15-EL-ĞAFFÂR: Kullarının hatalarını ve günahlarını sürekli ve tekrar tekrar, çokça affedip bağışlayan. Affetmesinin bir özelliği olarak, kulunun işlediği günahları kendisine unutturan.
Kirpiklerimden damlayan son teravih. Gözlerimden yaş yerine süzülen son Ramazan günü. Sonları sevmem. Sonlar yakışmaz ruhu Ebedi Olan'la rabıtalı olan insana.
Ama burası dünya. Burası sonların yeri. Burası faniliğin mekanı. Burası ayrılıklar yeri. O sebeple belki de bu son Ramazanımızdı bizim diye düşünmeden de edemez insan.
Ramazan gelişi ile bizi şenlendirdi müjdeler getirdi. Bilmem layık olabildik, güzel ağırlayabildik mi? Onca ramazan niyetleri ve hedefleri nasıl geçti nasıl bitti?
İnsanız biz. Hamurumuzda nisyan var, hamurumuzda acz var. Biz insanız ve bizim Ramazanlarımız bu kadar. Ama Sultanlar Sultanımız, hâkim-i zülkemal, kerim-i zülcemal Rabbimiz var. Biz kendisine kulluk ciheti ile bir lahzalık ubudiyet sunsak O hiç bizi boş çevirir mi? İçimizdeki mahcubiyeti bilmez, buruk kalbimizi hissetmez mi? Nasıl çabaladığımızı ama nasıl düşüşlerden geçtiğimizi görmez mi?
“Yaratan yarattığını bilmez olur mu hiç? İlmi her şeyin bütün inceliklerine kadar nüfûz eden ve her şeyden hakkiyle haberdar olan yalnız O’dur.” (Mülk/14)
"... Âlemlerin Rabbinin size nasıl davranacağıyla ilgili düşünceniz nedir?” (Saffat / 87)
Biz seni hayırdan başka bir şey ile bilmiyor ve ancak hayır ile tanıyoruz Ya Rabb... bizim kusurlarımızı, setreyleyecek, sürçmelerimizi görmeyecek ve bizi bağışlayıp bize merhamet edeceksin.
Bizi cennete sokacak ve bizi ateşten koruyacaksın. Vech-i kerîmini seyrelemenin zevkini bize, ebeveynlerimize, tüm Müslümanlara nasib edeceksin. Öyle ümid ediyor öyle yalvarıyoruz.
Hazreti Musa (as) 'ya : " قَدْ اُو۫ت۪يتَ سُؤْلَكَ يَا مُوسٰى" "İstediklerin sana verildi, ey Mûsâ!” buyurduğun gibi bize de böyle icabet etmez misin?
Ayağinda kundura video güzel yürekli. arkadaşlarıma armağanim olsun.
Beğeniler için çok.
Teşekkür ederim🙃
🎧✌️🤘👌👍💯
Kendini namus bekçisi ilan eden gavatlar kükremekle aslan ulumaklamada Kurt olunmaz bizi kuzu görüp avlanmaya kalkan çakallar sonuçlarina katlanacakta yüreği olsun kadındır diye hafife alirken demem o ki defalarca duşunun her önünüze düşen kadın bildiniz kaşarlardan değil o boş beyninize şarz aletini takın bir zahmet.
Yine kafamda deli sorular zır deli yaa.
👍🙃🤘😁✌️😂👌
İyi ki vicdan merhamet sahibiyim kın. gutmek yerine ödeşmekten yanayım. aksı olsaydı aklımdan geçenlere şeytan. demem o ki besmele çekip nemaza. dururdu benimle konuşurken on düşün bir yaz o kadar.
Ben tanrı değilim ki kulum bağişla deyince affedeyim usta kan küsüp kızılcık şerbeti. içerken yapılan her kahbeliğe eyvallah. diyecek kadar da merhamet yüklü değilim bütün iyi niyetimi somurdunuz demem o ki şimdi tam size göre bir delikanlıyım.
Güzel bir dilek, tüm gönlü güzel insanlara gelsin. “Yüceler yücesi Rabbim, karşımıza her daim bizi incitmeyen ve haya eden, her türlü erdemliklerle donatılmış, insaniyet ve merhamet sahibi insanlar çıkartsın inşallah.! Amiinnn inşallah.! 🙏
Hayırlı huzurlu geceler can ve candan olan güzel insanlar.🦋 💙🌔 🌕 🌛 🌙 🌈🙋♂️🙏
Arefe günü akşamı olduğunda, kalbinde hardal tanesi ağırlığında iman bulunan hiç bir kimse kalmaz ki mağfiret edilmiş olmasın. Denildi ki: "Ya Resulallah, bu yalnız Arafat ehline mi mahsustur?" Buyurdu ki: "Hayır, belki bütün müslümanlar içindir."
Ramuz el Ehadis 61/1
"Duaların en faziletlisi Arefe günü yapılan duadır. Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz; Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerîke leh lehü’l mülkü ve lehü’l hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr. sözüdür."
ﷺ
Muvatta, Kur’ân 32, Tirmizî,
(Arefe gününe hürmet edin! Arefe, Allahü teâlânın kıymet verdiği bir gündür.) [Deylemi]
(Hürmet etmek, günah işlememekle olur.)
(Arefe günü, kulağına, gözüne ve diline sahip olan mağfiret olur.) [Taberani]
Kulağına sahip olmak, gıybet, çalgı gibi haram olan şeyleri dinlememektir.
Eğer biz istemeden kulağımıza gelmişse, bize günah olmaz.
Gözüne sahip olmak da, haram olan şeylere bakmamak ve mubah olarak baktığı şeylerden ibret almaktır.
Diline sahip olmak ise, yalan söylememek, dedikodu etmemek, laf taşımamak, kötü söz söylememek, hatta boş şey konuşmamak, kimseyi diliyle incitmemek demektir. Bunlara riayet eden, Arefe gününü değerlendirmiş olur.
Ya Rabbi!
Uyandırdığın bu AREFE sabahında bahşettiğin nefes ve lutfettiğin sayısız nimetlere binler şükür
Bu AREFE sabahında "Fefirru ilallah" ALLAHA FİRAR eden,
gönül heybesi aşkla dolu muhabbet erleri hürmetine..
Bize rahmet
Bize merhamet
Bize şifa
Bize felah
Bize necat🤲
YA ERHAMERRAHİMİN!
Küllü günahlardan arındır bizi
İmanımızı ihlasımızı ilmimizi
Ziyade et
Rıza yolunda gayretimizi artır
Razı olduğun hal ile öldür
Razı olduğun halde haşreyle!
Rabbena!
Ümmeti muhafaza eyle!
Ümmeti muzaffer eyle!
Ümmetin tamamını mağfiret eyle!
Allah'ım..!
Uyandırdığın her güne
Verdiğin her NEFESE
Elhamdülillah
AREFEMİZ nur rızkınız ve sevabınız bol dünya ve ahiretiniz cennet olsun. AMİN
sevmediklerimle seviştim, sevdiklerimin hayaliyle. her sığındığım yabancı daha büyük darbeyle karşıladı gülüşlerimi. hissizleştim. hevesim kalmadı aşka dair. aşkta benden umudunu kesti eminim. bu düzen çocuklugumdan gelme mi yoksa annemin bana bıraktıgı bir ugursuzluk mu bilmiyorum. bazen herkesin canını acıtıp yok olmak istiyorum bazen de dünyanın en iyi insanı. şimdilerde beni tek mutlu eden şey çocukların masumca gülmesi. bence aşk seks ya da bir insana duyulan duygu degil. bazen bir kediyi beslerken ki hissedilen merhamet bazen de masum bir çocugun kahkahasını izlemek gibi bir şey. benim gibi bir insanın aşkı tanımlayıp anlatması zor gerçi. ben ihaneti özetleyebilirim, aşkı anlatmak Stefan Zweig’a gelen mektupların sahibine ait.
bu arada
“Beni dinleyeceğin bu çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım.”
doğru bir sevginin içinde olmak, sevmek ve sevilmek en değil, daha değil aynı yakınlıkta olmak sevgiye öyle güzel ki. içimi teskin eden, huzura kavuşturan, bazen ılık bir tebessüme, bazen yerimde duramayacak kadar coşkuya sebep olan bu hissi nasıl tarif edebilirim. serpildiğim, tohumken bahar bahçe hissettiğim, tekken iki kişi olup daha güçlü daha dik durabildiğim, bu dünyada tek değilim hissi. zilin çalmasını sabırsızlıkla beklemek, bir omuza baş koyuş, bir sımsıkı sarılış, bir gülen yüz, her şeyi paylaşabildiğin hayat arkadaşı. en çok birlikte eğlenmek, saatlerce sohbet etmek, bir şeyler üzerine konuşabilmek, kalabalık bir ortamda bakışlarla anlaşabilmek, onsuz bir yerin onunla şenlenmesi, onun olmadığı bir yerde gözün hep onu araması, kimsenin onunla hiçbir konuda boy ölçüşememesi, tartışmaların sessizlikle son bulup bir süre sonra hiçbir şey yokmuş gibi şefkat ve merhamet. içimi sıcacık yapan, neşeyle dolduran o saf sevgi. onu tanımanın yolculuğu zannederken kendimi bulmanın da yolculuğuymuş meğer. yaradana sonsuz şükrüm. nasibime hayranlığım ve nicesi. iyi ki.
Söze nasıl başlanır bilmiyorum, nasıl sevilir bilmediğim gibi. Bunca sene seni sevdiğimi iddiâ ederek dolanıp durmuşum, meğer ben seni sevenler kervanında hiç yokmuşum. Kalbim bir kütükten daha katıymış meğer. Bir kütük ki senden bir lahza ayrı düştü diye feryadı 1400 yıldır dillerde dolaşan. O kütük bir hutbe kadar ayrı düştü diye nâlan iken, neredeyse çeyrek asır, yokluğuna isabet eden ömrüme nasıl ağlayamadım!
Hazreti sevbân gibi bu dertle evden çıkıp dünyası başına yıkılmış gibi hüzünle yürüyemedim bir gün,
Ya sevbân nedir bu hâlin? diye o mübarek ses duyulmuştu.
“–Anam, babam ve canım Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah! Sen’in hasretin beni öyle yakıp kavurmaktadır ki, nûrundan ayrı geçirdiğim her an bana ayrı bir hicran olmaktadır. Dünyada böyle olunca âhirette nice olur diye dertleniyorum. Orada Siz, peygamberlerle beraber olacaksınız. Benim ise, ne olacağım ve nerede bulunacağım belli değil! Üstelik Cennetʼe giremezsem, Sizʼi görmekten tamamen mahrum kalacağım! Bu hâl beni yakıp kavuruyor ey Allâh’ın Rasûlü!”
Ve müjde geldi , sevbân kadar sevinemezsekte 1400 yıldır koca bir ummetin sevbânlarına o müjde geldi:
-"kişi, sevdiği ile beraberdir..."
Sana ﷺ bakan dönüp bir daha bakmayı ister, seni gören bir daha görmek, bu simâda yalan olmaz diyen Abdullah bin selâm seni görür görmez müslüman olur hemen... Gecede aynısın gündüz de aynı sen... Hiç bir Karanlık örtemez güzelliğini.. ve sahaben bir sana bakar bir dolunaya, vallahi Rasullallah aydan daha güzel der birisi... Vallahi Rasullallah aydan daha güzel zikri düşer dilimize karanlık bir gece hasretinle gökyüzüne bakarken efendim...
Seni öyle güzel sevenler var ki ya Rasullallah, seni sevdiğimi söylemeye utanırım ben. Yalnız sen habibi kibriyâsın, önderi evliyâsın, seyyidi enbiyâsın. Sen ümmetine çok düşkünsün diyorlar hep, seni sevenler cennette seninleyken ya biz ümmetinin günahkarları ne olacağız ?
Ve 1400 yıldır esen, mekkenin sıcak rüzgarlarına benzer bir merhamet rüzgarı okşuyor ıslak yanaklarımızı: "Benim şefaatim ümmetimin büyük günah işleyenlerinedir." haberi sarıyor çaresizliğimizi... Çocuklar gibi seviniyor gönlümüz, 14 asır evvelden yine sen ﷺ sarıyorsun yetimlerini efendim, yine sen ﷺ inşirahısın göğüs kafeslerinin sıktığı kalplerin...
De ki: “Ey günah işleyerek kendilerine yazık eden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümîdinizi kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.”
Mezarlık yanından geçerken, hiç tanımadığı mezarlara dahi bir fatiha okumadan geçmeyen, bir sela duyunca içimizi hüzün kaplayan, tanımasakta Allah rahmet eylesin diyen, dilenci görünce, dilenincinin mal varlığını akla getirmeden, açılan el boş çevrilmez diyerek, üç beş kuruşta olsa vermeden geçmeyen, aç görünce ekmeğini bölüşen, çiçeğe böceğe hayvana merhamet eden, yaşlılar başımızın tacı diyerek, kötü bir insan bile olsa, son nefesine dek bakan! Huzur evlerine bırakmanın ayıp sayıldığını bilen, okullarda beslenmesi olmayana, olan arkadaşı beslenmesini bölüşen, şimdilerde adının dobralık koyulduğu, küstahça konuşulmanın ayıp sayıldığı, binalarda komşuya kapıyı açarken korkarak değil, kapıyı çalana da, tanrı misafiri diyerek, sofra açan insanlardık. Hangi ara bu hale geldik bilmiyorum ama, korkuyorum. Bir gün gelecek ve bizler, taşlı yolların olduğu zamanları, mahalle bakkallarının olduğu zamanlara hasret öleceğiz. AVM’leri, asfalt yolları, afili arabaları, konforlu lüks evleri, insansız kalmış bir dünya bırakıp gideceğiz. Kimse kusura bakmasın ama, o iyi insanlar huzura erdi çünkü.!!! Hepsi toprak altında şimdi. Biz yaşayanlara ise, kala kala, bu cehennem kaldı.!
her türlü iyilik ve nimetleri, yardımınla cehennem ateşinden kurtulmayı istiyoruz. Kötü ahlâktan, nefsânî arzulardan, kötü işlerden ve razı olmadığın şeylerden bizi uzaklaştır .
Ey Rabbimiz!
Kur’an ile aydınlanan ve onu hayatına tatbik eden mütteki kullarından eyle. Allah’ım!
Bizleri hayırda yarışanlardan eyle.
Sen Hadi’sin Allah’ım!
Lütfunla, bizi hidayet ehlinden eyle.
Hayırda öne geçenlerden eyle.
Sana, hakkıyla inanıp amel edenlerden eyle.
Ey Râbbim...!
Kime bir gönül borcum varsa;
Sen ona rahmet et, hoş kıl ve güzellikler ihsân et...
Kime de bir âh etmiş isem;
Kalbime merhamet ver davamdan geçir, onu da beni de Sen affeyle...Amin🤲
Müminin duası mümine şifadır. Rahmettir berekettir imandır. Hidayetine vesiledir. Rabbim bizleri birbirine düşürüp gıybet eden değil, birbirini düşünüp DUA eden mü'min kullarından eylesin.🕊️🤍
Rabbimiz, cümlemizi yaratılan her şeye şefkat, merhamet ve tebessümle yaklaşabilen, ince ruhlu, kâmil mü’minlerden eylesin. Namazı dosdoğru kılanlardan eylesin.Kalplerimizden îman muhabbetini, yüzlerimizden İslâm’ın güler yüzünü eksik etmesin!🤲🏻