Tumgik
#akıl ve tutku
lara-quilla · 2 months
Text
Eğer azıcık bile aklınız varsa benden akıl almayın. Ben daha kendimi bu kuyudan çıkaramamışım, sizi nasıl kurtarabilirim?
10 notes · View notes
uslowdowntime · 5 months
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
tahassurname · 14 hours
Text
Akıl , Aklın herşeyi her zaman akledemeyeceğini akıl etmesi için vardır.
1 note · View note
mmyselfni · 29 days
Text
“Mantığının eleştirdiğini, merhametinin savunmasına izin verme.”
0 notes
furkaneneserata · 6 months
Text
HAZIRLANIŞ
Ben.
Yalan söylemiyordum.
En azından o an için.
Edilgen davranışlardan uzak bir çöldeyim. Çöldeki kum taneleri olan insanların yanında. Durmadan, düşünmeden savruluyorum. Şairliğin verdiği yanıltıcı şehvetten uzak vücut hareketlerimle şarkı söylüyorum. Ayaklarımın ve ellerimin ahengi bilinçten uzak bir köşede, hücrelerimin etkisine -emirlerine bırakıyorum. Bende milyonlarca kum tanesinden biriyim. İçim bana öyle olmadığımı söylese de beni kandırmasına alçak bir gülümsemeyle karşılık verecek kadar bilgeyim.
Yavaş yavaş benlik kaybolur içimden. Ya da ortaya çıkıyordur kim bilir?
İşte benlikten yoksun:
İşte istek.
İşte umut.
İşte amaç.
İşte hayallerin karşısında duran tembellik.
Dans edin! Durmayın. Ama uyumlu olmasın. Yapacağınız gibi.
Yavaş yavaş silinirken ben, iki kelam etmek isterim.
Nereye gidiyorum?
Uçucak mıyım? Yoksa çekirdeğin yanına kül olmaya mı?
Sormak istiyorum:
Hep mi böyleydim? Yoksa benim aptallığım mı? Yoksa benim…
Ben mi?
Tanrı beni nasıl seçmez?
Yoksa ben yalan mıyım?
Lütfen. Bunlara inanamam. Bunlara kanamam. Ben bunlarla veya bunsuz yaşayamam.
Ne olurdu sanki seçilmiş olsaydım? Ne olurdu sanki dünyayı değiştirecek o, ben olsaydım?
Niye ki bu küstahlığım? Kendime yüklediğim bu değerin egosu. O kim ki bana yalan söylesin? Benden nefret mi ediyor? Ediyorsa bile bana neden fark ettiriyor?
İstemediğime inandım. Bunların hepsi yalan. Şarhoş. Ağzından çıkan sesler tanrıya gidiyor. Uzaktan gelen o şey ne? Yoksa bize mi gülüyor?
Gideceğim, nefes alacağım oksijensiz yer. Çoktan tanıtıyor kendini. Nedense beni yargılamadan almaya hazır.(?) İnsanlığa hediye vermeye hazır. Hazırda hazır. Hazır olmayan benim. Benim.
Başından beri korkuyorum. Başından beri gitmeden önce son bir kez daha kanıtlamaya çalışıyorum kendimi. “Ait değilim!” diyebilmek için son bir kez daha test ediyorum kendimi. Gerçi, benim inanmam, hatta kanıtlamam fayda mı sağlayacak? İhtimal bile veremediğim gelecek bana gülmeye başladığında dehşete düştüm.
Anında yazdım. Anında yalvardım.
Bir şey değişti mi?
Çığırışımı eylemden saymayı bıraktım.
YZ
1 note · View note
outlawedpassenger · 7 months
Text
Dünya kadar merhamete sahibim ama dünyanın sonuna kadar affetmeyeceğim insanlar var …
0 notes
virgullunokta · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
genelde son karedeki gibiyim ama halledicez
20 notes · View notes
qulumemmedovv · 1 month
Text
Ağıl inanmaq istəməyəndə hər zaman şübhə edəcək bir şey tapır
Jane Austen “Akıl ve tutku”
25 notes · View notes
fatomahperi · 8 months
Text
Tumblr media
Mantığının eleştirdiğini,
merhametinin savunmasına izin verme.
–Akıl ve Tutku, Jane Austen
19 notes · View notes
adaptedijital · 1 month
Text
Kendi İşimi Kurmak İstiyorum Diyenlere Uzmanından Öneriler
Kendi İşimi Kurmak İstiyorum Diyenlere Uzmanından Öneriler başlığı için söze başlamadan önce biraz kendimizden bahsetmek isterim. Ben Gürbüz Özdem, İş Geliştirme Uzmanı ve dijital danışman olarak Adapte Dijital’i yönetiyorum. Web, dijital, işletme ve marka gelişimi üzerine bir çok belge ve sertifikaya sahibim. 17 yılık muhasebe deneyimim ve 10 yıllık dijital web ajansı yöneticiliğim ile bir çok deneyim kazandım. Müşterilerimiz adına bir çok işyeri ve iş, marka kurdum ve danışmanlık yaptım.
Dijital danışmanlığa 2015 yılında MEGESOFT yazılım markasıyla başladık. 2019 yılında işimizde daha uzman ve yetenekli olarak ajansımız Adapte Dijital’i kurduk. Muhasebe üzerine geçirdiğim profesyonel hayatımda 200’ün üzerinde müşterim oldu, dijital web ajansı profesyonel hayatımdan 500’e yakın web sitesi yaptık ve teslim ettik. Ajansımız en temel başlıklarla müşterileri için; yazılım, web, dijitalleşme, iş geliştirme, marka geliştirme, reklam, tanıtım, pazarlama ve dijital danışmanlık hizmetleri vermektedir.
Sağlıklı bir ekonominin can damarı çağdaş şekilde üretmeyi beceren işletmelerdir. Enflasyonun, fiyat istikrarının ve belirsizliklerin ayyuka çıktığı yerde… Kendi işini kurmak ne kadar akıllıca? Bence kahramanlar tam da bu zamanlarda ortaya çıkmalı. Sonuçların sorumlusu olmasanız da geleceğin belirleyicisi olabilirsiniz.
Bu yazıda ısrarlı kalacağım ana odağım: üretim üzerine kendi işletmeniz ya da üretim yapan önü açık işletmelerin destekleyici işlerini yapan kendi işletmeleriniz olacak. İyi seçilmiş, talebi olan ürün veya hizmetleri üreten işler tüm yatırım araçlarından daha kârlı olabilir.
Tabi burada gücünüz, isteğiniz ve azminiz belirleyici olacaktır. Bu terimler; tembel ve asalak niteliklere sahip olan kişilere anlamlı gelmeyebilir. Yazımın hedef kitlesi: güçlü, dinamik, inanan, üretme, başarmak azmi olan yürekli insanlardır.
En başta! Kendi işinizi kurma hayali kuranlara, dijital danışman ve iş geliştirme uzmanı sıfatıyla web temelli veya web destekli işler düşünmeye başlamalarını önereceğim. Kendi işyerinizi açmak, markanızı yaratmak ve dijital dünyada yerinizi alarak bu süreci ve stratejik bir yaklaşımla kademe kademe inşa etmekle olur.
İlk adımınız, iyi olduğunuz veya olabileceğiniz konuları belirlemeniz/keşfetmeye çalışmanızdır. Kendi işinizi kurma yolculuğunuzda, iş planınızı dikkatlice hazırlayacak bilgiye sahip olmanız zorunludur. Başlangıçtan itibaren destek almanız da akıllıca olacaktır.
Mali durumunuzu net bir şekilde analiz etmeye, gerekli finansmanı sağlamaya, muhasebe bilgisine, ürüne/hizmete göre müşteri profili çizmeye ve onların ihtiyaçlarına yönelik çözümleri yaratmaya ihtiyacınız olacaktır.
Şunu bilin, kendi işinizi kurmak, sabır, tutku ve sürekli öğrenme gerektirir. Kendi işletmenizi açarken karşılaşabileceğiniz zorluklara hazırlıklı olun ve başarılı bir girişimci olmak için gereken beceri ve bilgiyi sürekli olarak geliştirin. Gürbüz Özdem olarak, dijitalleşme ve iş geliştirme konularında size destek olmak için buradayım. Kendi işinizi kurmayı hayal olmaktan öteye geçirmek için bir adım atın ve ulaşılabilir amacınıza doğru çabayla yürüyün.
NEDEN KENDİ İŞİNİ KURMAK İSTİYORSUN?
Kendi işini kurmak, medeniyetin doğduğu günden beri insanın temel güdüsü. İhtiyaçlarını gidermesinin ve geleceğine mirası. İnsan binlerce yıl kendi işini yaptı, tarlasını sürdü, hayvanını besledi, kilimini dokudu, elbisesini dikti. Ta ki sanayi toplumunun doğuşuna kadar. Sanayi toplumunun insanı kendi üretebileceklerinden uzaklaştırdığını düşünüyorum. Dijitalleşme ve yeni akıl çağı insanlara kendi işini yaparak topluma katkı sunabileceği bir çok imkan sunmaya başladı. Hızlı araştırma, öğrenme, uygulama ve topluluklara sunabilmeyi sağlıyor dijitalleşmek.
Kendi işletmeni açmak, sınırları artık kendi belirlemen anlamına geliyor. Her gün, tutkuyla yaşamına anlam katıp, geleceğe miras bırakabilme şansı sunuyor. Kendi işyerini açmak, üretimi ve pazarı şekillendirme fırsatı verebilecek fırsat. Kendi dükkanını açmak, toplulukla bağ kurmak için bir yol.
KENDİ İŞİNİ İYİ SEÇ: ÜRET VEYA ÜRETENİ DESTEKLE
Son 6 ayda kendi işimi nasıl kurarım diyen ciddiye alıp görüştüğüm 50 kişi var. Bunlardan 24 ila 34 yaş arası olanlar %60. Bu yaş aralığındaki insanlar genelde dropshipping ile kandırılmış ve buna benzer hemen para kazanmalıyım diye düşünen kişiler. Masa başında oturarak 1 koyup hemen 10 almaları gerektiğini düşünüyorlar. Onlara göre Jeff Bezos, boş boş otururken Amazon diye bir şey aklına geldi ve o gün 100 milyar $ kazandı. Onlarda onun gibi olmalılar.
Geriye kalanı gerçekten tutarlı ve ayakları yere basan fikirleri olan kişilerdi. İyi şeyler başaran örnek çoktu. Örneklerim: Mouse pad markası, önceleri Çin’de üretim yaptırıp satıyorken, şimdi çoğu çeşidi ülkemizde üretip satıyor. Tabelacı, hızlı öğrenip yapılabilen bir iş. Kozmetik, iyi bir marka sahibi artık. El lezzeti olan mezeci oldu, işleri iyi gidiyor. İşleri birbirinden farklı olsa da hepsinin ortak bir özelliği var: aşık oldukları işleri için çok çalışıyorlar.
Az parası olan çok zamanını ayırarak, çok parası olan daha büyük başlangıçlar yaparak işini kurdu. Fakat hepsi, hepimiz gerçek bir çalışma ile yüzleşti. Gerçekten yoğun ve yorucu bir çalışma sürecinden geçtik.
Sizin tarafınızdan gerçekleştirilmek zorunda olunan şeyin sırrı yoktur. Gerçekleştirirseniz gerçek olur. İstersiniz ve almak için çalışırsınız. Sırlarla dolu vaatlere kanmayın. Araştırın, sorun, soruşturun, programlayın, planlayın ve çalışın ve bir daha çalışın.
Kendi işimizi seçerken şunları sorup, soruşturalım:
A) Ben neyim ve ne istiyorum:
Ben neyi iyi yapıyorum?
Yapmaktan hoşlandığım şey/şeyler nedir?
Yapmaktan hoşlanmadığım şey/şeyler nedir?
B) Yaşamdaki sorunlar nelerdir, çözümler neler olabilir?
İnsanlar veya işletmelerin yaşadığı sorunlar nelerdir?
İnsanların ve işletmelerin aradığı faydalar nelerdir?
C) 1 K 7 N
Ben bu kalıba tersten ve iki N daha ekleyerek bakıyorum.
Kim/kimler için?
Neyi?
Neden?
Nasıl?
Nerede?
Ne zaman?
Ne olacak?
Ne oldu?
D) Topluluğunuzu kurun.
Her şey onlar için. Yola koyulup daha fazla müşteriyle temasa geçtiğinizde işletmeniz büyüyecektir. Telaşlanmadan adımlayın ve ilk müşteriyi edinin. Gerisi gelecektir.
Kendi işimi kurmak istiyorum diyorsan: Bizden destek alabilirsiniz.
Bir ürün, bir hizmet üretmeyi veya üreten birinin temsilcisi olmak üzerine düşünün!
0 notes
magazinhabercom · 1 month
Text
Safir dizisi Kapadokya'nın ileri gelen ailelerinden olan Gülsoy ailesinin bir gecede değişen ihtiras, tutku, intikam ve zorbalık sınavları ile kaybolma hikayesini anlatan güncel bir dizi. Safir 15.bölüm 11 Aralık Pazartesi günü saat 20.00'de ATV'de seyircisiyle buluşuyor. Safir dizisinin heyecan dolu 15. bölümünde; Yaman ve Ateş'in arasındaki gerginlik, Feraye ile ilgili tartışma sebebiyle tırmanırken, Yaman, farkında olmadıkları bir suikastçının hedefine düşer ve vurulur. Kendisine büyük öfke ve nefret duyan Feraye, çocuğunu kaybetmesinin baş sorumlusu olan Bora'nın karşısına çıkar. Bu esnada Ateş, Gülfem’in silahlı saldırı anını Vural'ın yanında geçirdiğini öğrenir ve bu durumun nedenini araştırmaya başlar. Ancak daha önemli bir soru vardır, acaba Vural annesi ile ne gibi bir bağ içerisindedir? Vural, Gülfem'den babası olduğunu öğrendiği gerçeği Ateş'e anlatabilecek mi? Diğer yandan, tüm müştemilat sakinleri, kovulmuş durumdadır. Sadece Şermin, Ömer’in zaafını kullanarak özel hemşire olarak kalabileceğine dair bir güvence elde eder. Ömer ise heyet raporuyla akıl sağlığının yerinde olduğunu belgelendirir. Feraye, hayatının en çetin günlerini yaşar. Ne konakta ne de müştemilatta hoş karşılanmaz. Yaman'la birlikte yeni bir hayat planlamaya karar verirler. Bununla eş zamanlı olarak Aleyna, Bora ile sırlı bir şekilde çıkmaya devam ediyor. Aleyna'nın bu planı, Yaman ve Feraye ikilisini nasıl etkileyecek acaba? Ayrıca, Ateş, gece yolculuğu sırasında birine denk gelir. Bu kişi, arabasıyla yol ortasında kalan genç ve çekici bir kadındır. Bu tesadüfi karşılaşmanın ne tür sonuçlara yol açacağını zaman gösterecek. Güneş kimdir ve hikayesi ne olacak?
0 notes
pathoslogos · 11 months
Text
20.04.2023 HEGEL VE ÖZGÜRLÜK
Bilinç, evrensel ve soyut, sonsuzluklara açıldıkça,
ilişkiler, çelişkiler, olaylar, sonlu, logosun içerikleri
Etik ve törel yaşam, istenç olarak/hak olarak özgürlük
ahlaksal özgürlük, vicdansal iç sesin duyulduğu irade, iyinin istenmesi, herhangi bir şeyin varlığının istenmesi, yani katletmemek. Musanın öğretisinde vardır, yani yaşama karşı yapılan bir hareketin yaşamı olumsuzlaması açısından. sürekli yaşamı desteklemek yani etik istenç yani vicdani, bireysel öznellik. peki bunu ölçüsü nedir? herkes iyiyi ister ama iyinin ölçütü nedir? uzlaşabilecek miyiz? Ahlak vicdana, töre topluma aittir.
İyiyi vicdanda bulmak yeterli değildir, gerçekliği ortaya koymaz, ölçütte uzlaşmamız gerek ki olgusallaşsın, bu da kurumsallaştırmak demek yani adalet sistemine uygulamak, kavram haline getirmek. Tasavvufta hüveyzahir (gerçekte edimselleşme, zuhura gelmek, zahir olmak) Tanrı iradesi eğer gerçekliğe çıkmıyorsa o gerçek değildir. Tanrı dediği Hegel'in saltık düşünce, soyut, felsefe yolu ile.
Sevgi dolu aile, doğa ile tin arasındadır, ara durum, çünkü iç güdü ile olan(karşı cinslerin çekimi yani doğa, doğum yani çocuk sonrasında tin başlıyor, yani geist, yani kişiler çocuk yüzünden artık sadece cinsel arzular yönünden değil şefkat ve birbiri için çalışarak ve fedakarlık ederek kültür üretimine giriyorlar)
Saltık tinsel için uzlaşma gerekiyor, doğadaki gibi içgüdüsel bir çözüm yok. Yasal olan uzsal olan, içgüdüsel olanı aşmak. Evrensel toplumdan gelmek ne demek, salt aklın gerektirdiği, ussal yasayı kabul etmek, herhangi bir milletin alışkanlıklarını, törelliğini değil. Herkes kültürünü yaşayabilir ancak bir arada yaşayabilmek için onu aşan, insanların hak ve özgürlüklerini koruyan yasalar. Tutku birliği varsa bir aradayız, salt akıl, yasallık toplumu bir arada tutamaz. Toplumun birbirinden razı olması için gönüllü olarak birlikteliğin olması. Somu sözü, ussallık ile yüreğin birliği. Aşk olmazsa meşk olmaz, tutku aslında.
Tutku antik Yunan'da pathos, günümüzde patoloji. Pathos'u disipline ettiğinde tüm toplumun tutkusu ortak ideal altında yaşıyorsa, kendini sınırlandırmış oluyor, yani artık taşkınlık söz konusu değil, kontrol edilir duygularla, evrensel yasaya bağlı coşkularla, Hegel bunu öneriyor. Şiddet üzerine değil şefkat üzerine kurulu bir aile. Şefkat varlığı koruduğu için, iyiyi isteme.
Felsefe olgusal olan ile ilgilidir, yani tarihi kapsar. tarihi kavramayan şimdiyi kuramaz. Yani düşüncenin tarih içindeki, somut yani edimsel olması, insan ilişkilerine girmesi gerekir, süreç diyor buna, aşama aşama kendi bilincine taşımadan aydın arif olunamaz. Bir toplumu herkes değil, aydın ve arif olan yapar, halka rağmen değil, halkın rızası gerekiyor. Aynı ailedeki gibi şefkatle birbirine bağlanan insanlar gereklidir, somut kılan budur, yoksa toplum dağılır.
Dinazorların sessiz gecesi, 6 ciltlik kayıtlar, bilinci saf dışı ederek, bilinçdışına yapıla etkiler, gönüllü köle olarak kullanma insanları...Hitlerin yaptığı budur. Şiir bilinçdışı ile bilinç arasındadır, şizoid bir anlatı vardır. Mantıksal değil, duygu ve imge gücü vardır. Tarihe usun girişi tutku ile olmuştur!!! diye Hegel. Diğer filozoflarda bu yaratıcı düşünceyi bulmak güç. Bu diyalektik yöntem insanı düşündürüyor, kendin çıkışı bulmak gerekiyor ve bulanlarla da buluşmak gerekiyor.
Topluluk bir varoluştur, tindir, geisttır. iman birliği yani birbirinden emin olan, birbirini anlayan, ortak bir tutkuya bağlı olan. varlık sonsuz. varoluşlar sınırlı, kendisi sınırsız olan ide, varlık, iyi olan, saltık iyi, insanı yaratn ide, yani özgürlüktür. Eğer özgürlüğe tutku ile bağlı değilsen insan olamazsın. Korku, özgüvensizlik, kandırılmalar,....çocukluktaki yetiştirilmeler, bu bir tür kölelik, hep baskın çıkıyor. Bir çocuk neden korkar, ebeveynleri onu sevmeyecek diye, korkusu budur, yani güvence, dolayısıyla özgürleşmeyi istemez. Kendisini çocuğun risk alarak kendini, aklını kullanarak yetiştirmesi gerek, aksi halde özgürlük oluşmaz. Sorumluluğu almak istemem nedeni, korku, yani güven meselesi. Özgürlük istemi gücü ve riski kaç kişi alabilir, sadece kendi için değil tüm toplum için değil, neden? hangi imkanla, nasıl? Etik topluluk, aynı idealde tutku ile bağlı, feragat ve fedakarlıkla, çalışma/edimsellik de çok önemli. Bu konuda çalışacak, emek verecek, adanacak insanlara ihtiyaç var. Sadece öğrenmek, konuşmak, bilgi yeterli değil. Evrensel ilkeye bağlı olduğu için etik topluluk oluşturma, aşkın, hepsini aşma, yani usa bağlı, usun egemenliği altında birleşmek.
Hak ile sınırlamamışsa keyfiliktir, hak ile sınırlı olduğunda özgürlüktür.
Etik istenci eğitilmediyse, devlet de akıl da mekanizma, mekanizma değer üretmez, vicdan değer üretir. Feragat ilişkisinden doğar, akıl onu düzenler, devlet de bu kurumun adı.
Birleşmiş milletler tasarımı ilk olarak Kant'ta var, eğer bubu oluşturmazsak savaş kaçınılmazdır.
Aperion, sınırsız demek, Heras sınır, Aperion, herasın yokluğu, yani sınırsız. Hegel başlangıçta eter dediğinin aynı yani düşünce olarak sonsuzluk, dış varlık olarak değil.
Aklını kullanmak tercih yapmak değil, edimselliği kullanmak demektir. hakikatte seçim yoktur, kendini dayatır. doğa yasaları mesela hakikattır.
İsmail Emre, bayramdan bir gün önceye arife denir, neden çünkü arif olanlar bayram eder.
0 notes
sosyalmerci · 1 year
Text
Tweeted
~Mantığının eleştirdiğini, merhametinin savunmasına izin verme. -Akıl ve Tutku, Jane Austen
— electroizm (@electroizm) Jan 5, 2023
0 notes
Text
Bir şairi sevmek
Ortaya çıkarabilir
Nihai öforik anları
Hissettiğin acının yanı sıra
Derinliklerinde
Şair dindir ve ilham perisi tanrıdır
İlham için canını yakıyorsun
Rica ediyorsun
Arzuluyorsun
Diz çökmüşken
Sen kırılırsın
Tutku tüketir
Düşünceler kelimelere taşar
Güzellik ve acı içinden görülür
Gönül gözü hatta daha güçlü
Ruhun derinliklerinde
Bir şair sevdiğinde
Kalbın her nabzı kademeli olacak
Bu aşk ölümsüz kılınacak
Kelimelerin gücüyle
Mürekkep lekeli ellerin dokunduğu ten
Aşkımızın yarattığı şarkıyla sevişmek
Kalbe kazınmış harflerin melodisi
Üzerine dövme gibi yazılmış sözler
Teninin her santimi her çatlağı
Senin aşkın şiir olur
Katmanların altına kazınmış
Hafızada kalıcı
İki kalp ayrıldıktan çok sonra da
Şiirin sonsuza dek acı verici
Yanan o ince astarın altında
Damarların
Bir şairin huzursuz bir kalbi vardır
Saatlerce hiçbir şey söylemez
Ve asla huzur içinde olamaz
Sürekli bir aranma
Asla tamamen tatmin olmama
Ama kelimeler kağıda taştığında
Akıl yarışır kalp ağrır
Ruh özlüyor
Bir çok duygu asla konuşulmaz
Yine de her düşünce gereği
Mürekkebin içinden akıcı bir şekilde dökülür
Bir şairi sevmek
Sürekli karanlığın kıyısında yaşamaktır
Ama sonsuza dek de güzelliğinin ışığında
1 note · View note
okurmatmazel · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Mantığının eleştirdiğini, merhametinin savunmasına izin verme.
98 notes · View notes
furkaneneserata · 6 months
Text
TUTKUYA BAĞLI NEFRET
Acıya bağlı nefreti sevmem.
Bu nefret; içinde yeteri kadar sebep barındırmayan, daha çok öznellik içeren sorumsuz bir dışavurumdur.
Bu nefret insanı yukarı çıkaracağı gibi, duygusal etkinliğini yitirdiğinde insanı aşağı çekmeye başlar. İçindeki kıvılcım yavaş yavaş sönmeye başladığında eylemlerinin manası silinir ve yerini gereksiz bir manasızlığa bırakır.
Zamanla bu nefret o kadar soluklaşır ki benliğini fark eden insan nerede olduğunu şaşırır. Zaman algısını yitirdiğini fark eder. Kaybettiği zamanın hesaplaması yapılamaz. Zaten zamanı belli bir hesaplamaya sokmak sadece bu durum için değil her durum için yanlış bir referansa bağlanır.
Nefret etmek içinde mantıklı bir tutku barındırması gerekir.
Nefretini her türlü açıdan düzgün bir kalıba sokabilen ve bunun üzerine pişmanlık duymayan insan, duygusunu tutkusuyla birleştirdiğinde olgun olur ancak.
Ancak bu nefret kullanılmaya değerdir. Nefret etmek için eden insan değerlidir. İçinde az da olsa umut besleyen insanın nefret etmesi kendisi için bir yanılsamadır.
Tutkunun yavaş yavaş kaybolması, nefretin onu yiyip bitirmesi beni delirtir. Çünkü tutkudan uzak kalan bir insan, yaşamayan bir insandır.
Tutkumuzun bizi büyütmesini severim.
Hayatın manasızlığı, deliliği ve acımasızlığı karşısında elimizde tutkumuzdan başka neyimiz vardır ki?
0 notes