✩Potansiyel gücünün farkına var
Herkese tekrardan merhaba :) Bugün potansiyel gücünüzü açığa çıkarmanız için size gerekli olan düşünce yapısını açıklayacağım umarım bu yazı sizlere faydalı olur.İsterseniz hemen başlayalım ❤
Öncelikle şuana kadar öğrenmiş olduğun ve aklında olan tüm sınırlayıcı inançları bir kenara bırak.Sana şu ana kadar istediğin herşeyi başarabileceğin söylendi fakat yinede buna sınırlar koyuldu.Örneğin Birbiriyle zıt olan konularda yeteneğin olabilir,İmkansız diye nitelendirilen birşeyi başarabilirsin çünkü insanlara imkansız gelen bazı şeyler vardır ta ki birisi gelip onu yapana kadar..
3D gerçekliğinde gördüğün herşey birer illüzyondan ibarettir.Peki o zaman neden herşey gerçek gibi görünüyor diye sorabilirsiniz sorunuzun cevabını bir örnekle detaylı bir şekilde açıklayayım.Bazen rüya görüyorken rüyanızda sanki bu dünyadaki gibi herşeyin açık ve net olduğu,dokunma ve tatma gibi hislerinizin gayet aktif bir şekilde çalıştığına şahit olmuşsunuzdur sonra rüyadan uyandığınız zaman çok gerçekçi olduğunu düşünürsünüz hatta bu yüzden çok fazla uyuyan ve rüya gören insanlar rüyalarını gerçek hayat bu dünya hayatını rüya olarak algılarlar ve dünyadaki bazı şeylere uyum sağlamakta zorluk çekerler.Bu dünya boyutunu gerçek yapan şeylerden bir tanesi bu dünyada daha fazla zaman geçirmemizken ikincisi ise bilincimizin bu dünya boyutuna daha fazla odaklanmak istemesidir.
Size bu konu üzerinden bilincimin aydınlanmasını sağlayan yaşadığım bir deneyimi anlatacağım.Lusid rüyayı çok sık gören bir kişiyimdir ve bilirsiniz ki rüya gördüğünüzün farkında olduğunuz zaman istediğiniz herşeyi yapabiliyorsunuz ve istediğiniz gibi eğlenebiliyorsunuzdur.Bende aynı şekilde lusid rüya gördüğüm zaman isteklerimi yapardım ancak birgün lusid rüya görmeme rağmen rüyada istediğim birşey olmamıştı ve rüya görüyorken onun olacağına ve hızlı bir şekilde isteğimin önüme geleceğine o an tamamen inanmıştım ve tahmin edeceğiniz üzere istediğim şey gerçekleşmişti! bu deneyimi hatırladığım kadarıyla 2 3 defa yaşadım ve bunu tüm anlattıklarım ile bağdaştırarak bir sonuç çıkarttım.
3D boyutunda isteklerinizin hala gerçekleşmemiş gibi görünüyor olması sizi korkutmasın çünkü istekleriniz hep olduğu yerde sizi bekliyor siz onun orada olduğunu gerçekten kabullendiğinizde o hep orada olacak.Örneğin gözünüzün koyu bir renk olduğunu düşünün göz renginizi açmayı istediniz ve bu konu hakkında düşünmeye başladınız düşündüğünüz anda değişmeye başlamıştır.Bunu gerçekten net bir şekilde istiyorsanız olacağını varsaymanız değiştirmek için yeterli olacaktır.Hergün değişmeye başlar ve bunu farkedemezsiniz.Değişim sürecinde aynaya baktığınız zaman göz renginizin hala aynı olduğunu düşünüp bırakırsanız o süreçte göz renginizdeki değişim durur.Bu yüzden sonuca değil istediğiniz zaman sahip olabileceğinize odaklanırsanız başarılı olursunuz aynı şekilde bir şeyde başarılı olabilmeniz için pes etmeden kendinize inandığınız zaman o şeyi başaracaksınızdır başka seçenek yoktur.
Yazdıklarım hakkında düşünmenizi ve notlar almanızı istiyorum.Lütfen sadece okuyup geçmek yerine burada öğrendiğiniz bilgileri kullanmaya çalışın dediklerimi uygularsanız eminim hayatınız bunu okumadan önceki halinizden çok daha farklı ve yüksek versiyonunuza daha yaklaşmış bir halde olacak.Hepinize iyi günler dilerim bir sonraki yazıya kadar hoşçakalın ❤
414 notes
·
View notes
hücredeki adalının hikayesi
Taş duvar, demir, karyola ve yerlerde sayısız izmaritler,
Helanın pis kokusu, rutubetli, sıkıntılı, nikotinli,
İnsanı serseme çeviren kurşun gibi ağır bir hava,
Duvarlar sanki soğuk dalgaları imal ediyor.
İstediğiniz kadar üzerinize kalın şeyler giyinin,
Oligarşinin hücresinde soğuğu yenmek imkansız.
Ranzanın karşısında kafesli demir kapı,
Arkasında Mehmet.
Görevi dakikası dakikasına beni denetlemek
Mehmedim utanıyor, kahroluyor.
“Askerim ağam n'aparsın” diyor.
Aslında o’ da tutsak.
Ben hücre içinde, o hücre önünde.
Günde beş kez büyük başlar bakar içeriye;
Yüzlerinde tecessüs.
“Çılgın adam, 3-5 kişi ile koskoca karanlıklar
imparatorluğuna kafa tutan adalılar”
Ama yine de “çılgın adamın” karşısında
Bir eziklik duyuyorlar, o başka,
Gündüz, gece diye bir ayrım yoktur hücrede,
Zaman ve mekan özümlenmiş artık.
Sadece koldaki saattir, geceyi gündüzü bildiren.
Işık yirmi dört saat yanar.
Bir nefes, bir dumandır yoldaşım.
Cigaramı her çekişimde duman olur,
Uçar giderim, ta uzaklara,
Çoğu kere Ada'ma giderim,
Cigaramın dumanı, beni memleketime;
Ada'ma götürür.
Kahpe İstanbul'un, kahpe bir bölgesinde,
Bir evdeyim yoldaşlarımla beraber.
Bu ev, yoldaşlık- dostluk-kardeşlik-mertlik-kazanç ve sevgi evidir.
Bu evde, her şey o kadar güzel ve o kadar anlamlıdır ki…
Ev de değil ada, ada!
Satılmışlığın, kahpeliğin, riyakarlığın, adiliğin
ve her çeşit
aşağılık ve her çeşit yabancılaşmanın karışımı olan,
karanlık denizi'nin ortasında,
Güneşi batmayan bir ada.
Ben ne şuralıyım, ne buralı,
Adalıyım adalı,
Ada’m ormanlıktır.
Dostluk, yoldaşlık, mertlik ormanı,
bütün Ada'mı kaplar.
Erdemin güneşi, yirmi dört saat aydınlatır adamı
Biz ada sakinleri bilmeyiz karanlığı.
Ben Adalıyım ey kahpe hücre, Ada'lı
Doğru ya sen nereden bileceksin Ada'mı.
asırlık, feodal,
militarist, hücre.
Ya sen, öküze benzemek için kasılan, şişen
haset kurbağa hilkat garibesi bilir misin Adamı?
Dünya karanlıktır, güneşi batmayan böyle bir Ada
yeryüzünde yoktur.
Değilmi ki karanlıklar cücesi, zavallı acuze?
Ya sen yarasalar şairi, pişkin Cacomcho?
Değil şiirlerde, masallarda bile böyle bir ada yoktur.
böyle bir ada eşyanın tabiatına aykırıdır.
Senin için değil mi karanlıkların kapkara şairi?
Senin dediğin eşyanın değil,
karanlığın tabiatına aykırıdır.
Karanlık cüceleri, acuzeler, dürzüler…
Yarının Türkiyesi'nin hayvanat bahçesinde teşhir edilecekler…
Ada’m kalabalıktır hain hücre:
Elde mitralyözüyle,
Sierra Maestra'da, Falcon'da, Vietnam'da
Mozambik'te, Angola'da, Sina çöllerinde…
Özgürlüğün türküsünü söyleyenler.
Zulme, kahpeliğe, sömürüye karşı…
Dişiyle, tırnağıyla üç kıtada karşı koyanlar
benim evlatlarımdır kahpe hücre.
Benim adamın ormanlıklarından aldıkları fideleri,
“birer birer dikiyor, kahpeler koalisyonunun dünyasına
Kel dünya, Ada'mın ağaçlarıyla ayıbını örtüyor,
güzelleşiyor artık.
İyi bak bana feodal duvar, iyi tanı beni.
Seni yerle bir edecek Adalılar'ı iyi tanı.
Ada’m ve hemşerilerinin çoğu ne halde diye
dudak bükme, o…punun dölü utanç duvarı
Evet Ada'mı karanlığın suları bastı.
Evet, benim gibi birçok Adalı çirkef suların altında,
ama boşuna sevinme, Ada’m batmaz, yok olmaz
Ada’m sadece karanlık denizinde yerini değiştirdi.
Hepsi o kadar.
MAHİR ÇAYAN.
76 notes
·
View notes
- Biliyor musun? Hiç kolay biri değilsin.
• Kolay mı? Kimmiş kolay olan? Benim tanıdığım insanlardan hiçbiri kolay değil.
- Senin kaçtığın şeyler beni ilgilendirmiyor. Kaçtığın insanlar... Sorularla rahatını kaçıracak değilim. Yine de elinden bırakıvermek zor gelmiyor mu sana?
• Hayır, aslında zor olan tutunmaya çalışmak. Bunun imkansız olduğuna ikna oldum bu kez. Bu düşünce beni mutlu ediyor
Ya unutuş ve yabancılık gerçeğin kendisiyse? Hakikatin?
Ya insanın hayatı boyunca tanıdığını sandığı kişiler gerçekte tamamen yabancıysalar ve de bunaklık hali vaki olunca insan bunu apaçık görmeye başlıyorsa? Ya insan hayatı boyunca arkadaşı olmuş kişinin veya eşinin gözlerinin içine bakarak “sen kimsin?” diye sorduğunda aslında tamamen aklı başında ise?
Evet zihin üzerindeki kontrolü kaybetmek böyle bir şey olmalı. Sakin sakin oturup artık isimlerini bile bilmediği yabancılara dönüşmüş olan arkadaşlarının kendisiyle irtibatı koparmalarını beklemek.
Her şey kayboluyor gibi oluyor. Bir şeyi yakalamaya çalışıyorsun ama hep elinden kaçırıyorsun, gibi. Yapmak mecburiyetinde olduğun şeyi yapıyorsun. Ama bir şeye tutunmak imkansız. İşin ilginç olan tarafı intihar etmeyi hiç düşünmedim. Zaman zaman acaba ölüm denilen yerde miyim diye aklımdan geçirdiğim oldu. Ölümün kapsadığı odalardan birinde.
Ruh hali? Evet benim de bir ruh halim var. Öyle ki içimdeki bir güç benim dönem dönem tamamen hareketsiz olmamı, çoğu insanların genellikle birlikte olduğu aile ve arkadaşlar gibi çevrelerden uzak durmamı gerektiriyor. Zaman zaman ki buna sık sık da diyebilirim, tamamen tek başıma kalmak isterim.
Ben hiçbir şeyin oradan geliyor, hiçbir şeye doğru gidiyorum, çok fazla yer de kaplamıyorum aslında, birinin benim için hesaplar yapmasına değmeyecek kadar küçük bir alan, yeryüzünde bir gölge yalnızca; geniş perspektiften bakınca topu topu kendi ağırlığım kadar bir şey ve ben de geniş bir kapsamda ele alındığında bir gölge olmak istiyorum, yoksa dar kapsamda bir et parçası olmakta var.
Her şey çok acı verici.
Perişan edici.
Demek istiyorum ki, bütün kozmos, bu sonu gelmez ölüm ve bu...
Hayat denilen şey.
103 notes
·
View notes