Pazartesiye sordum,
Bir şey yapamam dedi Perşembeye sor.
Bekledim.
Olmaz dedi Perşembe, umutlanma.
assign fonksiyon yazdım await ile bekliyorum
daha ne olsun dedim,
Hayır dedi bu öyle değil
Hayat bu, fonksiyon değil.
“Nasibim olmayan şeylerle kalbimin yorulmasından Allah’a sığınırım. Ne başkalarının kamburuna dönüşen bir yük olayım ne de bir başkası bana saplanan bir diken olsun.”
Özür dilerim , ben yine tutamadım kendimi. Yine nefret etmedim senden, yine bitiremedim seni. Ne kadar desemde, silemedim içimdeki sevgini. Öyle çok özlüyorum ki seni, hayır senin yerinde olsam daha fazla kıyamadım bana. Ama nasıl da mutlusundur şuan. Ahım kaldı sanıyorum ama yok herhalde, çok iyisin diye duydum. Öyle dediler işte, eh birazda üzüldüm ama merak etme bende iyiyim, iyi olmaya çalışıyorum. Senden sonra ne kadar iyi olabilirsem zor oldu ama yine de mutluyum, hem de o kadar mutluyum ki, seninle olduğum zamandan daha az acı çekmeye başladım. Nasıl diyebilirim, alıştım sanki biraz. Hayli zaman geçti, böyle olması lazım, böyle oldu. Ama bazen aklıma geliyorsun ve işte o zaman herşey yine eskiye dönüyor, bi an o kadar kötü hissediyorum ki; ama merak etme biraz sonra geçiyor, bana sorarsan bu noktaya aklımın ucundan geçmezdi, ama olsun alışıyorum ben. Sonra neyin ne olduğunu öğrendim. Saf değilim artık, kimseye inanmıyorum güvenmiyorum da. Sevmek desen zaten asla olmayacak birşey. Ben bunları nede anlatıyorum bi bak yine geldin aklıma, hiç yoktun ama var olman asıl zor olan. Zor, çok zor ama olsun. Dedim ya alıştım ben uzatmak istemem, mutlusun diye duydum ya zaten, bende mutluyum çok. Hiç olmadığım kadar, hiç olmadığım kadar. Çok mutluyum, iyiyim, huzurluyum, gülüyorum, eğleniyorum ve en önemlisi de sen yoksun daha ne olsun?
Ata vurulan gem gibidir, kalbe giren sevda,
Yürür şarabın sersemliğinden gördüğün bedbaht,
Ormanın ördüğü dev dağ, kurda kuşa sevda..
Ben peşinden geleceğim kuşkusuzuz, hele bi' sen dal...♠️♠️♠️