Tumgik
#abd başkanı churchill
kitaplifilmli · 6 years
Link
ASIRLARI AŞAN ADAM!
Geçtiğimiz günlerde Tesla Motor'un CEO'su Elon Musk, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştükten sonra gerçekleştirdiği Anıtkabir ziyaretinden iki adet fotoğraf paylaştı ve bu fotoğraflar toplamda 1 milyon 500 binden fazla beğeni aldı. Ardından, Twitter hesabından Atatürk’ ün "Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin.“ sözünü içeren paylaşımı da 180 binden fazla beğeni aldı. Bu hareketleri ile Musk, bir bakıma hepimizin sempatisini kazandı. Atatürk sevgisi Türk halkında sempati uyandırdığından herhalde, malumunuz şu sıralar bu sevgiyi kullanmak pek revaçta!
Elon Musk’ ın Atatürk'e ilgisi ve hayranlığı aslında bizim için pek de şaşırtıcı bir durum değil. Belçika'dan Bangladeş'e, Pakistan'dan Dominik'e, Hindistan'a, ABD'ye kadar birçok ülkede adını taşıyan caddeler sokaklar parklar bulunan; Şili, Japonya, Macaristan, Romanya, Küba, Venezuela, Yeni Zelanda,  Meksika gibi dünyada birbirinden farklı birçok ülkede anıtı bulunan bir liderden söz ediyoruz.
UNESCO tarafından, "Uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi, olağanüstü bir devrimci, sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, insanlar arasında renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşsiz devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu” olarak sıfatlandırılan Atatürk, üye 156 ülkenin oybirliğiyle, 1981 yılını “Atatürk yılı” ilan etti ve Atatürk, adına yıl ilan edilen tek lider oldu.
Bizim “dünya liderimiz"den önce Atatürk'ün ne kadar önemli bir değer olduğunu kavrayan ve onu söylemlerine taşıyan pek çok dünya lideri var. Mesela, Winston Churchill Atatürk'ün vefatının ardından şu sözleri söylemişti: "Türkiye'yi  savaştan kurtaran, savaştan sonra da Türk Milletini yeniden dirilten Atatürk'ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır. Her sınıf halkın  onun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahraman ve modern Türkiye'nin Ata'sına değer bir görünümden başka bir şey değildir." Afgan Kralı Emanullah Han ise, "O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi." demişti. Bu iki liderin söylemi, Atatürk'ün dünya çapında ne denli önemli bir lider olduğunun göstergesidir.
Yalnız onlar değil, 19. ve 20. yüzyıl dünya liderlerinden Fransa Başbakanı Aristide Briand, ABD Başkanı Franklin Roosevelt, Rus İhtilali Lideri Vladimir İliç Lenin, Yunan Başbakanı Eleftherios Venizelos, Fransa Cumhurbaşkanı Albert Lebrun, Sovyet Başbakanı Mihail Kalinin de, Atatürk'ten hayranlıkla bahseden söylemlerde bulunmuşlardır.
İngiliz Generali Sir Charles Townshend, onun, sıradan bir liderden farkını şu sözlerle dile getirmiştir: "Ben şimdiye kadar on beş hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım. Bu geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal'de büyük bir ruh kudretinin esrarı var.”
Atatürk söylemlerinin samimiyet kazanabilmesi için bunları yazıyorum; Atatürkçü olmak için öncelikle onun ne kadar etkileyici bir karakteri olduğunun bilinmesi gerektiği için. Çok değil daha 2 ay öncesinde, yeni eğitim öğretim sisteminin başında, müfredattan Atatürk'ün çıkarılmasını tartışıyorduk hâlbuki ama şimdilerde herkesin dilinde bir Atatürk sevgisi.
Bunları yazıyorum ama her şeye rağmen, sebebi ne olursa olsun Atatürk sevgisi altında birleşmemizden memnunum. Hani bir taraftar sloganı vardır. Onu Atatürk'e uyarlayarak söylüyorum, yazın kenara: “Bir gün herkes Atatürkçü olacak!”
Fatma Çelik
2 notes · View notes
Text
Afgan kızı (1984): Steve McCurry tarafından çekilen fotoğraf. Fotoğraftaki Şarbat Gula, Sovyetler Birliği ve Afganistan arasındaki savaş sırasında öksüz kaldı. 1984 yılında Pakistan’da bulunduğu mülteci kampında Steve McCurry tarafından fotoğrafı çekildi. Gula, kamptaki okulda öğrenciydi. Afgan kadınların fotoğraflarını çekmek konusunda zorluklar yaşayan Steve McCurry, eline geçen fırsatı iyi değerlendirdi. Gula fotoğrafı çekildiğinde yaklaşık on üç yaşındaydı. Bu fotoğraf, National Geographic 1985 haziran sayısında “Afghan Girl” (Afgan Kızı) başlığıyla yayımlandı. Şarbat Gula keskin bakışları ve yeşil gözleriyle, seksenli yıllardaki Afgan savaşının ve mültecilerin tüm dünyaya yayılan simgesi oldu. Fotoğraf ayrıca yayın dünyasında en fazla bilinen fotoğraf unvanına sahip
Omayra Sanchez (1985): Frank Fournier tarafından çekildi. Omayra Sanchez, 14 Kasım 1985’te patlak veren Nevado volkanında ölen 25 bin kişiden biriydi. 3 gün boyunca çamurun yani volkan atıklarının içinde kaldı. Ölümle beklerken gösterdiği cesaret ve attığı gülücükler hala akıllarda. 3. günün sonunda hipotermia yüzünden öldü. Çekilen bu fotoğraf son 50 yılın en iyi fotoğrafları arasına seçildi. Kolombiya hükümetinin bu faciadaki ihmalkârlığını gözler önüne sererek büyük bir soruşturmaya neden oldu.
Portrait of Winston Churchill(1941): Winston Churchill Ottova’ya geldiğinde Kanadalı fotoğrafçı Yousuf Karsh tarafından çekildi. Churchill portresi Karsh’a uluslar arası bir ün getirdi. Life dergisinin kapağında çıktı.
Peter Leibing (1961) Doğu Alman askeri Conrad Schumann barikatları geçip Batı Berlin’in Fransız kontrolündeki bolümüne sığınırken… Fotoğraf Peter Leibing tarafından 1961 yılında çekildi ve Soğuk Savaş’ın simgelerinden biri oldu.
Amerikan Hava Kuvvetleri Arşivinden (1945) 6 Ağustos 1945’te Hiroshima semalarından kente atılan ‘Little Boy’ (Küçük Çocuk) 80 bin kişinin hayatına mal oldu. 9 Ağusto’ta da aynı omba bu kez Nagazaki’ye atıldı ve 100 binden fazla kişinin ölümüne yol açtı. Bombanın etkileri ise kuşaklar boyunca silinemedi
Gıda Kampına Doğru Sürünerek Giden Çocuk (1994): Güney Afrika’daki kıtlık sırasında Kevin Carter tarafından çekildi ve fotoğrafçıya Pulitzer Ödülü’nü getirdi. Fotoğrafta, bir kilometre uzaklıkta bulunan BM yemek kampına doğru sürüklenerek ulaşmaya çalışan çocuk gösteriliyor. Akbaba ise bu çocuğu yemek için bekliyor. Bu fotoğraf bütün dünyayı şok etti. Kevin Carter da dahil, hiç kimse, fotoğrafı çeken çocuğa ne olduğunu bilmiyor. Carter ise, bu fotoğraftan sonra kendini toparlayamadı ve intihar etti.
Kosova Mültecileri (1999): Carol Guzy, Kosova Mültecilerini gösteren bu fotoğrafı ile Amerikan Pulitzer ödülünü kazanan ilk kadın fotoğrafçı oldu.
Ayrılmış Su Çeşmeleri (1950): ‘Magnum Photos’tan Elliott Erwitt tarafından çekilen fotoğraf. Kuzey Karolina’da çekilmiş fotoğrafta beyazlar ile siyahîlerin su çeşmelerinin bile ayrıldığı görülüyor.
Yevgeny Khaldei (1945) İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın düştüğü an. İki Sovyet askeri Raqymzhan Qoshqarbaev ve Georgij Bulatov, Berlin’deki Reichstag binasına Sovyetler Birliği bayrağını dikiyor
Bliss, Mutluluk (2000): Fotoğrafçı, Charles O’Rear. Belki de en çok bu fotoğrafı tanıyoruz. Görüntü Windows XP’de tema için varsayılan duvar kağıdı olarak kullanılıyor. Fotoğrafın Kaliforniya civarında çekildiği düşünülüyor.
Tank Adam veya meçhul asi, 5 Haziran 1989’da, Pekin’deki Tiananmen Meydanı’nda Çin yapımı Type 59 tankları önünde tek başına durarak tankların geçişini engellemeye çalışması sırasında fotoğrafı ve videosu çekilen ve böylece uluslararası kamuoyunda tanınmış olan bir kişidir. Şahsın kimliği tam olarak bilinmediği için Tank Adam veya meçhul asi rumuzlarıyla anılmıştır. Her ne kadar daha sonraları İngiliz tabloit gazetesi Sunday Express ilgili kişinin 19 yaşındaki Çinli öğrenci Wang Weilin (???) olduğunu duyursa da bunun doğru olup olmadığı bilinmemektedir ve şahsın kimliği, veya kendisine olaydan sonra ne olduğu, hâlâ yaşayıp yaşamadığı meçhuldur.
Charles C. Ebbets (1932) Charles C. Ebbets tarafından 29 Eylül 1932 yılında bu gün General Electric Binası olarak bilinen Rockefeller Merkezi’nde çekilen bu fotoğraf 2 Ekim pazar günü New York Herald Tribune’de yayınlandı.
Monk’un Yanışı (1963): Malcolm Browne’un çektiği fotoğraf. 11 Haziran 1963 günü Vietnamlı bir Durist rahip Thich Quang Duc, Katolik Diem rejiminin baskıcı politikalarına dikkat çekmek için Saigon şehrinin işlek bir kavşağında kendini yakarak öldürdü. Görgü tanıklarının ifadesine göre Duc, iki öğrencisiyle birlikte yolun ortasında durup arabadan usulca inerek yere oturdu ve talebelerinden üzerine benzin döküp kendisini yakmalarını istedi. O an hiç kıpırdamadı, ses çıkarmadı.
İlk Uçuş (1913) – İnsanlığın kanatlandığı ilk anın fotoğrafı.
Ölümden bir kaç saniye önce (1973) Şili’nin askeri darbeyle devrilen başkanı Salvador Allende bu fotoğraf çekildikten bir kaç saniye sonra öldü.
1968 Eddie Adams, ABD 1 Şubat 1968. Güney Vietnam Polis Şefi Nguyen Ngoc Loan, Viet Kong’lu olduğundan şüphelendiği genci öldürürken…
1967 Co Rentmeester, Hollanda 1967 Güney Vietnam. M48 tipi bir tankın komutanı objektiflere takıldı. Bu ödülü kazanan ilk Hollandalı olan Rentmeester, ödüllü fotoğrafı olağanüstü sıcak bir tankın üzerine uzanarak çekti.
1966 Kyoichi Sawada, Japonya ABD birlikleri Güney Vietnam’da Vietkong’lu ölü bir askeri sürüklerken… Ödülü 2 yıl üstüste kazanan Japon fotoğrafçı Swada’yı, tanık olduğu görüntüler onu o kadar yıprattı ki aldığı ödüllere hiç sevinemedi. Kamboçya’da bir görevdeyken 1970’de öldürüldü
1965 Kyoichi Sawada, Japonya Güney Vietnam’da anne ve çocukları ABD bombalarından kaçmak için nehri geçmeye çalışıyor
1964 Donald McCullin, İngiltere Kıbrıs’ta bir Türk kadın Rumlar tarafından öldürülen kocasının yasını tutuyor. Olaydan çok etkilenen İngiliz McCullin, olaya fotoğrafçı gözüyle baktığı ve bir sosyal görevli gibi yardım edemediği için suçluluk duyduğunu itiraf ediyor.
1962 Héctor Rondón Lovera, Venezuella Sniper tarafından vurulan bir asker son anlarında papaza tutunuyor…
1960 Yasushi Nagao, Japonya 12 Ocak 1960. Sağcı öğrenci, Japon Sosyalist Parti lideri Asanuma’yı öldürmeden saliseler önce…
1958 Stanislav Tereba, Çekoslovakya Sparta Prag ve Bratislava arasındaki şampiyonluk maçından bir kare. Fotoğrafçı bu kareyi çektiğinde henüz 20’sindeydi.
1957 Douglas Martin, ABD. ABD’de sadece beyaz öğrencilerin devam ettiği Harry Harding Lisesi’ne kabul edilen ilk siyah öğrencilerden Dorothy Counts’ın okuldaki ilk günü. Tacizlere sadece 4 gün dayanabilmişti.
Triangle Gömlek Fabrikası Yangını (1911): Uluslararası Bayanlar Giysi İşçileri Sendikası tarafından çekilmiş fotoğraf. 25 Mart 1911’de New York’ta Triangle Gömlek Fabrikası’nda meydana gelmiş ve çoğu Almanya, İtalya, İrlanda ve Doğu Avrupa’dan ABD’ye yeni göçmüş 148 işçinin ölümü ile sonuçlanmış yangın. Can kaybının yüksekliği, yangının çıkış nedenlerinin belirsizliği ve acil durum önlemlerinin yetersizliği ve ayrıca ölenlerin tamamının kadın olması, olayın bir “skandal” olarak tarihe geçmesine zemin oluşturdu. Ayrıca burada çalışanlardan birçoğu 12-13 yaşındaydı ve iş şartları çok ağırdı. Haftalık 6-7 dolar için 60 ile 72 saat çalışıyorlardı.
Tüm zamanların en ünlü 25 fotoğrafı
0 notes
kulturpostasi · 4 years
Text
Churchill, Normandiya Çıkarması’na neden karşı çıktı?
Ölümünün 50. yılında “tüm zamanların en büyük Britanyalılarından biri” olarak gösterilen Winston Churchill’in hayatından bir kesitin anlatıldı “Churchill” filmi vizyona girdiğinde neyle karşılaşacağımızı tahmin ediyorduk elbette. Tahminlerimiz bizi yanıltmadı ve “Tüm zamanların en büyük eli kanlılarından biri” olan Winston Churchill’in filmde gereksiz yüceltilmesine ve -hiç de öyle olmamasına rağmen- savaşta gençlerin ölmesine nasıl karşı çıktığına tanık olduk. Film, 2. Paylaşım Savaşı yıllarını, aslında tam olarak 1944’ü anlatıyor. Müttefik Devletler, Fransa’yı işgal eden Nazi Almanyası’na karşı büyük bir ordu hazırlamıştır. Amaç, Nazileri önce Fransa’dan, sonra da tüm Avrupa’dan süpürmektir. Ancak ABD Başkanı Roosevelt tarafından “Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutanı” olarak atanan Eisenhower’ın (ki çok sonraları ABD’nin iki dönem üst üste Başkanlığını yapacak adamdır bu) Normandiya Çıkarması ile başlayan Overlord Harekâtı planına Churchill’in neredeyse film boyunca karşı çıkması tüm komutanları önce şaşırtır sonra öfkelendirir. Filme göre Churchill’in bu harekâta karşı çıkmasının nedeni gençlerin savaşta ölmesini istememesidir. Çünkü 30 yıl önceki ilk büyük savaşta Gelibolu Savaşı konusunda yanlış kararlar vermiştir ve bu onu vicdan azabına sokmuştur. Aynı şeylerin yaşanmasını, masum gençlerin ölmesini istemez Churchill. Ancak tarih meraklılarının çok iyi bildiği gerçekler de vardır ve bunlar elbette Churchill güzellemesi olan bu filmde yer almaz. Örneğin Churchill’in yıllarca İngiliz sömürgelerinde ayaklanmaları bastırmak için çok kan akıttığı gerçeğiyle, filmde işlenen “gençler ölmesin” duyarlılığı pek de örtüşmüyor. Yoksa Churchill’in kastettiği İngiliz gençleri midir? Kuşkusuz öyle. Ya da Gelibolu meselesi… Biliyorsunuz, İngiltere, 1. Paylaşım Savaşı’nda müttefiki Rusya’ya yardım göndermek ve oradaki Komünistlerin devrim yapmasını engellemek ve de o zamanki başkent İstanbul’un ele geçirilerek Osmanlı’nın saf dışı bırakılması için Çanakkale’ye –sömürgelerinden gelen askerler dâhil- büyük bir ordu göndermişti. İşte bu kararın arkasında Churchill vardı ve destansı Çanakkale Savaşı’ndan boynu bükük ayrılan İngiltere’de yer yerinden oynamıştı. Churchill bu hezimetle sonuçlanan kararın ardındaki isim olarak istifa etmek zorunda kalmıştı. Tekrar filme dönecek olursak… Acaba Churchill, bu harekât da başarısızlıkla sonuçlanırsa İngiltere Başbakanı olduğu için bu hezimetten de sorumlu tutulmaktan korktuğu için mi Normandiya Çıkarmasına karşı çıkıyordu? Filme göre elbette böyle değil. Ancak tarihin labirentlerinde dolaşmayı sevenlere göre “kuşkusuz öyle”. Söz konusu olan Churchill’in siyasi kariyerinin geleceği, birilerinin iki dudağı arasındaki gençlerin yaşamı değil. Filmle ilgili tüm bu içerik eleştirilerinin yanında, iyi bir yönetmen olan Jonathan Teplitzky’nin ve harika bir performans gösteren başrol oyuncusu Brian Cox’un hakkını da teslim etmeden geçmemek gerekiyor. Ortada -propagandadan bağımsız değerlendirilecek olursa- başarılı bir film var. *Bu yazı daha önce 6 Ağustos 2017 tarihli Yurt Gazetesi’nde yayımlanmıştır. Read the full article
0 notes
sosyalmedyablog · 7 years
Text
New Post has been published on Edebiyat Kulübü
New Post has been published on http://edebiyatkulup.com/haklarinda-en-cok-arastirma-yapilip-kitaplar-yazilmis-100-kayda-deger-tarihi-kisilik/
Haklarında En Çok Araştırma Yapılıp Kitaplar Yazılmış 100 Kayda Değer Tarihi Kişilik
Vikipedi’de bulunan bilgilere kadar haklarında maksimum kitap yazılan kişilerdir. Listede en fazla 21 Alman, 13 Amerikalı, 7 Çinli, 5 Rus var. Türklerden ise yalnızca Mustafa Kemal Atatürk var, hakkında 379 eser yazılmış ve listede 71. sırada.
1. Karl Marx (1818—1883), Alman filozof — 3180 eser.
6. Friedrich Hegel (1770—1831), Alman filozof — 1654.
11. Thomas Aquinas (1225?—1274), İtalyan filozof ve teolog — 1382.
16. George Washington (1732—1799), ABD Başkanı. — 1124.
21. Augustinus (354—430), teolog ve filozof — 950.
26. Thomas Jefferson (1743—1826), ABD Başkanı — 755.
31. Ludwig Wittgenstein (1889—1951), Avusturya ve İngiltereli filozof — 694.
36. Woodrow Wilson (1856—1924), 28. ABD başkanı — 641.
41. John F. Kennedy (1917—1963), 35. ABD Başkanı — 572.
46. Winston Churchill (1874—1965), İngiliz siyasetçi — 533.
51. Rabindranath Tagore (1861—1941), Hint yazar — 488.
56. William Shakespeare (1564—1616), İngiliz şair, oyun yazarı — 454.
61. Deng Xiaoping (1904—1997), Çinli siyasetçi — 440.
66. Jean Piaget (1896—1980), İsviçreli psikolog — 420.
71. Mustafa Kemal Atatürk (1881—1938), Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Türk asker ve siyasetçi — 379.
76. Voltaire (1694—1778), Fransız yazar ve filozof — 359.
81. Konfüçyus (M.Ö. 551 — M.Ö. 479), Çinli filozof — 335.
86. George Bush (d. 1946), ABD Başkanı — 312.
91. Johann Gottlieb Fichte (1762—1814), Alman filozof — 295.
96. Desiderius Erasmus (1469—1536), Hollandalı filozof — 287.
0 notes