Tumgik
#gökgürültüsü
cryingchick · 1 year
Text
Tumblr media
10 notes · View notes
gundemsivas · 7 months
Text
Tumblr media
Türkiye Genelinde Sağanak Yağış Uyarısı https://gundemsivas.com/turkiye-genelinde-saganak-yagis-uyarisi/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
twisted-w0rds · 11 months
Text
Anadolu yakası'nda gökyüzü show yapıyor.
1 note · View note
kalbiahenin · 7 months
Text
Bu gece yağmur ve gökgürültüsü ile uyuyacağız
12 notes · View notes
bugunbirazleylayim · 3 months
Text
Uykudan gökgürültüsü ile uyandım resmen dışarıda uyutmayan fırtına var diyebilir miyiz?!?
6 notes · View notes
yorgunbirdeniz · 11 months
Text
Bardaktan boşalırcasına yağan yağmur ve gökgürültüsü… Dışarı çıkıp yere uzansam şimdi yağmurla birlikte beni de kabul eder mi toprak. Bir an bile olsun kafamdaki bu sesler susar mı ?
9 notes · View notes
mesutbahtiyarolacak · 2 years
Text
Tumblr media
36-
Galip de mağlup da aynı kişiydi aslında. Galip ve mağlup tek bir kişi. Öznesine kondurduğum her isim silinip giderken, bir tek benim adım kalıyordu o kemerli kapının tam ortasında.
Galip ve mağlup…
Hesaplaşılması gereken bir yabancı olmuyor sonrasında. Başka herşey bir toz bulutunun yağmurda yere çöktüğü gibi damla damla yok oluyordu anıların arasında. Hiçbir şeye hesap sormuyor, herkesi affediyordunuz masumca…
Ne için sorusunu sormuyorsun… Nereye kadar sorusunu da… Tüm sorular birbirinin ardı sıra dizilirken hepsine soğuk bir tebessüm fırlatıyorsun. Ve hiçbiri rayından çıkmıyor, cevaplar kendiliğinden oluşuyor her bir rıhtımda.
Basit bir kabullenişler zinciri içerisinde yaşıyorsun hafifçe. Herşey sıra sıra bekleşiyor bir önündekini. Hepsinin başı yerde. Göz göze gelmekten imtina ediyor.
Yenilgiler bile senin kontrolünde. Vazgeçişler, terk edişler, yalnızlıklar…. Bilerek kendi kendine süprizi yapmak gibi. Kendi kendini yenmek gibi.
Hazzın doruğunu bir kere yakaladın mı bir daha hiçbirşey eskisi gibi olmuyor. Hiçbirşeyi hissetmiyor, herşey havadaki toz zerreleri gibi uçup gidiyor.
O zaman bir soru çıkıyor karşına..
Tüm bunların arasından, başını kaldırıp isyan edercesine bir soru…
“Neden?…”
Bir soru ki, bir denizin kapısı…
Bir soru ki, damla damla sızıyor, ruhundaki her bir çatlaktan içeri.
Her damla bu soruyu soruyor.
Her damla bir cevap istiyor…
“Neden!!!!….?”
Bir denizin yer değiştirmesine şahit oluyorsun.
Bir ruh bedeni yırtarcasına sıyrılıyor gözkyüzüne doğru.
Kanatları kaburgaları parçalayarak açılıyor sertçe.
Havada uzaktan parlayan şimşek eşliğinde, kanatlar havada çırpınmaya başlıyor.
Gökgürültüsü eşiliğinde.
Ruh bedeni terk ederken, beden bakakalıyor arkasından hüzünlü gözlerle.
Sessizlik ve hissizlik eşlik ediyor bedene. Yalnızlık uzaktan çıkıp selamlıyor tüm geçmişi.
Beden ruhunu aramaya başlıyor.
Her bir hissi yeniden tanımlamak zorunda kalmak.
Aşkın, sevginin, acının binbir şekli.
Bin başlı ejderha misali karşında ateş püskürüyor.
Elinde ise sadece bir kelime. Bir kılıç misali sallanıyor boşlukta. Bazen kendini yaralamayla sonuçlansa da acı vermiyor en sevdiğinden aldığın darbeler karşısında.
Bir kılıç, bir kelime parlıyor gecenin karanlığında…
“Neden….
Neden!!!!
Neden…?”
29 notes · View notes
yok-olmak · 2 years
Text
Tumblr media
Sesini değil sözünü yükselt,
Yağmurlardır yaprağı büyüten.
Gökgürültüsü değil!
"Güzel bir söz paylaşmak istedim."
SeDa
38 notes · View notes
cryingchick · 1 year
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
doriangray1789 · 2 years
Text
YARATILIŞ BÖLÜM 3-)
gılgamış'ta da yaratılış çamurdan
sıtkı okuyordu, sürekli. bir ara eline gılgamış destanı geçti. daha önce okumuştu. fakat yaratılış açısından hiç incelememişti. "okuyalım bakalım" dedi kendi kendine. 
birden karşısında aruru belirdi sıtkı'nın. bulunmaz fırsattı. "ey yüce aruru," dedi sıtkı, "bir inceleme yapıyorum, tüm tanrılara soruyorum, insanı nasıl yarattınız diye?" aruru, hazırlıklıydı. marduk'tan bilgi almıştı. karşısındakinin kül yutmayacağını biliyordu.
"en iyisi doğruyu anlatmak," dedi ve başladı konuşmaya: "büyük gök tanrısı anu -ki, kendisini ben yarattım- uruk halkının ah ve figanlarını dinlemişti. beni çağırdı. 'sen,' dedi, 'beni yarattın, şimdi de fikrimi yarat.' bunu duyar duymaz, anu'nun fikrini kalbimde yarattım. ellerimi yıkadım. bir parça çamur koparıp yazıya attım. ve bu yazıda, kahraman engidu'yu yarattım. çamurdan yarattığım engidu, demir gibi serttir. bütün gövdesi kıllardan simsiyahtır. kadın gibi uzun saçları vardır."
"doğru söylüyor," diye düşündü sıtkı. gılgamış destanı'nı hatırlamıştı. fakat şimdiye kadar çamur meselesi ilgisini çekmemişti. şimdi, herşey kafasında yerli yerine oturuyordu. bereketli toprakların efsanelerinde ilk harç, çamurdu.
önce böcekten, olmayınca çamurdan: 
acaba uzak diyarların tanrıları da insanı çamurdan mı yaratmıştı? "çinliler ilginçtir," diye düşündü sıtkı. "bir de onlara bakalım." kitapları okumaya devam etti. çin efsaneleri bölümünü buldu. tanrı pen-gu'dan bahsediliyordu. "pen-gu" iye seslendi. zümrüdü anka'nın kanadına binerek geldi pen-gu.
"anlat bana yüce pen-gu," diye sordu sıtkı. "sen nasıl yarattın insanı?"
"ben çok kuvvetliydim," dedi pen-gu. "havayı toprak ve yeryüzü olarak ikiye böldüm. sonra öldüm. nefesimden rüzgarlar, sesimden gökgürültüsü, gözlerimden güneş ve ay, vücudumdan dağlar, kanımdan ırmaklar ve denizler, saçlarımdan yıldızlar, terimden de yağmur meydana gelmiş. daha sonra çürüyen bedenimde kaynaşan böceklerden insanlar oluşmuş."
"hah!" diye bağırdı sıtkı. "işte şimdi değişik bir öykü buldum. demek çinliler böcekten geliyorlar."
"daha bitmedi, sabırlı ol," diye seslendi yüce pen-gu, bilge bir tavırla. ve devam etti.
"zamanla gökyüzünün bir bölümü denizlere düşerek insanlığı yok etti. bunun üzerine tanrıça ngüho, yengeç elleriyle gökyüzünü yukarıya kaldırdı, denizleri yeniden sınırlarına itti ve çamurdan yeni bir insan türü yarattı."
"hayret," dedi sıtkı. "demek çin tanrıları da insanı çamurdan yaratmışlar." pen-gu'ya teşekkür etti.
tevrattan kur'an'a:
nereye al atmışsa, önüne çamurdan yaratılış çıkmıştı. evet, hepsi birbirinden "kopya çekmiş"ti.
acaba, tevrat ne diyordu? işte bulmuştu, okudu:
"ve allah dedi: 'suretimizde, benzeyişimize göre insan yapalım/ve allah insanı kendi suretinde yarattı, onu allah'ın suretinde yarattı./ve rab allah yerin toprağından adam'ı yaptı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi ve adam yaşayan can oldu./fakat adam için kendisine uygun yardımcı bulunmadı./ve rab allah adam'ın üzerine derin bir uyku getirdi ve o uyudu ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı./ve rab allah adam'dan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı ve onu adam'a getirdi.."
adem ile havva'nın ilk günahları ve cennetten kovuluşları ile devam eden bu yaratılış öyküsü, hemen hemen aynen kur'an'a geçmişti.
neden çamur?
"neden çamur?" diye düşüdü sıtkı. kimbilir, belki de atalarımız, kendilerine son derece gerekli olan, tüm ihtiyaçlarını karşılayan su ve toprağa özel bir önem vermişlerdi. su ve toprak birlrşince çamur oluyordu. zaten günümüze değin gelen büyük efsaneler, soyut düşünce sistemleri, dicle'nin, fırat'ın, nil'in, indus'un, sulak ve bol çamurlu topraklarından yeşermişti. büyük uygarlıklar yaratan bu topraklar, zengin efsanelere de yataklık etmişti. bin yıllar öncesi insanlarının su ve toprağa olan bu şükran borçlarını anlamamak mümkün değildir.
ortadoğu tanrılarının etimolojik gelişimi:
ortadoğu'da çeşitli dönemlerde yaşayan halkların tanrılarının adları ilginç bir evrim gösterir:
ibraniler'de kah "yehova" kah "elohim" olur. tevrat'taki bu iki tanrı adı yehova ve eloha'nın geçtiği satırlara dayanılarak metin ayrılıkları saptanmış. aramice "elah" kelimesi ile tevrat'taki bu "eloha" kelimesi, incil'de isa'nın ağzından, "eloi, eloi, lama sabachtani" (tanrım, tanrım. beni niçin bıraktın) biçiminde görülür. islam öncesi araplar'da erkek tanrı için kullanılmış olan "ilah" kelimesi de islamiyet'ten sonra ufak bir gramer türetilmesi ile "allah" olur. kur'an'ın bazı surelerinde yer yer "ilah" kelimesine de rastlanır.
12 notes · View notes
kalbiahenin · 7 months
Text
Gökgürültüsü ve yağmur başladı. İyi güzel İnşâAllah yarın böyle olmaz
5 notes · View notes
badblackrose · 11 months
Text
Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor hatta dolu yağıyor bayada gökgürültüsü var ve test çözmeye karar verdim mökemmelim.
6 notes · View notes
banacandiyin · 11 months
Text
Saat gece 3 buçuk civarı dışarıda yağmur ve gökgürültüsü, karanlık bir banyoda duş ve arkada klasik müzik çalıyor, bunu çok seviyorum.
2 notes · View notes
bugunbirazleylayim · 2 years
Text
Böyle bir anda coşuyor yağmur gökgürültüsü şimşek hepsi birbirine karışıyor diyorsun ki tamam şimdi kıyamet kopacak üç saniye sonra kesiliyor beş dakika sonra yine kıyamet ya bu ne kısa film gibi ver ordan seri film hesabı üç saat kıyamet sonra tamamen kesik böyle ara ara olunca anksiyetem tavan yapıyor rabbim valla dayanamıyorum :ı
17 notes · View notes
elffelff · 2 years
Text
Şimşekten gökgürültüsü korkmayan ve delice seven tek insan ben miyim
20 notes · View notes
aynodndr · 1 year
Text
Tumblr media
Kim öğretmiş balıklara yüzmeyi?..
Gök kuşağını kim yazar bir renk şarkısı gibi?..
Güneş nasıl doğar her gün?..
Horozlar mı kaldırır?...
Geceyi kim örter üstümüze yorgan gibi?..
Yıldızları çakan kim gökyüzüne nokta nokta?...
Gözlerimi takan kim ışıl ışıl?
Denizleri dolduran kim yeryüzüne?...
Tuzunu kim katar içine?...
Kim çakar şimşekleri kibrit gibi?.. Gökgürültüsü ne anlatmak ister?..
Bahar halısını kim serip, kim kaldırır ayağımın altından?..
Yağmurları kim serper damla damla?..
Çiçekler nereden alır renklerini? Kim öğretir açmasını?..
Onlar okula gitmez ki!..
Çocukluk bu ya..
Sorardım işte...
Soramayan büyüklere inat...
Siz sormuş muydunuz çocukluğunuzda?...
Çiçeklerin okula gitmeden açmayı nasıl öğrendiklerini merak etmiş miydiniz?..
Etmemişseniz eğer...
Ve sormuyorsanız hâlâ...
Keşke büyümeseydiniz,
demek geliyor içimden...
Sedat Turan
4 notes · View notes