Tumgik
#beni onlara verme
sessizharfler · 1 year
Text
Tumblr media
İnsan, tanıdığı, bildiği yerlerde ölmek istiyor. Yere düşerken, gözlerini yumarken, toprağa başını yaslarken etrafında bildik yerler, tanıdık yüzler olsun istiyor. Hangi kapıyı çalsa mütebessim, müşfik bakışlarla içeriye buyur edecek, bir bardak su, bir bardak çay ikram edecek ve hiç yabancılamayacak yüzler. Çok uzak yerlerden eve dönmenin tatlı telaşı gibi olsun istiyor ölüme yürürkenki telaşı. Gidiş değil de dönüş bavulunu hazırlar gibi düşünmek istiyor. İnsan, aşina olduğu sesleri duymak istiyor ölüme yakın; teselli veren, tanıdık sesler
102 notes · View notes
yeryuzugokyuzu · 1 year
Text
“Nefes darlığından, bu iç sıkıntısından kurtulabilmek için kendi kendime hikâyeler anlatmaya başladım. Gerçekliği bozarak, ruhumu ayakta tutmaya çalışıyordum.”
Tarık Tufan · Beni Onlara Verme
14 notes · View notes
parcalaryokolus · 1 year
Text
Tumblr media
17 notes · View notes
muptelam · 2 years
Text
Kırgınım. Dünya kırgınlığımın farkında değil.
Beni Onlara Verme,Tarık Tufan
Tumblr media
30 notes · View notes
sapkalikedii · 2 years
Text
Çok güzelsin. Sen hep güzelsin. Ben yine sana bakıyorum, sen başka yere. Beni görmüyorsun. Fark etmiyorsun. Dolaştığın yerlerde dikkat çekmeyen bir nesne gibi kenarda duruyorum. Dokunsan can gelecek bedenime.
4 notes · View notes
ikikucukoldugmesi · 1 year
Text
“İnsan, tanıdığı, bildiği yerlerde ölmek istiyor. Yere düşerken, gözlerini yumarken, toprağı başını yasarken etrafında bildik yerler, tanıdık yüzler olsun istiyor.  Hangi kapıyı çalsa mütebessim, müşfik bakışlarla içeriye buyur edecek, bir bardak su, bir bardak çay ikram edecek ve hiç yabancılamayacak yüzler. Çok uzak yerlerden eve dönmenin tatlı telaşı gibi olsun istiyor ölüme yürürkenki telaşı. Gidiş değil de dönüş bavulunu hazırlar gibi düşünmek istiyor. İnsan, aşina olduğu sesleri duymak istiyor ölüme yakın; teselli veren, tanıdık sesler. “
~Tarık Tufan/Beni Onlara Verme
0 notes
benrumi · 7 months
Text
rüyamda bir sürü kediyle manzaraya karşı fotoğraf çekmeye çalışıyordum. iki yavru kedi ben oturaktayken üstümde uyumaya çalıştılar. sonrasında yeğenlerim de gelip kedilerle ve benimle birlikte fotoğraf çekinmek istedi. işin garip yanı yeğenlerim insan mıydı kedi miydi bilmiyorum. onları kocaman kediler olarak hatırlıyorum. fotoğraf çektirirken dönüşmüş olma ihtimalleri?
4 notes · View notes
baskaevrendeyim · 2 months
Text
Beni vur beni onlara verme
43 notes · View notes
sarapsevenkedi · 3 months
Text
Beni vur beni onlara verme
18 notes · View notes
yantekerlek · 2 months
Note
Abla çok dillisin çok hazır cevapsın maşallah keşke biz de senin gibi olabilsek insanlar sana kötü bir şey söylemeye çekiniyorlardır çünkü hemen ağızlarının payını çok güzel verirsin.
insanlara hangi tıynette olurlarsa olsunlar iyi davranırım, yardım edebileceğim bir şey varsa yardım ederim, sıkıntılı anlarında oralardaysam muhakkak ses veririm sıkıntıyı çözemesem de. hazırcevap olduğumdan değil, benden kimseye bir kötülük dokunmadığından genelde iyilik etmeyi tercih ediyorlar. hiiiç hoşlanmadığım hocalardan biri saati sorup hiçkimseden cevap almıyorsa elimde bi iş de olsa telefonumu açar saati söylerim. mesela okulda dünyanın en hızlı laf sokan hanımefendisi bile benimle iletişimdeyken sağ olsun üstün bir gayretle laf sokmamaya iğnelememeye özen gösteriyor. ben öğrenciyken öğretmenler öğrencileri iplemezlerdi kendi dünyalarına çekilirlerdi, ulaşamazdınız onlara. ben öğrencilere de öğretmenlere uyguladığım tarifeyi uyguluyorum. öğrencim beni rica ediyorsa öğretmenlerden biriyle konuşurken afedersiniz hocam deyip öğrenciye öncelik veriyorum. bi problemleri varsa dinliyorum. bir hocayı öğretmenler odasında mı diye soruyorlarsa bana, bakıyorum yoksa odada telefonumdan hocaların ders programı çizelgesini çıkarıp hocanın sınıfını buluyorum, şu an nerededir diye tahmin ediyoruz. raporlu mu boş günü mü diye soruyorum etraftakilere. insanlara zaman ayrırıyorum. o yüzden kasıtlı kötülüğe maruz kaldığım söylenemez öğretmen ve öğrenciler tarafından maşallah. veli toplantısında bir velinin gazabına uğrayacak gibi oldum onu da tane tane tatlı dille anlattım. sınav notunu okurken çok çok bol puan vermemi istiyordu oğluşu düşük almış. mümkün olmadığını anlattım. bu veliyi bir başka veli haklı bulmuş çok yüksek not verme konusunda meseleyi eve taşımış. düşük alan bir öğrencimin velisi bu arada. çocuk pazartesi okula geldi. hocam toplantıda bi veli böyle demiş babam da evde ona hak verdiğini söyledi çıldırdım babamla tartıştık dedi. ne tartışması dedim skfkgk. çok iyi ya. siz nasıl not verdiğini nerden biliyorsunuz fazla fazla veriyor benim aldığım şu not bile ne kadar fazla demiş. iyi hali, zararsızlığı koruyup sahip olduğunuz zekayı ve insanlığı hissettirince bi tık daha kolaylaşıyor iletişimler. laf sokan olunca da iğnelemem karşımdakini, mizahı devreye sokup laf soktuğu meseleyle, bakış açısıyla eğlenirim. aşağılama, dalga geçme değil, ciddiyet içeren, mesafeli tatlı dil, espri, ehe mehe diye geçiştirme yöntemi. laf sokma eyleminin keyfine vardırmama ameliyesi benimki. hazırcevaplık denir mi bilmiyorum. bi de ben de insanlardan bir insanım özenilecek bir yanım yok pek. herkes kendi gibi olsa iyi hali korusa yeterli. iyilik yapmayı sevelim hem de iyilik insanlara karşı en büyük kozumuz olsun. BENCE.
10 notes · View notes
serzenislerdenasy · 1 year
Text
Biliyor musun 10 yıl olmuş seni tanıyalı koca on yıl geçmiş üstünden.... Beni unuttun mu bilmiyorum ama ben seni unutmadım.... Belki bana hiç iyi gelmedin hayatımı mahvettin, kendimden nefret etmemi sağladın ama ben bunlara rağmen senden nefret etmedim herkesten herşeyden nefret ettim bir tek senden nefret etmedim... Herkesi karşıma aldım senin için, ailemi bile. Evet ailemi bile aldım karşıma. Senden sonra ben komple değiştim biliyor musun kendimi kitaplara, şarkılara ve hayallerime kapattım.... Sen gelince seninle paylaşmak için şarkılar not aldım kitaplarda seni anlatan cümleleri beynime kazıdım hayellerimi ise hep kendime sakladım onlara zarar verme diye....Ama sen onlara da zarar verdin daha yokken bile. Onları sana ne kadar anlatmak istesem de olmadı anlatamadım zaten beklemedin gittin. Onlar beni anladı diye dinleyip okudum hayellerim ise yine senin içindi ama artık onlarda senin için değil... sana ait tek bir şey bile kalmadı bana sadece hayal kırıklığı kaldı... ama bu hayal kırıklığı bana güç verdi kimseye güvenmemeyi öğrendim birilerine sorunumu anlatmamam gerektiğini herkesin gideceğini ve daha çok şeyi ama yine de teşekkür ederim bana kattığın her acı için her hayal kırıklığı için.... Haklıydın ben hep haksızlık gördüm, sevildiğimi hissetmedim, içten gülmedim, güvenemedim.... Ama haksız olduğun şeylerde vardı benim duygularım, vardı hislerim, umutlarım, hayellerim... ama artık yok yine de teşekkür ederim bana gerçeklik kavramını öğrettin ve bana kitapları tanıttığın için... Belki gerçekten sevseydin benim gibi, bunlar olmazdı. Belki de olurdu bilmiyorum. Ama artık bazı şeyler için çok geç. Seni gökyüzüne emanet ediyorum. Hani derdin ya üzüldüğünde bulutlara anlat onlar bana ulaştırır haberim olur diye. Bulutlar bile küstü bana artık. Senin sayende. Olsun olacağı varmış. Şimdi sadece elimde seninle olan fotoğraflarımız, videolarımız, editlerimiz, şarkılarımız, hayallerimiz kaldı. Numaranı silemedim ama rehberimdeki adını değiştim güzel kız. Mesajlarımızı ağlayarak da olsa sildim. 10 yıllık konuşmalar 1 saatte silindi biliyor musun? Çok zor oldu silinmesi belki onlar bile istemedi silinmesini ama silindiler. Belki daha uzun sürebilirdi, ama zaten bizim son 4 yılımız kayıp idi değil mi? Yazışmazdık zaten çok fazla daha doğrusu ben yazardım ama sen yazmazdın. Arardım açmazdın. Neden olduğunu hala anlayamıyorum. Ama demek ki sen beni benim sevdiğim gibi sevmemişsin kardeşim. Bunlar sana son satırlarım, her gece sana yazmalarımı bitiriyorum, şarkılarımızı siliyorum, fotoğraflar videolar hepsini ama hepsini siliyorum. Evet güzel kızım numaranı da siliyorum. Bu kadardı bende ki sen. Daha fazlası olamaz. Bu kendime yaptığım bir haksızlık olurdu yoksa. İyi günler.
33 notes · View notes
matmazelnoraliya · 2 years
Audio
“Kırgınım,  dünya kırgınlığımın  farkında değil.” 
İnsan, tanıdığı, bildiği yerlerde ölmek istiyor. Yere düşerken, gözlerini yumarken, toprağa başını yaslarken etrafında bildik yerler, tanıdık yüzler olsun istiyor. Hangi kapıyı çalsa mütebessim, müşfik bakışlarla içeriye buyur edecek, bir bardak su, bir bardak çay ikram edecek ve hiç yabancılamayacak yüzler. Çok uzak yerlerden eve dönmenin tatlı telaşı gibi olsun istiyor ölüme yürürkenki telaşı. Gidiş değil de dönüş bavulunu hazırlar gibi düşünmek istiyor. İnsan, aşina olduğu sesleri duymak istiyor ölüme yakın; teselli veren, tanıdık sesler.
Tarık Tufan, Beni Onlara Verme
55 notes · View notes
laviniapricity · 1 year
Note
Beni vur, beni onlara verme Külüm al uzak yollara savur Dağılsın dağlara, dağılsın bu sevdamız Ama sen ağlama dur
Ah, senin ellerine..
Uzanamam, yerdeyim..
O masum hayallere..
Varamam, ölmekteyim..
31 notes · View notes
womanhidinginbooks · 3 months
Note
Ruhuma musallat olmuş o uçurumların kenarında yaşayabilmek için aylardır bıkmadan usanmadan çocukluğumun yüzlerini,
sokaklarını, ağrılarını yazıyorum. Delirmişçesine, hafızamın kuytu, karanlık, ıssız yerlerine, çocukluğuma, ilk gençliğime, utançlarıma, kavgalarıma bakıyorum bir şeyler bulabilmek için. Ne arıyorum?
Bu kadar öykünün içinde aradığım nedir? Bir kere de mutlu bitsin şu hikâyelerin sonu diyenlere ne cevap vereceğim?
Bir kere sevdiğinin yüzüne baksa ölecek âşıklar. Güzelliğini bir yara gibi taşıyan kadınlar. Gururundan ölenler, gidenler, tam söyleyecekken susanlar, yıkık krallıkların prensesleri.
(Tarık Tufan, Beni Onlara Verme)
.
3 notes · View notes
22---05 · 4 months
Text
11 Aralık 2023
Sonunda 18 oldum :) Bu yaşıma kadar o kadar zor şeyler yaşadım ki, kiminde yalnızdım kiminde daha da yalnız ssksk. Şaka bir yana, ben 18 olalı yıllar oluyor, belki de 58. Bazı çocuklar erken büyürmüş, abi abi dediğim kanımdan nefret ettim önce. Sonra tekrar abi demeyi sevdiğim insandan (çok da değil yalan yok). Önce bazı travmalarim büyüttü beni, sonra kendi öz ailem. Hep çok değer verdim, herkesi kendim sandım belki de. Bir kere de benim baktığım noktadan baksalar böyle olmazdı belki de. Uzamasın diye affettigim insanlar, keşke onlara ne kadar kırıldığımı anlattığıma tamam deyip geçmek yerine hatalarını düzeltmek gönlümü almak için uğraşsalar. 18 Yıldır Rabbımden tek isteğim beni de kırmaktan ölesiye korkan biriyle karşılaşmak, bir kere olsun anlaşılmak görülmek. Sevgili 18 yaşım, sen zaten güçlüsün ama daha da güçlü ol kimsenin kalbini daha fazla kırmasına izin verme. Yeterince paramparçayım zaten. Sevdiğim insanların doğum günümü hatırlamaması evet beni üzüyor, söylediğim zaman da tamam abartma demeleri daha da çok. Sevgili kendim, herkes sen değil, sen onların yokluğunda bile üzülmemeleri yalnız hissetmemeleri için doğum günlerini kutlarken onlar anlamsızca bu günün tarihine bakıp geçiyorlar. Evet çok kızgınım, evet çok kırgınım. Ve ben fark ettim de hep öyle olucam. Bundan böyle değer görmediğim yerde insanda durmam. Sevgili kendim, ben seni çok seviyorum, sen zaten bir kere öldün bir daha ölme diye her şeyi yapıcam. Kolay bulmadık biz mutluluğu, sakın senden gitmesine izin verme. Sen iyiki doğdun, kim ne derse desin olduğun kişiden ve belki onlara göre saçma tepkilerinden vazgeçme. Sevgili 18 yaşım, bana huzurlu gel olur mu, kalbim daha fazla sarsıntı ve üzüntü kaldırmıyor.
Iyiki doğdum ben..
5 notes · View notes
birharabe · 9 months
Text
toplulukların çoğu ataerkildir," dedi. "erkek egemenliği altında çok fazla şiddet yaşanıyor. bundan kadınlar, çocuklar, hayvanlar kadar erkekler de zarar görüyor. kötü eğitim ve aşağılık kompleksi, bir sürü canlının hayatına mal oluyor. bir gün bir oğlum olursa, ona bir kadından daha zayıf olmanın erkekliğinden bir şey götürmeyeceğini öğrettiğimden emin olacağım." (...)
"sence bunu zayıf hissettikleri için mi yapıyorlar?" bunu anlamanın bir yolu var mıydı, emin değildim. ne olursa olsun, birine zarar verme düşüncesi benim için dehşet vericiydi.
"o tür insanlarla empati kurmak istemiyorum." (...) "ana sebeplerinden biri bu olmalı. kendini karşısındakinden daha aşağıda ve zayıf görmesi ama bunu kabul edememesi. kadınlardan daha üstün oldukları söylenerek büyütülüyorlar, kadınları korumaları gerektiğini düşünüyorlar." (...) "aslında kadınların buna ihtiyacı yok, insanlar kadın ya da erkek fark etmeden onlara zarar vermemeleri konusunda eğitilmeli.çoğu rahatsız olduğu durumda kendini öldürmeye kalkışmaz ama karşısındakini soğukkanlı bir şekilde öldürebilir çünkü kimse onlara, kendine zarar verme ihtimalini anlatmaz, bu genellikle ihtimal dışıdır." (...) "öte yandan, her zaman 'sen erkek adamsın' derler. kendi zayıflıkları ve yetersizlikleri onları saldırganlaştırır, beynini kullanamayan insanlardan bahsediyoruz elbette. reddedilmek... kendilerini öyle üstün görürler ki bu ihtimali kabullenemezler. olayın sevgiyle ilgisi yok, bunları 'aşk cinayeti' diyerek haber yaparlar hep ama bu aslında 'üstünlük cinayeti'dir. 'sen beni bıraktın ve acı çekiyorum' değil, 'sen beni bırakamazsın' inancı yatar temelinde. ve kıskançlık... insan hayatında, sevgi adı altına koyulmuş en büyük zorbalık bana kalırsa. yine kendine güveni olmayan insanların kalkışacağı ilkellikler bunlar. hayatta hiçbir başarısı olmayan, muhtemelen tembel ve beceriksiz,çabalamayı bilmeyen ama bunu kabul edemeyip kendisinden fiziksel olarak daha güçsüz bir canlı karşısında yapılan gövde gösterisi." (...) "dünyanın her yanı, sadece o gün yapılan yemeği beğenmediği için eşine şiddet uygulayan, kendini adam sanan haysiyetsizlerle dolu ama bu insanlar, bir yumurta kırmaktan acizdir mesela. kadınları insan olarak, birey olarak görmez böyleleri; onları malı gibi görürler. 'sen benimsin' lafının altında da bu görüş yatar." (...) "bir av gibi seçip beğenerek alabilecekleri bir şey sanırlar kadınları. reddedildiklerinde de takıntı ve saplantıya dönüşür." (...) "en üzücü olan ise toplumların, farkında olmadan kadınları insan olarak değil de işçi gibi görmesi ve göstermesi. yemek yapıp çocuk bakarlar, iş yerinde erkeklerden daha çok çalışmak zorundadırlar. bir de eğer işlerinde başarılı olurlarsa başka türlü yaftalanırlar." (...) "evlenip yuva kurmalıdır ki başına bir şey gelmesin, bir kadın kendi hayatını yaşarken başına neden bir şey gelsin ki !ama aileler, onları bu ihtimali kafalarına kakarak büyütür. aksine erkekleri büyütmeleri gerekiyor, kız çocuklarına verilen nasihatlerin sadece yarısı erkek çocuklarına verilse bu kadar başına buyruk ve 'erkeksin, istediğini yaparsın', 'erkeksin, bir şey olmaz' ana fikriyle büyütülmese, kadınlar hayatlarını görünmez bir korkuyla, bir kafesin içinde yaşamak zorunda kalmazdı." (...) "iki çocuğun var, birini diğerinden korumak için ona sürekli geride durmasını, sessiz kalmasını tembihliyorsun; diğeri de durum öyle olmalı sanıyor. aileden gelen terbiye bir ağacın köküne benzer, kök nasılsa ağaç da öyle yetişir. toplumlar da böyledir; nasıl öğrendilerse öyle öğretmeye, bir şeyi doğrusuna yanlışına bakmadan o şekilde aktarmaya devam ederler, sonuç ortada ama hiç kimse dönüp neyi yanlış yaptığını sorgulamıyor."
3 notes · View notes