Tumgik
#eksik hissetmek
sinekkapan · 5 months
Text
kendine güvenmemek ne kadar boktan bir şey
3 notes · View notes
Text
O şarkıyı,
O, sevdiğine hediye etmiş.
4 notes · View notes
damladanummana · 11 days
Text
Dengi Dengine
Denk gelmeli insan, dengi dengine. Dengi dengine denk gelmiyorsa, hiç denk gelmemeli, zira dengi ile olmadı mı çok da uzun olmayan bu hayat yolunda  insan için büyük bir zaman ve dahi emek kaybı…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
dianaa70 · 18 days
Text
eksik,mutsuz,huzursuz, ümitsiz ve umutsuz,hayalsiz yaşanır mı? insanoğlunun yüreği dayanır mı buna.söyle,kolay mı böyle yaşamaya çalışmak.kolay mı kalbini susturmak.kırıkları görmezden gelmeye çalışmak.acıları unutmaya çalışmak.söylesene kolay mı bunların her biri.kolay mı bu düşüncelerle her bir saniyeyi geçirmeye çalışmak.eksik şeyi bulamamak,kolay mı?hem onun acısını hissetmek hem de onu bulamamak yormuyor mu senide.baksana,ben çok yoruldum,gücüm hiç kalmamış gibi.öyle yorgunum işte.
10 notes · View notes
nnyksss · 1 year
Text
neden mi biz olamayız? ¿
çünkü ben daha fazla başka bir kız ihtimalini kafamda düşünmek istemiyorum.
çünkü ben daha fazla kavga
daha fazla çekince
daha fazla gözyaşı
daha fazla değersiz hissetmek
daha fazla mutsuzluk istemiyorum.
ben geçmişi artık geçmişte bırakıp herkesden soyutlanıp en saf halinden bir aşk yaşamak istiyorum.
bir şeyleri çekinmeden söylemek, ruhumun yaşadığı ikinci bir beden istiyorum.küçük şeylerle mutlu olmak,paraya pula adanmamış bir aşk istiyorum. benliklerimizle değişmeden bir olduğumuz bir aşk istiyorum. birlikte büyüyeceğim, sorunlarının üzerine yürüyebilceğim onun yerine kendimde var olabileceğim bir aşk istiyorum.eksikliklerimizle var olduğumuz bir aşk istiyorum..
yeri geldiğinde bir papatyanın günümüzü güzelleştirebildiği, bir şarkıda oturup deli gibi ağlayacağımız bir aşk istiyorum.
isteklerim değil kalbiniz eksik sadece. ben tüm benliğimi koysam bile tamamlayamıyorum sizi.
64 notes · View notes
yaralanma · 24 days
Text
eksikliğimin hissedilmeyip eksik hissetmek gerçekten çok kötü
7 notes · View notes
gri--adam · 2 months
Text
Kimse kimseyi dinlemiyor duymak anlamak hissetmek istemiyor, neyi ne kadar hızlı alırım nasıl tatmin ederim ruhumu bedenimi diye tüketmek istiyor karşısındakini... Sonrası olmuyor işte herkes biraz eksik yarım kalıyor. Tükenmişliğin karşılıksız duyguların boşluğunu doldurmaya çalışırken bir ömür heba olup gidiyor kim için ne için olduğunu bile bilmeden...
12 notes · View notes
neselibirmelankolik · 11 months
Text
Yetersiz, eksik ve sürekli hatalı hissetmek, çok ağır
15 notes · View notes
guzyazi · 7 months
Text
ÇOCUKLARINIZI ŞIMARTIN
Dünden beri bir video dolaşıyor: "Çocuklarınızı şımartın!" diye.
Zor bir çocukluk geçirmiş, bunu kabullenmesi çok zaman almış biri olarak videoyu izlediğimde videodan bu kadar midemin bulanmasına ben de şaşırdım.
Bir dönem kendimi "kurban" görmüştüm. Sonra "kahraman"lığa soyundum. Şimdi güçlü ya da güçsüz olmanın öneminden uzakta, "Bugünümü nasıl güzelleştirebilirim?" diye dışa açılışlarım ya da "Bugün hiç keyfim yok, sadece yatacağım." diye içime kapanışlarım var. Mutluluğumu ya da mutsuzluğumu kovalamıyorum.
Travmaların insanı soktuğu kurban psikolojisinin, yaşam/potansiyel yaşam üzerinde çok ciddi tehdidi var. Yani kendine yardım etmeye çalışmak güzel ama kendini yardıma "muhtaç" acizlikte hissetmek bir kaçış. Girdap. Hiçbir zaman kendinize yaklaşamadığınız, herkesi suçladığınız sonuçsuz bir yol.
Kurban hissettiğim dönemlerde sıkça yaptığım düşünce hatalarından biriydi çocukların şımartılması gerektiği. Kendimde her eksik olanı lazım sanıyordum. Bir de iyi konuşmacıyımdır, annemi bile manipüle ediyordum: "Çocuk, dünyaya sizin isteğinizle geliyor dolayısıyla onun size değil; sizin ona 'öf' bile dememeniz lazım." diye. İyi ki böyle ters pencereli bakıyorum dünyaya, orası ayrı. Ama ebeveyne aşırı suçlayıcıyken çocuğu da aşırı muhafaza ediyor, onu hayattan tamamen sakınıyordum. Çocuk zorlanmamalıydı, sınanmamalıydı, seçenekler çocuğun önüne serilmeli ve yeteneği şıp diye anlaşılıp çocuk ona yönlendirilmeliydi. Çocuk sanki hiç büyümeyecek bir kutsiyetteydi. Yalıtılmış bir halde ondan bir hayat çıkacak diye beklenmeliydi. Of ne temelsiz zırvalardı bunlar.
Şimdiyse, her istediği yapılmış çocuklarla geçen bilmem kaçıncı yılım öğretmenlikte. Bir de -travmatize olmaması kaydıyla- sınanmış, denenmiş, potansiyeli zorlanmış çocuklara bakıyorum. Kendilik yolunda, hayatı kolaylama ve zenginleştirme bakımından öyle uçurum var ki aralarında. Ya, öyle.
Videoyu tarttım tarttım tarttım... Genellenemeyecek kadar anlamsız cümleler yığını. Çocuğuna güven vermek onu şımartmakla aynı şey değil. Kelimeler yanlış seçiliyor ama hâlâ öğrenilemedi ki kelimeler her şeydir.
"Çocuklarınızı destekleyin ama yönlendirin de. Tahakküm altına değil ciddiye alın " vs. gibi çocuğa yüz verme yöntemlerinin sıralanacağı yerde sığlıkla "Şımartın!"
Peki.
Videodaki konuşmacıyı araştırdım, Sinan Ergin diye biri. Satış-Pazarlama üzerine inşa edilmiş bir tahsili var denebilir. Motivasyon konuşmaları yapıyor. Aradım, taradım, psikolojiye dair bir ihtisas göremedim. Varsa bilgilendirin. Varsa da görüşlerine kaşıntım tuttuğu gerçeği değişmeyecek. Çocuk-ergenden deneyim itibarıyla bu kadar uzaksak konuşmayalım.
7 notes · View notes
huzursuzbacaksendromu · 2 months
Text
Psişedeki vahşi güçle ilişkinin koptuğuna dair duygu-tonlu belirtilerden bazıları nelerdir? Sürekli olarak aşağıda belirtilen yollardan birisiyle hissetmek, düşünmek ya da davranmak derin içgüdüsel ilişkinin kısmen zedelenmesi ya da sürekli yitirilmesi demektir. Sadece kadınların dilini kullanırsak, bu belirtiler şunlardır: Kendini had safhada yavan, yorgun, kırılgan, çökkün, kafası karışık, suskun, dizginlenmiş, heyecansız hissetmek. Kendini korkmuş, aksak ya da zayıf, esinsiz, cansız, ruhsuz, anlamsız, utangaç, sürekli kızgın, hafifmeşrep, sıkışıp kalmış, yaratıcılıktan uzak, bastırılmış, aklını yitirmiş hissetmek.
Kendini güçsüz, sürekli kuşku içinde, sarsak, tıkanmış, bir işin sonunu getiremez, yaratıcı hayatını başkalarına teslim eden, eş, iş ya da arkadaş seçiminde hayatın altını oyan tercihler yapan, kendi döngülerinin dışında yaşamaktan mustarip, kendini aşırı korüyucu, uyuşuk, belirsiz, mütereddit, kişiliğine uygun adımlar atamayan ya da sınırlar koyamayan biri olarak hissetmek.
Kendi temposunda ısrar etmeyen, çekingen, Tanrı’sından ya da Tanrılarından ayrı düşmüş, kendini yenilemekten uzaklaşmış, içgüdülerini yitirmiş biri için en güvenli yer olduğundan ev hayatına, entelektüelliğe, işe ya da tembelliğe çekilmiş biri olmak.
Kendi başına bir işe girmekten ya da kendini açığa vurmaktan korkmak; akıl hocası, anne, baba aramaktan korkmak; eksik çalışmasını bir başyapıt haline gelmeden önce sergilemekten korkmak; bir yolculuğa çıkmaktan korkmak; başkasına ya da başkalarına bakmaktan korkmak; koşmaya devam etmekten, durmaktan, yavaşlamaktan korkmak; otorite önünde sinmek; yaratıcı tasarılardan önce enerjisini yitirmek; ürkme, küçük düşürülme, endişe, uyuşukluk, bunaltı.
Başka yapacak bir şey kalmadığında dilini tutmaktan korkmak; yeniyi denemekten korkmak, karşı koymaktan korkmak, sesini yükselterek, karşı çıkarak konuşmaktan korkmak; midesinin bulanmasından, heyecandan midesine sancılar girmesinden, midesinin ekşimesinden, ortada kalakalmaktan, boğulmaktan, çok kolay uzlaşmacı ya da nazik biri olmaktan, intikam almaktan korkmak.
Durmaktan korkmak; harekete geçmekten korkmak; durmadan üçe kadar sayıp başlayamamak, üstünlük kompleksi, müphemlik hissetmek, ama yine de başka açılardan tamamen yetenekli, tamamen İşlevsel olmak. Bu saydıklarımız bir çağın ya da bir yüzyılın hastalığı değildir ve kadınların her tutsak almışında, vahşi doğanın her tuzağa düşürülüşünde, her zaman ve her yerde bir salgın şeklinde kendini gösterir.
Sağlıklı kadın tıpkı bir kurt gibidir: Sağlam, kunt, diri, hayat verici, konumunun bilincinde, yaratıcı, sadık ve göçebedir. Ancak vahşi doğadan ayrılmak kadının kişiliğinin zayıflamasına, bir hortlak ve hayalet halini almasma yol açar. Postu kolay deldiren, çelimsiz, sıçrayamayan, avlanamayan, doğuramayan, bir hayat yaratma yeteneğinden yoksun biri olmak için burada değiliz. Kadınların hayatı durağanlık içindeyken ya da can sıkıntısıyla dolu olduğunda, bu her zaman için Vahşi Kadın’ın ortaya çıkma zamanının geldiğini gösterir; ruhun yaratıcı işlevinin deltayı doldurmasının zamanıdır.
4 notes · View notes
dikistutmayanyara · 2 years
Text
bazı şeyler içimde kötü hissettiriyor. elimde var olan ama elimde kaybolan sebepler canımı acıtıyor. her şey yolundayken neden böyle olduğumu, bana açılan kapılardan neden geçmek istemediğimi, en çok da zihnimin güzelliklerini öğrenmek istiyorum. hâlâ çiçekleri ışık alan yerimde sakladığımı düşünüyorum kafamda bir yerlerde. o düşünce benden alındığında yaşamdan da kopacağımdan emin olan küçük bir kız çocuğu yaşatıyorum çünkü. bir şeyler hep eksik kalacak, dürtüsü beynimden çıkmıyor. her şeyi bir kenara bırakmak isteyince ki bırakılmıyor, biliyorum. ben aslında büyümek istemiyorum. ben büyümek istemiyorum'a verilen her cevaptan nefret ediyorum. cevap almak istemiyorum, iyi hissetmek istiyorum. nefret, başlı başına beni sararken yabancı gelmesini istiyorum. nefretin bir bedene yabancı gelmemesini aşamıyorum. güçlü bir duygu olduğunu unutup elimde oynatabileceğimi zannediyorum. zannetmekle kalıyorum. üzgünüm ya da değilim. ben aynı benim. aynı yerde oynamıyoruz. birbirimizden çok şey kaybettik. bıraktım artık kendimi. kendimle.
78 notes · View notes
dianaa70 · 8 months
Text
Yazmak istiyorum,bir şeyler yazmak istiyorum. Ama yazamıyorum,olmuyor. İnsanı insan yapan şeyler vardır,herkesin kendi benliği vardır, herkesin kendine özgü şeyleri vardır. Evet,benimde vardı. Vardı,çünkü hepsini elimden aldılar,alıyorlar. Neyi sevsem elimden kayıp gidişini izliyorum. Sevmekten korkuyorum,elimden kayıp gidecek diye bir şeyleri sevmekten korkuyorum. Yazmayı severdim, içimde yazmak için çırpınan bir tarafım var ama ne yazacağını bilmiyor. Hiç gibi hissediyorum kendimi. Boşluk gibi. Kelimelerim yetmiyor anlatmaya. Kendimi o kadar eksik hissediyorum ki. Kafam çok karışık, hissediyorum ama sanki hissetmiyorum. Çok tuhaf,bu şeyin geçmesi gerek. Ben artık güzel şeyler hissetmek istiyorum. Kendimle çelişiyorum,normalde kendimle çelişmezdim ama bende bir şey var. Kendimi kendime ait hissetmiyorum. Evet tam olarak kendimi bu cümleyle ifade edebilirim. Kendimi kendime ait hissetmiyorum... Birkaç hafta önce hissetmemek istiyordum ama şimdi de güzel şeyler hissetmek istediğimi söylüyorum. Sanırım saçmalıyorum. Ben aslında bu değilim. Yazmaya devam etmemeliyim şu an daha da çıkmaza giriyorum. Boşluktayım,hissizleşmiş gibi hissediyorum.
13 notes · View notes
dengesizim · 1 year
Text
bazen sadece tamam hissetmek istiyorum sürekli eksik bir parçamı aramak değil
20 notes · View notes
29137 · 1 year
Text
Her zaman yaşımdan daha çok fazla büyük hissetim. Kendi kendime büyüdüm ben beni büyütüm aslında. Bir çok şeye sahip olmak için çok çabaladım hayatımın çoğunu çabalayıp bir yere varmaya çalışarak harcadım. 23 yaşındayım bu yaşa sığdıramadığım çok kayıp yaşadım bunların hepsi benden ya birşeyler aldı yada kapatılmayacak yaralar bıraktı ve elimde kalan şeylerle yaşamayı kabullendim, alıştım. Çünkü sonra bi zaman geldi nefes aldığımı hissetmek istediğim zamanlar olsun istedim ilk koştuğum yerlere yürüdüm nereye gideceksem yürüyerek vardım. Yağmurda sigara içmeyi bazı zamanlarda erteledim bazı anların hatırası var kirletmek istemediğimden. Gökyüzünü sevdim sokaklarda gezerken etrafı inceleyerek yürüdüm insanları izledim bir süre yüzlerini mimiklerini ezberledim her gün geçtiğim sokağı değiştirdim bir süre sonra herşey daha kötüye giti denileni yapmıştım cehenneme çiçek çekmiştim ama yanacağını hesap etmemiştim şimdi o zaman yanan çiçeğin izi var tam kalbimin ortasında zamanla oda geçer dedim de zaman çok büyük bir kavramış onu anladım zaman sadece senden alır geçirmezmiş bunu farketim. Kendi ellerimle inşa etiğim herşeyi yıkmaya başladım hayatımı beli bir düzende yıktım ve mahfettim bunun yük hiç bir zaman inmedi ne kalbinden ne de omuzlarımdan... Çok hayal kırıklığı oldum ve çok hayal kırıklığına uğradım çokta ezdiler eten yapılan kalbimi bir şansım olsaydı eğer 10 yaşımı öldürmelerine izin vermezdim ama hayat bu ya akıyor ve devam ediyor acıdan sancıdan nefes alamadığın gece bile sabah oluyor velhasıl kelam kıymet bilmek lazım her yaşınızı kıymetini bilin. Duygularınızın incindiği yerden sevin kendinizi insan kendini sevmeyince de çok eksik büyormuş. Ruhunuzun kıymetini bilin.
9 notes · View notes