Tumgik
#benim tatil planım yok ki
senkilomuverdin · 8 months
Text
Ayrılık anksiyetesi! 
Terapistim tatile çıkıyordu çok büyük kavga çıkardım alakasız bir sebepten, sonra değiştiriyorum seni diye de tehdit ettim. Gidip İranlı olduğunu ve blues grubunda gitar çaldığını öğrendiğim bir başkasını buldum. YouTube’da çok yumuşak başlı konuşuyordu. Tamam dedim. Adama yapay zeka kullanarak mektup yazdım bana dönmedi. O sırada sinirim geçmişti terapistimle devam ettik.
 Aynı sırada kız arkadaşımla da ayrılcam diye kavga edip duruyorum. Ona da beni ihmal etmesi sebebiyle, 2 ay beni görmezden geldi falan, ayrılıyorum ulan diyorum ayrılmıyor. Bişiy de düzeltmiyor. 
Haftada bir gördüğüm hastam var. O da aynı şeyleri anlatıyor, sevgilim beni ihmal ediyor. artık onun beni boşvermesi, yalnız kala kala aramızda o kadar mesafeler açtı ki, o yaptı ama bunu.. hislerim de eskisi gibi değil. Dedi. Aynı ben. yabancı etmiş kendini.
Bir de temizlikçi abla sanki özensiz temizliyor. Onu da değiştirdim. bu hafta yeni bir ablayı denedim yani.. Sevgiliden ayrılıp yenisini bulmak, terapisti değiştirmek, temizlikçiyi değiştirmek..  Hepsi iç içe. Giden temizlikçinin arkasından aşk acısı.. Zaten sevgilimden ayrılamıyorum, suçluluk psikolojisi olabilir, başkasına pek bi yönelimim yok. yeni temizlikçiyi çağırdım. Kaba saba konuşan Sivaslı bir abla geldi. Okuma yazma bilmediği için duraktan alıp eve ben getirdim. Normalde navigasyondan falan buluyorlar. 
Pilotlara işe gittiğinden, pilotların doktorlardan fazla kazandığından benim evimin ne kadar  eski olduğundan pilotların çılgın sitelerde yaşadıklarından falan bahsetti durdu. Benim eski ablayı özledim, onun çok daha tatlı bir insan olduğuyla ilgili, sevgili değiştirmek gibi bişi aslında. Seni kıran ihmal eden işini eksik yapan temizlikçi. Sonra muhabbet ederken de aslında hiç aşılamayacak kopuklukları aşmaya awkward sessizlikleri ne bileyim bir espriyle bir yorumla ekonomiden falan bahsederek aşmaya çalışıyorsun. Bir insanı evine almak zor ya temizlik için bile olsa.. Neyse yani gelen gideni aratır gibi sivaslı ablayla da aramızda aşamayacağımız pilotları övme huyu var. Benim abla en azından böyle mal mülk düğün muhabbeti yapıp duran materyalist bir insan değildi. Ama çok iyi temizledi, eski ablayı kötüleyerek.
Sonra akşam geri bırakmam gerekti beraber yürüdük. Sana da iş oldu dedi, ben de olsun bana yürüyüş oldu dedim. Aaa sen haftasonları çıkmıyor musun ya dedi? Belki biraz merhamet beslemiştir ama sonra pilotların bedava uçak biletiyle ne kadar gezdiğini anlattı.
Kıyamam teyzenin okuma yazması olmadığı için eve dönüş yolu gerildi, yolunu bulamama ihtimaline karşı panik oldu. Durağa Vardık beraber otobüs bekliyoz. Meğer bizim hesapladığımız otobüs biraz önce çıkmış. Tramvayı denk getirebileceği başka bir otobüs gördük. Aynı otobüse bine çok beyaz türk bi kadına sordum hanımefendi bu tramvayın ordan geçiyor mu diye. Sivaslı abla o anki çaresizliğin getirdiği girişkenlikle, yine bana konuştuğu gibi kaba saba kadına Şurdan geçiyor mu burdan geçiyor mu sen nereye gidiyon diye sordu, peki bundan insem tramvaya çok yürür müyüm dedi, yürümekten değil de bulamamaktan çekiniyordu muhtemelen.  Kadına sen nerede iniyon bana gösterir misin ineceğim yeri falan dedi. Kadın kabul edince abla çok mutlu oldu. Ben de böyle ablaya karşı sevecen hisler besleyerek akşamüstü tek başıma hiçbir sosyal planım olmayan haftasonuma geri döndüm . 
19 notes · View notes
Text
Home ★ Premium Permalink
Asıl Sikmek İstediğim Kızın Annesiydi! (Emrah 19 Y., İstanbul)
Öncelikle herkese selam. Ben Emrah, 19 yaşındayım. Bu yaz ailemle Antalya Kemer'e tatile gitmiştik. Her seferkinden farklı olarak 1 hafta yerine 10 gün tatil yapmayı kararlaştırmıştık. İlk 2 gün kendi kendimize takıldık, ama 3. gün annem bir aileyle tanışmış ve akşam yemek için sözleşmişlerdi.
Ben biraz Kemer merkezde takıldıktan sonra akşam yemeği için otele geldim. Annem, ablam ve babam o aileyle beraber oturuyorlardı. Ben de yanlarına gittim ve tanıştım. Onlar Ankara'dan gelmişlerdi. Ailenin kızı İlayda tam bir afetti, ama annesi çok daha güzeldi. Annesi orta yaşlı olmasına rağmen dimdik göğüsleri ve sütun gibi bacaklarıyla kızından daha çok ilgi çekiyordu. Hem annesi hemde İlayda, iri memelerini ortaya çıkaran dekolteli birer kıyafet giymişlerdi. Gözümü alamıyordum.
Sahildeki Cafeye gitmek için kalktıklarında, giydikleri daracık elbiselerden ikisinin de götü müthiş görünüyordu. Ben daha fazla dayanamıyordum, zaten sevgilim de 1 aydır yazlıktaydı. En son gitmeden önceki gün seks yapmıştım sevgilimle. Abazalığın doruk noktasındaydım yani. Ben müsaade isteyip odaya gittim. Yarağım kazık gibi olmuştu. Enteresan bir biçimde etkilenmiştim kadından. Annemle babam bir odada, ben ablamla diğer odada kalıyordum. Sigaram bittiği için ablamın sigarasından bir tane alıp balkona çıktım ve sevgilimi aradım. Onu çok özlediğimi ve çok fazla arzuladığımı söyledim. O da benim azmış olduğumu anlamış, iyice azdırmak için, şu anda amının vıcık vıcık olduğunu, kendini parmakladığını falan anlatıyordu. Benim de elim sikimde, şortumun içinden 31 çekerek telefon seksiyle boşaldım. Boşaldıktan sonra bile sikim dimdikti.
Ablam gece saat 1 gibi geldi. Ablamla o aile hakkında konuşmaya başladık. Adamın Ankara'da şirketi varmış, sık sık tatile çıkamıyormuş, 3 günlüğüne gelmiş onlarla, yarın gidiyormuş, ama eşi ve kızı burda 1 hafta daha kadar kalacaklarmış. Benim o kadını sikmek gibi bir planım olamazdı zaten, kadın kaç yaş büyüktü benden. En fazla onun o şahane vücudunu aklıma kazıyıp, her gece onu düşünerek mastürbasyon yapabilirdim. En sonunda ablam da yattı. Ben de tüm günün yorgunluğuyla ve tabii kadını düşünerek uyudum.
Ertesi sabah ablamla erkenden denize gittik. Annemle babam uyanmamışlardı, saat daha 7'ydi. Ablam hemen denize girdi. Ben şezlongta uzanırken İlayda ve annesi geldiler, yanımızdaki şezlonglara uzandılar. Kadını görünce yine heyecan basmıştı beni. Kısa bir hoş beşten sonra İlayda solumdaki şezlonga uzandı. Annesi kalktı ve üstündeki tişörtü ve altındaki kot eteği çıkarınca, selülitsiz, pürüzsüz, hayatımda gördüğüm en sexy vücutlardan biri karşımdaydı. Giydiği bikini ne amını, ne götünü, ne de memelerini kapatıyordu. Çok çok dikkatli bakınca amının paket kısmı görünüyordu, delirmek üzereydim. Artık sikimi saklayamıyordum. Yan yatıp, sikimi iyice içeri çekerek İlayda'yla muhabbete başladım. Onun da annesinden kalır yanı yoktu valla. O da yan yatınca iri memeleri birleşmiş gibi duruyordu. İri memeler, taş gibi vücut, ana kız o kadar rahattılar ki, anlatamam. İlayda'yla yaşıt çıktık, Ankara'da Üniversiteye gidiyormuş. Okul hakkında konuşuyorduk, sohbeti iyice koyulaştırdık. "Sigara içiyor musun?" diye sordum, "İçiyorum ama annemin haberi yok, biraz uzaklaşıp yakalım birer tane!" dedi, ben de tamam dedim. Bu arada ablamla İlayda'nın annesi gelmişler, muhabbet ediyorlardı. İlayda annesine, "Biz Emrah'la biraz yürüyelim anne, merak etme buralardayız." dedi ve kalktık.
Sabah saatleri olduğu için sahil nispeten biraz daha tenhaydı. 15-20 dakika yürüdükten sonra bir iskelenin ucuna kadar geldik, pofuduklara oturup sigara yaktık. İskelenin ilerisinde kayalıklar vardı, bayağı uzaklaştığımızı anlamıştım. İlayda karşıma oturur oturmaz bacaklarını ayırdı. Sigaralarımızı içerken, muhabbetimiz biraz özel hayata girmişti, sevgililerimiz hakkında konuşuyorduk. İlayda sevgilisinden ayrılalı 2-3 hafta olmuş. Söylediğine göre çocuk onu başkasıyla aldatmış. Konuşurken öfkesi iyice artıyordu.
Biraz daha muhabbet ettikten sonra denize girdik. Denizde rahat durmuyor sürekli bana su sıçratıyordu. Kendime çekip suyun altında soktum onu. Sonra çıkardım, o da beni suyun altına soktu. İyice boğuştuktan sonra onu kendime çektim, bacaklarıyla belimi sardı. Sikim hafifçe amına temas ediyordu. Eee haliyle kazık gibi olmuştu sikim. Eliyle de boynumu sarmış, öylece yüzüyorduk (daha doğrusu sığ bir kısımdaydık, yürüyordum ben) denizde. Sikim amına iyice baskı yapıyordu. Gözgöze duruyorduk. Hani bir elektriklenme gibi birşey olur da, o an olayın nereye gideceğini tahmin edersiniz ya, öyle bir andı işte. Ne olacaksa olsun diye düşünerek, sikimi şortumdan çıkardım. Artık aramızda sadece bikinisi vardı. Yavaş hareketlerle amını okşamaya başladım. Etrafıma baktım ve dudağına hafif bir öpücük kondurdum. Karşılık alabilmiştim. Yavaş ve çekingen hareketlerle öpüyordum dudaklarını. Bikinisini araladım ve amını ellemeye başladım. Bana, "Ne istediğinin farkındayım..." dedi ve kulağıma gelerek, "Bakire değilim!" dedi. Ben o anda kopmuştum. Etrafımız hafiften dolulaşmaya başlamıştı. Rahat olamayacağımızı söyledim ve denizden çıktık. Sahilde elele tutuşmuş, sevgili gibi yürüyorduk. Biraz yürüdükten sonra kayalıklara geldik. Etrafı kolaçan ettim. Kimsenin olmadığına emin olduktan sonra dudaklarına yumuldum.
Dudaklarını vantuz gibi emiyor, dilimi ağzında gezdiriyordum. Uzun bir süre öpüştükten sonra, boynunu ve omuzlarını deli gibi emmeye başladım. Boynunu morartıyordum. Bunları yaparken ayaktaydım, o hafiften kayalıklara yatmıştı. Etrafıma bakıyordum, halen kimse yoktu. Delirmiş gibi yalıyordum kızı. Bikinisinden iri memelerini sıyırdım. Dimdik duran memelerini sıktım, uçlarıyla oynadım. Sonra eğilir eğilmez memelerinin uçlarını ağzıma aldım. Ucunu hafifçe ısırıyor, memelerinin halkalarını emiyordum. Eliyle başımı memelerine bastırıyordu. Sonra hemen diz çöktürdüm ve sikimi ağzına almasını sağladım. Nasıl yalıyordu ama! Dibinden ucuna doğru yalıyor, sonra ucuna dil darbeleri atıyordu. Kıllı sikimi müthiş yalıyordu. Sikimin, ter ve döl karışık kokusunu sevdiğini söylüyordu. Ben halen etrafıma bakıyor, arada bastırıyordum. Tamamı ağzındaydı. Sonra sikimi kaldırıp taşaklarımı emmeye başladı. Emerken de sikimi sıvazlıyordu. Sikimi tamamen ağzına aldı, boğazına bastırdım ve döllerimi volkan gibi ağzına patlattım. Bacaklarım titriyordu. Sikim ağzındayken sesler duyar gibi oldum ve hemen toparlanıp oradan uzaklaştık. İlayda'nın ağzının kenarında döllerim vardı, onları eliyle topladı ve ağzına aldı tekrardan. Yürüyerek şezlongların oraya geldik.
Kimse yoktu şezlonglarda, ama annem ve babamın gelmiş olduğu belliydi, havlularını sermişlerdi. Ben çantadan çaktırmadan odanın anahtarı aldım. Annem gelince, anneme İlaydayla animasyona katılacağımızı söyledim. Annemden onayı aldıktan sonra odaya gittik. Kapıyı kapatır kapatmaz dudaklarına yumuldum. Deli gibi öpüşüyorduk. Kucağıma aldım onu, biraz da öyle yiyiştik. Ucundan döllerimin sızdığı yarağımı önce ağzıyla temizlettim, sonra çantamdan aldığım prezervatifi taktırdım. Sikim gene kalkmıştı. Prezervatifi taktıktan sonra sabrım kalmadığı için hemen yatağa yatırdım, bikinisinin altını çıkarıp, bacaklarını ayırdım. Mis gibi sulu amcığını önce parmakladım, sonra sikimi bir hamlede kökledim amına. Çığlıklarını duymalıydınız. Amına sert sert basıyordum. Gözleri kaymıştı. Bikinisinin üstünü yırtar gibi çıkardım ve memelerini ısırmaya başladım. Delirmiş gibi sikiyordum amını. Ben pompaladıkça kasılmaları artıyor, deli gibi bağırıyordu.
Sonra ben sırt üstü yattım ve İlayda bana bakarak üzerime çıktı, tek eliyle amının dudaklarını ayırdı ve sikimi bir hamlede içine aldı. Şimdi o delirmiş gibi zıplıyordu. Önümde sallanan memelerini avuçluyordum. Zevkten arada bir kafasını arkaya atıyor, öyle siktiriyordu kendi bana. Eğilip dudaklarını dudaklarımla buluşturdu, böylece sadece yatağın gıcırtılarını duyuyorduk. Hafifçe yana yatırdım ve arkadan amına soktum. Bacaklarını kaldırmış bir biçimde pompalıyordum ve gene memelerini sıkıyordum orospunun. Küfürlü sikmeye bayıldığım için, sikerken küfürler ediyordum, "Amına koyduğumun zillisi seni, delirttin dün geceden beri beni, azgın fahişe!" gibi küfürlerle, onun küfürden hoşlanıp hoşlanmadığını anlamaya çalışıyordum. Hoşlandığından olsa gerek, manyak bir biçimde orgazm oldu. Titriyordu. Titremeleri beni daha da delirtti ve sikimi tamamen sokup, tamamen çıkarmaya başladım. Onun, "Dayanamıyorum artık, zevkten öleceğim!" demelerine rağmen pompalıyordum. Ben de yavaş yavaş sona yaklaşıyordum. Tekrar bir hamleyle altıma aldım ve pompalamaya başladım, gözlerim kaymış ve bitkin bir şekilde inleyerek sikim içindeyken boşalmaya başladım. Boşaldıkça döllerim geliyor, sanki kondom şişiyordu. Sonra sikimi çektim amından, prezervatifi çıkardım ve daracık yatakta ona iyice sarılarak uzandım.
Bayağı bir süre ona sarılarak yattım, iltifatlar ediyordum. Terden her yerimiz ıpıslaktı. Duşa girmemiz gerekiyordu. Fazla vaktimiz yoktu, annem aramıştı. Duşa beraber girdik. Duşta da uslu durmuyordum. Sürekli amına ve götüne dokunuyor, dudaklarını öpüyordum. Ilık suyun altında gene sevişmeye başladık. Hiçbir şey umrumda değildi, azgınlıktan gözüm birşeyi görmüyordu. Öpüştükten sonra hemen onu domalttım küvetin içinde. Arkasına geçip elimle götünü yoklamaya başladım. Şampuanı döktüm elime, götünü parmaklamaya başladım. "Çok dar götün var orospum!" deyince, götünü sikecek 2. erkek olduğumu söyledi. "Azgın fahişe seni, her deliğini siktirdin mi kaltak!" deyip, sikimi götüne öyle bir soktum ki, çığlığı tüm banyoda yankılanıyordu. Götünün daracık deliğini sikerken, popsuna şaplaklar atıyor, saçlarını çekiyordum. Delirmiş gibi sikiyordum orospunun götünü. Çok dar olduğundan fazla dayanamayıp, sırtına boşaldım. Hemen yıkanıp, mayolarımızı giydik ve öğle yemeği için restorana gittik.
İkimiz de bitkin bir haldeydik. Annem, "Ne oldu, çok yorgun görünüyorsunuz?" diye sordu. "Animasyon çok yordu anne ya, sabah sabah yapmadığımız hareket kalmadı!" deyince, annem o şüpheli bakışlarını çekti üzerimizden. Yemeği yeyip kalktık, denize gittik. Bu sefer uslu duruyorduk, düzgün düzgün yüzdükten sonra deniz kenarında takıldık. Akşam yemeği için sözleşip odalarımıza çıktık...
Temizlikçiler odayı temizlemişlerdi, gayet toplu duruyordu. Ablama, "Öldüm ya!" deyip yatağıma ölü gibi yattım. Ablam banyoya girmek için üstünü çıkardı, ben de arkamı döndüm görmemek için. Banyoya yürürken ayağına bir şey değince, "Ay!" diye birden huylandı, sonra ayağını kaldırıp prezervatifin kabını gördü. Eline aldı, havluyla karşıma geldi ve "Bu senin mi?" dedi. Ben de, "Hayır..." diye mırın kırın etsem de, "İlayda'yla mı birlikteydin?" diye sordu. Ben, "Evet..." deyince, ablam bana çok kızdı. Çünkü sevgilimle olan ilişkimi biliyor ve sevgilimle çok iyi anlaşıyorlardı. Onu aldattığım için bana gerçekten çok kızdı ve duşa girdi. Açıkçası ablamın kızıp kızmaması umrumda değildi. Ama sevgilime söylemeyeceğinden emindim.
Sonraki bir hafta boyunca, İlayda'yla deliler gibi sikiştik. Hatta gidecekleri son gün sikişirken ona, "Anneni çok arzuluyorum!" dedim ve o da çok bozuldu. İlayda kendi annesini kıskanmıştı. Bunu neden söyledim, inanın bunu da bilmiyorum. Sanırım İlaydanın o sulu amcığını sikerken kendimden geçtiğim anda bilinçaltımın bana söylettiği bir cümleydi...
[Emrah]
76 notes · View notes
apartmandakisakin · 3 years
Text
1
merhaba kendime güzel bi aparat aldım insanlarla diyalog kurmamak için bolca içine dolduruyorum barajları çağırıyorlar efendim işte gidecekmişim falanca yere yiyecekmişim filanca şeyler gidiyorum işim budur benim giderim toplum benimdir ben toplumumdur toplum benimdir Dütdütüme biniyorum şekilliyim atıyorum arkasına 3-5 aparat ola ki birileri beni pezevenklerin elinden kurtarmalıdır kurtarsın diyorum pezevenklerin elinden kurtulmak önemlidir insandan kurtulmak da öyle dütdütüm çok ses çıkarmıyor insanlar çok sesli davranmıyor ellerim genel itibariyle tombik kırlenmesi çok komik değil ama yaşamak öyle dütdütüm sağa diyorum herkes sağa şşş sen de sağa aparatı elime alıyorum kablo aracılığı ile telefonuma bağlıyorum şu an hayattayım hayat bu diyorum işte ya hayat böyle olmalı kablolu bol kablolu çok barajlı az diyaloglu çok araştırmalı çok pezevenk elinden kurtulmalı olmalı hayat hayat biraz sweet olmalı kapşon olmalı kız kardeşine hatıra bırakılan şeyler olmalı hayat miras olarak bırakılmalı diyorum aparatlar çocuklarım bunlar olmadan yaşamamalı allah korusun kıymet bilirler yoksa çocuklarıma bırakacağım şey dolu telefonlar olmalı şarjı geç biten sağlam bataryalı telefonlar ekranları büyük hafızaları geniş kullanımdaki müthiş ergonomik tasarım iç taşarım dışa taşarım kendilerine bırakacağım hikayelere ağlamaları ağır gelir biraz bi şeyler bırakmalıyım mesela humus çocuğa bırakılacak gerçek hikaye budur sadece suriye lokantasında görmesin benim gibi çocukken de yesin humus evlenince öğrenmesin humus bu ne bu da havuç salatası bunu da ye bunlar hep miras ye bunları senden bi bok olmaz sayemde ye al  yolları geçiyorum incirliye bakırköy demiyorum florya Allahın toprağıdır diyorum burası diyorum burası güzel bi incirli malatyada kale diye belediye varsa burada da ahmediye diye belediye olsun mesela bağcılarda meydan belediyesi olsun şarkılardan geçip yıkılan okulumun bahçesine baksın aparatım  işye yeryüzüne getirilecek en kutsal şey aparattır 12.000 wt aparat benim telefonu 3 kez şarj ediyor aparat kendimi güvende hissediyorum aparatı bırakmıyorum şehri gezdiriyorum aparata dütdütten iniyorum hala biraz geç olmalı bi şeyler için bazı şeyler düzeltilmek için çok geç kalınmış olmalı şu an aparatımın konfor alanını bozduğum için üzgünüm dönmeliyim diyorum eve bu kadarı fazla  insanalr düzeltiyorlar hatalarını bu olmamalı aparat olmalı mesela canın mı sıkıldı toparlayamayacağın şeyler var al kardşeim bi aparat sana ttec aparat üf be ne şanslısın  şarjı biten telefonlar görüyorum çok üzülüyorum onlara düttüttten iniyorum apartman önüne doğru geliyorum buraların sakini dğeilim ben yukarı çıkmalıyım yuukarının da sakini değilim ben burası nere burası ora değil hmm evet evet buralar oralar değil her seferinde hoşuma gidiyor yukarı çıkıyorum elimi yıkıyorum ev halkını selamlıyorum aparatıma selam vermedikleri için üzülüyorum biraz bu biraz ayıp misafir mi gelmiş kim gelmiş a hadi bakalım kim gelmiş se mi gelmişsin agucuk gugucuk aparatımı kaptığım gibi tuvalete gidip orada teskin ediyorum aparatımı kalmış içinde 10.000 map güç arabada çok yardımcı oldu bu bana insanlar ne yaptı hiç bişi hatta birsine küfür ettim günaha da girdim olmaz abi olmaz gelmeueceksin dünyaya çekilmez burası tatile geleceksin ya kalabalık gerek yok tuvalette aparatımın göz yaşını siliyorum saç kurutma makinesini sökip biraz fişe takıp karnını doyuyorum Allah korusun keban patlar fırat dağılır bi şey olur sen anlamazsın bunlar kolay şeyler dğil kıymet bil kıymet bu aparatlar sayesinde hayattasın diyorum kendime dışarı çıkıp gene gösteriyorum cebimdeki barajı ama insanlar böyle biraz işte anlamıyorlar oysa okudum ben bunları anlamazlarsa zor anlaşmak lazım diyor pazar günleri verilen kelebek eklerinde okudum hep buynları bunlar önemli pü size hepinize pü benle anlaşmamak için saygısızlık yapıyorsunuz sofra hazırlanıyor aparatımla yardıma gidiyorum softaya oturulıuyor aparatımla oturuyorum sofra kalkuyor aparatımla ayrılıyorum masada gülüp eğleniyorlar enayiler onlar yerken ben mis gibi 2 kaşık fazla humus attım ağzıma dünya böyle bi yer değil diyorum içimden telefona da bakmıyorlar bunlar varya kek kek bunlar bu çağa ait değil açıp sms atmak istyiorum hepsine ama nasip işte herkese birisi denk geliyor bana kıymet bilmeyenler denk geliyor hep böyle oluyor geçen şeyde de böyle oldu şeyde işte gene de  Nefret ettiğim şeylerin bazen en çok reklamını karşı durarak ben yapıyorum  bunu bi düşüneyim derim kendime akşam müsait bi zamanda bunu kendimle konuşurum artık müsait olunca kendime haber verim nolur ya  bu arada konudan bağımsız olarak haberiniz olsun kesinlikle Haberiniz olsun günün birinde dünyayı tek çatı altında toplayacak açlığa savaşlara çare olacak herhangi bir planım yok
0 notes
herseydenbirazzz · 3 years
Text
2020′de mutlu anlar
Evet 2020 berbat geçiyor ama içinde bir kaç güzel zaman da geçirdim ya, haksızlık etmeyeyim.
Mesela doğum günümden sonra hiç beklemediğim birinden bir teklif aldım. Hoştu gururum okşandı, keyifli kaliteli zaman geçirdim. Haziran /Ekim arası her hafta sonu mangal yaktım, içki içtim...
Çok gereksiz de olsa pandemi öncesi 3-4 yeni insanla tanıştım, bazı etkinliklerde bulundum, Bir kaç yunan mezesi tarifi öğrendim, hiç radar cezası yemedim, ailemden kimse korona virüs’e yakalanmadı, mevlana şekerlerim geldi, açık havada bir kaç arkadaşımla güzel rakı muhabbetleri yaptık, hiç beklemediğim bir insandan beklemediğim derecede iyi bir tepki aldım...Normalde terslenip üstten üstten konuşacağım bir insanla gayet kibar şekilde konuştum, gerçi bu konuşmadan hemen sonra beni yine delirtti ama olsun...Bu da bir şeydir. Eskiden delirip küfür edeceğim durumlarda gayet sakin kalabildim, Eskiden olsa yakar yıkardım, şimdi pek umursamadım, hatta benim delirmediğimi gören bu insanlar sinirden delirdi... Güldüm geçtim :)) 
Sadece yengemin vefatı, arabanın çıkarttığı sorunlar ve evde kapalı kalıp tatile gidememek keyfimi kaçırdı. Geri kalan hiç bir şeye üzülmedim. Zaten artık pek çok şeye üzülmüyorum, “he tamam o zaman” deyip yoluma bakıyorum. Bu da biraz yaşın ilerlemesiyle alakalı sanırım. Eskiden çok kafama takılan şeyler şimdi takılmıyor. Olmazsa üzülmüyorum, olursa sevinmiyorum. Yüzümde en ufak bir ifade değişimi bile olmuyor. Bu pandemi süresi boyunca epey yeni film izledim, netflix’i hatim ettim, yeni bir kaç ilgi alanı keşfettim , akşam haberlerini ve kavga gürültülü dizileri izlemeyi bıraktım. Hayatıma biraz daha huzur geldi.
Şimdi seneye tatil planı yapıyorum. Planım şu şekilde, annem de bir kaç yıldır tatil yapmadı. Annemi de alayım buradan önce Cunda’ya gideyim, bir iki gün ya da 3-4 gün orada kalayım, ordan ufak ufak İzmir’e ineyim , inciraltında rakı içeyim, sığacık ve urla’da 3-4 gün kalayım, Meryem Ana evine ordan da efes antik kentine gideyim, dönerken de çanakkale Geyikli taraflarında 2-3 güm takılıp döneyim diyorum, gönül Antalya’ya da gitmek istiyor  ama o yaz sıcaklarında Antalya’da kıcımdan alev çıkartacak mecal bende yok. Antalya taraflarına da Eylül ayının ikinci haftası gidip 10 gün falan kalmayı planlıyorum...Antalya tarafının en keyifli zamanları Eylül’ün ikinci haftasından sonradır.... Oteller, pansiyonlar boşalır, ehl-i keyif takımı yeni yeni düşmeye başlar...Orta yaş üzeri emekliler, yaşlı turistler, kendi işinin sahibi olan keyif ehli takımın hepsi o dönemde oradadır. Ne çocuk zırıltısı, ne içip içip kavga çıkartan tipler bulunur... En keyifli en güzel dostluklar o dönemlerde kurulur, o tarihlerde orada rakı bile farklı keyifle içiliyor.
Seneye bunları gerçekleştirmeye niyetliyim, dediğim gibi ailemden kimse ölmesin de gerisi hiç önemli değil...Yeter ki insanın keyfi yerinde olsun, eksiğim gediğim yok, keyfim yerinde, bundan iyisi Şamda kayısı Sibirya’da muz...
0 notes
operasyon · 4 years
Text
Birbirinize umutsuzluk aşılamayın.
Birbirimize umutsuzluk aşılamayalım.
**
Erdoğan’ın konuşması çok dislike almış sınava giren gençlerden.
Dislike ne ki... Ben bu zamanda öğrenci olsam, benden önceki kuşaklardan daha çok eziyet görmüş biri olarak doğal olarak dislike yapardım.
Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. Şurda çoğunluk olarak kör karanlıkta okul yollarına düşmedik çoğumuz. Biraz hayali de olsa okulu bitirdiğimizde bir işimiz olacağına dair hayalimiz vardı.
Şimdiki gençliğe ne sunuluyor ki???
Çağdaş bir  ülke olsaydık -başka hiç bir gerekçe saymıyorum-. Tek başına, yaz kış saati uygulamasıyla mağdur edilen öğrenciler ve onların aileleri iktidarı çoktan tepetaklak ederdi. Ama 'çağdaş bir ülke’ olsaydık. ...
Hele de kış günü yollara çıkın, sabahın kör karanlığında sokaklar  çocuk dolu, öğrenci dolu.
Yataklarında bir saat fazla uyumaları olasılığı varken,  o ayazda karanlıkta sokakta olmak, bir an önce okula yetişip, aslında bir şey öğrenmedikleri sınıflara tıkılmak zorundalar.
Bunu her gün yaşayacaksın. Her gün aynı eziyet.
Çoluk çocuk bunca zahmete katlanıpta karşılığını mı alacak?
Öyle bir ihtimal de yok. 
Güzel bir örnek benim için. Bir kaç ay önce marketteyim. Tamda yakındaki okul tatil oldu. Markete öğrenciler doldu. Öğrencinin biriyle tezgahtar arasında şöyle bir konuşma...
ö - Nasılsın abi?
t- Çok şükür... idare ediyoruz.
ö- Kralsın abi kralsın... öyle alçak gönüllü olma.
T- Hahahahaha... iyiyiz canım.. halimizden şikayet etmiyoruz.
ö- Abii...etme tabii... benim bütün kariyer planım senin gibi bir tezgahtar olmak... Okul bitsin hemen sizin kurumlarınıza başvuracağım. Bimci olacağım abi... daha ne isteyim bu dünyada... bütün hayalim bu.
T- Ama bizim işimizin de zorlukları var. Bak sabahtan beri ayaktayım... beş dakika bir yerde oturamadım.
Ö- Her işin kendince bir zorluğu var...Kralsın abi sen kral...İşin var kendi paranı kazanıyorsun. Bu kaç kişiye kısmet olur bu zamanda...Zaten iş hakkında olumsuz da konuşsan ben hayallerimden vazgeçmem...Tek hayalim bimci olmak.....
***
Hal bu! 
Bu haldeki gençlik, zerre kadar aklı varsa başka ne diyecek?
0 notes