Felsefeye hangi kitapla başlanır? Son zamanlarda sık sık okuduğum ya da duyduğum bir cümle. Sanata, felsefeye, bilime yönelmek istiyorum ama nereden başlayacağımı bilmiyorum diyenler için ilk seri Yeni Başlayanlar için Felsefe Kitap Listesi oldu. Çünkü en iyi felsefe kitapları aslında dünya anlayışımızı değiştirebilir.
(more…) “”
ben filme gittim ama tercihen sevgilinizle gidin hiç yoksa arkadaşınızla. kimse yoksa gitmeyin. çünkü salon ağzına kadar dolu oluyor - ki ben hafta içi öğlen iki de gittim kimse olmaz diye- size yemin ederim tek gelen bir ben vardım. aslında sinemaya tek gitmeyi severim ama filmden çıktıktan sonra kendimi kötü hissettim.
filme gelecek olursak filmin ilk yarısı direkt kitap ama aşırı hızlı geçiyor olaylar. filmdir olur diyerek mazur görüyorum. ikinci yarısında ise bir olayın kitapla hiç alakası yok. ama sanırım böyle daha iyi olmuş. film için seçilen müzikler ise benim playlistimi kopyalamışlar resmen
geçen şarkıları kısaca söylim belki filmde sevgilinizle veya arkadaşlarınızla söylersiniz.
sırayla;
canozan - artık uyu
canozan , şenceylik - seni gördüm rüyamda
gözde öney - kavga
nova norda - pelin
nova norda - aşka çarem yok ( bu şarkıda film için bir sürpriz var)
müslüm gürses - affet
sena şener - bak bana
cem adrian, mark eliyahu - kül
can kazaz - zifir sessizlikte bulursun
zeynep bastık- bundan böyle
şimdi bir de iyiye iyi, kötüye kötü demeyi bilelim. filmdeki herkesin oyunculukları kötü. hadi izmir ve ege için bir şey demiyorum çünkü gerçekten de izmir ve ege için mükemmel seçimler olmuş ama diğer oyuncular pek olmamış. neyse umarım beğenirsiniz ben 6.5 veriyorum on üzerinden.
not: sinema salonunun yaş ortalaması 12-16 arasında değişiyordu.
Elimde ne olduğunu bilmediğim bir kitapla yine karışıyorum kalabalığın arasına. Onları yara yara yolun sonuna kadar gidiyorum. Yol beni denize çıkaracak biliyorum. Ve denize bakmak ve dinlemek onu beni rahatlatacak. İşte belki de bu yüzden ucu denize varan her yolu seviyorum.
ben bizim okulun kütüphane öğretmeniyim. kitapların tasnifi, kayda geçirilmesi vesaire işleri de benim sorumluluğumda. bu sorumluluk, okula sabahları elimde kitap arası muhakkak bir kırmızı kurşun kalemle girmem sebebiyle bana tevdi edildi. siz kitaptan anlıyorsunuz şeklinde taltif edildim. kitap toplama kampanyası, kütüphane genişletme derken neredeyse 3 senedir kütüphane ile anılıyorum. öğrenciler de kütüphanede işler nasıl gidiyor hocam, bitti mi diye sorar dururlar, onlar da alıştılar. kütüphaneyi kapalı bulan, koşa koşa şikayete bana gelir.
neyse, günlerden bir gün öğretmen arkadaşım elinde okuduğu bir kitabı varmış onu kaybetmiş. kitabı o kadar iyi tanıyorum ki ağırlığı, kapağı vesaire. lan dedim, ben onu kütüphanede görmüş müydüm ya dedim. kitabı tanıtıyorum. evet evet diyor. şurası şöyle miydi diyorum evet evet diyor. kitabı okumadım ama biliyorum. ne desem evet diyor. gördüğüme, kitabının okul kütüphanesinde olabileceğine yanlışlıkla ikna ettim hocayı. umut besledi. toraman bir çocuk oldu umudu. o umudu çok da beslememeye gayret ederek ben kütüphaneye bi bakayım inşallah oradadır gördüm mü bilmiyorum, belki de kitabı tandığım için sanıverdim gördüğümü dedim. boncuk boncuk bana bakıyor. bakalım inşallah ya dedim. ama yine de emin olmayalım dedim. gördüm mü ya dedim. görmemiş de olabilirim dediiiiim. derken kütüphaneye baktım, aradım taradım yok. kütüphane müdavimi öğrencilere de sordum, yok hocam dediler görmedik.
vah tüh derken geçen birkaç kitap alışverişim sırasında kaknüs standında kitabı gördüm. elime aldım. yine inceledim. kitapla aramda bağ oluştu yanlışlıkla. hocaya hediye etmek niyetiyle aldım. hoca da böyle bir şey yapacağımı tahmin ettiği için sakın öyle bi şey yapma almam demişti. iyi ama ben öyle bi şey yaparım neden özgür irademe karışıyorsun dedim. yapma dedi. tamam yapmam dedim ama işte aylar sonra kitap fuarına denk geldi yaptım, ona kitabı aldım.
ama bir sorun var. kitabı alırken nefsim ortaya çıktı. beğendi kitabı. tü Allah cezanı kaldırsın be kızım. sonra eve geldi benim bu nefsim. kitapları yerine koyarken yine bi baktı kitaba göz attı. mmm müthiş dedi iç kısımdaki bir fotoğraftan ötürü. nefsim bana dedi ki bu senin olsun. ooo yooooo olmaz hocaya aldım dedim. dedi ki nefsim, çizmeden filan oku hemen, hocaya hediye et yine. kitaplığında da olmayıversin. tamam dedik meseleyi kapattık nefsimle. ama bi yandan diyor ki nefsim, okurken çiz senin kitabın olsun. yürü git lan ağzını burnunu kırdırma bana şimdi dedim yok oldu. kitabı alalı bir hafta oluyor. hocayla çeşitli nedenlerden görüşememiştik. uzun bi aradan sonra görüştük. ders zili çaldı sınıfa gidecekken dedi ki bir şey söyleyeceğim ama çok utanıyorum dedi. hiçbir detay vermedi. bir haftadır kitap benim kafamda. nefsimle her yerde savaşıyoruz çünkü. tuvalette ellerimi yıkarken, otobüste akbil basarken, öğrencim parmak kaldırmış söz isterken, yastığın kenarında filan ben kitapla ve nefsimle yaşıyorum. hoca hiçbir detay vermedi. sarıldı seni çok uğraştırdım ya dedi. dedim ki BULDUN MUUUUUAAAA!? evet dedi. evde bez bir çantada tek başına yatıyordu dedi. yaz tatiline girerken büyük ihtimal okumak için getirdim götürdüm. sonra da bir kenara koyuverdim. annem bulmuş dedi. nefsim bayram yeri, nefsim düğün evi, nefsimin boynunda kurdele üstünde altınlar takılı, nefsim dünya evine giriyor. dünyalar nefsimin oluyor. hiç sesimi çıkarmadım. ben sana almıştım biliyor musun demedim. çünkü yapmadığım, üzerinde günlerdir düşündüğüm bir iyilik, hoşluktu. yapmadığım bir iyilikle övünmek, iyi bilinmek istemedim. dkldskfkgsd tam bir eşşşoğlueşşeklik olurdu bu.
Nagihan Gökçe Kabal, Lordlar ve Varisler kitabıyla sizleri sadece astrolojik bir yolculuğa çıkarmıyor, aynı zamanda toplumsal sorunlara da değiniyor. Küresel ısınma, insanların teknoloji bağımlılığı ve doğaya verilen zararlar üzerinde de duruyor. Tüm bu olumsuzlukların dünyaya olan kötü etkilerinden bahsediyor.
Düşüncem;
Fantastiğe bu kitapla başlayacaksanız asla unutmazsınız. Mükemmel bir şekilde yazılmış… ben bayıldım. Diğer 2 kitabıda ilerleyen senelerde çıkacak.
Bir paylaşımını okudum 9 ve ya 10 olması lazım 19 yaşındayım kitap okumanın yaşla bir alakası yoktur ve ya yaşın hangi kitapları okumamızla alakası yok biz de biliyoruz elbette ki hayatın kitaplardan ibaret olmadığını fakat bazen kaça bildiğimiz tek yer onlar olur duygularımızı anlatan cümleler onlarda olur evet sevmiyor ola bilirsin bu gayet normal ancak okuyanlara da saygı duyman gerekir. Öylesine bıraktım bu şarkıyı çok güzel dinlemeni isterim
Hocam okumalarinda bir sakınca yok sen yanlış anlamışsın durumu. Şöyle örnekliyim bir diziden ornekliyim ben sana; mesela ben diyelim çukur veya kurtlar vadisi izliyorum ama bu benim elime silahla dışarı çıkıp adam öldürme hakkı vermez. 3391km okuyup adımı egenin, İzmir'in bilmem nesi yapıp, kendimden yaşça büyük kadınlara yazma hakkı vermez. Ya da la casse de papel izleyip banka soymuyorum. Sen bir kitap okuyabilirsin tabiki ama bu kitapla senin aranda kalır. Ha tabiki de ergen kitle olduklarını düşünüyorum çoğunun en azından bana yürümeye çalışan 14-17 yaşındaki kızların. Bak bacım aynısını ben sizlere yapsam PEDOFİLİ damgası yerim burda ama onlar yapınca neden saçma olarak karşılanıyor ? Hayır sen benim Atilla İlhan okuyan birine ya da Nietzsche okuyan birinden nefret ettiğimi gördün mü. Göremezsin çünkü kitapları seviyorum :) Sadece kitapları değil, kitap okuyan insanları severim ben ama kitabı okuyup bunu gerçek hayata dökmeye çalışanları veya kitaban özenip, kitap karakteri olmaya calisanlari sevmem.. ^^
Bu arada bende Amelya 'yı bitirdiğimde Maya 'ya, Fetih 'e ve Doruk 'a mektup yazdım ve tabii ki her dolunayda Doruk 'a. Maya desen günlüğüm gibi Fetih ise kurtuluş❤️🩹 istersen karşılıklı mektuplarımızı paylaşabiliriz asko👉🏻👈🏻
https://vm.tiktok.com/ZM2gnN8NJ/ paylaştım, duşa giricem ben sonra gelirim🧸
Etimle kemiğimle bu çağdan soğudum. Etimle kemiğimle hatta ruhumla, hesapla kitapla yaşanan şu çağdan yoruldum.. Bir Hira gerek bize azizim. Hakikat gerek, samimiyet gerek..
2024'ün ilk kitabını bitirdim. Yalnız hâlâ 23 yerine 24 yazmaya alışmamışım. :)
Bir de alıntıları yazıp paylaşmak zaman aldığı için zor geliyor AMA çok sevip altını çizdiğim kısımları paylaşmadan da bitirdiğim kitaplardan ayrılamıyorum. Bu konuyu nasıl çözeceğim bilemiyorum...
Aylar sonra instada, burda, 1000K'da hoşuma giden alıntılara bakmak iyi oluyor aslında. Bunu sistemli halde nasıl yaparım bilmem. Düz oku geç kardeşim işte. Olmaz illa bir seramoni, kitapla hemhal olmak, içime dokunan kısımları okuyup okuyup içselleştirmek filan sevdiğim şeyler.