Tumgik
#bakanlar ve görenler
ezoterist · 1 year
Text
Şehvetle körelmiş bir nesiliz..
Tumblr media
Yeniden merhaba Tumblr..Yine yıllar geçti ve bana büyük tecrübeler öğretti..
Yaşam bir ilişkiden ibaret değilmiş mesela...
Evet bunu zaten biliyordum. Neden yazıyorum öyleyse ? Çünkü görüyorum.. İnsanlar sanki yarın hiç olmayacakmış gibi yaşıyorlar. Ciddiyetten uzak hedefsizleşmişler. Tek amaçları "sözde" hayatlarına, alacakları insanlar olmuş. Birbirlerini etkileme uğruna birbirlerinin peşinden sürüklenip duruyorlar. Hem aşklar da eskisi gibi değil artık tumblr.. Bu nesil sevgiyi de toprağa gömdü çoktan.. Tek gecelik ilişkileri moda etti ve böylece farkında olmadan kendi bedenlerini de değersizleştirdi aslında.. Bu uğurda bir çok değeri de elleriyle ölüme armağan etti.. Duygularını, zamanını, masumiyetini, saflığını ve sayamayacağım bir çok şeyi özgürleştiği yalanına inanarak, küfür ettikleri sisteme aslında hizmet ederek, bir konteynera atıverdi ardına bakmaksızın..
Tumblr media
Özgürüm dedi kadın.. Oysa bedenini birden fazla erkeğe mahkum etti farkında olmadan.. Özügürüm dedi erkek.. Karakterinden götürdüklerine bakmaksızın.. Gelecekteki çocuklarını düşünmeden, hiç kız babası olmayacakmış gibi.. Özgürüz dediler, özgürüz dedikçe daha da köleleştiklerini göremeyecek kadar gözleri dönmüş bir nesil... Hiç birisi de durup bakmadı gökyüzüne.. Gerçekliğe.. Varoluşuna.. Ona sunulan gündüze ve geceye.. Geçmişe.. Geleceğe..
Yazıyorum.. Yazıyorum tumblr.. Yazıyorum zira bunu okuyup gökyüzüne bakanlar olsun istiyorum.. Bu kirlenmiş nesilin içinde mücadele edenlerden olsunlar istiyorum.
Görmeyenlere inat görenlerden olsunlar istiyorum..
Görenlere selam olsun.. Gözlerini şehvetle bağlayan kör nesile inat gerçeği gören mücadelecilere selam olsun 🍷🏹
Tumblr media
-Ezoterist-
27 Şubat 2023 - Pazartesi
01:41
6 notes · View notes
bedrierdem · 2 years
Text
Güzel Bakmak.
Allah’ın sanatında kusur görenler, gözlerini silip, gönüllerini yoklasınlar.
Kusuru her şeyi en mükemmel şekli ile güzel yaratanda değil,
güzellikleri görmek ve takdir etmek için verilmiş olan akıl, göz ve gönlünü doğru kullanamayışlarında aramalılar.
Güzellik ve çirkinlik bakan gözlerde, görülen cisimlerde değil,
baktığı nesnede saklı olan hakikat sırlarına yabancı, aldanmış gönüllerdedir.
Güzel bakan güzel görür.
Her şeye rahat, lezzet ve basit menfaat açısından bakanlar,
güzel bakmayı bilmeyen, beceremeyen bencil nefislerinin ruhlarında yansıyan çirkinliklerini görürler.
Necdet EREM
Tumblr media
11 notes · View notes
huseyinerol3453 · 1 year
Photo
Tumblr media
DEĞERLİ DOSTLAR, BENCE 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE KARŞI BAŞLATILAN HALK HAREKETİ, ADETA ÖLÜMÜ ÖLDÜRMÜŞTÜR. BU KARARLILIĞI İLE, GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ, MİLLETİMİZ, 15 TEMMUZDA DOSTA VE DÜŞMANA GEREKLİ MESAJI VERDİ. ANCAK BU SÜREÇTE YİNE DE ÇOK DİKKAT ETMEK GEREKİYOR. GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ, GÜNÜMÜZDE DE HEM İÇİMİZDEKİ HAİNLERLE HEM DE EZELİ TÜM DÜŞMANLARIMIZLA ÖRTÜLÜ, AMANSIZ BİR SAVAŞ HALİNDEYİZ. ÜLKEMİZDEKİ SİYASETİN DURUMUNU DA HEPİMİZ BİLİYORUZ. 7 HAZİRAN GİBİ BİR BELİRSİZLİK, VE ONUN AKABİNDE OLUŞABİLECEK ADETA BİR İÇ SAVAŞ ORTAMINI UYGUN GÖRENLERE BİR DİYECEĞİM YOKTUR. UZUN ASIRLARDAN BERİ MİLLETİMİZ NEREDEYSE SÜRÜ HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ. ADETA MANKURTLAŞTIRILDI. 15 TEMMUZ DEVRİMİNDEN SONRA ARTIK BU MİLLETİMİZE RAĞMEN HİÇ KİMSE DİKTATÖRLÜK YAPAMAZ, YASAL DAYANAĞI OLMADAN HAKETMEDİĞİ YETKİLERİ, KULLANAMAZ. AÇIKÇASI ÜLKEMİZDE SIK SIK YAPILDIĞI GİBİ İHTİLALLER YAPILAMAZ, BASBAKANLAR, BAKANLAR VB. ÖLDÜRÜLEMEZ, İNSANLARA ZULMEDİLEMEZ. ARTIK HALKIMIZ UYANDI. ŞİMDİ DUA VE GAYRET ZAMANIDIR. RABBİMİZ MİLLETİMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN. BİZLERİ TÜM KÖTÜLÜKLERDEN KORUSUN. KARDEŞLİĞİMİZİ, BİRLİĞİMİZİ , HUZURUMUZU VB. DAİM EYLESİN . DİLERİM, HER ŞEY GÖNLÜMÜZCE, KARDEŞÇE, HAKÇA, RABBİMİZİN RIZASI DOĞRULTUSUNDA, BARIŞ, REFAH VE GÜVEN İÇİNDE, SAĞLIKLI, BAŞARILI, SEVGİ VE HUZUR DOLU OLSUN. AMİN İNŞAALLAH. EN İÇTEN DİLEKLERİMLE SELAM, SEVGİ, SAYGI VE DUA İLE. https://www.instagram.com/p/Co7mOy-Ir_y/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
savasbitti · 3 years
Text
Tumblr media
"Bakmak için algılarımız yeter, görmek içinse salim bir kafa, ayıklık, şuur gereklidir. Salim kafa kendimizi olup bitenin uzağında hissedebilmekle elde edilir, sanki biz yaşamıyor gibi karar verebilirsek bu önemli bir adımdır. Ama bu adım tek başına yetmez, ayık olmak, yani bu hayatı yaşamıyormuş gibi hissetmenin dayanağını hakikat içinde bulmak gereklidir. Bir sonraki aşamada şuur gelir. Şuur hem acıyı teninde duymak, yani o hayatın içinde olduğunu boydan boya hissetmek, hem de önceki tecrübenin yardımıyla o hayatın uzağındaki bir noktadan değerlendirme yapmak imkânına sahip olmak demektir.
...
Dünyaya bakmayı aşıp dünyayı görme noktasına ulaştığımızda neye talip olmamız gerektiğini anlarız. Bakmakla yetinmenin gerçek ilerlemeye yani içteki aydınlanmaya engel teşkil ettiğini bir kavrayabilsek!" s.104
22 notes · View notes
bocekcicek · 6 years
Text
“Hayvanların kendilerine mahsus bir güzellik duygusu taşıdıkları, güzelliğe kendi ölçüleri içinde ilgi duyduklarını gösteren örnekler az değil. Böceklerin renkleri farkedip seçebildikleri, çiçeklerdeki parlak ve cazip renklerin böcekleri kendilerine çekerek bitkilerin tozlaşmasını sağladıkları biliniyor. Karga ve kuzgunların parlak madenler ve mücevher çalmaları hiç kuşku yok ki bu nesnelerden hoşlanmalarının, onları yanlarında alıkoymak istemelerinin bir sonucu. İngiliz dilinde ‘bower bird’ denilen kuş eşi için (yani sevgilisi beğensin diye) yuvasını öyle kuruyormuş ki insanın bu yaratıkta estetik bir kaygu bulunduğuna inanası gelir: Bu kuş eşine yaptığı yuvayı önce çalı çırpı ile çevreledikten ve içini otlarla döşedikten sonra en yakın dereden topladığı çalıları yuvanın her iki tarafına bir sanatçı zevkiyle yerleştiriyormuş. Yuvanın duvarlarını parlak tüyler, kırmızı tanecikler ve bulabildiği, güzel nesnelerle süslüyormuş. Nihayet yuvanın girişine şan ve şatafat sağlamak üzere oraya parıltılı taşlar ve midye kabukları diziyormuş. Kuşun bütün bu yaptıklarını içgüdüsüyle açıklasak bile, onun içgüdüleri arasına 'güzel olanı seçmek’ gibi bir özelliği eklemek durumunda kalırız ki bu insanı hayvandan ayıran vasıfların güzellikten hoşlanmak veya güzele duyulan temayül olmadığını bize göstermeye yeter.
Demek ki güzele olan eğilim insanın özgül (spesifik) bir vasfı değil. Hayvanlar da kendi ölçülerinde güzellikten zevk duyuyorlar, üstelik bununla da kalmayıp güzel olan şeyi inşa etmeyi de başarabiliyorlar.”
— Bakanlar ve Görenler, İsmet Özel
23 notes · View notes
onderkaracay · 2 years
Text
Tumblr media
⚖️ Kur Korumalı Mevduat Kimin Kararı
Ekonomiyle ilgili bir karar alındıktan sonra konunun ne olduğu günlerce tartışma konusu olması o kararın yeteri kadar toplum yararına bir karar olmadığını göstermeye fazlasıyla yeter.
Aslında sorun, yapılan düzenlemenin kendisiyle değil, karar alma süreçleriyle, alınan kararları uygulama ve algı yaratma yöntemleriyle ilgilidir.
Kararın gerekçesi faizin haram olduğuna dair dinî bir hükümdür.
Anayasa devletin millet yararına dini hükümler ile yönetilir olduğunu söylememektedir.
O zaman bu suçtur diyenler sonuna kadar haklıdır.
Türkiye Cumhuriyeti sadece müslümanların yaşadığı hatta bir mezhebin devleti değildir.
Cumhurbaşkanı milleti temsil makamı olmaktan çok bir parti başkanı olarak siyaset yapmaktan kendini bir türlü kurtaramıyor. Bunun sebebi son yirmi yılda yaptıklarının suç olduğunu bilmesi ve bununla ilgili bir hesap vermek gibi niyetinin olmaması ülkemizdeki huzuru yok eden asıl sebeptir.
✓ Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu! demek ne demektir?
Bu sözler Anayasa’da yer alan laiklik ilkesinin bizzat Cumhurbaşkanı tarafından alenen ihlal edildiğini, ülkenin dinî esaslarla yönetildiğini kanıtlamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti fetva devleti değildir.
Kur garantili mevduat kararı Devlet’in ekonomiyle ilgili yetkili kurullarında tartışılarak, TBMM’de müzakere edilerek, kanun çıkarılarak alınmadı.
Bir program değil, bir ihtiyaçtan doğmadı, bir operasyondur.
Senaryosu Saray’da yazılmış; Hazine, Merkez Bankası, ilgili bakanlar ve dolar zengini özel kişiler kendilerine verilen rolleri oynayarak yapılan bir operasyondur.
Halk Bankası bunun reklam filmini bile önceden hazırlamış.
Saray Türk lirasını doların oynak değerine endekslemiş, halkın ödediği vergilerle zenginin parasını güvence altına almıştır.
Parası olmayanın parası olanı koruyacağı bir düzen dayatılmaktadır.
Bu durumu yoksulun gözünden saklamak için para basıp dağıtmaya enflasyonu artırmayı umursamadan yapmaya devam ediyorlar.
Operasyon gecesi kimlerin ne kadar döviz bozdurarak kâr ettiğini, karar vericilerin ve yakınlarının off-shore hesaplarında nasıl oynamalar olduğunu bilmemiz mümkün değil.
Küresel kumarhane kapitalizminin hüküm sürdüğü ve tekil yönetimlere teslim edilmiş ülkelerde şaibeli parasal işlemler her zaman gizli kalmıştır. 12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesi alınan 24 Ocak kararları sonrası serbest piyasa ekonomisi ile kırk yıldan fazladır ülkemiz parayla para kazanmak adına vurgunlar vurulan ülke olmaktan o gün bugündür kurtulamadı.
Yapanın yanına kâr bırakan poltikalar buna sebep olur.
Servetin bir gecede nasıl el değiştirdiğini ancak gelecekte Sayıştay denetçilerinin TBMM’ye sunacakları raporlardan ve Cumhuriyet Savcıları’nın hazırlayacakları iddianamelerden gecikmeli öğrenebileceğiz.
Saray rejimi kendine güven artırmak amacıyla iki konuda neoliberal kapitalist sistemin merkezlerine güvence vermiştir:
✓ Türkiye’nin serbest piyasa ekonomisinden ve kambiyo rejiminden en küçük bir geri adım atmaya ne niyeti vardır, ne de böyle bir ihtiyacı vardır. Biz bu oyunu kendi kurallarıyla oynayarak hedeflerimize ulaşacağız.”
Saray dili aslında öyle diyor ama el altından kamucu ekonomiye, kontrollü kambiyo rejimine geçmeye hazırlanıyor, bakın şimdi nasıl fabrikalarda tarlalarda üretim patlaması olacak gibi yorumlarla herkesi aptal yerine koyan şarlatanların iddiaları havada kalmıştır.
Operasyonun kendisinden çok, kitlelerde yarattığı algı daha önemli hale geldi.
Ülkemiz yıllardır algı operasyonları ile talan edilmedi mi?
Cebindeki paranın birden arttığını, kredi imkânlarının genişlediğini, doların bir gece içinde tepetaklak düştüğünü görenler stokçulukla mücadeleden, bir tür fiyat kontrolünden söz ettiğini işiten insanların kısa süreli de olsa rahatladıklarını, “saray durumu düzeltiyor” izlenimine kapıldıklarını kimse inkâr edemez.
Operasyonun bu bakımdan başarısı bu operasyonu yapanlar adına olmuştur.
Sıradan yurttaşın, cebine giren paranın satın alma gücünü yükseltmediğini, daha da düşürdüğünü anlaması kaç ay sürer?
Altı ay mı, bir yıl mı?..
O zamana kadar seçimler yapılmış olacaktır.
Bu operasyon kimin gözlerinde ışıltıya sebep oldu?
Dünya Eşitsizlik Raporu'na göre, Türkiye nüfusunun gözleri ışıldayan en zengin yüzde 10’u toplam gelirin yüzde 54,5’ini alırken; nüfusun açlıkla, maldan ve candan eksiltmeyle sınanan en yoksul yüzde 50’sine düşen pay sadece yüzde 12’dir.
Yapılan operasyonla zenginlerin gözlerindeki ışıltının arttığı, yoksulların ise yersiz bir umuda kapıldıkları ayan beyan ortadadır.
Kumarhane kapitalizminde ekonomi gözlerdeki ışıltıdır.
Saray rejimi bundan sonra anketlere bakacak ve geleceği düşünmeden elindeki bütün parasal araçları önümüzdeki seçimleri kazanmak için pervasızca kullanacaktır. Seçimleri kaybetmesi hâlinde, arkasında muhalefetin toparlayamayacağı kadar büyük bir enkaz bırakmış olacak, böylece iktidar şansını bir kez daha deneyebilecektir. Seçimleri kazanması hâlinde, aldatıldığını fark eden halkın gözündeki öfke ışıltısından korunmak için sıkıyönetim ya da olağanüstü hâl ilan edecektir. Yarattığı enkazı ancak kendisinin toparlayabileceği izlenimini sürekli olarak canlı tutacaktır.
Siyasî toplum ve asker sivil bürokrasi aval aval bakarken Devlet’in bütün kuvvetlerini ve egemenliği ülkenin bütün maddî varlıklarıyla birlikte kendi elinde toplayan, olağanüstü hâl ilan etme ve kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisine sahip; ve en önemlisi, toplumu ideolojik olarak dönüştürme faaliyetini devlet kaynaklarını kullanarak sürdüren, yirmi yıldır her vartayı atlatarak hüküm süren bir Saray rejiminden söz ediyoruz.
Nihai amaç NATO’ya ve neoliberal küresel ekonominin kurallarına tam bağlılık ve ülkenin işgücü dâhil bütün kaynaklarının yabancı sermayeye peşkeş çekilmesi karşılığında görmezden gelinen parlamenter görünümlü şeriatçı bir diktatörlük kurmaktır. Hedef budur.
Niyet okumaya bile gerek bırakmayan tüm bu gelişmeleri dayatan bu iktidarın kendisidir.
Bugün ülkemizde temel sorun ekonomiyle değil egemenlikle, anayasal rejimin çöküşüyle, Devlet kriziyle ilgilidir. Kararları kim, nasıl ve hangi amaçla alıyor? Sorun budur!
Ekonomik enstrümanların diktatörlük ve ideolojik hegemonya amacıyla kullanılmasına tarihte ilk kez rastlanmıyor. Fakat muhalefet partilerinden üniversitelerine, sendikalarından meslek örgütlerine kadar bütün bir toplumun bu kadar örgütsüz, tepkisiz ve eylemsiz kalarak ortada duran fili sadece kulağını, kuyruğunu ve ayağını yoklayarak tanımlamasına herhalde ilk kez rastlanıyor.
Biz uyurken gözleri ışıldayan birileri göz göre göre malı götürüyor ve ülke dönüşü olmayan bir yola doğru itiliyor!
Kur korumalı mevduat Türk Milletinin kararı değil. Hiçbir millet kendi aleyhine karar almaz.
Önder KARAÇAY
2 notes · View notes
ecrinyorgunbiri · 3 years
Text
Hayat çok kısa istediğin kadar eğlen, istediğin kadar dışarı çık, istediğin kadar bağır , dans et, bağıra çağıra şarkı söyle, sevdiğin birine açıl, sonuçları ne olursa olsun ona git onu sevdiğini söyle ve sonuncusu herşeyden çok kendini sev. Öyle kendini sev ki senin kendini sevdiğini görenler sana imrensin, sana bakanlar anlasın ki onlar ne derse desin sen kendini sevmekten vazgeçmiyiceğini farketsinler, önceliğin kendini sevmek olsun ki en az sen hasar gör.
3 notes · View notes
elektrobiyat · 5 years
Photo
Tumblr media
Zaman Kırıntıları
Biz, zaman kırıntıları,
Zaman sinekleri,
Tozlu camlarında günlerin sessiz kanat çırpanlar
Ve lüzumsuz görenler artık
Bu aydınlıkta kendi gölgelerini!
Sanki siyah, simsiyah taşlar içinde
Siyah, simsiyah kovuklarda yaşadık biz,
Sanki hiç görmedik birbirimizi,
Sanki hiç tanışmadık!
Dünya bize öyle kapattı kendisini…
Neye yarar hatırlamak,
Neye yarar bu cılız ışıklı bahçelerde Hatırlamak geçmiş şeyleri, Bu beyhude akşam bahçesinde Kapanırken üstümüze böyle Zaman çemberi Hatırlıyor yetmez mi Güneşe uzanan ellerimiz! Aynalar sonsuz boşluğa Çoktan salıverdi çehremizi, Yüzüyoruz, İpi kopmuş uçurtmalar gibi. Biz uzak seyircisi bu aydınlık oyunun, Birdenbire bulanlar içlerinde Gülüncün sırrını, Ne kadar benziyoruz şimdi, Aynı tezgâhtan çıkmış testilere Bir şey, bir şey kaldırdı bütün ayrılıkları! Baksak aynalara Tanır mıyız kendimizi, Tanır mıyız bu kaskatı Bu zalim inkârın arasından Sevdiklerimizi. Ben zamanı gördüm, İçimde ve dışımda sessiz çalışıyordu, Bir mezar böyle kazılırdı ancak, Yıldırımsız ve baltasız, Bir orman böyle devrildi! Ben zamanı gördüm, Kaç bakışta bozdu hayalimi, Ve kaç düşüncede! Ben zamanı gördüm, Şimşek gibi bir ânın uçurumunda. Kim tanır bizi şimden sonra, Aydınlığı kıt gecemize Misafir olanlardan başka; Kuru tahta üstünde bizimle Paylaşanlar günlerimizi Ve benim gözlerimle bakanlar güneşe Ancak tanır bizi Mor çemberlerin uçuştuğu akşam sularından! Akşamın tek bir ağaç gibi Dal budak saldığı sular Çocukluk rüyalarının bahçesi! Sakın kimse el sürmesin dallara, Yapraklar, meyvalar olduğu gibi kalsın Benim uykum boyunca! Ben zamanı gördüm, Devrilmiş sütunları arasından Çok eski bir sarayın Alnında mor salkımlar vardı Ve ilâhlar kadar güzeldi. Uçmak için kanatlanmayı bekleyen Yavru kuş gibi doğduğu kayada Ben zamanı gördüm Çırpınırken avuçlarımda. Bak martılar kanat çırpıyor sana Bir rüyadan kopmuş gibi bembeyaz Yelkovan kuşları yalıyor suyu, Sen ki bakışından yumuşak bir yaz Gülümser en yeşil gecesinden Ve sesin durmadan, durmadan örer, Yıldız yosunu bir uykuyu… Bak, martılar kanat çırpıyor sana. Süzülen yelkenler var enginde, Dalgalar var, güneş var. Güneş ayna ayna, güneş pul pul Güneş saçlarınla oynar Omzundan tutar giydirir seni, Sırtında tül olur belinde kemer Boynunda inci Ve dişlerinin zâlim çocuk sevinci Birden Tanrılaşırsın genç adımlarında Mevsimler önünde çözer yükünü Bahçeler yığılır eteklerine! Rüya ile Hayal arasında Hayal ile Hakikat arasında Yalnız sen varsın! Gece ile Gündüz arasında Güneşle Göz arasında Yalnız sen varsın! Niçin sen yaratmadın bu dünyayı? Ellerinin mesut işaretlerinden Daha güzel doğardı eşya! Daha zengin olurdu aydınlık Kendi karanlığından çağırsaydı sesin, Sular başka türlü akardı Sert kayalardan göklere doğru Büyük, mavi, aydınlık sular! Eğilme sakın üstüne Kendi yeşilinde boğulmuş havuzların, Ve bırakma saçlarını tarasın rüzgâr, Durmadan çukurlaşan bu aynada! Bilinmez hangi uzaklara götürür seni Dudak dudağa öpüştüğün hayal! Sokma güneşle arana, İmkânsızın parıltısını! Ve tanımadan, hiç tanımadan sev insanları! Değişmenin ebedî olduğu yerde Güzeldir hayat! Ne kadar uzak, uzak Yollardan gelir bize Ve çok yabancı bir şey gibi sevinçlerimiz, Keder durmadan çiçek açar içimizde. Ne çıkar unuttuk hepsini! Biz ki boş yere gerilmişiz anladık artık, Yıldızların amansız çarkına Ve boş yere sızlamış kemiklerimiz, Bilmiyoruz şimdi, mevsim yaz mı, bahar mı Bahçelerde hâlâ güller açar mı, Bilmiyoruz, kadınlar, kızlar, Şarkılar masallar var mı? Gece ile gündüz, Acıdan kaskatı kesilmiş yüz, Uykusuzluktan harap göz, Öpüşen dudaklar, Çözülmeye razı olmayan eller var mı? Ayrılık var mı gurbet var mı? Biz beyhude yere gecikenler, Çoktan bitmiş bir yolun ucunda Bilmiyoruz şimdi ıssız gecede Ne yapar ne eder, Gidip de gelmeyenler, Beyhude bekleyenler! Biz ayın çıplak arsasında Savrulan zaman kırıntıları.
Nerden bilelim bunları!
56 notes · View notes
Quote
seni yazmadı tarihler. gözlerine bakanlar 'maşallah' dediler yalnız. boynunu görenler bu zarafeti hayra yormadılar. sana eldivensiz bulaşık yıkattılar yine. yanaklarını üşüttüler o zalimler. ayakların yine su aldı. bir pazaryerinde yiyecek için pazarlık ettin. yani insan dediğimiz şeydin. milyarlarcası yaşayıp ölmüş, mısır'da ehramlara taş taşımış, truva'da hector'un cenazesine katılmış, roma'da spartaküs'ün ardından yürümüş, fransa'da bastile'i basmış, rusya'da sibirya buzullarından devrim şarkılarıyla dönmüş, istanbul'da bir cuma selamlığında padişahı görebilmek için parmaklarının ucunda yükselmiş, capitol'ün önünde marcus antonius'u dinlemiş ve ölmüş milyarlarca insandan biriydin. ama işte yalnızca bir insan olduğun için bana aşk ilham ettin ve şimdi ben bu aşkı ölümsüz kılıyorum.
ruhlar pipo içmez, rafet elçi
9 notes · View notes
ahmettdonmezz · 5 years
Text
Tumblr media
Biz, zaman kırıntıları,
Zaman sinekleri,
Tozlu camlarında günlerin sessiz kanat çırpanlar
Ve lüzumsuz görenler artık
Bu aydınlıkta kendi gölgelerini!
Sanki siyah, simsiyah taşlar içinde
Siyah, simsiyah kovuklarda yaşadık biz,
Sanki hiç görmedik birbirimizi,
Sanki hiç tanışmadık!
Dünya bize öyle kapattı kendisini…
Neye yarar hatırlamak,
Neye yarar bu cılız ışıklı bahçelerde
Hatırlamak geçmiş şeyleri,
Bu beyhude akşam bahçesinde
Kapanırken üstümüze böyle
Zaman çemberi
Hatırlıyor yetmez mi
Güneşe uzanan ellerimiz!
Aynalar sonsuz boşluğa
Çoktan salıverdi çehremizi,
Yüzüyoruz,
İpi kopmuş uçurtmalar gibi.
Biz uzak seyircisi bu aydınlık oyunun,
Birdenbire bulanlar içlerinde
Gülüncün sırrını,
Ne kadar benziyoruz şimdi,
Aynı tezgâhtan çıkmış testilere
Bir şey, bir şey kaldırdı bütün ayrılıkları!
Baksak aynalara
Tanır mıyız kendimizi,
Tanır mıyız bu kaskatı
Bu zalim inkârın arasından
Sevdiklerimizi.
Ben zamanı gördüm,
İçimde ve dışımda sessiz çalışıyordu,
Bir mezar böyle kazılırdı ancak,
Yıldırımsız ve baltasız,
Bir orman böyle devrildi!
Ben zamanı gördüm,
Kaç bakışta bozdu hayalimi,
Ve kaç düşüncede!
Ben zamanı gördüm,
Şimşek gibi bir ânın uçurumunda.
Kim tanır bizi şimdiden sonra,
Aydınlığı kıt gecemize
Misafir olanlardan başka;
Kuru tahta üstünde bizimle
Paylaşanlar günlerimizi
Ve benim gözlerimle bakanlar güneşe
Ancak tanır bizi
Mor çemberlerin uçuştuğu akşam sularından!
Akşamın tek bir ağaç gibi
Dal budak saldığı sular
Çocukluk rüyalarının bahçesi!
Sakın kimse el sürmesin dallara,
Yapraklar, meyveler olduğu gibi kalsın
Benim uykum boyunca!
Ben zamanı gördüm,
Devrilmiş sütunları arasından
Çok eski bir sarayın
Alnında mor salkımlar vardı
Ve ilâhlar kadar güzeldi.
Uçmak için kanatlanmayı bekleyen
Yavru kuş gibi doğduğu kayada
Ben zamanı gördüm
Çırpınırken avuçlarımda.
Bak martılar kanat çırpıyor sana
Bir rüyadan kopmuş gibi bembeyaz
Yelkovan kuşları yalıyor suyu,
Sen ki bakışından yumuşak bir yaz
Gülümser en yeşil gecesinden
Ve sesin durmadan, durmadan örer,
Yıldız yosunu bir uykuyu…
Bak, martılar kanat çırpıyor sana.
Süzülen yelkenler var enginde,
Dalgalar var, güneş var.
Güneş ayna ayna, güneş pul pul
Güneş saçlarınla oynar
Omzundan tutar giydirir seni,
Sırtında tül olur belinde kemer
Boynunda inci
Ve dişlerinin zâlim çocuk sevinci
Birden Tanrılaşırsın genç adımlarında
Mevsimler önünde çözer yükünü
Bahçeler yığılır eteklerine!
Rüya ile
Hayal arasında
Hayal ile
Hakikat arasında
Yalnız sen varsın!
Gece ile
Gündüz arasında
Güneşle
Göz arasında
Yalnız sen varsın!
 Niçin sen yaratmadın bu dünyayı?
Ellerinin mesut işaretlerinden
Daha güzel doğardı eşya!
10 notes · View notes
bedrierdem · 4 years
Text
Güzel Bakmak.
Allah’ın sanatında kusur görenler, gözlerini silip, gönüllerini yoklasınlar.
Kusuru her şeyi en mükemmel şekli ile güzel yaratanda değil,
güzellikleri görmek ve takdir etmek için verilmiş olan akıl, göz ve gönlünü doğru kullanamayışlarında aramalılar.
Güzellik ve çirkinlik bakan gözlerde, görülen cisimlerde değil,
baktığı nesnede saklı olan hakikat sırlarına yabancı, aldanmış gönüllerdedir.
Güzel bakan güzel görür.
Her şeye rahat, lezzet ve basit menfaat açısından bakanlar,
güzel bakmayı bilmeyen, beceremeyen bencil nefislerinin ruhlarında yansıyan çirkinliklerini görürler.
Necdet EREM
Bu gün de gönlünüzce güzel bir gün olsun iyi insanlar.
Tumblr media
14 notes · View notes
huseyinerol3453 · 1 year
Photo
Tumblr media
DEĞERLİ DOSTLAR, BENCE 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE KARŞI BAŞLATILAN HALK HAREKETİ, ADETA ÖLÜMÜ ÖLDÜRMÜŞTÜR. BU KARARLILIĞI İLE, GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ, MİLLETİMİZ, 15 TEMMUZDA DOSTA VE DÜŞMANA GEREKLİ MESAJI VERDİ. ANCAK BU SÜREÇTE YİNE DE ÇOK DİKKAT ETMEK GEREKİYOR. GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ, GÜNÜMÜZDE DE HEM İÇİMİZDEKİ HAİNLERLE HEM DE EZELİ TÜM DÜŞMANLARIMIZLA ÖRTÜLÜ, AMANSIZ BİR SAVAŞ HALİNDEYİZ. ÜLKEMİZDEKİ SİYASETİN DURUMUNU DA HEPİMİZ BİLİYORUZ. 7 HAZİRAN GİBİ BİR BELİRSİZLİK, VE ONUN AKABİNDE OLUŞABİLECEK ADETA BİR İÇ SAVAŞ ORTAMINI UYGUN GÖRENLERE BİR DİYECEĞİM YOKTUR. UZUN ASIRLARDAN BERİ MİLLETİMİZ NEREDEYSE SÜRÜ HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ. ADETA MANKURTLAŞTIRILDI. 15 TEMMUZ DEVRİMİNDEN SONRA ARTIK BU MİLLETİMİZE RAĞMEN HİÇ KİMSE DİKTATÖRLÜK YAPAMAZ, YASAL DAYANAĞI OLMADAN HAKETMEDİĞİ YETKİLERİ, KULLANAMAZ. AÇIKÇASI ÜLKEMİZDE SIK SIK YAPILDIĞI GİBİ İHTİLALLER YAPILAMAZ, BASBAKANLAR, BAKANLAR VB. ÖLDÜRÜLEMEZ, İNSANLARA ZULMEDİLEMEZ. ARTIK HALKIMIZ UYANDI. ŞİMDİ DUA VE GAYRET ZAMANIDIR. RABBİMİZ MİLLETİMİZİN YAR VE YARDIMCISI OLSUN. BİZLERİ TÜM KÖTÜLÜKLERDEN KORUSUN. KARDEŞLİĞİMİZİ, BİRLİĞİMİZİ , HUZURUMUZU VB. DAİM EYLESİN . DİLERİM, HER ŞEY GÖNLÜMÜZCE, KARDEŞÇE, HAKÇA, RABBİMİZİN RIZASI DOĞRULTUSUNDA, BARIŞ, REFAH VE GÜVEN İÇİNDE, SAĞLIKLI, BAŞARILI, SEVGİ VE HUZUR DOLU OLSUN. AMİN İNŞAALLAH. EN İÇTEN DİLEKLERİMLE SELAM, SEVGİ, SAYGI VE DUA İLE. https://www.instagram.com/p/Co6GONMqT2m/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
Text
7. Sınıf Sosyal Bilgiler 2. Dönem 2. Yazılı Soruları Ve Cevapları
1. Osmanlı Devleti’nde vakıflara ayrılan topraklardan devlet vergi almazdı. Vakıf topraklarından vergi alınmamasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A)Devletin gelirlerinin yeterli olması                                
B)Vakıf arazilerinin hayır işleri için kullanılması
C)Vakıf topraklarının az olması                                        
D)Vakıf topraklarının Müslümanlar tarafından kullanılması
2. -İlk Türk devletlerinde hükümdara devleti yönetme yetkisinin Gök - Tanrı tarafından verildiğine inanılırdı
Bu durumun aşağıdakilerden hangisine neden olduğu söylenebilir?
A) Türklerin uzak ülkelere göç etmelerine
B) Hükümdarın halk üzerindeki otoritesinin artmasına
C) Ülke içinde taht mücadelelerinin artmasına
D) Türklerin farklı dinleri kabul etmelerine
3. • İlk kez Topkapı Sarayı’nda kurulmuştur.
• Devlet adamı yetiştirilen okuldur.
• Burada eğitim görenler ülkenin çeşitli yerlerine üst düzey  yönetici olarak atanmışlardır.
Yukarıda özellikleri verilen kurum aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ahilik Teşkilatı                                B) Kurultay
C) Enderun Mektebi                            D) Medrese
4. - “ Osmanlı toprak yönetiminde uygulanan Tımar Sistemi’nin işleyişinde görevli olan tımarlı sipahi, bulunduğu bölgede devletin kanunlarını da uygulardı.”
Parçada, Tımar Sistemi’nin hangi alanda rol oynadığına vurgu yapılmaktadır?
A) Ticaret                 B – Tarım                C- Kültür               D- Yönetim  
 5. -    15 ve 17. yüzyıl boyunca Avrupa’da görülen   Reform hareketleri, öncelikle hangi alanda değişikliğe yol açmıştır?
A) Din                              B- Sanat                             C- Ticaret                    D- Yönetim
 6. - İpek, baharat mücevher ve değerli kumaşların ticaretinin  yapıldığı yollar uzun yıllar Osmanlı Devletinin egemenliğinde kalmıştır.
 Bu durumun aşağıdakilerden hangisine yol açtığı söylenebilir?
Devletin ekonomik yönden     güçlenmesine
Ürün fiyatlarının     pahalılaşmasına.
Osmanlı devletinin     siyasi açısından zayıflamasına.
Osmanlı Devletinde     halkın üretim faaliyetlerini bırakmasına
7.  Avrupalı devletler keşfettikleri yerleri egemenlikleri altına   alarak buralardan bol miktarda altın, gümüş gibi değerli   madenler ve çeşitli ham maddeleri Avrupa’ya taşıdı. Keşifleri   destekleyen Avrupa’nın denizci ülkeleri kısa sürede  zenginleşti.
Bu durum aşağıdakilerden hangisinin ortaya çıkmasında  etkili olmuştur?
A) Temel zenginlik kaynağının toprak olması
B) Baharat ve ipek yolları önem kazanması
C) Avrupalıların keşfedilen yerlerde sömürge imparatorlukları   kurmaları
D) Kiliseye ve din adamlarına olan güvenin artması
8.  Avrupa’da XVIII. ve XIX. yüzyıllarda yeni buluşların üretime  olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan makineler makineleşmiş  endüstriyi ortaya çıkarmıştır.
Buna göre sanayi inkılabı sonucunda;
I. Yaşam standartları yükselmiştir.
II. Hammadde ihtiyacı artmıştır.
III. Fabrikalarda çalışacak işçiye ihtiyaç duyulmuştur.
gibi yargılardan hangilerine ulaşılabilir?
A) I ve II.                        B) II ve III.                        C) I ve III.                               D) I, II ve III.
 9.  Aşağıdaki vakıf kuruluşlarından hangisinin gösterdiği  faaliyet alanı yanlış eşleştirilmiştir?
     Kuruluş                      Faaliyet Alanı
A) Darüşşifa                       Sağlık
B) Aşevi                               Kültür
C) Medrese                       Eğitim
D) Cami                              Dini
 10.   Sabırlı olmak, heyecanlılık, soğukkanlılık, titiz olmak, çabuk  reaksiyon göstermek, seyahati sevmek, düzgün konuşma  Meslek seçiminde dikkat edilecek hususlardan hangisiyle  ilgilidir?
A) Meslekler hakkında bilgi edinmek
B) İlgi duyulan alanlar
C) Yeteneklerimizin neler olduğunu tespit etmek
D) Kendi kişiliğimizi tanımak
11. Toprağı ekip dikerek değerlendirmiş ve bu sayede üretimi   bu sayede üretimi  artırmıştır. Böylece ihtiyaç fazlası üretim ortaya çıkmıştır.
İhtiyaç fazlası üretim yapılması aşağıdaki ekonomik faaliyetlerden hangisinin gelişmesine   neden olmuştur?
A) Tarım                            B) Ticaret             C) Hayvancılık                                D) Turizm
12.       I. Kral Yolu
           II. Baharat Yolu
           III. İpek Yolu
Gibi   ticaret   yollarından    hangileri   Türkler tarafından  kullanılmıştır?
A) Yalnız I.                              B) I ve II.                 C) I ve III.                                 D) II ve III.
13. Aşağıdakilerden hangileri Osmanlı Devleti’nde görülen yönetim kurumlarıdır?
I- Kurultay
II- Divanıhümayun
III- Meclis-i Mebusan
IV- TBMM
A) I - II                            B) II – III                            C) III - IV                             D) I - III
14. Hiçbir devlet organı, makam, kurum veya kişi mahkemelere emir veremez, kararlarına müdahale edemez.
Anayasa’nın bu ilkesi ile vurgulanmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yasaların üstünlüğü                                B)  Millet    egemenliği
C) Yargının bağımsızlığı                                D) Toplumun bütünlüğü
 15. Ülkemiz vatandaşlarının seçme ve seçilme haklarına sahip olmaları, aşağıdakilerden hangisiyle ilgilidir?
A) Sosyal Devlet                                             B) Laik   Devlet
C)  ) Demokratik Devlet                               D) Hukuk Devleti
16.     Anayasamızın 138. Maddesinde “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez;
genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.” der.
Anayasamızın bu maddesi ile aşağıdakilerden hangisi koruma altına alınmıştır?
A) Ulusal egemenlik                                               B) Yargı bağımsızlığı
C) Yasama görevi                                                      D) Yürütme bağımsızlığı
17. . İlk Türk devletlerinde kurultay adı verilen ve yönetimde etkili olan bir meclis vardı. Bu mecliste siyasi, askeri ve mali konular görüşülür ve karara bağlanırdı. Kurultay hükümdarı ailesi, eş, devletin ileri gelenleri ve boy beylerinin katılımıyla oluşurdu.
  Bu bilgilere göre kurultay ile ilgili olarak
aşağıdaki sorulardan hangisi yanıtlanamaz?
A) Başkanının kim olduğu                 B) Hangi  devletlerde görüldüğü
B) Görevinin ne olduğu                      D) Hangi konularla ilgilendiği
 18. Osmanlı Devleti’nde yaptığı işler bakımından
bugünkü Bakanlar Kuruluna benzeyen kuruluş aşağıdakilerden hangisidir?
A) Medrese                                        B) Kapıkulu Ocağı
C) Divan-ı Hümayun                         D) Lonca Teşkilatı
19. Demokratik toplumlarda farklı görüşlerin  farklı siyasal partilerde temsil edilmesine ne ad verilir?
A) Ulusal egemen                    B) Özgürlük                     C) Eşitlik               D) Çoğulculuk                                      
20. Aşağıdaki bilgilerden hangisi sivil toplum örgütleriyle ilgili değildir?
A) Gönüllülük esasıyla çalışırlar.
B) Çalışanlarının ücretlerini devlet öder.
C) Kâr amacı gütmezler.
D) Toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlarlar.
 A.     AŞAĞIDAKİ SORULARI DOĞRU VE YANLIŞ  OLARAK DEĞERLENDİRİNİZ? 10
1
Bulunan icatları yalnız bulan medeniyetler kullanmıştır.
2
Önemli buluşları yapan medeniyetler kültürel etkileşimin çok  yaşandığı yerlerde kurulmuştur.
3
İslam alimleri kendinden önceki bilgileri yok sayarak kendileri  yeni bir şey bulmaya çalışmışlardır
4
Düşünce ve ifade özgürlüğüne göre her türlü düşüncemizi  açıklayabilir ve yayabiliriz.
5
Kopernik kiliseye karşı çıkarak Reform hare­ketini  başlatan kişidir
6
Matbaa ve kâğıt Rönesans'a, pusula  Coğrafi  Keşifler'e, buhar Reform'a yol  açmıştır.
7
Osmanlı'da güzel yazı yazma sanatına hat adı  verilir.
8
Kilise Orta Çağ boyunca Avrupa'da bilimin  gelişmesini engellemiştir
9
Anadolu Selçuklu Devleti ticareti geliştirmek için cami, medrese  gibi mimari eserler yapmışlardır.
10
Tarihi Kral Yolu, Çin'den başlar, Kızıldeniz ve Basra  Körfezi'ne, oradan Akdeniz'e ulaşırdı.
 B. AŞAĞIDAKİ BOŞLUKLARI UYGUN ŞEKİLDE   EŞLEŞTİRİNİZ
1.Divan'da alınan kararlarla ilgili son  sözü………………………. Söyler
 2. 1839 yılında ilan edilen ………………………… Osmanlı  Devleti'nde demokratikleşmenin ilk adımı  sayılır.
3.  Ülkemizde yargı organı bağımsız…………………………….tarafından temsil edilir
 4.        Orta Asya Türk devletlerinde danışma  meclisi niteliğindeki kuruma………………..denirdi.
 5.        Yasaların dine değil, akla ve bilime  dayanması, Türkiye Cumhuriyeti'nin             ………  devlet olduğunu gösterir.
 LAİK
HÜKÜMET
ISLAHAT FERMANI
TANZİMAT
KURULTAY
MECLİS
MAHKEMELER
PADİŞAH
AÇIK UÇLU  SORULAR  10 puan
1.      I. Dünya Savaşı’ndan Önce Osmanlı Devleti’nin Durumu  maddeler  halinde yazınız?
·         …………………………………………………………………………………………………………………………………………….
0 notes
cevapverkompiter · 5 years
Text
Halk konseri rezaleti diye bı şey var omuzlarda iki yaşında çocuklar, kalabalığın ortasını yara yara geçmeye çalışan bebek arabalı babalar, ağaçların tepesine tırmanmış arkadaki görüyor mu görmüyor mu diye düşünmeyen pis egoist insanlar, gırtlağı şarkı söylemekten yırtılan sanatçıya bı alkışı çok görenler, sadece elini arkaya bağlayıp anlamadan bakanlar, umarsız bir şekilde çarpa çarpa ön sıralara gitmeye çalışanlar ve daha bir sürü şeeey. Her konuda bilinçli insan kardeşim en güzeli en iyisi
0 notes
haberci90-blog · 6 years
Text
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim startını İzmir'den verdi
New Post has been published on https://www.haberci90.com/cumhurbaskani-erdogan-secim-startini-izmirden-verdi-11906h.html
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim startını İzmir'den verdi
Çok sayıda vatandaşın ellerinde bayraklarla doldurduğu mitingde, Başbakan Binali Yıldırım ve bakanlar ile milletvekilleri de hazır bulundu. Öte yandan mitinge dün AK Parti’den milletvekili aday adayı olan ünlü türkücü İbrahim Tatlıses de katıldı. Erdoğan sahneye, Başbakan Yıldırım ile çıkarak halkı selamladı. 
Tatlıses sahneye çıkıp şarkı söyledi 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün AK Parti’den milletvekili aday adayı olan ve mitinge katılan ünlü türkücü İbrahim Tatlıses’i sahneye davet etti. Tatlıses, Erdoğan’ın yanına sahneye çıktı ve “İdo 2 aylık olmuştu, Erdoğan o zaman belediye başkanıydı. ‘Başkanım bizim evimizin oraya doğalgaz gelmedi, İdo üşüyor’ dedim. Kapattı, 10 dakika sonra döndü ‘yokmuş ama ama ben kendimden vereceğim’ dedi, 2 ay sonra doğalgaz bağlandı ve İdo üşümekten kurtuldu” diyerek anısını anlattı. Bunun üzerine Erdoğan, “Reyhanlı’ya gittik, orada askerlerimize Esat Kabaklı’nın malum parçasını askerlerle ve sanatçılarımızla birlikte söyledik. Bize askerde söyletirlerdi ‘Yaylalar’ diye. Baktım üstat onu söylüyor” diye konuştu. 
Tatlıses de, Erdoğan’ın isteği üzerine ‘Yaylalar’ı söyledi. Şarkı sırasında Tatlıses, sözleri değiştirerek, “Mümbiç’i dolaş da gel”, “Afrin’i dolaş da gel” dedi. Erdoğan da, “Bundan rahatsız oldular. Neden? Tatlıses ‘Mümbiç’i, Afrin’i dolaş da gel diyor Mehmetçik’e. Biz Mehmetçiklerimiz ve sanatçılarımızla beraber olduk, kıskandı. ‘Sen de gel’ dedik, fakat oraya kadar olmasa da gitti. Tayyip yürüdü o da arkasından yürüdü iyi oldu” diye konuştu.
“İzmir’e kendimizi tam olarak anlatamadığımızı düşünüyorum” 
Mitingde sözlerine “Bugün sana tüm yüreğimle, tüm kalbimle geldim İzmir” diyerek başlayan Erdoğan, “Bizim bugüne kadar İzmir’e kendimizi tam olarak anlatamadığımızı düşünüyorum. Kalpten kalbe giden yolları açık etme zamanı geldi. İnşallah bu defa İzmir ile aramızdaki tüm perdeleri kaldıracak, tüm zincirleri kıracağız. İzmir kurtuluşun şehridir. İzmir Gazi Mustafa Kemal’in şehridir. İzmir, demokrasinin, milli iradenin şehridir. İzmir inşallah 24 Haziran’da şahlanışın sembol şehri olarak tarihe geçecektir” ifadelerini kullandı.
“AK Parti’nin İzmir’e en küçük zararı dokunmuş mudur?” 
“24 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmeye hazır mıyız?” diye soran Erdoğan, şöyle konuştu: 
“Güçlü ve itibarlı meclisiyle, etkili ve istikrarlı hükümetiyle, bağımsız ve tarafsız yargısıyla yeni bir Türkiye’ye ‘merhaba’ demeye hazır mıyız? 24 Haziran’da gelişmiş demokrasisiyle, geniş temel hak ve özgürlükleriyle, yurt içi ve yurt dışında güvenliğiyle daha güçlü Türkiye’yi selamlamaya hazır mıyız? İşte benim meftun olduğum İzmir budur. İşte benim 2023 hedeflerine birlikte yürümek istediğim İzmir budur. Biz bugüne dek birilerinin yaptığı gibi İzmir halkının değerlerini, hassasiyetlerini istismar etmedik. Korku ve tahrik siyaseti ile İzmir üzerine karabasan gibi çökenler bu şehre ne vermişlerdir? Hangi eserleri, hangi hizmetleri, hangi yatırımlarla İzmir’in geleceğine katkıda bulunmuşlardır? AK Parti’nin İzmir’e en küçük zararı, yanlışı baskısı, kötülüğü dokunmuş mudur? Tam tersi 80 vilayetiyle birlikte İzmir’de de demokrasinin temel haklar ve özgürlüklerin, bireysel ve kültürel hakların genişletilmesi için var gücümüzle çalıştık.”
Laiklik tartışmasına cevap 
Türkiye’yi 15 yılda 3,5 kat büyüttüklerini, Türkiye’de vesayetin, darbelerin, cuntaların tepesine bindiklerini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Türkiye’yi bir avuç seçkin için değil herkes için güven ve zenginlik içinde yaşanılabilir hale getirdik. Her seçimde İzmir, Ankara ve İstanbul’un belli ilçelerinin oylarına ipotek koyanlar ne yaptı? AK Parti’nin laikliğe bakışı bırakınız bunları Avrupa ülkelerinde dahi takdirle karşılanan bir tanımla vücut bulmuştur. Biz aynı zamanda laikliğin, ülkemizde birilerinin bilinçli olarak ısrarla yaptıkları gibi din düşmanlığı gibi yorumlanmasına ve örselenmesine de karşı çıktık. Tüm inançlara mensup vatandaşların ibadetlerini rahatça yapabilmelerini biz sağladık. Gidiniz Ortodokslardan Katoliğine kadar tüm Hristiyan ve Musevi cemaatlerine sorunuz, hepsinden de an rahat, en huzurlu en özgür dönemlerini AK Parti iktidarlarında yaşadıkları cevabını alırsınız. Bizde Alevi Sunni ayrımı da yok. Tek kırmızı çizgimiz; ülkemiz ve milletimiz aleyhinde faaliyet yürütülmemesidir. Özellikle terör örgütlerine bulaşılmamasıdır.”
“Sar bana 15 mebus” 
Mitinge muhalefetin erken seçim sürecindeki tutumunu eleştiren Erdoğan, “Erken seçim kararının ilan edilmesinden bu yana 10 günde yaşanan hadiseleri sizler de takip ettiniz. Ana muhalefetin ve onunla aynı telden çalanların nasıl savrulmalar yaşadıklarını gördünüz değil mi? Türkiye yeni yönetim sistemine geçiş kararını, halk oylamasıyla verdi. Muhalefetin bir yılda ne cumhurbaşkanlığı adaylarıyla ne de seçimle millete söyleyecekleriyle ilgili en ufak hazırlıkları olmadığı ortada. Halbuki biz seçimlerin 2019’da yapılacağı hesabı ile hareket etmemize rağmen her konuda çoktan göreve başlamıştık. Seçim ittifakları meselesini dahi hukuki zemine kavuşturmuş, MHP ile ittifak kararını ilan etmiştik. Muhalefet neden kılını kıpırdatmadı? Çünkü bunların ülkeyi yönetmek, millete hizmet etmek gibi bir dertleri yok. Öyle tezgah kurmuşlar ki birisi oradan ‘sar bana 15 mebus’ diyor, öteki daha cümle bitmeden 15 milletvekilini paket yapıp gönderiyor. Mecliste bakıyorum arka tarafta milletvekili ağlıyor. Niye ağlıyor? Ya kendi yuvası orası. Kendi yuvasından genel başkanı onu kovuyor, ‘git sözde bir parti var, git hadi bakalım.’ O gün 23 Nisan meclisteyim baktım koltuklar bomboş. Milletvekilleri hala katılmamışlar kendi sıralarında oturuyor. Böyle demokrasi, milli irade olur mu? Erdoğan’a diktatör diyeceksiniz, diktatörlüğün daniskasını kendin yapacaksın. Bu milli iradeye saygısızlıktır. Sen genel başkan olabilirsin ama sen o milletvekillerini pazarlayan bir insan olamazsın. Tarih bunu Güneş Motel’de yazmıştır bir de Bay Kemal’de yazmıştır. Bizlerin tarihinde asla bu yoktur. Milletimizin iradesine ipotek koyamayız. İnternette oyunca bebek siparişi verseniz bu kadar hızlı servis olmaz. Meclise de, o garip milletvekillerine de yazık. Bunların tek derdi Erdoğan’dan kurtulmak. Sanıyorlar ki Erdoğan olmasa millet bunları baş tacı edecek. Erdoğan’ı benim milletim getirdi. Alırsa milletim alır. Milletim aldığında bana düşen el göz baş üstüne” açıklamasında bulundu.
“Yandın Kemal yandın” 
Konuşmasında CHP’ye yüklenen Erdoğan, “FETÖ’ye karşı 17/25 Aralık’ta mücadele ettik. CHP’yi bize karşı yumruk atarken bulduk. Ben Marmaris’ten İstanbul’a hareket ettim. Havalimanına geldiğimde on binler Atatürk Havalimanı’ndaydı. Meğerse ben 01.20’de oraya indiğimde 23.15’te Bay Kemal oraya gelmiş. Tanklar orada korumaya almışlar, Bakırköy Belediyesine gidiyor. Daha önce ‘darbe olursa tanka önce ben çıkarım’ diyen, tankların korumasında havalimanından hareket ediyor. İstediğin kadar inkar et, tüm belgelerde, televizyon kayıtlarında varsın. Yandın Kemal yandın. Sen darbe karşıtı değil darbecisin” dedi.
Rakamları açıkladı 
CHP’ye olan eleştirilerini sürdüren Erdoğan, “15 Temmuz’da milletimizle FETÖ’ye tarihi bir şamar bulduk. CHP’yi bu örgütün saflarında bize karşı yürürken bulduk. 7 Ağustos’ta davetimize olumsuz cevap verdi ama cuma günü katılacağını söyledi ve Yenikapı’ya geldi. Fazla dayanamadı, ondan sonra o birliktelikten koptu. CHP yargımızın terör örgütü olarak tescillediği FETÖ’nün borazanı olmuştur. PKK ve PYD’ye kadar milletimize kurşun sıkan ne kadar terör örgütü varsa hepsinin sözcüsü durumundadır. Bize ‘Afrin’e gitmeyin’ diyor. Neden? Sen ne diyorsun, nasıl gitmeyiz? Orada zulüm var, bize taciz atışları var. Ona kalsa inanın ‘Gabar’ı, Cudi’yi, Kandil’i bırakın, bize saldırsınlar’ der. Bay Kemal boşuna uğraşma. Biz bu topraklarda en ufak bir parselasyona müsaade etmeyeceğiz. Son rakamları veriyorum; Afrin’de etkisiz hale getirilen teröristler 4 bin 305’e ulaştı. Kuzey Irak’ta etkisiz hale getirilen terörist 372. Yurt içinde Cudi’de, Gabar’da 281. Bay Kemal bırakalım mı? Devam etmeyelim mi? Edeceğiz edeceğiz. Bize bu millet bu görevi verdi. Biz Mehmetimizin kanını yerde bırakmayacağız. Gazilerimizin ahını yerde bırakmayacağız. Her seçim İzmir’de laiklik nutuku atanların mecliste kürsülerini aylarca FETÖ’ye kiraladığını unutmadınız değil mi? İzmir’in artık, CHP’nin ilkesiz ve omurgasız siyasetine teslim olmayacağına inanıyorum. Bu tembellere, bu istismarcılara derslerini veriyor muyuz? Tercihimizi hizmetten projeden, icraattan yana kullanıyor muyuz?” 
6 Mayıs’ta manifesto açıklanacak 
Erdoğan, 24 Haziran seçimlerinde sonra seçildikten sonra aynı azimle hizmete devam edeceklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan 15 sene önce ah kardeşlerim ah şu koskoca İzmir’in doğru dürüst bir havalimanı var mıydı? Biz geldik Adnan Menderes Havalimanı’nı yaptık ya. Niye bizden öncekiler yapmadılar, niye yapamadılar. Onların derdi yoktu, bizim derdimiz var. Daha birçok şey aynen yapılmaya devam edecek. Dün bir birim iş üretiyorsak yarın 3 birim iş üreteceğiz” dedi. 6 Mayıs’ta yeni dönemdeki ilkelerin yer aldığı cumhurbaşkanlığı manifestosunu İstanbul İl Kongresinde açıklayacaklarını belirten Erdoğan, “Daha sonra da seçim beyannamemizi milletimizle paylaşacağız. İzmir 24 Haziran’da tarih yazmaya hazır mı? Kendisine biçilen gömleği parçalayıp atmaya hazır mı? Kendi iradesini çantada keklik görenlere cevap vermeye hazır ı? Tercihini demokrasiden ve hizmetten kullanmaya hazır mı?” ifadelerini kullandı.
Çocuklar ağladı 
Mevcut projelerin son durumunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sabuncubeli Tüneli’ni Temmuz ayında hizmete açacaklarını sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra protokol ile halka selam verdi, yanına da çocukları da aldı. Bazı çocuklar Erdoğan’ı karşılarında görünce gözyaşlarını tutamadı. Erdoğan, on binlere seslendiği mitingin ardından meclis üyelerine seslenmek üzere İzmir Ticaret Odası’na geçti.  
Ceren Atmaca – Mihrap Düzöz – Tolga Tahçı – Halil Karahan 
0 notes