Çok seviyor olman da onu doğru kişi yapmaz. Sana acı veriyorsa, bütün iyi niyetlerine rağmen her seferinde iyi niyetini suistimâl ediyorsa; deli gibi âşık olsan bile o yanlış insan demektir. Bunu kabullenmelisin…
Çünkü doğru kişi hayatından bir şeyler çalan değil, hayatına anlam katan kişidir… .
Allah her şeyin en güzelini, en doğrusunu bilerek veriyor. Bir zamanlar kalbimi sökercesine beni üzen bir şeyi yaşadığım için sonradan şükredeceğimi nereden bilebilirdim ki? Bilemezdim...
Yüz üstü bırakıldığım ilk gün hissettiğim o acının hiç geçmeyeceğini, onlarca kez bölünen uykuların asla bitmeyeceğini sanıyordum.
Göğsümü sığdıramadığım şu gökyüzünün ciğerlerime hep dar geleceğini sanıyordum.
Artarak devam eden özlemlerin hiç geçmeyeceğini sanıyordum.
Aslında ben en çok da bana yapılan haksızlığı asla hak etmediğimi sanıyordum. Meğer yapılan onca fesatlığa tahammül etmekle o haksızlığı kendime ben yapıyormuşum. Çünkü sevdasını bal sanan, zehirlendiği kalbi kendine yuva sanıyormuş.
Yani yok yere gidenler iyi ki geri dönmemişler, yoksa ben asla iyileşemezmişim...
Dedim ya, Allah her şeyin en iyisini biliyor. Bazı acılar zamanla birer armağana dönüşüyor...
Herkes sevdiği kadar sevilmeyi hak eder. Insan birini seviyorsa huzur dolmalı içi, sevgi kaynamalı... Çünkü sadece sevginin olduğu kalplerde merhamet vardır.
Öyle zamanlar olur ki kalbiyle beyni arasında sıkışıp kalır. Ne mantığını ne de kalbinin sesini dinleyebilir. İşte bu durum, çok berbat bir şey...
Vazgeçmeli mi insan sahiden?
Bazen kesinlikle vazgeçmek gerek... Ne kadar acıtsa da üzse de kırsa da vazgeçmek gerek bazen. Eğer birinin verdiği acı huzurdan çoksa, güldürdüğünden çok ağlatıyorsa, ihtiyacın olduğu zamanların çoğunda yanında yoksa vazgeçmek gerekir o zaman.
Çünkü bunun bir sonu yoktur. Bir sonu varsa bile mutlu bir son değildir.
O yüzden yolun sonunda mahvolmaktansa yol ortasında vazgeçmek bazen en iyisidir.. .