Tumgik
#nâzım hikmet
okuryazarlar · 11 months
Text
Tumblr media
Türk ve dünya şiirinin ulu çınarı, 'Mavi Gözlü Dev' Nâzım Hikmet'i aramızdan ayrılışının 60. yılında saygıyla anıyoruz.
101 notes · View notes
apoemaday · 2 years
Text
On Living
by Nâzim Hikmet
I. Living is no laughing matter: you must live with great seriousness like a squirrel, for example— I mean without looking for something beyond and above living, I mean living must be your whole occupation. Living is no laughing matter: you must take it seriously, so much so and to such a degree that, for example, your hands tied behind your back, your back to the wall, or else in a laboratory in your white coat and safety glasses, you can die for people— even for people whose faces you've never seen, even though you know living is the most real, the most beautiful thing. I mean, you must take living so seriously that even at seventy, for example, you'll plant olive trees— and not for your children, either, but because although you fear death you don't believe it, because living, I mean, weighs heavier.
II. Let's say we're seriously ill, need surgery— which is to say we might not get up from the white table. Even though it's impossible not to feel sad about going a little too soon, we'll still laugh at the jokes being told, we'll look out the window to see if it's raining, or still wait anxiously for the latest newscast... Let's say we're at the front— for something worth fighting for, say. There, in the first offensive, on that very day, we might fall on our face, dead. We'll know this with a curious anger, but we'll still worry ourselves to death about the outcome of the war, which could last years. Let's say we're in prison and close to fifty, and we have eighteen more years, say, before the iron doors will open. We'll still live with the outside, with its people and animals, struggle and wind— I  mean with the outside beyond the walls. I mean, however and wherever we are, we must live as if we will never die.
III. This earth will grow cold, a star among stars and one of the smallest, a gilded mote on blue velvet— I mean this, our great earth. This earth will grow cold one day, not like a block of ice or a dead cloud even but like an empty walnut it will roll along in pitch-black space... You must grieve for this right now —you have to feel this sorrow now— for the world must be loved this much if you're going to say "I lived"...
264 notes · View notes
bohemkokusu · 3 months
Text
Hani şimdi bize
Cumaları pazarları çiçekli bahçeler vardır
Yalnız cumaları
Yalnız pazarları..
9 notes · View notes
theshatterednotes · 1 year
Photo
Tumblr media
Turkish-Polish poet Nâzım Hikmet
20 notes · View notes
evrendensesgetir · 1 year
Text
"benim yıldızım yitik
yıllarım yorgun
ne yaşadıysam dünyada
ince sızı yoksulluklar örter
ince sızı dostluklar"
Nuri can
24 notes · View notes
Text
Tumblr media
Nâzım Hikmet, Tr. Joyce Lussu
5 notes · View notes
kimsesizliginkizi · 1 year
Text
Seviyorum Seni
Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini neyin nesi belirsiz telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul\'da yumuşacık kararırken ortalık içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni Yaşıyoruz çok şükür der
Nâzım Hikmet Ran
2 notes · View notes
mustafaensar33 · 1 year
Text
Teravih, ruh “nefes, esinti” ile aynı kökten. Asıl anlamı dinlendirmek olan sözcük Arapça rwh kökünden geliyor. Aynı kökten gelen diğer bir kelime ise rayiha “güzel koku” Bu ayın yeni bir ruh, bir nefes, bir esinti getirmesi temennisiyle…
2 notes · View notes
postleft · 2 years
Text
0 notes
okuryazarlar · 1 year
Text
Tumblr media
119 notes · View notes
ma-pi-ma · 3 months
Text
Tumblr media
Amo in te
l'avventura della nave che va verso il polo
amo in te
l'audacia dei giocatori delle grandi scoperte
amo in te le cose lontane
amo in te l'impossibile
entro nei tuoi occhi come in un bosco
pieno di sole
e sudato affamato infuriato
ho la passione del cacciatore
per mordere nella tua carne
amo in te l'impossibile
ma non la disperazione
1943
Nâzım Hikmet Ran, da Poesie d’amore, 1963 
41 notes · View notes
yurekbali · 5 months
Text
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte. Meselâ bir barikatta dövüşerek meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. - Nâzım Hikmet, Tahirle Zühre Meselesi (Yatar Bursa Kalesinde)
7 notes · View notes
Text
@mercifulempress and @shiryawashere both tagged me to spell out my URL with song titles so I decided to fuck around and make a Turkish playlist:
Tamirci Çırağı - Cem Karaca (about a mechanic's apprentice who falls in love with an upper class woman)
Hakim Bey - Zülfü Livaneli (anti-censorship song)
Enternasyonal - Grup Yorum (literally just The International)
Acıtmıyor Sevdan - Yaşar
Tam Da Şu An - Göksel
Eyvallah - Yeni Türkü
Rezerve - Hadise
Operasyon - CVRTOON
Farkımız Var - Hadise
Demokrasi - Murder King (I guess the government censors don't listen to death metal lmao)
İstanbul'u Dinliyorum - Zülfü Livaneli
Mehmetçik Memet - Zülfü Livaneli (about how young Turkish soldiers were shipped off to die in a war that had nothing to do with them)
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz - Zülfü Livaneli
Namus Belası - Cem Karaca
Saat Dört... Yoksun - Zülfü Livaneli
İzmir Marşı - Volkan Konak
Odam Kireçtir Benim - Zülfü Livaneli
Nefesim Nefesine - Zülfü Livaneli
Şu Yalan Dünyada - Zülfü Livaneli (yes I'm aware this list is like half Zülfü Livaneli. this song fucks though)
Tagging @lucyflawless and @noctuamagna if you want to!
4 notes · View notes
ildeniztufanboy · 2 years
Text
En güzel günlerimin üç mel'un adamı var:
Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye en güzel günlerimin bu üç mel'un adamını yer yer tırnaklarımla kazıdım hatıralarımın camını.. En güzel günlerimin üç mel yer yer tırnaklarımla kazıdım hatıralarımın camını.. En güzel günlerimin üç mel'un adamı var: Biri sensin, biri o, biri ötekisi.. Düşmanımdır ikisi.. Sana gelince... Yazıyorsun.. Okuyorum.. Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa, insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum.. Ne yazık!.. Ne kadar beraber geçmiş günlerimiz var; senin ve benim en güzel günlerimiz.. Kalbimin kanıyla götüreceğim ebediyete ben o günleri.. Sana gelince, sen o günleri - kendi oğluyla yatan, kızlarının körpe etini satan bir ana gibi satıyorsun!. Satıyorsun: günde on kaat, bir çift rugan pabuç, sıcak bir döşek ve üç yüz papellik rahat için... En güzel günlerimin üç mel'un adamı var: Biri sensin, Biri o, biri ötekisi... Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi... Sana gelince... Ne ben Sezarım, Ne de sen Brütüssün... Ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün.. Artık seninle biz, düşman bile değiliz.. Biri sensin, biri o, biri ötekisi.. Düşmanımdır ikisi.. Sana gelince... Yazıyorsun.. Okuyorum.. Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa, insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum.. Ne yazık!.. Ne kadar beraber geçmiş günlerimiz var; senin ve benim en güzel günlerimiz.. Kalbimin kanıyla götüreceğim ebediyete ben o günleri.. Sana gelince, sen o günleri - kendi oğluyla yatan, kızlarının körpe etini satan bir ana gibi satıyorsun!. Satıyorsun: günde on kaat, bir çift rugan pabuç, sıcak bir döşek ve üç yüz papellik rahat için... En güzel günlerimin üç mel'un adamı var: Biri sensin, Biri o, biri ötekisi... Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi... Sana gelince... Ne ben Sezarım, Ne de sen Brütüssün... Ne ben sana kızarım ne de zatın zahmet edip bana küssün.. Artık seninle biz, düşman bile değiliz..
0 notes
evrendensesgetir · 1 year
Text
Sensizliğimde
Soğuk bir sonbahar akşamı
Sildim gözünden yaşları,
Sen ağlama dedim,
Sulama mezarımı...
Gecelerin zifiri karanlığı,
Kör gözlerin karanlığı
bile,
Sensizlik kadar siyah değildir...'
Gel bile boynumdaki bıçağı,
Sensizken sevmedim bu çağı.
Kokuna aşıkken ben...
Ne beyazlar karaladım, şiirlerimle
Ne kapılar araladım
Belki bir gün,
Hatırlar gelirsin diye...
Evren
17 notes · View notes
Text
Ti sei stancata di portare il mio peso ti sei stancata delle mie mani dei miei occhi della mia ombra le mie parole erano incendi le mie parole eran pozzi profondi verrà un giorno un giorno improvvisamente sentirai dentro di te le orme dei miei passi che si allontanano e quel peso sarà il più grave.
Nâzım Hikmet
1 note · View note