Tumgik
#bu kıza kadar
tilk · 9 months
Text
bugün sarsılmış yuvamızda herkesin psikolojisi bi tık iyiydi. tartışmadan oturduk. ben gitme kararı almışken böyle anlar yaşamamalıyız. acı çekmemek için çok uğraştım.
2 notes · View notes
httpsmelx · 2 years
Text
ikibinyirmibire dair hatırladığım güzel şeyler
#nisan ayında. aylar sonra elifle konuşuyordum. eskisi gibi olmaya başlamıştık. ve iyiye gidiyorduk. bir gece saatlerce konuştuk.#saatlerce mutluluktan ağlamıştım hatta o da ağlamıştı. zaten aramızdaki ilişki biraz böyleydi. genelde çok rahattık ve ayda bir falan +#tüm dürüstlüğümüzle sevgimizi açıklardık birbirimize. her zaman dürüst ve rahattık sanırım en sevdiğim şey de buydu. lol.#mayıs ayında yağmurun çiselediği ve havanın cidden güzel olduğu bir günde dışarı çıkmıştım ve gökyüzüyle iki saat telefonda konuşmuştuk#konuşmayı çok iyi taşıyordu ve onunla konuşmak gerçekten keyifliydi. çünkü hem ben ona büyük bir hayranlık duyuyordum hem de o bana.#filmlerden dizilerden hayatın akışından müziklerden duygulardan düşüncelerden.. annem hadi yemek yicez gel eve diyene kadar konuştum onunla#hala okula giderken geçtiğim yoldan geçince aklıma geliyor o günkü konuşma ve özlüyorum bir şeyleri#haziran temmuz ayı gibiydi sanırım. duş almıştım ve annemin yatağında uzanıyor bir yandan da ayselle konuşuyordum#ilişkimizin tatlı tatlı ilerlediği bir zamandı. belli konular hakkında neler düşündüğümüzü birlikte olacağımızı varsaydığımız geleceği ve#stray kids'i. sırayla şarkı seçiyorduk ve o şarkıyı dinlerken bizde nasıl hisler uyandırdığından bahsediyorduk#söylediği bir şey bile çok tatlı geldiği için sürekli gülerken buluyordum kendimi. annem de noldu bu kıza bakışları atıyordu.#kasımdı bi de galiba. self date yapmıştım. aslında bere almak amacıyla çıkmıştım dışarı. tesadüfen gelişti. ve bu onu daha güzel kıldı.#o gün dinlediğim şarkıları hala hatırlıyorum. biri billie bossa nova. pizza yemiştim kahve içmiştim ve#bu kadar#aklıma başka gün gelmiyo
4 notes · View notes
arthez · 7 months
Text
Dayanabilirsen dayan fz cabbar
Tumblr media
0 notes
Text
Komşumun Fırlama Kızı! (1) (Emre 27 Y., İstanbul)
Merhaba, ben Emre. Şu anda 27 yaşındayım. 1.86 boyunda, mavi gözlü, buğday tenli ve atletik vücutlu biriyim. Yakışıklı olduğum çevrem tarafından hep söylenir. Aslen Sivas'lıyım, ama Liseyi bitirip, İstanbul'daki bir Üniversite'yi kazanınca, mecburen İstanbul'a gitmek zorunda kaldım. İstanbul'da dayım vardı. Öğrenci yurdunda kalacağımı söylediğimde, dayım, "Oğlum ne işin var yurtta, kal işte bizde, burası senin evin!" dedi. Ben rahat edemeyeceğimi söylediğimde, "O zaman sana bir daire kiralayalım, tüm masraflarını da ben üstleneceğim!" dedi. Dayım İstanbul'a ilk geldiğinde aldığı arsaların prim yapmasından dolayı büyük paralar vurmuştu. Ben okula kayıtla falan uğraşırken, dayım bir daire kiralamış, dayayıp döşemişti bile. Evde ihtiyacım olan herşey vardı. Evin anahtarlarıyla birlikte epey bir miktar para da sıkıştırdı elime, "Lazım olur!" dedi.
Sağolsun dayımın tüm giderlerimi karşılaması sayesinde, kendimi derslere vermiştim. Karıya kıza takılmadan ve 4 sene ineklemenin sonunda başarılı bir şekilde Üniversiteyi bitirdim. Ama piyasadaki iş sıkıntısı yüzünden sağlam bir işe giremiyordum. İstediğim şirketler beni kabul etmiyor, ya da komik maaşlar öneriyordu ve benim o maaşla geçinmem imkansızdı. Dayım halen harçlığımı bol bol verdiğinden, iyi bir iş bulana kadar aramaya devam ediyordum. Tabii bu süreçte, evde eskisinden fazla takılmaya başlamıştım ve dolayısıyla komşularımla da biraz tanışmıştım.
Binada oturanların hepsi varlıklı insanlardı. Komşularımdan Aynur abla, 30'lu yaşlarda ve çok bakımlı bir kadındı. Aynur ablanın kocası Halit abi ise 50'li yaşlardaydı ve gerçekten çok zengin bir adamdı, bir o kadar da babacandı. Bunların bir kızı vardı, Beyza, 17 yaşında Liseli bir çıtırdı. Beyza, siyah saçlı, beyaz tenli, yaşına göre dolgun göğüsleri ve kalçaları olan harika bir kızdı. Rahat yetiştiği hemen belli oluyordu, hep açık kıyafetler giyer, annesi veya babası giyim yönünden onu kısıtlamazdı. Beyza'nın o insanı çıldırtan götüne bitiyordum resmen.
Cuma akşamıydı, evde oturmuş bira içiyordum. Kapım çalındı. Kapıyı açtığımda, karşımda, şıklığıyla binadaki tüm kadınlara taş çıkartan Aynur abla ve kızı Beyza duruyordu. Aynur abla, "Nasılsın Emre? Müsaitsen biraz konuşabilir miyiz?" dedi. Hemen içeriye davet ettim. Oturunca, "Senden bir ricam var Emre, Beyza da senin bitirdiğin bölümü istiyor ve seneye sınava girecek. Onu çalıştırır mısın?" dedi. Ben hiç düşünmeden, "Tabii ki çalıştırırım Aynur abla!" dedim ve hangi günler müsait olduklarını sordum. Aynur abla, "Cumartesi ve Pazar günleri, saat 11:00'den sonra çalıştırırsın!" dedi. Biz konuşurken, Beyza'nın telefonuna bir mesaj geldi ve izin isteyerek kalktı gitti. Aynur abla, "Gitmesi iyi oldu, seninle ders ücretini konuşacaktım, Beyza'nın parasal konuları duymasını istemiyorum!" dedi. Ben, "Ne ücreti efendim, ücret falan istemem, hatırınız yeter, komşuyuz!" dedim.
Aynur abla, "İstemeyeceğini biliyorum, ama sende hatırım varsa ücretini alırsın. Haftalık **** Lira uygun mu?" dedi. "Gerçekten ücret istemiyorum, hem o para çok çok fazla!" dedim. Ama Aynur abla, "İtiraz istemiyorum!" dedi ve kalktı, giderken de extradan **** Lira bıraktı, "Bu da şimdiden sana teşekkür ücretimiz olsun!" diyerek gitti. Benim bu paranın hakkını vermem için kendimi iyi yormam gerekecekti. Yarınki ilk dersimde zinde olmak için, bira içmeyi bırakarak, saat gece 22:00'ye gelmeden yattım.
Cumartesi sabahı erkenden kalktım, duşumu aldım, traşımı oldum, en güzel kıyafetlerimi giyindim, parfümümü sıktım ve iyi bir kahvaltı yaptım. Ne de olsa ilk öğretmenliğime başlayacaktım. Saat tam 11:00'de karşı dairede oturan Aynur ablaların ziline bastım. Kapıyı bana Aynur abla açtı, "Hoşgeldin Emreciğim, geç, Beyza içerde, odasında!" dedi. Kapısını tıklatıp içeriye girince Beyza'yı gördüm, altına kısa bir etek, üstüne de yeşil bir tişört giymişti. "Hoşgeldin!" diyerek ayağa kalktı, tokalaşmak için elini uzattı. Yanaklardan öpüşürken parfümü beni tahrik etmişti. Dün annesiyle bana geldiklerinde gayet soğuk ve resmi davranan Beyza'nın, şimdiki bu samimiyetine hem şaşırmıştım, hemde sevinmiştim doğrusu. Annesinin babasının yanındayken uslu kız çocuğunu oynuyordu bu Beyza!
Derse hemen başladık. Aynur abla da sürekli bize çay, pasta falan getiriyordu. Annesi odaya girdiğinde Beyza hemen ciddileşiyor, annesi odadan çıkınca ise saçıyla başıyla oynuyor, gözlerimin içine bakarak dudaklarını ıslatıyordu. 2 saat kadar çalıştıktan sonra dersi bitirdim ve "Bugün bu kadar yeter, yarın yine aynı saatte gelirim ve bu konuyu bitiririz, sana ödev veririm, öbür haftaya da kontrol ederim!" dedim ve kalktım. "Tamam!" diyerek yine tokalaştı ve yanaktan öpüştük. Odasından çıktığımda, Aynur abla sordu, "Nasıl, kapacak mı birşeyler?" diye. Ben de, "Gerçekten zeki bir kız, kendini biraz daha verirse istediği bölüme girer!" dedim ve vedalaşıp ayrıldım ordan. Eve gittiğimde Beyza'yın o götünü düşünerek iki posta 31 çektim ve yarım kalan uykuma devam ettim.
Pazar günü yine saat 11:00'de gittim. Bu sefer kapıyı bana Beyza açtı ve hiç tokalaşmadan, yanaktan öpüşmeden, "Gel Emre abi, biz de kahvaltıdaydık!" dedi. İçeriye girip, Halit amcaya, "Kahvaltınızda rahatsız etmek istemezdim, olmazsa gideyim, birazdan gelirim..." dedim. Ama Halit amca ayağa kalkıp, "Gel otur oğlum, kahvaltı yap bizimle! Zaten birşeyler konuşacağım senle!" dedi ve zorla oturttu.
Beyza bana da tabak koyarken, evde kahvaltı yaptığımı, sadece bir bardak çay içebileceğimi söyledim. Beyza'ya kaçamak bakışlarla bakıyordum. Yine kısacık bir etek giymişti, gerçi kalçalarını tümden kapatıyordu, ama yine de tahrik ediciydi. Beyza'ya bakarken annesine babasına yakalanmamak için, bakışlarımı mutfaktaki eşyalara yönlendirmiştim. Halit amca söze girdi, "Emreciğim, biliyorsun benim Almanya'da bir şirketim var. Yakında Almanya'ya gitmem gerekiyor. Sen saygılı ve güvenilir birisin, Aynur ablan ve Beyza sana emanet, ben yokken göz kulak ol onlara, tamam mı?" dedi. "Tamam Halit amca, merak etme sen!" dedim. Beyza'nın kahvaltısı bitince, derse başlamak için odasına geçtik.
Derse başladık, ama Beyza yine saçıyla başıyla oynamaya başlamıştı. Beyza verdiğim soruları çözerken, ben de Beyza'nın tişörtüne zor sığan göğüslerini kesiyordum. Bir ara Beyza kalemini düşürdü ve kalem dolabın altına doğru gitti. Beyza kalkıp, resmen önümde domalarak, kalemi almaya çalıştı. Altına giydiği tanga külotuna kadar görüyordum ve benim yarak çadırı kurdu tabii. Biraz aradıktan sonra kalemi buldu. Bana bakarak sinsice güldükten sonra yerine oturdu ve tekrar derse devam ettik. Ama benim aklım o tangalı götünde kalmıştı.
Yaklaşık 45 dakikadır ders yapıyorduk ki, Aynur abla beni çağırdı. Şık bir kıyafet giymiş, makyaj yapmış, süslenmiş püslenmişti. "Emreciğim, biz çıkıyoruz, Halit'in bir akrabasının düğününe gideceğiz, siz çalışmaya devam edin!" dedi ve elindeki zarfı verdi, "Ücretin burada!" dedi. Zarfı aldım, teşekkür edip Beyza'nın yanına geri döndüm. Dış kapının kapanma sesiyle birlikte, Beyza hemen kalktı, "Kısa bir ara verebilir miyiz, birşeyler içmek istiyorum!" diyerek odadan çıktı. Az sonra da seslendi, "Mutfağa gelsene, sen ne içmek istiyorsun?" diye. Kalktım gittim yanına. Dolaptan kola çıkarmıştı. "Ben de kola içeyim o halde." dedim. Bana da bir bardak doldurup verdikten sonra pencereden baktı, "Gittiler! Dur, kolanın içine biraz babamın viskisinden koyalım! Bizimkiler yokken ara sıra yapıyorum, çok güzel oluyor!" dedi, cevabımı beklemeden salona gitti.
Viski şişesini kaptı geldi, ikimizin kolasına da biraz viski ekledi. Büyük bir yudum aldıktan sonra, "Sigaran var mı, versene, yanında iyi gider!" dedi. Yanılmamıştım, annesinin babasının yanında uslu kızı oynuyordu, ama bu kız fırlamanın önde gideniydi, Şeytana pabucunu ters giydirirdi. Sigara paketini ve çakmağı cebimden çıkardım, "Annen baban biliyor mu içtiğini?" diye sordum. "Manyak mısın, bilmiyorlar tabii ki!" deyip paketi ve çakmağı elimden aldı ve "Uyuzluk yapıp söylemeyeceksin dimi?" diyerek bir sigara yaktı. Bir fırt çekip dumanı üfledi ve yaktığı sigarayı bana verdi, kendine birtane daha yaktı. İyice kanaat getirmiştim, bu kızdan herşey beklenirdi. Sigaralarımızı ve viskili kolalarımızı içerken, "Keşke okuldaki hocalar da senin gibi olsa, çok kafa adamsın, üstelik çok yakışıklısın!" dedi. "Teşekkür ederim, ama şimdi dersimize dönelim, hadi söndür sigaranı!" dedim. Sigaralarımızı söndürüp, içeceklerimizi bitirdik ve dersin başına döndük.
Bir saat daha çalıştıktan sonra, ödevlerini verdim ve gitmek için izin istedim. Beyza beni kapıya kadar uğurlamak için önümden gidiyordu. Koridorda götünü kıvırtarak yürürken, benim yarak yine çoktan kalkmış, çadırı kurmuştu. Tam dış kapıya yaklaşırken Beyza (kasıtlı olarak) birden durunca, ben de onun arkasına yaslanmak zorunda kaldım ve direk gibi dikilmiş yarağım götüne dokundu. Beyza, "Biliyordum!" diyerek döndü ve elini önüme attı, pantolonumun üstünden sikimi tuttu. Ben şaşkınlıktan birşey diyemeden, Beyza kemerimle pantolonumun düğmesini açarak, elini boxerimden içeriye soktu ve yarrağımı okşamaya başladı.
Afallamam geçince Beyza'nın dudaklarına yumuldum. Düne kadar götünü düşünerek 31 çektiğim kızla sevişmeye başlamıştım. Acayip tahrik olmuştum ve yarrağım da Beyza'nın elinde zonkluyordu. Beyza öpüşmeyi bırakıp, "Rahatlatalım şunu!" dedi, pantolonumu boxerimle birlikte dizlerime kadar indirdi. Yarrağımı görünce şaşırmıştı, "Oha, bu ne böyle! Okuldakilerinkinden hem uzun hem kalın!" diyerek önümde çömeldi ve yarrağımı biraz inceledikten sonra ağzına alıp yalamaya, emmeye başladı.
Yarrağımı harika yalıyordu, acayip zevk alıyordum. Arada yarrağımı ağzından çıkartıyor ve 31 çekmeye başlıyor, o arada taşaklarımı yalıyordu. Yarrağımı tekrar ağzına aldığında fazla dayanamayacağımı anladım ve Beyza'nın kafasını iki elimle tutup kendime doğru çektim ve böğürerek ağzına patladım. Döllerimin çoğu gırtlağından direkt midesine gitti. Boşalmamın bitmesi oldukça uzun sürmüştü, Beyza tam bitti diye düşünürken yeniden fışkırıyordu döllerim. Küçücük ağzına büyük gelen yarrağımı gırtlağına kadar bastırdığım için, Beyza zorla nefes alıyor, öğürüyor, gözlerinden yaş geliyordu. Bacağımı çimdikleyince yarrağımı ağzından çektim.
Beyza derin bir nefes alıp, "Havyan, öldürecektin beni!" dedi. Ben tam özür dileyecekken, Beyza gülümseyerek, "Az kalsın boğuluyordum, birdaha yapma böyle!" dedi. Sonra yarağımın başına tükürdü ve yarağımı 31 çektirir gibi sıvazlamaya başladı. Gözlerime bakıp sırıtmaya başlayınca, "Ne oldu, neden sırıtıyorsun?" diye sordum. "Bunu okuldaki kızlara anlatsam inanmazlar amına koyum! Eminim hiçbiri böylesini görmemiştir!" dedi. Yarağımı biraz daha sıvazladıktan sonra, "Hadi yıkayalım şunu, işimiz bitmedi daha bununla!" dedi. Ben pantolonumu ve boxerimi tamamen çıkardım ve banyoya gittik. Ben yarrağımı yıkarken, Beyza da ağzını yüzünü yıkadı. Ardından elimden tutarak beni odasına götürdü.
Beni ittirerek sırtüstü yatağa yatırdı. Ardından bacaklarımın arasına geldi ve yatakta domalarak, inik yarrağımı yalamaya başladı tekrardan. Ben arada başımı kaldırıp Beyza'nın yalayışına bakıyordum. Beyza bir süre yarrağımı yalayıp kaldırdıktan sonra bıraktı ve gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı. Ben bu arada doğruldum ve Beyza'nın üzerindeki tişörtü çıkartarak, südyeninin üstünden göğüslerini okşamaya başladım. Dik ve beyaz göğüsleri, çoğu yetişkin kadınınkinden daha büyük ve güzeldi. Südyenini çıkarttım ve göğüslerini yalamaya başladım. Göğüslerinin uçlarını yalıyor ve ısırıyordum. Bu arada Beyza'yı kaldırıp kucağıma oturttum ve kalçalarını yoğurmaya başladım.
Beyza'nın göğüslerini bir süre yaladıktan sonra önümde çömelttim ve yarağımı göğüslerinin arasına sokarak git gel yapmaya başladım. Sonra Beyza'yı elinden tutup kaldırdım ve yatağa yatırdıktan sonra eteğini çıkarttım ve külotunun üstünden amıyla oynamaya başladım. Bir süre amını külotunun üzerinden yaladıktan sonra külotunu çıkardım. Pespembe ve yeni traşlanmış bir amı vardı, hemen yalamaya başladım. Şimdiden amı sulanmıştı bile. Amını yalarken arada klitorisini emiyor, yalıyor ve dil atıyordum. Beyza kudurmuş gibi inliyor, "Hadi yarağını sok!" diyordu. Yarrağımın başını tükürükleyip amına getirdim, ama o anda bakire olup olmadığı aklıma takılınca geri çektim ve "Bakire misin?" diye sordum. "Hayır değilim, sok hadi!" dedi.
Beyza'nın amına yarrağımı yeniden dayadım ve tam yüklenecekken, "Seninki çok büyük, lütfen yavaş sok!" dedi. "Tamam!" dedim ve yarrağımı yavaş yavaş içine sokmaya başladım. Her ilerleyişimde Beyza biraz daha yüksek sesle inliyordu. Ve en sonunda kökünü buldum. O anda Beyza sırtıma tırnaklarını geçirmiş, bacaklarını belime dolamış, beni kendine çekiyor ve hareket etmemi engelliyordu. İçinde biraz bekledikten sonra alışmış olmalı ki gevşedi. Yavaş yavaş içinden çıkmaya başladım ve tekrardan girdim. Alıştıra alıştıra amını sikmeye başladım. Beyza arada dirsekleriyle destek alarak kafasını kaldırıp beni izliyor, bazen de dayanamayıp geri yatıyordu. Dibine kökledikçe inlemeleri çığlıklara dönüşüyordu. Bacaklarını omzuma aldım sikmeye devam ettim. Sertçe amına sokuyor ve ona çığlık attırıp, çığlık atışını izliyordum.
15 dakika kadar amını öyle siktikten sonra içinden çıktım. Beyza'yı yataktan kaldırdım ve önümde domalttım, çıkık kalçaları daha da çıktı. Kalçalarını tutarak yarrağımı yine amının deliğine dayadım. Yarrağıma alışmıştı amı artık, bir hamlede kökledim. Beyza yine bir çığlık attı. Ben yavaş yaavaş pompalamaya başladım. Az sonra Beyza, "Daha sert, daha hızlı!" gibi sözler söylüyordu. Ben tabii hemen hızlanmaya başladım. Sertçe sikiyordum. Yarrağımı her köklediğimde kalçaları sallanıyor ve dalgalanıyordu. Bir süre sonra Beyza titremeye başladı ve orgazm oldu.
Benim ise daha boşalmaya niyetim yoktu. Beyza'nın amından çıktım ve yarrağımı ağzına vererek yalatmaya başladım. Beyza yarrağımı yalarken ona sordum, "Götten yaptın mı hiç?" diye. "Hayır, yapmadım!" dedi. "Yapmak ister misin?" dedim. "Bilmem ki, acıyor diye duydum!" dedi. "Korkma acımayacak, söz!" dedim. Önce götünü yalayacaktım, onun için Beyza'yı sırt üstü yatırarak, bacaklarını açıp kendisine doğru ittirdim. Nasıl yaladığımı görmesini istedim. Bu pozisyonda göt deliği iyice meydana çıkmıştı. Bir elimle amıyla oynarken, göt deliğini yalamaya başladım. Beyza acayip zevk alıyor gibi görünüyordu.
Götünü bir süre yaladıktan sonra, Beyza'nın pozisyonunu hiç bozmadan, yatağın başucundaki komodinine uzandım. Orda makyaj ve vücut bakım malzemeleri vardı, nemlendirici losyonu kaptım ve losyonu göt deliğine yedirmeye başladım. Biraz da yarağımın başına sürdükten sonra yarrağımı göt deliğine dayadım. Azıcık bastırmamla birlikte yarrağımın başı rahatça götüne girdi. Beyza'nın yüzü ekşiyince durdum ve "Acıdı mı?" diye sordum. "Biraz acıdı!" dedi. "Dayanamayacaksan vaz geçelim istersen?" dedim. "Hayır, devam et! Okuldaki kızlar alışınca çok zevk verdiğini söylüyor! O orspular alıyorsa ben de alırım!" dedi. "Peki!" dedim ve sertçe bastırarak kökünü buldum. Ama o anda Beyza'dan öyle bir çığlık çıktı ki, hemen elimi ağzına kapamak zorunda kaldım.
Elimle ağzını kapadığım Beyza'nın kocaman açılmış gözlerine bakarak götüne sertçe pompalıyordum. Beyza ısırınca elimi çektim, çekmemle birlikte de hayatımda hiç bir kızdan kadından yemediğim küfürleri yedim. "Amına koyduğumun ibnesi! Orospu çocuğu! Piç kurusu! Yavşak! Götveren!..." diye, bildiği tüm küfür repertuarını sıralıyordu. Birden tepem öyle bir attı ki, Beyza'nın saçını elime doladığım gibi asılarak, "Sus anasını siktiğimin orospusu!" dedim. Hem saçını çekiyordum, hem de götüne sert sert pompalıyordum. Tutturduğum tempoyla Beyza'nın götünü sikerken, klitorisiyle de oynuyordum. Çığlıklar, iniltiler, ahlamalar, ohlamalar, küfürler ve Beyza'nın orgazmları birbirine karışmıştı.
Yarım saat içinden çıkmadan götünü siktim ve boşalacağımı anlayınca götünden çıktım ve Beyza'nın baş ucuna doğru kayarak, yüzüne boşaldım. Yarağımdan çıkan son damla dölden sonra kendimi yatağa attım. Yorulmuştum. Beyza da bitmişti.
Biraz dinlenip, nefes alıp vermesi düzelince, Beyza yüzündeki dölleri parmağıyla sıyırıp ağzına götürüp yalamaya başladı. Parmağındaki dölü her yaladıktan sonra, "Mmmmmh!" diyor ve sırıtıyordu. Herhalde götünün acısı geçmiş olmalıydı, "Ne sırıtıyorsun yine, hoşuna gitti galiba?" dediğimde, "Hiç böylesine güzel orgazm olmamıştım! Bu zamana kadar sikiştiklerimin içinde en iyisi sendin. Harika sikiyorsun! Hem yarrağın büyük, hem de erken boşalmıyorsun!" gibi sözler söyleyerek beni övüyordu.
İkimiz de terden yapış yapıştık. Beyza'yı elinden tutup kaldırdım, banyoya götürdüm, birlikte duş aldık. Banyodan çıkınca biraz çıplak oturduk, öpüştük, elleştik. Herşey okadar güzel ve zevkliydi ki, hiç eve gidesim gelmiyordu. Gerçi vakit daha öğlendi ve annesi babası düğündeydi, ama ne olur ne olmaz, erkenden gelecekleri falan tutabilirdi. O şekilde yakalanırsak hiç iyi olmazdı. Onun için giyinip, istemeye istemeye evime gittim. Halen yorgunluk hissettiğim için, hemen kendimi yatağıma atarak güzel bir uyku çektim.
Gece saat 21:00 gibi kalktım. Lavaboda yüzümü yıkarken kapı çaldı...
[Emre]
186 notes · View notes
mavininincisiiderya · 5 months
Text
Bi varmış bi yokmuş bi kız varmış.Hayatından bıkmış,ailesinden bıkmış ,kurduğu hayallerinin gerçek olmayacağına inanmış ni kız varmış.Tüm gün evde oturuyor ve sıkılıyordu.Arkadaşları fazla diğildi,ailesi onla vakit geçirmiyordu.Bir gün bu kızın aklına 3391 kilometre kitabinda gördüğü tumblr uygulaması geldi.Oda tumblrı indirmek kararı aldı.Tumblrı indirdi arkadaşlar edindi.Fazla arkadaşı oldu.Onlarla qrup kurdu.Ama yinede eksikdi.Birgün bi blog gördü.Blogda olan erkeğin fotosu onu güldürdü.Biliniyorduki blogun kullanıcısı çok şapşik biri.Ona yazmaya karar verdi."Salam" yazdı 21.09.2023
DAHA sonra arkadaş olmaya başladılar.tüm gün konuşuyorlardı.Çizgi film izlediler.Kız tüm eksikliğini unutdu.Ona bağlandı.Bir gün ona onu sevdiğini söyledi.Erkek ise başka kızı seviyordu.Ama yinede bir birlerinden vaz gecemediler.Arkadaş olmaya devam etdiler.Kız bi gün erkeğe snapchat indirmesini söyledi.İndirdi.Yinede er gün konusmaya dvam etdiler.Her sabah kızı mutlu ediyor, gününü neşelendiriyordu.Bir gün ise erkek söyledi o kansermiş Ölcekmis.Kız buna inanmadı.Son gününe amaliyyat olan gune kadar ona inanmadı ,iyileşceğine inandı.Amaliyyatdan 3 gün önce Bu erkek kıza onu sevdiğini soyledi. KIZla sevgili olmasını istedi.Ama kızın onu daha sevmemeğinden korkuyordu.LAKİN KIZ HEP ONU SEVDİ.KIZ KABUL ETDİ .SEVGİLİ OLULAR.19.11.2023
23.11.2023 Erkek amaliyyata girdi.Kız inaniyordu iyileşcekdi,ona ses atcakdı,onunla makarna yapcakdı.Kedi sahiplencekdi.Kızı mutlu etcekdi kızla kurduğu hayalleri gerçekleşdircekdi.Ama olmadı. Mesaj geldi"Abim morga kaldırıldı" Kızın tüm hayalleri son buldu.Tüm kurduğu hayaller yok oldu. Kız erkeğe amaliyyata girerken söylemisdiki "giderken bırakdığın renkleri siyah yapma geri dön" Ama dönmedi.Kızda BIRAKDIĞI O TÜM RENKLER BİR ANDA SİYAH OLDU.
Kız yinede eski neşesiz hayatına devam etdi.Hayallerden artik korkuyo.Kim yanına geliyorsa hep yok oluyo gidiyo.Kızın günü neşelendiren biri yok artık.
36 notes · View notes
sexcxsblog · 1 year
Text
NASIL BAŞLADIM
Benim adım gül. Ben ağrı şehrinde doğup büyüdüm. 3 kardeşiz, bir abim ve birde benden küçük kardeşim var. Ben 16 abim 19 adı Semih ve erkek kardeşim 15 adı selim yaşında. Ben süt gibi beyaz tene annemden aldığım koca bir göte ve portakala yakın memelere sahip 1.50 bir kızım. İlk sikilişim 16 yaşındayken oldu. O zamanlar ergenliğin verdiği azgınlıkla dolup taşıyordum. İster istemez her şeyde azgınlıkta tavan yapıyordu. Örneğin abim mesela bazen evde boxerla gezer sallanan sikini görünce amımda karıncalanmalar olurdu. Neyse hikayemize geçelim. Bir gün babamın asker arkadaşının oğlu Fikret abi askerden döner dönmez babama ziyaret için bize geldi. Ha bu arada annemi ben 14 yaşındayken kaybettik. Evin bütün işi bende. Babamda bizim için evlenmedi bir daha. Neyse o gün sofrayı kurdum, Fikret abi geldi yemekler yenildi. Ama bu süre zarfında Fikret abinin gözü hep üzerimdeydi. Fikret abi 24 yaşında esmer, boylu poslu orta yakışıklıkta biriydi. O günde evde spor yaparken giydiğim içimi gösteren tayt ve bluz giymiştim. Eğildiğimde memelerim fırlayacak gibi oluyordu. Altımda ne külot üstümde de sütyen vardı. Çünkü spor yaparken babam iş çıkışı Fikret abi ile birlikte gelmiş üstümü değiştirmeye fırsat bile bulmadan mutfağa girmiştim. Normalde de zaten evde çok açık giyinen biriyim bizimkiler pek laf etmez. Ama bugünkü giydiklerim bşraz tehlikeliydi. Ne var ki babamın gözleri ileri derece olmasa da miyoptu işte çok takıp bunaldığı için evde çıkarırdı. Bu sayede giydiklerimin içinde amımı veya meme ucumu göremiyordu. Büyük ihtimalle Fikret abinin bakışlarını da. Yemekler yenildikten sonra babam kızım çay koy dedi bize. Kalktım çay koyup getirdim. Tepsiyle Fikret abinin önünde eğildim. Fikret abi gözleri fal taşı gibi açılmış bir şekilde göğüslerime bakıyordu. Çayı eli titreye titreye aldı. Ama eli o kadar titremişti ki yanlışlıkla üzerine döktü çayın yarısını. Birden o panikle yandım anam yandım diye bağırdı. Babam koş kızım bez getir dedi. Gittim getirdim bezle dökülmüş yerlerini(kasık bölgesini)siliyordum. Silerken bir şey fark ettim. Fikret abinin siki şahlanıyordu. Sonra babam. -yaktın çocuğu salak kızm diye bana bağırdı. Fikret abide
-deme öyle kıza ben adam akıllı tutamadım hem çok yanmadım ama abinin eşlarından varsa verir misin Gül böyle ıslak ıslak oturmayayım dedi. Hemen gidip abimin odasına kıyafet almaya gittim. Abim halısafa Maçına gitmiş akşam arkadaşında kalıp sabah dönecekti. Abimin odasında bir şort bir de boxer alıp Fikret abiye verdim. Oda abimin odasında giyindi ve babamın yanına geçti. Ama bir şey fark etmiştim. Fikret abi yürürken yarağı öyle belli oluyordu -ki inik haliyle- sallana sallana gidiyordu. İçeri girdiğimde baktım abimin boxerını giymemişti. İçimden bu adam beni sikmese bari dedim. Amacım sadece teşhircilikti. Fikret abi artık 12 ay nasıl karısızlığa dayandıysa bu gece benden hıncını çıkarırsa diye korkuyordum. İçeri geçtim babamla Fikret abi maç izliyorlardı. Ordan babam kızım abur cubur getirde kuru kuru izlemeyelim aman sakın çay getirme yine yakarsın mazallah çocuğu diyr güldü. Fikret abi. -ben bacıma yardım edeyim çok yoruldu diyerekten benim peşimden geldi. -Fikret abi kusura bakma bilerek yakmadım valla dedim. -olur mu Gül’üm senin ne suçun var. Ben 12 ay karı görmeyince e senin gibi böyle fıstık gibi kız görünce de heyecanlandım döktüm. -ay harbi abi hiç mi görmedin kadın çarşı izninde bile mi? -yok be gülüm ordaki karılar artık çürük çarık karılar. Senin gibi tazesi vardı ben mi istemedim dedi iç çekerek. Ben de sadece gülümsedim. Bir yandan da bir şeyler hazırlıyorum Fikret abiden de boyum yetişmediği için ondan tabak bardak istiyordum. Oda verirken arkamdan tabağı bardağı uzatırken aynı zamanda da bana dayıyordu. Onun giydiği şort ve benim giydi tayt o kadar inceydi. ( zaten benim giydiğim tayt nerdeyse şeffaf dikkatlı bakılırsa amım gözüküyor onun giydiği şort hem kısa hemde bol yani isterse yarrağını şortunu biraz çekse yarrağı bütün çıplaklığıyla ortada olur) Yarrağı sertti ve amıma baskı yapıyordu. Her istediğim şeyi verirken biraz daha baskı yapıyordu. Yarrağı hissettiğim kadarıyla baya büyüktü. Bu baskılardan dolayı ben baya sulanmıştım. İçimden inş görmüyor diye geçirdim. Babam nerde kaldınız kızım diyişle tamam baba geliyoruz dedim. Eğer babam çağırmasa herhalde Fikret abi taytımı yırtıp o koca yarrağını benim bakire amıma sokacaktı. Çünkü çok derinden nefes alıp veriyordu. Fikret abi -Gül ben bi lavoboya gidip geliyorum dedi. Anlamıştım 31 çekip gelecekti o kadar kolay rahatlamasına izin vermicektim. -ohooo Fikret abi bu nasıl yardım etmek yaa. -tamam gülüm gel beraber getirelim şunları. Beraber içeri girdik koyduk masaya. Babam sanki az önce yemek yememiş gibi saldırdı. Cipsler döküldü yere. Bende toparlarken Fikret abiye doğru domaldım. Yerdeki cipsleri masaya koyuyordum. O an aklıma ıslaklığım geldi. Beyaz tayt yüzünden belli olan amım şimdi ıslaklık yüzünden kabak gibi ortadaydı. Alttan Fikret abiye bakınca telefonuyla oynuyormuş gibi yapıp beni çekiyordu. (Nerden anladınız diye sorarsanız zoom yaptığı belliydi parmaklarından). Islaklık aklıma gelince hemen kalktım ve koltuğa oturdum. Aha dedim ıslaklığı gördü şimdi oda istekli olduğumu anlayacak çatır çatır sikecek. Fikret abi arada babamla konuşuyor arada yastıkla kapattığı yarrağını okşuyordu. Ve benim karşımdaki koltukta. Anlaşılan amının ıslaklığı ona cesaret vermişti. -gülüm bana su getirir misin dedi Fikret abi. Gittim getirdim. Bi içiyor bir yandan da sinsice gülüyordu. Bardağın yarısına gelince bardağı üstüme doğru boşalttı geri kalanını kasıklarıma. -intikamımı aldım dedi gülerek Fikret abi -babamda hak ettin benim salak kızım dedi ve güldü. Tabi babam gözlüğünü takmadığı için olayın farkında değildi. Cropum ıslandığı için memelerim hiçbir şey giymiyormuşum gibi kabak gibi ortada keza amımda aynı şekilde ortadaydı. Sonra Fikret abi arkamdan sarılarak. - oy kıyamam ben sana Island’ın mı sen diyerek yine arkada dayıyordu. Babam oturduğu yerden gülüyordu
240 notes · View notes
sadecekardelenn · 4 months
Text
yeni yıla girmemize çok az kaldı ve ben yeni yıldan seni unutmayi diliyorum. bunu icimdeki sana deli gibi aşık olan kıza ihanet ederek diliyorum.
senin tanidigin kizdan bahsediyorum. hani şu bir zamanlar sevdigin kiz. ben onu çok seviyorum. senin aksine sahte bir sevgi degil ustelik. ama o kız beni değil seni seviyor. hani ailede aslında çocuğun iyiliğini isteyen, korumaya çalışan bir kişi vardır ve çocuk o kişiyi asla sevmez ya; o cocugun sevmedigi kisi benim iste. sen düşman ettin o çocuğu bana. ben her şeyi affederim de o kızın bu gece dilediğim dilekten dolayı bana sırtını dönüşünü asla unutmam.
beni değil de o kızı nasıl kırdığını bilsen kafana sıkardın. senin kırdığın çocuğu her gece kucağımda ağlayarak uyuturken ben sıkıyorum çünkü senin kafana da kendi kafama da. sen ne hakla yıllardır benim korudugum çocuğu boyle içli içli aglatabilirsin ki?
ama en kötüsü de ne biliyor musun? o çocuğun bana düşman olup hala senin adını sayıklamasi. adını diline dua bellemesi..
o çocuk senin hatırlayıp da kutlamaya tenezzül etmediğin doğum gününde dileğini dilerken senden de bahsetti. o çocuk asla yapmadığı bir sey yapıyor ve iki yıldır dileklerine ailesinden başka birinin adını katıyor.
ama artık değil. seni özlemek sana kırılmaktan daha kolay. bunu öğrenecek. ben öğrendim ona da öğreteceğim. nefret mi edecek benden. varsın etsin. sırtını mi dönecek. dönsün. vurup kıracak mi. kırsın. ama tanıdığı bir yabancıya aşık olmasın.
bu hayatta en cok göz yaşlarını sevsin ve akmasına izin vermesin. bunu o kıza öğreteceğim. ve sen, gülüşlerini sevdiğini soyledigin kızın göz yaşlarına sebep olmanın altında ezil. çok mutlu ol ama bunun altında da ezildigin bir gün gelsin. beni değil o çocuğu hatırla. bakışını hatırla. en iyi sen bilirsin o hayran bakışları. hickirigin dugumlensin boğazına. hani her gece benim boğazıma düğümlenen var ya. ondan iste. tek bir gece dert olsun içine. hatırına bir günden fazla düşmesin. hakkın yok. hatırında bile yasatamazsin sen o kız çocuğunu artık.
sevmek zorunda değildin. anlarım sevmemissindir. ilgini cekmemisimdir. senin guzellik standartlarında değilimdir. yeterince iyi değilimdir. inatciyimdir belki. o kızı korumaya çalışırken sert davranmisimdir. olabilir. kabul ederim tüm bunları. sevmek zorunda değilsin. ama sen gelip de o kıza ümit verirsen, geleceğim dersen, saçlarını seversen, sarılırsan, dinlersen, öpersen, onunla uyursan, surekli onun yüzünü güldürürsen; sonra kafana esince kapıyı çarpıp o çocuğu kabuslara mahkum edersen, iste o zaman anlamam. anlayamam.
sevdim çünkü. o kız gibi heyecanla amansız bir hayranlik besleyerek değil. gayet aklı başında bir kadın olarak sevdim. ve sevginin kapıyı çarpip çıkmak olmadığını da biliyorum. sevgin mi bitti. vedalaşıp gitsen anlardı o kız. biliyor çünkü herkesin gidebilecegini. ne kadar sevse de gelmeyecek birini beklememeyi de çok iyi biliyor. ama seviyorum dedin giderken. geleceğim dedin. bekliyor. fakat artık beklemeyecek. öğreteceğim çünkü. o kapının dibinde beklememeyi öğrenecek. seven her adamın mert olmadığını fakat seviyormuş gibi yapan her adamın namert olduğunu öğrenecek.
bana bir adam nasıl sevilirmis öğreten adam, o kıza ardında bırakılan olmayı öğretti.
bana sarılmayı öğreten adam, bir kız çocuğunun kollarını kırıp gitti.
parlayan gözlerine aşık olduğum adam, o kızın ışıltılarını çaldı.
bana öpüşmeyi öğreten adam, o kızın öpünce iyileşen yaralara inancını kaybetmesine sebep oldu.
dizlerindeki yaraları ezbere bildigim adam, o kızın yaralarını kabul bile etmedi.
canının acisi benim acım olan adam, can acisiyla kıvranan o kızı uyursan geçer diyerek terk etti.
ben ise simdi bir kiz cocugunun baş ucunda sayıklıyorum; uyusan da geçmeyecek küçüğüm.
uyusan da geçmeyecek..
35 notes · View notes
nuryongel · 9 months
Text
Az önce yakın erkek arkadaşımın hesabına girdim 3 kıza aynı hızda yazıyo aynı cevapları veriyor bebeğim diyor hepsine o kadar inandırıcı konuşuyor ki ben o kızların yerinde olsam ben de inanırım bundan 20 dakika önce de benzer cümleleri biri kurdu bana ama neyse ki benim güven duygum olmadığı için güvenmiyordum zaten konuşmayı kestiğim andaki tavırları hemen gösterdi haklı olduğumu elimde kanıt olmasa da neyse. Gerçekten bu devirde mi sorun var bilmiyorum ama ben böyle gençliği sikeyim ne yapsam da kendimi uzak tutamıyorum her yer fokur fokur oruspu çocuğu kaynıyor. Sonra bu oruspu çocuklarını da başka oruspu çocukları üzüyor. Ya evveliyatını siktiğim sen böyle yaparsan o böyle yaparsa kim mutlu olacak? kimse mi gerçek bir şeyler yaşayıp bekleyip insanca aşık olmayı istemiyor sorsan dillerinde şu laf "doğru kişi" ya sen doğru kişi misin amk. Günde kırk kişiyle konuşup doğru kişinin gelip seni bulmasını bekleyemezsin karşına çıkacağı varsa da evren senle karşılaştıracağına kızı ortadan yok eder. Çok küfrettim farkındayım benim de sorunum bu cidden ben iyice uzaklaşacağım her şeyden. Daha önce hiç bu yüzden midem bulanmamıştı. İnsanlardan daha doğrusu gençlerden öyle bir tiksiniyorum ki aklım almıyor artık hepiniz gerçekten boktan şeyler yaşayacak ve hiçbir zaman gerçekten mutlu olamayacaksınız.
119 notes · View notes
buffy-buffy · 4 months
Text
Sildiğim çok insan oldu
Sildiğim çok duygu oldu
Sildiğim çok göz yaşı oldu
Sildiğim çok anı oldu.
Sildiğim çok şey olsa da içimde yeşerttiğim de çok şey oldu.
2023 benim için garip bir sene oldu. Gerçekten büyüdüğümü en çok hissettiğim sene oldu. Her açıdan. Acısından tut tatlısına kadar her şeyiyle bana bir şeyler kattı. Keşke yaşanmasaydı dediğim şeyler var olmaz mı ama yaşanmasaydı bu güne böyle gelemezdim.
Geçmişi arkamda bırakmayı öğrendiğim bir sene oldu. Kendimi önemsemeyi öğrendiğim bir sene oldu. En önemlisi de geliştim. Düşünce yapım olarak o kadar geliştim ki artık mutlu hissedebiliyorum. Zor zamanlardı. Kendimden o kadar nefret ediyordum ki bazen sırf canım acısın diye yaptığım şeyler bile vardı(ruhen de). Ağladım. Ciğerim sökülene kadar ağladım hem de. İçime attım her şeyi. Patladım en sonunda. Her şeyi anlattım, saatlerce ağladım ama deydi. Sorunları çözdüm(hepsi daha çözülmedi ama onlarda olucak).
İlk planda hep kendim olmam gerektiğini öğrendim. Başkalarını siktir etmeyi öğrendim. Kendimi gereksiz insanlarla harcamamayı öğrendim.
Hayallerim olduğunu öğrendim. Güzel hayaller. Sevildiğimi hissettim ben. Beni seven insanların olduğunu bilmek uzakta olsalar da yanımda olduklarını bilmek o kadar güzeldi ki içimde onlara karşı olan sevgiyi tarif bile edemem.
Bu yazıyı yazarken zor zamanlar geçirsem bile bir şekilde halledebildiğimi öğrendim. Kolay olmadı ama atlattım. Yakınımda olan insanlardan daha çok yanımda olan kişiler tanıdım. İçimi onlara dökebildiğim beni yargılamadan dinleyen kardeşler edindim. Onlara ne kadar teşekkür etsem az kalacaktır. Belki fazla bir şey yapmadıklarını bile düşünüyor olabilirler ama uzun zaman önce kendini anlatmaya çalışmaktan vazgeçmiş susup içine atmış bu kıza ne kadar iyi geldiklerini bir bilseler, benim gözümden kendilerini görseler böyle düşünürler miydi bilmiyorum.
@ruhulal civciv hanımım iyi ki varsın iyi ki tanımışım seni iyi ki bu yılı seninle kapatıyorum hayatımdaki etkin o kadar büyük ki bir mesajınla bir fotoğrafınla hatta direkt varlığınla simsiyah olan dünyam rengarenk bir hal alıyor🥹 daha beraber kapatacağımız nice yıllar diliyorum🥹⭐️
@yeisiis premium ağustos böceğimmmm iyi ki varsınnnn kapattığın onca hesaptan sonra bile yine de konuşabilmemiz konuşmaya devam etmemiz,her şeye rağmen kendin olman, kısacası var olman yanımda olman bile keyfimin yerine gelmesine yetiyor sen hep mutlu olll sen ol ki karınca da olsunnn🩷🎠
@dolunayysurat ADRİEN ABLAMMMM SEN DE İYİ Kİ VARSIN İYİ Kİ TANIŞTIM SENİNLE HEP MUTLU OL OLUR MU🥹
@dolunayligecee sen de iyi ki varsınnnn tanışmadan tanıdığım nadir insanlardansınn adını bile bilmesem de seni kendimden bile daha yakın buluyorum hep mutlu ol kimse üzemesin seni 🥹
@gecesayesinizz @min-mss @tartillo @geceninefendisi @evangel1ne1 @oyledolasiyom @ceyuzotuzyediii hepiniz iyi ki varsınızzz
Deac oldukları için etiketleyemediklerim de var başka hesap olsun vs görüyorsanız sizde iyi ki vardınız
Aklıma gelenleri etiketledim etiketlemiş olayım olmayayım hepiniz iyi ki varsınızzzz hep mutlu olunnn 🤍🖤
26 notes · View notes
yasamsallik · 5 months
Text
Tumblr media
KUTSAL OLAN NE?
-Bir Levhanın İlginç Hikayesi-
Resimde görmüş olduğunuz arap alfabesi ile yazılmış, ebru sanatıyla süslenmiş eski Türkçe(moda deyimiyle Osmanlıca) yazılı levhanın resmini,
Levhanın ilginç hikayesini öğrenince bilgisayarıma indirdim ve yazıcıdan çoğaltıp sokaklarda kendimce bir iki deneme yaptım…
Resmi bir caminin yakınında yere bıraktığımda, resmi gören hemen hemen herkesin resmi üç kez öpüp başına koyarak ya cebine koyduğunu ya da yüksek bir yere koyduğunu gördüm…
Daha sonra sokakta bazı kimselere(çoğunlukla yaşlı amca ve teyzelere) resimde ne yazdığını sordum, ezici çoğunluk anlamından bahsetmeden ayet dedi birkaç kişi ise eski Türkçe yazı dedi…
Bir caminin bahçesinde herkesin görebileceği şekilde resme bakıp buruşturup yere attığımda ise neredeyse dayak yiyecektim…
Bu denemeleri yaptıktan sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Önce bu levhada ne yazdığı ile daha doğrusu bu levhanın ilginç hikayesi ile başlayalım yazımıza…
Resimdeki ebru sanatıyla süslenmiş levhada arapça abecesiyle eski Türkçe “şimdi b.ku yedik” yazıyor…
Levhanın hikayesi ise şöyle…
“Bu levha Necmeddin Okyay’a ait ebruyla süslenmiş ve “celi sülüs” yazı çeşidiyle yazılmış olan ibaresi ile meşhur…
İkinci Dünya Savaşı öncesinde Bakırköylü Ermeniler’den Doktor Peştemalcıyan ailesiyle birlikte Türkiye’den Almanya’ya göç edip Berlin’de bir halı ve kilim mağazası açmıştı.
Savaş başlayıncaya kadar işleri yolunda gitmiş, baba Peştemalcıyan işleri oğlu Aram Peştemalcıyan’a bırakmıştı ama savaşla birlikte zorlu günler beraberinde gelmişti. Her geçen gün bir öncekini aratmaktaydı.
Savaş bütün hızıyla sürerken 1943’un sonuna doğru Almanlar için savaşın gidişatı belli olmuş, daha fazla savaşacak gücünün kalmadığı ortaya çıkmıştı.
Sovyet askerleri 1944 yılının Ocak ayında Oder Irmağı’nı geçerek önce Budapeşte’ye, Nisan başında ise Viyana’ya girerek Berlin’e doğru ilerlediler ve 25 Nisan’da Berlin’i kuşattılar.
Kentin merkezindeki bir yer altı sığınağında kalan Hitler ise, savaşın kaybedildiğini anlayarak 30 Nisan’da intihar etti.
Ruslar artık Berlin’deydiler.
Şehrin hemen her noktası Rus işgali altındaydı.
Yağma ve talan Almanya’da artık sıradan bir işti.
Taciz ve tecavüzün bininin bir para olduğu o günlerde asil mesele hayatta kalmak ve tatlı canını kurtarmaktı.
Bu zor şartların hüküm sürdüğü günlerde Rus İşgal Komutanlığı bir bildiri yayınlamıştı.
Bildirideki kesin emre göre her yer, Rus askerlerine açık tutulacaktı.
Savaşın acımasız yüzünü bütün çıplaklığıyla gören Peştemalcıyan ailesi de emre mecburen uymuştu.
Halı mağazalarının kapılarını açarak Rus askerlerinin yağmaya gelmesini endişe ile bekleyen ailenin bu bekleyişi fazla uzun sürmedi.
Peştemalcıyan Halı-Kilim Mağazası’ndan içeriye gürültü ve patırtı ile kılıksız, vahşi gör��nüşlü, Moğol tipli ve silahlı iki asker yüksek sesle bağıra çağıra konuşarak girdi.
Askerlerden biri halılarla ilgilenirken diğeri, genç kızlarını da aralarına alarak hareketsiz bir şekilde endişe ile olup biteni gözleri ile takip eden Peştemalcıyan ailesine yöneldi.
Etrafa şöyle bir göz atıyormuş gibi yaptıktan sonra genç kıza doğru yaklaştı ve elini uzattı.
Aram Peştemalcıyan gayrı ihtiyari ve seri bir hareketle askeri bileğinden sıkıca yakaladı. Çekik gözlü asker bu ani tepki üzerine tabancayı çekti ve Peştemalcıyan’ın şakağına dayadı.
Aram Peştemalcıyan, adeta taş kesilmiş karısına döndü ve ağzından,
– “Şimdi b.ku yedik” cümlesi döküldü.
Bu sözleri işitince irkilen asker silahını indirerek sordu:
– “Ne dedung? Ne dedung?…”
Baba Peştemalcıyan olayın şoku içerisinde, ister istemez söylediği sözleri tekrarlamak zorunda kaldı:
– “Simdi b.ku yedik”.
O anda sanki bir mucize oldu.
Asker ani bir hareketle silahını indirerek yıllar sonra bir dostunu görmüş biri gibi büyük bir sevinçle Peştemalcıyan’ın boynuna sarıldı.
Peştemalcıyan şok üstüne şok yaşıyordu.
Olayı kavramaya çalışıyor ve askerin Kırgız Türkçesi ağzıyla,
“Miz gan gardaşiz, min sinig gardaşmam” yani “Biz kan kardeşiyiz, ben senin kardeşinim” derken sevinçten çılgına dönmesini hayretler içinde seyrediyordu.
Mağazayı basanlar, Rus ordusundaki Kırgız askerlerdi ve karşılarında Türkçe konuşanları görünce büyük şaşkınlık yasamışlardı.
Olay anlaşılıp şok atlatılınca Peştemalcıyan ailesi rahat bir nefes aldı.
Askerler özür dilediler, çaylar içildi, konuşmalar uzadı ve iki asker sonraki günlerde mağazaya gönüllü bekçilik yaptılar.
Sovyet ordusunda farklı milletlerden askerler vardı.
Bu iki Kırgız asker de Sovyet ordusu ile Berlin’e kadar gelmişlerdi ve 1945’te Sovyetlerin Nazi Almanya’sına karşı zaferinin tescili anlamına gelen Sovyet bayrağını Almanya’nın başkenti Berlin’e diken üç Sovyet askerinden biri de, Dağıstanlı Abdülhakim İsmailov idi.
Savaş bitmiş, sıkıntılı günler geride kalmıştı.
Peştemalcıyan ailesi bir gün Berlin’deki mağazalarını gezen bir Türk gazeteciyle tanıştılar ve gazeteciyi evlerine davet ettiler.
Yaşadıkları olayı büyük bir heyecanla ve yeniden yaşıyormuşçasına tekrar tekrar anlattılar.
Hayatlarını kurtaran sihirli cümlenin Peştemalcıyan ailesi için neler ifade ettiğini, hayatta kalmalarına sebep olan bu sözleri bir hattata yazdırıp evlerinin en güzel yerine asmak istediklerini ve bu anı her zaman hatırlamak istediklerini söylediler.
Gazeteci, onlara bu konuda yardımcı olabileceğini söyledi ve Türkiye’ye dönüşünde verdiği sözü yerine getirmek üzere hattat ve mucellid Emin Barın’ın Çemberlitaş’taki atölyesine gitti.
Emin Barın kendisinden yazılması istenen cümleyi (şimdi b.ku yedik) duyunca şaşırdı.
Zira ilk defa böyle ilginç bir taleple karsılaşıyordu.
Hemen “Yazarım” diyemedi, düşünmek için zaman istedi ve kendisi de Almanya’da cilt eğitimi sırasında yaşadığı savaş günlerini hatırlayınca işi kabul etti.
Bir hafta sonra yeniden gelen gazeteciye ibareyi yazabileceğini söyleyerek bu fotoğrafını görmüş olduğunuz “celi sülüs” levhayı hazırladı.
Levhanın etrafı “Hatip ebrusu” ile süslendi ve Almanya’ya doğru yola çıktı.
Levhanın hikâyesi işte böyle…
Hayat kurtaran argo bir cümle ve bu argo cümlenin hattat elinde sanat eseri bir levhaya dönüşmesinin öyküsü…
Emin Barın, dostlarına daha sonraları “Hadise o kadar ilgi çekiciydi ki gazeteci dostumdan dinleyince teklifini kabul etmek zorunda kaldım” diyecekti.
Levha, Peştemalcıyan ailesinin artık dostu olan gazeteci tarafından Berlin’e götürüldü ve 17 Temmuz 1966 tarihli Yeni Gazete’ye de “Levhaya Bir Ailenin Hayatını Kurtaran Argo Cümle Yazıldı” başlığıyla haber oldu…
Şimdi levhada ne yazdığını, levhanın ilginç hikayesini ve bu levhanın yazılışından tam elli yıl sonra sokakta yaptığım denemeleri öğrenmiş oldunuz…
O zaman başlıktaki soruyu tekrar sorayım mı?
Bugün Müslüman Türk için kutsal olan ne?
Allah Kelâmı Kur’an ve anlamı mı yoksa @**r@@p abecesi mi?
Saygılarımla…
Murat Çalık 15.11.2019
21 notes · View notes
sorun-var · 9 months
Text
O kadar eminim ki aynı anda birden fazla kıza yazdığına, ben yer miyim bu numaraları
45 notes · View notes
uzayatesi121102 · 3 months
Text
Bir insana güvenmek sevgiden daha önemlidir. Bir insana güvenin kırılırsa, eskisi gibi nasıl tekrar güvenirsin. Bazen aşk, sevgi yetmiyo ilişkiye. Sen o kadar çabala güvenmek için canını dişine tak kendinden şüphe duy ama karşın da ki insana 'o yapmaz' de. Yapıyomuş arkadaşlar, ben bunu çok acı şekilde öğrendim. Herşeye rağmen yine denedim, yine çabaladım. Sonuç ne mi yollarımız ayrıldı. Çünkü ben ümidi kestim. İsteyerek yapmadım beni buna o itti. Çabaladım, direndim, ona kendim olmak istedim. Ne zaman çabalamaya başlasam, sorun çıkardı tartıştık, kavga ettik, canım yandı ya haksız olsa bile onu üzdüm diye içim koptu benim. Siz hiç başınıza silah dayanmış halde sevdiğinize yazmak için başınıza silah dayayan kişilere yalvardınız mı son kez yazayım yoksa merak eder beni diye. Ben yaşadım daha bugün yapmam dediğim bişeyi yaptım. Tuhaf evet silahların içinde büyümüş biriyim çok kez babamın düşmanları yüzünden tehdit edildim başıma silah dayandı babamı ailemi bu şekilde tehdit ettiler. O zamanlar öldürün beni diye yalvarırdım. Hayata tutunacak bi dalım yoktu. Bu kez vardı ama o bende değildi. Hayatımda değil ama kalbimde. Ruh gibi kalbimde duruyo siz görmezsiniz ben hissediyorum. Öldüreceksen önce izin ver sevdiğim kıza yazayım bilsin merak etmesin dedim. Hiç kimse bunun acısını bilemez. Ölmekten çok ondan gidecek olmam kalbime acı verdi. Ama o zaten benden çoktan gitmişti. Sizi sevmeyen birisinin peşinden gitmeyin. Çok çabaladım kalbini kazanmak için. Anladım ki onun kalbinde bi yerim olmayacak. Bu sözüm kızlara. Kızlar siz diyosunuz ya erkekler sevmekten ne anlar diye. Benim gibi erkekleri sizin sevmekten anlamaz dediğiniz erkeklerin kız versiyonları üzüyo işte. Konu o bu şu değil konu cinsiyet değil. Konu karakter. Karaktersiz birisini sevmeyin. Kendinize yazık edersiniz. Ben ettim:) .
15 notes · View notes
Text
Sevgilimin Amına Boşalırken Annesi Gördü! (1) (Ertunç 24 Y., İzmir)
Lisenin son senesinde sevgilimle güzel bir ilişkimiz vardı. Yaşına göre oldukça olgundu sevgilim, ben de öyle bir yapıya sahip olduğum için ilişkimiz çok güzel gidiyordu. Üniversite sınavları açıklandığında, sevgilim yaşadığımız şehirde kalmış, ben İzmir'in yolunu tutmuştum. Ailemle de tanışıyordu sevgilim, ama ailem bu şekilde bir ilişkiyi devam ettireceğimi düşünmüyordu.
Tek başıma ev tuttum İzmir'de. Üniversite hayatıma alışmaya çalışıyordum, ama çok tanıdığım yoktu. Üstelik yalnız yaşamaktan sıkılıyordum. Sevgilim geliyordu İzmir'e, bir gece bende kalıp ertesi gün dönüyordu geri. Bazen ben gidiyordum, görüşüyorduk sevgilimle. Ancak, uzun mesafe ilişkileri yürümez diyen ailem haklı çıkmıştı. Telefonda bitmek tükenmek bilmeyen kavgalarımız sonucu, bir gün sevgilimin yanına gittim. O gün ayrılık kararı almıştık, İzmir'e geri döndüm.
Günlerim derslere girmekle geçiyordu. Okul ve ev arasında gidip geliyordum. Gerçekten etkilemişti ayrılık beni. Bir süre sonra, yavaş yavaş ister istemez arkadaş edinmeye başladım. Davet edildiğim bir arkadaş ortamında Ekin'le tanıştım. Ekin'de sanki ayrıldığım sevgilimi buluyordum, inanılmaz derecede olan benzerliği yüzünden beni kendine çekmişti. Aynı esmer yüz, aynı boy, gören kardeş sanırdı Ekin'le eski sevgilimi. Ekin'le flört etmeye başladık, bir süre sonra artık el ele geziyorduk her yerde. Çıkma teklifine gerek bile kalmadan sevgili olduğumuzu bir arkadaş ortamında öpüştüğümüzde anlamıştım. O günün devamında Ekin bende kalmıştı. O gece çok ateşli bir seks yaptık, ama sanki seks yaptığım kız Ekin değil, eski sevgilimdi.
Okulum yaz tatiline girdiğinde ben İzmir'de kalmaya karar vermiştim. Psikolojik olarak kendimi Ekin'i sevmeye zorluyordum. Annemler her ne kadar çağırsa da, gitmek istemiyordum. Çünkü o şehir zaten küçüktü ve her yerde eski sevgilimle anılarımız vardı, o anılardan korkuyordum belki de. Ekin'le ilişkimiz (en azından onun açısından) gayet güzel gidiyordu. Yavaş yavaş Ekin'le vakit geçirmekten zevk almaya başlamıştım, ama bir şeyler halen eksik gibiydi. Ekin çocuksuydu, sanki halen olgunlaşamamıştı. Liseli kızlar gibi trip atıyordu, ama kendini affettirmeyi bir şekilde başarıyordu. O günlerde, eski sevgilimin yeni sevgilisi olduğu haberi beni iyice mahvetmişti. Artık Ekin'i sevmeye çalıştığımı anlıyordum, ama kendime bile söyleyemiyordum bunu. Her sorana, "Ekin'i seviyorum!" diyordum, sanki eski sevgilimden intikam alırcasına.
Evet Ekin'le iyi anlaşıyorduk, gülüyorduk, eğleniyorduk ve yatakta harika zamanlar geçiyorduk. Ekin'in, her erkeğin hastası olduğu fantazileri vardı. Benim fantazim ise anal seks, inanılmaz derecede tahrik edici buluyorum anal seksi. Hatta o kadar ki, ilk gittiğim orospuya vizitenin iki mislini verip, götünden sikmiştim. Orospu bile ilk başta anal seksi istememiş, ancak bir seanstan iki misli para kazanınca, sırf para için vermişti hiçbir müşterisine vermediği daracık götünü.
Ekin'den zevk almamın sebebi sanırım oydu, anal seksi çok severek ve isteyerek yapıyordu. Enteresan bir şekilde, anal seksle bağlanmıştım kıza. Benim evde bol bol götten sikiyordum Ekin'i. Ancak kiranın, öğrenci bütçemi sarsmasından dolayı, yanıma mecburen bir ev arkadaşı aldım. Ev arkadaşım evde olunca, Ekin'le çok sık seks yapamaz olduk. Ben rahatsız oluyordum ve Ekin de çekiniyordu. Sonuçta ne kadar rahat sikişebilirsiniz ki, yan odanızda ev arkadaşınız otururken?
Benim açımdan, Ekin'le birlikteliğimiz, tamamen seks partnerliğine dönüşmüştü. Ama Ekin benle ciddi düşünüyordu. Ben de artık eski sevgilimi asla unutamayacağımı düşünüyordum. Kaderime razı bir şekilde Ekin'le gün geçtikçe daha da ciddileşen bir ilişki yaşamaktaydım. İlişkimden ailemin haberi vardı. Annemler geldiğinde, Ekin'le tanıştılar. Annemler İzmir'den ayrılırken çok mutlulardı, Ekin'i gelinleri olarak görmeye başlamışlardı. Ben ise mutlu görünmeye çalışıyordum.
Hikayemin asıl ilginç tarafı, Ekin'in beni annesiyle tanıştırmasıyla başladı. Ev arkadaşım evde uzun süreler geçirmeye başladığından, Ekin beni evine davet ediyordu, annesi evde olmadığı zamanlarda doyasıya seks yapıyorduk. Bir gün, öğlen vakti, Ekin'in evinde buluştuk. Yaklaşık 3 saatlik seksimizden sonra, üzerimizi giyinmiş halde Televizyon izlerken, annesi gelmişti. Böylece annesiyle tanışmış oldum. Annesi Şennur Hanım, 40'lı yaşlarda bir kadındı. Ekin'e inanılmaz benziyordu, dolayısıyla eski sevgilime de. Çok hoş sohbet bir kadındı. O gün gece 23:00'e kadar oturduk, sohbet ettik. Eşinden boşanmıştı. O konulara fazla girmesek te, o gün çok güzel sohbet ettik. Eve gitmek istediğimde, annesi orda kalmamı teklif etti. Her ne kadar ben bunu istemesem de, o gece orda kalmama karar verildi.
Misafir odasına yattım, uyumaya çalışıyordum. Ekin de odasına gitmiş yatmıştı. İçerde annesi halen Televizyon izliyordu. Derken Televizyonun sesi kapandı, annesinin karşımdaki yatak odasına girdiğini gördüm. Yaklaşık 10 dakika sonra Ekin ayaklarının ucunda yürüyerek odama girdi. Çok şaşırmıştım, ama neden geldiği belliydi. Hemen kucağıma oturup, dudaklarıma yapıştı, yatakta hızlı bir sevişmeye başlamıştık. Boynunu öpüyor, sonra tekrar dudaklarına dönüyordum. Ekin'in iri göğüslerini emmeye başladığımda kısık sesle inlemeye başlamıştı bile. Sertleşen sikimi eşofmandan çıkardı, kendi eşofmanını ve külodunu indirdi ve bir hamlede yarağımı amının içine aldı. Yavaş yavaş zıplıyordu sikimin üstünde, çok kısık bir şekilde inleyerek. Hırkasını ve içindeki tişörtü iyice yukarı sıyırmıştı, göğüsleri sallanıyordu. Kafasını geriye atmış, amının içindeki sikin zevkini çıkarıyordu. Zıplamaları arttı Ekin'in, ben de oluruna bırakıp, gözlerimi kapatmış, sevişmeye başlamıştım.
Yaklaşık 20 dakikadır kucağımda sikişiyorduk, artık zirveye geliyordum. Ben kendimi kaybetmiş bir şekilde alttan amına pompalarken, Ekin titremeye başlamıştı. İkimiz aynı anda boşalacaktık. Ekin, "Sakın içime boşalma ne olur!" diye inliyordu, ama ben boşalmaya başlamıştım. Kendimi durdurmaya çalışıyordum, ancak döllerimle çoktan Ekin'in amının içini doldurmuştum. Gözlerimi açtığımda, kapıda dikilen annesinin bakışlarıyla karşılaştım. Ekin'in sırtı kapıya dönük olduğundan farkında değildi. Annesi birşey demeden, gölge gibi sessizce uzaklaştı.
Ekin'e bu durumdan bahsetmedim. İçimde çok büyük bir korku oluşmuştu. Ekin'in titremeleri geçince, aceleyle üstümden kalktı, külodunu ve eşofmanını çekti, iri memelerini tişörtüne yerleştirdi ve yavaşça odamdan çıkıp, tuvalete girdi. Büyük bir ihtimalle içindeki döllerimi çıkartmaya gitti. İlk seksimizden beri hep korunuyorduk, ilk korunmasız ilişkimizde içine boşalmıştım Ekin'in. Ama her şeyden önemlisi, annesi beni Ekin'i sikerken görmüştü, "İçime boşalma!" diye inleyen Ekin'i de...
Utancımdan ve suçluluk duygusuyla, sabaha karşı, kimse uyanmadan sessizce çıktım evlerinden. Eve kadar yürüyerek gittim, yolda hep o anı düşündüm. Yaklaşık bir saat sonra evdeydim. Eve girince hemen elimi yüzümü yıkadım, yetmedi, duşa girdim. Duştan sonra bir sigara içip, yatağa uzandım. Olanları düşünürken uyuya kalmışım.
Uyandığımda öğlendi. Kalktım, birşeyler yedim. O sırada telefonum çaldı. Ekin evden arıyordu. İçimde büyük bir korkuyla açtım, ama telefondaki Şennur hanım'dı. Konuşurken sesim titreyerek çıkıyordu. Cüzdanımı orda unutmuşum. Eve yürüyerek geldiğim için cüzdandan da haberim yoktu tabii. Gidip almam gerekiyordu, yapacak birşeyim yoktu.
Evlerine gittiğimde, Şennur hanım kapıyı açtı, "Hoşgeldin canım, cüzdanını unutmuşsun!" deyip beni içeri davet etti. "Yok girmeyeyim, gitmem lazım..." gibi cümlelerim işe yaramadı tabii. Şennur hanım, yeni demlenmiş çayı olduğunu, bir bardak içip öyle gitmemde ısrar edince, mecburen içeri girdim, oturdum kanepeye. Ekin yoktu ortalarda, "Ekin uyuyor mu?" diye sordum. "Hayır canım, bir işi varmış arkadaşlarıyla, oraya gitti." dedi. O gün Ekin'in bir kampanya için okula gideceğini unutmuştum, "Hatırladım..." dedim. Şennur hanım birer bardak çay doldurup getirdi, karşılıklı oturup çaylarımızı içmeye koyulduk. Utancımdan sesim soluğum çıkmıyordu.
Sessizliği Şennur hanım bozdu, havadan sudan konuşmaya başlamıştık. Biraz gevşemiştim. Annesi o konuyu açmayınca, (Belki bizi görmedi, belki bana öyle geldi?) diye düşündüm bir an. Ama emindim, kadın resmen kapının aralığından bakıyordu bize ve tam Ekin'in içine boşaldığım anda görmüştü. Çayımı aceleyle içip, bardağımı mutfağa götürdüm ve gitmek için müsaade istedim. Kendisi de dışarı çıkacakmış, "Nereye gidiyorsan bırakayım! İki dakika bekle, hemen hazırlanırım!" dedi. Cevabımı beklemeden, hazırlanmak için içeri gitti.
10 dakikadır koridorda bekliyordum. Gelmeyince meraklanmıştım, "Şennur hanım?" diye seslendim. "Geliyorum, bir dakika!" diye cevap geldi, ama bir 5 dakika daha geçti. Odasına doğru yürüdüm, kapının önüne geldim, ses yoktu. İçimden kapı deliğinden bakmak geçti. Eğilip baktığımda, Şennur hanım yatağın kenarında oturuyordu. Ne yapıyor bu kadın diye düşündüm, çünkü üstünde sadece bir külotla öylece oturuyordu. Biraz sonra ayağa kalktı, külodunu çıkardı. Çırılçıpalktı şimdi. Uzun kıllarla kaplı bir amı vardı. Aynadan kalçalarına baktı, sıktı kalçlalarını. Gözlerime inanamıyordum, müthiş tahrik olmuştum, ama anlam veremiyordum tabii ki. Sonra gardrobun alt çekmecesinde bulunan külotlarından birini almak için domalınca, kısa bir süreliğine de olsa, göt deliğini de görmüş oldum. Çekmeceden pembe bir külot aldı, giydi. Sütyenini taktıktan sonra, üzerine elbisesini giyinirken, ben de ordan uzaklaşıp koridora gittim, önümdeki kabarıklığı indirmeye çalışarak.
Az sonra odadan çıktı, "Hazırım, çıkabiliriz!" dedi. Kadının gözlerine bakamıyordum. Birlikte evden çıktık. Arabasına atladık. Nereye gideceğimi sordu, adresi tarif etmemi istedi. Eve gideceğimi söyleyip, yolu tarif ettim. Eve dönerken aklımda tek bir soru vardı, neden yatakta öylece oturuyordu?
Beni evimin önünde indirdikten sonra, kendisi gideceği yere devam etti. Evde sürekli Şennur hanım'ı düşünüyordum, kadınla aramda enteresan bir çekim olmaya başlamıştı, üstelik tanışalı daha bir gün olmasına rağmen. Sevgilim dediğim bir kızın annesinin bu kadar özeline girmiş olmak beni utandırıyordu, aynı zamanda çok heyecanlandırıyordu. Ama anlamadığım tek bir şey vardı, kadın yatakta o kadar dakika oturup ne yapmıştı? Birşeylerle mi uğraşmıştı? Yoksa... Evet, beni beklediği ihtimalini de düşünüyordum, ama neden yapsın ki böyle bir şeyi? Sonuçta daha bir gün olmuştu tanışalı. Ama bu sürede, görülmemesi gereken herşeyi görmüştü.
Ekin'i merak etmiştim, evlerinden apar topar ayrılmıştım. Ekin'i aradım. "Efendim aşkım?" diye herzamanki ses tonuyla açtı. "Seni merak ettim canım..." dedim. "Ertesi gün hapı kullandım, sorun yok, ama bir dahakine dikkat et! Sen nerdesin, görüşelim!" dedi. "Evdeyim..." dedim, ama şu anda onu görmek istemiyordum nedense. "Hastayım..." diye bir bahane uydurdum, belki görüşmekten vazgeçer diye. Ama umduğum gibi olmadı ve akşam bana bakmaya geldi. Ekin'e biraz soğuk davranıyordum, aslında ondan da utanıyordum. Bana çorba yaptı. Biraz kaldıktan sonra evine gitti.
Görünüşe göre, Şennur hanım kızına o konudan bahsetmemişti...
[Ertunç]
133 notes · View notes
sensussinyor · 4 months
Text
Annem bugün bana evlilik hazırlığı yapan bir çiftten bahsetti, son zamanlarda çok gördüğümüz ama buralarda bahsetmedigimiz klasikleşen bir durum var ve her duyduğumda ifrit oluyorum.
Çocuk 23 yaşında ve babası yok, annesi çalışmıyor (kira ile geçiniyor), müstakbel partnerinin yaşını bilmiyorum. Kız ve ailesi nişanda set takılmasını talep etmişler, düğünde tekrar takmaları için nişan sonrası yine çocuğa verilecekmiş. Düğün biraz lüks standartlarda olsun istiyorlarmış. Çocuk da kıza demiş ki "ben bunları yapayım ama düğünden sonra takılara ihtiyacım olur", kız da kabul etmiş.
Özetle yeter ki millet biraz altın, biraz lüks, biraz şuursuz tüketim, imitasyon zenginlik görsün geriye kalan ilişki dinamikleri, yaşam huzuru, sevgi, saygı, şefkat vs çok da önemli değil. Instagram'a atılacak caka satmalık mutluluk, kimi zaman sosyal medya diliyle harmanlanır kimi zaman yapay zenginlik öğeleriyle harmanlanır ve adına güzel ilişki denir.
Böyle bir yüzeysellik, böyle bir aldatmaca yalnızca huzursuzluk, mutsuzluk, memnuniyetsizlik getirir, sürekli bir şeyler arar yetişmeye çalışır ama yetişemezsiniz, kendinizle bile aranız açılır. Zaten şartlar ruh sağlığını korumayı zorlaştırıyorken değer mi? Tamam güncel etkileşim alanlarından kopmamak da yabancılaşıp yalnizlaşmamak adına önemli fakat bu böyle bir şey değil ya.
En yakınındaki insanı bile tüketim işlevselliğiyle yanında tutan kişinin kendiyle nasıl bir ilişkisi olabilir ki...
Anlayamıyorum şu dünyada en azından bir kişiyi saymak, sevmek, merhametli, şefkatli olmak ne kadar zor olabilir?
22 notes · View notes
sexcxsblog · 1 year
Text
NASIL BAŞLADI -10
Abim artık her seferinde fırsatını buldukça beni istediği yerde sikiyor işini görüp yoluna devam ediyordu. Abi yarrağı baldan tatlıydı. Ben de her azdığımda abimin yarrağını yalayıp üstüne ata biner gibi çıkar abimin yarrağını sürerdim. O da bana hediye olarak döllerini yedirtirdi. Karı koca gibiydik. Bu durum hoşuma gidiyordu artık sikilmek için birini beklememe gerek yoktu. Neyse bir gün evde oturuyoruz. Abimin arkadaşları geldi. Ellerinde yine içki vardı. Yine bir güzel sarıldılar oturma odasına geçtiler. Benim üstümde de gecelik var. Amımı zar zor kapatan. Eğildiğimde her şey kabak gibi ortada oluyordu. Salaş bir şey olduğu için memelerim bir oyana bir bu yana sallanıyordu. Abim arkadaşları gelince
-Gül git üstüne doğru bir şey giy
M-rahat bırak kızı kanka hem biz yabancı mıyız amk
A-ne isterse giyer Gül bacım. Abimde iyi madem öyle olsun. Tabi am göt görmek için bunun üzerimde olması onların işine gelirdi. Bunla içkileri çıkarıp içmeye başladılar. Abim bu sefer gıdım gıdım içti. Çünkü niyetleri belliydi. Abimi sarhoş edip yine beni sikmek. Abim oyuna gelmedi tabi. Onlar ne kadar iç iç diye zorlasa da abim içmedi. Sonra konu yine porno izleyelime geldi. Sohbetler açıldı falan filan ordan
A-Gül bacım benim her yerim ağrıyor sana zahmet bana bir masaj yapar mısın.
-tabi abi diyerek yüz üstü yatmış bende götünün üstüne çıktım sırtına masaj yapıyorum. Bulunduğumuz yer abimin oturduğu koltuğun arkasındaydı. Ben Ali abiye masaj yaparken Mesut abi de abime zorla içki içirmeye başlıyordu. Sonra birden Ali evi sırt üstü döndü. Kalkmış yarrağını hissediyordum amımda bi hamleyle şortun kenarından yarrağını çıkardı öyle sürtmeye başladı. Amım sulanmaya başlamış bunu fırsat bilen Ali abi vıcık vıcık amıma yarrağını dayamıştı. Mesut abi ile de abim televizyondaki maça dalmış arada bir Ali abi
ağğ tam orası Gül kuluçu ez diyerek fazla dikkat çekmemeye özen gösteriyordu. Mesut abi Ali abinin niyetini anlayınca sesi biraz daha açtı. O sırada Ali abi eliyle ağzımı kapattı ve bir den o koca yarrağını amıma soktu. Beni kucağında sektiriyordu. Sonra beni altına alıp öyle köklemeye başladı. Vıcık vıcık amımdan yarrapın girmesiyle şlop şlop sesler geliyordu ama anca biz duyuyorduk. Arada Ali abi bş
-5 dk ovala yeter gülüm diyerek kuşku bırakmamaya çalışıyordu. Aynı zamanda amıma seri bir şekilde pompalıyor amımda boş yer bırakmıyordu. Abimin arkasında arkadaşıyla sikişmek çok muhteşem bir histi. Büyük ihtimalle arkadaşını bunu yapacak kadar cesaretli olmadığını düşünüyordu. Ams ikisi de bayır domuzu gibi azgındı. Ali abi daha fazla dayanamadı ve torba gibi taşaklarındaki bütün dölleri içime boşalttı. Amımdan oluk oluk Ali abinin dölleri taşıyordu. Parmağımla dölleri ağzıma getirip yutuyordum. Ali abi de şortun kenarından çıkmış yarrağını geri içeri soktu. Terlemiş yüzünü t shirtle silip abimlerin yanına oturdu. Ben bi koşup amımı yıkayıp geldim.
A-valla Allah razı olsun Gül bacım bütün kuluçlarımı patlattın
-ne demek Ali abi diye tebessüm ettim.
Abim bir şey anlamamıştı belli maça olan odağı ve arkadaşlarından beklemediği cesareti yüzünden. O onu sarhoş edip beni sikerler diye düşünmüş eğer sarhoş olmasam sikemezler niye kendince içi rahattı. Mesut abi Ali abiye bakarak naptın dedi eliyle. Ali abi de eliyle çaktım işareti yaparak güldü.
M-ulan Ali şuncacık kıza masaj yaptırıp yoruyorsun ya
-yok abi önemli değil
M-e bacım şimdi sen spor yapıyordun saldın mı yoksa.
-yok abi devam ediyorum da sen geçen yanlış yapıyorsun diye söyleyince
M-aşk olsun Gül bacım niye söylemiyorsun. Hadi geç şuraya öğreteyim.
Abimin biraz daha arkasına geçtik. Ama abimin bir dönüşüyle tabiki de net görünürdük. Bu sefer abimin dikkatini dağıtma görevi Ali abideydi konuştuğu kızı göstererek oyalıyordu.
M-bak bacım bu şekilde eğiliyoruz kalkıyoruz diyerek o da dikkati çekmemeye çalışıyordu. Şortun kenarından çıkardığı yarrağı ağzıma dayadı. Benimde canıma minnet hemen yalamaya başladım. İyice tükürüklü olmuştu. Beni domaltıp ağzımı da eliyle kapatıp. Birden kökledi. Başladı sikmeye kulağıma eğilip
M-özledin mi orospu yarrağımı yemeyi.
Kafamı evet anlamında salladım. Sanki gerçekten spor öğretiyormuş gibi
M-hayır Gül o hareket öyle değil ben göstereyim izle diyordu. Bense aldığım zevkten dolayı umursamıyordum. Gelmesine yakın hızlı hızlı köklemeye başladı adeta üstüme çıkmış beni altında eziyordu. Sonra oda bi bardak boşaldı amıma yarrağını şortuna sokarak
M-sonra dewam ederiz bacım maçı kaçırıyorum bacım diyerek abimin yanına oturdu. Bende yine parmağımla dölleri ağzıma götürüp yuttum. Abime seslendim
-abi ben duş almaya gidiyorum çok terledim
-tamamm
Gidip duşumu aldım üstüme bir Crop ve amımın hatlarını belli eden ince bir şort giydim. Zaten şort üç parmak ya var ya yoktu. Oturduğum zaman kumaş götümün arasına kaçıyor koca götüm kabak gibi belli oluyordu. Amımın tombul dudakları zaten şortun darlığı yüzünden aşırı belli oluyordu. Üstümdeki Crop çok dar olup meme ucuna yakın yerde başlıyor memelerimi sıkıştıyor bazı hareketlerde memelerim croptan fırlıyordu. Abilerim beni görünce dillerini yuttular sanki abim
-bu ne kızım daha açık giyinseydin.
-napim abi hava sıcak hem ali ile Mesut abim yabancı mı onlarda benim abim
M-sal şu kızın giyindiklerine be Semih amk yan gözle mi bacımıza
A-sorma amk bu bizi iyice ırz düşmanı ilan etti ha.
Aynen yan gözle bakmıyor direk sikiyorlardı. Abimde
-iyi tamam geç otur dedi. Geçtim yanlarına oturdum. Maçta bitmek üzereydi. Ali abi ile Mesut abi maçta çok beni seyrediyorlardı. Bi 5 dk sonra maç bitti. Abim
-Gül bize soğuk içecek falan getirsene hava çok sıcak.
Ben gittim kola koydum. O an aklıma şeytanlık geldi üçünün de beni sikmesini istiyordum bunu sağlamanın da en iyi yolu tabiki de azdırıcı ile onları kudurtmaktı. Saolsun zamanında Fikret abi almıştı. Onları içkinin içine koydum ve abilerime verdim. Hepsi lıkır lıkır içti. Acaba nasıl olucak diye kara kara düşündüm. Bunlar pc nin başına geçtiler porno izlemeye başladılar. Benimde canım sıkılmış onlara sataşmaya başladım. Devirmeye falan çalışıyordum.
M-kızım uğraşma sonu fena olur
-naparsın ki
M-sikerim görürsün. Sanki yapmadığı şeydi beni ikiye katlayıp köklememişti sanki. Sonra ali abiye sataştım.
A-kızım kaşınma dur yoksa fena kaşırım sen iyi biliyorsun. Baktım oda tepki vermiyor. En son şansımı abimde denedim.
-dayak mı istiyorsun orospu. Kankalar devirin şu orospuyu yere demesiyle. Yarrakları şorttan fırlayacak üç erkek beni yatırmaya çalışıyorlardı. Hepsi aslında okşamın dayanmanın derdindeydi. Üçü de bir dayıyor bir okşuyor ama hesapta yere devirmeye çalışıyorlardı. O boğuşmada benim croptan memeler de yerinden fırladı. Ali abinin yüzüne çarptı.
A-demek füzelerini devreye sokuyorsun he diyip memelerimi avuçladı. Mesut abi ile Semih abim yarıldı bu dediğine. Büyük ihtimalle alkol etkisini yavaştan gösteriyordu.
M-onun füzeleri varsa bizimde kılıç kadar sert yarraklarımız var savunun askerler diyerek şortunu çıkarıp attı at gibi yarrak dimdikti. Ali abide bir hışımla şortunu çıkarıp attı. Abim hala katıla katıla gülüyordu.
A-Mesut asker kaleye girecek yolu hazırla bize ben füzelerle ilgilendiririm diye kahkaha attı.
M-emredersiniz komutanım. Giydiğim donu çıkarıp kenara attı. O sırada Ali abi memelerimi sömürüyordu.
A-bu orospunun memeleri çok güçlüymüş ımmh diyerek ısırıp bırakıyordu.
M-komutanım iki tane delik buldum kalenin içine giden. Yolu hazırlıyorum. Başladı hem amımı hem götümü yalamaya.
A-güzel kılıçlarımızla o delikleri iyi açarız.
Abim oturduğu yerden bizi izliyor arada sikini sıvazlayıp arada da gülüyordu. Kafaları baya güzeldi anlaşılan. Ben önlerinde bir den eğilip ikisin de yarrağını tutup yalamaya başladım. Ağzım bi Ali abinin yarrağına bir Mesut abinin yarrağına giriyordu.
M-orospu kılıçlarımız imha etmeye çalışıyor komutanım.
A-merak etme asker kılıçlarımızda gizli bir patlama yatıyor ahahahaa
Mesut abinin yarrağını alıp sömürmeye başladım.
M-komutanım dayanamıyorum ahhğ patlıcam ben dedi ve ağzıma patladı. Sonra ali abinin sikini sömürdüm o da
A-bende geliyorum asker diyerek ağzıma patladı. Benim ağzımı zor kapatıyordum ama bu dölleri ziyan edemezdim. Hepsini yuttum.
M-döllerimizin hepsini yuttu orospu onun içine patlamadan onu yenemeyiz. Beni Mesut abi kucağına alıp
M- komutanım ön kapıyı kılıcımla deliyorum ben. Yarrağını hizaladı ve soktu. Ben çığlığı bastım.
M-hasar alıyor galiba komutanın sizde arka kapıdan yeriniz alın ve paraçlayın. Ali abi de yarrağını birden soktu. Bu sefer ki çığlığım daha yüksekti.
A-işe yarıyor asker orospuyu bu şekil yenebiliriz tüm gücünle pompala.
İstediğim olmuştu tek eksik abimdi oda sızıp kalmıştı. Tekrardan tost olmak çok eğlenceliydi. Mesut abi ve Ali abi yarraklarını tam dibine kadar köklüyor boş yer bırakmıyordu. Kaç gere orgazm oldum hatırlamıyorum. 10 dk beni böyle siktikten sonra ikisi de boşalmaya yakın hızlı hızlı nefes alıp veriyorlardı.
A-asker ben arka kapıyı bombalıyorum ağggh diyerek boşaldı içime.
M-komutanım bende ön kapıyı bombalıyorum dedi ve boşaldı.
Benim pestim çıkmıştı.
M-başardık komutanım yendik orospuyu diye kahkaha attılar.
Amımdan ve götümden döller süzülüyordu. Mesut abi bunun videosu fotoğrafını çekti.
M-gruba atarım :D
Biraz dinlendikten sonra duşa girdik orda da beni bi posta siktiler. Temizlenip çıktık. Mesut abi ile Ali abi evden ayrıldılar. Bende odayı toparladım. Sabah abim uyanınca
-noldu ya bana hiçbir şey hatırlamıyorum
-en son ne hatırlıyorsun abi
-porno falan izleyecektik sonrası yok
-sonrasında sen yere yığıldın seni koltuğa taşıdık. Onlarda zaten evden ayrıldılar.
-sikmediler dimi seni
-yok abi o bir kereliğineydi zaten sonra çok pişman oldular. Bacımızsın sen şeytana uyduk affet diye
-he iyi bari neyse ben yatıyorum sana iyi geceler
-iyi geceler abi
Bende odama geçip olup bitenleri düşündüm o asker komutan goygoyu nerden çıkmıştı ana bir o kadar komikti sonrasında günde 6 yarrak yemenin yorgunluğu ile uyuyakaldım .
133 notes · View notes
gecenindelimavisii · 1 year
Note
Açıklamalı ff
@gecebenimay papatyam askk bahcemm her şeyim 🌼
@cirkinkadininutopyasi pattis tarlamm bloğu efso müq anlatmaya gerek yok
@midnightflowers-00& @kayordanlankereta yengoşum ve abim best çiftimm
@aydamiiyasasak @obirfatih dedikodular bizden sorulur
@bozuksaatim maviiii boncuğuuumm 💙
@alientolife-deactivated20230301 canımmm kardeşimm
@delirdimsagolun deliriçem hayranım bu kıza
@firindakikurabiye gözünüz kapalı takip edebilirsiniz o kadar efsane
@bugradayim şapşalım ya çok seviyorum smdmsmdms
@karadenizli-bey bloğunu seviyorum ama en çok attığı snapleri seviyorum ncksnfmfksn
@geceninefendisi kuzu sarmam kcksncksmf
@senben1bul @satrunungunesi @ketcaapliibaklava @ciceklisakizz @theafordusa @freyyja @uzicm @kalbimdeki-morg @benyalnizay @lghostscorpsel asklarimm hepsinin bloğu kalite kokuyo
@kurtarici0 sana biraz kırgın olsamda dashte bloğunu görmeyi seviyorum 🥲
@asosyalistsoviyetlercumhuriyeti bloğunu ve esprilerini çok seviyom nfksnfkdkfk
@jan-berk şairim adıma akrostiş bile yazdı ikinci akrostiş beklemede dkksmdkskd
@loverlokmakinesi @alihan-1 @ceskacan @kabayl @pesindeyim @prozacxxs @superkursunaskr @edith-41 ✨
veee canım rb hesabım @mavibaliknemo 💅🏻
72 notes · View notes