye sordu Zizzy, " bence olmaz ya, yatakhane her açıldığında erkek kız karışık oluyor " dedi Willow, Zizzy ofladı, Willow sırtını okşadı " O kadar kötü olmaz, zaten herkez kendi arkadaş gruplarını toplayıp bir bölgede yatıcak, yani yerler hazır verilmiş olmuycak " dedi, " Höff tamam " dedi Zizzy
yatakhaneye varmak üzerelerken kapının önünde duraksadılar, ilk önce Zizzy durdu, Willow Zizzy ' nin durduğunu fark edince  oda durdu, " Ne oldu ? " diye sordu Willow. " Bu kadar şeyi nerden biliyorsun ? " dedi Zizzy, Willow kapıya tıklarken. Kapıyı öğrencilerden biri açtı ve girdiler, " Hadi ama soru mu aldıracak mısın, yoksa aldırmıycakmısın, bari onu söyle " dedi, Willow yatağına oturdu ve ona baktı, arkadan tanıdık olmayan bir ses " Hadi ama, herkezin onun bayan meraklı olduğunu biliyor ! " dedi, Zizzy arkasına baktı, bunu diyen bir panda idi, sarı ve siyah karışımı bir kısa kimono giyiyordu. Willow " Evet, meraklı olabilirim ama en azından senin gibi çoğu şeyden bilgisiz değilim Pandy " dedi, Pandy yakınlaşarak " Hadi ama sadece şakalaşıyordum, onada mı laf sokucaksın " dedi bir gülümseme ile. " En azından sorumu cevaplamış oldun " dedi Zizzy, Willow kafasıyla onayladı " Ha bu arada ben Zizzy ! " dedi, Pandy ona döndü ve, " Bende Pandy, tanıştığıma memnun oldum " dedi, " bende tanıştığıma memnun oldum " dedi. " Neyse tanışma faslını sonra yaparız sonuçta yatakhanede beraber olucaz, ben gidiyorum " dedi Pandy, ve el salladıktan sonra uzaklaştı . İkili arkasından el salladı ve yerleşti. Ardından arkadaşlarını beklediler, iyi bir arkadaşın yapacağı gibi. Yaklaşık bir saat geçti, Zizzy merak ederek, " Sence ne zaman gelecekler ? " dedi, o an kapının hızlıca açılıp kapanma sesi duyuldu, Willow kapının yönünü işaretliyerek, " Bu açıklıyormu ? " dedi, Zizzy güldü " evet açıklıyor " dedi. İkisi kapının yönüne baktı, gelen Kitty, Bunny ve öbürleri idi. Willow yatağından kalkıp " Ovv, topluca mı geç kaldınız " dedi, sesi alaycı ve şaşgın bir tonun karışımı gibiydi. Daisy soluklanmaya başladı, Kitty ' de Willow ' a bakarak " Evet geç kaldık, eşyalarımız ağırdı ve birkaç kez yolu kaybettik " dedi, ve " Senin gibi buraya birden fazla kez gelmediğimizden, kaybetmemiz normal " dedi " Tamam sustum " dedi, arkadan Zizzy " Konuşacağınıza yerleşsenize ! " dedi, Bunny bavulunu yatağının yanına koydu ve oturdu "  aslında bir yatak seçip bavulumuzu koymamız yeter " dedi, Penny araya girerek " Çünkü bayan Gazelle burda fazla kalmıyacağımızı söylemişti.. dimi ? " dedi, Sheepy onay vererek " evet, söylemişti " dedi. Kızlar bavullarını bir yere koyup yataklarına oturdular, Daisy Willow ' a baktı ve fısıldarcasına, " Rash gelirse şaşırma, annemiz sonunda onun okula gelmediğini fark etti " dedi, Willow ağzını gülmemek için tuttu, ve Daisy ' e baktı " Sonunda yakalandı yani " dedi, Daisy kafasını salladı, ve " Birkaç dakika sonra gelir " dedi, Sheepy " Peki siz ne konuşuyorsunuz " diye atladı gülümseyerek, Daisy alaycı bir tavırla " Ah hiç, sadece yakalanan bir rakun hakkında konuşuyorduk! Hatta devamsızlıktan yakalanan bir rakun " dedi, Sheepyy kahkayı bastı, " Sonunda yakalandı mı ? " dedi. Bunny bi an şaşırdı, " Bir dakika Rash bu okula geliomuydu? Ve Rash bir cadı mıydı - " dedi. " Evet  bir cadıydı ama, cadılık işleri ilgisini çekmiyordu fazla, eminim sadece ışık büyüsünü biliyordur " dedi Willow, uzaktan bir ses " Cidden benim hakkımda mı konuşuyorsunuz ? " dedi, o yöne baktıklarında Rash olduğunu gördüler Zizzy " İyi insan da bahsedilince gelirmiş " dedi. Rash yanlarına vardı, ve " Benden ne istiyorsunuz anlamıyorum . " Dedi, öbür kızlar Rash ' i salarak kendi aralarında konuşmaya başladılar, ardından Rash büyük kardeşleri olan Willow ile Daisy ' nin arasına geldi, Daisy ona baktı ve " Etrafımızdaki yataklar dolu " dedi, Rash Daisy ' e baktı ve, " onu görebiliyorum " dedi, Daisy ekleyerek " istersen gel birimizin yanında yat " dedi, Rash " harbiden benden ne istiyorsunuz ikiniz " dedi, Willow Rash ' i yanına çekti, " Ah hiçbir şey kardeşim " dedi, Zizzy onlara baktı ve " Aha kardeşim dediyse bir halt olucak " dedi, Daisy güldü, " Tamam ben kaçıyorum " dedi, ve Willow ' dan kurtulma çalıştı, ancak Willow onu bırakmadı. Kurtulmak üzere iken Willow kendini yatağa doğru attı. Zizzy, gülerek Daisy ' e baktı " Kesin kavga edicekler " dedi Daisy, Zizzy bu sefer daha fazla gülmeye başladı ve kendini yatağa attı,, Kitty araya dalıp " Zizzy
gülmekten lütfen ölme " dedi, Zizzy ona baktı ve daha fazla güldü " Beni dinlemiyo bile " dedi Kitty. O sırada Willow ile Rash tahmin edilidiği gibi, kavga ediyordu, kavganın olayı " Benimle yatıcaksın " ya da " seninle yatmam " idi, ikili kavga ederken, Daisy ikisini izliyordu ve doğal olarak Zizzy ' de izliyordu. Öbürleri dörtlüye arada bakıyordu ve Kitty arada ' Zizzy gülmekten gidiceksina az gülme lütfen ' diyordu, yani çoğu şey güzel geçiyordu. Zaman akıp geçti, gece idi ve, Willow kavgayı kazanmıştı, yani Willow ile Rash aynı yerde yatıyordu. Bunny herkez yatmak üzere iken 'mükemmel' bir fikir aklına gelmişti, ve söylemişti, fikiri ise birbirlerine korku hikayeleri söylemekti, fakat bugünlük sadece bir kişi söylüycekti, Penny aday olarak çıkmıştı. " Tamam ilk olarak şunu söylüyim, bu şu anki içinde olduğumuz yatakhaneyle ilgili bir hikaye, yani efsane ve bunun doğruluğunu bana Daisy söylemişti ", Daisy " O zaman otomatik olarak Rash ve Willow bunu biliyor " dedi, " Ya az bi dinleyelim ilk önce " dedi Willow " Tamam tamam, başlıyorum " dedi Penny, Kitty " bence de başla " dedi. Penny derin bir nefes aldı, " Biliyorsunuz önceden bu okulda çocuklarda kabul ediliyordu, fakat bu olay yüzünden çocukların gelmesi yasaklanmıştı. Olay şöyle geçiyor; Bir gün bu okulda, bu yatakhanede, bir olay yaşanmış. Olay yatakhanede, resmen çok az kişinin olduğu bir zamanda yaşanmış, fakat ölen çocuğun ölüm nedeni hiç bulunamamış, teoriye göre; bir öğrenci yapmaması gereken bir sihiri kullanmış, ve çocuğun ölümüne yol açmış. Ancak çocuğun ölümünden beri, yatakhanede paranormal olaylar olmaya başlamış, öğrencilerinin eşyalarının uçmasından say, taa eşyaların birden bire yere düşmesine kadar. O yüzden yatakhane kapatılmıştı, çocukların korkmasından ve, onlara bir şey olucak korkusundan. O çocuğun ölümünden sonra bir çocuk öğrenci daha öldü, ondan sonra da biliyorsunuz, çocukların okula gelmesi yasaklandı. " Dedi Penny, Sheepy " ekleme yapabilirmiyim ? " dedi, Penny " Tabii ! " dedi. " Hayalet, Haylaz Will diye anılıyo, çünkü çocuğun adı William idi, ve yaptığı davranışlardan dolayı haylaz, olduğu düşünülüyor, her bir eşya düşünce ' acaba hayzlaz Will mi yaptı ' diye sorgulanıyor " Dedi Willow güldü, " Hatırlıyormusunuz her bir eşya düşünce o soruyu sorup yatakhaneden kaçan oluyodu, ve bu her yatakhane açılınca oluyodu " dedi, Zizzy " Acaba bu seferde olur mu " diye sordu, Bunny " Kim bilir, belki olur " dedi
9 notes · View notes
hil3k00ty · 3 years
Text
Bu gün seni beni aldattığın kızın yanında gördüm kahkaha atarken. Onu öpüyordun, saçını okşuyordun, o mükemmel gamzelerini o kıza bağış ediyordun sevdiğim. Aslında biliyor musun o kızın yerinde olmak isterdim. Eskiden en sevdiğin saçlarımı okşamanı, derinlere inen gamzelerini görmeyi, dudaklarının dudaklarıma kenetlenmesini çok isterdim. Şuan saat 01:52 parkta tek başıma oturuyorum benden ayrıldığın parkta nefret ettiğin sigarayı içiyorum geçen bir söz gördüm "Sigara yerine dudaklarım dudaklarına değseydi inan ki daha çok yanardım sana. " Dudakların.. onlara öleceğimi bilsem de öperdim biliyor musun? Oh sikeyim sana aşık olmamı bu kadar uzun sürede anca kabullenmişken senin benden ayrıldığın gerçeğini nasıl kabulleneceğim? Hissettiğim tek şey acı ama bu acıdan memnunum bana o kadar çok acı çektirmişsin ki acımdan memnun kalıyorum. Çok acınası değil mi senin kokuna, varlığına, sesine, kollarının bana kenetlenmesine, dağınık saçlarının yüzüme değmesine, dudaklarına ihtiyacım olması çok acınası. Dürüst olmak gerekirse kavga ettiğimiz günleri özledim çünkü en azından yanımdaydın. Neden o kızın yerinde olmak istiyorum biliyor musun çünkü o kızın vücuduna dokunduğunda, onu öptüğünde, sarıldığında, onun vucüduna dokunurken heyecanlandın, ona bakarken tekrar tekrar aşık oldun.. Ah açıkcası bu hisleri bilmiyorum çünkü beni bir kez öpmedin bile belki de sevmedin bile? Yalan olsa bile gözlerimin hep ışıl ışıl olmasını söylemiştin ama şimdi yaşlarla dolu, bana beni terk etmeden önce şunları söylemiştin "Seninleyken mutluydum ama eski zevki vermiyorsun be güzelim." Söylesene sevdiğim ben gözünün önünde acı çekerken mutlu muydun?
Anneme olanları anlattığımda bana "Ah be kızım sen çok fena aşık olmuşsun" dedi. Aklımdan film şeridi gibi geçti yaşadığımız her şey, eskiden arkadaşlarım bir erkek için ağlarken sikeyim erkekleri siktir et diyordum şimdi ise onlar bana bunları diyor nefret ediyorum kendimden sana bağlandığım için aşık olduğum için sana ihtiyacım olduğu için kendimden nefret ediyorum.
1 note · View note
Text
Kiralık Oda Verdiğimiz Genç Karımı Sikiyor! (Sedat 36 Y., İstanbul)
Merhaba fantazi ve seks hikayesi severler. Bu hikayemizi eşimle birlikte yazıyoruz. Biz İstanbulda mütevazi bir yaşantı süren, (eşim 32 ve ben 36 yaşında) evli bir çiftiz. Eşimle sınırsız bir seks yaşantımız var ve çok mutluyuz. Ancak kısa bir süre evvel ekonomik sıkıntılar yaşadık ve 3 oda bir salon olan evimizin bir odasını öğrenciye kiraya vermeyi kararlaştırıp internete ilan koyduk. Kısa sürede birçok kişi aradı. İçlerinden bir Üniversite öğrencisi ile eve yakın bir Cafede buluştuk. Delikanlı çok yakışıklı ve atletik yapılı bir gençti, ayrıca oldukça çekingendi, eşimle beni görünce eli ayağına dolaştı. Eşim mini bir etek giymiş, rahat tavırlarla yanımda oturuyordu. Oturunca eteği iyce sıyrılmış, baldırlarına kadar görünüyordu. Delikanlı titrek sesle adının Murat olduğunu ve bizi rahatsız etmeden evin bir odasını kullanacağını söyledi. Biz de kendisini temiz ve dürüst biri olarak gördüğümüzü söyleyip, şartlarımızı da belirterek anlaştık. "İstersen eve gidelim, evi de gör." dedik. Murat çok memnun oldu ve birlikte eve gittik.
Onun kalacağı odayı gösterdik, bakıp beğendi, sonra salona geçtik. Eşim, "Birşeyler içer misiniz?" dedi. Murat meyve suyu istedi, ben bir bira istedim. Eşim bizim içeceklerimizi verdikten sonra kendisine de bir bira alarak salona gelip karşımıza oturdu. Murat halen çekingen tavırlarla bir bana bir eşime bakıyor ve kendisini kabul ettiğimiz için teşekkürler ediyordu. Murata çok eşyasının olup olmadığını sordum. Sadece özel eşyalarının olduğunu söyledi. Eşim, "Peki yatak falan yok mu?" dedi. Murat, "Memleketten isterim gönderirler, ancak ailemin yurttan ayrıldığımı bilmelerini istemiyorum..." dedi. Ben de, "O halde dert etme, bir süre salonda yatarsın, sonra da ikinci el birşeyler alırsın." dedim. Bu arada eşim Murata, "Burası artık senin de evin, rahat ol ve hiç bir konuda yabancılık çekmene gerek yok!" dedi ve birasını bitirip, 3 adet bira ile tekrar geldi. Birini Murata verdi. Murat, "Ben pek içmem abla." deyince, eşim, "Sıkılma rahat ol, içmek istersen iç, ancak alkol almıyorsan ısrar yok!" dedi. Murat biraz rahatlamış, "Bazen arkadaşlarla içiyoruz, sizin hatırınız için içeyim." dedi. Eşim, "Hah şöyle! Rahat ol!" dedi.
Biralarımızı içerken eşim Murata, "Bu akşam yurda gidecek misin?" dedi. Murat da, "Gitsem iyi olur, sizi rahatsız etmek istemiyorum. Hem eşyalarım da yok daha." dedi. Ben, "Yok canım gitmene ne gerek var, yarın gider eşyalarını getirirsin. Bu gece burda yatarsın artık." dedim. Murat sıkılarak, "Pijamam falan yok..." dedi. Bu sözler üzerine eşim kalktı, "Ben üzerimi değiştirmeye gidiyorum, gelirken sana Sedatın giydiklerinden getiririm." dedi ve yatak odamıza gidip bir süre sonra içi tamamen görünen kırmızı mini geceliğini giymiş, elinde iki adet Boxer Pijama ile geldi. Birini Murata birini de bana verip, "Al değiştir üzerini ve rahat ol, karnın açsa dolapta yiyecek var, çekinme." dedi. Biz dışarda yediğimiz için toktuk, Murat da aç değilmiş, teşekkür etti. Ben hemen pantolonumu ve gömleğimi çıkardım ve Boxeri giydim. Fakat Murat üzerini değiştirmedi, eşime utangaç bir şekilde bakıp önünün kabarıklığını saklamaya çalışıyordu. Eşim de bunu farkedip Murata, "Artık sen de bu evin ferdi oldun, eşim karşımda nasılsa, senin de karşımda öyle olman gerekiyor, yani kendi evindesin sonuçta, öyle değil mi?" dedi.
Murat, "Tabi ki..." deyince, eşim Murata, "O halde gel bakalım benimle yatak odasına!" dedi. Ben gülerek, "Hayırdır aşkım, ne yapacaksın çocuğa?" :) dedim. Eşim de gülerek, "Korkma aşkım, üstüme çekmeyeceğim, yastık yorgan çıkarmama yardımcı olacak sadece, yoksa bizimle aynı yatakta mı yatacak?" :) dedi. Ben de, "Neden olmasın ki? Nasılsa evimizin bir ferdi!" :) dedim. Bu sözler Muratı delirtmiş olmalı ki, Pantolonunun önü çadır kurmuş durumda idi ve yerinden zor kalktı, eşimin kalçalarına bakarak peşinden gitti. Sadece Murat değil, ben de felaket heyecanlanmıştım. Bazen eşimle sevişirken aramıza bir başka erkeği aldığımızı hayal ederek fantazi kurardık, eşim o zaman daha fazla azardı. Tabi ki odayı kiraya vermemiz bu amacı gütmüyordu. Yatak odasından Muratın sesi geliyordu, "Abla burda olmaz lütfen..." diye. Eşim de, "Hadi ama, rahatlayacaksın!" diyordu. Merakımdan dayanamadım, ne oluyor diye bakmaya gittim. Eşim Murata benim Boxerlardan birini vermiş, üzerini değiştirmesini, havanın çok sıcak olduğunu söylüyordu. Murat beni görünce titrek sesle, "Böyle rahatım abi..." dedi. Ben de, "Olur mu canım, değiştir üzerini, gömleğini de çıkar rahatla!" dedim.
Murat ısrarlara karşı koyamayıp önce pantolonunu çıkardı, Boxeri giydi ve gömleğini çıkardı. Artık önünü saklayamıyordu, dimdik olmuştu. Ben çıktım yatakodasından kendime bir bira daha aldım. Eşimin azdığını ve Murata kesin siktireceğini düşünüyordum. Meraktan yatak odasına doğru yaklaştım. Beni farketmiyorlardı. Eşim yatağın üzerine çıkmış, dolaba uzanıp yastık yorgan çıkartıyor ve Murata uzatıyordu. Eşim birden dengesini kaybedince, Murat eşimin bacaklarına ve beline sarılıp kucağına aldı ve birlikte yatağa düştüler. Eşim Muratın resmen sikinin üzerine oturmuştu. Eşim kalçasını Muratın kucağında (sikinin üzerinde) sağa sola oynatarak, "Bu hep böyle dik mi? Yoksa bana mı kalktı?" diye sordu. Murat cevap vermeden eşimi kucağından kaldırmaya çalışsa da, eşim kalkmayıp, "Beni beğendi de mi kalktı? Soruma cevap ver!" diyordu. Murat dayanamadı, "Abla belli olmuyor mu?" dedi. O sırada yatakodasına girdim. Muratın yüzü kızardı hemen. Eşim de, "Kocacığım düştüm, Murat yakaladı beni!" :) dedi. Ben de, "O halde teşekkür etmelisin aşkım!" :) deyip salona geçtim...
Ben salonda bir sigara içerken yatakodasından sadece eşimin sesi geliyordu. "Harika bir yarrağın var Murat!" diyordu. Sigaramı bitirip tekrar yanlarına gittim. Eşim yerde Muratın önüne diz çökmüş Muratın yarrağını yalıyordu. "Kolay gelsin karıcığım!" :) dedim. Eşim de, "Murata teşekkür ediyorum!" :) dedi. "Benim için de teşekkür et aşkım!" :) dedim. Gerçekten Muratın yarrağı benimkinin rahat iki katı vardı. Eşim deli gibi yalarken Murat inleyerek kasılıp duruyordu. Sonunda dayanamadı ve eşimin ağzına boşaldı. Eşim hem yutuyor hem yalanıyordu. Muratın yarrağı hala dimdik idi. Eşim Muratı çırılçıplak bıraktıktan sonra kendi de soyundu ve yatağa uzandı. Ben de soyunup yatağın kenarına oturdum. Eşim amına şaplatarak Murata, "Teşekkür etme sırası sende!" deyince Murat eşimin amını yalamaya başladı. Ben de doğrulup eşimin ağzına verdim. Eşim zevkten çıldırmış gibiydi, kasıla kasıla orgazm oluyordu. Baktım Muratın yarrak kalkmış, "Murat, şu orospuya yarrağınla teşekkür etsene!" :) dedim.
Murat karımın amını yalamayı bıraktı ve mırıldanarak, "Mahvettin beni oruspu, bak şimdi sana nasıl teşekkür ediyorum!" diyerek birden eşimin üzerine uzanıp, ben eşimin ağzını sikerken, o da eşimin amına öyle bir koydu ki, eşim sanki ilk defa yarrak yercesine böğürdü. O değil sikimi koparacak diye korktum. Ve Murat eşimin amını yavaş yavaş, ama kanırta kanırta sikmeye başladı. Murat benden daha uzun boylu ve iri kıyımdı, eşimin üzerinde gidip gelirken benim sikimle burun buruna geliyordu. Merak ediyordum, ne yapacak diye ve bir ara sikimi eşimin ağzından çıkarıp Muratın ağzına doğru uzattım. Murat hiç çekinmeden sikimi yalamaya başladı. Sikim iki ağız arasında eriyordu, ve dayanamadım birden boşaldım. Çoğu karımın ağzına giderken bir kısmı da Muratın yüzüne fışkırmıştı. Ama Murat hiç istifini bozmadan eşimi ritmik ve sert bir şekilde sikmeye devam etti. Ben yine yatağın kenarına oturmuş onları izliyordum...
Muratın kalçaları harika görünüyordu, nasılsa sikimi yalamıştı, elimi attım götünü okşamaya başladım, o anda Murat eşimin amına dehşetle boşaldı. Hemen akabinde eşim de Muratın beline kollarını dolayarak sarıldı ve inleyerek boşaldı. Ancak eşim Murata öyle sarılmıştı ki, Muratı bırakmıyordu. Murat eşimin amından yarağını çıkaramadan yavaş yavaş sikmeye devam etti. Delikanlı eşimi dinlenmeden ikinciye sikiyordu. Eşim kollarını gevşetince Murat birden eşimin üzerinden kalkıp doğruldu. Eşim, "Ne oldu aşkım, yarıda bıraktın beni?" dedi. Murat hiç konuşmadan eşimi kucaklayıp kaldırdığı gibi kucağına aldı, alttan yarrağını eşimin amına geçirdi ve yatağa oturdu, eşimi Jokey gibi zıplatmaya başladı. Bir süre sonra eşim, "Bittimmmm!" diye böğürmeye başladı. Murat güçlü kolları ile karımı belinden tutup kaldırdı, yarrağını karımın göt deliğine hizalayıp tekrar oturtunca, karım çığlık çığlığa bağırmaya başladı. Murat karımın feryadına hiç aldırış etmeden aynı hızla götünü sikmeye devam etti. Murat karımın götüne boşaldığında, karımın yarrağın üzerinden kalkacak hali kalmamıştı.
O gece Murat eşimi yanımda sabaha kadar sikti. Tabii Murata verceğimiz kiralık odadan vazgeçtik, anlaştığımız aynı şartlarda artık bizim yatak odamızda, bizimle birlikte kalıyor :)
[Sedat]
75 notes · View notes
maybedarkles · 4 years
Text
HADİ TUMBLR HALKI OLARAK BİRBİRİMİZE İSTER ANON İSTER İSMİMİZLE SORU SORALIM VE GÜL GİBİ GEÇİNELİM.
1- Adın ne?
2- Hangi takımlısın?
3- Burcun ne?
4- En sevdiğin kitap?
5- En sevdiğin şarkı?
6- En nefret ettiğin insan tipi?
7- Telefonun markası ne?
8- Kaç yıldır tumblr kullanıyorsun?
9- En sevdiğin yemek?
10- Tumblr’da değer verdiğin 3 kişi?
11- Mesafe ilşkisi yaşadın mı? Yaşar mısın?
12- En büyük hayalin?
13- Özlediğin birileri var mı?
14- Enstrüman çalıyor musun?
15- Sevdiğin insanda aradığın 3 özellik?
16- Yaz insanı mısın? Kış insanı mısın?
17- En son ne zaman ağladın?
18- Hiç aldatıldın mı?
19- Sarhoş oldun mu?
20- Sarhoş olduğunda yaptığın en aptalca şey?
21- Yabancı şarkı mı? Türkçe şarkı mı?
22- Küfür eden Kızlar/Erkekler itici mi?
23- Yaşamak istediğin şehir?
24- İlk tanıştığın birisine karşı davranışların nasıl olurdu?
25- Senin için önemli bir itrafta bulunur musun?
26- Kediler mi? Köpekler mi?
27- Dinine bağlı biri misin?
28- En çok sevdiğin özlü söz nedir?
29- Diyelim ki bir filimde oynama gibi bir şansın oldu hangi film olurdu?
30- En büyük korkun?
31- Hangi günü, ayı, yılı seviyorsun? Neden?
32- Geçmişte değiştirebileceğin bir şey olsa bu ne olurdu?
33- Örnek aldığın biri var mı? Kim?
34- 1 Saat gibi boş zamanın olsa ne yaparsın?
35- Başından kötü bir olay geçti mi?
36- Uzaylılara inanıyor musun?
37- En son ne zaman, ne için gerildin?
38- Olgun biri misin? Çocuksu biri mi?
39- Uyku tutmasa ne yaparsın?
40- Tumblr’da en çok mesajlaştığın kişi?
41- Tumblr’da kimle tanışmak istersin?
42- Giyim tarzın nasıl?
43- Boyun kaç?
44- Kaç kilodasın?
45- Tumblra neden ve nasıl üye oldun?
46- Uğurlu sayın?
47-Hayli bir kahraman olsan bu hangi kahraman olurdu?
78- Ölü ya da yaşayan herhangi biriyle tanışabilecek olsaydın, bu kim olurdu?
49- Gördüğün en garip rüya?
50- En büyük pişamanlığın?
51- Hayal kırıklığın?
52- Asla yapmam deyip yaptığın bir şey oldu mu?
53- Birisine soru sorup ulan ben kime soru sormuştum dedin mi hiç?
54- Senin için hayatı anlamlı kılan şeyler neler?
55- Kendinde sevdiğin özellikler neler?
56- En sevdiğin şair?
57- En sevdiğin şiir?
58- Yaşadığın hayattan memnun musun?
59- Gelecek kaygın var mı?
60- Ölümden korkuyor musun?
61- İntihar etmeyi düşündün mü?
62- Hayalindeki düğün nasıl?
63- Evlenmek ister misin?
64- Çocukları sever misin?
65- 🍕 mı? 🍔 mi?
66- Eğitim sistemi hakkında ne düşünüyorsun?
67- En son elini tuttuğun kişi kim?
68- Çekingen misin yoksa atılgan mı?
69- İnsanlarla kolay anlaşır mısın?
70- Tesadüflere ve mucizelere inanır mısın?
71- Hangi sanatçıları üçlü bir grup yapardın?
72- Hayalindeki kızı/erkeği tanımla
73- Yabancılara gülümser misin?
75- Bugüne kadar başına gelmiş en güzel şey?
76- Uzay boşluğuna çıkmak mı okyanusun dibine inmek mi?
77- Arkadaşlarının sana seslendiği bir lakabın var mı?
78- Hangi masal kahramanının gerçek olmasını isterdin?
79- Karakolluk bir olayın oldu mu?
80- Yaptığın en ergence şey?
81- Hiç bir yarışmayı kazandın mı? Ne yarışmasıydı?
82- Canlı yayına telefonla katıldığın oldu mu?
83- Sana en yakın kitabı al, 27.Sayfayı aç ve ilk satırda ne yazdığını söyle.
84- Şuan yanında kimin olmasını isterdin?
85- Yakın zamanda bir arkadaşınla küslük yaşadın mı?
86- En son seyrettiğin film hangisiydi?
87- Burçlara inanır mısın?
88- Burcunla ilgili söylenenler genel olarak karakterinle uyumlu mu?
90- En çok neden bahsetmekten hoşlanırsın?
91- Tekrar dünyaya gelsen nasıl bir hayat yaşamak isterdin?
92- Gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz nedir?
93- Öfkeni kontrol edebiliyor musun?
94- İnstagram hesabın var mı?
95- Umursamaz biri misin?
96- Spor yapıyor musun?
97- Hayalindeki kişi nasıl?
98- Yabancı dizi izliyor musun? Dublaj mı izlersin altyazılı mı?
99- Hoşuna giden ve duymak istediğin iltifat var mı? Varsa ne?
100- Batıl inançlara inanır mısın? Bunlar neler?
1 note · View note
Text
SORUN ....
1- Adın ne?
2- Hangi takımlısın?
3- Burcun ne?
4- En sevdiğin kitap?
5- En sevdiğin şarkı?
6- En nefret ettiğin insan tipi?
7- Telefonun markası ne?
8- Kaç yıldır tumblr kullanıyorsun?
9- En sevdiğin yemek?
10- Tumblr’da değer verdiğin 3 kişi?
11- Mesafe ilşkisi yaşadın mı? Yaşar mısın?
12- En büyük hayalin?
13- Özlediğin birileri var mı?
14- Enstrüman çalıyor musun?
15- Sevdiğin insanda aradığın 3 özellik?
16- Yaz insanı mısın? Kış insanı mısın?
17- En son ne zaman ağladın?
18- Hiç aldatıldın mı?
19- Sarhoş oldun mu?
20- Sarhoş olduğunda yaptığın en aptalca şey?
21- Yabancı şarkı mı? Türkçe şarkı mı?
22- Küfür eden Kızlar/Erkekler itici mi?
23- Yaşamak istediğin şehir?
24- İlk tanıştığın birisine karşı davranışların nasıl olurdu?
25- Senin için önemli bir itrafta bulunur musun?
26- Kediler mi? Köpekler mi?
27- Dinine bağlı biri misin?
28- En çok sevdiğin özlü söz nedir?
29- Diyelim ki bir filimde oynama gibi bir şansın oldu hangi film olurdu?
30- En büyük korkun?
31- Hangi günü, ayı, yılı seviyorsun? Neden?
32- Geçmişte değiştirebileceğin bir şey olsa bu ne olurdu?
33- Örnek aldığın biri var mı? Kim?
34- 1 Saat gibi boş zamanın olsa ne yaparsın?
35- Başından kötü bir olay geçti mi?
36- Uzaylılara inanıyor musun?
37- En son ne zaman, ne için gerildin?
38- Olgun biri misin? Çocuksu biri mi?
39- Uyku tutmasa ne yaparsın?
40- Tumblr’da en çok mesajlaştığın kişi?
41- Tumblr’da kimle tanışmak istersin?
42- Giyim tarzın nasıl?
43- Boyun kaç?
44- Kaç kilodasın?
45- Tumblra neden ve nasıl üye oldun?
46- Uğurlu sayın?
47-Hayli bir kahraman olsan bu hangi kahraman olurdu?
78- Ölü ya da yaşayan herhangi biriyle tanışabilecek olsaydın, bu kim olurdu?
49- Gördüğün en garip rüya?
50- En büyük pişamanlığın?
51- Hayal kırıklığın?
52- Asla yapmam deyip yaptığın bir şey oldu mu?
53- Birisine soru sorup ulan ben kime soru sormuştum dedin mi hiç?
54- Senin için hayatı anlamlı kılan şeyler neler?
55- Kendinde sevdiğin özellikler neler?
56- En sevdiğin şair?
57- En sevdiğin şiir?
58- Yaşadığın hayattan memnun musun?
59- Gelecek kaygın var mı?
60- Ölümden korkuyor musun?
61- İntihar etmeyi düşündün mü?
62- Hayalindeki düğün nasıl?
63- Evlenmek ister misin?
64- Çocukları sever misin?
65- 🍕 mı? 🍔 mi?
66- Eğitim sistemi hakkında ne düşünüyorsun?
67- En son elini tuttuğun kişi kim?
68- Çekingen misin yoksa atılgan mı?
69- İnsanlarla kolay anlaşır mısın?
70- Tesadüflere ve mucizelere inanır mısın?
71- Hangi sanatçıları üçlü bir grup yapardın?
72- Hayalindeki kızı/erkeği tanımla
73- Yabancılara gülümser misin?
75- Bugüne kadar başına gelmiş en güzel şey?
76- Uzay boşluğuna çıkmak mı okyanusun dibine inmek mi?
77- Arkadaşlarının sana seslendiği bir lakabın var mı?
78- Hangi masal kahramanının gerçek olmasını isterdin?
79- Karakolluk bir olayın oldu mu?
80- Yaptığın en ergence şey?
81- Hiç bir yarışmayı kazandın mı? Ne yarışmasıydı?
82- Canlı yayına telefonla katıldığın oldu mu?
83- Sana en yakın kitabı al, 27.Sayfayı aç ve ilk satırda ne yazdığını söyle.
84- Şuan yanında kimin olmasını isterdin?
85- Yakın zamanda bir arkadaşınla küslük yaşadın mı?
86- En son seyrettiğin film hangisiydi?
87- Burçlara inanır mısın?
88- Burcunla ilgili söylenenler genel olarak karakterinle uyumlu mu?
90- En çok neden bahsetmekten hoşlanırsın?
91- Tekrar dünyaya gelsen nasıl bir hayat yaşamak isterdin?
92- Gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz nedir?
93- Öfkeni kontrol edebiliyor musun?
94- İnstagram hesabın var mı?
95- Umursamaz biri misin?
96- Spor yapıyor musun?
97- Hayalindeki kişi nasıl?
98- Yabancı dizi izliyor musun? Dublaj mı izlersin altyazılı mı?
99- Hoşuna giden ve duymak istediğin iltifat var mı? Varsa ne?
100- Batıl inançlara inanır mısın? Bunlar neler?
3 notes · View notes
zorakiseppuku · 5 years
Text
bu yazıyı umarım kendimi kandırmadan yazarım
süslü ve üstü kapalı cümleleri kendime yalan olarak seçip ikna olana kadar bunları söyleyip sonra unuttum. neden bunu yaptım?  aslında hayatıma giren insanların düşünce yapısı benim kendimi kandırma aracım olmuş hep #1 ne demek bu? bu şu demek, düşünüş şeklini sevdiğim, ya da düşüncelerinin yaşadığı hayatı yönlendirdiğini gördüğüm insanların yaşadığı hayat bir nebze bende de olmasını istediğim unsurları barındırıyorsa,ondan beğendiklerimi alıp kendime katmaya çalışmışım. buraya kadar yanlış olan bir şey yok ama bunları o kadar benimsememişim ki başlarda, hep bu bunalımlara bu dönemlerde girmişim ve aptallık yapıp beni en çok üzen şeyleri, en çok görmek istemediğim şeyleri kafamda yer etmişim ve istemsizce, bunları da katmışım kendime nefret ettiğim,hayatımın kötü dönemlerinde imzası hala ıslak olan herkesin kendimde bir şeylerini görüyorum belki hayatıma bu insanları ben bilerek aldım, ne istekle almış olabileceğimi düşünüyorum muhtemelen düzeltme kaygısı, yersiz bir sorumluluk, çekip çıkarma isteği ya da böyle düşünmesinin/davranmasının altında ne yatıyor gibi kendi kendime görev edindiğim gereksiz ve sonuçlarının beni bu hale getireceğini bilmediğim ve bende iğrenç bir acıma ve tiksinti uyandıran bir psikolojik merak deneyi.
sonumu merak mı getirecek benim?
ama şunu da bilmelisin ki polyannacılık oynamak zorundasın hayatının bir yerinde umudunu yanında yürütmelisin
en afilli cümlelerle umutlarından kaçanlar da sonunda kendilerini benim çıkmazımda bulacaklar buna eminim
çünkü insanın kendi hayatına seyirci kalmaya gönlü nasıl el verir?
benimki vermedi,vermiyor. demek ki hala canının bir kıymeti var senin için. ve hala kendini bundan dolayı suçlu hissediyorsun
amacın kendi kendine acıyıp veya başkalarını acındırıp bir aferin almak mı? amacın kendini sebepsiz yere en dibe sürüklemek mi?
ne için?
hani kendini üzecek şeylere sen karar verirdin? bu da nasıl sağlıksız bir şeyse.
kafanda hayatına adapte etmeye çalıştığın düşünceler dönüyor,ama bunu yama gibi olmadık yerlere yapıştırıp olsun kullandım mantığıyla işlersen hayatına, ortaya çıkan şeyi tabi ki beğenmezsin.
ve senin yaptığın bu.
bir döngüden bahsediyorsun, hatta bunu vücudunda taşımayı bile düşündün kendini soktuğun durumdan memnun olman gerekirmiş gibi. bu mazoşistlik mi? yoksa narsistlik mi? yoksa hepsi gibi bu da kabullenip izleyici kalmak mı?
aslında sen, hayatında yer verdiğin insanların seni damarlarına kadar tanıması gerektiğini düşünüyorsun. yani bunu istiyor gibisin. ama böyle bişey nasıl mümkündür? hangi şartlar altında? senin için NŞA  olmadığı kesin
aslında bunu beklemekte haksız da görmüyorum seni. çünkü sen insanların öylesine ettiği bir muhabbette, hatta yaptığı taklitlerde bile hoşuna giden, kendinden bişeyler bulduğu yerleri anlayan ya da anlamaya çalışan birisin ve bu senin için istemli yapılan bir hareket değil. soruya cevap vermek ya da açlık hissetmek kadar doğal,içten ve reflekssel bir eylem.
en son ne zaman cidden birinin ettiği lafı onun için ne anlam ifade ettiğini düşünmeden, sadece ağzından çıkan sözcüklerin cümle içinde duruşunu ve sözlük anlamlarını düşünerek bir diyalog kurdun?
bunda en geri beş sene öncesine kadar gidebiliyorum.
ve bunları düşünerek gerçekten kendine dert edinmeyen bir insan yoluna gitmeyi kendini basitleşmeye indirgemek yoluna sokmaya itmek istiyor gibisin.
ama istediğin bu değil, yani sırf insanlarla bir sıkıntın olmasın diye kendini basite indirgemeyi istemiyorsun, demek ki çözüm yolun bu değil. bir şeyi eledik.
düne kadar seni bir şeylere itecek olanın beklemediğin bir anda seni konuşturan ve sana gerçekten işine yarayacağını düşündüğün şeyleri samimiyetle söyleyen biriyle bir konuşma yapmak olduğunu düşünüyordun. bunun da geçersiz olduğuna emin oldun diyemeyeceğim,denemek zorundasın. bunu istediysen ve bu başına geldiyse(yazar burda annesiyle olan konuşmasını kast ediyor. ayrıca bakınız: notlar, çünkü yazar iflah olmaz bir umarsızlık yoluna girdiği için;iyi şeyleri de en kötü travmaları silercesine sildiği için bunu not almayı seçmiş bir zavallı gibi hissediyor ama bir yandan da bunun biy iyileşme girişimi olduğunu düşünüyor.) bunu istediysen ve bu başına geldiyse,yaşanmamış gibi davranıp sonrasında ulan keşke o beni itseymiş o zamanlar bişeyler yapmaya diyecek hale de gelmeden-çünkü bu yazıyı defalarca okuyup hatmetmezsen geleceğini biliyorsun-bu konuşmanın duvarını yıkmasa da birkaç tuğlasını kaldırmasına izin vermelisin.
hatırlatma:bu arada tüm bunlar,şu an olduğun insan olmandan dolayı sürekli girdiğin çıkmazdan dolayı konuşuluyor.
her şey çok güzel,her şeyin farkındasın ve kendini kandırmadın buraya kadar. ama hala harekete geçme isteği yok içinde. bunu ne doğuracak senin içinde? sen doğurmalısın. ama durduk yerde nasıl doğurabilirim? doğurabilecek olsaydım şimdiye kadar doğururdum sanırım. kafamın biraz rahatlaması mı, yoksa kimseyi siklememem mi gerek bunun için? peki kimseyi siklemeyecek raddeye beni ne getirir? siklediğim insanların yargısını almayacağımı bilmek sanırım#2
#2′yi ifade etmiş olmak çok acı verdi. çünkü bağıra bağıra senelerdir herkese bunun saçma olduğunu söyledim. aslında bunu kimse kabul etmez. insanların düşüncelerini önemsediğini
lan ben önemsiyomuşum galiba #2*
birlikte yaşamanın getirdiği kaçınılmaz bir sonuç bu. bakınca çünkü ben de insanları yargılıyorum ve beni yargılamamalarını, hakkımda peşin hüküm vermemelerini bekleyemem. 
ama ben verdiğim peşin hükümlerin arkasında kapı gibi durmam. insanlar bunu yapıyor. kimse dönüp demiyor ki ben işin aslını bilmiyorum, sormuyorum da hiç. sorsam da dinlemiyorum. neden kendimi haklı çıkarmaya çalışıyorum? neden kimse kendine neden haklı çıkmaya çalışıyorum diye sormuyor? bu nasıl bir egoistlik ve kendinden emin olma halidir? bu nasıl bir vebadır? bundan nasıl herkesi kurtarabilirim?
herkesi kurtarmak için,herkesi silkeleyip her hareketi yaptığın an açıklamak zorundasındır belki. bunu da yapmam kusura bakmayın ve burada da yine, insanların nasıl bunun farkında olmadığı şaşkınlığına dönüyoruz.
bir insanın istemediğimiz ya da bizim onaylamadığımız bir hareketine neden o insanlar gerçekten kötü durumdaysa ya da kişiliğinin duygularının ya da anlık isteklerinin peşinden gitmek üzerine kurulu olduğuna karar verdiysek “yapar” diyebiliyoruz?
yani bu benim için geçerli değil, evet gerçekten de bu kadar düşünceli ve duyarlı bir insanım
bu duyar seviyesi beni kimseye dur dememeye yapma dememeye de itti #4
#4′ü de şimdi fark ettim
itti, bu iyi bişey değil. bana göre ama. çünkü sayılı insanda gördüğüm bir sorumluluk hissine sahibim. ve bunu bir yerlerde önce kendime nefes maskesini takarak yapsam beni rahatsız etmeyecek, ama ben o maskeyi tüm uçağa takmakla o kadar meşgulüm ki ben basınçtan ve nefessiz kalmaktan ölecek hale gelmişim.
burası, bu aralar öleyazdığım yerler
her şeyin bir dozajı vardır. ben duygular dışında mantığıma oturttuğum şeyleri hep aşırı, duygularımı da hep asgari düzeyde yaşamışım #5
bunların hepsi kabulleniş. bunları hep kendi ağzımdan başkası anlatıyormuş gibi yazıyorum ki okuduğumda kafamda direk çözüm önerileri canlansın. bu çözüm önerilerini uygulamaya geçmem gerek artık. çünkü döngüm giderek daralıyor. o çemberin içindeki “bir dahaki bunalıma kadar olan mutluluk hali” giderek kısalıyor. ve o çember sıkılaştıkça boynuma dolanıyor.
bu da bana hayatın ya asgari seviyede nefes alarak yettiği yere kadar sadece nefes almaya devam ederek yaşarsın ya da boynundaki çemberi genişletip(kırıp,umarım) ne zaman nefesim bitecek kaygısı olmadan derin soluklarla hayatına devam edersin deme şekli.
bunu okuyabiliyorum,başıma gelen şeylerin bana öğretmeye çalıştığı şeyleri anlamaya ve cevap vermeye çalışıyorum
elimden gelmiyor diyip kaçmayı çok istiyorum ama nefes almak istiyorum ama insan kendiyle küs bir hayat yaşayamıyor ama insan kendini sevebilmek istiyor.
seviyorum aslında, yoksa kendim için iyisini neden isteyeyim yoksa numaraları okudukça neden çözüm üretmeye çalışayım yoksa neden kendimi kurtarmaya çalışayım
ama sevgim, harekete geçmeye gellince yetmiyor. o noktada, o yerde adım atamıyorum atsam o adımı öyle büyük beklentilerle atıyorum ki, o küçücük adıma ‘hadi beni kurtar’ı yüklüyorum. o küçücük adım onu başaramayınca daha büyüğünü atamıyorum geri dönüyorum.
ne zaman dönmeyeceğim?
2 notes · View notes
Text
1-En sevdiğin çikolata?
2-Hayatta bir şeye cidden çok pişman oldun mu?
3-Lunaparktan korkuyor musun?
4-İlk hoşlantının saçma sapan mı yoksa çok özel olduğunu mu düşünüyorsun?
5-Sence mesafeler aşka engel mi?
6-1 dilek hakkına sahip olsan ne dilerdin (daha fazla dilek hakkı istemek yok:DD
7-Oğlun olsa ismini ne koyardın?
8-Kızın olsa ismini ne koyardın?
9-Bir erkeğin sana çektirdiği acı uğruna saçlarına kıyar mıydın?
10-En çok üşendiğin şey?
11-Genelde insanların sıkıcı bulduğu ama senin çok sevdiğin bir hobin var mı?
12-Aşık oldun mu?
13-Aşık olduğunu sandın mı?
14-Dürüst ol ve söyle hiç bir ön yargın var mı?
15-Sevdiğin insanla her şeyi yapar mısın?
16-Öpüşmek senin için ne ifade ediyor?
17-Sarılmak senin için ne ifade ediyor?
18-Çekingen misin özgüvenli mi?
19-En sevdiğin dizi?
20-En sevdiğin şarkı? 21-Hayatını veya hislerini anlatan bir şarkı var mı?
22-Hayatında kayıtsız şartsız güvenip her şeyini anlatabiliceğin bir insana sahip misin?
23-Kendinle ilgili bir şeyi değiştirmek istesen bu ne olurdu?
24-Hayatında hiç keşke diyeceğin bir olay oldu mu?
25-Kendine ait yaşam olan küçük bir gezegenin olsa içinde neler olsun isterdin?
26-Kendi çikolata markan olsaydı adı ne olurdu?
27-Aşık olaadığın ama aşık olmak isticeğin kadar iyi bir insan var mı çevrende?
28-Bakış açını değiştiren bir film veya bir kitap var mı?
29-En sevdiğin içecek?
30-Hiç sarhoş oldun mu? Olmadıysan olmak ister misin?
31-Bir kitap,dizi veya film karakteri olma imkanın olsa kim olurdu?
32-Kaç yastıkla yaıtyorsun?
33-Uğurlu sayın kaç?
34-Yeterince iyi bir insan olduğunu düşünüyor musun?
35-En sevdiğin şarkıcı?
36-Çay mı kahve mı veya hiçbiri?
37-Yapmaktan en çok zevk aldığın şey?
38-Kolye veya bileklikleri sever misin?
39-Yaratıcı bir küfürün var mı :D?
40-Kaç yaşında ölmek istersin?
41-Günde ortalama kaç saat telefonla ilgileiyosun?
42-İlerde hangi şehirde okumak istersin?
43-Sence aşkın tanımı ne?
44-Karşılıksız sevmek mi aşktır, karşılıklı mı?
45-Tumblrın rengini değiştirmek isteseydin hangi renk yapardın?
46-En güzel okul dönemin hangisiydi (ilk okul- orta okul- lise- üni.)
47-En yakın arkadaşın var mı?
48-Yazmayı veya çizmeyi seviyor musun?
49-Çizgifilmleri sever misin?
50-Hangi takımlısın?
51-Kardeşin var mı?
52-Bir derdin sorunun var mı? Anlat dinlerim.
53-Cinsiyetini değiştirmek ister miydin?
54-Evcil hayvanın var mı yoksa olmasını ister miydin?
55-Uğurlu bir eşyan var mı? Varsa ne?
56-Şu an hangi şarkıyı dinliyorsun?
57-Sigara içiyor musun?
58-En son ne zaman diyet yaptın?
59-Fobin var mı?
60-İmkansız olduğunu bile bile istediğin bir şey var mı varsa ne?
61-Hayatta “çok şanslıyım” diyebiliceğin bir konu var mı?
62-Mesafeler aşka engel mi sence?
63-Ülkenin haliyle ilgili ne düşünüyosun?
64-Terörle ilgili ne düşünüyorsun?
65-Siyasi görüşün ne?
66-Feminist misin?
67-Çocukları sever misin?
68-Bir insanda ilk baktığında neye dikkat edersin?
69-Aşktan korkuyor musun?
70-Sence insanlar çift mi yaratıldı?
71-Okuduğun okulu seviyor musun?
72-Cesur musun?
73-Mutlu musun?
74-En son ne zaman öpüştün?
75-Uyku mu uykusuzluk mu?
76-Makyah yapmayı sever misin?
77-Alkolü sever misin?
78-Çok büyük bir suç işlesen teslim mi olursun kaçar mısın?
79-Tambılır kankisi olak mı?
80-Kaç yaşındasın?
81-Hiç bir ünlüyü gördün mü?
82-Memeleri sever misin?
83-Genelde kaçta uyursun?
84-Wp de sürekli konuştuğun birisi var mı?
85-Blogumla ilgili ne düşünyosun?
86-Fil olmak ister miydin?
87-Devenin boynu neden eğri :)))?
89-Telefonsuz ve internetsiz 1 sene geçirebilir misin?
90-En sevdiğin yemek?
91-En güzel rüyanı anlatır mısın?
92-En korkunç rüyanı anlatır mısın?
93-Aklına her geldiğinde güldüğün bir anın var mı varsa anlatır mısın?
94-En çok merak ettiğin şey ne?
95-Türkiyede yaşamaktan memnun musun?
96-Sevişek mi aksldjasş?
97-Markette en son ne zaman kayboldun?
98-Beraber uyumak istediğin bir insan var mı?
99-En son ne zaman yıldız kaydığını gördün? Ve ne dilediğini söyleyebilir misin?
100-Doğum günleri senin için ne ifade ediyor?
101-Mutsuzken ne yapmak seni mutlu eder tavsiyen var mı?
102-Soru değil ama SENİ SEVİYORUM!
3 notes · View notes
huzurkokuluma-blog · 5 years
Text
Nefes alamıyorum ben eskisi gibi nefes aldığımı hissetmiyorum kalbimde bir ağrı var boğazımda düğüm hiç geçmiyo o acı ağrı hep öyle kalıyo neden böyle oldum bu hale düşmeyi hakediyo muyum yada o beni bu halde görmekten mutlu mu hiç bişeyden memnun olamıyo insanlar görünüşüymüş oymuş buymuş ben nefes alamıyorum nefes 4 yılda nasıl nefesim oldun yada bu hakedicek naptın hiçbişey mutlu musun bu halimden ben değilim sen artık kirlenmeye başladın kalbinin güzelliği gitmeye başladı o güzel tertemiz kalbine neler oluyo bilmiyorum ama ben senin kalbini sevdim aşık oldum gitgide soğuyomuş gibi hissediyorum soğumak istemiyorum hep onda kalmak hiç gitmemek istiyorum öylede yapıyorum ama sen bana gelmiyosun bile canın sağolsun tamam allah korusun bişey olsa ilk ben koşarım emin ol belki sende koşarsın ama ilk koşan sen olmazsın son koşan olursun ama ben çok yoruldum böyle olmaktan içim acıyo kimse bilmiyo kendi içimde haykırıyorum bağırıyorum çağırıyorum ağlıyorum ama içimde kalıyo kendi kendimi tüketiyorum ben tükenmek istemiyorum beni kurtar bu halden nolur kurtar.
1 note · View note
mizemediaagency · 3 years
Text
Ekibiniz Tarafından Sevilmek İster misiniz? Bu 12 Verimlilik Alışkanlığını Deneyin.
Ekibiniz Tarafından Sevilmek İster misiniz? Bu 12 Verimlilik Alışkanlığını Deneyin.
Tumblr media
Kendinizi üretken tutmanın bir zorluk olduğunu düşünüyorsanız , tüm ekibi üretken tutmaya çalışın.
Çeşitli mizaçları yönetmenin yanı sıra, her bir ekip üyesini neyin motive ettiğini keşfetmelisiniz. Onların hedeflerini sizinkiyle aynı hizaya getirmek isteyeceksiniz. Evet – bu kalp zayıflığı için değil. 
Üretken olmak ve sevilmek paradoksal niyetler değildir. İyi haber şu ki, ekibinizin sizi sevmesi ve yine de her şeyi halletmesi imkansız değil. Görev ustası, canavar – ve iyi – takımınızın arka tarafındaki zehirli iltihaplı kıymık olmanız gerekmiyor.
Bu 12 üretkenlik alışkanlığını takip etmeyi deneyin. Bunu yaptığınızda – ekibinizin sizi sadece sevmeyeceğinden emin olabilirsiniz – aynı zamanda çalışanlarınızdan her şeyi günlük olarak alacaksınız.
1. Çok net öncelikler, hedefler ve beklentiler belirleyin.
Ekip üyelerinizin her biri, hangi görevler üzerinde çalışmaları gerektiğini tam olarak bilmelidir. Ek olarak – her görevin önceliğinin yanı sıra onlardan ne beklendiğinin de farkında olmalıdırlar.
Daha sonra tamamlanabilecek daha az önemli bir görev üzerinde çalışmalarını istemezsiniz. Bu, daha önemli görevin bir kenara itildiği anlamına gelir. Bu bilgiyi bilmeyen ekip üyenizi suçlayamazsınız.
Hedef belirleme söz konusu olduğunda, ulaşılması çok zor veya basit olmayan yalnızca birkaç özel hedefe odaklanmak istersiniz.
2. Ekibinize sahiplik verin.
Çalışanlarınızı motive etmenin çok sayıda yolu olsa da, sahiplenmeyi teşvik eden hiçbir şey olamaz. Aslında araştırmalar, çalışanların işyerinde daha fazla özerkliğe sahip olduklarında daha memnun olduklarını ortaya çıkarmıştır. Bu da daha az ciro ve daha yüksek katılım yaratır.
Kuruluşunuz içinde sahiplenmeyi teşvik etmek istiyorsanız, işte başlamayla ilgili birkaç ipucu:
Nedeni ile başlayın: Bu basitçe, ekibinize yaptıkları işin neden önemli olduğunu bildirmek anlamına gelir.
Ekibinizin konuşmasına izin verin: Ekibinizden üzerinde çalıştıkları projeler hakkında geri bildirim ve girdi isteyin.
Nasıl yapacağını seçmelerine izin verin: Ekibinizin sorunları kendi başına nasıl çözeceğini bulmasına ve tercih ettikleri gibi çalışmasına izin verin.
Güven inşa edin: Bu, ekibinizi dinlemek ve onlara komuta etmek değil, onlara rehberlik etmek demektir.
Onları sorumlu tutun: Ekibinize önemli teslim tarihlerinin yaklaştığını hatırlatın ve nasıl ilerlediğini görmek için kontrol edin.
Etkili yetkilendirme: Doğru görevler için doğru kişileri atayın ve onlara başarılı olmaları için uygun araçları ve kaynakları verin.
3. Ekibinizi karar verme sürecine dahil edin.
Ekibinizden en iyi şekilde yararlanmak istiyorsanız – “Bu benim yolum veya otoyol” zihniyetinden kurtulun. Bir Outside In Management makalesinde mükemmel bir şekilde açıklandığı gibi : “Ekibiniz, işinizin kalbinde yer alır. Genellikle müşterilerinizle günlük olarak ilgilenen ve aynı zamanda iç süreçlerin ellerinin tersi gibi nasıl çalıştığını bilen kişilerdir.
Ekibiniz müşterileriniz hakkında sizden daha fazla şey biliyor olabilir.
“Müşterilerin ürünleriniz ve hizmetleriniz hakkında gerçekten ne düşündüğünü biliyorlar ve şüphesiz işin birçok alanı ve süreçleri hakkında kendi fikirlerine sahip olacaklar.”
Ekibinizin işinizi geliştirebilecek kararlar alması mantıklıdır. Sadece bu kararların uygulanmasına ve uygulanmasına da dahil olduklarından emin olun.
4. Ekibinizin güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olun.
Hepimizin gizli yetenekleri var. Ekip üyelerinizin hangi yeteneklere sahip olduğunu öğrendiğinizde, becerilerini ve uzmanlıklarını en iyi şekilde kullanmaları için fırsatlar bulabilirsiniz.
Takımınızda kim ne yapmayı sever? Hangi görevden nefret ediliyor?
Yazmaktan hoşlanan bir ekip üyeniz varsa, web siteniz için blog yazıları yazmakla ilgilenip ilgilenmeyeceklerini sorun. Bu sadece yeteneklerini ve tutkularını kullanmalarına izin vermekle kalmaz – bu ek sorumluluğa sahip olmak onları daha güçlü hissettirir.
Zaten batmış durumdaysa, bu ekstra işi üstlenmelerini istemeyin.
Aynı zamanda, her ekip üyesinin zayıflıklarının da farkında olmak istersiniz. Birisi matematikte güçlü değilse, ona herhangi bir muhasebe görevi atamak mantıklı olmaz. Bu işi düzgün bir şekilde yapacak kadar yetenekli olmamanın yanı sıra, eğer bu konuda mücadele ederlerse, hepsini vermek için daha az motive olurlar.
5. Gereksiz toplantılardan kaçının.
Toplantılar büyük bir zaman kaybı olabilir. Bu yüzden ekibiniz onlardan nefret ediyor. Bir saat kadar anlamsız bir toplantıda oturmak yerine – bir ekip daha üretken bir şey üzerinde çalışıyor olabilir. Sizin için – bilirsiniz – eğlenceli bir şey yapmanız duyulmamış olmazdı. Ortalama olarak, profesyoneller verimsiz toplantılarda haftada dört saatini boşa harcarlar
Ne yazık ki, hepimiz toplantılara katlanmak zorundayız. Onları mümkün olduğunca ağrısız tutun.
Bazı toplantılar gerekli. Bir sonraki toplantınızdan önce hazırlanın ve plan yapın. Toplantının e-posta, Slack veya konferans görüşmesi yoluyla ele alınabilecek bir şey olmadığından emin olun. Toplantı bir zorunluluksa – açık bir amacı olan bir gündem hazırlayın – ve hazırlanabilmeleri için bunu katılımcılara önceden gönderin.
İlgili: Çok Fazla Toplantı Verimliliği ve Morali Zorlaştırır
  6. Dostluk kurun.
Ekip üyeleriniz birbirleriyle bağlantı kurduklarında, işbirliği yapmak ve birbirleriyle çalışmak için daha motive olacaklar. Bunu, ekip oluşturma aktiviteleri aracılığıyla arkadaşlık kurarak yapabilirsiniz.
Ekibiniz için aktiviteler belirleyin – o kadar da zor değil. Çoğu ekip üyesi planları yaparken sırasını alır.
Örnekler arasında iş sonrası mutlu saatler, birlikte öğle yemeği yemek, birlikte ders almak veya spor veya oyun oynamak sayılabilir.
Yaratıcılık – bu sizin ikramiyeniz – harika bir takım arkadaşlığı oluşturduğunuzda.
Ek bir avantaj olarak, dostluk kurduğunuzda, ekibinizin yaratıcılığını – problem çözme ve iletişim becerilerini – artıracaksınız. Hepsinden iyisi, takımınızın birlikte rahatlamasını ve biraz eğlenmesini de sağlar.
  7. Olumlu bir çalışma ortamı yaratın.
Araştırmalar , bir işyerinin fiziksel ortamının çalışanların düşünme, hissetme ve performanslarını büyük ölçüde etkileyebileceğini bulmuştur. Çalışma alanınızın üretkenliğe elverişli olduğundan emin olun.
Konfor – ve bu sadece mobilyalar anlamına gelmez. Pozitiflik neredeyse her şeydir.
Rahat ve ergonomik mobilyalar sağlamakla başlayın, parlak aydınlatmayı birleştirin, bitkileri içeri getirin ve ekibinizin bireysel alanlarını istedikleri gibi dekore etmesine izin verin.
HEY TEAM – olumsuzluklarınızı evde bırakın. Zehirli Ted ve Tina – eve gidin …
Fiziksel çalışma alanının yanı sıra – eğlenceli ve mutlu bir ortam yarattığınızdan emin olun. Bu, zorbalık ve dedikodu gibi toksik unsurların ortadan kaldırılması anlamına gelir. Ekipteki tüm üyeler arasında olumlu pekiştirmeyi teşvik edin.
En son ne zaman gerçekten minnettar oldun? Minnettarlık ve rastgele iyilikler ekibinizi oluşturmanıza yardımcı olacaktır. Ayrıca doğum günlerini kutlamak ve bir toplantının başında kazançları paylaşmak gibi birlikte kutlamanın da olumlu bir çalışma ortamı yaratmanın etkili yolları olduğunu gördüm.
8. Yapıcı geri bildirim sağlayın.
Ekibiniz nasıl performans gösterdiklerini bilmiyorsa – onlardan en iyi şekilde yararlanmayı nasıl bekleyebilirsiniz? Bu yüzden yapıcı geri bildirim sağlamanız gerekiyor. Bu, ekibinize nasıl yaptıklarını ve gelişmek için hangi adımları atmaları gerektiğini görme şansı verir. Bazı ekip üyelerinin diğerlerinden daha fazla yardıma ihtiyacı varsa, onlara koçluk veya eğitim fırsatları sağlayın.
Takım öğle yemeği sırasında yardımcı ipuçlarını vermek zorunda değilsin. “Seninle övünmem” takım oluşturmak için harika.
İdeal olarak, bu bire bir yapılmalıdır, böylece ekip üyesi utanmaz. Ancak, bir ekip üyesi yukarıda ve öteye gittiğinde – bir sonraki ekip toplantısı veya şirket bülteni sırasında onlara seslenmekten çekinmeyin.
  9. Bir proje yönetim sistemi kullanın.
Bir proje yönetim sistemi kullanmak , görevler atamanıza, ekibinizin ilerlemesini izlemenize ve gelen kutularını doldurmadan ekibinizle iletişim kurmanıza olanak tanır. Trello, Basecamp, Wrike veya ProofHub gibi bir proje yönetim sistemi kullanıyorsanız, takviminizle şunları da yapabilirsiniz:
Son tarihler ve bitiş tarihleri olan görevler atayın.
E-postadan çok uzak durduğunuz için dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldırın.
Kısa ve odaklanmış tutmak için yaklaşan bir toplantı için notlar oluşturun.
Benzer görevleri bir araya toplayın ve bunlar için belirli zamanları bloke edin.
10. Her gün değerlerinizle yaşayın.
Temel değerleriniz, siz ve kuruluşunuzun temel inançlarıdır. Temel değerlerinizi bilmiyorsanız – inançlarınızın ne olduğunu gerçekten düşünmek için birkaç dakikanızı ayırın. Bu şekilde, her gün onlarla yaşayabilirsiniz, böylece yönünüz olur – sağlıklı bir şirket kültürü oluşturun ve herkesin işine anlam katın.
İlhama mı ihtiyacınız var? İşte Ferrari’nin değerleri:
Bireysel ve ekip
Duygu
Bütünlük
Gelenek ve yenilik
Tutku ve mükemmellik
11. Teşvik sağlayın.
Teşvikler sunulduğunda , çalışanların yüzde 85’inin en iyi işlerini yapmak için daha motive oldukları görülmüştür .
Ne tür teşvikler sunmalısınız? En bariz olanı, ekibinize rekabetçi bir maaş ve ikramiye ödemek gibi parasal teşvikler olacaktır. Ayrıca esnek programlar, zamanında promosyonlar, becerileri öğrenmek veya geliştirmek için fırsatlar ve hatta sırtınıza iyi bir yazı bile sağlayabilirsiniz. Özellikle Y kuşağı topluluklarını desteklemenin yollarını arıyor. Ekibinizin ilgilendiği yerel amaçlar için gönüllülük veya bağış toplama fırsatları sunmayı düşünün.
Ekibinizin önemsediği diğer teşvikleri de öğrenmenizi öneririm. Örneğin, ekibinizin çoğunluğu köpek sahibiyse, köpeklerini işe almalarına izin verebilirsiniz . Bunu yapmak, stresi ve devamsızlığı azaltırken aynı zamanda moral ve üretkenliği de artırır.
  12. Basit düşünmeyi teşvik edin.
Aslında, siz ve ekibinizin gün için işten ayrılmadan veya fişten çekip öğrendiklerinizi düşünmeden 15 dakika önce çalışmayı bırakırsanız, herkesin üretkenliğini yüzde 20 artırabileceğiniz keşfedildi.
Daha sağlıklı bir ekip için öz bakımı kodlama ve öğretme.
Bu ters etki yaratabilir, ancak bu 15 dakikalık alışkanlığı uygulayarak siz ve ekibiniz daha fazla değil, daha akıllı çalışma modellerini fark etme şansına sahip olursunuz. Bunun nedeni, “kodlama” denen bir şey yapıyor olmanızdır. Psikolojide bu, pratik deneyimleri pratik bilgeliğe dönüştürmek anlamına gelir. Bu, neyin işe yarayıp neyin yaramadığını hatırlamanıza olanak tanır, böylece onu iş akışınıza dahil edebilirsiniz.
Ayrıca, bu sizin ve ekibinizin kendi kişisel ilerlemenizi fark etmesine izin verdiği için – ilerlemeye devam etmek için daha güvenli ve motive olacaksınız.
Kaynak, Siteyi Ziyaret Edin
0 notes