Tumgik
#düzenlendi
sakaryamilat · 1 month
Text
SUBÜ’de ‘Yapay Zekâ 101 Eğitimi’ etkinliği düzenlendi
SAKARYA- SUBÜ Mekatronik Topluluğu tarafından ‘Yapay Zekâ 101 Eğitimi’ adlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Mekatronik Topluluğu tarafından ‘Yapay Zekâ 101 Eğitimi’ adlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Rektörlük Konferans Salonu’ndaki etkinliğe, Yapay Zekâ Mühendisi Şükrü Yusuf Kaya konuk olarak katıldı. Kaya eğitimde öğrencilere; yapay zekânın…
View On WordPress
0 notes
darkyayincilik · 1 month
Text
SUBÜ’de ‘Yapay Zekâ 101 Eğitimi’ etkinliği düzenlendi
SAKARYA- SUBÜ Mekatronik Topluluğu tarafından ‘Yapay Zekâ 101 Eğitimi’ adlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Mekatronik Topluluğu tarafından ‘Yapay Zekâ 101 Eğitimi’ adlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Rektörlük Konferans Salonu’ndaki etkinliğe, Yapay Zekâ Mühendisi Şükrü Yusuf Kaya konuk olarak katıldı. Kaya eğitimde öğrencilere; yapay zekânın…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
erttv · 3 months
Text
Ereğli'de kaçakçılık operasyonu düzenlendi
????Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Büro Amirliği tarafından 1 işyeri ve 1 ikamette yapılan aramada; -40 kg kıyılmış tütün, -9.780 adet doldurulmuş makaron, -45.600 adet sahte bandrollü boş makaron, -14 kg nargile tütünü ele geçirilmiş, İşyeri ve ikamet sahibine gerekli işlemleri yapılmıştır. ????Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Büro Amirliği tarafından 1 işyerinde yapılan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
siirtnet · 7 months
Text
Siirt’te 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Gününde Çeşitli Etkinlikler Düzenlendi
Siirt Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü tarafından, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla İbrahim Hakkı İmam Hatip Ortaokulunda çeşitli etkinlikler düzenledi. Etkinliklerde, hayvan sevgisi ve hakları konusunda farkındalık oluşturmak amaçlandı. 4 Ekim  Hayvanları Koruma günü kapsamında Siirt İbrahim Hakkı İmam Hatip Ortaokulunda Vali Yardımcısı Şeyma Aktaş Semiz’in katılımıyla…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
hayalciftligi · 9 months
Text
Tumblr media
Çiftlikten taze taze yumurta ve süt ürünlerini bulabileceğiniz şarküterimiz; 23 Nisan Mahallesi Köroğlu Bulvarı No:13 Nilüfer/Bursa www.hayalciftligi.com.tr
Düzenlendi · 1d
0 notes
afyonhaberleri · 1 year
Text
Bacım Sultan Yurdunda “Biz Bize Moral Akşamları” düzenlendi
Bacım Sultan Yurdunda “Biz Bize Moral Akşamları” düzenlendi
  Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından öğrencilerin moral ve motivasyonlarını arttırmak amacıyla hayata geçirilen, “Biz Bize Moral Akşamları” etkinliği Afyonkarahisar Bacım Sultan Yurdunda yapıldı. Bacım Sultan Yurdunda düzenlenen etkinlik kapsamında öğrencilere müzik dinletisi öncesi meşhur Afyon sucuğu ve köfte ikram edildi. Afyonkarahisar Gençlik ve Spor İl Müdürü İsmail Hakkı Kasapoğlu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
nevzatboyraz44 · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
This building is a house that dates back to the Safavid, Zandi and Qajar eras and has significant architectural value.
It is one of Isfahan's most stunning and fascinating old houses.
It is a true wealth of Iranian art and culture.
It was held by Malabashi during the Qajar era, the jurist, scholar, and astronomer Nasser al-Din Shah, who came to Isfahan to moderate and calm the atmosphere following the conflict between the governing of Isfahan, Zele Sultan, and the clergy during the constitutional period.
Dr. Ahmad Motamedi currently owns this home, which he purchased in 2001 and attempted to renovate in order to turn it into a tourist attraction that also functions as a boutique hotel and a private museum.
.......
Bu bina Safevi, Zendi ve Kaçar dönemlerine ait, önemli mimari değere sahip bir evdir.
İsfahan'ın en çarpıcı ve büyüleyici eski evlerinden biridir.
İran sanat ve kültürünün gerçek bir zenginliğidir.
Kaçar döneminde İsfahan yönetimi, Zele Sultan ve din adamları arasında çıkan çatışmanın ardından ortamı yumuşatmak ve sakinleştirmek için İsfahan'a gelen hukukçu, alim ve astronom Nasıreddin Şah Malabaşı tarafından düzenlendi. anayasal dönem.
Dr. Ahmad Motamedi, 2001 yılında satın aldığı ve butik otel ve özel müze olarak da işlev gören turistik bir mekana dönüştürmek için yenilemeye çalıştığı bu evin şu anda sahibidir.
33 notes · View notes
aybarskagan · 4 months
Text
Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde şehit düşen Kahraman askerlerimiz;P. Tğm. Ramazan Günay, P. Uzm. Çvş. Mehmet Serinkan, P. Uzm. Onb. İsmail Yazıcı, P. Söz. Er. Çağatay Erenoğlu, P. Söz. Er Yasin Karaca ve P. Söz. Er Emre Taşkın için Dağ ve Komando Tugay Komutanlığının ardından Yüksekova Selahaddin Eyyübi Havalimanı’nda tören düzenlendi.
RUHUNUZ ŞAD OLSUN.🇹🇷
Tumblr media Tumblr media
8 notes · View notes
kizilelma035 · 1 year
Text
11 ilimizi etkileyen asrın felaketinin ardından dün gece Türkiye Tek Yürek yardım kampanyası düzenlendi.
TÜSİAD, KOÇ, Sabancı, Eczacıbaşı, Kıraç Grup, CİNER Grubu, Doğan Holding farklı yürek mi?
İş Bankası, Garanti Bankası, Akbank, Yapı Kredi bankaları neredeydi?
34 notes · View notes
gelmemeyegidendoruk · 2 months
Note
Tanışmak için artık uyu yazmam lazımdı belkide...
Yazardımm ama kim olduğunu bilmiylrumki (benim yazmam lazım diye anlamışım da brn erkeğim ve normal yazsanda tanışabilirizz)(düzenlendi)
3 notes · View notes
seslimeram · 3 months
Text
Yarın İhtimali Kalır Mı?
Tumblr media
Zembereğinden boşalırcasına – kötülük temsili ile kuşatılıyor ülke. Erk, muktedir, iktidar siyasal istemi, figürünün tamamlayıcısı olagelen şiddet dozu günbegün arttırılırken nefret edimine kol kanat geren, ırkçı kümelenmesiyle birlikte bir kötülük temsili farazi değil ol marazi ülke gerçekliğini imliyor artık. Ekonomik, sosyal politik, güncel hayata doğrudan ve kesintisiz bir çökertme haline denek edilmiş insanların, o yoksunluk hallerinde bir de bütünüyle kimlikleri / inançlarına yönelik ayrımcılık ile kuşatılıyor olmasıdır meselesidir bu kötülük temsili. Genel geçer değil basbayağı tertipli bir düzen / nizam halinin içinde ol muktedirin aştık dediği ayrım, bir iktidar pratiğini somutlaştıran diğer kliklerin katkısıyla birlikte süreğen bir gerçekliğe / hakikate dönüştürülür. Cerahat nüfusu arttırıldıkça yıkımı peyderpey var edildikçe kötülük bir normatif kılınır. Tüm bu memleket profili yeniden ve yılmadan biçimlendirilirken kötülük bir sabit, nefret bir olgu, ayrımcılık merkez sağcılık için elzem bir tavra dönüştürülür. Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız salgın güncesinden bu yana sürgit yeniden denenen bir pratik toplamında bu ülkenin ötekileri için hayat zindan kılınmaya çalışılır. Biyopolitik bir mezbaha haline dönüştürülen yerde öteki değil ol halk toplamının sahibi / vatanın gerçek sahibi olduğu söylenen kesimler de dahil hedefe açık bir halde konulur. Ne ki kimseler farkına varmaz.
Tümüyle kötülük sahiplenilirken ayrımcılığın kimleri nasıl kapsayacağından bahis hiç açılmaz. Lakin günbegün yaratılan iklimde bir gün o Türk, ertesi gün Suriyeli mülteci, bir başka gün Ermeni, beri gün Yahudi muhakkak ki o yıkıcı / kör karanlığı sabitleyici olan o nefrete yem edilir. Bunu iktidar söylemlerinin cafcaflı hallerindeki aştık / bitti bahsinin de tam da kıyısında biriken, faşist partinin pratikleriyle görebilmek zaten mümkündür. Hepsi bir, hep birden var edilen nefret söylemi o kötülük halini duraksamadan bir başkasına açık ve aleni ayrımcılığı imgeler. Aralıksız bir biçimde süre giden o hedefleme halinin başta ve kalıcı bir yıkıma önayak olmasının içler acısı pratikleriyle yaşam kuşatılır. Duraksama nedir bilinmeden imal edilen ayrımcılık hallerinin takvim yaprakları acıya çıkan bir ülke sınırlarında her günü nasıl da mahvettiği artık az çok belirginken halen bu inat, bu kör kör karanlıklara devam diyebilme cüretinin sorgulanması ne zamandır hangi zaman? Bitimsiz olagelen ayrıştırma, mamafih yenilenen ve sürgit devamlılığına çabalanan ötekileştirme hal ve istikametinde kime nasıl bir yer, nasıl bir yurt vaat edilebilir. Böyle bir sahnenin ol yurt olma ihtimali hala var mıdır?
Agos Gazetesinden aktaralım: “İstanbul Sarıyer Büyükdere'deki Santa Maria Kilisesi'ne pazar ayinine maskeli 2 saldırgan tarafından silahlı saldırı düzenlendi.
Saldırıdan hemen sonra ajanslara yansıyan bilgilere göre maskeli iki kişi ayin sırasında kiliseye girerek ateş açtı. Kilisede bulunanlar, kendilerini korumak içini kendini yere attı.
Saldırıda ayine katılanlar arasında bulunan C.T. adlı kişi hayatını kaybetti.
Bölgeye çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi.
Emniyet güçleri, saldırganları yakalamak için çalışma başlattı.
Saldırı anına ilişkin görüntüler medyaya yansıdı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya şu açıklamayı yaptı:
"Bugün Saat 11.40 sıralarında Sarıyer Büyükdere Mahallesinde bulunan Santa Maria Kilisesindeki ayin sırasında, ayine katılanlar içinde bulunan C.T. maskeli 2 kişi tarafından silahlı saldırıya uğramış ve maalesef hayatını kaybetmiştir.
Konuyla ilgi geniş çaplı soruşturma ve saldırganları yakalamak için çalışmalar başlatılmıştır.
Bu alçak saldırıyı şiddetle kınıyoruz."
Saldırıyı gerçekleştirdiği düşünülen kişilerin kameri görüntüler de basınla paylaşıldı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, saldırıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını belirterek "Olayın aydınlatılması için bir başsavcı vekili ve iki cumhuriyet savcısı görevlendirilmiştir" açıklamasında bulundu.
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından "Ayin sırasında bir vatandaşımıza yönelik silahlı saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Güvenlik güçlerimiz konuyla ilgili geniş çaplı bir soruşturma yürütmektedir. Vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğine kast edenler, asla emellerine ulaşamayacaktır. " açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "İstanbul Sarıyer’de Santa Maria Kilisesinde ayin sırasında bir şahsa yapılan silahlı saldırıyı en güçlü şekilde kınıyor, hayatını kaybeden şahsın ailesine başsağlığı diliyoruz. Güvenlik güçlerimiz olayın aydınlatılması ve faillerin adalet önünde hesap vermesi için geniş çaplı bir soruşturma yürütmektedir." dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu "Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi'nde yapılan pazar ayinine yönelik silahlı saldırıyı kınıyorum. Şehrimizin inanç mekanlarına saldırarak birliğimizi ve huzurumuzu bozmaya çalışanlara asla izin vermeyeceğiz" dedi.
İstanbul Valisi Davut Gül ise "Saldırı tek kişiye oldu, yaralanan yok" açıklamasında bulundu.
Davut Gül, "Hepimizin başı sağ olsun. 52 yaşında bir vatandaşımız hayatını kaybetti. Polisimizin savcılığımızın araştırması devam ediyor. Yaralı yok, tek bir kişiye saldırı olmuş. İçeri girilmiş ve vefat eden kişiye saldırıda bulunulmuş. İçişleri Bakanlığımızın açıklaması olayın çerçevesini çiziyor. Paylaşılan diğer bilgilere itibar etmeyelim. Olay çok yeni. Herkes görevini yapıyor. Failler yakalanıp yargılanacak. Cumhurbaşkanımız olayı takip ediyor." açıklamasında bulundu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, saldırıyla ilgili Sarıyer Kaymakamı Ömer Kalaylı, Santa Maria İtalyan Kilisesi Rahibi Anton Bulai ve Polonya’nın İstanbul Başkonsolosu Witold Lesniak ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Tüm cemaate başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini ileten Erdoğan, faillerin en kısa sürede yakalanması için gereken adımların atılmakta olduğunu ifade etti.
İstanbul Valisi Davut Gül "Saldırı tek kişiye oldu, yaralanan yok" dedi.
Saldırı anına ilişkin görüntüler medyaya yansıdı.
Ölen Tuncer Murat Cihan’in yeğeni Çağın Cihan, Gazete Duvar'dan Ferhat Yaşar'a konuştu. Cihan “Kendisi amcam olur. Sadece oraya ziyarete geldi ve tesadüfen ona denk geldi. Sade masum biriydi ve kesinlikle masum bir kurbandı. Emekliydi, hafif zihinsel engelliydi. Son iki aydır da pazarları kiliseye gidip geliyordu" dedi.
Saldırıda ölen Cihan’ın dayısı Kazım Aydemir ise “Benimle birlikte kiliseye geliyordu. Cemaat tarafından çok sevilen biriydi. Boşu boşuna öldürdüler. Çok fazla üzgünüz” dedi”
Daha önce Bakırköy, Kuzguncuk Ermeni Kiliseleri’nde yaşatılanlarda olduğu gibi daha önce Gevriye Eğo’nun Merdin’de, Şimuni ve Hürmüz Diril’in kayıp / eksikli kılınan ol cinayetleri ve sonrasındaki muğlaklıktan haberdar olduğumuz bir tedirginlik haline yine esir edilir ülkedeki bir avuç Hristiyan yurttaş. Kötülüğü bir normatif kılanların aralıksız olarak nefreti yaygınlaştırma gayretine düşen, yazsak en az on parti, söylesek en azından milyonlarca insan tarafından desteklenen / yönlendirilen ocaklar, dernekler, siyasi denile gelirken bildiğiniz çeteleşmiş ari ırk sevdalısı zümreler vesaireler vesaireler etraflıca bu karanlığı yenilerken kim Tuncer Murat Cihan’ın hesabını verecektir sahi ama sahiden de! Düzeni var eden temsilin, bir yandan olayı gizlilik örtüsü ile kapatmaya teşne olması bir yandan da o salyalar saçarak nefretini kusmaya devam diyen yapıların üstün körü olayı, cinayeti (adı üstünde) geçiştirmeye çalıştığı zeminde kim güvende olabilir sahi ama sahi. Kolay lokma olarak tanımlanan, nasılsa kuşatıldıkları vakit teslim olacaklarına dair bir algı / olgu ekseninde hayatları gözetim ve denetime tabi kılınan insanların hakikatleri her ne olacaktır? İki zanlının kamu önüne alelacele çıkartılması sonrasında birliğimiz asla ve kata bozamayacaklar şablonu yeniden sakız edilirken o cinayetin faillerinin sırtları sahi ama sahiden de sıvazlanıp durulmamıştır diyebilir miyiz? Kolluk kuvvetinin bir var hep yok addedildiği bir sahneleme sonrasında kim nasıl güvende hissedebilir ki? Soruların ardılı sıra geldiği bir cinayet / tahakküm / yıkım girdabının ardından geriye kocaman bir boşluk kalıyor. İnsanların kimliklerinin, aidiyet ve inançlarının halen mesel teşkil edildiği bir yerde, hayatların biricikliği söz konusu edilmesin isteniyor. Kötülük temsili her yanı, her günü kuşatırken bunlar dert edilmesin isteniyor. Lafta değil doğrudan / sahiden bir yerin yaşamla bağları kopartılırken yarın her neyi getirecektir. Tümüyle bu girdap halinin içerisinde bir yarın ihtimali kalır mı? Bırakılmış mıdır.... Bir avuç kalakalan azınlıkların bu günlerdeki en büyük meselesi budur, bu kadardır. Bir yarın ihtimali söz konusu mudur.
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Santa Maria Latin Katolik Kilisesi’nden – Dilara ŞENKAYA – Reuters
2 notes · View notes
erttv · 3 months
Text
Ereğli'de uyuşturucu operasyonu düzenlendi
????17.01.2024 günü saat:19:30’da Yunus Timleri tarafından Sulu Cami yakınlarında durdurulan araç içerisinden; -Ayrı ayrı 3 poşet içerisinde 2,11 gr kokain maddesi, -9,80 gr sentetik kannabinoid maddesi ele geçirilmiş, Araçta bulunan 2 şahsa gerekli işlemleri yapılmıştır. ????18.01.2024 günü saat:19:30’da Yunus Timleri tarafından Türbe Caddesi üzerinde durdurulan araç içerisinden; -1 adet…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
siirtnet · 1 year
Text
Kazımiye Medresesinde Hafızlık İcazet Töreni Düzenlendi
Kazımiye Medresesinde Hafızlık İcazet Töreni Düzenlendi
Siirt’te dini alanda eğitim veren Kazımiye Medresesinde  hafızlık icazet töreni düzenlendi. Kuranı Kerim tilaveti ile başlayan törende Türkçe, Arapça ve Kürtçe ilahiler okundu. Siirt il Müftülüğü uzman vaizi  Murat Nergiz yaptığı konuşmada  kuran kursunda verilen eğitimden bahsetti ve emeği geçenlere teşekkür etti. İl Müftüsü Vehap Kapıcıoğlu, eğitimin insan olma sanatı olduğunu söyledi.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
etaali · 5 months
Text
🔴 Dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya’da, Filistin’e destek gösterisi düzenlendi.
6 notes · View notes
afyonhaberleri · 2 years
Text
Kendin Yap Atölyeleri Festivali Düzenlendi
Kendin Yap Atölyeleri Festivali Düzenlendi
  Zafer Kalkınma Ajansı (ZAFER) ile TR33 Bölgesi İl Milli Eğitim Müdürlükleri ve Kendin Yap Atölyeleri iş birliğiyle 1. Kendin Yap Atölyeleri Festivali 9-10 Haziran 2022 tarihlerinde Afyonkarahisar Veysel Eroğlu Spor Salonu’nda düzenlendi. Açılış törenine, Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğg. Osman Alp, Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, Afyon…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
doriangray1789 · 4 months
Text
İKİ YÜZLÜ BATI ( mı ? )
İRANLI AKTİVİSTLERE "nobel barış" ÖDÜLÜ (daha önce neredeydiniz iran devrimi 1979 yılında oldu. İranlı komünistler bir araya gelerek, “Tudeh (Kitleler) Partisi”ni kurdular. Tudeh Kurtuluş Konferansı 29 Eylül 1941’de Tahran’da Süleyman Muhsin İskenderî’nin liderliğinde düzenlendi. Parti “Gerici diktatörlüğe karşı özgürlükten yana tüm sınıf ve katmanların birleşik mücadelesi ” sloganını öne çıkardı. 1983’te yasa dışı ilan edilen Tudeh’in hapse atılan ve öldürülen birçok üyesi arasında deniz kuvvetleri komutanı ve çeşitli üst düzey askerî kumandanlar bulunuyordu. Siyasî tutukluların yargılanma ve idamları 1988’e kadar devam etmiştir. Bu yıllardan sonra Tudeh ve diğer solcu gruplar İran’daki varlığını yitirmiştir. Şah, koltuğunu Humeyni'ye bırakacağını bilseydi soğuk savaş yıllarındada Tudeh'e bunu yapar mıydı? ya da Afganistan'da Halk Partisi iktidarı aldığında, Afgan Kralı, zamanında ABD'nin baskısıyla açtığı medreselerde yetişen talebelerin, -TALEBAN adıyla, ülkeyi getirdiği noktayı görse! o medresleri açarmıydı? başka bir durumda Pakistanda Ziya Ülhak darbesi!? yeşil kuşağın örülmeye başladığı o yıllar... bizdeki Kenan Evren darbesi gibi.... ülkedeki "sol" un - ki kendilerinde de büyük hatalar var- durumu ortada... neyse efendim bunlar çok uzun hikayeler.... Bu Nobel Barış ödül daha önce Henry Kissinger'a da verilmişti.Siz anlayın artık.. şahsen bana verseler istemem "- ulan ben NATO NUN SOĞUK SAVAŞ artığı ideolojisine hangi hizmeti yaptımda kelebek ödüllerine dönen bu ödülü bana layık gördüler" diye düşünürüm... Neyse efendim BATININ İKİ YÜZLÜLÜĞÜNÜ TÜM ANTİ EMPERYALİST KEMALİSTLER - ATATÜRKÇÜLER BİLİR YA DA BİLMEK ZORUNDADIR (tıpkı, hedef gösterilen batıdan kastın batı hayranlığı olmadığını bilmesi bilmek zorunda olması gibi) ŞİMDİ ÇUVALDIZI KENDİMİZE BATIRALIM
Tumblr media
ÖNCE BİR GAZ VERİLDİ
👉batı bizi, bütün bir asyayı, afrikayı, latin amerikayı, dünyanın lanetlilerini, hepimizi yüzyıllardır sömürendi, geri bırakandı, kültürünü unutturup kendisine yabancılaştırandı, asimile edip kendi kültürünü ve dilini zorla dayatandı. zayıflıktan kemikleri sayılan afrikalı çocukların yüzüne konan sinekti batı, ırak'ın tepesine yağan bombalardı, ruanda'da akan kandı, bosna'ya seyirci kalandı. brezilya favelalarındaki sefaletin adıydı, vietnamlı çocuğu yakan napalm bombasıydı, filistinli çocukların bitmeyen gözyaşlarıydı. daha yüz yıl önce bizi işgal edendi batı, dünyaya adalet ve barış dağıtan imparatorluğumuzu dağıtıp üstümüzde tepinendi. bize bütün yaşattıklarının üstüne bir de utanmadan insan hakları, demokrasi filan gibi şeylerden bahsedendi, bizi maddi manevi aşağılayandı. elimizdeki her şeyi alıp bize hamburger yedirendi, tüm sefaletimizi unutturmak için bize filmlerini izletendi, bir de arsızca bu filmlerde kendisini kahraman gösterendi. daha da kötüsü, bize ezikliği öğretip kendisine özendirendi, her şeye rağmen onlar gibi olmak, onlar gibi giyinmek, onlar gibi yaşamak istememizi sağlayandı. hatta milyarların hikayesiydi aslında. onca nefretimize rağmen yine de onlara özeniyor, onların seviyesine çıkmak ve hatta geçmek istiyorduk, yüzyıllardır biriken bir öfkeyle yetişen kindar nesiller olarak onlardan intikamımızı alacağımız o adalet gününü hasretle bekliyorduk !!?? bekledikçe öfkemiz daha da bileniyor, daha da katmerleniyordu; - ulan birisi gelsede 21 sene onu seçsek oda batının aq - diyen bi kitle bile yaratıldı ... filmlerde onların mutluluğunu gördükçe, umursamazca dans ettiklerini izledikçe kinimiz gitgide mükemmelleşiyordu. dönüp kendimize baktıkça içimiz eziliyordu hep; kendi filmlerimizi beğenemiyor, kendi geri bırakılmışlığımızı sindiremiyor, kendimizi sevemiyorduk. bir şeyleri iki saatliğine olsun unutmak, oyalanmak için futbol izleyelim desek, ingiltere'den her maçta sekiz tane yiyorduk. bari burada onlar kazanmasın diye brezilya'yı, arjantin'i tutuyorduk hep. ne üretim, ne teknoloji, ne savaş, ne bilim, ne sanat, ne spor, hiçbir alanda onlarla baş edemiyorduk; onlar gibi film çekemiyor, onlar gibi top oynayamıyor, onlar gibi özgürce sevişemiyor, hayattan onlar gibi tat alamıyorduk.... bizimki gibi ülkelerde islamcılıktan solculuğa, solculuktan islama geçişler neden görece daha kolay ve yaygın oluyor? şu an bu durumu kavrarsan islamcıların avrasyacı/ulusalcı kesimle birçok konuda yan yana durması da daha anlaşılır oluyor. "islamcıyken, tutunacağınız tek dal olan ahlaka sarılıyordu, her şeye rağmen onlardan daha vicdanlı, daha ahlaklıydı."kazanmak kirlidir, kaybedelim insan kalırız." varsın dünya onların olsundu" sosyalist devrime inaninca da intikam günü ahiretten çıkıp bu dünyaya döndü. şimdilik kazananlar onlardı, ama elbet bir gün bizim günümüz de gelecekti. tüm ezilenlerin, tüm lanetlilerin yerinden doğrulacağı, dünyaya adaletin hükmedeceği o kutlu gün elbet gelecekti" demi??
bütün bu eskatolojik kurtuluş, diriliş, yeniden doğuş teolojisinin dünyanın köşe bucağında kalan, kapitalizmin çeperinde sürünen milyarlar açısından türlü çeşit dini veya seküler formla kendisine yer bulması, islam dünyasından tut çin'e kadar bütün kıyı coğrafyalarda kök salması şaşırtıcı değil elbette. insan vicdanı, underdog olan tarafı tutuyor tabi hep, zayıf olanın, güçsüz olanın kazanmasını istiyor bir noktada. rocky gibi imkansızlıklarla mücadele edip, kendisinden iri olan rakibini yenen kahramanların hikayelerini seviyoruz en çok. birkaç yıl önce kanaat getirdim ki, bizi en çok zehirleyen şey, bizzat bu batı düşmanlığıdır sayılan zulümlerin, adaletsizliklerin hepsinin hakikat temeli var, ancak üstüne eklenmiş ve doğrudan nedensellik kurulamayacak bir ton edebiyatla birlikte, bize köstekten başka bir anlam ifade etmiyorlar artık. her şeyi basitçe açıklayıp, bütün sorunlarımızı unutup, bütün suçu kendimizden başka atacak bir sorumlu bulmamızı sağlıyor bu edebiyat; neden yerlerde süründüğümüzü bize kırıcı olmadan açıklıyor, gururumuzu yerden toplamamıza ve başımızı dik tuttuğumuzu sanmamıza imkan tanıyor. kapitalizm dünyaya hakim olmadan önce de hiçbir coğrafyada ne adalet, ne barış, ne özgürlük, ne üretim, ne de refah vardı. .ÇÜNKÜ HERYERDE HAKİM OLAN YİNE İNSANDI.İNSAN DEĞİŞİRMİ? daha da ötesi, bu kavramların içeriğini bile büyük ölçüde batı doldurdu aslında. daha önce eşitlik ve kardeşlikle el ele tutuşup dans ederek yaşamıyorduk, birileri gelip mutluluğumuzu elimizden almadı, saksımızı kırıp soğanımızı çalmadı. bilakis, ortada hiç özlem duyulacak bir geçmiş yoktu. köleliği gayet içselleştirmiş, kadını insan saymadan, muazzam bir cehalet içinde hurafelerle yaşayıp gidiyorduk. bunları kabul etmek zor geliyor evet, afrika'da pek çok yerde kölelikten tut insan kurban etme adetinin, yamyamlıktan tut türlü çeşit saçma sapan büyü ve hurafe ile işlenen vahşetlerin büyük ölçüde batı dominasyonundan sonra ortadan kalktığını öğrenmek istemiyoruz. bizdeki köleliğin de ingiliz baskısıyla ortadan kalktığını kabullenmek incitici bir duygu. bütün bu eziyet dolu batı sömürge tarihinin ilginç çelişkileri üzerine kafa yormaktansa, kendimizi sürekli mağdur hissetmeyi tercih ediyoruz. hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı,yargı bağımsızlığı,ifade ve basın özgürlüğü, idarenin şeffaflığı, rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi, kamu ihale sisteminin şeffaflığı,vb. insanın özgürlük ve refah standartlarını belirleyen her ne varsa sadece batıda mi var? yoksa SEN HALK OLARAK ELİNDEKİ GÜCÜN FARKINDA DEĞİLMİSİN? rekabet hukukundan tut kişisel veri hukukuna kadar her şeyi hala batıdan ithal ediyoruz, onlardan öğreniyoruz, yarım yamalak uygulamaya çalışıyoruz, yarım yamalak haliyle yaşamaya çalışıyoruz. ifade özgürlüğünden tut kadına karşı şiddetin önlenmesine kadar hemen her konuda yaptığımız bir gıdım katkımız var mı? hiç bir şeyi beğenmiyorsun peki senin insanlığın ilerlemesine katkın var mı? batı ikiyüzlü de, bizim samimiyetimiz paçalarımızdan akmıyor
Tumblr media
4 notes · View notes