Tumgik
#kar kokusu
kendinegelemeyenkiz · 18 days
Text
Sen bırak tutunmayı, dünya bizi sarmalar.
38 notes · View notes
depresif-birii · 11 months
Text
"Benden nefret etmene dayanabilirim ama onu seveceksin diye ödüm kopuyor."
~Daren
14 notes · View notes
seydattr58 · 3 months
Text
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken
Gidersen kim sular fesleğenleri
Kuşlar nereye sığınır akşam olunca
Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu
Sustuğun yerde birşeyler kırılıyor
Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun
Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına
Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor
Bir de seni ekliyorum susuşlarıma
Selamsız saygısız yürüyelim sokakları
Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar
Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar
Adını bilmediğimiz doslar kalır yalnız
Yüreğimize alırız onları, ısıtırız
Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam
Gidersen kar yağar avuçlarıma
Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar
Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında
Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler
Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde
Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri
Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak
Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık
Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman
Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun
İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın
Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine
Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür
Bir tufan olurum sustuğun her yerde...
~Huzurum~
...Şair'in;
"Oturur soluksuz izlerim Seni,
en güzel manzaramsın"
dediğisin işte.....❤️
28.01.2024
68 notes · View notes
mesut-sems · 3 months
Text
Tumblr media
Bir kış düşlüyorum çocukluğumdan;
Dışarıda yağan kar,
Kuzine soba üstünde kızarmış ekmek kokusu geliyor burnuma..
Fırınında patates, demlenmiş çay, mis gibi tarhana çorbası.
Sıcacık soba başında yapılan sıcacık sohbetler.
Anneannemin anlattığı masallar , öğrettiği dualar O küçük ama çok mutlu olduğum evimi özledim
63 notes · View notes
mecnun1cinar · 6 months
Text
Bazı küçük ama beni mutlu eden şeyler:
Kitap kokusu,yağmur yağması
yağmur kokusu, kar yağınca oluşan sessizlik
birinin ben bir şey demeden anlaması,pamuk şeker
bana ait önemsiz gibi dursa bile bir şeyin hatırlanması
Hayat aslında bu kadar küçük şeylerle bile mutlu olunabilecek seviyede
72 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 3 months
Text
Tumblr media
DIŞARIDA KAR IÇERIDE HUZUR
“Televizyon yoktu..
Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel günlerdi, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Dışarıda kar...
Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
Kuzinenin üzerinde demir maşa...
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...
Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli.
Ekmek her zaman ekmek gibi...
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış,
bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş
merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık
içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...
Dışarıda kar...
İçeride kanaat...
İçeride huzur...
Televizyon yoktu.
Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer,
kokusuna ram olurduk.
Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...
Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma
dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine,
geniş ve besleyici bir masal dünyası...
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret
kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi,
sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı...
Domates de...
Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar...
İçeride huzur...
45 notes · View notes
oluruvar · 5 months
Text
Çok güzel yağmur yağıyo. Hava pek soğuk değil ve kar kokusu var. Çok çok güzel. Sadece bunun için iyi ki yaşıyorum
15 notes · View notes
yakazakalb · 6 days
Note
blogunuzun çok değişik bir havası var. Sanki camı açınca tatlı bir meltem eser gibi, bir çiçek bir kar kokusu almak gibi.
Tumblr media
7 notes · View notes
muratmesutfan · 2 months
Text
Tumblr media
Nihayet bahar kokulu rüzgarlara açmaya başladık pencerelerimizi ve ruhlarımızı…
Ne muazzam koku, sarhoş edici… Bahar kokusu ile zıddı olan kar kokusuna bayılıyorum..
Murat Mesut
15 notes · View notes
kendinegelemeyenkiz · 18 days
Text
O kadar güzelsin ki kıyafetlerin bunu değiştiremez. Çünkü maksimumdan daha yukarısı yoktur.
7 notes · View notes
sa-lvatore · 3 months
Text
gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider. bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında. yanlış adreslerdeydik, kimliksizdik belki. sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar. biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı. üşür müydük nar çiçekleri ürperirken? gidersen kim sular fesleğenleri, kuşlar nereye sığınır akşam olunca? sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu. sustuğun yerde bir şeyler kırılıyor. bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun. adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına, öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor. bir de seni ekliyorum susuşlarıma. selamsız, saygısız yürüyelim sokakları. belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar. geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar. adını bilmediğimiz dostlar kalır yalnız. yüreğimize alırız onları, ısıtırız. gardiyan olmayız kendi ömrümüze her akşam. gidersen kar yağar avuçlarıma, üşürsün. bir ceylan sessizliği olur burda aşklar. fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında. durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde. menekşeler, nergisler yerine kuş ölüleri. bir su sesi, bir fesleğen kokusu, şimdi uzak yangınları anımsatıyor genç ölülere artık. bulvar kahvelerinde arabesk bir duman. sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere. bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun isyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim? sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın. devriyeler basıyor karartılmış evleri yine. gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da ölür. bir tufan olurum sustuğun her yerde.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
16 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 5 months
Text
Tumblr media
"Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Dışarıda kar...
Ama Soba içten içe öyle yanıyor ki.
Sobanın üzerinde demir maşa...
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...
Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli.
Ekmek her zaman ekmek gibi...
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış,
bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş
merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık
içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...
Dışarıda kar...
İçeride kanaat...
İçeride huzur...
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer,
kokusuna râm olurduk.
Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...
Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma
dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine,
geniş ve besleyici bir masal dünyası...
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret
kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi,
sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı... Domates de...
Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar...
İçeride huzur...
Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu,
yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi...
Kimin umurunda...
Ne güzel cahildik.
Mutluluğun resmini çiziyorduk..."
18 notes · View notes
tulin06 · 4 months
Text
“Televizyon yoktu..
Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel günlerdi, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Dışarıda kar...
Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
Kuzinenin üzerinde demir maşa...
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...
Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli.
Ekmek her zaman ekmek gibi...
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış,
bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...
Dışarıda kar...
İçeride kanaat...
İçeride huzur...
Televizyon yoktu.
Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna ram olurduk.
Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...
Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma
dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası...
Tumblr media
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret
kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi,
sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı...
Domates de...
Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar...
İçeride huzur...
...
Mutluluğun resmini çiziyorduk eski günler de
10 notes · View notes
ay-misali · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Mevsim bahar, Peygamber çiçekleri açmış bak yine !... Bir vahyin ağırlığında yeni umutlara kapı aralıyor ; Umut Allah'ın sonsuz anahtarı... Umudunu sakın yitirme, Allah'ın kudreti gibi güçlü , azameti kadar yüce , rahmeti gibi sonsuz olsun.
Sana kapanmış her kapının arkası kış olsa da, bahçesinde Nevbahar yakındır. Kır çiçekleri baharın lisanı, her çiçek baharı kendi diliyle anlatır.
Tabiat bakmayı bilenler için çok şey öğretir cancağızım.
Kardelenler, çiğdem çiçekleri kar altında açar, zambaklar ıssız yerde !... Papatyalar yüreğinde ki saf sevgiye benzer ; sahte sevgilere, hoyrat sevmelere inat kökü sağlamsa etrafa dağılır, kokusu buruk olsada düştüğü yerden çoğalır. Sen yeter ki yüreğinde açan sevda gülünü soldurma, gelincik çiçeği misali naifçe tutun ; Her isyanında inkarın eşiğine düşmüşse dilin nefsine uyma, yüreğini vahye açacak Peygamber çiçeklerine bak.
Kalbinle kucakladığın fırtına elbet bir gün Nevbaharla dinecek ;
Umut sabredenlerle , Aşk inananlarla beraberdir.
... ay-misali
91 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 11 months
Text
Tumblr media
“Televizyon yoktu..
Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Dışarıda kar...
Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
Kuzinenin üzerinde demir maşa...
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...
Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli.
Ekmek her zaman ekmek gibi...
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış,
bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş
merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık
içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...
Dışarıda kar...
İçeride kanaat...
İçeride huzur...
Televizyon yoktu.
Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer,
kokusuna ram olurduk.
Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...
Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma
dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine,
geniş ve besleyici bir masal dünyası...
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret
kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi,
sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı...
Domates de...
Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar...
İçeride huzur...
...
Ne güzel cahildik.
Mutluluğun resmini çiziyorduk...”
...........
“There was no television.
Newspapers were not always available.
We were so beautifully ignorant that we would never be spoiled!
Snow outside...
But the cooker burns so deep inside.
Iron tongs on the cooker...
Slices of bread on the tongs.
A bright winter morning and the smell of toast...
Sausage was luxury. Eggs are delicious.
Bread is always like bread...
Not once did he get an egg from the henhouse,
never once smelled that toasted bread and
suffocating noise and stuffiness in the restaurant floors of
How old am I for children and young people who are fit to enjoy hamburgers in...
Snow outside...
Opinion inside...
Peace inside...
There was no television.
Newspapers were not always available.
We were so beautifully ignorant that we would never be spoiled!
He lays the orange peels on the stove,
we would be rammed by its smell.
It was a night of sheer bliss to roasted chestnuts sezai to mind.
Then, of course, the stories and memories told by the grown-ups...
Coming out of brains, many of which are faulty and in need of treatment
instead of the damage done by TV series and movies,
a vast and nourishing fairy tale world...
Taste aside, longing for smell
Who would have thought we would stay?
Our breads were produced by hand,
It was healthy, delicious, and smelled good.
The tea also smelled...
Tomatoes too...
The wealth of a small grocery store was enough for all this beauty.
Snow outside...
Peace inside...
...
What a beautiful ignorant.
We were painting the picture of happiness…”
.............
"لم يكن هناك تلفزيون.
لم تكن الصحف موجودة دائمًا أيضًا.
كنا جاهلين بشكل جميل لدرجة أننا لن نكون مدللين أبدًا!
الثلج بالخارج ...
لكن الطباخ يحترق بعمق في الداخل.
ملقط حديد على البوتاجاز ...
شرائح الخبز على الملقط.
صباح شتوي مشرق ورائحة الخبز المحمص ...
كان النقانق رفاهية. البيض لذيذ.
الخبز دائما كالخبز ...
لم يحصل مرة واحدة على بيضة من حظيرة الدجاج ،
لم تشم رائحة الخبز المحمص و
خانق الضوضاء والاختناق في أرضيات المطعم
كم عمري بالنسبة للأطفال والشباب المناسبين للاستمتاع بالهامبرغر في ...
الثلج بالخارج ...
رأي في الداخل ...
السلام في الداخل ...
لم يكن هناك تلفزيون.
لم تكن الصحف موجودة دائمًا أيضًا.
كنا جاهلين بشكل جميل لدرجة أننا لن نكون مدللين أبدًا!
يضع قشر البرتقال على الموقد ،
سوف تصدمنا رائحته.
لقد كانت ليلة من النعيم المطلق على الكستناء المحمص sezai إلى الذهن.
ثم ، بالطبع ، القصص والذكريات التي يرويها الكبار ...
الخروج من الأدمغة ، وكثير منها معيب وبحاجة إلى العلاج
بدلاً من الضرر الذي تسببه المسلسلات التلفزيونية والأفلام ،
عالم حكايات واسع ومغذي ...
تذوق جانبا ، والشوق للرائحة
من كان يظن أننا سنبقى؟
خبزنا مصنوع باليد ،
كانت صحية ولذيذة ورائحتها طيبة.
رائحة الشاي أيضا ...
الطماطم أيضا ...
كانت ثروة محل بقالة صغير كافية لكل هذا الجمال.
الثلج بالخارج ...
السلام في الداخل ...
...
يا له من جاهل جميل.
كنا نرسم صورة السعادة ... "
25 notes · View notes
baybaykus · 5 months
Text
"Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Dışarıda kar...
Ama Soba içten içe öyle yanıyor ki.
Sobanın üzerinde demir maşa...
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...
Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli.
Ekmek her zaman ekmek gibi...
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış,
bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş
merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık
içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...
Dışarıda kar...
İçeride kanaat...
İçeride huzur...
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer,
kokusuna râm olurduk.
Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...
Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma
dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine,
geniş ve besleyici bir masal dünyası...
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret
kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi,
sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı... Domates de...
Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar...
İçeride huzur...
Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu,
yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi...
Kimin umurunda...
Ne güzel cahildik.
Mutluluğun resmini çiziyorduk..."
Tumblr media
6 notes · View notes