Anne, beni herşeyden soğuttun. "İyiliğimi düşünmek" adı altında yaptığın herşeyden bıktım. Hani diyor ya şarkıda "Sevgim değil, sabrım tükendi." Öyle işte. Çığlıklarımı duymuyorsun. Battaniyenin altında döktüğüm göz yaşlarımdan haberin bile yok. Senin için çabalıyorum anne, neden görmüyorsun? Beni tehdit edebileceğin tek şey telefonum. Neden? Çünkü kendimi iyi hissedebildiğim küçük bir dünyam var ve sen onu da seni kötü etkiliyor diyerek el koyuyorsun. Yoruldum, anne. Çok yoruldum. Kimse duymasın, görmesin, bilmesin. Umrumda değil. Ama sen annemsin kendi kanını, canını nasıl bilemezsin? Canıma kıyabilirdim, kendime zarar verebilirdim ama bilirsin ben bu kadar aptal değilim. Yapamam değil mi? Canım tatlıdır benim. O gün, ayağımın yanındaki camlardan birisini bedenime dokundurmayı çok istedim anne. Yapmadım, yapamadım. Seni omzumda ağlatmak yerine omzunda ağlayacağım bir hayatım olsun isterdim. İyi bir evlat olamadım, iyi bir kız olamadım, iyi bir abla da olamadım. ��zür dilerim, anne.
seni hiç üzmek, kırmak, asla ağlatmak, düşündürmek bile istemem. ama kalbimdeki bütün ağlamayı sana bırakmak istiyorum. izninle hayatında azıcık oyalanmak istiyorum.
Nasıl bir zamandayız ki uçan kuş görseler kanatlarını kesmek istiyorlar. Umut görseler yok etmek istiyorlar. Gülen birinden nefret edip hemen ağlatmak istiyorlar. Tebessüme bile tahammülleri kalmamış yemin ediyorum imdat ya
tam şuramda müthiş bir ağlamak var. bu öyle bir müthişlik ki, kendimi sıkıca tutmaya çalıştığım için kalbim patlayacak gibi hissediyorum. zihnimi, delice ağlatmak üzre gelen ve beni bitirmek isteyen o müthiş düşüncelerden, düşünmekten alıkoyamıyorum. boğazımdaki o yumruyu, onca acısına rağmen milyon kez yutkunmaya çalışsam da geçiremiyorum. hangi şarkıyı dinlesem artıyor bu his, hangi duayı etsem şaşırıyorum, kimin kapısını çalarsam çalayım derman bulamıyorum. ne yapacağım da ne olacak da bu müthiş ağlamak geçecek? ben, hiç bilmiyorum.
Birini ağlatmak değil güldürmek adamlıktır karı kız peşinde ne istediğini bilmeyen piyasa peşinde koşmak çocukluktur eğer seviyorsa gerçekten ayrılsa bile sadece o kişiye sadık olmasıdır başka biri ile eğlenip gülmek değildir siz adamlığı biraz yanlış anlamışsınız
beni itilmiş bi' köpek gibi hissettiren şey, beni iyi etti. acılarla yüzleştikçe kendime vardım. kendime geldim. ne de olsa ben, acıdan başka bir şey değildim. birilerinden gittikçe yaklaştım benliğime. bir gün öyle kaçtım ki herkesten, benimle karşı karşıya ve kimsesiz kaldım. söz verdim, yalnızlıktan geberene kadar yalnız başıma yalnızlıktan kaçacaktım. geberemedim ama sözümü de tutamadım. savaş meydanında tarafsız ve silahsız kaldım. geceleri rüya görmeyeyim diye uyumadım. beni ayakta tutmaya çabalayan zihnimin nefretle küfürlerine şahitlik ettim. en başta kendimden, en sonda yaşamdan olmak üzere tiksindim. yetmedi. tiksindirdim. bana acıyarak bakan gözleri kanatmak, kan ağlatmak istedim. içimdeki boşluğu, hiçbir yere ve hiçkimseye âit olamamanın kırgınlığını anlattım sessiz kalarak. kendime defalarca bir hiçliğin içimde yaşadığını ve bir hiçliğin içinde yaşadığımı tekrarladım.