Tumgik
#leninist
asteroidtroglodyte · 7 months
Text
The 4 Horsemen of MLM:
Marxist Leninist Maoist
Machine Learning Model
Multi Level Marketing
Men Loving Men
112 notes · View notes
chromatica000 · 1 year
Text
Tumblr media
With The Blood of The Martyrs Our Flag is Red
533 notes · View notes
Text
23 notes · View notes
devrimcikadinlar · 1 year
Photo
Tumblr media
Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm Leninizmin yüce ideolojisi! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi! Kahrolsun emperyalizm! Yaşasın işçiler, köylüler!
Deniz Gezmiş
24 notes · View notes
syndician · 1 year
Text
“It is right to rebel”
Mao Zedong
Tumblr media
62 notes · View notes
damnesdelamer · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Ленин жил, Ленин жив, Ленин будет жить!
87 notes · View notes
emperornorton47 · 1 month
Text
Tumblr media
Vote for Trump, bring back evil
3 notes · View notes
septictankie · 3 months
Text
youtube
"What is Soviet power? What is the essence of this new power, which people in most countries still will not, or cannot, understand? The nature of this power, which is attracting larger and larger numbers of workers in every country, is the following: in the past the country was, in one way or another, governed by the rich, or by the capitalists, but now, for the first time, the country is being governed by the classes, and moreover, by the masses of those classes, which capitalism formerly oppressed. Even in the most democratic and freest republics, as long as capital rules and the land remains private property, the government will always be in the hands of a small minority, nine-tenths of which consist of capitalists, or rich men.
In this country, in Russia, for the first time in the world history, the government of the country is so organised that only the workers and the working peasants, to the exclusion of the exploiters, constitute those mass organisations known as Soviets, and these Soviets wield all state power. That is why, in spite of the slander that the representatives of the bourgeoisie in all countries spread about Russia, the word "Soviet" has now become not only intelligible but popular all over the world, has become the favourite word of the workers, and of all working people. And that is why, notwithstanding all the persecution to which the adherents of communism in the different countries are subjected, Soviet power must necessarily, inevitably, and in the not distant future, triumph all over the world.
We know very well that there are still many defects in the organisation of Soviet power in this country. Soviet power is not a miracle-working talisman. It does not, overnight, heal all the evils of the past- illiteracy, lack of culture, the consequences of a barbarous war, the aftermath of predatory capitalism. But it does pave the way to socialism. It gives those who were formerly oppressed the chance to straighten their backs and to an ever-increasing degree to take the whole government of the country, the whole administration of the economy, the whole management of production, into their own hands.
Soviet power is the road to socialism that was discovered by the masses of the working people, and that is why it is the true road, that is why it is invincible."
3 notes · View notes
cheekyboyos · 2 years
Text
Tumblr media
I couldn’t stop thinking about MLMs at work today so I made this.
33 notes · View notes
indigaux · 1 year
Text
reblog if you’re a Black or POC anti-capitalist
7 notes · View notes
gingerlamppost · 10 months
Text
why do we analyse automation from a liberal perspective then feel bad that it'll just make finding work hard? surely if we dismantle liberalism this issue goes away and we can analyse it from any angle and estate that? for example if we had a base welfare that everyone no matter in or out of work is to get then this can be increased by doing work and base the increase on increments based on elements found through discussion? or even remove the focus on the individual and then move the focus to the collective and eliminating 'work' for the collective to move to an 'artistic' society? whatever it is is up to us if we are to remove liberalism and so should this not now be a new and active goal for those of us who it does not benefit? what do you guys think does this make sense, what ideology do you think should take it's place even an unnamed undefined largely non-fleshed-out thing from your brain, if there is about to be a time for thinking I'd think for it now so you can yell about it first.
2 notes · View notes
Photo
Tumblr media
via • @revolutionaryreading Thomas Sankara in Women’s Liberation and the African Freedom Struggle. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . #thomassankara #feminism #womensrights #marxism #feminist #marxist #socialism #socialist #africa #communist #communism #lenin #leninist #bookstagram #book #bookrecommendations #booklover #bookreview #bookclub #sankara #blm https://www.instagram.com/p/Ch9I23TuMBG/?igshid=NGJjMDIxMWI=
14 notes · View notes
scarlethyena · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
I fucking hate the United States moodboard
11K notes · View notes
Note
asking u cuz u seem at least a few notches above ur average tumblr “communist”. what (if anything) works of kautsky are worth reading?
The Class Struggle, The Social Revolution & The Road to Power
Will add that Kautsky made some hard breaks with Marxism through the 1910s and 1920s (this is why Lenin and Luxemburg criticize him for), so late Kautsky and early Kautsky read like two different people sometimes.
Also recommend Mike Macnair's Revolutionary Strategy (he derives a lot of his politics from Marx, Kautsky and Lenin).
4 notes · View notes
serhatnigiz · 11 months
Text
"Kapitalizme Geri Dönüş Mümkün Mü?" Tartışması Üzerine Emekolojik Notlar
Tumblr media
Bir dünya sistemi olarak dünyanın her yerinde sosyalizme geçilmediği müddetçe sosyalizm mümkün değildir tezi saçma olduğu kadar, tarihsel ve toplumsal emek yasalarına da aykırı bir önermedir. Basit bir soruyla başlayalım; feodalizmden kapitalizme geçişte kapitalizm bir anda dünya sistemine dönüşerek ve her yerde kapitalizm egemen bir sistem haline gelerek mi kapitalizm olmuştur? Her şeyden önce kapitalizm derken emek türünden bağımsız olarak bir kapitalizm ve toplum biçimi tarif edemeyeceğimize göre; sanayi emeği ve sanayi emek türü olmadan da bir kapitalizmden ve kapitalist toplum biçiminden de bahsedemeyiz!
Sanayi emeği en başta tarım emeği içinde nicel ve çekinik bir konumlanış içindeydi. Başka bir deyişle, feodalizm içindeki sanayi emeğinin D1 (nicel sanayi emeğinin değişim biçimi), D2 (nicel sanayi emeğinin gelişim biçimi), D3 (nicel sanayi emeğinin dönüşüm biçimi) türleri var olmasaydı; her biri birer sanayi emek aracı olan Hint çırçırı, dıştan patlamalı motorlar, içten patlamalı motorlar sırasıyla ortaya çıkmış olmasaydı; feodalizmden kapitalizme doğru bir kopuş süreci de asla gerçekleşemezdi. Diğer bir deyişle, şayet tarihsel ve toplumsal bir sistem olarak minimal-kapitalizm var olmasaydı; bugün içinde yaşadığımız glokal-kapitalizm de var olamazdı.
Kapitalizm en başlarda bir dünya sistemi değildi. Aksine kapitalizm en başlarda feodalizm içinde küçücük bir adacık konumundaydı. Nasıl ki sanayi pazarları zamanla tarım pazarlarını kendi içinde eriterek ulusal sanayi pazarlarını yarattı ise, zaman içinde sanayi-kar yaratan sanayi ürünleri de tarım-kar yaratan tarım ürünlerine kıyasla daha yüksek kar oranları yaratmaya başladı. Dolayısıyla; kapitalizm minimal-kapitalist iktidarlaşma sürecinde feodalizm içinde kısmen nicel bir konumdayken, kapitalizm glokal-kapitalist iktidarlaşma süreci ile birlikte nitel konumunu daha da güçlendirerek ulusal-emperyalizmler biçiminden ulus-üstü bölgesel emperyalizmler biçimindeki yeni bir evreye girdi.
Bugün dahi kapitalizmin tam manasıyla global bir sistem olduğu da söylenemez. Zira global bir sistem glokal bir dünya devletini ve glokal bir dünya pazarını zorunlu kıldığı için, kapitalizmin ulusal ve uluslararası sınırlardan bağımsız olarak hareket eden bir sisteme dönüştüğü de iddia edilemez. Kısacası; ortada global bir dünya devleti ve global bir dünya pazarı olmaması nedeniyle; günümüz kapitalizmi için asıl belirleyici olan glokalizm içindeki globalizm (nitelin içindeki nicel) olgusudur. Diğer bir deyişle, tek tek ulusal emperyalist tekellerin ulusal ve uluslararası hareketi tarafından değil, ulus-üstü tekellerin bölgesel ve uluslararası hareketi tarafından belirlenen glokal-emperyalizm çağında; glokalizmden bağımsız bir globalizm tanımının yapılabilmesi de mümkün değildir.
Sosyalizm sorununa dönecek olursak; adı üzerinde minimal-sosyalizm minimal ölçekteki bir sosyalizmdir. Glokal-sosyalizm ise glokal ölçekte bir sosyalizmdir. Global-sosyalizm ise global bir dünya sistemine dönüşmüş olan sosyalizmdir. Dolayısıyla; yıllardır proletaryalist akımlar arasında süre giden "Tek ülkede sosyalizm mi? Dünya Devrimi mi?" tartışması ekseriyetle oksimoron bir tartışmadır. Bu tartışma esasında meleklerin cinsiyetini tartışmak kadar da saçma bir tartışmadır! Zira bir ülkede devrim olabilir ve devrimin gerçekleştiği bu ülkedeki sosyalizm uygulamaları ne kadar zayıf sosyalizm uygulamaları olsa da, temelde bütün bu uygulamalarda minimal sosyalizm uygulamalarıdır. Bu minimal sosyalizm uygulamaları sosyalizm uygulamaları değildir demek (emek türlerinin birleşik iş bölümü diyalektiğine dayanan) tarihsel ve toplum değişim, gelişim ve dönüşüm yasalarını bilmemek manasına gelmektedir.
Bir dizi yerel, yeresel ve bölgesel mücadeleler sonucunda bu minimal sosyalizm zaman içerisinde glokal bir sosyalizme de dönüşebilir. Ya da devrimler hiçbir zaman düz bir çizgide ilerlemediği için devrim iç ya da dış etkenlerden ve tehditlerden dolayı yenilgiye uğrayabilir ve sosyalist iktidarlar ortadan kalkabilir. Bu durumda biz bu yenilgiye sosyalizmin yenilgisi mi diyeceğiz? Böyle saçma kanıt mı olur? Ya da biz bu sisteme glokal sosyalist olmayan bir sistem mi diyeceğiz? Bu bas baya sosyalizmdir ama biri minimal ölçekte bir sosyalizm iken, diğeri ise glokal ölçekte bir sosyalizmdir. Her iki durumda da devrimler başarılı olabileceği gibi pek çok nedenden dolayı devrimler yenilgiye de başarısızlığa da uğrayabilir. Öte yandan, dünya ölçeğinde bir sisteme dönüşmüş sosyalizm ise adı üzerinde global-sosyalizmdir. Bu evrede teknik/elektronik emek türü ve pazarları sanayi/elektriksel emek türünü ve pazarlarını kendi içinde soğutarak ve sönümlendirerek protekyanın bayrağı altında dünya ölçeğinde birleşik ve denetimli bir sosyalist ekonomik yapı inşa edebilecek bir noktaya da ulaşmış demektir.
Bir tarihsel/toplumsal sistemden başka bir tarihsel/toplumsal sisteme geçişte; o sistemin genel emek biçimi (GEB) ile eski emek biçimi (EEB) arasındaki iş bölümü ilişkileri, genel emek biçimi (GEB) ile yeni emek biçimi (YEB) arasındaki iş bölümü ilişkileri, o tarihsel/toplumsal sistemin alt evresi ile üst evresi, o sistemin minimal, glokal ve global koordinatları vs. yok sayılarak yapılan sallama sosyalizm tanımları hiçbir zaman bilimsel sosyalist/komünist tanımlar olamaz. Emekolojik yol ve yöntem bu konuda diğer proletaryalist akımlardan kesin çizgilerle ayrışmaktadır.
Şu da var ki; Sovyetler Birliği'nin ilişkin olarak bu ülkenin hiçbir şekilde sosyalist olmadığına dair ortaya atılmış olan iddialar da esasında tutarsız iddialardır. Zira Sovyetler Birliği tüm yanlışlarına rağmen sosyalist bir ülke idi. Lakin bu sosyalizm gerçekte proletaryan bir sosyalizm idi. Başka bir deyişle, Sovyet sosyalizmi kapitalizmin gelip gelebileceği en ileri sosyal-kapitalizm formu idi. Dolayısıyla; Sovyet minimal sosyalizmi işsizlik ve yoksulluk gibi sorunların çözülmesi, herkese kar amacı gütmeyen sağlık, eğitim ve kültür hizmetleri, bilime ve akla dayalı ilerleme vs. gibi pek çok sosyal ve ekonomik atılımı gerçekleştirmişse de, hatta Batı kapitalizmi Sovyet modelini dahi taklit etmek zorunda kalmışsa da, Sovyet sosyalizmi temsiliyetizme ve memuriyetizme yenilmekten de kurtulamamıştır. Keza Sovyet sosyalizmi üç bacaklı kapitalist temsiliyetist ve memuriyetist devlet ve toplum modelini aşamadığı için proletaryan temsiliyetizm ve memuriyetizmin yolu da kapitalizmin yolu olmaktan öteye de geçememiştir.
Kaldı ki; proletaryanizmin en başından beri kapitalizmi var eden ve onun gerçek varlık zeminini oluşturan temsiliyetizmi ve memuriyetizmi aşabilecek bir perspektifi de yoktu; hiç olmadı. Koskoca devrimci iktidarların burjuvaziye tek kurşun dahi atmadan yıkılabileceği ne yazık ki proletaryalistlerin bile aklının ucundan geçmedi! Sovyetler Birliği'nde ve diğer temsiliyetist/memuriyetist proletaryanizm deneyimlerinde yenilen sosyalizm ve komünizm ideali değil, proletaryalist-devrimci taktikler ve stratejiler olmuştur. Ne yazık ki proletaryalist akımlar bu gerçeği saklamanın kendilerince teorik bir yolunu/kılıfını bulmuşlar! Bu yüzdendir ki; proletaryalist akımlar arasında "kapitalizme geri dönüş mümkün mü?" tartışması dönem dönem temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp servis edilmektedir.
Proletaryalist akımlar çıkıp açıklama cesareti gösteremedikleri için bu işte her zaman olduğu gibi protekyan devrimcilere düşmektedir. Maalesef ki; proletaryaya (sanayi emek araçlarının toplumsal kullanıcı sınıfına) rağmen proletaryan efendicilik (kızıl parti/devlet/memur kastçılığı) yaparak sosyalizm kurma hayalleri başından beri bir ütopyadan başka da bir şey değildi. Hatta bu proletarya-cı-lık proletaryadan da bağımsız olarak proletar-yan-cılık haline dönüşerek proletaryaya “yancı olmaktan” öteye geçemeyen kendiliğindenci ve tepkisel bir hareket olarak kalmıştır.
Aslında Lenin bu sorunun kısmen de olsa farkındaydı. Ama Lenin’in de temsiliyetizme ve memuriyetizme karşı denetimist bir çözümü olmadığı için, o daha hayattayken Rus ulusal bürokratizminin (ki Rus burjuvazisi devrimle iktidardan düşmüş olsa da, onun temsil eden asıl güç memuriyetizm idi) Sovyet devletini nasıl adım adım içten ele geçirdiğini kendi gözleri ile gördü. Lenin'in son çırpınışları olan "işçi denetimizmi" de partinin ve devletin zamanla temsiliyetist ve memuriyetist kastların otokratik diktatörlüğüne dönüşmesini engelleyemeye yetmedi, yetmesi de mümkün değildi.
Proletaryanın hiçte böyle bir tarihsel misyonu yok iken, proletaryaya kaldırabileceğinden fazla yük verip her defasında kapitalizmin önüne ata ata dünya ölçeğinde sosyalist/komünist hareketlerin itibarının ve güvenilirliğinin yerlerde sürünmesine neden olanlarda yine proletaryalist akımlar olmuştur. Halbuki proletaryadan sosyalizmi kurmasını beklemek bir erkeğin çocuk doğurmasını beklemek kadar saçmadır! Proletarya kapitalizmi yıkabilir ama sosyalizmi kuramaz. Proletarya ancak protekyanın ideolojik ve politik önderliği altında kapitalizme karşı yıkıcı devrimci sınıf rolünü oynayabilir. Proletaryanın kapitalizmden sosyalizme geçişte ki asıl fonksiyonu da budur. Bu temel emek/sınıf yasası anlaşılamadığı için proletaryaya rağmen proletarya için proletaryan temsiliyetizm ve memuriyetizm yoluyla sosyalizme ulaşılabileceği yanılsamasına düşülmüştür.
Kuşkusuz gelinen noktada proletaryan-marksizm'in emek türleri ve emek araçları karşındaki verili konumlanışlara göre oluşan toplumsal sınıf kategorileri ve tabakalarına dair genel teorileri de bütünüyle çökmüş durumdadır. Bu gerçeğin farkında olan proletaryalistler tıpkı dinden çıkarsa her şeyini kaybedecekmiş gibi hisseden bir mümin misali proletaryan imanlarına daha da çok sarılma ihtiyacı duyarak gerçekte tutucu ve doğmatik bir psişizm sergilemeye de devam etmektedirler. Bu da beraberinde proletaryalist saflardaki ideolojik gerilemenin ve politik-örgütsel duraksamanın daha da belirgin bir hale gelmesi sonucunu doğurmaktadır.
Sonuç olarak; yenilen ve başarısız olan sosyalizm ve komünizm ideali değil, asıl yenilen ve başarısız olan o ideali hakkıyla taşımayı, ilerletmeyi ve gelecek kuşaklara taşımayı başaramayan proletaryalistlerdir! Bu yüzden tükenme sendromu içine girmiş, emek gerçekliğinden kopmuş, dünün dünyasında yaşayan proletaryalistler ile günümüz yeni nesil protekyan komünistlerin bilimsel, ideolojik ve politik konularda birbirine taban tabana zıt yaklaşımlara sahip olması da kaçınılmazdır. Dolayısıyla; bu farklılığın üstünün kapatılması değil, aksine kalın çizgiler ile altının çizilmesi bir elzemdir.
Bir meseleye ilişkin olarak iki çizginin de aynı anda haklı olması mümkün değildir. Gerçek tektir. Doğru tektir. Gerçek devrimci çizgi, doğru devrimci çizgidir!
15.06.2023
Serhat Nigiz
0 notes
hidarisblog · 1 year
Text
The "Capitalism vs. Socialism" Debate is a DISTRACTION
youtube
0 notes