Tumgik
#ikiye on kals
sexcxsblog · 1 year
Text
NASIL BAŞLADI 3
Saat geç olmaya başlayınca Fikret abi isteksiz bir şekilde kalkayım ben dedi. Babam da
-ölüm bu saate nereye kal bu gece hem tam hasret gideremedik Semih’in odasında yatarsın dedi. Fikret abinin de canına minnet iyi öyle olsun madem dedi. Babam
-kalk kız bir çay demlede içelim Fikret abinle dedi. Kalktım gittim mutfağa çay suyunu koydum. O sırada Fikret abi girdi içeri
-yardım lazım mı gülüm dedi
-yok abi hallediyorum ben
-kız sende de ne güç varmış amk
-yok be abi sen bilerek tam gücünü kullanmadın yoksa amına bile koyardın dedim. Şaşırmıştım böyle bir şeyin ağzımdan çıktığına. Fikret abi gülerek
-koyar mıydım gerçekten dedi. O sırada su kaynadı demliğe çayı koyup demlenmesini bekledim. Fikret abi tekrarladı sorusunu
-koyar mıydım gerçekten
-abi yarma gibi adamsın beni istesen ikiye katlarsın dedim. O da
-ben onu sormadım güzelim dedi. Şimdiden pişman olmuştum o cümleyi kurduğuma. Tam cevap verecekken babam Fikret abiyi çağırdı. Ben de ardından çayı getirdi içtiler. Sonra yatma zamanı geldi. Fikret abinin yatağını hazırladım. O da kapıda beni izliyordu.
-babam nerde
-Muhsin amca çoktan odasına geçti horul horul uyuyor. Benim uykum gelmedi bir şeyler mi izlesek dedi
-olur abi benimde gelmedi
-tamam o zaman ben bşr şeyler açıyorum şimdi dedş. Kesin dedim porno açacak belli. Ama gitti korku filmi açtı.
-abi sakın ben bunu izlersem gece tek başıma uyuyamam dedim.
-kızım korkunç bir şey yok amk korkarsan da benle yatarsın bir şey olmaz dedş. Vay dedim sinsiye bak hele. Açtık 30 dk ya izledik ya izlemedik hemen kapattırdım.
-of Gül ne güzel izliyorduk dedi
-abi yeter başka bir şey yapalım bunu izleyemem ben dedim. Önce düşündü
- o zaman ben bir oyun seçicem ve sen bütün kurallarına uyucaksın mızıkçılık yok tamam mı dedi. Kafamı olur anlamında salladım. başladı oyunun kurallarını anlatmaya
-oyunumuzun adı doğruluk mu cesaret mi ama herkes bu oyunun adam akıllı hakkını veremediği için şu şekilde oynucaz. Önce bir kere doğruluk bir kere de cesaret hakkımız var daha sonrasında verilen cesaretlere burun kıvırmamak için video kaydına alıcaz oyunda eğer ben yapmam etmem diyen taraf video ile tehdit edilecek ama oyun bitince video silinecek her şey aramızda kalacak anlaştık mı?
İşin içinde bir bit yeniği net vardı. Bu kurallar videolar falan. Ben sikmeyi kafasına koymuştu. Haksız da değildi yanaşmalarına hiç ses etmemiştim. Bir yandan Fikret abiye bakireliğimi vermek ilkimin o olsun istiyordum bir yanda bizimkiler öğrenirse beni öldürürlerdş. Kumar oynamak istedim ve anlaştık dedim. Fikret abinin gözü parladı ve başladı sormaya aynı zamanda kamerayı açtı.
-Gül doğruluk mu cesaret mi
-doğruluk
-hiç biriyle birlikte oldun mu
-hayır abi daha bakireyim. Bunu sikini okşadı. Ben sordum.
- doğruluk mu cesaret mi
-doğruluk
-bu zamana kadar kaç kişiyle birlikte oldun abi
-oho kızım ben siktiğim amların reçetesini mi tutuyorum ne bileyim amk. Sıra ondaydı ve cesaret kalmıştı geriye. Sinsice güldü
-artık oyunu zorlaştırmaya başlayalım. Güreşirken memelerin çok güzel demiştim şimdi de onları görmek istiyorum. Cropunu çıkarır mısın?
-ya Fikret abi ya
-Gül baştan söyledim sana mızıkçılık yok hem sana üstünü çıkarıcaksın sikmedik ya. Sinirlenmişti.
-üf tamam ya sinirlenme hemen. Cropumu yavaşça çıkardım. Portakal büyüklüğündeki memelerim özgürdü artık. Fikret abi sallanan memelerime odaklanmış ağzının suyu akıyordu.
-oldu mu Fikret abi hı
-Fikret abin yer onları yani şey bak bir şey olmadı çıkarınca gördün mü fazla abarttın. Bunları derken önün kabarmış çadırı çoktan kurmuştu.
-yani bir şey olmadı doğru diyorsun
-nasıl büyüttün kız bunları böyle he
-ben bir şey yapmadım ki babam annene çekmişsin dedi onunkilerde büyükmüş.
-Gül çok güzeller ya uff
-ya Fikret abi tamam utandırma beni ya devam edelim oyuna
-tamam devam ederiz etmesine de bir kere avuçlayayım mı merak ediyorum yumuşaklar mı diye
-ooo olmaz ama ya bir tane istedin cesaretlik iki tane değil hem güreşirken dokundun ya yetmez mi
-kızım üstünde Crop vardı anlamadım ki bir şey ölmezsin dokunsam amına koyayım abinden mi çekiniyorsun dedi. Üstümde Crop vardı da tül gibiydi zaten. Böyle ısrarlı olması ve sinirlenince ağzının bozulması aşırı hoşuma gitmişti.
-tamam abi ya hemen sinirlenme hem ister istemez çekiniyorum işte elimde değil utangaç kızım ben. Yanıma geldi o güçlü elleriyle memelerimi avuçlamaya okşamaya başladı.
-kızım ölürüm ben bunlara ya şu pespembe meme uçlarına bak uff
-ya Fikret abi deme öyle şeyler utanıyorum
-utanma kız ben yabancı mıyım. Şöyle memeleri olan bir sevgilim olsa eme eme mosmor ederdim yeminlen dedi. Bunları derken memelerimi yoğuruyor birleştirip ayırıyordu.
-hadi Fikret abi yeter takılı kaldın
-elimde kızım neyse dewam edelim. Bi an üzüldüm o güçlü ellerini benim yumuşak memelerimden ayırmasına.
-sor bakalım güzeellik cesaret ne yapmamı istersin dedi. İçimden tabikşde yarrağını çıkarması geldi ama onu yaparsam o da bende taytımı çıkarmamı isterdi ve sonrası malum. Yavaş ilerlesin diye bunların birbirlerinin ifşaları vardı arkadaş gruplarında abim bahsetmişti. Donlarını falan indirip fotoğrafını çekiyorlarmış. Ondan o grubu açıp bana vermesini istedim. O da açıp verdi. Son mesajlarda bir şey yoktu ama yukarı gidince abimi uyurken donunu indirip fotoğrafını çekmişler. İnik hali bile 20 cm rahat vardı kasıklarında kıllar vardı. Abim bundan beni nasıl mahrum bırakmıştı. Biraz daha ileri gidince Fikret abinin çektiği bir videoyu açtım. Yanılmıyorsam bu sürekli keser sapı lakaplı Ali abiydi. Abim ve diğer arkadaşı Mesut Ali abiyi tutuyorlar Fikret abi de donunu indiriyordu. Yarrapını görünce şok oldum 25 cm gibi kolum kadar kalın yarrağı bi oyana bir bu yana sallanıyordu. Ne yarraklar varmışta benim haberim yokmuş. Fikret abi yeter bu kadar baktığın diyip telefonu almaya çalıştı. Ben yatağa çıkıp üst mesajlara gidecekken yanlışlıkla geri çıktım. Ve pezolar diye bir grup gördüm en son mesaj ona atılmıştı. Girince ne görsem beğenirsiniz. Fikret abi güreştikten sonra çektiği videoyu bu gruba atmış altına
-beyler bu Semih’in kardeşi Gül amına koyduğumun orospusu beni kudurttu sikicem onu bu gece ahahah. Ordan Mesut abi yazmış
M-olum kız küçük değil miydi amk
F-fark etmez kanka bakire amını sikmeden bırakmam
A-kanka sikersen bize de siktir sonra canım taze am çekti
M- olum şimdi detaylı izledim de bu kız neymiş amk o koca memeler o etli butlu amı of of
F-diyorum ya işte kudurttu beni babası olmasa basmıştım yarrağı amuşuna
A-helal olsun amk maldan iyi anlıyon asker dönüşü iyi denk geldi
M-yarrağına kuvvet kankam yorulduğunda ara bizi biz geliriz
F-eyv kankam saolun.
Ben bunları okurken Fikret kızım hadi diye mırıldanıyordu. Sonunda verdim telefonu. Şaka gibiydi. Arkadaşının kız kardeşi sikmek istiyorlardı. Semih abimin takıldığı kişilere bak ya. Normalde bana abilik yapan kişiler beni sikmek için sıraya girmişlerdi. Bi yandan bu çok hoşuma da gitmişti. Fikret abi
-sıra bende güzellik doğruluk mu cesaret mi
-doğruluk
-biriyle sikişecek olsan bu kim olurdu. Aslında onu dememi bekliyordun ama ben sırf gıcıklığına aynı zamanda hayran kaldığım yarrağın sahibinin adını söyledim.
-Ali abi olurdu herhalde aklıma o geldi
-niye o
-ne bileyim süreli keser sapı diyorsunuz merak ettim.
-vayyy sen bizim muhabbetleri mi dinliyorsun kız hem benden sana tavsiye baban akşam da dedi yiyemeyeceğin yarrağın altına girmeyeceksin dedi ve güldü. Sorma sırası bendeydi yine
-doğruluk mu cesaret mi
-Gül şu doğruluğu kaldıralım artık sıkıldım oyun ilerlemiyor.
-aklıma sana yaptıracak bir şey gelmiyor ki ama
-sıra bana geçsin o zaman aklına bir şey gelmiyorsa olur mu
-olur abi
-mızmızlık yok ama tamam mı
-şeyyy
-böyle yapacaksan hiç oynamayalım o zaman yatalım amk
-tamam tamam mızmızlık yok
-güzel o zaman şu sürekli sulanan amcığnı bir görmek isterim çıkar bakayım taytını
-ya Fikret abi ya
-az önce ne dedim orospu kızdırma beni
-tamam tamam çıkarıyorum intikamım acı olacak ama. Sırtımı ona dönerek yavaş yavaş çıkarmaya başladım. Amım yine suluydu.
-oldu mu Fikret abi
-oldu gül
-madem ben çırılçıplak kaldım sende ful soyun o zaman. Bugünü bekliyormuş gibi bir anda soyundu. O devasa yarrağı şahlandı. O esmer yarrağı bileklerim kadar kalın boyu da 22 cm civarıydı. Kıllı bacaklarında yükselmiş bir ağaç gibiydi.
-bak ben senin gibi mızıkçılık yapmıyorum gül
-sen erkeksin bir kere
-ne alakası var amk neyse sıra bende
-bitmedi mi
-ooo daha yeni başlıyoruz gül
-iyi ne istiyorsun bakalım
-seni
-abi sen ne diyorsun ya olmaz
-niye olmasın
-abimsin
-amına koduğum öz abi kardeş miyiz sanki
-arkadaşının kardeşim ben senin
-sikmişim abini böyle bir kız buldum babam olsa tanımam.
-Abi nolur bakireyim ben
-amına koyduğum bir başkası sikeceğine amını ben sikeyim yabancıya gitmezsin. Ben ağlamaya başladım. Yanıma yaklaştı yarrağı ağzımın hizasındaydı.
-bak Gül öyle ya da böyle seni sikicem. Başka türlüsü yok. Akşamdan beri kudurttun beni. Zaten karısızlıtsn kurdurmuşum sen daha da kudurttun suç sende. Şimdi ya seve seve altıma yatarsın ya da ben o çektiğim videoyu herkese izletirim ha bu da korkutmadı seni zorla tecavüz ederim dedş. Ben hala ağlıyordum.
-gül ağlama lütfen çok zevk alacaksın emin ol yarrağımın müptelası olucaksın zevkten. Sende istiyorsun biliyorum sulanmışsın. Hadi askerden gelmiş abini mutlu et ona en güzel hediyeyi ver
Ağlamam durmuştu sonucu ne olursa olsun Fikret abi ile sikişecektşm. Ağladığımı kesince yanıma oturdu kafamı yüzüne çevirip
-pişman olmayacaksın dedş ve öptü. Çok güzel öpüyordu. Göze göze geldik ben hafif yine ağlıyorum. Fikret abi
-seni susturmanın yolunu biliyorum brn diyip kafamı yarrağına doğru yaklaştırdı. Ağzımı açmayınca götüme bir şaplak attı. O acıyla ah der demez yarrağını ağzıma soktu. Gözümden yaş ağzımdan tükürük akıyordu. Ama tadını çok beğenmiştim. Erkek kokusu çok hoşuma gitmişti. Fikret abi sürekli hepsini aldırmaya çalışıyordu ama boğulur gibi oluyordu. Sonra bıraktı ben oynamaya başladım.
-nasıl beğendin mi Gül yarrağımı
-evet Fikret abi tadı çok güzel
-bşraz daha yala da kremanın tadını da al dedi gülerek.
Kendimi kaptırdım sanki 40 yıllık orospuymuş gibi yalamaya başladım. Fikret abinin gözleri gitmeye hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladı ve ağzıma akıttı döllerini. Hepsini yaladım yuttum
-bitirdin beni gül.
ben o arada yarrağını temizliyordum bir güzel. Sonra yarrağı tekrardan sertleşti. Beni kucağına aldı ve başladı memelerimi emmeye.
-oh sonunda ya sonunda yalıyorum şu kocaman memelerine, ölünür bunlara ölünür off
Memelerimi öyle mi yalıyordu ki kendimden geçiyordum. Bazen ısırıyordu bazen kafasını gömüyordu.
-nasıl bir orospusun sen be yanıyorum amk orospusu kudurttun beni
-ah Fikret abi ısırma canım yanıyor
-daha dur bunlar iyi zamanların daha amına koyucam hahhaha diye güldü.
149 notes · View notes
Text
Neptün Kadehi ile Nandu
Sana, son kadehte son rakısını dolduruyorum bu aşkın. Bu kez, sahiden gidiyorsun. Başka birini düşündürdü kader, kalbimin yıkık köprüsünden yalınayak koşmak istedim, mutluluğa. Sana uzanan şarkılar, kaseti sararken koptu. Ait olduğun yerin, namlusunda sıçradı silah; hiç kimse vurulmadı.
Sana, son kez yazıyorum bu aşkta. Çünkü yaşamak istiyorum artık, sahici bir mutlulukta. Rüzgara değen şükürler, kadehi cehennem gibi doldurdu boşluklarında. Sen bir korkaksın. Halbuki aşk, en çok cesur adamları sever.
Hissediyorum, parça parça ölürken zemzemi bir hevesle tükenen mısraları içiyorsun ömrümün böğründe, geniş kalabalıklardan korkmuyorsun üstelik ama sen bir korkaktın, yakışır mı hiç?
Sen, Neptün kadehi, ben, nandu... Bir balık ile bir kuş, sevdanın hangi cinsinden vurulur ki aşka? Uçmam sana, kanatlarım fazlalık olsa bile sana. Çünkü sen, yemlerini kendi doğru sevdanın imkân dahilinde yemiş bir korkaksın, uçmayı bilemezsin.
Sana, son günahta son acısını sızlatıyorum aşkın. Sabah kuşları, benimle dans ediyor. Çünkü artık çok mutlu olmak istiyorum. Gidiyorsun, nandu ile Neptün kadehi ustalıkla ayrılıyor. Cevap kağıdını veriyorsun kadere teslim elden, bütün cevapların yanlış ve korkak. Sorularını teslim ediyorum açmaz gülün kokusuz saadetine, sırf kokmadığından sorular bile aynı renksizlikte ikiye bölünüyor.
Bir başkasının, başkasının hep başkasının; Neptün kadehi, ramazanda sona eriyor. Nandu, uçuyor bir başkasına, kuş, o çünkü.
Giderken, kapıyı kapatmayı bilmek nandunun hakkı, çünkü Neptün kadehi fanusundan çıkamaz. O, çoktan bir başkasının başkasının başkasına bağlı.
Küçük bir maceraydı be, Neptün kadehi. Doldukça kendi kaderinin kadehine, sevdamda içilmek güzel sandın. Nandu, kanatlarından sürpriz mutluluklar saçmaya çok kararlı.
Hoş'un, boşluğunda kal. Doy, kendi kaderinin kadehinde. İçildikçe, paşa gönlün perişanlığına ayrı şehirlerin savunmasız rüzgarları değiyor.
Hoş'un boşluğunda kal. Doy, kendi özrünün bencil kadehinde. Neptün kadehi, nandunun kanatlarına özeniyor. Böyle doğdun, yapacak bir şey yok. Soframda aşk masasının yanlış mutlulukları bir zaferdi, sandım.
Gidiyorum, uçarken kapına astığım yalanlarının imzasına kadehinin kırık cam parçaları ilişti, Neptün kadehi. Kılçıklarında unutuldun, dün gibi...
Dilara AKSOY
20 notes · View notes
kyliengothej · 1 year
Text
çok zor ve karmaşık bir yirmi bir yıla rağmen belki biraz soğuk ve ters bir tip olduğumuzdan belki de edebiyatın bir ucundan aslan gibi tutuyor olmanın omzuma bıraktığı ceketten pek dışarıya gösteremiyorum ama ben çok hayat dolu bir kızımdır. ben yaşamaya tutkuyla bağlıyımdır. zaten öyle olmayaydı ben şu an yaşamıyor olurdum. kafasına sıksa şaşırmayacağım tek insan kendimim. kimse de niye yaptı demez. yine de ben müthiş yaşamaya aşık bir kadınımdır. çocukken de öyleydim. insanlar bazen bir şeyler okuduklarında yahut dinlediklerinde ve duyduklarında, kendinde ayağa kalkma motivasyonunu nasıl buldun nasıl yaptın neye tutundun diye soruyorlar. buna çok gülüyorum. çünkü hiç böyle bir şey aramadım. çünkü köklerim hayata o kadar bağlı ki bir dala tutunma ihtiyacı hissetmedim. ah keşke bizim mahallede bir mobese olaydı da kaza yaptığım dakikaları gösterebilseydim. öleceğimi düşünüyordum. buna rağmen ki küçücük bir çocuktum on yaşındaydım, o demire o kadar sıkı tutundum ki ve artık tutunamayacak raddeye geldiğimde orda beni izleyen ve yardım çığlığı atan en az elli kişi vardı mahallemiz cadde ağzındaydı ben hastaneye gittiğimde peşimden bir şehir geldi yarısı baygın halde ambulansımın ardında üç ambulans dolu geliyordu görüp kalbi sıkışan mı dersin şak diye bayılan mı dersin. böyle bıraktım elimi ama bırakmadan önce ayaklarımı anten kablolarına geçirdim hızımı yavaşlatsın diye, bunu bilinçli olarak yaptım, dümdüz düşersem bacaklarımın içime gireceğini ve parçalanacağımı düşündüğüm için kendimi yana doğru attım ve bunu yaparken başımı korudum. düştüğümde sağ tarafıma çakıldım. başımda hiçbir şey yoktu. ki betona düştüm. benim yaşama olasılığım yüzde on bile değildi zira düştüğüm yerin hemen yanında yarım metrelik bir duvar vardı oraya gelsem o hızla ortadan ikiye yarılırdım. ama başımı korudum. öleceğime çok emindim yine de yaptım. en kötü anlarda bile hiç ölmek istemedim. çok hızlı yaşarım bu yüzden. ölümü yakından defalarca görmüş olmaktan deli gibi her yere koşarım her şeye atlarım. ölmekten hiç korkmam da ölmeden yaşamamış olmak beni mahveder. ben çok hızlı yaşarım beni bugün orda yarın burda görürsün duramam çünkü. bana dedi ki başhekim artık adın mucize tamam mı? hayır dedim kaşlar çatık, benim adım ırmak :)) babam hala anlatır dalga geçer. o zaman da çok korkunç bir ben sevdası vardı bende. ben hep kendimi çok sevdim. yani buraya nerden geldik bilemiyorum ama esasen diyecektim ki ben hayatı çok seviyorum bence yaşamak çok güzel ki bu hayatın ikinci hayatım olduğuna inanıyorum. o kazada bana bir can bahşedildi. ve bu boşa olamaz. o kazadan sağ çıkmak şans eseri olamaz. ben kendimi ölümün ağzından aldım. anlatsam gülersiniz çok saçma bir kazaydı bana herkes yardım edebilirdi dişleri sağlam bir köpek dahil ama edemedi kimse. allah ettirmemiş böyle olması gerekiyormuş. apartmanın dış kapısı camdı kırıp yukarı çıkabilirlerdi şoktan kimsenin aklına gelmedi polis herkesi sorguya çekti bu yüzden bir mahalle tüm şahitler defalarca ifade verdi çünkü o kadar saçmaydı ki kimsenin bana ulaşamaması. hiç yoksa allah şahit yirmi dakika asılı kaldım. bizim orda böyle kaslı motorcu abiler vardı beni serçe parmaklarıyla ordan tutup alırlardı ama yapamadılar kal geldi herkese. bu canı bir allaha değil hem de kendime borçluyum bu yüzden. her gece on sene olmuş aynı kabusu görüyorum. içimden kan çekiliyor düşündükçe ama düşünmüyorum aslında, hissediyorum sadece. sürekli düşüyor gibi hissediyorum bazen. ve düşmek nasıl bir his biliyorum ya o gibi kalkıyor aradan. ben yaşamayı hak ettiğime inanıyorum. ama asla herkesin hak ettiğini düşünmüyorum. çok merak ederim ben yarınımı. artık sizinkini de ediyorum. bilen bilir çok meraksız bir insanımdır nasılsın diye sorduğum üç kişiyi geçmez. bakalım nasıl sürüneceksiniz. tüm bunlar olmasaydı böylesine yaşamaya kendine aşık olmasaydım bile bugün yaşamak isterdim artık. bir gaye edinmiş olurdum. sizin inlediğinizi duymak izlemek gayesi. ölmeyin. ölemeyin ki şunun seyir zevkini de yaşayayım. her şeyi yaşamadan ölemem sahiden de ölmem. bakalım nasıl gebereceksiniz.
4 notes · View notes
Text
Dişlerimi sıkıyorum neredesin
Onunlasın biliyorum geceleyin
Konuştuğumuzda her şey normal
Güzelim dediğinde yanaklarım al al
Kalbimi sök çıkar benden al
Ne olur hep yanımda kal
Korkuyorum gideceksin diye
Söyle nasıl bağlandım ben niye
Senin için atlarım gerekirse mermiye
Canım yanıyor bu satırları yazarken
İçim parçalanıyor adını anarken
Senden bahsediyorum
Seni konuşuyorum
Yoksun
Ben senden yoksun
Şimdi zaman dursun
Ne olur hep benimle kal
İstersen kalbimi çal
Deme asla hoşçakal
Ben düşünüyorum çünkü
Sanki kalbim ikiye bölündü
Bir parçası içimde küçüldü küçüldü
Şimdi seni düşünür her akşamüstü
Yazdı yazacak
Ne zaman benim olacak
Asla
Asla olmayacak
Aşkla yanıyorum derler
Kalbim küle dönmeyi bekler
Aşkla yanmak neymiş öğrendim
Fırtına gibi karanlık gibi çökerdim
Yandım kül oldum
Sanki hipnozum
Bul beni
(Aklımda çünkü teni)
Bul beni kendine sakla
(Gelmeyecek şeyler akla)
Çek bi nefes daha
Sonu belli vah vah
İyi değil hiç hiç
Ağla ağla bitecek
Alınganlığım yine sonumuz olacak
Dönüyor başım
Doğru his mi bu yanlışlarda bulduğum
İçimden hayvan çıktı çıkacak
Neredesin sıkıyorum dişlerimi
Yazdı yazacak
Saat geç oldu
Onunlasın biliyorum
Dayanamıyorum
Yak yak sigara üstüne sigara
Çıkıp gelebilsem yanına
Yapamam biliyorsun
Neden beni üzüyor varlığın
Aynı zamanda nasıl bu kadar mutlu edebiliyor
Olmadığında yanımda
Duramıyorum yerimde
Sadece seninle konuşmak istiyorum
Pişman mıyım asla
Bir kaçış mı asla
Kendimi buldum ben sende
Bulamıyorum yokluğunda
Varlığında huzurluyum
Yokluğunda ise bir hiç
Koca bi hiçlik
Neden böyle oldu nasıl niye
Anlamlandıramıyorum
Çok tutuldum sana
Sana söyleyemediğim tüm sözleri
Şiir yaptım belki okursun diye
2 notes · View notes
Text
Ama günün başka kimselere anlamlı gelmeyen anlarında Bazen onu elli geçe mesela
Bazen ikiye altı kala
Çorabımın tekini ararken yada
Kaç yumurta kıracağımı düşünürken tavaya
Mütemadiyen seni düşündüğümü söyleyebilirim
Sevgilim denmez artık uzaktaki sevgiliye sevgilim denmez çok ayip ama sevdiğim diyebilirim sevdiğim belli olmaz saçma sapan bir zamanda bir çocuk gülüşünde ya da eski bir türk filminde farkında bile olmadan aklına gelebilirim...
Dünya ne ki sevgilim, Benim sana yaptığım kubbe yanında? Düşsün, olsun, bırak, içinde yıldızlar patlıyor? Kolaydır inanmak kadar inanmamak da. İster sal kendini dünyaya, ister kal yanımda Her şeyden öte öyle sevdim ki ben seni Yoluna baş koymak diyoruz. Biz barbarlar buna.
2 notes · View notes
binbiryuzuolanadam · 4 months
Text
evet sevgilim.
beklemediğin şekilde karşıladım belki seni.
duymak istediğin bunlar da değildi.
beni o kadar üzmüşsün ki sana güzel tek bir kelime edemedim.
hoşça kal bile diyemedim çünkü kalama.
hakkımı helal etmedim çünkü haketmedin.
yaşadığımı yaşamadan ölme çünkü anlamadın beni.
seni görmek iyi gelmedi.
sevdiğimden falan değil, sadece hala nasıl bir enkaz bıraktığının farkında olmadığını görmek bok gibi hissettirdi.
sen beni öldürdün ama gömmedin.
ben can çekişiyordum beni görmedin.
ben bir kez değil bin kez öldüm, sen hiç ölmedin.
beni tamken ikiye böldün, ben sensiz hiç gülmedim.
şimdi o çok sevdiğin eşinle sana benim acılarımı yaşayacağın bir hayat diliyorum.
biliyorum, yaşadığımı yaşamadan ölmeyeceksin.
Allah'tan bir tek bunu diliyorum.
0 notes
asteria-blogs · 9 months
Note
90'lar popa laf eden olursa Zabuza kılıcıyla ikiye ayırırım keresteyi.
Biliyorsun dün anlattım ayrılık yaşadığımı. Nazan Öncel-Gitme kal bu şehirde
dinlediğim her saniye yüreğimden akan oluk oluk kanla geceyi geçireceğim.
Laf etmedim güzel dedim. Ne zaman ayrıldınız?
0 notes
kesimosblog · 1 year
Text
DELİNİN AKLINA TAKILDI İŞTE
Ülkene bir sürece girdi, iktidar ezici coğunluğa sahip olunca isteriği gibi anayasa yapmaya başladı Yaptığı anayasayı bir sürr sonra kendi anayasa yatığı anayasayı bişe değiştirdiği oldu Yap boza çevirdi istediği gibi yapıyor bozuyor kedinin fare ile oynar gibi oynuyor
MHP lideri Genel Başkanıda çıktı en iyisi sana göre anayasa yapalım seni oraya otutturalım ömür boyu orada kal demişti İyi siyaset yapan sn Erdoğan hemen dikkate alarak siyasi hamlelerle sn Devlet Bahçeliği yanına çekerek yıllarca Başkanlık hevesi ile tutuşan sn Erdoğan'a güya uygun Başkanlıkmı yapı Başkanlıkmı sn Devlet Bahçeliği Türk tipi oda naaıl oluyorsa aslında patişahlık diyeceklerde diyemiyorlar
Ama bir deli allına takılınca işler karılıyor işte mesela ülke ikiye ayrıldı üçüncü ittifakta bunun içinde yani Cumhur ittifakı millet ittifakı bir kenara ya patışahlıktan yanasın ya parlamenter siztemden yana Mesela millet ittifakından yana olan partilerin hecesi heyecanı yarın hepsinin Başbakan Bakan ülke yönetimi yöneteceğiz bu ülkeyi bir gün biz yöneteceğiz diye mucadele verirken Deli aklı merak ederi işte
Mesela Cumhur ittifakındaki siyaset yapan akıllılara arkadaşlar sizler ne için siyaaet yaparsınız
Sn Erdoğan'nın üçüncü dönemide bitiyor ama siz hala sn Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı ilan etmek için yarışa giriyorsunuz millet ittifakı farklı sesler çılarıyor diye kızıyoruz ama millet ittifakı üyeleri bu ülkeyi her birimiz yönetebiliriz diye siyaset yapıyor ama siz parti detilmisiniz sizde bu yönetimden dile getirmesenizde şikayetcisiniz siz ne diye siyaset yapıyorsunuz yıllardır bu milletin önderisiniz
DEMEKKİ İNSANIN AKILLISI BÖYLE OLUYOR 😜
Eeee ne yaparsın akıllılar beynini kiraya verince deliler düşünmeye başladı......
Tumblr media
0 notes
bobofaegean · 2 years
Photo
Tumblr media
Sonra sattı galiba FİLLİ BOYA’NIN SAHİBİ - GÖZDE AKPINAR Henüz 25 yaşındaydı. Babasını kaybetti. Babasının prensesiydi. Ailenin tek çocuğuydu. Sektöründe Avrupa'nın en büyük fabrikası, 340 trilyon liralık devasa ciro ve binlerce çalışanın sorumluluğu omuzlarına kaldı. Cesareti vardı ama, tecrübesi yoktu. Üstelik, babası ona daima nasihat ederdi, “kaç kişi çalıştırıyorsan, o kadar insan akşam çorbasını içiyorsa, yüzün gülsün, yok eğer o insanlar akşam aç kalıyorsa, sen de aç kal” derdi. Bu sözler kulaklarında çın çın çınlıyordu, altında ezilmeden taşıyabilmesi için zamana ihtiyacı vardı, pişmesi gerekiyordu. Şirketin yönetimini aile dostlarına ve profesyonellere bıraktı, kendi şirketine yönetim kurulu üyesi olarak katıldı. Öğrendi, öğrendi, öğrendi. 29 yaşında kendini hazır hissetti. Direksiyona geçti. Yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna oturdu. Kriz ortamıydı. Herkes kemerleri sıkmaya gayret ederken, o tam tersini yaptı, Türkiye'ye olan güveniyle yatırımını arttırdı, herkes küçüldü, o büyüdü. Babasının kendisine bıraktığını ikiye katladı, fabrika sayısını dörde çıkardı, çalışan sayısını üçe katladı. Vergi rekortmenleri listesinin değişmez ismi oldu. Türkiye'nin en güçlü 50 işkadınından biri oldu. Babasının vasiyeti gereği, kazandığını, toplumla paylaştı. Sosyal sorumluluk projelerine büyük önem verdi. Özellikle kadınlar için, fırsat eşitliğinden faydalanamayan kızlar için çaba harcadı. Aile Bakanlığı'yla işbirliği yaptı, “kadın ustalar” projesini hayata geçirdi, kadınlara 15 şehirde meslek eğitimi verip, iş hayatına kazandırdı. Özgecan vahşice katledildiğinde, 30 televizyon kanalının reklam kuşaklarını eşzamanlı olarak satın aldı, yarım dakika boyunca simsiyah kararttı. Ne logo vardı, ne marka… Zifiri karanlıkta sadece “Özgecan için” yazıyordu. Ticari kaygıyla değil, toplumsal bilinci arttırmak için yapılmıştı. Tokat gibi çarptı. Kadına yönelik şiddette böylesine etkili bir reklam tarihte görülmedi. “Bir kadın ve bir kız çocuğu annesi olarak, bu sorunu ruhumun derinliklerinde hissediyorum” düşüncesiyle. Kadına yönelik şiddete dur demek için atılan her adımda yeraldı, her projeye katkı sağladı, para harcadı, mesai harcadı. https://www.instagram.com/p/CiFd0bxsTE3/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
kriptohaber · 2 years
Text
Bitcoin ve Ethereum Fiyatı Çift Haneli Yüzdelik Düşüşler Kaydetti
Tumblr media
Ağustos ayının sonlarına doğru yaklaşırken kripto para piyasasında sular durulmuyor. Bu hafta adeta sektör kırmızıya boyandı. Özellikle Bitcoin ve Ethereum fiyatı hafta sonu itibariyle çift haneli yüzdelik kayıplar kaydetti. Otoriter token’lardaki düşüş eğilimi altcoinlerin büyük bir bölümünü olumsuz etkiledi. Popüler listeleme platformu CoinMarketCap’in verilerine göre Bitcoin düştü ve 21,300 dolar seviyelerine kadar indi. En değerli altcoin olarak nitelendirilen Ethereum ise gerileme yaşayarak 1635 doları gördü. Son haftalarda gelen iyi haberler Ethereum’daki düşüşü durdurmaya yetmedi. En popüler altcoinlerden biri olan Ethereum’un fiyatı, PoW konsensüz mekanizmasından daha çevre dostu olan PoS sistemine geçme söylentileriyle hafifçe artmıştı. Ancak bu yükseliş fazla sürmedi. Bankacılık devi JPMorgan, Çarşamba günü yatırımcılara yönelik gönderdiği bir notta, Ethereum’un PoS sistemine geçişinin Coinbase için iyi olacağını söyledi. Aktarılan bilgilere göre ünlü kripto para borsası Ethereum varlıklarıyla 'lik bir pazar payına sahip ve kurumsal şirketler için bir Ethereum staking (kilitleme) hizmeti sunuyor. JPMorgan, bunların ilerleyen zamanlar borsaya rekabet avantajı sağlayacağını umuyor.
ENS Kayıtları İkiye Katlandı!
Bitcoin ve Ethereum Fiyatı - ENS Kayıtları Güncel verilere göre Ethereum Name Service (ENS) kayıtları son dört ayda ikiye katlandı. ENS, bir kripto cüzdanını oluşturan rastgele sayılar ve harfler dizisine kıyasla daha kullanışlı bir alternatif olma özelliği taşıyor. İstatistiklere göre .ENS alan adlarına yönelik talep günden güne artıyor. Önde gelen kripto para birimlerinin neredeyse tamamı bu hafta sonuna bir öncekinden yaklaşık düşüşle girdi. Solana (SOL) düşüşle 36 dolara, Polkadot (DOT) düşüşle 7.42 dolara geriledi. Cardano düşüşle 46 sente, Avalanche düşüşle 23 dolara, Polygon düşüşle 80 sente, Uniswap düşüşle 7.18 dolara ve Ethereum Classic düşüşle 34 dolara kadar indi.
Bitcoin Madencilerinde Kayıplar Devam Ediyor
Bitcoin ve Etheruem fiyatı düşerken madencilerin kayıpları artıyor Bitcoin ve Etheruem fiyatı düşerken madencilerin kayıpları artmaya devam ediyor. Pazartesi günü, halka açık Bitcoin madencilik şirketi Bitfarms, artan enerji fiyatları nedeniyle 2022’nin 2.Çeyreğinde 142 milyon dolar zarar bildirdi. Quebec merkezli şirket, 3.Çeyrek boyunca Galaxy Digital'den alınan bir kredinin ödenmesine yardımcı olmak için 69,3 milyon dolara 3.357 Bitcoin sattı. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu dosyalarında şirketin haziran ayı sonuna kadar yaklaşık 62 milyon dolar değerinde 3.144 BTC'ye sahip olduğu belirtildi. Sektörün önde gelen madencilik şirketlerinden Bitfarms, son zamanlarda kayıp açıklayan tek kripto madenciliği şirketi değil. Geçen ay da Argo Blockchain PLC, bir ayda çıkardığından daha fazla Bitcoin satan en son Bitcoin madencilik şirketi oldu. Firmanın Temmuz ayının ikinci haftası itibariyle, Bitcoin destekli Galaxy Digital kredisinde 22 milyon dolarlık ödenmemiş bakiyesi bulunduğu ifade edildi. Arcane Research tarafından sağlanan verilere göre, Marathon Digital ve Riot Blockchain gibi halka açık Bitcoin madencilik şirketleri Mayıs ayında çıkardıklarından daha fazla Bitcoin sattı. Buda firmaların kazançlarının sadece 'unu sattığı yılın ilk dört ayına göre büyük bir değişiklik olarak nitelendiriliyor. Bitcoin ve Ethereum fiyatı düşerken, son zamanlarda yükselen enerji fiyatları ve ayı piyasasının etkisi madencilik endüstrisini büyük ölçüde olumsuz etkiledi.
Kripto Kredi Şirketleri Zor Durumda
Singapurlu kripto para kredi şirketi Hodlnaut, son likidite sıkıntılarından kurtulmak için daha fazla zaman kazanmak amacıyla yargı yönetimine başvurdu ve bu, iki hafta önce müşterilerin kripto para çekme işlemlerini dondurma kararına yol açtı. Firma, bir haftadan uzun bir süre önce platformdaki kullanıcı varlıklarını dondurdu. Singapur merkezli şirket yargı yönetimi için başvuruda bulundu. Resmi olarak 13 Ağustos'ta yapılan başvuru, firmanın herhangi bir açığı kapatmak için varlıklarını satmak zorunda kalmasını engelliyor. Holdnaut, Cuma günü "şirketin harcamalarını azaltmak için" personelinin 'ini , yani kabaca 40 kişiyi çıkardığını duyurdu. Şirket şu anda Singapur Başsavcısı ve Singapur polis teşkilatı ile davalar yürütmeye devam ediyor. Son iflas dalgasının bir başka kurbanı olan Celsius, alacaklılara geri ödeme yapmak için Celsius Mining yan kuruluşundan üretilen Bitcoin'i satmak adına bir New York iflas hakiminden onay aldı. 14 Temmuz'da, ana şirketin iflas başvurusunda bulunmasından bir gün sonra, Bitcoin madenciliği operasyonu da iflas başvurusunda bulundu. Kripto para analistlerinin bir kısmı Bitcoin ve Ethereum fiyatı açısından sık sık olumsuz görüş bildirse de, bazılarının hala 2022'den umutlu olduğunu belirtmekte fayda var. Read the full article
0 notes
slmenayiler · 4 years
Text
gecenin bir yarısı, kulağında kulaklık, gözlerinden akan yaşlarla düşündüğün kişiyi unutamazsın, unutturmaz şarkılar.
2 notes · View notes
dilaraaksoykaleminden · 10 months
Text
Soğuk Yalnızlık
Bütün mutluluklarımız ağır aksak ve kendimize olan inancımız ters. Paralar bile değişti; özde, özümün koyu yalnızlığında sen; aynısın hâlâ sevgilim.
Aşkın rüzgarda savrulduğu dipsiz tesadüflerle seni unutmaya çabalamak trenine biniyorum; başka bir yolcusu yok bu trenin. Sen, yirmisini katıp rüzgar aşkıma, iyi ki doğdun kaderlerinde bir başkasında içildin. Affedilir mi bu?
Hiçbir aşk adil değil, ama sana duyduğum bu aşkın mutsuz yalnızlığı hiç adil değil. Biz kovalayacaktık aşkı, dünyanın en mutlu insanının dünyanın en mutlu ettiği insanı olacaktın.
Paralar bile değişti, sen bende hâlâ her şeye rağmen aynı. Yazlar değişiyor, kışlar değişiyor, hak edilen günler değişiyor, yaşamaklar değişiyor ama sen bende hep aynı...
Ölüyorum. Terziye söyle, hangi günahımdan dikerse beni; orada sen varsın. Yılların kalleş sessizliğine paye biçemeyen bu aşkın, kalın harflerle biz olmayı terk ettiği başka bedenlerin yabanısın.
Ölüyorum. Şifalı otların hadsiz sevmelerle beni şifalandıramadığı bir ot yığınıyım. Nalburlar, kökte zerzavatçılar ve kadehte bütün bir kış bitiyor. Ölüyorum, gökyüzünün yıldızları bitiyor.
Sen benim yarım kalmış hikâyemsin. Bir merhaba ile gönlüme ayan, hoşça kal yollarıyla mutlulukları birleştiremediğimsin. Hoşluklarım bile sende güzeldi, sen varsan eğer.
Bu aşk için hiç umudum kalmadı. Zerk ettiğin yaşam kapsüllerinin, bana gülümsediği sensizlik günlerini neyleyim? Hangi kaba koyup, kabaca sevdanın üstünü örteyim?
Anladım. Bu hikayede ben yalnız ve sen onunla mutlu.
Klavyemin seviyorum yazdığı her bir tuş kahrolsun bundan sonra.
Seni düşündüren her mevsim, seni özleten her an kahrolsun.
Sen bendeyken delicesine atan kalbimin, o aşk dolu yanı kurusun bundan böyle.
Çok sevmek, getirmezmiş sevileni. Ben çok sevdikçe sen hep çok gelirsin sandım. Sen benim kimsesiz hikayemsin, yazıldıkça çoğalan, okundukça derbeder halinden sorgu sual artıran...
Gidiyorum bu sevdadan. "Gitme" demezsin ve yazlarım üşür sen gitme demedikçe. Sevmezsin ve gecelerim ikiye bölünür sensizlikle, ölüyorum. Hasretimin gayrimüslim yılları takvimin artık ay'ına tekabül bir hezeyanda Müslüman oluyor. Sensizlik hiç bitmiyor. Takvim, sensizliği bizsizlik vururken...
Ölüyorum. Tabutumun sensizlik kısmı kabrin türküsüne bağlamanın penası oluyor.
Sen benim acı dolu hikayemsin. Gelmezsin, sevmezsin, özlemezsin; artık biliyorum.
En azından kalbin benim olsaydı, orada yaşayabilmek için yıllarımı tükettim ben.
Olmadı.
Şehirlerimizin tende kavruluş gerçeği, mesafede bile senin bende ölemeyişini işaret ediyor fakat ben ölüyorum merak etme.
Yeni bir kalple doğuyorum bendeki sensizliğe.
Sen, sevgilim; benim en diri gerçeğimdin.
Ölmek bende güzel dursun diye mi?
Yaşamak isterdim, bizde bizi.
Sen benim, en uzak mesafemsin.
Yaklaşmam.
Külde sevda çığlıklarım har vurup harman savurur; şenliklerde senin ona gülüşün vuku bulur.
Bir kez daha ölürüm.
Çünkü sen benim, hiç kavuşamadığım tek yanlı aşk yangınımsın.
Kavrulmak bende güzel durur, ötede sev onu sevgilim; yaklaşma, dur!
Sen benim, dünyadaki tek hasretimsin.
Ölüyorum.
Mutlu olabilirsin.
Sensiz, başka yollarda başka insanlara kapılmak bende ölmek çünkü.
Bittim.
Son imzamın son yalnızlığına kalbim sığmaz.
Al onu, zaten bir işe yaramaz.
Sevmek, bir daha bir başkasını?
Sen benim tek sevdamdın.
Artık bende ölebiliriz...
Dilara AKSOY
14 notes · View notes
aynurantt · 3 years
Text
Tumblr media
FİLLİ BOYA’NIN SAHİBİ - GÖZDE AKPINAR
Henüz 25 yaşındaydı.
Babasını kaybetti.
Babasının prensesiydi.
Ailenin tek çocuğuydu.
Sektöründe Avrupa'nın en büyük fabrikası, 340 trilyon liralık devasa ciro ve binlerce çalışanın sorumluluğu omuzlarına kaldı.
Cesareti vardı ama, tecrübesi yoktu. Üstelik, babası ona daima nasihat ederdi, “kaç kişi çalıştırıyorsan, o kadar insan akşam çorbasını içiyorsa, yüzün gülsün, yok eğer o insanlar akşam aç kalıyorsa, sen de aç kal” derdi.
Bu sözler kulaklarında çın çın çınlıyordu, altında ezilmeden taşıyabilmesi için zamana ihtiyacı vardı, pişmesi gerekiyordu. Şirketin yönetimini aile dostlarına ve profesyonellere bıraktı, kendi şirketine yönetim kurulu üyesi olarak katıldı. Öğrendi, öğrendi, öğrendi. 29 yaşında kendini hazır hissetti. Direksiyona geçti. Yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna oturdu. Kriz ortamıydı. Herkes kemerleri sıkmaya gayret ederken, o tam tersini yaptı, Türkiye'ye olan güveniyle yatırımını arttırdı, herkes küçüldü, o büyüdü.
Babasının kendisine bıraktığını ikiye katladı, fabrika sayısını dörde çıkardı, çalışan sayısını üçe katladı. Vergi rekortmenleri listesinin değişmez ismi oldu. Türkiye'nin en güçlü 50 işkadınından biri oldu. Babasının vasiyeti gereği, kazandığını, toplumla paylaştı. Sosyal sorumluluk projelerine büyük önem verdi. Özellikle kadınlar için, fırsat eşitliğinden faydalanamayan kızlar için çaba harcadı. Aile Bakanlığı'yla işbirliği yaptı, “kadın ustalar” projesini hayata geçirdi, kadınlara 15 şehirde meslek eğitimi verip, iş hayatına kazandırdı.
Özgecan vahşice katledildiğinde, 30 televizyon kanalının reklam kuşaklarını eşzamanlı olarak satın aldı, yarım dakika boyunca simsiyah karartı. Ne logo vardı, ne marka… Zifiri karanlıkta sadece “Özgecan için” yazıyordu. Ticari kaygıyla değil, toplumsal bilinci arttırmak için yapılmıştı. Tokat gibi çarptı. Kadına yönelik şiddette böylesine etkili bir reklam tarihte görülmedi. “Bir kadın ve bir kız çocuğu annesi olarak, bu sorunu ruhumun derinliklerinde hissediyorum” düşüncesiyle.
Kadına yönelik şiddete dur demek için atılan her adımda yeraldı, her projeye katkı sağladı, para harcadı, mesai harcadı. Şiddet mağduru 12 kadının hayat hikayesinin anlatıldığı “Ölümcül Yaralı” isimli uluslararası farkındalık projesine İstanbul'da evsahipliği yaptı. Tübitak ve Boğaziçi Üniversitesi'yle birlikte yoksul kız çocuklarımız için Bilim Kampı düzenledi.
.
Bir kadın herşeyi değiştirir!..💖💖👏👏
13 notes · View notes
kutsalcekirgee · 3 years
Note
Senin paylaştığın listeye göre yaptım biraz, orada olanları yazmadım falan neyse umarım beğenirsin.
Bu arada Mavi Gri pandemi dönemindeki benim ruh halime göre şarkı yapıyor sanırım shxhhshx
Adamlar~ Sarılırım Birine
Adamlar~ Tın Tın
Arı Barokas~ Salaksın
Arı Barokas~ Yalnızlık Kanında Var
Ayça Özefe~ Yıkılmam Asla
Bağzıları ~ Koptum Geldim Gerçeğimden
Barış Akarsu~ Ebruli
Barış Diri~ Derinden
Bekir Karahan~ Ressamın Şarkısı
Can Kazaz~ Bir Delinin Kaç Cehennemi Olmalı
Can Kazaz~ Bunca Yıl
Can Kazaz~ Sürsün Bahar
Can Kazaz ~ Yaz Bitince
Can Bonomo~ Güneş
Can Bonomo ~ Kal Bugün
Can Bonomo ~ Sen Bunları Duyma
Can Ozan~ Sar Bu Şehri
Cihan Mürtezaoğlu~ Bir Beyaz Orkide
Cihan Mürtezaoğlu~ Sen Banasın
Cihan Mürtezaoğlu ~Hangi Yol
Değil~ Aklımı Kaçırdım
Değil~Felek
Dolu Kadehi Ters Tut~ Aldattım
Dolu Kadehi Ters Tut ~ Neyin Nesi
Dolu Kadehi Ters Tut ~ Portakallı Pekin Ördeğim
Elyas & Taha~ Gece Mavisi
Elyas & Taha~ Nisan
Emircan İğrek~ Beyaz Skandalım
Emircan İğrek~Defoluyorum
Emircan İğrek~ Gönül Davası
Emircan İğrek ~ Nalan
Emircan İğrek ~ Saman Sarısı
Eren Türk~ Mavi Duvar
Eren Türk~ Özlüyorum Bir Bilsen
Eren Türk ~ Sen Bana Gökyüzüydün
Eren Türk ~ Seyir
Faun~ Walpurgisnacht
Faun~ Rosenrot
Faun~ Tanz Mit Mir
Hakan Kurtaş~ Tesadüfen
İkiye On Kala~ Bütün İstanbul Biliyor
İkiye On Kala ~ Kafamda Kentsel Dönüşümler
İkiye On Kala ~ Mutluyum Ama Birazdan Geçer
Kazka~ Cry
Kendimden Hallice~ Sakince Yoruldum
Konuya Fransız~ Artık  Şaka Kaldıramam
Konuya Fransız~ Bu Aralar
Konuya Fransız~ Fırtına
Konuya Fransız ~ Hallice Halim
Konuya Fransız ~ Manzaram Çıkmaza
Konuya Fransız~ Tuzak
Köfn~ Gitsin
Köfn~ Güneşe Dokundum
Madrigal~ Kelebekler
Madrigal ~ Seni Dert Etmeler
Madrigal~ Neden Diye Sorma
Mavi Gri~ Aklımı Kaçırdım
Mavi Gri~ Altüst Olmuşum
Mavi Gri ~ Hayatım Leş
Mavi Gri~ O Ben Olamam
Mavi Gri~ Odamda Hayalin Saklı
Mavi Gri~ Papatyalar
Mavi Gri ~ Sonbaharda
Mor ve Ötesi~ Araf
Nasıl Derler Bilirsin~ Bil İstedim
Nasıl Derler Bilirsin~ Sevilmemişim
Oya- Bora~ Sevme Zamanı
Pera~ Sensiz Ben
Sertab Erener~ Rüya
Sezen Aksu~ Kurşuni Renkler
Son Feci Bisiklet~ Bu Kız
Son Feci Bisiklet~ Çar Bomba
Son Feci Bisiklet~ Galiba Sevmiyorlar
Son Feci Bisiklet ~ Viva La Vadi
TNK~ Sen De Yan
TNK~ Unutmam Seni
TNK~ Yine Yazı Bekleriz
Tuğkan~ Ele Layık
Tuğkan~ Geber
Tuğkan~ Kusura Bakma
Tuğkan ~ Seni Çok Özlüyorum
Ufuk Beydemir~ Kendimce Biriyim
Ufuk Beydemir ~Sevda Gibi
Ufuk Beydemir ~ Yüreğimdesin
Vera~ Mutluluk Reklamı
Yasir Miy~ Gidiyor musun
Yasir Miy~ Seni Kaybettim
Yaşlı Amca~ Kaybediyorum Yeniden
Yaşlı Amca ~Yıldızlara Bak
Yaşlı Amca ~ Zıtlıklarına Hastayım
Yedinci Ev~ Birileri Anlatsın Bana
Yedinci Ev~ Kalbim Seni Arıyor
Yedinci Ev ~ Sevsene Beni
Bu arada dün yazdığın şarkıları dinledim hepsi çok güzeldi teşekkür ediyorum bunun için. Mavi grinin 2017deki şarkılarını biliyordum son zamankileri hiç dinlememiştim fakat isimlere bakınca kendi modumu da görmüş oldum tşk fkshglshkf
5 notes · View notes
oldugumgibi · 4 years
Text
Tumblr media
Üzülme "her hafta gelemem" diye
Haftada olmazsa ayda gel canım.
Üç yüz altmış beşi, böl on ikiye
Sırala otuzu say da gel canım.
Bekletme, geciken müddet ziyandır
Güzele kin, öfke, hiddet ziyandır.
Varsa gurur, kibir, şiddet ziyandır.
Onları orada koy da gel canım.
Kitap, "aşk masal" der, yıkar bırakmaz
Akıl "tedbir al" der çöker, bırakmaz
Korku "gitme kal" der; çeker, bırakmaz
Sen gönül sözüne uy da gel canım.
Yazı, güzü, kışı bahar zamanı
Yaşadın bilirsin ki her zamanı
Dinle rüzgârları seher zamanı
Uzaktan sesimi duy da gel canım.
| Abdurrahim Karakoç
49 notes · View notes
bedrierdem · 4 years
Text
Çin virüsü salgını nedeniyle, evde kal kampanyaları dolayısıyla, evlerinde ekmek yapanları sosyal medya unsurlarında bol bol izliyoruz. İyi güzel, tamam da, bu tür bir düşünce ve hazırlık içinde olanlar, ellerini çabuk tutup, ülke çapında tüm market, bakkal, çakkal raflarını boşaltmışlar, silip, süpürmüş olmalılar ki, un dahil bir çok gıda yok satıyor. Bu da gösteriyor ki, insanları bu konuda ikiye ayırmak gerekiyor. Uyanıklar yada gözü açıklar ile ayakta uyutanlar yada başka bir deyimle, hayata olumlu bakan, olumlu düşünceli iyimserler, yada ne bileyim, adını sizler koyunuz, lütfen.!
18 notes · View notes