Bazı şeyler zaman ister, bazı şeyler acıyı sever, bazı şeyler yok olmayı diler... Düşüncelerime boğulurken, nefesim boğazımda düğümlenirken benim yaptığım tek şey saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırabilmekti. Hissettiğim şeyleri dışa vuruyordum elbette fakat dilime gelmiyordu. Geliyordu geri itmek zorunda kalıyordum. Başıma giren ağrıların, bitmek bilmeyen iç seslerin, gerçekte olmayan şeyleri görme çabam, başarılı olabileceğime olan inancımın başarılı olamayacağımın inancına dönüşü başını aldığı gibi gidiyor ve sanki bir sonu yokmuşcasına dibe batırıyordu. Uzun zaman sonra hissetmediğim bir duygu hissettim: Sevgi. Ben gerçekten birini sevebildim. Uzun zaman sonra... Bunu yazma sebebimi elbet anlamışsındır elbette sonu umduğum gibi bitmedi. Hatta bu hikayenin net bir sonu olmadı. Kaçak Gelinleri, İnadına Aşk dizilerini ziledin mi? izlemediyse finaline bakmanı tavsiye ederim. Belli bir sonu yok, hiçbir şey çözüme kavuşmadı ama o hikayenin sonu oydu. Bizim hikayemizde böyle bitti işte. Çok güzel hissettim hemde çok. İlk başta her şey rüya gibiydi. O ilk gün gerçekten hayatıma bir gecede giren birinin hayatımın bir parçası olabileceğine inanmamıştım. Oldu... Ek olarak içimde büyüyecek acının temeli oldu. Bunu tanışmamızdan bir sonraki günde olmuş olan buluşmamızda anlamıştım. Anlamıştım başımın belası olacağını ve bana yaşatmasına izin vereceğim şeyler için kendimden deli gibi utanacağımı bilememe rağmen uzattığı elini tuttum. Elini tuttuğumda utandım ama en çok kızdım. Bu kadar mı sevgiye ihtiyacım vardı da en küçük hareketi üzerime alınıyordum. Ben beni sevdiğini söyleyecek ama hiç sevmeyecek olan birine inanmıştım. En çok buna inanmıştım. Bize... Yanılmadım. Geçmişindeki karaktersizliğini bıraktığını değiştiğine inanmayı seçtiğimde en büyük hatayı yaptığımı biliyor ve aptal gibi bu hatayı onunla yapmak istiyordum. Bir insanın arkadaş çevresi neyse o değiştiğini söylese dahi onlar gibidir ve bir araya geldiklerinde onun asla seninleykenki gibi kaldığını düşünmemeliydin. Düşündüm... Sevince kör olduğumu ve alttan aldığımı farkettim. Yapmamalıydım. Fiziksel olmasa dahi duygusal olarak aldatıldığımı öğrendiğim o gün. Bırakıp gitsem dahi ayrılamadım, yuttum ve yapmamalıydım. Benim için her şey o gün bitmişti. İlk önce kafamda bitirdim, acısını çektim, yasını tuttum daha sonra o malum gün. Ve o değerli gün... 4 Kasım 2023 akşamı. Üniversiteye başladığı ilk gün, içtiği ilk gün ve ilişkimizin son bir telefon konuşmasıyla bittiği gün. Yanlış anlama ayrılık konuşması yapmadık. Sarhoş olmuştu ve ne yaptığını bilmiyordum tiksindim daha çok soğudum en son dediğim şey "Sonra konuşuruz." Konuşmadık. O günden sonra ne ben ona yazdım ne o bana yaptığı hata için arayıp sordu ne de özür diledi. İnsan sevdiğinin gönlünü alırdı. Erkekler sevdiği kadını terk etmezdi kullandıkları kadını terk ederlerdi. Ben yine çok sevmiş ve sevilmemiştim. Üstüne kullanılmış ve aptal yerine konmuştum. Bu hayat her şeyi unutsun benim 10 yılda yaşayacağım duygusal çöküntüyü onun bana 1 ay 20 günde yaşattığı o çöküntüyü unutmasın. Başta da dediğim gibi bazı şeyler zaman ister, bazı şeyler acıyı sever, bazı şeyler yok olmayı diler, bazı şeyler bir daha aynı hatayı yapmamak için kendisine demirden duvar örerdi. O bazı şeyler ben ve aklım. Belki de sensin. İyi olsun geceler.
Denizler dalgalanır rüzgar eserken ve hisler ölür Sirena yazarken;
İyi ki o yollardan geçtim. İyi ki düştüm. İyi ki ihaneti gördüm. İyi ki sevdim. İyi ki yenildim. Beni ben yapan her şeye, iyisi ve kötüsüyle beraber teşekkür ederim. Bütün yorulmuşluklara rağmen hayat hâlâ güzel. Ve ben artık, bunlarla beraber benim.