Tumgik
#gece nöbeti
yakazakalb · 5 months
Text
Gafleti sebebiyle içine düştüğü her büyük yanlış için, hakikat çakısıyla tenine çentik atan insanlar da var.
41 notes · View notes
oyunabirazara · 1 year
Text
Suyu da kaynatmış bulunduk. Canım suya da ayıp olmasın. Yapalım bari bi kahve.
2 notes · View notes
hisboslugu · 8 months
Text
daha az seviyorum seni, giderek daha az. unutur gibi seviyorum, azala azala, aramızdaki uzaklığın karanlığında. geceler kısalıp, gündüzler uzuyor böyle olunca. daha az seviyorum seni, kendini iyileştiren bir yara gibi daha az ve zamanla. sen geceyi tutuyorsun, ben nöbetini, uzak dağ kışlalarında. görmüyoruz birbirimizi, usul usul sis iniyor kopmuş yollara. ışığı hafif, uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin. bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda. sevgilim, sevgilim. yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin, nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da. artık daha az seviyorum seni, unutur gibi, ölür gibi daha az. yeniden ödetiyorum kendime onca aşkın öğretemediğini. kolay değildi. yalnızca sevgilimi değil, evladımı da kaybettim ben. kaç acı birden imtihan etti beni? bir tek gece vardır insanın hayatında, ömür boyu sürer nöbeti. bu da öyleydi. iyi ol, sağ ol, uzak ol ama bir daha görme beni.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
59 notes · View notes
dolunay66 · 11 months
Text
Tumblr media
Genç kız Moda Atıfet sokakta kaldırım kenarında bir taşın üzerine oturmuş biraz ötesindeki karga yavrusunu gözlüyor... Bir fevkaladelik olduğu belli..
- Ne o, uçamıyor mu yoksa, diye soruyorum...
- Uçamıyor, diyor, annesi de ağacın tepesinde ben yaklaşınca üzerime doğru geliyor...
- Ne yapmayı düşünüyorsunuz?
- Kediler yaklaşınca onları kovalıyorum, diyor, başka ne yapabilirim...
Ertesi gün aynı yerden geçerken bu defa aynı yerde bir delikanlı var. Genç hanımı soruyorum. O yameğe gitti, diyor, nöbeti ben devraldım...
- Siz arkadaşı mısınız?
- Ben eşiyim...
- Öyle mi ne kadar gençsiniz?
- Biz de yeni evliyiz zaten...
Karganın uçamadığın görmüşler. Onu kedilerin insafına terkedip gitmeyi duyguları kaldırmamış. Onu korumaya almışlar.
Genç adam bir yandan benimle konuşurken bir yandan da yaklaşan kedileri kovalıyor... Gitmeyen olursa elindeki su tabancasıyla su sıkıyor.
- Gece ne yaptınız?
- Aldık onu eve götürdük bir kafese koyduk sabah yine buraya getirdik...
Genç adamın adı Efe Tuzcu... Eşinin adı İlkem Tuzcu... Efe İBB'de, İlkem ise Apple şirketinde çalışıyormuş. Hafta sonunu yavru karganın başında geçiriyorlar.
Üçüncü gün aynı yere gidiyorum. Tuzcu çifti yine olay yerinde.
- Nasıl durum?
- Bugün yatay olarak uçtu ama havalanamadı, diyor Efe...
- Acaba bir sakatlığı mı var?
- Öyle görünmüyor, sanırım bir iki güne kadar uçacak...
Eğer uçmazsa Efe yıllık iznini kullanarak karganın başında beklemeye devam edecekmiş...
Genç adam:
- Eğer bizi burada bir daha görmezseniz bilin ki yavru uçup gitmiştir, dedi gülerek...
Kolay gelsin deyip yanlarından ayrıldım...
Bir yavru karganın başında sabahtan akşama dek bekleyip sürekli kedileri kovalamak ve onun uçmasını beklemek... Bu zahmeti hiçbir karşılık ve beklenti olmaksızın sadece bir insani sorumluluk olarak üstlenmek... Ne yüce bir duygu... Ne derin sorumluluk...
Yavru karga bugün yarın uçup gidecek...
Geriye sadece iki genç insanın anlayabileceği ve sadece onların paylaşabileceği büyük bir mutluluk kalacak... Tarifsiz bir mutluluk...
Melih Aşık
56 notes · View notes
meyuskartanesi · 1 year
Text
daha az seviyorum seni, giderek daha az unutur gibi seviyorum azala azala? aramızdaki uzaklığın karanlığında geceler kısalıp gündüzler uzuyor böyle olunca? daha az seviyorum seni, kendini iyileştiren bir yara gibi daha az ve zamanla sen geceyi tutuyorsun ben nöbetini, uzak dağ kışlalarında görmüyoruz birbirimizi usul usul iniyor kopmuş yollara, ışığı hafif uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin bir çığ gibi uyuyorsun rüyalarımda, sevgilim yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da. artık daha az seviyorum seni unutur gibi, ölür gibi daha az yeniden ödetiyorum kendime onca aşkın öğretemediğini kolay değildi yalnızca sevgimi değil evladımı da kaybettim ben kaç acı birden imtihan etti beni bir tek gece vardır insanın hayatında ömür boyu sürer nöbeti bu da öyleydi iyi ol, sağ ol, uzak ol ama bir daha görme beni.
143 notes · View notes
durulmak · 2 months
Text
Alarmlar kuruldu gece nöbeti için kendimi hazır hissetmiyorum kızları sevgi dolu sözcüklerle enerji dolu kaldıran bi hoca olamayacağım gibi bu gece
18 notes · View notes
ayaasikbirii · 3 months
Text
Bu gece uyku yok, sadece nöbet var... Deprem nöbeti
5 notes · View notes
hazannuma · 1 year
Text
Misafirim vardı iftara. Gün içerisinde de, iftardan sonra da çok yoruldum, Batu bayağı aktifti. Bir de bunların üzerine eşimin gece nöbeti vardı, yani misafirlerle beraber çıktı evden. Ev boşalınca, ilk iş olarak Batu'yu uyuttum. O kadar çok eğlendi ki, arkadaşı ile enerji patlaması yaşadı resmen. Uykuya dalmada da zorlandı, aklına ne geliyorsa, durup durup kafasını kaldırıp, bir şeyler anlatıyordu, gün içinde ki aktifliğinin analizini yapıyordu kesin 😅
Neyse, Batu'yu uyutmaya yakın, eşim 'hallettin mi işleri? Geleyim mi?" diye mesaj attı. Çünkü mutfak dahil, her şey olduğu gibi duruyordu. Tatlı yapmıştım iş arkadaşları için, onları almaya gelecekti.
Bende halledemediğimi, daha yeni Batu'nun uyuduğunu ama kendisinin gelip, tatlıyı götürebiliceğini söyledim.
Geldi. Hazırlamıştım tatlıyı, vereyim dedim. Yok dedi, dur, dur.
İçeri girdi, daha girerken, kollarını çemredi. Doğruca mutfağa yöneldi, tabakları boşaltmaya, sudan geçirmeye ve etrafı toplamaya başladı. Yapma, hadi git sen desem de, mutfağı toparlamadan gitmedi.
Yoruldun sen, ellerine sağlık canım, her şey güzeldi, içim rahat etmezdi dedi.
Gel de sevme şimdi bu adamı.
Her hali ile aşk.
23 notes · View notes
thesoundofdrugs · 1 month
Text
Bir kadıköy sokağı..Bir gece...
24 Aralık 2011 Cumartesi, 03:15
İlk kez cenin pozisyonunda yattığımı farkettim kıvrılıp uykusuz bir şekilde..Gene hislerim radarlarını açıp etrafımda birşeyler olduğunu biliyordum ve bu bana inanılmaz bir baş ağrısı ve yorgunluk... Biran önce uyumalıydım ve kısa süreli bir uyku nöbeti ardından sinir ile kalktım sebepsizce..Rüyalar gördüm oldukça ve gökyüzünde ki Dolunay'ı hatırladığım sadece.. Bu gece kendi ''Dolunay''ımı sahte olarak besleyecektim.. Elimi yüzümü yıkadım, bir kahve koydum.Fb'ye baktım, arkadaşlarımı cevapladım ve birini gördüm pekala, onceki davetini kabul ediyor bu akşam yanına geliyorum diyip dolaptan birşeyler atıştırıp dar bir kanvas kot giyip bir tişört üstüne de tamamlayıcı bir gömlek ile ceketimi alıp çıktım...Belki 10/15 dakika arabanın içinde buz gibi oturup bekledim ne yaptığım hakkında düşünmeye çalışarak..Boşver diyip kontağı çevirdim sigaramı yaktım; bir moonspell açıp kadıköye yola koyuldum..
Yer bulmakta oldukça zorlandım... Onu aradım ve kilisenin duvarında görüşmek istediğimi söyledim..Hava'nın soğuk olmasından yakınmaya kalkarken geliyorsan gel diye sert çıkıştım sebepsizce; onayladı. Hasırcıbaşı caddesinde eski oturduğum evin orada bir yer buldum ve oraya aracı park edip kiliseye doğru yol aldım..Mesaj attım ve 10 dakikaya kadar kilisede olacağımı; oda cevap olarak arkadaşlarıyla olduğunu ancak 30 dakikaya kadar gelebileceğini söyledi.. (( anca satabiliceğini kısaca.. )) Bir bira aldım ve müzik dinlemeye başladım duvarda.. Yanımda bir kadın vardı biraz gözü yaşlı gibi; yalnız...Sanırım 26/27 yaşlarında bir gezgin edasıyla...Canı sıkkındı sanırım neden bilinmez umurumda da değildi...Arada sanırım gözgöze geldik ama ikimizde oralı olmadık sanırsam...Birasını yudumladı ve sanırım bitirdi ve gidicekti...Bir afalladı toparladı yürümeye başladı tam derken her zaman işediğimi o konteynırların oraya çarptığı vakit tam yığılıcak iken yakaladım onu...İyimisin diye sordum evet deyip geçiştirdi ; seni taksiye bindireyim dedim hayır dedi peki dedim..Arkamı döndüm kulaklığımı taktım birama uzanır iken karşımda onu gördüm...Ufak bir tanışma merasimi gerçekleşip sen kimsin edalarına döndü durum.. Öğrendim ki aslında ağlamıyormuş sadece canı sıkkınmış..Yağmuru iyi yiyip gözleri akmış.Biraz sohbet ettik..26/27 yaşında dediğim o kadın biyoloji öğretmeni ve 33 yaşında olduğunu Moda'da oturduğunu öğrendim..Kendisine eşlik etmemi ve onu bırakmamı rica etti fakat bir arkadaşımı beklediğimi söylerken tam telefon geldi o kişiden ve nerde olduğumu sordu...Halbuki önümden geçmiş ve beni farketmedi...aramızda 20/25 adım var iken gozgoze geldik ve yanımıza geldi..Sarıldı öptü şaşırdım..O tanıştığım ismini hatırlamadığım kadın ise bir bozuldu sanırım anlamadım...Gelen arkadaşım tekel'e bira almaya gitti ve ismini hatırlamadığım kadına tam birşey söyleyecek iken Neyse ben gitmeliyim dedi ve bir anda kayboldu ortalıktan...Sanırım onu bir daha göremeyeceğim..Tekelden geldi ve ikimiz kaldık.. Konuşmaya başladık havadan sudan.. Konu ''Dolunay''a geldi ve sohbet ettik.. Bana sen ''Güneşin Oğlu''sun dedi.. Hoşuma gitmedi değil..Sonra üstünü başını inceledim..Sevmediğim gibi..Kıçında tayt üstünde kazak sadece kıçını kapatan ve ayağında 1 karış topuklu bir çizme... İçmeye devam ederken kapalı bir yere gidelim oturalım diye diretti ve ben gene reddettim...Yer değiştirmek istersen caddebostana gidelim dedim birden bire...Onayladı ve beni takip etmesini söyledim... Çok fazla içmedim evet..Arabanın yerini unutucak kadar hatta çalındı lan haha diyecek kadar içmediğimi biliyorum...Neyse şükür kavuşturana bulduk.
Kontağı çevirdim müziği açtım ve yavaş yavaş parlayan ışıklarda su gibi yollarda gitmeye başladık...Bir cd koydum ve skidrow dinliyordum..ki baktım parçayı değiştirdi..Birden bire parladım bağırdım sen ne yapıyorsun lan ?! diye.. sustu dokunma ?! diye bağırdım..gene sustu.. Caddebostan sahile vardık..Karnı acıkmışmış ve kendine ve bana burger king'den çizburger deli saçması ve tekele uğrayıp bira ve sigara ikilisini doldurmuş torbaya...Kontağı çevirdim motoru çalıştırdım ve aracın kaloriferini açtım..soğuk..oldukça soğuk... Çok mükemmel gibi böyle liseli aşık tripleri..Hadi bundan ısır yok hadi bir lokma daha geyikleri..Yolda zaten yeterince haşladım onu..İçimden bağırıp öf yeter siktir git demek gelmedi değil..Neyse atlattık..şişeleri tokuşturduk konuşmaya devam etti..Yüzüne pek bakma meraklısı değildim..Ayakkabılarını çıkarttı daha rahat oturmak için... Koltukta bağdaş kurup dokun bana demeye başladı..Nasıl neden ne için diye beynimin içindeki oyunlar üzerine kurgular yaratmaya başladım...Sadece elimi uzatmak ıle yetindim omzuna..Sarılmak değil..Sadece uzattım..Şaşkınım, bir kadın bedenine bu kadar uzak hissetmek kendimi; oldukça şaşkınım...Kendimde garip bir titreme hissederek yanıma sokuluşunu sadece izledim..Defalarca '' Dokun bana '' kelimesini kullandı..Taytını çıkartıp hırkaya doladı bacaklarını...Birden bire oturduğum şöfor koltuğunda üstümde buldum onu beni öperken ve ''benim gözlerim açık''..Tepki vermedim , karşılık verdim; zaten içimde biyolojik olarak hiçbir hareketlenme yoktu..''Gidelim buradan, sana burada değil yatağında saldırmak istiyorum dedi'' ruhsuz olarak peki dedim.. Maalum cuma gecesi..Sahilde çevirmelerin bolca olacağı bir gece.. Ara sokaklar üzerinden gidilmesi gerekti..Eve girmeden bu gece bu büyüyü bozmak istedim ve tekel'e uğrayıp ismine bakmadan orta kalite bir şarap aldırttım.. ben anlamam..Kontağı kapattım ve arabadan çıkarken çıkarttıklarını giydiğini unutup üstüne bir de kızdım madem giyicektin neden çıkarttın diye sebepsizce.. Beklemeyi sevmem genel olarak..Eve sessizce girdik.. Kendime kahve koymaya mutfağa gittim..Isıtıcı'ya suyu koydum, kaynattım bardağımı aldım ve odaya döndüm...Sanırım herşey planlanmış bir şekilde idi..Odam'da striptiz kulübünden çıkmış bir kadın vardı sanki...Elimdeki bardağı bıraktım şarap şişesine yöneldim içimdeki nefret ve titreyen ellerim ile..Tıpasını açtım kafamı diktim boğazımın kapakçıkları sanırım tıkandı ve dudaklarım arasından dökülmeye başlayışını aldırmadan bitirmeye çalıştım.. şişeyi indirdiğimde bambaşka bir bakış açısına sahip olup yapmam gerekeni ; kendi isteğimi değil, kendi duygularımı kendi arzularımı bir kenara bırakıp karşımdaki o kadına kendimi becerttim... Şimdi arkamda uyuyor.. Ben hala uyumuyorum.. Ben hala düşünüyorum ki yazıyorum kahvem ve sigaram ile..Şimdi , ''ben'' mi ; '' O '' mu yoksa ikimizde birbirimizi mi becerdik
kimdi o kadın ?
ben yastığımı alıp salona gidiyorum..
4 notes · View notes
perfavor · 3 months
Text
triyaj nöbeti tutmaktan nefret dün tek gözüm görmüyorken boğazımın ağrısından konuşamıyorken insanların gece 5te halsizlik şikayetiyle gelip rapor almak istemelerine şahit olmak çok zoruma gidiyor
3 notes · View notes
zencefil · 4 months
Text
ÜÇ KUPA kahve içmişim bugün saat 2 olmuş allahım napıcam emniyete gidip bu gece nöbeti ben devralırım mı dicem NAPICAM
3 notes · View notes
kurtarici0 · 8 months
Note
ilk defa aynı gün doğduğum biriyle karsılastım aglayasım geldi nedenini sorgulama
Eğitimde yalnızlık çekerken gece nöbeti tuttuğum arkadaşla aynı doğum tarihine sahip olduğumu öğrenmiştim benimde ağlayasım gelmişti hatta agamla ağlamıştık .. anlıyorum seni
6 notes · View notes
serseri-sair · 1 year
Note
Bilmem bir his :) şu şarkıyı bırakayım bakayım bir de, Sen nerdesin- Timur Selçuk
Güzel his, neredeyim söyleyim Hakkari Dağ Komando Tugayındayım İran ve Irak sınırında gece 2/4 nöbeti tutuyorum :)
1 note · View note
theves35 · 1 year
Text
Gece kışla nöbeti koymazda insana aklıma düştüğün o gece ki nöbet öyle bir koyar ki yapabilecek hiç bir şeyin kalmaz
4 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
AFORİZMALAR
Cemal Süreya: Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa./
İlhan Berk: İlk izlenim çok önemlidir. İlk iki dakika kocaman bir yüreği var sanırsın. Sonra bir ömür o yürekte, ilk iki dakikayı ararsın./
👉Meğer susmak; İnsanın içiyle konuşmasıymış, geç farkettim" ./ Uyumak tatlı geliyor; ama sen öldüğünün farkında bile değilsin / Başka anlamlar aramaya gerek yok! Katlandığım kadar seviyorum seni👈
Tolstoy: Kimseyi küçümseyecek kadar büyük değilsin. Çünkü gün gelir; Küçümsediğin her şey için önemsediğin bir bedel ödersin ./
Gorki: Bir sürü dostum içinde elbet düşmanım olacak; ama nerden bilebilirdim ki onca düşmanım içinde beni dostum vuracak./
Freud: Garip değil mi ? Bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde, İlk vazgeçeceği kişi siz olursunuz ./
Elif Şafak: Belki de aşk sevgiliyi kazanmayı değil de, Onda kendini kaybetmeyi gerektirir ./
Can Yücel: Bi hayli kırgınım.. Kime olduğunu, neden olduğunu bilmeden.. Belki hayata, belki kendime, belkide dilimden düşmeyen keşke'lere ./
L. Aragon: "Gitmeden önce düşün; çünkü döndüğünde bulduğunla, giderken bıraktığın asla aynı olmayacak"./ M. Kundera: "Erkek hoşlandıktan sonra tanır, Kadın tanıdıkça hoşlanır" /
E. Cansever: Bazen diyorum ki onu kafama takmamalıyım. Sonra da diyorum ki; önce kalbimden atmalıyım /
Rene Descartes: Yalnızlık, bir daha kırılmayacağın ve üzülmeyeceğin bir mutluluktur. Onu çekilmez yapan tek şey ise 'yenilmişlik' duygusudur./
Nazım Hikmet Ran: Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim. Aklıma gelişini seveyim. ...Ne güzel de darma duman ediyorsun beni.."/
Nazım Hikmet Ran: Sevmek, sevdiğin kişiyle birlikte olmak değildir unutma. çünkü aşk; onunla yaşamak değil, onu yaşamaktır aslında../
Can Yücel: Bilinmedik bir hüzün var içimde, bir gariplik.. anladım ki, ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik..!/
Sunay Akın "Ne yani, Papatyada bir yaprak daha olsaydı beni sevecek miydin" ? Dostoyevski Hayatta hep mutlu olursam, hayalini kuracak neyim kalır .
Can Yücel Ve şimdi aşk; Yaz'ın ortasında bir kar tanesiyle tanışmak gibi.
Özdemir Asaf Sana bir şiirler olmuş sevgilim.Yüzün, gözün söz içinde. Hangi imla kitabına baksam, "ben" den ayrı yazılıyorsun.
Küçük İskender İki kadın olsun hayatımda, biri; Eve girdiğimde 'Hoşgeldin' Diyen, Diğeri ise eve girdiğimde " İngaa " diyen.
P. Neruda "İnsanlarla yüzyüze konuşarak her sorunu halledebilirsin; ama bazı insanlar gelir önüne, hangi yüzüne konuşacağını bilemezsin".
Murathan MUNGAN ... Artık daha az seviyorum seni.. Unutur gibi..ölür gibi daha az.. Yeniden ödetiyorum kendime Onca aşkın öğretemediğini.. ...Kolay değildi.. Yalnızca sevgilimi değil..evladımı da kaybettim ben.. Kaç acı birden imtihan etti beni.. Bir tek gece vardır insanın hayatında.. Ömür boyu sürer nöbeti.. Bu da öyleydi.. İyi ol.. Sağ ol.. Uzak ol.. Ama bir daha görme beni...
Donnie Brasco Tahterevallinin diğer ucuna oturarak sayemde yükselen insanlara; canımın sıkıldığında kalkabileceğimi söyleyin . [Anonim] Hani dünyaya Haykırsam Aşkımı DerLer ya; Önce qiT Sevdiqini kuLaqına Haykır Aşkını DaHa çok SeviLirsin! Aziz Nesin 'Aşığım sana' cümlesinin sonundaki 'a' harfi terk etti seni. O da üzülmüyor gittiğine, Sen hala 'Aşığım San' beni ..
Çehov İnsanlara ne kadar değer veriyorsan o kadar tepene biniyorlar. Hele bir de verdiğin değeri onlara belli ettiğinde..
[Anonim] Yarın bizi beraber görenler "kimdi o yanındaki" diye sorarlarsa beni detaylı anlatma. Kısaca; "ömrümün geri kalanı" dersin . Murathan Mungan Bir gün gelir, dünyanın bir yerinde yıllarca senin haberin olmadan yaşamış birine bütün hayatını anlatmak istersin .
5 notes · View notes
apartmandakisakin · 2 years
Text
Askerdeysen nöbet tuttuğum lojmanın 200 metre ilerisinde bi fırın vardı her nöbete gittiğim günün gecesi açlıktan ölme çizgisine geldiğim için bu fırına gitmek için niyet eder ama bi türlü gidemezdim korkudan. bi gün aşırı soğuktu açlık soğuktan daha can sıkıcı olmuştu Balkanlar’da 1900’lü yıllarda kışla nöbeti tutan köylü bi oğlan gibi hissetmiştim kendime ait tek kararım yok hayatım bok gibi seçimlerim dandik yarrak gibi bi hayatın içinde bi anda bulmuştum kendimi bütün bunlar yetmezmiş gibi bi de açlıktan her gece ölümden dönüyordum :D Kayseri’nin gece havası çok pis gündüz don atlet gezsen yanıyorsun gece mont giysen donuyorsun inanılmaz bi saçmalık. bütün cesaretimi toplayıp kararımı verdim yetti bu kadar dedim yetmeliydi de olanlar sürekli evirip çevirip aynı şeyleri düşündüğüm günlerden anlardan dakikalardan gelecek kaygımdan tüfeğin ağırlığından montun saçmalığından neden niye sorularımdan vadide zambaktan her şeyi sikiyim her şeyi herkesin aq hepsinin en çok midemin aq yeter artık diyip tüfeğimi sırtıma astım ve fırına doğru koşmaya başladım fırının önüne geldiğimde nefes nefese kalmıştım kapıyı ittim açılmadı cama kafamı dayadım içeriden saate baktım saat 4:30 içeride ışıklar yanıyor ama kapı kilitli aşırı sinirliyim nefes nefesteyim yakalanmaktan çok korkuyorum çoğu şeyden korkuyorum 3? ,8₺ /3?:3? ₺83₺65836! Bi çocuk sesi duymuş kapıyı açtığını bile görmedim seslenince fark ettim buyur asker ağa dedi hay aq geldi gene 1900lü asker kafam dedim s.a dedim as dedi abi çok açız bize 1 ekmek verir misiniz bayat da olsa yeriz dedim adam üzüldü aq ahsjahahah üzülme aq bu benim rutinim diyemedim herif bana hayatımda ilk kez gördüğüm bi şey verdi adı KETE KETEEEEE TAM 5 tane KETE çayınız var mı güzel olur çayla dedi yok dedim adam bana pet şişe içine çay koydu 2 plastik bardak verdi koşa koşa geri gittim Rıdvan diye Ankaralı bi çocuk vardı ona çayı ve KETEYİ GÖSTERDİM beraber yedik aşırı iyi hissettim soğuk artık umrumda değildi bitti dertler dedim wksajdjsjsj ama bitmedi o fırına 1 kez daha gittim adam bana başımıza bela aldık der gibi baktığı içn bi daha gitmedim ondan sonra sağlık olsun adamdan fa Allah razı olsun
3 notes · View notes