Cuma sendromu diye bir şey olsa net ben cuma sendromuyum. Abi bütün haftanın yorgunluğu cuma günü üzerime çöküyor. Bir uyku hali bir yorgunluk ölüyorum resmen. Neyse Cem Karaca'dan "Bu Son Olsun" dinleyin de neşeniz yerine gelsin.
Kalbimin ıslandığını hissettim ilk defa, hayır hızlanmadı, ıslandı kalbim ama bu yağan ilk yağmur değildi kalbime, acıtan ilk damla değildi bu, gökyüzüne döndü yüzüm hafifçe, yağmur sandığım şey gözyaşlarımdı benim, acıtan şey unutamadığım duygulardı benim, vazgeçtiğim şeyse yine bendim, kendim...
Kirpiklerimden damlayan son teravih. Gözlerimden yaş yerine süzülen son Ramazan günü. Sonları sevmem. Sonlar yakışmaz ruhu Ebedi Olan'la rabıtalı olan insana.
Ama burası dünya. Burası sonların yeri. Burası faniliğin mekanı. Burası ayrılıklar yeri. O sebeple belki de bu son Ramazanımızdı bizim diye düşünmeden de edemez insan.
Ramazan gelişi ile bizi şenlendirdi müjdeler getirdi. Bilmem layık olabildik, güzel ağırlayabildik mi? Onca ramazan niyetleri ve hedefleri nasıl geçti nasıl bitti?
İnsanız biz. Hamurumuzda nisyan var, hamurumuzda acz var. Biz insanız ve bizim Ramazanlarımız bu kadar. Ama Sultanlar Sultanımız, hâkim-i zülkemal, kerim-i zülcemal Rabbimiz var. Biz kendisine kulluk ciheti ile bir lahzalık ubudiyet sunsak O hiç bizi boş çevirir mi? İçimizdeki mahcubiyeti bilmez, buruk kalbimizi hissetmez mi? Nasıl çabaladığımızı ama nasıl düşüşlerden geçtiğimizi görmez mi?
“Yaratan yarattığını bilmez olur mu hiç? İlmi her şeyin bütün inceliklerine kadar nüfûz eden ve her şeyden hakkiyle haberdar olan yalnız O’dur.” (Mülk/14)
"... Âlemlerin Rabbinin size nasıl davranacağıyla ilgili düşünceniz nedir?” (Saffat / 87)
Biz seni hayırdan başka bir şey ile bilmiyor ve ancak hayır ile tanıyoruz Ya Rabb... bizim kusurlarımızı, setreyleyecek, sürçmelerimizi görmeyecek ve bizi bağışlayıp bize merhamet edeceksin.
Bizi cennete sokacak ve bizi ateşten koruyacaksın. Vech-i kerîmini seyrelemenin zevkini bize, ebeveynlerimize, tüm Müslümanlara nasib edeceksin. Öyle ümid ediyor öyle yalvarıyoruz.
Hazreti Musa (as) 'ya : " قَدْ اُو۫ت۪يتَ سُؤْلَكَ يَا مُوسٰى" "İstediklerin sana verildi, ey Mûsâ!” buyurduğun gibi bize de böyle icabet etmez misin?
“kadere inanıyoruz ama elimiz kolumuz bağlı bir şekilde oturup bir şeylerin gerçekleşmesini beklemeyeceğiz. her ne kadar kadere inanıyor olsak da, bir şeylerin olması gerekiyorsa olacağına inanıyor olsak da, bizim çabamız da çok önemli. bu nedenle kul olarak üzerimize düşen neyse onu yaptıktan sonra ‘tamam, ben elimden geleni yaptım.’ demeliyiz.”