Tumgik
#SAĞLIKLI YEMEKLER
elfin-blogg · 2 months
Text
Sabah kalkınca aklıma ilk gelenler🫡😄
Üstüm başım yatağım aşım toparla😁 birde dön, içinin dağınıklığını toparla😊 tüm gün boyunca GÜLÜMSE 😆
Hayata hergün aynı rutinle devam kee 🤪😂
Şükürler olsun RUTİN ŞİFADIR 😇
Rabbim bizden razı olacağı devamlı Hayırlı kolay rutinli bir hayat nasip etsin ve gönlümüze de razı etsin amin 🤲☺️
Aynı Rutin iyiidir. Düşünsene HASTANE KAPISINDA DEĞİLSİN HAMD ET !!!
SADECE EVİNDE MUTFAĞINDA TATLILAR YEMEKLER YAPIP, İŞE GİDİP GELİP, HER FIRSATDA DA EĞLENCENE VE TATİL YAPMA PLANLARI İÇİNDESİN, SAĞLIKLI HAYIRLI Bİ RUTİN HAYATININ DIŞINDA ....
AH AH ŞUNLARIN KIYMETİNİ KAYBETMEDEN BİLİNİZ DOSTLAR 🌹🕊️ 🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️
İŞTE ASIL ÖZGÜRLÜK BUDUR 😇🌼🤍
8 notes · View notes
huseyinerol3453 · 1 year
Photo
Tumblr media
DEĞERLİ DOSTLAR, DOST OLMAK, DOST KALABİLMEK KOLAY MI? EMEK LAZIM. GAYRET LAZIM. EN AZINDAN KENDİMİZİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ KADAR DOSTUMUZU DA DÜŞÜNMELİYİZ.. BELKİ DE DAHA FAZLA DÜŞÜNMELİYİZ.. DOST; YERİNE GÖRE BİR ANNE-BABA GİBİ KOL KANAT GERENDİR. ŞEFKATLE, MERHAMETLE KUCAKLAYANDIR. DOST; GEREKTİĞİNDE BİR ZIRH GİBİ GELEN DARBELERDEN KORUYANDIR. DOST; BİR ELBİSE GİBİ SARANDIR, ISITANDIR. DOST; TADINA DOYUM OLMAYAN YEMEKLER GİBİ GÖNÜL DÜNYAMIZI DOYURANDIR. DOST; YALNIZ VE KARANLIKTA KALDIĞIMIZDA; IŞIĞIMIZDIR, REHBERİMİZDİR. DOST; İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZDA GÖLGEMİZ GİBİ HEP YANIMIZDADIR. DOST; BİR BEN VARDIR BENİ BENDEN İÇERİ DİYEBİLECEĞİMİZ KALBİMİZDE, BEYNİMİZDE KENDİMİZLE ÖZDEŞLEŞTİRDİĞİMİZ RUH İKİZİMİZ GİBİDİR. DOST; DAHA ÇOK, DAHA FAZLA GİBİ DE GİBİDİR. DİLERİM, HER ŞEY GÖNLÜMÜZCE,, KARDEŞÇE, HAKÇA, BARIŞ, REFAH VE GÜVEN İÇİNDE, SAĞLIKLI, BAŞARILI, TÜM SEVDİKLERİMİZ İLE BİRLİKTE, SEVGİ VE HUZUR DOLU OLSUN. AMİN inşaAllah. En içten DİLEKLERİMLE SELAM 👋, SEVGİ 💓, SAYGI 🙏 VE DUA İLE 👐. https://www.instagram.com/p/CqVz7_AIRJj/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
albay34-blog · 2 years
Text
SAĞLIKLI BESLENME ALANINDA ÇIĞIR AÇAN YAKLAŞIM
SAĞLIKLI BESLENME ALANINDA ÇIĞIR AÇAN YAKLAŞIM
SAĞLIKLI BESLENME ALANINDA ÇIĞIR AÇAN YAKLAŞIM SEZGİSEL YEME, ŞİMDİ KİTAPLIĞINIZDA!  Deneyimli iki beslenme uzmanının, Evelyn Tribole ve Elyse Resch’in çığır açan beslenme anlayışını tüm bilimsel dayanaklarıyla anlattıkları Sezgisel Yeme kitabı Epsilon’dan çıktı! Sağlıklı beslenme alanında devrim yaratan “Sezgisel Yeme” anlayışı, kişinin yemekle ilişkisini geliştiren, psikolojik ve fiziksel…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Hasan Paşa Köftesi
Malzemeler300 gr Kıyma1 Soğan1 YumurtaBayat Ekmek İçiKimyonKekikTuz2 Patates1 Çay Bardağı Rende Kaşar50 gr Tereyağı1 Yemek Kaşığı Salça1 Su Bardağı SuYapılışı: 1- Köfte malzemeleri karıştırılarak dinlenmeye bırakılır.2- Patatesler soyulup doğranarak üstünü geçecek kadar su konur ve haşlanmaya bırakılır. 3- Bu arada Köfteden cevizden az büyüklükte parçalar alınarak içleri boşluk bırakılarak çanak…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
chakytron · 3 years
Text
Dünyanın En SAĞLIKLI Yiyeceğinin En LEZZETLİ Hali ❗ BROKOLİ Sevmeyen Kalmayacak 💖 Ana Yemek Tarifi
Dünyanın En SAĞLIKLI Yiyeceğinin En LEZZETLİ Hali ❗ BROKOLİ Sevmeyen Kalmayacak 💖 Ana Yemek Tarifi
Dünyanın En SAĞLIKLI Yiyeceğinin En LEZZETLİ Hali ❗ BROKOLİ Sevmeyen Kalmayacak 💖 Ana Yemek Tarifi Category Howto & Style Description: Yeni tariflerim için kanalıma “ABONE” olmayı ve bildirimlerin gelmesi için “ZİLİ” ( ) açmayı unutmayın ❤️ x Bu Tarifimde sizlere Brokoli yemeği hazırladım. bu … TopTrengingTV Hunting the most trend video of the moment, every hour every day 24/7. Youtube Video…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
balyaorganik · 5 years
Video
ŞİMDİ SONBAHAR 🎃 SAĞLIKLI YAŞAMAK İSTİYORUZ. BUNU NASIL OLACAĞINI BİLMEK İÇİN SORULARIMIZI BİR BİLGİ DERYASINA BATIRIP ONLARCA CEVAPLAR ÇIKARIYORUZ KARŞIMIZA. KAFALAR KARIŞIK ÇOK FAZLA DOĞRU VEYA DOĞRULARIN BİR BİRİNİ KESTİĞİ BİLGİ VAR HERKES BİR DOĞRU SÖYLEMİŞ. AMA BİZE HANGİLERİ GEREKLİ, HANGİLERİ KULLANILABİLİR NASIL BİLECEĞİZ. GALİBA KENDİNİ KENDİN İÇİN İYİ OLABİLECEKLERİ BİLMEK, DOĞDUĞUN, VAROLDUĞUN YERİ BİLMEK İLE BAŞLAR BÖLGENİZDE, YAŞADIĞIMIZ YERDE YETİŞEN MEVSİMSEL GIDALARI, MEYVE SEBZELERİ TANIDINIZ BİLDİNİZ Mİ? PEKİ BUNLARI ÖĞRENMEK, DOKUNMAK, TADMAK, EKOLOJİK PAZAR’DAN ÜRETİCİSİNDEN ALMAK İSTERMİSİNİZ. SAĞLIKLI YAŞAMAYI İSTİYORUZ. ÖĞRENİYORUZ. YİNE DE! İÇİMİZ RAHAT DEĞİL. PEKİ GELİN BUNLARI HEPSİNİ SAHADA ÖĞRENELİM. BİRLİKTE YÜZELİM VE BU BİLGİ DENİZİNDE DAHA HAFİF KEYİFLE SAĞLIKLI MUTFAKLAR, SOFRALAR KURALIM. PAYLAŞALIM BÜYÜK KEYİFLİ BU MUTFAĞIN PARÇASI OLARAK YAŞAMIN KIYISINDA KENDİ KENAR ETKİMİZ İLE YERİMİZİ ALALIM. KİMSEDEN ETKİLENMEDEN. #sağlıklıyaşam #sağlıklıbeslenme #sağlıklımutfak #mevsiminde #yerel #yaşayan #mutfaklar #sofralar #yemekler #ekolojikyaşam #fit #health #food (Balya Organik) https://www.instagram.com/p/B2oWO1JAfqG/?igshid=t8y3m8rhp7mf
1 note · View note
afyonhaberleri · 2 years
Text
SAĞLIKLI ZAYIFLAMANIN YOLU ''PSİKODİYET''
SAĞLIKLI ZAYIFLAMANIN YOLU ”PSİKODİYET”
  Uzman Diyetisyen Melike Çetintaş konu hakkında önemli bilgiler verdi. Duygusal açlık aslında hepimizin dönem dönem yaşadığı bir sorun. Çoğu zaman fiziksel olarak aç olmadığımız halde duygularımızda oluşan bazı boşlukları yemekle dolduruyoruz. Özellikle stresli, kaygılı veya depresif olduğumuz zamanlarda yeme isteğimiz daha da artıyor. Bunun sebebini aslında iki yönden inceleyebiliriz,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
saglikliorg · 2 years
Text
Karantinada Alınan Kilolara Veda
Karantinada Alınan Kilolara Veda
SAĞLIKLI VE KALICI KİLO VERMENİN 10 ETKİLİ KURALI! Karantinada Alınan Kilolara Veda etmek için ne yapmalıyız? COVID-19 pandemisi sürecinde kimi zaman can sıkıntısı, kimi zaman stres ve kaygı nedeniyle kendimizi çoğu zaman mutfakta yemek yaparken bulduk. Hazırladığımız birbirinden lezzetli yemekler ve tatlılar bize bu süreçte keyif vermiş olsalar da, zamanla tartının ibresindeki yükseliş…
View On WordPress
0 notes
honestlykeenbeard · 2 years
Text
14 KASIM DÜNYA DİYABETLİLER GÜNÜ
“ İŞİN SIRRI OLİNDE”
14 KASIM DÜNYA DİYABET GÜNÜNE ATFEN
DİYABET VE BEN
ÖNCELİKLE TÜM HASTALARA SAĞLIKLI GÜNLER DİLERİM 
Sinsi bir hastalık olarak tanımlanan Diyabet çoğu insanı şaşırtıyor..Kolayı onunla dost geçinmek..İnsan arkadaşını, dostunu iyi tanır ise, iletişimde daha bir rahat oluyor..Diyabet demek vücut organlarının aşırı yağ tutması yani yağlanması demek.“İşin sırrı olin de” derler ya hani, işte işin sırrı yağ dadır, yağ yemekle yağ oluşmaz kaliteli yağları(Tereyağı-Zeytinyağı) tüketiyor olmak sağlıklı olmak demektir...İşin sırrı yağ ise ne yapacağız onu eritecek yöntemleri araştırıp yağa savaş ilan edeceğiz, böylece tutunacak dalı olmayan yağ, vücudu terk edince, diyabetle dostluğun ilerleyecek..Yağ yakma yöntemleri gayet belirli şeyler, hareket, uzun yürüyüşler, şekerli gıdalardan uzak durulması, sirke ve limon türüne ağırlık verilmesi, probiyotik li fermente gıdalara ağırlık verilmesi, yağ yakan çeşitli takviyeler, baharatın her türü(nane-kekik yasak), İçki-sigaradan uzak, alkol kullanımı hele bira hiç yok..
Birinci yöntem yağ idi,
İkinci yöntem ilaçlara prespektüsünü iyi okumak, diyabete neden olacağı yazılı ilaçları kullanmamalı ve diyabeti tetiklediğini doktorunuza ileterek değiştirilmeli..
Üçüncü yöntem bol protein tüketmeli,
Dördüncü yöntem yumurtayı haftada 5 adet tüketmeli..
Beşinci yöntem içindeki diyabet hastalığı korkusunu heyecana çevirip hemen ilaçlara başlamamalı, şeker ilaçları ve metforfin türü ilaçlar faydadan ziyade insanı berbat hale getiriyor..Böbrek harabiyeti hastalıklarının tek nedenleri..
Altıncı yöntem olarak ilave edeceğim şey, 8/16 yöntemi 8 saat ye 16 saat aç kal günde sadece 2 öğün ye, 3 öğün ve ara öğünler hipogisemi yi tetikliyor, daha çok acıkıyor daha çok yiyorsun buda ilaçlara bağımlı hale getiriyor..
Yedinci yöntem kan şekerini ölçünüz, kan şekeri kontrol altına alınınca, haftada bir gün açlık-tokluk ölçümü yapılabilir.. Yaşınıza göre değerlendiriniz, yaşı 65/70 üzerindeki hastaların açlık kan şekeri 140/160 aralığında olabilir, telaşa gerek yok ileri yaşın gösterdiğidir..
Sekizinci yöntem HbA1c düzeyini 6.5 aralığında tutmaya çalışın 3 yada 6 ayda bir kan testiyle durumunuz kontrol edin. 6.5 ve altı organlara zarar veremediğinin göstergesidir..Üzeri durumları risk durumundasınız demektir, organlara bir kaç yıl içinde tahribat verebilir..
Dokuzuncu yöntem, asla beyaz ekmek tabir edilen ekmeği, yaşantınıza sokmayınız, bedava dahi verilse uzak durun, hamur işleri, kekler, pastalar, simit ve pohaça türleri çok sakıncalı, sadece tam buğday, kepek ekmeği ve ekşi mayalı ekmek, hem tok tutuyor hemde kan şekerini aşırı derecede yüksek tutmaz.
Onuncu ve son yöntem Karaciğer sağlığı, yağlanma 4 evreden oluşuyor,
 1 normal, 2 orta, 3 çok fazla,  4 cü evre ise siroz demek, eğer yağlanmayı 1 ci evrede tutarsanız, kan şekeri oynama yapmaz..Bu nasıl olur, asla meyve suyu, meyve, sumuti türü şeylerden uzak duracaksınız, meyve şekeri, karaciğer yağlanmasında en etkili yol..Bu yolu meyvesizlik taşlarıyla dolduracak, meyve ve suyundan elden geldiğince uzak kalacaksınız.. Hiç yememe anlamında değil ama nefse dur demek sağlık demek..Kan şekeri oynamaları ve Karaciğer yağlanmalarının asıl sebebi, meyve ve meyve suları..
En önemli bir hususta; iman tahtasını temiz tutacak, bol bol tövbe ederek, yaratana sığınıp dua edecesiniz..”Ya Şafi “adıyla..Tip-2 diyabet hastası zaten beslenme yanlışları yüzünden hasta olmuştur, şifanın tek yolu ise bu yanlışları tekrar etmemek ve düzeltmektir.Tavsiyem şudur ki biyolojik saatinizi 8/16 tı ya kurun..Bir bakmışınız ki diyabetle kol kola iyi bir dost ve arkadaşsınız..
NOT BU ANLATIMLAR TECRÜBELERİME DAYALI KİŞİSEL BİLGİLENDİRMEDİR..
SADECE VE SADECE TİP -2 DİYABET HASTALARI İÇİN GEÇERLİDİR..
ÖNCELİKLE TABİ Kİ DOKTORUNUZA KULAK VERMELİSİNİZ..
YUKARIDA ANLATILANLAR ÖZEL, KİŞİSEL TECRÜBEDEN İBARETTİR..
SAĞLIKLA KALIN..
Veysel Kimene
Sevda Şairi
(Kemal Yenice)
14/11/2021
1 note · View note
dersuleyman · 3 years
Text
Neden Glutensiz?
Tarifler
Ekmekler
Kekler
Kurabiyeler
Salatalar
Yemekler
Sevdim/Sevemedim
Oğlumla Tecrübelerim
Sağlık
Ben kimim?
Atölye
İş Birliği
Ara 
 Glutensiz Beslenme ve Yemek Tarifleri
 
Neden Glutensiz?
Tarifler
Ekmekler
Kekler
Kurabiyeler
Salatalar
Yemekler
Sevdim/Sevemedim
Oğlumla Tecrübelerim
Sağlık
Ben kimim?
Atölye
Atölye
GDC EV ATÖLYESİ nedir?
İş Birliği
Ana Sayfa Genel Aşısızların mutasyona sebep olup aşılıları riske attığı doğru mu?
Genel
Sağlık
Aşısızların mutasyona sebep olup aşılıları riske attığı doğru mu?
5 Eylül 2021
21840
7
Facebook'ta Paylaş
Twitter'da Paylaş
Sn. Doç. Dr. Cüneyt KONURALP’in Covid19 ve Aşılar üzerine yazısının ikinci bölümünü aşağıda bulabilirsiniz.
Antikor sayısı önemli mi? Korona’da antikor sayısı kaç olmalı?
Büyükannenin olduğu aşılar torununu nasıl etkiliyor?
Konularının işlendiği ilk bölüm için şurayı tıklayınız…
4- Gelelim şu meşhur mutasyon/varyasyon olayına… O kadar suistimal edilen ve yanlış anlatılan bir konu ki… Bunu açıklamak için önce biyolojinin ana kurallarından birinden bahsetmek zorundayım. Hücre düzeyinde sadece doğa kuralları geçerlidir. Canlı organizmanın bütünün aksine, hücreler duygu (intikam, öfke, nefret gibi) ile hareket etmezler, düşmanlık veya dostluk diye bir şey yoktur bu dünyada. Hücreler hayatta kalmak ve türlerini devam ettirmek için ne gerekiyorsa onu yaparlar (Ökaryotik sistemlerdeki apoptosis programı da türün devamıyla bağlantılıdır).
Bu yönüyle baktığımızda, hiçbir bakteri, virüs veya parazit konak olarak kullanmak istediği bir insana onu öldürmek amacıyla girmez. Çünkü bu bindiği dalı kesmekten başka bir işe yaramayacaktır. Ancak, virüs bariyerleri ve bağışıklık sistemini atlatıp bir insan hücresine ilk girdiğinde (ve hele de Zoonoz ise, yani hayvan hücresine alışık bir form ise) ölümcül veya çok zararlı bir etki yaratması muhtemeldir. Çünkü, o insan hücresine, insan hücresi de ona yabancıdır. Sonuçta virüs canlı ve protein sentezlettirebilen bir hücrede kalamadıkça varlığı tehlike altında olacağı için hem bağışıklık sistemini kandırmanın bir yolunu bulmak hem de bu yeni hücre tipine adapte olmak zorundadır.
İnsan hücresi de, eğer ondan kurtulamıyorsa, o virüsle birlikte yaşayabilecek adaptasyonlara girer (yani, aslında her ikisi de bir adaptasyon yaşar). İşte bu adaptasyondur mutasyon veya varyasyon dedikleri şey. Mutasyon, virüs/bakterinin daha tehlikeli değil, tam tersine daha az tehlikeli, en azından daha az öldürücü olan bir adaptasyona gitmesidir aslında. Yani, bize anlatılmaya çalışılanın tam tersi… Çünkü, biyoloji böyle çalışır. Covid bazı insanların dediği gibi insan yapımı bir virüs olabilir. Ancak, öyle bile olsa, salıverildikten sonra kontrol biyolojiye geçecek ve izah ettiğim aşamaları yaşayacaktır.
Hatırlarsınız, aktör Rock Hudson’ın dramı ile ilk kez duyulan HIV enfeksiyonları eskiden çok öldürücü idi. Hatta Anti HIV antikoru pozitif çıkanlara ölecek gözü ile bakılırdı ve ölürlerdi de (bu arada HIV enfeksiyonu hücresel immunitenin yanında humoral immunitenin neredeyse önemsiz kaldığına da güzel bir kanıttır). Aradan geçen onca yıl  sonra ne oldu?…Yanlış bilmiyorsam bir aşı geliştirilmedi. Geliştirildi ise bile kitlelere yapılmadı. Günümüzde sokakta dolaşan bir sürü HIV pozitif insan var, hasta olduğunun farkında bile değil. Hiçbir tedavi olmadan ömrünü geçiriyor… İşte bu, tipik bir örnektir HIV’in insan hücresine, insan hücresinin de HIV’e adapte olduğuna.
Sonuç itibari ile eğer bir virüs bağışıklık sistemi tarafından kolayca tanınıyorsa ve hücreye tutunma, içeri girme vs. aşamalarında zorluklar çekiyorsa mutasyona uğramak zorundadır. Randomize (veya belki de bizim randomize sandığımız) moleküler değişikliklerle bağışıklık sistemini kandırabilecek bir forma girer, dokuya daha kolay tutunur, hücre içine daha kolay girer ve kendisini çoğaltmak için hücre organellerini kullanırken konak hücreyi de daha uzun veya sürekli canlı tutmanın yollarını bulur. Tabii hücre de son noktaya kadar gelmesine engel olamamışsa, bu durumda hayatta kalabilmenin yollarını geliştirecek mikromutasyonlara uğrar aynı şekilde…
Yani…. MUTASYON İYİ BİR ŞEYDİR. KAÇINILMAZDIR VE OLMALIDIR. Covid’i de sıradan bir hastalık haline döndürecek olan şey de bu mutasyonlar zincirinin tamamlanmasıdır. Zaten Covid’in kendisi kesinlikle tehlikeli bir virüs değil. Covid’de öldüren veya hastalığı ağır geçirten şey, virüsün verdiği hasar değil,  ayarı bozuk olan immün sistemin Covid’e karşı oluşturduğu yanıtın cross reaksiyon nedeniyle otoimmünite ile sonuçlanmasıdır. Bu konuya burada değinmeyeceğim…
Covid mutasyonları devam ettikçe (alfa, beta, delta ve muhtemelen bir sonraki epsilon şeklinde…) Covid’in bulaşma yeteneği artacak, daha çok kişi infekte olacak, ancak oran olarak daha az insan ölecek daha çok insan da hastalığı subklinik olarak geçirecek… Aşı olsanız da, olmasanız da bu böyle…
5- Bu arada, şunu da söylemeden edemeyeceğim. Bir virüsün bir sonraki mutasyonunun ne olacağını, yani yüzey proteinlerinin (antijenlerinin) moleküler yapılarının ne şekilde değişeceğini önceden bilebileceğimiz bir matematik modelleme veya yöntem yok. Bu durumda, virüsün orijinal/mutasyonsuz formu dedikleri alfa varyantı örneği ile hazırlanan ilk aşıların (hadi aşılar üretiliyor iken beta varyantı da ortaya çıkmış olsun) içinde aylarca sonra gerçekleşecek olan mutant formun bulunması imkânsız. Öyleyse, mesela “Biontech delta varyantına karşı şu kadar koruma etkisine sahip” lafını nasıl söyleyebilirsiniz? Aşıları sonradan güncelleseler bile, haftalarca önce üretilip başka ülkelere gönderilen ve stoklarda tutulan aşı flakonlarının bu güncellemeyi on-line olarak gerçekleştirmesi mümkün olamayacağına göre, nasıl olur da bir aşı, üretiminden aylar sonra gelişen mutasyonları da koruyabilir (aslında Kuantum Fiziğinde bu mümkün, ancak bunu savunanların Kuantum Fiziğine veya Morfik Alan Teorisine dayanarak bu şekilde konuştuklarını sanmıyorum)? Bu soruyu kimse sormuyor mu?
6– Ve şimdi de gelelim en büyük yalana… “Covid’in mutasyona uğramasına aşısız insanlar sebep oluyor ve aşılı insanları da riske atıyorlar”!!! İnanın bana; tam tersi doğru… Aşı virüsün mutasyonunu hızlandıracak bir ortam yaratılmasına sebep olur (ama insan hücresindeki mutasyonu hızlandırmadan). Bu nasıl olur?
Siz virüsün bilinen antijenleri ile bir aşı hazırlayıp bu antijenlere karşı bir immün yanıt oluşturtuyorsunuz ya… Aşılılarla karşılaşan virüs bütün antijenleri tanındığı için daha girişte saldırıya uğruyor ve öncelikli olarak şifresini değiştirmek zorunda kalıyor, yani acilen mutasyona gitmek zorunda kalıyor. Aşısızlarla karşılaşanlar ise -eğer bağışık yanıt hızlı ve doğru gelişmez ise- şifre değişimine o kadar öncelik vermiyor, daha çok konak hücreye daha kolay girip bu hücreyi daha fazla hayatta tutmanın yolları üzerinde çalışıyor. Aşısızların konak hücreleri de, aynı şekilde, kendi adaptasyonları üzerinde çalışabiliyorlar.
Gördünüz mü, olay ne kadar farklı? Dolayısı ile, önceki yazımda belirttiğim yan etkilerinden çekinerek aşı olmayan insanlar, aşılı insanların şifre değiştirmeye zorladığı ancak, sonraki aşamalar için mutasyona pek zorlayamadığı virüslerin kaynağı oluyorlar. Bir bakıma onların işini esas, aşılı olanlar zorlaştırıyor. Aşısız olanlar ise -tam tersine- SAĞLIKLI VE DOĞAL MUTASYONU SEKTEYE UĞRATMADIKLARI İÇİN aşılıları koruyacak olanlar aslında… Herhalde, böyle bir cümleyi ilk olarak benden duyuyorsunuz. Her şey tersine döndü şimdi, değil mi? Kısacası, aşısız insanların virüsün daha öldürücü bir forma mutasyon geçirmesi için uygun bir ortam oluşturdukları ve bir süre sonra bu yüzden aşılıların da korunamıyor olacağı cümlesi koca bir yalandır ve hem aşı olmaya zorlamaya hem de aşıların etkisinin yetersizliğine bir kılıf uydurmaya yöneliktir.  Neyse, daha derine girmeden burada keseceğim…
Biyolojiye karşı gelemezsiniz… Siz ne yaparsanız yapın, o kendi kuralları ile ilerlemeye devam edecektir. Ona direnirseniz toplu hastalık ve ölümle karşılaşmanız kaçınılmaz olur. İnsanlara yanlış bilgi vererek, doğruyu arayanlara şarlatan deyip bir de üstüne hedef göstererek ve pozitif/negatif ayrımcılık yoluyla kendi istediklerinizi empoze etme, istediklerinize karşı çıkanları ise cezalandırma yoluna giderseniz, sonradan hiç kimsenin düzeltemeyeceği sonuçlarla karşılaşırsınız. Bu sonuçlarla kastım toplumsal olaylar falan değil (benim politik mesajlarla falan bir işim yok). Cezayı biyolojinin kendisi kesecek…  Ben ondan korkuyorum…
“Bu konularda tekrar yazmak zorunda kalmam inşallah” dileğiyle, hepinize saygılarımı sunuyorum. Doç. Dr. Cüneyt Konuralp
—- Bir Soru Bir Cevap —-
Gruptan bir doktor arkadaşımızın sorusu:
SORU: ” Örneğin belki binlerce yıldır insan-hayvanlar arasında dolaşan kuduz virüsüne karşı neden halen etkili bir bağışıklık gerçekleştiremedik? Örneğin sizi kuduz bir köpek ısırsa aşı olmayı reddeder misiniz? Ya da çiçek virüsüne maruz kalabilir misiniz? Bu iki virüsü özellikle seçmemin nedeni kadim zamanlardan kalan virüsler olması. Burada neden bir denge kurulamadı? Niçin halen aşılara ihtiyaç duyuluyor?”
CEVAP: Çok güzel ve yerinde bir soru sordunuz. Gerçekten Kuduz (Rabies) virüsünde farklı bir durum var gibi gözüküyor.
Kuduz virüsü bir Zoonoz’dur (yanılmıyorsam Çiçek virüsü de bir Zoonoz’du). Yani hayvan hücresine alışıktır. Bu yüzden hayvanlarda daha az öldürücüdür (yani Kuduz virüsünü alan her hayvan ölmez). İnsanlarda ise bu adaptasyonun bir şekilde gerçekleşemediğini görüyoruz gerçekten. Bildiğim kadarıyla, bugüne kadar Kuduz’a yakalanıp ve aşı da olmayıp ölmeyen sadece birkaç vaka var… Kaslardan sinir terminallerine geçene kadar Virüsün immün sistem tarafından tutulma şansı var, sonrasında çok zor. Yani esas mutasyonun sinir hücrelerini öldürmeden enfeksiyonu kronik olarak idame ettirebilme aşamalarında olması gerekiyor. Ancak, nedense bu mutasyon veya karşılıklı adaptasyon nesiller geçmesine rağmen çok yavaş gelişiyor. Yine de, bunun yavaş da olsa gerçekleştiğini kuluçka süresinin uzamasından anlıyoruz. Bazı vakalarda kuluçka süresi 2 yıla kadar uzayabiliyor. Eskiden kesinlikle bu kadar uzun süreli kuluçka süreleri yoktu Kuduz’da.  Bize ters gelse de, biyoloji kendi ajandası ile ilerliyor. Nasıl Jüpiter’in güneş etrafındaki bir turu bize çok uzun bir süre gibi geliyorsa da, bazı mutasyon/adaptasyonların gelişimi de anlam veremeyeceğimiz şekilde uzun olabilir. Biyolojide birbirine çok uyumsuz iki sistemin birbirlerini öldürmeyecek şekilde bir çözüm üretebilmeleri bazen yüzyıllar alabilir.
Gelelim Kuduz aşısına… Tehlikeli bir enfeksiyon olmasına rağmen muhtemelen koruyuculuk süresi 2-3 yıl ile sınırlı olduğu için aşı takviminde yer almıyor… Diğer aşıların aksine, enfeksiyondan sonra ve rapelleri de çok kısa aralıklarla yapılan bir aşı tipi olarak diğerlerinden ayrılıyor. İnaktif bir virüs aşısıdır ve hızlandırılmış immün yanıt oluşturabilmek için de (virüs sinir uçlarına ulaşmadan önceki dönemi yakalayabilmek amacıyla) arttırılmış oranda adjuan madde içerir.
Peki, ben Kuduz olduğu bilinen bir hayvan tarafından ısırılırsam, Kuduz aşısı olur muyum? Kuduza karşı karşılıklı adaptasyon gelişmediği için ve bunu tedavi edebileceğim başka bir yönteme sahip değilsem, hiç düşünmeden olurum. Çünkü, bu vakada fayda/zarar oranı bunu gerektirir. Bu aşının vereceği zararla daha sonra uğraşırım.
Sandığınızın aksine, ben aslında aşı karşıtı değilim. Aşıların içeriği ve etkileri hakkında insanlara yalan söylenmesine karşıyım. Bu içeriklerle üretilmiş olan aşı örneklerine karşıyım. Aşı konseptine ise hiç karşı değilim. Antijenlerin önceden tanıtılması gayet iyi ve faydalı bir fikir… Buna neden karşı çıkayım?
Bu arada, sanırım siz bizim nesle yetişemediniz. Çiçek aşısı benim yaş grubuma yapılmıştı. Kolunda  BCG ile birlikte onun da skarını taşıyan nesillerdenim ben :))
Saygılarımla…
SORU: “Cüneyt Bey, klişe laflar içermeyen bilgi dolu paylaşımlarınız için teşekkür ederim gruplarda böyle paylaşımlara ihtiyacımız var.
Yazınızda kuduz aşısı için kar zarar oranı dikkate alınarak yapılmalı diyorsunuz. Bunu kovit içinde söylemek mümkün mü? Zira veriler, aşı olanlarda ölüm oranlarının ve hastaneye yatışlarının düştüğünü gösteriyor. Yani kovitin kendisi aşıdan çok daha yan etkili gibi duruyor. Kovit sonrası ciddi sekellere şahit oluyoruz. Dr. …..
CEVAP:
…. Bey,
Covid bir virüs olarak -sanıldığının tersine-patojenitesi zayıf bir mikroorganizma… Eğer yüksek patojeniteye sahip olsa idi, aktif immün sistemi henüz tam gelişmemiş olan küçük yaştaki çocuklar ve hele de bebekler telef olurdu. Oysa bu yaş grubundaki hastalarda ölüm oranı neredeyse sıfır. Üstelik, bağışıklık sistemini baskılayan tedaviler gören (kanser vs. için) hastalarda da ölüm veya ağır enfeksiyon oranı çok düşük. Kronik inflamasyonu olan (artrit vs.) hastaların ki yaşlı hastaların çoğunda bunlar olur, ağır geçirme eğilimi de biliniyor… Yani, problem virüsün kendisinin yaptığı hücre hasarında değil. Virüsün antijenik yapılarına karşı oluşan immün yanıt (dikkat edin, özellikle sadece “antikor” oluşumu demiyorum) maalesef yeterince spesifik olamıyor ve farklı vücut dokularına karşı otoimmün yanıt olarak devam ediyor.
Bunun sonucunda da, bu tür hastalar ya hastalığı çok ağır geçiriyorlar ya da multi organ yetmezliğinden ölüyorlar. Bilirsiniz, genellikle virüs enfeksiyonlarının kliniği bellidir. Mesela kabakulak virüsü esas olarak parotis başta olmak üzere tükürük bezlerini, yetişkinlerde de testisi tutabilir ve belirtileri üç aşağı beş yukarı herkeste aynıdır. Ancak, Covid’de böyle bir şey de yok. Kiminde akciğerde, kiminde böbrekte, kiminde kalpte, kiminde kalpte ve iskelet kasında, kiminde sinirlerde, kiminde arterial sistemde …. veya kiminde de bunların birkaçında birden problem oluyor. Bunu ACE veya başka reseptör yoğunluğuyla falan açıklayamazsınız; hiç inandırıcı değil.
Esas problem, ayarı bozulmuş olan immün sistemimizde. Aşıların immün sisteminin ayarını nasıl bozduğu ile ilgili 1.yazımda biraz bilgi vermiştim. İmmün sistem belki de vücudumuzun en komplike ve doğum sonrasında da en son gelişimin tamamlayan sistemlerden biri iken daha doğumun ilk dakikalarına Hepatit B aşısı ile başlayan ve bedeni doğar doğmaz hayatının en büyük savaşına sokan antijen bombardımanlarından başka bir sonuç bekleyemezsiniz maalesef.
Hadi antikor için konuşalım. Bebek daha annesinden gelen antikorlarla idare ederken birden doğal olmayan bir şekilde bir virüs/bakteri antijen grubu + bunun üretildiği doku kültüründen gelen belki de onbinlerce farklı ve alakasız antijenle (civciv embriyosu, fetus hücreleri, maynum böbreği, tavşan dalak hücresi, insan kaynaklı başka immortal hücre dizileri vs.) kapasitesinin tonlarca üstünde bir challenge ile karşılaşan immatur immün sistemden oluşacak antikorlardan ne yeterli kantite ne de -daha önemlisi- yeterli kalite bekleyebilirsiniz. Hücresel immün sistem cevabı da keza aynı şekilde.
Bunun sonucunda, bebekte/çocukta hedef antijenin bir kısmını tanıyamayacak yetersizlikte (sensitivitesi düşük) ve self antijenleri de yabancı sanacak yetersizlikte (spesifitesi düşük) bir immün sistemin oluşması kaçınılmaz olacaktır. Yani, doğal haline bırakılmayıp doğumdan hemen sonra savaşa sokulan oganizma, çaresiz bir şekilde bozuk bir yüz tanıma software’i ile hayatına devam etmek zorunda kalır.
Evet… Hepimizin immün sisteminin ayarı bozuk. Ancak, hiçbirimizin bozukluğunun çeşidi ve ağırlığı bir başkasına eşit değil. Çünkü, atalarımızdan gelen bilgi ve genetik yapımıza ilaveten eskiden olduğumuz her aşıda farklı -aşının konusuyla alakasız- antijenlere maruz kaldık. Aşıyla gelen alakasız antijenlerin hangilerinin vücudumuzdaki hangi antijenlere benzediğini ve cross-reaksiyona yol açtığını Allah bilir. İşte o yüzden Covid ve ona benzeyen başka virüslere karşı oluşan immün yanıt bazılarımızda otoimmüniteye yol açıyorken, bazılarımızda buna yol açmıyor veya sadece hafif derecede reaksiyonla sonuçlanıyor. Covid’e ağır reaksiyon gösterenlerin bir kısmı da belki başka bir virüsten hiç etkilenmeyecekken, o başka virüsle karşılaşan Covid’e dirençli gördüğümüz kişilerden bazıları da bundan ölümcül olarak etkilenecekler.
Her neyse… Bu kadar uzun bir giriş sonrasında soruya geleyim. Risk/fayda oranı göz önünde bulundurulduğunda Covid aşısı olunmalı mı (Kuduz vakasında olduğu gibi)?
Kitlesel aşı yapılması için gerekli olan bazı koşullar vardır. Covid bu koşulu sağlıyor mu? Yanılmıyorsam, Covid’den genel ölüm oranı binde 1.8… Hadi binde 2 diyelim. Bu demektir ki her bin kişiden 998’i en azından ölmeyecek. Bu kişileri aşının büyük (uzun dönem sonra görülecek olan) yan etkilerinin riskine sokacak şekilde aşılamak pek akıllıca olmaz. Kalan 2’sinin de ancak belli bir yüzdesini koruyabilecek aşı. Üstelik, mutasyonlar nedeniyle bir süre sonra aşıya bağlı immünite yine tanımayacak virüsü; güncelleme aşısı da yapmak zorunda kalacaklar. Bu rakamlar kitlesel aşılama yapmak için kabul edilebilir bir kriterse, Covid’den önce araya sokacağım bir sürü güncel hastalık bulurum ben size…. Covid’in oldukça uzun bir bakteri/virüs isminden oluşan bir listede kuyruğun sonlarında girmesi lazım.
Covid’den ölen hastalar genellikle ya otoimmüniteden  ya da tedavi amacıyla verilen bir sürü gereksiz ve zararlı ilaçlar yüzünden ölüyorlar. Bir kısmı da zaten başka hastalık nedeniyle ölüme yaklaşmışken PCR pozitif olduğu için istatistiklere giriyor. PCR rezaletine girmeyi hiç istemiyorum.
Ancak, hepiniz biliyorsunuz ki, Covid’li olup PCR negatif olan veya Covid’le hiç alakası olmayıp PCR pozitif olan bir sürü hasta çıkıyor. Spesifite ve sensitivesi kesinlikle düşük ve güvenilirliği düşük bir test. Dolayısı ile PCR pozitif olup Covid damgası yiyen ve üstelik tuhaf ilaçları almaya zorlanıp daha kötü duruma düşürülen hastaların da dahil edildiği istatistikler hiç güven vermiyor. Kimseyi suçlamıyorum, grupta tersi gözlemi olabilecek hekim arkadaşlara da saygı gösteriyorum. Ancak, yoğun bakımda bulunan Covid’li hastaların büyük bir kısmının aşısız olduğu istatistiğinin hakikati yansıttığını düşünmüyorum.
Bence, burada yapılması gereken şey, riskte olan binde 2’lik hasta grubunu bulmak ve onları ve hastalığa yakalanan diğer hastaları, bu grupta birçok hekimin de başarıyla uyguladığı anti inflamatuar/Anti-otoimmünite tarzı uygulamalara tabi tutmak. Bu, aşıdan çok daha faydalı olur.
Soruya cevabı özetler isem. Kuduz aşısındaki fayda/zarar oranını Covid aşısıyla kıyaslamam bile. Covid’le mücadelenin çok daha kolay ve zararsız yolları var. Olacağımız her aşı, bağışıklık sistemini daha da bozacak ve ilerideki başka pandemilere daha da hassas hale getirecek. Bu fasit daireyi kırmamız lazım artık.
Yine de aşı olmak isteyen insanlar aşı olmalıdır. Yeter ki, riskleri kendisinden saklanmasın. Çünkü unutmayalım ki, bazı insanlar için psikolojik etki bile iyileşmeye giden yolun yarısıdır. Herkes başkalarının seçimlerine saygı göstermeli. Ben o yüzden hiç kimseye “sakın aşı olmayın” demiyorum…
Saygılarımla. Doç. Dr. Cüneyt Konuralp
SORU: Aynı evde 60 yaşında olup ek hastalığı olmayan covidden ölen, ama 80 yaşında olup birçok kronik rahatsızlığı ayrıca demansı olan ama ölmeyen tanıdığım var benim (o zaman aşı da yoktu), geçen yıl 98 yaşında arkadaşımın babannnesi pulmoner ödem kalp yetmezliği, dm tanılı covid geçirdi ve iyileşti, şimdi kime ve neye göre riskli grup diyeceğiz; bunun bir algoritması var mı sizce?
CEVAP: Sorunuza ben cevap vereyim isterseniz. Esas problem hepimizin bağışıklık sistemimizin ayarlarının (en başta daha bebeklik yaşlarda yapılmaya başlanan aşılar yüzünden ve tabii ki diğer bazı başka sebeplerle) bozulmuş olması. Covid’e duyarlı olan kişiler aslında mikrobu kolaylıkla yeniyor, ancak ona karşı oluşturdukları immün yanıt yeterince spesifik olamadığı için, maalesef bağışıklık sistemi kendi dokularına karşı da saldırmaya başlıyor. Ve neredeyse hiçbir hastanın otoimmün yanıtı bir diğerininkiyle aynı değil… Başka bir virüs de belki, Covid’den hiç etkilenmeyen insanlar için -aynı mekanizma nedeniyle- ölümcül olacak.
Dediğiniz gibi, mesela 90 yaşlarında bir sürü kronik problemi olan bir hasta Covid’i hafif atlatabilir iken, 30 yaşlarında çok sağlıklı gözüken ve bilinen hiçbir kronik problemi olmayan bir hasta ise ölebiliyor. Çünkü, her seferinde aynı anda Tek yumurta ikizlerini aşılasanız dahi, yan yana duran hazır aşı enjektörleri bile (biliyorsunuz eczanelerden aldığımız aşılar tek kullanımlık; üstelik karma aşıları tek tek bulma şansınız da yok; Avrupa ‘da dört veya beş aşı tek bir enjektörde karışık olarak satılıyor) farklı doku kültürleri nedeniyle birbirlerinden daha farklı -konuyla alakasız- hücre kalıntıları/antijen içeriyorlar. Dolayısı ile ayarı bozulmuş olan immün sistem de her bir farklı antijen için daha farklı -yeterince de spesifik olamayan- immün yanıt oluşturuyor. Bu da herkeste farklı türden bir otoimmünite oluşması demektir.
Herkesin otoimmünite paternini barkod veya parmak izi gibi bir formata çevirseniz, inanın birbirine tıpatıp uyan bir tane örnek bile bulamazsınız. Bu nedenle, bazıları Covid’e çok hassas iken, ileride sürülecek başka virüslere bana mısın demeyecekler. Covid’den etkilenmeyenler ise sağlam bir bağışıklık sistemine sahip olduklarını zannedip bununla övünenler ileri bir sürümde hayatlarını kaybedecekler.
Bence, ille de bir tarama testi yapılacaksa, Covid’in antijenlerine hassas olan insanları belirleyen bir test kullanılmalı (yani kaynaklar böyle bir testin oluşturulmasına ve kullanımına harcanmalı). Bu testte pozitif çıkanlar ya tedaviye (Otoimmünite için özel protokollar vs, ama tabii ki kortizon değil) alınmalı ya da çok istiyorlarsa ve kendi özgür iradeleriyle aşı olmalı. PCR ile insanları fişlemek ve sonrasında içeriklerini ve yan etkilerini gizledikleri aşılara zorlamak çözüm değil, kaos sebebidir  (bu arada delta ve sonraki varyantlar çıktı ise, stokta bulunan PCR kitlerinin zaten zayıf olan spesifite ve sensitivitelerinin daha da düşük olması ve hiç ciddiye alınmamaları lazım ya; o da başka bir konu)….
—–
SORU: Cüneyt Konuralp hocam, peki çocuk aşılamasına 6 aydan sonra mı başlanmalı? Veya ne zaman başlanmalı ya da başlanmamalı mı?
CEVAP: Beden, vücuda giren her substansın (maddenin), molekülün  giriş noktasında kaydını tutar. Dolayısıyla, günümüz teknolojisinde üretilen istisnasız tüm aşılarla birlikte bedene giren -konuyla alakasız- antijene karşı da immün yanıt oluşacaktır. Bu da otoimmüniteyi kaçınılmaz yapar. Aktif immün sistemin 2. yaşta ancak gelişimini tamamlayabildiğini düşünürsek hele hele 2 yaşın altında yapılan aşıların hepsi katastrofik (felaket) sonuçlara yol açıyor.
Eğer biz aşıyla amaçladığımız informasyonu (yani hedef antijenleri) konuyla alakasız informasyonlar olmadan verebilmenin bir yolunu bulabilirsek, işte bu gerçek aşılama olacak… O zamana kadar bedeni -özellikle de 2 yaşın altında yapılan aşılarla- çok büyük bir belaya soktuğumuzu bilmemiz gerekli. Aşı ille de olmak istiyorsanız, yine olursunuz, yeter ki riskleri ve zararları konusunda doğru bilgilendirilmiş olun ve kararınızı özgür iradenizle buna göre verin.
Bu vesileyle sizlerle çok dramatik bir bilgiyi paylaşmak isterim. Otistik çocuklarda “Leaky Gut (geçirgen bağırsak) sendromu” çok gözükür biliyorsunuz. Yanılmıyorsam, 1990’lı yıllarda çok fazla GI semptomları olan bir otistik çocukta Endoskopi yapılıyor. Terminal ileumda yaygın hiperemik bir alan görülüyor ve buradan biyopsi alınıyor. Patoloji incelemesi sonrasında ne çıkıyor biliyor musunuz? Bağırsak mukozasında yaygın inflamatuar hücre birikimi ve aralarda -SIKI DURUN- Böbrek hücreleri….
Bu nasıl olur? Bir teratoma mı? Mosaism mi? Böbrek kanseri metastazı mı? Hayır, hiçbiri değil… Çocukluk çağında en sevdiğimiz aşıyı hepiniz hatırlarsınız. Kesme şekere damlatılan Polio (Sabin) aşısı… Bu aşı Afrika Maymun böbrek hücresi kültüründe üretilir. Ağızdan aldığımız ve adjuan maddelere kuvvetlendirilmiş olan bu aşı ile Maymun böbrek hücreleri ince bağırsağın lenfatik dokusunun en yoğun olduğu (Peyer plaklar) terminal ileumda tutulmuş (belli ki bazı kimyasallardan dolayı sindirilememiş), ancak yok edilemediği için de kronik inflamasyona sebep olmuş. Sonuç: Kronik inflamasyona bağlı mukoza hasarı ve “Leaky Gut Sendromu”…
Bu sendromun zincirleme olarak otoimmüniteyi tetikleyecek bir seri olayı da ayrıca başlatacağını tahmin edebilirsiniz (polipeptidlerin sindirilmeden kana karışması ve bunlara yönelik immün cevap oluşumu, vs…). Mesela, sütteki Kazeinin yapısında bulunan  ve leaky gut sendromunda direkt olarak kana karışabilen Betakazomorfinin Morfin reseptörlerine bağlanabildiğini (otistik çocukların Morfinman gibi oluşlarına dikkat çekerim) ve yine bu peptidin ve Gluten’in ara peptidlerinden birinin Myelin proteinin yapısındaki polipeptide de çok benzediklerini (MS oluşumu?) belirteyim. Gördünüz mü, belki de en masum gördüğümüz aşılardan biri ne problemler çıkartıyor? Bu bilgiyi “aşı ile otizm arasında hiçbir alaka yoktur” diyen hekimlere hediye ediyorum…
Her neyse… Konuyu dağıtmayayım. İsteyen aşı olur, kimse karışmamalı… Lakin istemeyen de -lütfen- aşı olmayabilsin. Çünkü böyle düşünenlerin de haklı sebepleri var. TeleviZyonda ve diğer ortamlarda etiketlendiklerinin aksine, “bilim düşmanı” veya “şarlatan” değiller…
Doç. Dr. Cüneyt Konuralp
Doç. Dr. Cüneyt Konuralp’in son yazısını okumak için tıklayınız
Etiketler
b.1.617 mutasyonu
covid 19 antikor testi
covid 19 aşı
covid 19 b.1.1.7
covid 19 belirtiler
covid 19 belirtileri
covid 19 bilgi
covid 19 ekşi
covid 19 etkileri
covid 19 test
covid aşısı
covid aşısı alerji
covid aşısı ateş
covid aşısı bilgilendirme
covid aşısı biontech
covid aşısı covid testini etkiler mi
covid aşısı covid yapar mı
covid aşısı yan etkileri
COVID-19
Cüneyt KONURALP
dr cüneyt konuralp
mutasyon aşı
mutasyon bulaşma hızı
mutasyon covid
mutasyon covid 19 belirtileri
mutasyon covid belirtileri
mutasyon covid nedir
mutasyon delta
mutasyon ne demek
mutasyon nedir
mutasyon virüs
mutasyonlu virüs ne demek
Paylaş
Facebook
Twitter
Önceki İçerikBağışıklığın takibinde antikorlar doğru kriter mi?
Sonraki İçerikMutasyon halka algılattırılmaya çalışıldığının aksine, KÖTÜ DEĞİL, İYİ BİR ŞEYDİR
İLGİLİ HABERLERYAZARIN DİĞER İÇERİKLERİ
Genel
Mutasyon halka algılattırılmaya çalışıldığının aksine, KÖTÜ DEĞİL, İYİ BİR ŞEYDİR
Genel
Bağışıklığın takibinde antikorlar doğru kriter mi?
Genel
Çocukluk çağı aşılarını 2 yaşından sonra yaptırmak…
7 YORUMLAR
0 notes
treashures · 3 years
Text
Sağlıklı Beslenme
Diyet listesi oluştururken sadece vücudun için değil;beynin,zihnin için de iyi,lezzetli,çeşitli,sağlıklı bir liste oluşturmalısın.
"kaliteli beslenme bir yaşam biçimidir"
Sağlıklı beslenme—yedikten sonra iyi hissettiren gıdaların belirli oranlarda ve dengeli biçimde kombine edilmesiyle gerçekleşir.
Katı diyet uygulamaları ve sevdiğin gıdaları tamamen kesmek sağlıklı beslenmek demek değildir.
Sağlıklı beslenme sonucunda kendini daha enerjik hisseder;görüntünün ve ruh halinin iyileşmesini sağlayabilirsin.
Amaç,sağlıklı yaşayabilmek için iyi,kaliteli,dengeli ve yeterli besin tüketmek.
Sağlıklı beslenmeyi egzersizle desteklemek gerekir.Örneğin;uzmanlar şeker tüketilmesini önermez ancak inşaat işçileri gibi ağır iş yapanlarda kalori ihtiyacı yüksek olacağından tehlikeli değildir.Yenilen gıdalar yakıldıktan sonra tehlikeli olmaz.
Bir beslenme programını en az 21 gün uygularsan;vücudun ve ruhun buna alışır.
Hedef koymak,kararlı olmak,hedefe ulaşmak için harekete geçmek önemli.
Yeterli ve dengeli beslenirsen;
İdeal kilonu korursun.
Hızlı kilo alıp vermezsin.
Bağışıklık sistemin güçlenir.Hastalıklara yakalanma olasılığın azalır.
Kendini enerjik hissedersin.
Zihinsel,duygusal ve ruhsal açıdan daha iyi olursun.
Depresyondan daha az etkilenirsin.
Uykusuzluk ve sinirlilik problemlerin azalır.
Bir kişinin yeme tarzından nasıl bir kültüre ve ortama ait olduğu anlaşılır.
Araştırmalar;kırmızı ve işlenmiş etin,paketlenmiş yemeklerin,şekerli atıştırmalıkların yüksek oranda depresyon,stres,bipolar bozukluk,anksiyeteye neden olduklarını gösteriyor.
Sağlıksız yiyecekler tüketmek;dikkat eksikliğine,alzheimera,şizofreniye,gençlerde intihar riskini arttırmaya yol açıyor.
Daha fazla meyve ve sebze yemek,yemekleri evde pişirmek,su içme oranını arttırmakyağ ve şeker alımını azaltıp;ruhsal sağlını geliştirir.
SAĞLIKLI BESLENMEK İÇİN ÖNERİLER
Bazen genel diyetine zarar vermemek şartıyla,yediğinde kendini iyi hissetmeni sağlayan yiyecekleri tüketmende sakınca yok.
Büyük köklü bir değişim yerine,günlük diyetine bir kez salata eklemek gibi küçük ve yönetilebilir adımlarla başla.Küçük değişimler alışkanlık haline geldikçe diyetine daha sağlıklı tercihler ekleyebilirsin.
Yemekleri evde hazırla:güvenilir ve hijyenik.Enerji harcama oranını da arttırır.
Sağlıksız gıdaları,sağlıklı alternatifleriyle değiştir.Örneğin;tereyağ yerine zeytinyağ kullanmak.
Diyetini basit tut:besinleri çeşitlilik ve tazelik açısından düzenle.Paketlenmiş ve işlenmiş gıdalardan kaçınarak taze besinleri tüket.
Etiketleri oku:özellikle sağlıklı gıda oldukları iddia edilen paketli ürünlerde üreticiler,büyük miktardaki şeker ve tuz oranlarını gizliyorlar.
Yiyecekleri yedikten sonra nasıl hissettiğin çok önemli:sağlıklı gıda tüketmek,yemekten sonra iyi hissetmeni sağlayacak;fazla abur cubur yemekse mide bulandırıcı ve rahatsız edici olacaktır ya da enerjini azaltarak yorgunluk ve halsizliğe yol açacaktır.
Yeterli su içtiğinden emin ol:su atık ürünleri ve toksinleri vücuttan atar.Susuzluk;yorgunluğa,halsizliğe,düşük enerjiye ve baş ağrısına neden olur.Sağlıklı beslenmek isteyen kişiler,listelerine sulu gıdaları ve bol suyu eklemeliler.
Miktar önemli:vücudunun ihtiyacı kadar yemelisin.Bir yemek sonunda memnun hissetmen fakat tıkanmamış olman gerekir.
Sağlıklı bir beden için—karbonhidrat,protein,yağ,lif,vitamin,mineral içeren yiyecekleri dengeli şekilde tüketmelisin.Örneğin,haftada bir kez kahvaltıda pastırma yemek için bunu sağlıklı bir öğle yemeği ve dengeli bir akşam yemeği ile takip etmelisin.Pastırmalı kahvaltıdan sonra öğle ve akşam yemeklerinde sosis,pizza ve tatlı içeren gıdalar yersen olmaz.Öğleden sonra 100 kalorilik çikolata yersen,akşam yemeğinde menünden 100 kalori düşmelisin.
Yemekten sonra aç hissedersen—ekstra sebze,yağsız salata tüket,su iç.
Bazı yiyecekleri yasak olarak düşünmemeye çalış.Bu durum sağlıksız gıdaları daha çok tüketmene yol açar.Sonra da başarısızlık hissedersin.Bu gıdaların porsiyonlarını küçülterek ve daha az sıklıkta yiyerek başla.
Porsiyonlarını küçült:dışarda yemek yerken arkadaşın ile yiyebileceğin şekilde seçebilirsin.Evde kendin ayarlayabilirsin.Eğer yemek sonunda memnun hissetmezsen,menüne yeşil yapraklı sebzeler ekle.
Yemek yerken acele etme:vücudunun beynine tokluk hissi sinyalini göndermesi birkaç dakika sürer.Bu nedenle yavaş yemek ye!
Tamamen doymadan sofradan kalk.
Mümkünse başkalarıyla yemek ye:duygusal fayda sağlıyor.
Tv veya bilgisayar önünde yemek yememelisin:farkında olmadan aşırı yemeye neden olur.
Kahvaltıyı mutlaka yap ve gün boyunca daha küçük öğünler ye:sağlıklı bir kahvaltı metabolizmanı hızlandırır.Standart 3 büyük öğün yerine,daha küçük ama karbonhidrat oranı düşük yiyecekler yemen enerjini korumanı sağlar.
Geceleri yemekten kaçın:yatmadan 3 saat öncesine kadar yemek yenmez.
En etkin olduğun saatlerde yemek yemek,sindirim sistemine faydalı ve kilo kontrolü sağlıyor.
Meyve ve sebzeler—vitamin,mineral,antioksidan ve lifle doludur.(düşük kalori) ancak aşırıya kaçmamak,meyvelerin küçük olanlarını tercih etmek gerek.
Sebze ve meyve tüketmek:sağlıksız gıdaları azaltmana yardımcı olur.Örneğin,kahvaltılık tahıllara çilekekle.İşlenmiş atıştırmalıklar yerine kiraz,portakal,greyfurt gibi meyveleri;domates,havuç,bezelye gibi sebzeleritüket.
Yeşillikler:marul,brokoli,çin lahanası,kıvırcık ve maydanozgibi yeşillikler kalsiyum,magnezyum,demir,potasyum,çinko,A-E-C-K vitaminlerini içerir.
Tatlı sebzeler:mısır,havuç,pancar,tatlı patates,tatlı soğandoğal tatlı yiyeceklerdir.Sağlıklıdır ve şekerli yeme isteğini azaltır.
Meyve:lif,vitamin(C),antioksidan içerir.elma,portakal,mango,karpuzkansere karşı etkili.
Sağlıklı karbonhidrat ve kepekli tahıllar tüket:uzun süreli enerji için sağlıklı(yani yavaş emilen) karbonhidratları ve lif kaynaklarını,kepekli tahılları(antioksidan içerir) tüket.
İyi karbonhidratlar:kepekli tahıllar,fasulye,meyve ve sebzeler.(yavaş sindirilir)
Kötü karbonhidratlar:beyaz un,rafine şeker,beyaz pirinç gibi gıdalar.(hızlı sindirilir ve kan şekerini arttırır)
Sağlıklı diyet—kepekli,kahverengi pirinç,darı ve arpada dahil olmak üzere kepekli tahıllar içerir.Tam tahıllı olmayan ekmek,makarna ve kahvaltılık tahıllar gibi rafine edilmiş gıdalardan uzak durulmalı.
Sağlıklı yağları tüketebilirsin:beyin ve kalp hücreleri,saç,cilt,tırnaklar için gerekli.(omega-3 içeren besinler) Depresyonu önlemeye de yardımcı.
Yemek programına ekleyebileceğin yağlar:
Doymamış yağlar:bitkisel yağlardan elde edilir.Badem,fındık,kanola yağı,ceviz,yer fıstığı yağı,zeytinyağı,susam,avokado,balkabağı yağı
Çoklu doymamış yağlar:somon,ringa,uskumru,hamsi,sardalya,yağlı balıklarda(soğuk su balıkları) bulunan yağlar(omega 3 ve 6 içerir),ısıtılmayan ayçiçeği yağı,mısır,soya,keten tohumu yağı ve ceviz.
Azaltılması gereken yağlar:
Doymuş yağlar:kırmızı et,süt ve süt ürünlerinde bulunan hayvansal kaynaklı yağlar.
Trans yağlar:bitkisel margarinler,kraker,şekerleme,kurabiye,kavrulmuş çerez,kızarmış gıdalar,pişmiş bitkisel yağlarla yapılan işlenmiş gıdalar
Şekeri,gizli şeker içeren ürünleri,tuzu azalt!Çok şeker,depresyon ve diyabete yol açar.Çok tuz,yüksek kan basıncı,kalp ve böbrek rahatsızları,hafıza kaybına yol açar.Bipolar bozukluk belirtilerini de kötüleştirir.
Gizli şeker—ekmek,tahıl,konserve,makarna sosu,margarin,patates püresi,dondurulmuş yemekler,fastfood,ketçap gibi ürünlerde bulunur.
Kalsiyum almak çok önemli:sağlıklı kemikler ve dişler,kalp ritmini düzenlemek,vücudu güçlü tutmak.50 yaş üzeri günde 1000-1200 mg kalsiyum almalı.Mümkün olduğunca gıdalardan alıp,düşük dozlarda takviye ilaç alınması öneriliyor.
Vücudun kalsiyum depolarını tüketen—alkol,kafein,şekerli içeceklerden uzak dur.
Vücut geliştirme hareketleri yapmak,magnezyum ve D vitamini almak kalsiyum için yararlı.
İyi kalsiyum kaynakları:
süt:sabah tüketildiğinde kolayca sindirilir ve vücut tarafından emilir.Düşük yağlı süt,yoğurt,peynir.
Sebze ve yeşillik:yeşil yapraklı olanlar,lahana,marul,kereviz,brokoli,rezene,kabak,yeşil fasulye,brüksel lahanası,kuşkonmaz,mantar.
Fasulye:siyah fasulye,barbunya,beyaz fasulye,siyah gözlü bezelye,kuru fasulye.
Protein tüket:yaşamını sürdürmen için gerekli enerjiyi verir.Bir yetişkin günde vücut ağırlığının her kilogramı için 1-1,5 gram protein almalı.
Lifli beslen!:lifi yüksek gıdalar kilo vermene,diyabet riskini azaltmana yardımcı olur.Günde en az 21-38 gram lif tüketilmeli.
Kısaca:
Her 1.5 saatte 1 bardak olmak üzere günde 8-10 bardak su tüket.
Her öğün yediğin yiyeceklerin kırmızı-yeşil-sarı veya yeşil-turuncu-mor gibi farklı renklerde olmasına dikkat et.
Fastfood yerine köfte,döner,tavuk ye.
Kola yerine ayran ve su iç.Yemekle birlikte içecek yerine salatayı tercih et.
Şekerli gıdalardan uzak durup,meyve ve organik meyve sularını tercih et.
Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek tüket.(günde max 4 dilim)
Haftada en az 3 gün sebze ve 2 gün baklagil içeren yemekler yemelisin.
Günde mutlaka 1 porsiyon meyve tüket.
Yemek programına zeytinyağı,avokado,hindistan cevizi,kabak çekirdeği,ceviz,çiğ badem,balık türlerigibi sağlıklı yağlar içeren besinleri ekle.
Tuz alımını kısıtla.Salataya tuz yerine peynir ekle ya da mineralli kaya tuzu kullan.
0 notes
huseyinerol3453 · 2 years
Photo
Tumblr media
DEĞERLİ DOSTLAR, DOST OLMAK, DOST KALABİLMEK KOLAY MI? EMEK LAZIM. GAYRET LAZIM. EN AZ KENDİMİZİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ KADAR DOSTUMUZU DA DÜŞÜNMELİYİZ.. BELKİ DE DAHA FAZLA DÜŞÜNMELİYİZ.. DOST; YERİNE GÖRE BİR ANNE-BABA GİBİ KOL KANAT GERENDİR. ŞEFKATLE, MERHAMETLE KUCAKLAYANDIR. DOST; GEREKTİĞİNDE BİR ZIRH GİBİ GELEN DARBELERDEN KORUYANDIR. DOST; BİR ELBİSE GİBİ SARANDIR, ISITANDIR, DOST; TADINA DOYUM OLMAYAN YEMEKLER GİBİ GÖNÜL DÜNYAMIZI DOYURANDIR. DOST; YALNIZ VE KARANLIKTA KALDIĞIMIZDA; IŞIĞIMIZDIR, REHBERİMİZDİR. DOST; İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZDA GÖLGEMİZ GİBİ HEP YANIMIZDADIR. DOST; BİR BEN VARDIR BENİ BENDEN İÇERİ DİYEBİLECEĞİMİZ KALBİMİZDE, BEYNİMİZDE KENDİMİZLE ÖZDEŞLEŞTİRDİĞİMİZ RUH İKİZİMİZ GİBİDİR. DOST; DAHA ÇOK, DAHA FAZLA GİBİ DE GİBİDİR. DİLERİM HER ŞEY GÖNLÜMÜZCE, KARDEŞÇE, HAKÇA, BARIŞ, REFAH VE GÜVEN İÇİNDE, TÜM SEVDİKLERİMİZLE BİRLİKTE, SAĞLIKLI, BAŞARILI, SEVGİ VE HUZUR DOLU OLSUN. AMİN İNŞAALLAH. EN İÇTEN DİLEKLERİMLE SELAM, SEVGİ, SAYGI VE DUA İLE. https://www.instagram.com/p/CfGSP7aj7bd/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
toyga · 4 years
Photo
Tumblr media
SAĞLIKLI VE KALICI KİLO VERMENİN 10 ETKİLİ KURALI! http://www.bodrumania.com/saglikli-ve-kalici-kilo-vermenin-10-etkili-kurali/ COVID-19 pandemisi sürecinde kimi zaman can sıkıntısı, kimi zaman stres ve kaygı nedeniyle kendimizi çoğu zaman mutfakta yemek yaparken bulduk. Hazırladığımız birbirinden lezzetli yemekler ve tatlılar bize bu süreçte keyif vermiş olsalar da, zamanla tartının ibresindeki yükseliş kaçınılmaz oldu. . . #Bodrum #bodrumania #bodrummagazin #bodrumhaber #bodrumluculuk #bodrumdayaşam #bodrumdabugün #sergi #bodrumbodrum #bodrumdanhaberler #postabodrum #bodrumposta #hayatadair #kitap #toyga #hayatbirgünodabugün #cemiyet #moda #bodrumda #yaz #bodrummarina #yalıkavakmarina #turgutreis #resim #sanathaberleri #bodrummania #nurecembaydıozman @acibademkozyatagihospital83 #acıbademkozyatağıhastanesi #diyet #zayıflamakistiyorum (Bodrumania.com) https://www.instagram.com/p/CBlmk8djSdA/?igshid=g4g2gh2oyxea
0 notes
Text
Nasıl Sağlıklı Kilo Verebildim?
Nasıl Sağlıklı Kilo Verebildim?
Sağlıklı olmak ve kilo verirken sağlığımızı bozmamak çok önemli. Yıllarca çok çeşitli diyetler denedim ama 3 verdim 5 aldım, 10 verdim 15 geri aldım. Bu döngü aşağı yukarı 20 yıl böyle gitti. Bunun sonucunda tiroid hastalığı ve insülin direncim yükseldi. Değişen hormonal dengelerim ve yetersiz kalan insülin seviyem tansiyonumu tetiklemeye başladı. Zorunlu olarak dahiliye doktoruna gittim. Yapılan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
evdekiuccocuk · 4 years
Photo
Tumblr media
🔎 Siz sadece ANNE VE BABA mı var sanıyorsunuz?. . . 🔏 “Her çocuğun üç ebeveyni vardır; annesi, babası ve anne-babası arasındaki ilişki. Üçüncü ebeveyne dikkat edin!”. . 📝 Bebekliğinden itibaren , onları HER ŞEKİLDE korumak ve kollamak için çok uğraşırız. Gayemiz , sağlıklı büyütmektir. . 🛋 Bunun içinde , benimde sayfam gibi bir çok sayfayı takip eder araştırır ve bilgili ANNELER Ya da ebeveynler olmaya çalışırız. . ❗️ Hepsi çok güzel ama SIKLIKLA BİR ŞEYİ ATLIYORUZ, eşler arası TUTUM VE UYUM. ANNE dilediği kadar SAĞLIKLI büyütmeye çalışsın, en organiğinden yemekler , en doğalından ilaçlar , en en en ne varsa hepsini yapsın, Baba da var görsel değil mi oda katılsın bu aktivitelere ama "görünmeyen ebeveyne" !. . 🕯 Eşinizle aranızdaki ilişki çocuğunuzla ilgili nerdeyse herşeyi belirler, genel sağlıktan okul başarısına kadar, odaklanma becerilerinden tutun da sosyalleşmesine, davranış biçimlerine kadar. . ⏰ Ebeveynlerin kendi ilişkileri içinde yaşadığı sıkıntı, çocukları fazla fazla etkiler!. Çocuklardan 24 saat boyunca idrar örneklerinin alındığı kapsamlı bir araştırmada, anne-babası arasındaki ilişki sorunlu olan çocukların stres hormonları –özellikle adrenalin- salgıladıkları görülüyor!!. . ⌛️ Dolasıyla katılımcı bir baba elbet gerekli ama SİZ KOCANIZI , KOCANIZ SİZİ ne kadar anlıyor, iyi eş , siz yorulduğunuzda altını değiştirip uykuya götüren veya sizin nefes almanız için gezdiren mi, yoksa bunlar elbet olmalı ama ya çocuk sonrası aranızdaki ilişki ne durumda , beklentiniz böyle miydi ?. . 🔐 Şimdi, yorumlarınızı fikirlerinizi ve 3. Ebeveyne bakışımızı merak ediyorum , yazın konuşalım anlayalım hep beraber bu "3." Nün anlamını. . 🤞 Eşlerinizi etiketlemeyi onlarında yorumlarını almamızı sağlayın. . https://www.instagram.com/p/B4Z9HMjn_f537P78jVblV2yNlHcZCg-xHoHgSs0/?igshid=1fo2jmloejnmw
0 notes
mehmetkali · 5 years
Text
SİNGAPUR HAVA YOLLARI SAĞLIKLI MUTFAĞI UÇUŞLARINA TAŞIDI https://ift.tt/2HF8NUI
SİNGAPUR HAVA YOLLARI VE COMO SHAMBHALA’NIN BİRLİKTE GELİŞTİRDİKLERİ SAĞLIKLI MUTFAĞI ARTIK SİNGAPUR HAVA YOLLARI UÇUŞLARINDA
  30 Ağustos 2019 tarihinde, Singapur Havayolları (SIA), Singapur merkezli sağlık markası COMO Shambhala ile birlikte Eylül 2019 itibarıyla seçili SIA uçuşlarında özel olarak hazırlanmış sağlıklı yemekler sunacağını duyurdu. Sağlıklı yemekler, müşterilerin sağlık ve seyahat deneyimini iyileştirme amaçlı SIA ve COMO Shambhala ortaklığının bir parçasıdır.
  Her biri vücudu besleyecek ve seyahatten kaynaklanan yorgunluk gibi stresleri hafifletecek şekilde özenle tasarlanmış sağlıklı ve lezzetli yemeklerden oluşan bir menü müşterilerimizi bekliyor. Kivi, yoğurt, pancar ve çilek gibi antioksidan ve mikrobesin yönünden zengin içeriğiyle bağışıklık sistemini güçlendiren yemekler, müşterilerimizin uzun uçuşlardan sonra bile kendilerini dinç hissetmelerine yardımcı oluyor. Diğer yemekler de, daha konforlu bir seyahat için iyi sindirim ve dolaşımı destekliyor.
  First Class ve Business Class yolcuları, Singapur’dan kalkan seçili Hong Kong, Frankfurt, Londra, Melbourne, Perth ve Sidney uçuşlarında sağlıklı menünün tadını çıkarabilecek. Yemekler, Singapur kalkışlı tüm güzergahlarda First Class, Business Class ve Premium Economy Class yolcuları için ‘Book the Cook’ üzerinden önceden de sipariş edilebilecektir (Lütfen, First Class ve Business Class yemek menüsü için Ek A’ya, ‘Book the Cook’ menüsü için Ek B’ye bakın).
  “COMO Shambhala ile yaptığımız ortaklığı duyurmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Sağlık ve besleyici mutfak alanlarındaki ödüllü uzmanlıklar artık uçuş menülerimizde,” diyen Singapur Havayolları Müşteri Deneyiminden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcıs Sayın Yeoh Phee Teik, sözlerine
  “Artık bu yeni sağlıklı yemeklerin sunulacak olması, yolcularımıza daha hoş ve keyifli uçuş deneyimleri kazandırmak adına ürün ve hizmetlerimizi sürekli iyileştirme sözümüzü tuttuğumuzun bir göstergesi.”
  COMO Grup Mutfaktan Sorumlu Başkan Yardımcısı Sayın Daniel Moran da şu sözlerle katkıda bulundu: “Bizim için büyüleyici bir projeydi. Damakta unutulmaz lezzetler bırakmak için COMO Shambhala markasının ruhunu ve yemeğe yaklaşımını yansıtan bir menü tasarladık. Singapur Hava Yolları’nın değerli yolcularının da bu gastronomik mutluluğu yaşayacağından eminiz.”
  COMO Shambhala ile birlikte geliştirilen yemeklerin menüye dahil edilmesiyle, SIA’nın müşterilerinin konfor ve mutluluğunu iyileştirmeye yönelik sağlıklı sunumlar listesi de genişliyor. SIA, bu yıl Eylül ayından itibaren Seattle şehrine yapılacak direkt uçuşlar dahil olmak üzere, aktarmasız Singapur-ABD uçuşlarında da müşterilerin güzel karşıladığı sağlıklı seçenekler sunmak için ABD merkezli sağlıklı yaşam uzmanı Canyon Ranch ile ortaklığa devam ediyor.
  SIA’nın COMO Shambhala ile ortaklığı, sağlıklı yemeklerin yanı sıra, yolcuların uçuştan önce, uçuş sırasında ve sonrasında sağlıklı olmayı öğrenip, öğrendiklerini uygulamasına yardımcı olacak şekilde tasarlanan sağlık aktiviteleri de içermektedir. Bunlar, gevşeyip rahatlamak için meditasyon, nefes teknikleri ve uzun süre hareketsiz kalmaya uygun vücut egzersizleri gibi çeşitli aktivitelerdir. Bu aktivitelere, birlikte geliştirilen sağlıklı yemeklerle eşzamanlı olarak 1 Eylül 2019 tarihinden itibaren faaliyete geçirilecek olup, sadece SIA mobil uygulaması üzerinden indirilebilecektir.
    COMO Shambhala Uçakta Sağlık Menüsü (Eylül 2019 için)
  Singapur kalkışlı seçili Hong Kong, Frankfurt, Londra, Melbourne, Perth ve Sidney uçuşlarında First Class ve Business Class için geçerlidir.[1]
  SOĞUK KAHVALTI
Tropik Meyveli Bircher Müsli
Yulaf ezmesi, doğal yoğurt, kuru üzüm ve yaban mersini ile taze mango, çilek ve kabak çekirdeğinden oluşan kahvaltılık gevrek
Antioksidan Yönünden Zengin | Arındırıcı | Sindirime Yardımcı | Yüksek Lif İçerikli
  SICAK KAHVALTI
Baharatlı Karabuğdaylı ve Balkabaklı Pancake
Vanilya çekirdeği ve hindistan cevizli yoğurt, kızarmış kabak çekirdeği, akçaağaç şuruplu çilek ve portakal ile birlikte besin değeri yüksek karabuğdaylı ve balkabaklı pancake
Sindirime Yardımcı | Bağışıklık Sistemini Güçlendirir | Mikrobesin Yönünden Zengin
  ÇORBA
Tatlı Mısır ve Taze Hindistan Cevizi Çorbası
Tatlı mısır, taze hindistan cevizi ve limon otunun közlenmiş kırmızı biberli salsa, kabak çekirdeği ve taze kişniş ile ışıltılı ve kadifemsi birlikteliği
Mikrobesin Yönünden Zengin | Sindirime Yardımcı | Rahatlatıcı
  APERATİF
Habeş Tavuğu Salatası
Lime lime edilmiş tavuk göğsü buğulama ve çıtır sebzeler ile birlikte kavrulmuş susam, miso ve bal soslu taze otlu lahana salatası
Bağışıklık Sistemini Destekler | Sindirime Yardımcı | Mineral Yönünden Zengin
  ANA YEMEK
Hindistan Cevizli Balık Buğulama
Domatesli ve hindistan cevizli zengin bir garam masala sos içinde tatlı patates, karnabahar ve yeşil bezelye ile birlikte özenle hazırlanmış balık buğulama
Bağışıklık Sistemini Güçlendirir | Mikrobesin Yönünden Zengin | Antioksidan Yönünden Zengin | Rahatlatıcı
  TATLI
Siyah Çikolatalı ve Zencefilli Pasta
Limon aromalı yayla muzu ve crème fraiche ile birlikte ince taneli polenta keki, acı-tatlı çikolata ve kristalize zencefilli pasta
Vitamin Yönünden Zengin | Mineral Yönünden Zengin
  SAĞLIKLI İÇECEKLER
COMO Shambhala Zencefil Çayı
Canlı ve topraksı soğuk sıkım taze pancar, havuç, mayhoş yeşil elma, zerdeçal ve zencefil özütü
Dolaşım Sistemini Destekler | Vitamin Yönünden Zengin
    Book the Cook uygulamasındaki COMO Shambhala Sağlık Menüsü (Eylül 2019 – Şubat 2020)
  Singapur kalkışlı tüm güzergahlarda First Class, Business Class ve Premium Economy Class yolcuları için önceden sipariş edilebilecektir.
  First Class
Kırmızı Pirinç ve Balık Lapası
Doyurucu ve iştah açıcı bir kase kırmızı pilav, balık buğulama, wakame, kale ve miso lapası üzerinde taze zencefil ve kişniş yaprakları
Dolaşım Sistemini Destekler | Yüksek Protein İçeriği | Mineral Yönünden Zengin | Rahatlatıcı
  Yeşil Mercimek, Kabak ve Rikottalı Lazanya
Közlenmiş domates ve kırmızı biber sosunda renkli ve canlı kabak, kırmızı biber, ağır ateşte pişmiş yeşil mercimek ve krem rikotta katmanları
Mikrobesin Yönünden Zengin | Sindirime Yardımcı | Yüksek Fiber İçerikli | Rahatlatıcı
  Baharatlı Karabuğdaylı ve Balkabaklı Pancake
Vanilya çekirdeği ve hindistan cevizli yoğurt, kızarmış kabak çekirdeği, akçaağaç şuruplu çilek ve portakal ile birlikte besin değeri yüksek karabuğdaylı ve balkabaklı pancake
Sindirime Yardımcı | Bağışıklık Sistemini Güçlendirir | Mikrobesin Yönünden Zengin
  Hindistan Cevizi ve Chia Tohumlu Puding
Hatmi çiçeği çayında demlenmiş taze kivi ve çilekle birlikte kremalı hindistan cevizi sütü içinde vanilya aromalı beyaz chia tohumu
Vitamin Yönünden Zengin | Sindirime Yardımcı | Yüksek Fiber İçerikli
  Business Class
Kırmızı Pirinç ve Balık Lapası
Doyurucu ve iştah açıcı bir kase kırmızı pilav, balık buğulama, wakame, kale ve miso lapası üzerinde taze zencefil ve kişniş yaprakları
Dolaşım Sistemini Destekler | Yüksek Protein İçeriği | Mineral Yönünden Zengin | Rahatlatıcı
  Yeşil Mercimek, Kabak ve Rikottalı Lazanya
Közlenmiş domates ve kırmızı biber sosunda renkli ve canlı kabak, kırmızı biber, ağır ateşte pişmiş yeşil mercimek ve krem rikotta katmanları
Mikrobesin Yönünden Zengin | Sindirime Yardımcı | Yüksek Fiber İçerikli | Rahatlatıcı
    Baharatlı Karabuğdaylı ve Balkabaklı Pancake
Vanilya çekirdeği ve hindistan cevizli yoğurt, kızarmış kabak çekirdeği, akçaağaç şuruplu çilek ve portakal ile birlikte besin değeri yüksek karabuğdaylı ve balkabaklı pancake
Sindirime Yardımcı | Bağışıklık Sistemini Güçlendirir | Mikrobesin Yönünden Zengin
  Hindistan Cevizi ve Chia Tohumlu Puding
Hatmi çiçeği çayında demlenmiş taze çilekle birlikte kremalı hindistan cevizi sütü içinde vanilya aromalı beyaz chia tohumu
Vitamin Yönünden Zengin | Sindirime Yardımcı | Yüksek Fiber İçerikli
  Premium Economy
Baharatlı Karabuğdaylı ve Balkabaklı Pancake
Vanilya çekirdeği ve hindistan cevizli yoğurt, kızarmış kabak çekirdeği, akçaağaç şuruplu çilek ve portakal ile birlikte besin değeri yüksek karabuğdaylı ve balkabaklı pancake
Sindirime Yardımcı | Bağışıklık Sistemini Güçlendirir | Mikrobesin Yönünden Zengin
  Hindistan Cevizi ve Chia Tohumlu Puding
Hatmi çiçeği çayında demlenmiş taze çilekle birlikte kremalı hindistan cevizi sütü içinde vanilya aromalı beyaz chia tohumu
Vitamin Yönünden Zengin | Sindirime Yardımcı | Yüksek Fiber İçerikli
    [1] Menüden seçilen yemekler, farklı uçuşlarda sunulacaktır.
    from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2HIUTB4 via IFTTT
0 notes