Tumgik
#iskenderiyeli hypatia
poetcrys · 3 months
Text
Düşünme hakkınızı saklı tutun, çünkü yanlış da olsa düşünmek, hiç düşünmemekten daha iyidir.
Soner tuna - İskenderiyeli hypatia
14 notes · View notes
Text
İskenderiye kitaplığından saçılan aydınlığın son ışığı...
Tumblr media
...Hakkındaki en ünlü hikâyelerden birinde Hypatia, öğrencilerine güzelliğin doğasına dair dersler veriyordu. Onlara şöyle söylüyordu:
”Bir adam kadın vücudunun güzelliğini gördüğünde onu şehvetle fethetme arayışına girmemeli. Bunun yerine onun güzelliğinin, gerçek güzelliğin bir sureti olduğunu anlamalı. İnsan, hayvani doğasının en alçak yerlerine bir kez daldığında güzelliğin asıl özü üzerine düşünemez, kendi körlüğünde ve Hades’in aldatıcı gölgeleri içinde yaşamak zorunda kalır.”
Anlaşılan öğrencilerinden biri mesajı anlayamamıştı, çünkü dersten sonra yanına gidip onu sevdiğini söylemişti. Hypatia, anlattığı şeyi daha iyi vurgulamak için çantasına uzandı ve Mısır’da kullanılan bir çeşit kadın pedini çıkarıp genç adama şöyle dedi: ”Sevdiğin şey bu. Sen gerçek güzelliği sevmiyorsun.”
12 notes · View notes
yorgunherakles · 3 years
Quote
famulus ‘evcil köle’ anlamına gelir ve familia, ‘bir tek adama ait bulunan kölelerin bütünü’ demektir.
friedrich engels - ailenin, özel mülkiyetin ve devletin kökeni
26 notes · View notes
1kitap1film1sarki · 6 years
Photo
Tumblr media
🎞 Agora 🎞 “Bizi birleştiren şeyler, ayıranlardan daha fazla.” İskenderiyeli kadın filozof Hypatia’nın hayatını konu edinen Agora filmi tam olarak başta alıntıladığım fikri kabullenmeyen insanların çıkardığı kaosu gösteriyor bizlere. Hypatia İskenderiye kütüphanesinde babası Theon’un katkılarıyla matematik, astronomi, felsefe alanlarında kendini geliştirmiş aynı zamanda hiç bir ayrım gözetmeden herkese ders veren bir pagan bir filozof. Agora şehrin merkezi ve toplanma yeri anlamındadır. Hypatia’nın içinde büyüdüğü kütüphane de burada yer alır. Adet bir kale gibi inşa edilmiş halkın sığınağı haline gelmiş bir kütüphanedir burası. Hypatia için de her anlamda bir sığınaktır bu kütüphane. Burada verdiği derslerde Hypatia bugüne de seslendireceksiniz insanlık dersleri verir öğrencilerine. Ve bu öğrencilerinin arasında üst düzey yöneticiler de vardır köleler de. Ayrıma odaklanmaz Hypatia. Ama ne yazık ki Hristiyanlığı yeni kabul edenler paganlara karşı bir mücadeleye girişirler ve acımasızca yahudi ve paganları katlederler. Hypatia ne kadar ayrımlar yerine ortak noktalar üzerinde durmaya çalışsa da Hristiyanlar bunu kabullenemezler. Oysa Hypatia için formül basittir. İnsanlığı birleştiren şeyler üzerinde yoğunlaşmak. Bunun içinde her türlü zorluğa rağmen bilimle felsefeyle uğraşmaya devam etmekten geri durmaz. Kadın olması nedeniyle de birçok zorluklar karşılaşır. Ayrıca Pagan olduğu için dinsizlik ve cadılıkla suçlanan Hypatia’yı hazin bir son beklemektedir. Taşlanarak öldürülür ve cesedi parçalanır. Film boyunca tarihi, felsefi, dini birçok konu ele alınır. Bu alanlara ilgisi olanların mutlaka izlemesi gereken bir film. Oyunculuklar da filmi güzelleştiriyor. Dekor İskenderiye’de olduğumuz hissini yaşatıyor. İyi seyirler ...
28 notes · View notes
Photo
Tumblr media
Hypatia: Filozof Matematikçi ve Astronom
Günümüzde bile kadının hem toplumdaki hem bilimdeki yeri tartışılırken, 1600 sene önce yaşamış İskenderiyeli Hypatia (370–415), felsefe ve bilim alanında önemli katkılarda bulunmuş ancak dönemin gerici zihniyeti tarafından, onun “inanmadan önce sorgulama ve bildiklerinin arkasında durma” olarak belirteceğimiz düşünce tarzı sebebiyle yok edilmiştir. Bu sadece Hypatia’nın değil bilim dünyasının cinayetiydi ve tarih boyunca da başka örnekleri yaşanacaktı.
Tumblr media
İskenderiyeli Hypatia filozof, matematikçi ve astronomdur. Bilimi ve zerafeti dışında güzelliği ile de ünlüdür. Hypatia’nın yaşadığı dönemde, İskenderiye Roma’nın bir eyaletiydi. İskenderiye’nin en önemli özelliği ve ünü ise müzesi ve kütüphanesine aitti. Hatta hepimizin çok yakından tanıdığı matematikçi Öklid (Euclid M.Ö-300) bu merkezde yaşamıştır. İskenderiye Kütüphanesi, felsefe okulu, müzesi ve bunlardan daha da önemlisi “eklektik” olarak adlandırdığımız geniş bir bakış açısına sahip öğretisi ile ünlüydü.
Tumblr media
Hypatia’nın biliminin temelleri, filizof olan babası Theon ile atılmaya başlandı. İlk eğitimlerini aldığı babası, Hypatia’nın dogma düşüncelere saplanmasına izin vermedi. Kendine saygısı olan bir kimse tarafından son gerçek olarak; hiçbir bilginin kabul edilmemesi gerektiğini, düşünme hakkını hep kullanmasını, yanlış düşünmenin hiç düşünmekten yeğ olduğunu öğretti. Babası, eserlerinde de bahsettiği üzere kızıyla hep gurur duymuştur. Hypatia, Atina’da eğitimini tamamladıktan sonra İskenderiye’ye döndü ve buradaki okulun başına geçti. Platon’un fikirlerini benimsedi. Hatta Platon, Aristo ve Suda gibi filozoflar hakkında İskenderiye’de halka açık dersler verdi. Bu sınıfta, daha sonra İskenderiye valisi olacak Orestes ve Ptolemais’in piskoposu olacak Synesius da vardı. Sonradan büyük bir filozof olan Synesius ona hayranlığını ve ilmine duyduğu takdirlerini içeren pek çok mektup yazdı. Synesios’un Hypatia’ya yazdığı mektuplar, felsefe tarih kitaplarında günümüze kadar gelmiştir.
Tumblr media
İskenderiye eklektik okulunda yeni Plâtoncu geleneği hâkimdi. Bu okul, hangi inanca, felsefi tarza sahip olursa olsun, herkese açtı. Farklılıkları bir çatışma unsuru olarak algılamayı değil, çeşitli görünümlerde olan temellerini aldıkları tek ve aynı kaynağa yönelterek, insanlık tarihinin belleğindeki kadim bilgiyi inisiyellerden filozoflara ve topluma aktarma çabası gösteren bir felsefe okuluydu.
Hypatia, sahip olduğu bilgileri cesurca ve kaygı duymadan öğrencilerine anlatmaya, dönemin önemli siyaset, bilim, din adamlarıyla görüşmeler yapmaya devam ediyordu. Bu bilgiler görünüşte ayrı olan inançların öz��ndeki ortak bilgiye dayanıyordu.
Tumblr media
Hypatia, Roma’nın yavaş yavaş çökmeye başladığı, karmaşık bir dönemde yaşadı. Genel eğitim seviyesi çok düşüktü, bilgiye ulaşmak zahmetliydi, mesafeleri aşmak çok zordu. Kısacası tam bir ortaçağın yaşandığı dönemde, Hypatia bilime yaptığı katkılarla o döneme ışık oldu. Doğayı mantık, matematik ve deney ile açıklamaya çalıştı. Hypatia, matematik ve astronomi ilgili kitaplar da yazdı. Bu eserlerinden birinin adı “astronomik kanun”’dur. Eski olarak adlandırılan bilgileri yeniden açığa çıkarmış ve yeniden sunmuştur.
Tumblr media
Eğer Hypatia ve Theon olmasaydı Batlamyus (Ptolomy), Öklid ve diğer Yunanlı matematikçilerin eserleri günümüze ulaşmayacaktı. Kendisi ve babası Batlamyus’un astronomi kitaplarını düzenlediler ve yorumladılar. Ortaya çıkardıkları, canlandırdıkları bilgileri, öğrencilerine aktardılar. Yorumların bir tanesinin girişinde babasının, “Bu baskı filozof olan kızım Hypatia tarafından hazırlanmıştır” yazdığını görüyoruz.
O yıllarda İskenderiye’deki (Bu şehir Büyük İskender tarafından kurulmuştu) en önemli yapılardan biri Serapis tapınağıydı. Büyük İskender’in generali olan ve ölümünün ardından Mısır’a gelip kendini firavun ilan eden I. Ptolemaios Soter, bu Tanrı kültünü ilk yerleştiren firavundur. İlk başta şehir buna karşı çıkmıştır. Ama firavun bunu rüyasında Osiris tarafından söylendiğini belirtmiş ve tartışmaları sona erdirmiştir. Bunun üzerine şehirde muazzam bir tapınak yaptırılmıştır. Bu tapınak sûni bir tepe üzerinde 100 basamakla çıkılan bir yapıydı. Bir tıp eğitimi yuvası ve tedavi merkezi olarak pek çok yapıdan meydana geliyordu.
Tumblr media
Serapis tapınağı, müze ve İskenderiye kütüphanesi Hıristiyanlık için önemli engellerdi. İmparator Theodisius İskenderiye piskoposundan eski dine ait her şeyin yok edilmesini istedi. Başpiskopos Theodisius, elinde bir haçla ve ona eşlik eden rahiplerle tapınağa gitti. Tapınağın kollarını dışarı çekip parçalattı. Bu olayda pek çok tapınak görevlisinin ve hekimlerin öldüğü bilinmektedir. Daha sonra aynı yere bir kilise dikilmiştir.
Bu hareket İskenderiye Okulu üzerinde bir baskı kurmuş ve ayrıca fanatizmi de güçlendirmiştir. İskenderiye piskoposunun yerini almak için başpiskopos Timotheus ile rekabet halinde olan piskopos Cyril’in onun şehirdeki etkisinden ve liderlik özelliğinden hiç hoşlanmadığını kaynaklardan öğreniyoruz. Piskoposun şehirde rakibi sayılabilecek vali Orestes de, Hypatia’nın dinleyicileri arasındaydı. Piskopos Cyril Hypatia’nın sonunu hazırlarken bir yandan da cemaati Hypatia’nın değersiz olduğuna inandırması gerekiyordu. İncil’den yaptığı alıntılardan ilham alıyordu “Kadın sessizliği ve uysallığı öğrenmelidir. Kadının ne ders vermesine ne de erkeğin üzerinde yetki sahibi olmasına izin vermeyeceğim. Suskun olacak ve sessiz kalacaktır. Çünkü önce Âdem, sonra Havva yaratılmıştır”. Cyril Hypatia’nın ölümünü doğrudan emretti veya halkı bunun için teşvik etti. Halkı kışkırtmış ve halk arasında Hypatia “dinsiz” ve “şeytan” olarak nitelendirilmiştir.
Tumblr media
Siyah kukuletalı, yaklaşık 500 kadar kalabalık bir fanatik grup, bir sabah Hypati evden çıkarken, onu durdurup arabasından indirdi. Saçlarından sürükleyerek kiliseye götürdüler, ardından da vahşice öldürdüler. Sonra bu güruh yaptıklarının dehşetine kapılarak onu kilisenin içinde ateşe verdi. Olay şehirde büyük yankı buldu.
Hypatia böyle acımasız bir şekilde yok oldu ve Hypatia’nın ölümünden sonra yeni Plâtoncu okul da onunla birlikte yok oldu. Hypatia, ölümünden bu yana unutulmayan bir isimdir ve adeta bir efsane haline gelmiştir. Bilim ve sanat alanında sembol olan Hypatia hakkında zaman içerisinde şiirler, romanlar, oyunlar yazılmıştır. Feminist sanata da konu olmuştur. Feminist sanatçı Judy Chicago, 1979’da San Francisco modern sanat müzesinde açtığı sergide Hypatia’yı o şiirlerde güzelliği ile değil de tüm görkemiyle ünlü ve yetenekli kadınlarla birlikte göz kamaştıran bir akşam yemeğinde sunar.
Tumblr media
Voltaire’e göre Hypatia, “bağnazlığın masum bir kurbanı; öldürülmesi ise yunan tanrılarıyla beraber, sorgulama özgürlüğünün de ortadan kalkışın bir simgesidir”. Voltaire bir aydınlanma filozofudur ve Hypatia onun muhalifliğinde sembol olarak kullandığı bir isimdir. Diğer yandan kendisine karşıt grup içerisinde “İskenderiyeli hayâsız bir öğretmen olarak kabul edilmiştir”.
Hypatia’yı daha sonra Ortaçağ’da ünlü usta Raphael’in en büyük eserlerinden biri olan “Atina Okulu”nda görmekteyiz. Raphael’in bu eseri Vatikan’da Papa Julius II döneminden Stanza della Segnatura’nın dört duvarından birinde yer almaktadır. Usta eserine başladığında, kendisine sorulan bir soru üzerine Hypatia’nın “Atina okulunun en ünlü öğrencisi” olduğunu söylemiştir. Ona hemen bu kaydı değiştirmesi gerektiği, aksi halde eserin yok edileceği söylenir. Bunun üzerine o da eserdeki kişiyi Papa’nın yeğeni olan “Francesco Maria della Rovere” (1490-1538) olarak değiştirdiğini belirtmiştir.
Tumblr media
Hypatia’nın bilime katkıları; gök cisimlerinin sınıflandırılmasında, hidrometre’nin bulunmasında, sıvıların yoğunluk derecesinin belirlenmesinde ve daha birçok konuda etkisi olmuştur.
Tumblr media
Hypatia’nın yaşadığı dönemden itibaren 1000 yıldan fazla süre geçmiş, ona rağmen kilise Raphael’in eserine Hypatia’yı katmasını engellemeye çalışmıştır. Bugüne kadar söylenen sözlerin eserde belirtilenin Hypatia olduğunu fısıldamaktadır. Zaten eserdeki kişiliklere baktığımızda Hermes, Platon, Aristo, Diyojen, Zenon, Fucino, Alkibiades arasında sıradan birisinin bulunamayacağını anlayabiliriz. Ve Hypatia, bulunduğu yerden hala bize gülümsemektedir.
Tumblr media
Hypatia işte böyle bağnaz, sığ düşüncelerden dolayı acımasızca, canice yok edildi. Düşünce özgürlüğü istedi, düşündüğünü söyledi, adaletsizliğe isyan etti, inandığı ve savunduğu bilim ve akıl için öldü…
Hypatia : filozof, matematikçi ve astronomdur. İskenderiye Kütüphanesi’nde felsefe, matematik ve astronomi üzerine dersler vermiştir. Doğum tarihi: MS 360, İskenderiye, Mısır Ölüm tarihi ve yeri: MS Mart 415, İskenderiye, Mısır
69 notes · View notes
kadimdenuyanisa · 2 years
Text
Hypatia: Bir ışığın ölümsüz hikayesi…
Tumblr media
“Hypatia'nın öldürülmesiyle Batı dünyası için Karanlık Çağlar başladı.” diye başlarlar onu anlatmaya...
“Her açıdan şaşırtıcı derecede güzel, göz kamaştırıcı derecede parlak, ancak her zaman mütevazı ve kibar, kadınların sadece birer mal olduğu bir çağda, tarihin ilk kadın matematikçisi ve aynı zamanda ilk kadın astronom, mucit ve doğa filozofuydu.” (Sir Harold Kroto, İngiliz kimyager ve Nobel Ödülü sahibi, 1939-2016)
İskenderiye Okulu (Filozoflar). Bu ünlü okul, birkaç yüzyıl boyunca büyük öğrenim ve felsefe merkezi olan İskenderiye'de (Mısır) ortaya çıktı. MÖ 283 yılında vefat eden Ptolemy Soter'in saltanatının çok başında kurduğu “İskenderiyeli” adını taşıyan kütüphanesi ile ünlü; bir zamanlar 700.000 rulo veya ciltle övünen kütüphane (Aulus Gellius); ilk gerçek bilim ve sanat akademisi olan müzesi için; Öklid (bilimsel geometrinin babası), Pergalı Apollonius (konik kesitler üzerine halen mevcut olan çalışmaların yazarı), Nicomachus (aritmetikçi) gibi dünyaca ünlü bilginleri için; astronomlar, doğa filozofları, Herophilus ve Erasistratus gibi anatomistler, doktorlar, müzisyenler, sanatçılar vb.; 193'te öğrencileri Origen, Plotinus ve tarihte ünlü olan diğer pek çok kişi olan Ammonius Saccas tarafından kurulan Eklektik ya da Yeni Platoncu okulla daha da ünlü oldu. Gnostiklerin en ünlü okullarının kökeni İskenderiye'deydi. Philo Judæus, Josephus, Iamblichus, Porphyry, İskenderiyeli Clement, astronom Eratosthenes, bakire filozof Hypatia ve ikinci büyüklükteki sayısız diğer yıldızlar, hepsi çeşitli zamanlarda bu büyük okullara aitti ve İskenderiye'yi en adil olanlardan biri haline getirmeye yardımcı oldu. dünyanın şimdiye kadar ürettiği ünlü öğrenim koltukları.
Yeni-platonizm. Lafzen, "yeni Platonculuk" veya Platoncu okul. Ammonius Saccas tarafından İskenderiye'de kurulan eklektik bir panteist felsefe okulu. . . Platoncu öğretileri ve Aristotelesçi sistemi Doğu Teosofisi ile uzlaştırmaya çalıştı. Başlıca uğraşı saf manevi felsefe, metafizik ve mistisizmdi. Teurji sonraki yıllara doğru tanıtıldı. Zamanın gitgide artan cahil hurafelerini ve kör inançlarını yok etmek, yüksek zekaların nihai çabasıydı; sonunda kaba kuvvetle ezilen ve ölüme terk edilen Yunan felsefesinin son ürünü.
Hypatia, ünlü bir filozof ve matematikçi olan, Öklid üzerine bir yorumun yazarı olan ve kızının ona yardım ettiği söylenen Theon'un kızıydı. Tek bir çocuk olarak, gençliğinden itibaren felsefe ve matematiğe derin bir ilgi gösterdi. Babası ona bu konularda özen ve özenle öğretti ve kısa sürede onun en parlak öğrencilerinden biri oldu. Suidas'a göre yazıları, İskenderiyeli Diophantus'un Aritmetiği, Perga'lı Apollonius'un Konikleri ve Batlamyus'un Aritmetik Kanonu üzerine şerhler içeriyordu ve bunların tümü artık kayıp.
Hypatia Atina'da yaşarken Plotinus, Porphyry ve Iamblichus tarafından kurulan Neoplatonik Okullarla temasa geçti ve kendini Neoplatonik Hareket ile özdeşleştirdi. Daha sonra İskenderiye'ye yerleştiğinde, hitabet ve derin bilgeliğinin, gençliğinin ve olağanüstü güzelliğinin kısa sürede büyük öğrenci ve hayran kitlelerini çektiği ünlü Müze'de dersler ve dersler vermeye başladı. Büyük İskenderiye ailelerinin yakın çevrelerine kabul edildi ve arkadaşları arasında günün en güçlü adamlarından ikisi vardı: İskenderiye Valisi Orestes ve Cyrene Piskoposu Synesius.
Yeni Platoncu Okul, yıkımından hemen önceki günlerde en yüksek seviyelerine ulaştı. Hypatia, Mısır'ı binlerce yıldır olduğundan daha çok eski Gizemlerini anlamaya yaklaştırdı. Onun Teurji bilgisi, Gizemlerin pratik değerini geri kazandırdı ve Iamblichus'un yüz yıldan fazla bir süre önce başlattığı işi tamamladı. Plotinus ve Porphyry'nin izinden giderek, bireysel Benliğin herkesin BENLİĞİ ile birleşme olasılığını gösterdi. Ammonius Saccas'ın çalışmalarına devam ederek, tüm dinler arasındaki benzerliği ve bunların kaynağının kimliğini gösterdi.
Dördüncü yüzyılın başında kalabalıklar, bilgin ve talihsiz Hypatia'nın ilahi Platon ve Plotinus'un öğretilerini açıkladığı ve böylece Hıristiyan proselitizminin ilerlemesini engellediği akademinin kapısında toplanmaya başladı. . . . Pek çok kişiyi yeni dine katılmaya ikna eden şey, tam da bu Pagan filozofun öğretileriydi; Hıristiyanlar, aksi halde anlaşılmaz olan planlarına son bir dokunuş yapmak için çok özgürce ödünç aldılar; ve şimdi Platonik ışık, dindar patchwork üzerinde çok rahatsız edici bir şekilde parlamaya başladı. . . Ama daha büyük bir tehlike vardı. Hypatia, Atina okulunun başı olan Plutarkhos'tan eğitim almış ve teurjinin tüm sırlarını öğrenmişti. Kalabalığı eğitmek için yaşadığı sürece, meydana gelmelerinin doğal nedenlerini ifşa edebilen birinden önce hiçbir ilahi mucize üretilemezdi. Kıyameti, belagatini gölgede bıraktığı ve alçaltıcı hurafeler üzerine kurulu otoritesi, değişmez doğal yasanın kayası üzerine dikilmiş olan onunkinin önüne geçmek zorunda kalan Cyril tarafından mühürlendi.
İskenderiye Piskoposu Theophilos ve yeğeni Cyril'in şeytani komplosuna şehit düşen kadın, onların emriyle feci şekilde öldürüldü. Onun ölümüyle Yeni Platoncu Okul yıkıldı.
İnsanlar bazen Hypatia'dan "alıntı yapsalar da", bu alıntıların çoğunun bir 19. yüzyıl bilgini tarafından üretildiğine yaygın olarak inanılıyor. Kendi yazılarından herhangi biri gerçekten hayatta kaldıysa, iyi bilinmemektedir veya kanıtlanmamıştır. Yine de ona atfedilen “Düşünme hakkını saklı tut, çünkü yanlış düşünmek bile hiç düşünmemekten iyidir” gibi alıntılar, onun öğrenmeye ve eleştirel düşünmeye verdiği önemi göstermektedir.
2009'da hayatıyla ilgili büyük bir ana akım film sinemalarda gösterime girdi. “Agora” başlıklı tanıtım afişlerinden birinde “İSKENDERİYE, MISIR, MS 391, DÜNYA SONSUZA KADAR DEĞİŞTİ” yazıyordu. Bu, İskenderiye Kütüphanesi Serapaeum'unun, Kıpti Papa Theophilus'un emriyle ve Hypatia'nın ölümünden yaklaşık 25 yıl önce Hıristiyan mafya tarafından tahrip edildiği ve yıkıldığı yıldı.
Ancak gerçek Bilgi ve zamansız Bilgelik asla kaybolmaz.
Bu ifade, aşağıdaki gerçeklerin dikkate alınmasıyla daha güvenilir hale geliyor: İskenderiye kütüphanesi yok edildiğinde kurtarılan binlerce eski parşömen geleneği; Ekber döneminde Hindistan'da kaybolan binlerce Sanskritçe eser; Çin ve Japonya'daki evrensel gelenek, şerhleri ​​olan gerçek eski metinlerin, onları tek başına anlaşılabilir kılan - binlerce ciltten fazla - uzun zaman önce dinsiz ellerin ulaşamayaca��ı; Babil'in engin kutsal ve okült edebiyatının ortadan kalkması; Mısır hiyeroglif kayıtlarının binlerce bilmecesini tek başına çözebilecek anahtarların kaybı; Hindistan'da, Veda'yı anlaşılır kılan gerçek gizli yorumların, artık saygısız gözler tarafından görülmemesine rağmen, inisiyeler için gizli mağaralarda ve mahzenlerde saklı kaldığı geleneği; ve gizli kitaplarıyla ilgili olarak Budistler arasında benzer bir inanç. Okültistler, tüm bunların Batı'nın yozlaştırıcı ellerinden güvenli bir şekilde var olduğunu ve daha aydınlanmış bir çağda yeniden ortaya çıkmak için var olduğunu iddia ediyorlar.
Pagan yazılarında yer alan antik bilginin kaybı bir yana, Hıristiyanlığın yükselişi kişisel hijyende bir düşüşe, tıp ve dişçilik uygulamalarında kullanılan en temel araç ve yöntemlerden bazılarının cehaletine, kadının statüsünde bir düşüşe, felsefi araştırma pratiğinin aniden durdurulması ve daha büyük, daha iyi, gelecek dünyanın tasavvuru lehine şehirlerin temel bakımı da dahil olmak üzere bu dünyaya ait şeylerin genel olarak ihmal edilmesi. . . . Hypatia zamanında, eğitimli, öğrenmeye ve hoşgörüye değer veren Hristiyanlar vardı ama okuryazar olmayan, olmak istemeyen ve inançlarının olanlar tarafından tehdit edildiğini hisseden birçok kişi vardı. O halde, resmi bir yıkım ve cinayet politikası olup olmadığı neredeyse önemsizdir; yıkım ve cinayet gerçekleşti ve dini şevk nedeniyle gerçekleşti.
Ailesini ve çocuklarını ve çekiciliğine kapıldığı inanç uğruna mutluluğunu teslim eden bu en asil ve en değerli Hıristiyan piskoposların duyguları ne olurdu, kendisine açıklanmış tek dostun kehanetsel bir vizyonu vardı. Ona göre, "annesi, kız kardeşi, velinimeti", yakında tanınmaz bir et ve kan kütlesi haline gelecekti, Okuyucu Peter'ın darbeleri altında jöle gibi dövülecekti - genç, masum bedeni parçalara ayrılacaktı. et kemiklerden kazındı”, istiridye kabukları tarafından ve kadının geri kalanı ateşe atıldı, çok iyi tanıdığı aynı Piskopos Cyril'in emriyle ...
Böylece Hypatia yok oldu ve onun ölümüyle büyük Yeni-Platoncu Okul sona erdi. Filozoflardan bazıları Atina'ya taşındı, ancak Okulları İmparator Justinian'ın emriyle kapatıldı. Büyük Neoplatonik Hareketin son yedi filozofunun - Justinianus'un zulmünden kaçmak için Uzak Doğu'ya kaçan Hermias, Priscianus, Diogenes, Eulalius, Damaskias, Simplicius ve Isidorus'un ayrılmasıyla bilgelik saltanatı kapandı.
Hypatia'nın ölümü 414 yılında gerçekleşti. Tam bin beş yüz yıl sonra, 1914'te Hıristiyan ulusların Dünya Savaşı başladı. Bu iki olay arasında bir bağlantı var mı? Hypatia'nın ölümü, dünyanın bin yıl boyunca cehalet ve batıl inanç bulutlarıyla çevrili olduğu Karanlık Çağların başlangıcına işaret ediyordu. Şimdi döngümüzde buna karşılık gelen bir noktadayız. Geçmişin dehşetlerinin tekrarını önlemek için ne yapılması gerektiğinin bilgisi bu çağın teosofistlerine aittir.” (“Hypatia: Neoplatonistlerin Sonuncusu”)
6 notes · View notes
inanimatebody · 3 years
Text
Hypatia, antik çağda (M.S. 370-415) yaşamış ve linç edilerek öldürülmüş ilk kadın matematikçi, gökbilimci, filozof ve kütüphaneci. Tarihte yok sayılmış, aşağılanmış, “cadı, şeytan” olarak yaftalanmış ve sonuçta öldürülüp unutulmuş kadınlardan sadece birisi. Onun yaşam öyküsü, kibirli erkek zihniyetin “Neden hiç kadın filozof, matematikçi, vs. yok?” sorusuna cevap niteliğinde. Hypatia o tarihte Roma İmparatorluğu’na bağlı olan Mısır’da, İskenderiye şehrinde doğdu. Babası Theon, İskenderiye Okulu-Kütüphanesi’nde matematikçi ve yöneticiydi, onu bilim, araştırma ve sorgulamaya teşvik ederek büyüttü. Doğayı mantık, matematik ve deneylerle açıklamaya çalıştı. Hypatia eğitimini Atina’da tamamladıktan sonra geri döndü ve İskenderiye Kütüphanesi’nde felsefe, matematik ve astronomi üzerine dersler verdi. Yeni Platoncu felsefe geleneğine bağlıydı. İskenderiye Kütüphanesi; felsefe okulu, müzesi ve “eklektik” olarak adlandırılan geniş bakış açısına sahip öğretisi ile ünlüydü. Bu okulun düşünce yapısı Hristiyanlığın dogmatik ve bağnaz görüşleriyle çelişmekteydi. Hypatia’ya göre de “Bütün resmi dinler aldatıcıdır”, “Düşünme hakkınızı saklı tutun; yanlış düşünmek bile hiç düşünmemekten iyidir.” Babası Theon ile birlikte Ptolomy, Öklid ve diğer Yunan matematikçilerin eserlerini gözden geçirip düzenlediler. Öğrencilerinin Öklid’in eserlerini kavrayabilmesi için hazırladıkları ders kitapları olmasa bu eserler günümüze ulaşamayacaktı. Bu düzenleme sonraki dokuz yüzyıl boyunca yazılacak olan geometri makalelerine dayanak/ kaynak oluşturdu. Hypatia’dan sonra 17’nci yüzyılın ikinci yarısına kadar bu konulara, Descartes, Newton, Leibniz’e kadar, bilim dünyasında değinilmedi.
Yıldız aralıklarını, yıldızların yüksekliğini ve dolayısıyla açılarını ölçmeye yarayan usturlap ve sıvıların göreceli yoğunluğunu belirlemeye yarayan hidrometre gibi tarihi bilimsel aletler icat etti. Kopernik’in güneş merkezli evren modelini ortaya koyarken Hypatia’nın varsayımlarından ilham aldığı biliniyor. Hypatia’nın kendisine aşık olan erkeklerin evlilik tekliflerini kibarca “Ben gerçekle evliyim”, “Kendini müziğe vermelisin” diyerek geri çevirdiği söylenir. Ve “Bizi birleştirenler, ayıran şeylerden daha fazla, hepimiz kardeşiz…” Hypatia cinayetinin ayrıntılarını kesin olarak bilemesek de politik olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İskenderiye’de Hristiyanlar ile Hristiyan olmayanlar arasındaki gerginlik ve çatışmaların öne çıkan isimlerinden biriydi Hypatia. Şehrin pagan valisi Orestes’in himayesindeydi. Valiyle beraber birçok soylu ve zengin kişi, o dönemde Hypatia’nın felsefe ve matematik derslerini takip ediyordu. İskenderiye piskoposu Cyril tarafından şeytan, cadı olduğu ilan edildi ve İncil’den ayetler gösterilerek halk kışkırtıldı. Savunmasız bir halde okulun kapısında yakalandı, taşlanıp işkence ve linç edilerek 45 yaşında öldürüldü. Cinayetin ertesinde Cyril, kilise tarafından aziz ilan edildi. Hypatia’nın bütün eserleri yok edildi.
Tarihçi Socrates Scholasticus bu cinayeti şöyle tasvir eder: ”Hypatia’yı iki tekerlekli bir at arabasından zor kullanarak indirdiler, Caesarium adını verdikleri kiliseye götürdüler ve şiddet kullanarak soydular. Sonra yüzünü tahrip ettiler ve son nefesini verene kadar ellerindeki keskin deniz kabuklarıyla vücudunu parçaladılar. Sonra bedenini dört parçaya ayırdılar ve bu dört parçayı Cinaron diye adlandırdıkları yere götürdükten sonra yakıp kül ettiler.” Damascius, Scholasticus’un söylediklerine şunu ekler: “Hypatia’nın gözlerini çıkararak kör ettiler.” Hypatia, Rönesans ressamlarından Raphael’in Atina Okulu adlı ünlü tablosunda  kendine yer bulabilmiş tek kadın figür. Raphael’in bu eseri Vatikan müzelerinden Stanza della Segnatura’nın dört duvarından birinde yer alıyor. Feminist sanatçı Judy Chicago, 1979’da San Francisco modern sanat müzesinde açtığı sergide Hypatia’ya ünlü ve yetenekli kadınlarla birlikte göz kamaştıran bir akşam yemeğinde yer verdi. Hypatia’nın yaşamı, Alejandro Amenabar’ın yönettiği 2009 yılı yapımı Agora filmine de konu oldu.
Kaynak: Çatlak Zemin - https://catlakzemin.com/8-mart-415-iskenderiyeli-hypatia-olduruldu/
LÜTFEN OKUYUN Kİ İNSANLARIN O DÖNEMLERDE BİLE NASIL CANİCE ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ ANLAYALIM
Tumblr media
VE BAKIN MİLATTAN ÖNCE BİLE KADINLAR ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR
Peki şimdi medeniyetin geliştiğini daha doğrusu medeni insanlar olduğumuzu söylüyoruz
6 notes · View notes
estellamila · 7 years
Video
vimeo
Dünya’ya, olduğu gibi bakmaya kalkışırsak ne olur?
Bir an için bütün ön yargılardan kurtulsak...
40 notes · View notes
istanbulfood · 4 years
Photo
Tumblr media
İskenderiyeli ünlü matematikçi, filozof, astronom Hypatia demiş ki; “Düşünme hakkınızı saklı tutun, yanlış düşünmek bile düşünmemekten iyidir.” Hypatia, Hristiyan fanatikler tarafından Mart 415’de canice öldürülmüş. Çoğu için kadınlar her zaman büyük korku!. Günümüzde de... Emek veren, düşünen, çalışan tüm kadınların her günü kutlu olsun. Biz varsak, dünya var! Hypatia’yı hatırlayan ve hatırlatan dostlara da selam olsun! #8mart #birgündeğilhergün #strenghtandhonor (at Istanbul, Turkey) https://www.instagram.com/p/B9d0DQ3AqKr/?igshid=1j7vx6k1bueh1
6 notes · View notes
bedrierdem · 4 years
Text
İskenderiyeli Hypatia
MS. 8 Mart 415 yılında vefat etmiş, Yunan filozof, matematikçi ve astronom olup, aynı zamanda İskenderiye kütüphanesinde felsefe, matematik ve astronomi üzerine dersler vermiş bir bilim adamı olan Hypatia diyor ki,; “ Masallar masal diye, efsaneler efsane diye anlatılmalıdır. Boş inançları gerçek diye öğretmekten daha korkunç bir şey olamaz. Çocuk aklı bunları kabul eder ve çocuk yanlış şeylere inanır. Bu yanlış inançlardan arınmak çok zor olur, uzun yıllar alır. İnsanlar boş inançlara bir gerçekmiş gibi inanıp uğruna dövüşürler. Hatta boş inançlar uğruna daha fazla dövüşürler çünkü boş inanç öylesine elle tutulmazdır ki, çürütülmesi neredeyse olanaksızdır.” diyor. Bu kişinin yaşamış olduğu tarihler dikkate alınarak, son zamanlarda, kapsama alanı içine ülkemizin de dahil olduğu, orta doğuda yaşananlara bakınca, bu bilim adamına saygı ve hayranlık duymamak mümkünmüdür,?
11 notes · View notes
sedkara · 4 years
Photo
Tumblr media
Bundan yaklaşık 1600 yıl önce Mısır’ın İskenderiye kentinde korkunç bir cinayet işlenir; ‘iffetsiz’ ve ‘günahkâr’ olmakla suçlanan bir kadın toplumun gözleri önünde ‘öfkeli’ bir güruh tarafından linç edilir. Taşa tutulan, parçalara ayrılıp yakılan kadın, matematikçi, gökbilimci, filozof Hypatia’dır. Büyük İskender’in M.Ö. 332 yılında kurduğu İskenderiye, yüzyıllarca barış içinde yaşadı. M.Ö. 30’larda Roma’nın hâkimiyetine geçen kentte barış ortamı M.S. 300’lerde bitti. Limanları, bilginleri, kültür merkezi, dev kütüphanesi ve üniversitesiyle İskenderiye o dönem ticaretin ve aydınlanmanın merkeziydi. Başında ünlü matematikçi Theon’un bulunduğu okulda kızı Hypatia da matematik, felsefe ve astronomi dersleri veriyor, Platon, Aristo ve Oklid’in fikirlerini tartışmaya açtığı bu dersler dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilerle dolup taşıyordu… Kentin dokusu Hıristiyanlığın resmi din olarak kabul edilmesinin ardından hızla değişti. İktidara egemen olan Hıristiyanlar, Pagan ve Yahudiler başta olmak üzere farklı inançlara sahip kim varsa hedef aldı. Kentte ardı ardına cinayetler işlenirken Hypatia çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Her gün bir çember çizerek; dünyanın, güneşin, gezegenlerin hareketlerini yeniden hesap ediyor, öğrencilerine “Bizi birleştiren şeyler ayıranlardan daha fazla; tüm insanlar eşittir, kardeştir…” tavsiyesinde bulunuyordu. *** İskenderiye Üniversitesi’ni inançsızlığın merkezi olarak gören Hıristiyanlar, Serapis tapınağı, müze ve dev kütüphanenin yok edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Kitapların parçalandığı, heykellerin yıkıldığı, insanların öldürüldüğü kanlı saldırıda yüzyılların bilimsel birikimi de yok edildi. En sevdiğini; babasını da kaybeden Hypatia, artık yapayalnızdı… Ancak babasına söz verdiği gibi gerçeği aramaktan asla vazgeçmedi. Hypatia “Dünya hareket ederken daire mi çiziyor, elips mi, yoksa güneş dönüyor dünya yerinde mi duruyor” diye düşünürken kötülük yerinde durmuyor, örgütleniyordu… *** İskenderiye Patrikhanesi’nin ise o bilimsel çalışmalarını sürdürürken Hypatia’ya duyduğu kin her geçen gün artıyordu. Eski öğrencisi olan kent valisinin onun tesirinde olduğunu ve bu sayede farklı inançların korunduğunu düşünüyordu. Hypatia’n https://www.instagram.com/p/B4R6f83Bm6_-UDTRJvOQSrEqJYXpVEYY8P3mOs0/?igshid=1qu151ofvg1i4
1 note · View note
yaziatolyesi · 5 years
Text
Söndürülen Işık / İskenderiyeli Hypatia
Söndürülen Işık / İskenderiyeli Hypatia
Bundan yaklaşık 1600 yıl önce Mısır’ın İskenderiye kentinde korkunç bir cinayet işlenir; ‘iffetsiz’ ve ‘günahkâr’ olmakla suçlanan bir kadın toplumun gözleri önünde ‘öfkeli’ bir güruh tarafından linç edilir. Taşa tutulan, parçalara ayrılıp yakılan o kadın, matematikçi, gökbilimci, filozof Hypatia’dır.
Günümüzde bile kadının hem toplumdaki hem bilimdeki yeri tartışılırken, 1600 sene önce…
View On WordPress
0 notes
yorgunherakles · 3 years
Photo
Tumblr media
şu anda hangi kitabı okuyorsunuz sorusu aslında basit bir soru değildir.
sen aslında kimsin, nasıl biri olmak istiyorsun sorusunun en güzel, en özenli şekilde sorulmuş halidir.
will schalbe - books for living
26 notes · View notes
dramatik-buluntular · 6 years
Text
"Göğe Bakalım" - Hypatia
Tumblr media
Bundan yaklaşık 1600 yıl önce Mısır’ın İskenderiye kentinde korkunç bir cinayet işlenir; ‘iffetsiz’ ve ‘günahkâr’ olmakla suçlanan bir kadın toplumun gözleri önünde ‘öfkeli’ bir güruh tarafından linç edilir. Taşa tutulan, parçalara ayrılıp yakılan kadın, matematikçi, gökbilimci, filozof Hypatia’dır.
Büyük İskender’in M.Ö. 332 yılında kurduğu İskenderiye, yüzyıllarca barış içinde yaşar. M.Ö. 30’larda Roma’nın hâkimiyetine geçen kentteki barış ortamı M.S. 300’lerde biter. Limanları, bilginleri, kültür merkezi, dev kütüphanesi ve üniversitesiyle İskenderiye, o dönem ticaretin ve aydınlanmanın merkezidir. Başında ünlü matematikçi Theon’un bulunduğu okulda kızı Hypatia da matematik, felsefe ve astronomi dersleri veriir, Platon, Aristo ve Oklid’in fikirlerini tartışmaya açtığı bu dersler dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilerle dolup taşar…
Kentin dokusu Hıristiyanlığın resmi din olarak kabul edilmesinin ardından hızla değişir. İktidara egemen olan Hıristiyanlar, Pagan ve Yahudiler başta olmak üzere farklı inançlara sahip kim varsa hepsini hedef alır. Kentte ardı ardına cinayetler işlenirken Hypatia çalışmalarını aralıksız sürdürür. Her gün bir çember çizerek; dünyanın, güneşin, gezegenlerin hareketlerini yeniden hesap eder, öğrencilerine “Bizi birleştiren şeyler ayıranlardan daha fazla; tüm insanlar eşittir, kardeştir…” tavsiyesinde bulunur. *** İskenderiye Üniversitesi’ni inançsızlığın merkezi olarak gören Hıristiyanlar, Serapis tapınağı, müze ve dev kütüphanenin yok edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Kitapların parçalandığı, heykellerin yıkıldığı, insanların öldürüldüğü kanlı saldırıda yüzyılların bilimsel birikimi de yok edildi. En sevdiğini; babasını da kaybeden Hypatia, artık yapayalnızdı… Ancak babasına söz verdiği gibi gerçeği aramaktan asla vazgeçmedi. Hypatia “Dünya hareket ederken daire mi çiziyor, elips mi, yoksa güneş dönüyor dünya yerinde mi duruyor” diye düşünürken kötülük yerinde durmuyor, örgütleniyordu…
***
Tumblr media
Hypatia bilimsel çalışmalarını sürdürürken İskenderiye Patrikhanesinin, ona duyduğu kin her geçen gün artar. Eski öğrencisi olan kent valisinin onun tesirinde olduğunu ve bu sayede farklı inançların korunduğunu düşünürler. Hypatia’nın öldürülmesi için tezgâh kurulur. Başpiskopas Kril’in talimatıyla papaz pazar ayininde bir konuşma yapar; kadının toplumda olması gerektiği yeri tanımlar önce, asla bir erkekle eşit olamayacağını, erkeğe akıl veremeyeceğini, kıyafetlerinden hareketlerine kadar dikkat etmesi gerektiğini anlatır uzun uzun. Ardından Hypatia’yı hedef göstererek İskederiye’de haddini aşmış bir kadının yaşadığını, büyücü, günahkâr bir şeytan olduğunu söyler.
Kalabalık soluğu Hypatia’nın kapısında alır. Önce saçından sürüklerler. Haypatia’yı çırılçıplak soyup en acı şekilde nasıl ölebileceğini tartışırlar; biri “Taşlayalım”, diğeri “Derisini yüzelim” der, öteki ateşe vermekten bahseder. Karar veremezler, sırayla hepsini yaparlar… *** Tarihte bilinen ilk kadın matematikçi olan Hypatia’nın yazdığı kitaplar kütüphane saldırısında yok edilir. Feminist sanata da konu olan Hypatia hakkında çok sayıda roman, oyun ve şiir yazılır… Hypatia’yı “Bağnazlığın masum bir kurbanı” diye tarif eden Voltaire, öldürülmesini ise ‘sorgulama özgürlüğünün yok ediliş simgesi’ olarak niteler. *** Derler ki Hypatia’nın katli sadece bir bilim insanın ölümü değil daha fazlasıdır; aydınlıkla karanlığın savaşında bir dönemeç kabul edilir. Hypatia’nın; insanlığa büyük bir dersi daha vardır; tüm karanlığa inat ‘Göğe bakalım…’
Göğe Bakalım-Hypatia 25.10.2018
maviSEÇKİ
19 notes · View notes
yitikyasam · 5 years
Text
Tumblr media
“Bizi birleştiren şeyler ayıranlardan daha fazla; tüm insanlık kardeşdir” diyen ve insanlık aleminin gelişiminin durdurulamayacağına duyduğu inançla gezegenlerin hareketlerini hesaplayan matematikçi, astronom ve bilge kadın  Hypatia(M.S. 350-415), bilim düşmanı İskenderiyeli Piskopos Cyril tarafından  seytan olarak suçlanmış ve hakkında “katli vaciptir” diye buyruk verilmiş; ve  kışkırtılan  (Kıpti) Hristiyanlarca, bilge kadın Hypatia üstü başı soyularak çırılçıplak taşlanmış; etleri ve kemikleri istridye kabuğuyla birbirinden ayrılmış; daha sonra da yakılarak vahşice katledilmiştir.
Tumblr media
86 yıl önce Menemen'de de , ayni gerici zihniyet ve yobaz sürüsü, kılık ve kimlik değiştirmiş olarak, kendini mehdi ilan etmiş olan Derviş Mehmet öncülüğünde Cumhuriyet'e isyan ederek     genç Cumhuriyetin yedek subayı olan Kubilay'ın kafasını kesmiş; sokaklarda dolaştırmıştı. Tarih boyunca ilerici-gerici  kavgasında, Hypatia’dan Kubilay'a; Hallac-ı Mansur'dan Bruno'ya... kendilerini,  gerici ve yobaz güçler karşısında insanlığın ışığı ve cesareti  olmaya adamış    tüm  fedakar ve cesur insanlara ne kadar minnet duysak azdır
!!!!!!
Oysa sorsak kendimize, kimse kendine “mal(meta)” olmayı reva görmez. Mal-adam, mal-kadın, mal-çocuk, mal-insan, mal-işçi, mal patron... tabirlerini kim kendine yakıştırır? Ama "mal" olmuş toplumda, mal-toplum’da  yaşarsak başka ne olmayı bekleyebiliriz ki?  Kirli ve zehirli sularda yaşayan deniz canlıları gibi acaba hangimiz bu mal-toplumunda  kendi gerçek  canlılığımızı ve  kişisel özelliklerimizi, yeteneğimizi  gösterebiliriz ki? “Şey” değil; birer kişi, özgür bireyler, olabiliriz ki?
7 notes · View notes
Quote
Tüm Karanlığa İnat Göğe Bakalım! Bundan yaklaşık 1600 yıl önce Mısır’ın İskenderiye kentinde korkunç bir cinayet işlenir; ‘iffetsiz’ ve ‘günahkâr’ olmakla suçlanan bir kadın toplumun gözleri önünde ‘öfkeli’ bir güruh tarafından linç edilir. Taşa tutulan, parçalara ayrılıp yakılan kadın, matematikçi, gökbilimci, filozof Hypatia’dır. Büyük İskender’in M.Ö. 332 yılında kurduğu İskenderiye, yüzyıllarca barış içinde yaşadı. M.Ö. 30’larda Roma’nın hâkimiyetine geçen kentte barış ortamı M.S. 300’lerde bitti. Limanları, bilginleri, kültür merkezi, dev kütüphanesi ve üniversitesiyle İskenderiye o dönem ticaretin ve aydınlanmanın merkeziydi. Başında ünlü matematikçi Theon’un bulunduğu okulda kızı Hypatia da matematik, felsefe ve astronomi dersleri veriyor, Platon, Aristo ve Oklid’in fikirlerini tartışmaya açtığı bu dersler dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilerle dolup taşıyordu… Kentin dokusu Hıristiyanlığın resmi din olarak kabul edilmesinin ardından hızla değişti. İktidara egemen olan Hıristiyanlar, Pagan ve Yahudiler başta olmak üzere farklı inançlara sahip kim varsa hedef aldı. Kentte ardı ardına cinayetler işlenirken Hypatia çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Her gün bir çember çizerek; dünyanın, güneşin, gezegenlerin hareketlerini yeniden hesap ediyor, öğrencilerine “Bizi birleştiren şeyler ayıranlardan daha fazla; tüm insanlar eşittir, kardeştir…” tavsiyesinde bulunuyordu. İskenderiye Üniversitesi’ni inançsızlığın merkezi olarak gören Hıristiyanlar, Serapis tapınağı, müze ve dev kütüphanenin yok edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Kitapların parçalandığı, heykellerin yıkıldığı, insanların öldürüldüğü kanlı saldırıda yüzyılların bilimsel birikimi de yok edildi. En sevdiğini; babasını da kaybeden Hypatia, artık yapayalnızdı… Ancak babasına söz verdiği gibi gerçeği aramaktan asla vazgeçmedi. Hypatia “Dünya hareket ederken daire mi çiziyor, elips mi, yoksa güneş dönüyor dünya yerinde mi duruyor” diye düşünürken kötülük yerinde durmuyor, örgütleniyordu… İskenderiye Patrikhanesi’nin ise o bilimsel çalışmalarını sürdürürken Hypatia’ya duyduğu kin her geçen gün artıyordu. Eski öğrencisi olan kent valisinin onun tesirinde olduğunu ve bu sayede farklı inançların korunduğunu düşünüyordu. Hypatia’nın öldürülmesi için tezgâh kuruldu. Başpiskopas Kril’in talimatıyla papaz pazar ayininde bir konuşma yaptı; kadının toplumda olması gerektiği yeri tanımladı önce, asla bir erkekle eşit olamayacağını, erkeğe akıl veremeyeceğini, kıyafetlerinden hareketlerine kadar dikkat edeceğini anlattı uzun uzun… Ardından Hypatia’yı hedef göstererek İskederiye’de haddini aşmış bir kadının yaşadığını, büyücü, günahkâr bir şeytan olduğunu söyledi. Kalabalık soluğu Hypatia’nın kapısında aldı. Önce saçından sürüklediler. Haypatia’yı çırılçıplak soyup en acı şekilde nasıl ölebileceğini tartıştılar; biri “Taşlayalım”, diğeri “Derisini yüzelim” dedi, öteki ateşe vermekten bahsetti. Karar veremediler, sırayla hepsini yaptılar… Tarihte bilinen ilk kadın matematikçi olan Hypatia’nın yazdığı kitaplar kütüphane saldırısında yok edildi. Feminist sanata da konu olan Hypatia hakkında çok sayıda roman, oyun ve şiir yazıldı… Hypatia’yı “Bağnazlığın masum bir kurbanı” diye tarif eden Voltaire, öldürülmesini ise ‘sorgulama özgürlüğünün yok ediliş simgesi’ olarak görmüştür. Derler ki Hypatia’nın katli sadece bir bilim insanının ölümü değil daha fazlasıdır; aydınlıkla karanlığın savaşında bir dönemeç kabul edilir. Hypatia’nın; insanlığa büyük bir dersi daha vardır; tüm karanlığa inat ‘Göğe bakalım…’
2 notes · View notes