Tumgik
#Olumsuzluk
ilmiyyat1453 · 2 months
Text
Tumblr media
Emoto, su damlacıklarını dondurup fotoğraf çekme kapasitesi olan karanlık alan mikroskobu altında incelediğinde, insanın titreşimsel enerjisinin, düşüncesinin, kelimelerinin, fikir ve müziğin hatta suya oynatılan filmlerin dahi suyun moleküler yapısını etkilediği bilgisine varmıştır.
Su kristalleri deneyinin çok daha ilginç olan kısmı ise, sadece kâğıt parçalarının üzerlerine farklı anlamlardaki kelimeler yazılıp bunlar su şişelerine yapıştırıldıklarında dahi suyun etkileniyor olmasıdır. Yani su sadece söylenilen değil, düşünülen kelimelerden de etkilenmektedir.
Bu tezin su üzerindeki kanıta baktığımızda, üzerinde teşekkürler yazılı şişedeki suyun son derece güzel bir kristalle tepki verirken, aptal kelimesi yazılı şişedeki suyun biçimsiz, parçalı kristal şekilleriyle tepki verdiği gerçeği karşımıza çıkmaktadır.
Bu bağlamda çocuğumuza söylediğimiz kötü sözlerin onun ruhunda oluşturduğu olumsuz etkiler bir tarafa, zihnimizde kurguladığımız menfi etiketlerin bile çocuğa olumsuz tesir ettiği sonucuna varılabilmektedir.
Zira insanın da %65'i sudur. Nasıl ki su kötü sözlerden ve etiketlerden olumsuz etkileniyorsa, aynı şekilde hem dilimizdeki hem zihnimizdeki olumsuzluklar da çocuğumuzu menfi bir biçimde etkisi altına alacaktır.
Tembel denilen çocuk tembellik eğilimi gösterecek, aptal denen çocuk zihni potansiyelini tekâmül ettiremeyecektir. Hele ki hiperaktif, dikkatsiz gibi yalnızca hekimlerin teşhis edebileceği hastalık tanımlarını çocuğumuza yapıştırmak, ona yapılabilecek en kötü şeylerden biridir.
Suyun dönüştürücü etkisini olumlu yönde kullanmak yine anne-babalara verilmiş önemli bir nimettir. Nasıl ki olumsuz telkinler çocuğumuzu olumsuza yönlendiriyorsa, tam tersi noktada olumlu telkinler de onu olumluya taşıyan yolu açmış olacaktır.
9 notes · View notes
borderlinesenteced · 11 months
Text
Yapabileceğin en kötü şey olumsuzluğa odaklanmaktır bu seni ölümün kafesinden hastalığın acısından zamanın zulmünden ,insan doğasının soğuk kabuğundan ya da şimdiye kadar sahip olduğun her şeyin sonsuza kadar kaybolmasından kurtarmaz.
1 note · View note
sbhklf · 1 year
Text
Yaşadığım tonlarca çok şey var. Ama hiçbiri hissettiğim duyguların gramı olamaz...
0 notes
harepare · 2 years
Text
herkes ayni anda bi seyleri soyluyor
1 note · View note
Text
Üvey Ablamı Tanga Külotla Görünce Dayanamadım! (1) (Gökay 26 Y., İstanbul)
İşsiz güçsüz bir delikanlıydım. Daha doğrusu, kendime göre bir iş bulamadığım için çalışmıyordum. Her zaman para sorunu yaşardım. Para sorunumu halletmek için devreye üvey annemi sokardım. O da bir şekilde babamı ikna edip aldığı parayı bana veriyordu. Kısacası baba parası yiyordum. Üvey annemin bir de kızı vardı Serpil adında. Serpil birkaç aylık nışanlıydı ve yakında evlenip gidecekti. Bir markette kasiyerlik yapıyordu. Nişanlı olduğu için aldığı paradan bana zırnık bile koklatmıyordu. Beyaz eşya aldığından onların taksitlerini ödüyordu. Kısacası, çeyiz düzmekle uğraşıyordu.
Serpil'in nişanlısı Ferit adında, kendini beğenmiş, gıcık biriydi. Bize geldiği zamanlar Serpil'den başkasını gözü görmezdi. Saatlarce bizde kalır, Serpil'in odasından çıkmazdı. Bu duruma karşı çıktığım halde beni ciddiye bile almazlardı. Serpil haftalık iznini onunla beraber geçirirken eve akşam geç saatlerde dönerdi. Aralarında sekiz yaş vardı. Ferit'in babası inşaatçı olduğundan kendisi de onunla takılırdı. Kendisi çalışmadığı halde babası sayesinde idare ediyordu. Son model arabası vardı, bununla ne bok yediği belli değildi. Zamparalık dahil herşey beklenirdi ondan. Zihnimdeki acabalar gittikçe artarken, bütün bu düşünceler içimi kemiriyordu.
Daha önceki yıllarda ailece her yaz köye gider birkaç ay tatil yapardık. Fakat o yaz, Serpil çalıştığı için zorunlu olarak ben de yanında kalmıştım. Babamla üvey annem köye gideli bir aydan fazla olmuştu. Serpil ile evde beraber kaldığımız süre içinde herhangi bir olumsuzluk olmamıştı. Serpil sabah saat 9:00 gibi işe gidiyor, akşam 19:00 gibi dönüyordu. Son zamanlarda geç kalsa da kafama takmıyordum. Daha önce ben Serpil'in eşofman giymesine karşı çıkarken artık birşey demiyordum. Doğrusu hoşuma bile gidiyordu. Eşofmana sığmayan dolgun yuvarlak götü ve giydiği külotun izi bile anlaşılıyordu. İlk zamanlar normal külotlardan giyerken, son zamanlar tangaya merak salmıştı. Eşofmanın altındaki tanga götünü ikiye bölüyordu. Durumu dikkat çektiği halde yanımda oldukça rahattı. Serpil'e karşı hislerim değişmeye başlamıştı.
Yazın çok sıcak olan evimiz geceleri uyku uyutmuyordu. Serpil'in de serzenişleri de bunu doğruluyordu. Sıcak nedeniyle uyuyamadığını, uykusuz yorgun halde işe gittiğini söylüyordu. Sabahları kalkmakta zorluk çekiyordu. Uyandırmam için yardım istemişti. Bir sabah uyandırmak için odasına girdiğimde inanılmaz bir manzarayla karşılaştım. Serpil sadece külot ve sütyenle yatıyordu. Külot dedimse bu normal bir külot değildi, tanga idi. Giydiği tanga götünün arasında kaybolmuş, sadece üst kısmı görünüyordu. Yastığa sarılmış, götünü de geriye doğru çıkarmıştı. Bembeyaz teni inanılmaz güzeldi. Beyaz götünün yanakları kabak gibi parlıyordu. Bu görüntü beni mahvetmişti. Manzara karşısında dayanamayıp külotuma boşaldım.
O günden sonra Serpil'e bakışlarım daha da değişmişti. İzin günleri geç saatlere kadar nişanlısıyla beraberdi. Kendisine, nişanlısından hoşlanmadığımı, o mendeburdan herşey beklenebileceğini söyleyip, dikkatli olması için tembihliyordum. Serpil söylediklerimin ne anlama geldiğini çok iyi biliyordu. Bana, "Merak etme Gökay, bu konuda bana sonuna kadar güvenebilirsin!" diyordu ve ben de ona güveniyordum. Kendisine güvendiğim için de üzerine gitmiyordum. Daha sonraki günler bu konularda daha samimi olmuştuk.
Bir akşam eve gelirken 6 şişe bira getirmiştim. Babamlar evde olmadığından içmemde bir sakınca yoktu. Serpil bu konuda ağzını bile açmamıştı. Ona, "Sen de içsene kız!" dedim. Serpil, "Tövbe tövbe, deli misin sen yaa!" diyor, içmek istemiyordu. Ben de, "İç şunu kız, birşey olmaz!" diyerek ısrarımı sürdürüyordum. Sonunda, "İçerim, ama sarhoş olursam sorumlusu sensin!" dedi. Hem müzik dinliyor, hem de içiyorduk.
Serpil ikinci bira şişesini bitirdiğinde kelimeler ağzında yuvarlanıyordu, gözleri kaymış, ne dediğini bilmez haldeydi. Serpil, "Başım dönüyooor, ben şimdi sarhoş mu olduummmm?" derken kahkalara boğuluyordu. Alışkın olduğum için bir iki bira beni etkilemiyordu, ama Serpil kendini kaybetmeye başlamıştı. Nışanlısıyla ilişkisinin ne düzeyde olduğunu öğrenmek istiyordum. Ben sordukça, yarım yamalak anlatmaya çalışıyordu. Anlattığına göre, öpüşme ve elleşmelerin dışında henüz cinsel ilişki yaşamamışlardı. Nışanlısı daha fazlasını isterken, kendisinin buna izin vermediğini söylüyordu.
Vakit ilerledikçe Serpil kendinden geçiyor, iyice sarhoş oluyordu. Daha fazla dayanamadı ve koltuğa uzandı. Kısa bir süre sonra da sızdı ve uykuya daldı. Öyle tatlı, öyle güzeldi ki, bakmaya doyamıyordum. Sırtüstü yattığı için, tişörtün içine sıkışan göğüsleri yanyana dikilmiş iki piramit gibi duruyordu. Birkaç kez, "Serpiill! Serpiill!" diye seslendiğim halde ölü gibi yatıyordu. Cesaretimi toplayıp yanına yaklaştım. Dizlerimin üzerine çömelerek birkaç kez dürttüm. Kıpırdadığında, bir bacağı koltuktan kayarak yere değdi. O anki görüntüsü dayanılır gibi değildi. Açılan bacaklarından dolayı eşofmanın içindeki am ortadan ikiye bölünmüş gibiydi. Şişkin yuvarlak amı beni inanılmaz heyecanlandırmıştı. Zaten kalkmış olan yarrağım bu görüntü karşısında zonklamaya başlamıştı.
Başımı bacaklarının arasını sokup, eşofmanın üzerinden amını koklamaya başladım. Amını koklarken neredeyse boşalacaktım. İnanılmazdı ve harika kokuyordu. Dokunmak istiyordum, ama cesaret edip amına dokunamıyordum. Bendeki istek ve arzu büyüdükçe kendimi frenleyemiyordum. Ne olacaksa olsun düşüncesiyle, eşofmanın üzerinden amına dokundum. O an resmen zevkten titredim. Amının girinti ve çıkıntılarını parmaklarımla yoklarken şeklini şemalini iyice öğrenmeye çalışıyordum. Eşofmanı inceydi ve ellemesi zevkli oluyordu. Amını görmek için eşofmanı biraz indirdim. Minik külotu amının kıllarını bile kapatmıyordu. Giydiği külot tanga olunca bu görüntü kaçınılmazdı. Amının üst kısmından daha fazlasını görmek istiyordum. Bunun için külotu da indirmem gerekiyordu. Salonda indirsem ve o anda uyansa söyleyecek kelime bulamazdım. Dürtükleyerek, "Kalk kız burda uyuma, yatağına git yat!" diye seslendiğimde, sadece anlamadığım birşeyler mırıldandı, hepsi o kadar.
Koltuk altlarından tutarak ayağa kaldırdım. Kucaklayıp odasına taşıdıktan sonra yatağın üzerine sırtüstü bıraktım. Işığı açıp ayak dibine oturdum. Derin bir nefes alarak eşofmanın lastikli yerinden tuttum, bacaklarından yavaş yavaş sıyırarak ayak uçlarından çıkardım. Şimdi altında tangası kalmıştı. Amını bile kapatmayan bu küçük bez parçasını indirirken kalbim duracak gibiydi. Sonunda onu da çıkardım. Daha iyi görmek için bacaklarını dizinden kırarak yanlara doğru açtım. Şimdi amı tamamen ortaya çıkmıştı. Karşımda mükemmel bir manzara vardı. Uzun kılların arasındaki yarık boydan boya uzanıyordu. Amının dudakları sağlı sollu ağız kısmını kapatıyordu. Klitorisi ise küçük ama diriydi.
İncelemeye devam ederken yarrağım iyice kalkmış ve zonkluyordu. Çıplak götü kocaman görünüyordu. Daha sonra ayak bileklerinden tutup bacaklarını yukarı ve yanlara doğru açtım. Götü kabak gibi ortaya çıkmıştı şimdi. Siyah kıllarla çevrili götdeliğinin varlığı anlaşılmıyordu bile. Amının sıcaklığı yüzüme vururken sanki sidik kokuyordu. Burnuma vuran bu koku en kaliteli parfümden bile daha etkiliydi. Tüm cesareti toplayıp dilimi amına değdirdim, sonra da yavaş yavaş yalamaya başladım. Tuzlu bir tadı vardı. Tuzlu olmasına rağmen hoşuma gitmişti.
Uyanma ihtimali vardı. Daha dikkatlı olmam gerektiğini düşündüm. Kafamdaki düşünce nedeniyle bacaklarını yavaş yavaş bıraktım. Bu görüntüyü ölümsüzleştirmem lazımdı, bir daha böyle bir fırsat yakalayamayabilirdim. Gittim salondan telefonumu aldım geldim. Amını ve götünü en ince ayrıntısına kadar çekip telefonuma kaydettim. İlerki günlerde 31 çekmek için harika bir yatırımdı. O ana kadar boşalmamak için kendimi zor tutmuştum, artık boşalmak istiyordum. Serpil'in amına bakarken çeşitli fantaziler hayal etmeye başladım. Onu sikmek, amına sokmak istiyordum, ama bu mümkün değildi. Mecburen 31'e talim ederken hayal bile olsa sikiyor gibiydim. Bir iki dakika içinde titremeye başladım. Büyük bir zevk beynimi sararken daha fazla dayanamadım. Saniyeler boyunca boşaldıkça boşaldım. Yarrağımdan fışkıran döller çarşafı berbat etmişti. Ama bu umrumda bile değildi. Bu benim için unutulmaz bir andı ve bunu doyasıya yaşamak istiyordum.
Birkaç dakika sonra iyice rahatlamıştım ve kendime gelmiştim. Önce tangasını, ardından eşofmanını giydirip üstünü başını düzelttim. Çarşafına dökülen döllerimi kağıt havlu getirip temizledikten sonra her hangi bir olumsuzluk var mı diye etrafa baktım. Sadece döllerin ıslaklığı kalmıştı çarşafta, o da önemli değildi, hava sıcak olduğu için sabaha kadar kuruyacağından emindim. Işığı kapatıp odadan çıktım...
Ertesi gün uyandığımda saat 12:00'ye geliyordu. Serpil işe gitmişti. Odasını kontrol ettiğimde çarşafın değiştirilmiş olduğunu farkettim. Kirlilerin konduğu sepete baktığımda, tanga, eşofman bir de çarşaf, aynı yerdeydi. Acaba birşeyler anlamış mıdır diye doğrusu çok merak ediyordum...
Akşam saat 22:00 gibi eve geldiğimde, Serpil yemek yapmış beni bekliyordu. Geç geldiğim için, "Nerde kaldın yaa? Saatlerdir seni bekliyorum. Seni beklediğim için ben de yemedim!" diye sitem etmesi bir an canımı sıktıysa da, yüzündeki gülümseme beni yumuşatmıştı. "Özür dilerim kız, açlıktan ölmeni istemem! Sonra bizimkiler ne der!" dedim. Serpil, "Sen özür diler miydin Gökay?" diye takıldı. Ben de, "Biricik kardeşimden özür dilemeyeceğim de, kimden dileyceğim kız!" dedim. Bu lafıma teşekkür etti.
Sonra konuyu önceki akşama getirdi, "Akşam ne olduğunu bile hatırlamıyorum. Çok mu sarhoş oldum?" diye sordu. Ben de, "İki bira içtin kendinden geçtin. Ayakta bile duramıyordun, odana taşırken anam ağladı. Ne kadar ağırsın kız!" diye takılınca, Serpil, "Saçmalama, sadece 55 kiloyum, sence 55 kilo çok mu?" dedi. Kızlar kendisine kilolu denmesinden hoşlanmadıkları için özlllikle böyle söylemiştim. Şaka yaptığımı anlayınca da gülmeye başladı. O akşam birşey olmamış gibi yemeğimizi yedik, TV seyrettik...
Sonraki günler normal şekilde geçiyordu. O işine gidip gelirken, ben de öylesine takılıyordum. Serpil nişanlısıyla buluşmaya devam ederken, bu buluşmalar bazen geç saatlere kadar sürüyordu. Bir akşam eve döndüğünde yüzünün asık olduğunu farkettim. "Ne o kız? Yüzünden düşen bin parça!" diye takıldım. "Yok birşey!" dedi, ama bira içtiğimi görünce, gitti bir bardak getirdi ve "Bana da doldursana, içmek istiyorum!" dedi. Bir şişe de ona açtım ve bardağını doldurdum. Bardağı aldığı gibi bir dikişte hepsini içti. Bu durumu görünce, "Hop hoop! Biraz yavaş iç!" dedim. Aslında içmesi benim işime geliyordu, geçenki gibi sarhoş olmasını istiyordum. İkinci kez bardağını doldurdum. Bir iki tane kuru yemiş ağzına attıktan sonra tekrar yudumlamaya başladı. Nışanlısıyla tartışmış gibi bir hali vardı, kızgınlığı yüzünden okunuyordu.
Biraları su gibi götürürken bu durum hoşuma gitmişti. Onu izlerken, o akşam yaşadıklarım aklıma geldi. Nasıl bir amcığa sahip olduğunu çok iyi biliyordum. Bu gün üzerinde diz boyu bir etek vardı. Etek bol olduğundan, eteğin kenarlarını, bacaklarının altına toplamıştı. Dizine kadar görünen bacaklar pürüzsüz ve tertemizdi. Ağda veya epilasyon yapmış olmalıydı.
Dördüncü bardağı yudumlarken kelimeler ağzında yuvarlanmaya başladı. Ne dediğini kendisi bile bilmiyordu. Saçma sapan konuşurken kendi kendine gülüyordu. Bu sefer geçenkinden daha fazla içmiş ve kontrolden çıkmaya başlamıştı. Sağa sola eğilirken yapışık bacakları zaman zaman açılıyor, bembeyaz bacakları baldırlarına kadar görünüyordu. Anlar diye endişelenirken bakmadan da yapamıyordum. Bu görüntü yarrağımı hareketlendiriyordu. Kalp atışlarım da hızlanmıştı.
Sonra Serpil, "Lavobaya gitmem lazım!" diyerek yerinden kalktı. Yanımdan geçerken kendini sıktığını farkettim, sıkıştığı her halinden belli oluyordu, nerdeyse altına işeyecekti. Tuvaletin kapısını açtı ve içeri girerken, 'Zoorrt!' diye osurdu. Küfürler ederek tuvalete girdi. İçtiği biralar onu işemeye zorlamıştı. Öyle tazyikli işiyordu ki, işeme sesi salona kadar geliyordu. Hem işiyordu, hem de arada bir osuruyordu.
Tuvaletten çıktıktan sonra odasına gitti. Aradan bir müddet geçtiği halde Serpil'den ses seda çıkmamıştı. Ne olduğuna bakmak için odasına yöneldim. Odasındaki ışık yanıyordu. Ne yaptığını öğrenmek için sessizce yaklaştım. Açık olan kapıdan içeri baktığımda yüzü koyun uzanmış yattığını gördüm. Götüne kadar açılmış olan etek süt beyaz bacaklarını ortaya çıkarmıştı. Biçimli olan çıkık götü çok güzel görünüyordu. Cesaretimi toplayıp içeri girdim ve "Serpiil! Serpiil!" diye seslendim. Herhangi bir şekilde de olsa tepki vermiyordu. Kendinden geçmiş, derin bir uykuya dalmıştı.
Bunu fırsat bilerek yanına oturdum. Süt beyaz bacakları tertemiz görünüyordu. Götünü örten eteğini yavaş yavaş beline doğru çektim. Şimdi önümde harika bir manzara vardı. Götünün arasına sıkışan külot iki dağın arasından akan dere gibiydi. Açık mavi külotu çok sexy idi. Götündeki lekeler dikkatimi çekmişti. Dikkatle incelediğimde gördüklerime inanamadım. Götündeki morarmalar parmak izlerine benziyordu. Bunu yapanın kim olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. Sanırım nışanlısıyla sevişmişti. Kızmıştım, ama bunları düşünmenin sırası değildi.
Daha önce kıllı olan yerler şimdi tertemiz ve kaymak gibiydi. Hafiften tenine dokundum. Avucumun içiyle önce bacaklarını, ardından götünü okşamaya başladım. Bu inanılmaz bir duyguydu. Serpil öylece hareketsiz yatıyordu. Okşamalarım çoğaldıkça kendime olan güvenim de artıyordu. Cesaretimi topladıktan sonra külotunu çıkarmaya karar verdim. Lastikli yerleri belini sıkmıştı. Yanlarından tutarak yavaş yavaş sıyırmaya başladım külotunu. Birkaç saniye içinde külottan da kurtulmuştum. Serpil'de halen hareket yoktu. Götü tüm ihtişamıyla meydandaydı. Bir ara kıpırdar gibi oldu. Bu kıpırdama işimi kolaylaştırmıştı. Sağ bacağını yana doğru açarken dizine doğru kırmıştı...
Gördüğüm manzara olağan üstüydü. Kılları temizlenmiş olan amı kabak gibi parlıyordu. Ortasını ikiye bölen çizgi şimdi daha net görünüyordu. Göt yanaklarının arası kızarmıştı. Bu kızarıklık külotun sürtünmesinden olabilirdi. O an kendimce öyle düşünmüştüm. Elimi uzattıp amını yoklarken çizginin arasında sıkışan küçük dil harika görünüyordu. Ortadan ikiye bölünen yeri hafif hafif okşuyordum. Bir müddet okşadıktan sonra amının dudaklarını parmaklarımla gerdim. Am deliğine bakarken içim gitmişti. Bakire olduğu her halinden belli oluyordu. Küçücük bir deliği vardı. Parmaklarımı çektiğimde amının dudakları diri ve sert olduğundan anında kapanmıştı.
Bir yandan Serpil'i incelerken bir yandan da yarrağımı okşuyordum. Daha önce kıllı olan arka deliği de eminim şimdi tertemizdi. Arka deliği merak ederek götüne yöneldim. İki yandan tutarak göt yanaklarını gerdiğimde gördüğüm manzara beni ürkütmüştü. Kendi kendime (Bu ne böyle?) diye söylenirken gördüğüme inanamıyordum. Daha önce küçücük olan göt deliği büyümüş, şişenin ağzı gibi açılmış, içi görünüyordu. O an aklıma nişanlısı Ferit geldi. Belli ki Serpil'i götten sikmişti. Daha birkaç saat önce siktiği için de deliği halen gevşek duruyordu. Gördüklerimden inanılmaz şekilde heyecanlanmıştım. Bu duruma daha fazla dayanamadım ve birden kasılmaya başladım. Müthiş bir zevkle boşalıp külotumu berbat etmiştim.
Banyoya giderek berbat olan külotumu çıkardım. Serpil'in akşamki durumu aklıma geldi, eve geldiğinde kızgın olmasının nedenini şimdi daha iyi anlıyordum. İyice temizlenip banyodan çıktım. Odasına döndüğümde Serpil halen aynı pozisyonda yatıyordu. Cesaretimi toparlayıp ikinci kez götünün yanaklarını gerdim. Ağzımda birikmiş olan tükürüğü götünün deliğine tükürdüm. Parmağımla tükrüğü yedirdikten sonra parmağımı deliğe bastırdım. Kaygan olan parmak rahat bir şekilde içine girmişti. Yavaş yavaş ileri geri hareket ettirmeye başladım. İçinin sıcaklığı parmağımı yakıyordu. Sonra iki parmağımla denedim. Yine kolay girmişti. Parmak sayısını artırdıkça götünün deliği halen kabul ediyordu, büzük açıldıkça açılıyordu. Bir müddet üç parmakla devam ettim. Elimi çektiğimde büzük anında kapanmıştı. Götünün deliğini 5 dakika boyunca parmaklarımla sikerken Serpil'den gık bile çıkmamıştı.
Bu sırada yarrağım yeniden kalkmış, demir gibi sertleşmişti. Artık karar vermeliydim. Bu fırsatı kaçırırsam, böyle bir şans bir daha yakalamayabilirdim. Ya şimdi, ya hiçbir zaman. Bunu mutlaka denemeliydim. Bacaklarını iki yana doğru açtım. Belinden tutup geri doğru çektim. Az da olsa domalma pozisyonuna getirdim. Bacakların arasına yerleştim. Götünün deliğine bolca tükürdüm. Yarrağımı da tükürükle kayganlaştırdıktan sonra artık engel kalmamıştı. Yarrağımı büzüğüne dayadım. Ağırlık vermemek için kollardan destek alarak yüklenmeye başladım. Kafası girdiğinde heyecandan titriyordum. Biraz daha, biraz daha derken, yarısına kadar soktum. Yarrağımı saran delik inanılmaz zevkliydi. İleri geri hareket ederken, yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Tanrım ne müthiş zevk bu böyle! İlk kez birini götten sikiyordum, o da üvey kızkardeşimin götüydü.
Daha da derinlere sokmaya çalışırken zevkten uçuyordum. Kayganlık azaldığında geri çekilerek tükrüğümle tekrar kayganlaştırıyordum. Sonra tekrar sokuyordum. Birkaç dakikadır daha önce yaşamadığım zevkleri yaşıyordum. Serpil'in götünü sikerken kim olduğunu unutmuş gibiydim. Yarrağımı sonuna kadar bastırırken taşaklarım amına değiyordu. Götünün yumuşaklığı harikaydı. Dakikalardır sikerken şimdi daha rahat hareket ediyordum. Delik gevşemiş iyice açılmıştı. Ama yine de müthiş zevk alıyordum...
İkinci kez olduğu için boşalmam uzun sürecekti. Daha fazla dayanacağımı düşünüyordum. Ama zevk dalgası tüm bedenimi sararken boşalmak üzere olduğumu anladım. Boşalma öncesi hızlı hızlı sikerken karar vermem gerekiyordu. Karar vermeye fırsatım bile olmamıştı. Götünün derinliklerine büyük bir zevkle boşalmaya başladım. Birkaç saniye boyunca döllerimi götünün içine boşaltmıştım. Bir müddet içinde kaldıktan sonra üzerinden çekildim. Az da olsa pişmanlık hissine kapılmıştım. Sabah olduğunda anlamasından endişe duyuyordum. Mutfaktan bir koşu peçete getirdim. Peçeteyle götünü silerken gözüm amına takıldı. Parmağımla yokladığımda amının sulandığnı farkettim. Boşaldığım için amı ilgimi çekmiyordu. Önce külotunu ayaklarından geçrip giydirdim, sonra eteğini aşağıya doğru çekerek bacaklarını kapattım. Işığı söndürüp çıktım.
Banyoya girip güzel bir duş aldım. Sonra da odama gittim, yatağıma uzandım. Az önceki yaşadıklarımı düşünürken derin bir uykuya dalmışım...
[Gökay]
119 notes · View notes
hamiraa · 23 days
Text
Tumblr media
Bir ameldeki samimiyetin ne kadar derinse gayretin, başarın da o kadar çok olur. Eğer bir ilmi Allah için öğreniyorsan, Allah'a yakınlığının artması için tahsil ediyorsan hiçbir olumsuzluk seni yolundan alıkoyamaz. Ama tam tersi insanlar veyahut bir dünyalık içinse çabuk yorulursun artık o ilim sana rahmet, bereket olmaktan çok ıstırap olur. Sevgi de aynı şekilde, Allah için, Allah'ın istediği şekilde olursa sağlıklı bir ilişki olur ama yok nefsani arzular, dünyalık menfaatler içinse ve Allah'ın korumamızı istediği sınırın ötesindeyse artık o sevgi kalbimizi sonuna yaklaştıran bir zehir olur. Hangimizin kalbi yorgun değil, bakın hepimiz yorgunuz. Yorgunluğumuzun sebebi O'ndan başka kalbimizde yetki sahibi olan her şey. Çünkü biz biliyoruz ki Allah dışında bir şeye bağlanmak, bağımlı olmak azaptır, elemdir. Allahım kalplerimizi Sana döndür. Senin sevgini Rasûlullah aleyhisselamın sevgisini her şeyden daha sevimli k��l bize. Sana yenilgileriyle gelmiş bu kalpleri geri çevirme. Merhametinle kuşat bizi. Bizi, bize bırakma. Âmin.
49 notes · View notes
ruhumbipolar · 7 months
Text
mücadele etmekten hiç vazgeçme, bil ki bir yerler de hep cenaze görse de kendi savaşını bırakmamış biri var. ben varım. karanlığın içinde kıvranan bir ışık görmek uğruna ne yollar yürümüş yine de o karanlıktan kurtulamamış biri var biz varız gerçeğiz bunu okuyan kişi pes etme sen evrenin sana hediyesi verilen gücü imtihan sanıp hırslanma sen sen olduğun için bu hâldesin bu kadar zorluk olumsuzluk seni buluyor ve sen sen olduğun için bu kadar güçlüsün mükemmelsin tek değilsin biz hep bir yerlerde varız. karşılaşacağız yürümeye devam et.
69 notes · View notes
asilentvoiceq · 2 months
Text
bayım
neden sizi hiç sevmemişim gibi davranıyorsunuz? sizin için çabalamamışım , size iyi gelmek için hiçbir şey yapmamışım , sizi sevmemişim gibi. siz bilmezsiniz yokluğunuzu. ben sizsiz kaç saat , kaç gece , kaç ay geçirdim. bir olumsuzluk vardı. sizin için , aşkımız için o olumsuzluğu görmezden geldim. siz keyfi yoktunuz ben yine sizi bekledim. hastalandınız endişelenmeme rağmen iyi gelmeye çalıştım. olmadı bayım , yapamadım. tek gecede tüm bunlardan vazgeçmek istedim. sizin olmadığınız bi gece. olumsuzluğa yenik düştüm. siz geldiniz, vazgeçmekten vazgeçtim. fakat siz bıraktınız beni. size kötü bir laf bile etmemişken "seni sevmiyorum , istemiyorum!" dediniz. yine de yanınızda durdum , gururumu unuttum. siz beni ittiniz bayım. beni iterken , onun yanınızda olmasına izin verdiniz. sonra bana "sarhoş olup , seni anlatırken bile yanımda o vardı." dediniz. siz beni iterken nasıl yanınızda olabilirdim ki? denedim her şeyi , bir çıkış yolu aradım. olmadı bayım. şimdi en güzel duygularım sizinle. hissedemiyorum en güzel duyguları. canım hala yanıyor. beni neden ittiniz bayım? el ele verip toparlanmak varken neden bi başka eli tuttunuz?
32 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 7 months
Text
In a world that often feels divided by differences, hate and negativity can easily find their way into our hearts and minds. However, it is essential to remember that love and unity are powerful forces that can transform individuals and societies. In this motivational , we will explore the importance of cultivating love and unity in our lives and communities, and how these values can lead us towards a brighter future.
🥀 Embracing Love
Love is a fundamental human emotion that transcends boundaries, cultures, and backgrounds. It's a force that has the power to heal wounds, bridge divides, and bring people together. To stop hate, we must first understand the significance of love:
🥀Self-Love:
Before we can love others and promote unity, we must learn to love ourselves. Self-love is the foundation upon which all other forms of love are built. It involves accepting ourselves, flaws and all, and recognizing our inherent worth.
🥀Empathy:
Empathy is the ability to understand and share the feelings of others. When we practice empathy, we create connections with people who may seem different from us, fostering a sense of unity.
🥀 Acts of Kindness:
Small acts of kindness can have a profound impact on individuals and communities. Whether it's helping a neighbor, volunteering, or simply offering a smile, these gestures of love can create a ripple effect of positivity.
🥀Fostering Unity
Unity is the glue that holds societies together. It is the realization that, despite our differences, we are all part of the same human family. Here's how we can promote unity:
🥀Dialogue and Communication:
Open, respectful, and empathetic communication is key to understanding one another. Engaging in dialogue with those who have different perspectives can lead to greater understanding and unity.
🥀 Collaboration:
Working together on common goals and projects can break down barriers and promote a sense of belonging. Whether in your workplace, neighborhood, or globally, collaboration fosters unity.
🥀Celebrating Diversity:
Diversity is a source of strength. Embrace and celebrate the differences in culture, background, and beliefs that make our world rich and vibrant.
🥀The Path Forward
To stop hate and foster love and unity, we must start within ourselves. Self-reflection, mindfulness, and personal growth are essential. From there, we can extend our love and unity to our families, communities, and the world at large.
It's important to remember that change takes time. Small, consistent efforts promote love and unity can have a significant impact. As individuals, we have the power to create a ripple effect of positivity that can spread far beyond our immediate circles.
Çoğunlukla farklılıklarla bölünmüş hissi veren bir dünyada, nefret ve olumsuzluk kolayca kalplerimize ve zihinlerimize yerleşebilir.
Ancak sevgi ve birliğin bireyleri ve toplumları dönüştürebilecek güçlü güçler olduğunu unutmamak gerekir.
Bu motivasyon toplantısında, yaşamlarımızda ve toplumlarımızda sevgi ve birliği geliştirmenin önemini ve bu değerlerin bizi daha parlak bir geleceğe nasıl yönlendirebileceğini keşfedeceğiz.
🥀 Sevgiyi Kucaklamak
Aşk; sınırları, kültürleri ve geçmişleri aşan temel bir insani duygudur. Yaraları iyileştirme, ayrılıkları giderme ve insanları bir araya getirme gücüne sahip bir güç. Nefreti durdurmak için öncelikle sevginin önemini anlamalıyız:
🥀Kendini Sevmek:
Başkalarını sevmeden ve birliği teşvik etmeden önce kendimizi sevmeyi öğrenmeliyiz. Kendini sevmek, diğer tüm sevgi biçimlerinin üzerine inşa edildiği temeldir. Kendimizi, kusurlarımızı ve her şeyi kabul etmeyi ve içsel değerimizi tanımayı içerir.
🥀Empati:
Empati, başkalarının duygularını anlama ve paylaşma yeteneğidir. Empati uyguladığımızda, bizden farklı görünen insanlarla bağlantılar kurarak birlik duygusunu geliştiririz.
🥀 İyilik Eylemleri:
Küçük iyiliklerin bireyler ve topluluklar üzerinde derin etkileri olabilir. İster bir komşuya yardım etmek, ister gönüllü olmak, ister sadece bir gülümseme sunmak olsun, bu sevgi jestleri pozitifliğin dalgalı bir etkisini yaratabilir.
🥀Birliği Güçlendirmek
Birlik, toplumları bir arada tutan yapıştırıcıdır. Farklılıklarımıza rağmen hepimizin aynı insanlık ailesinin parçası olduğumuzun farkına varılmasıdır. Birliği şu şekilde geliştirebiliriz:
🥀Diyalog ve İletişim:
Açık, saygılı ve empatik iletişim, birbirimizi anlamanın anahtarıdır. Farklı bakış açılarına sahip kişilerle diyaloga girmek, daha fazla anlayış ve birliğe yol açabilir.
🥀 İşbirliği:
Ortak hedefler ve projeler üzerinde birlikte çalışmak engelleri ortadan kaldırabilir ve aidiyet duygusunu geliştirebilir. İşyerinizde, mahallenizde veya küresel ölçekte işbirliği, birliği teşvik eder.
🥀Çeşitliliği Kutlamak:
Çeşitlilik bir güç kaynağıdır. Dünyamızı zengin ve canlı kılan kültür, geçmiş ve inanç farklılıklarını kucaklayın ve kutlayın.
🥀İleriye Giden Yol
Nefreti durdurmak ve sevgiyi ve birliği teşvik etmek için kendimizden başlamalıyız. Kendini yansıtma, farkındalık ve kişisel gelişim çok önemlidir. Buradan sevgimizi ve birliğimizi ailelerimize, topluluklarımıza ve genel olarak dünyaya yayabiliriz.
Değişimin zaman aldığını unutmamak önemlidir. Sevgiyi ve birliği teşvik eden küçük ve tutarlı çabalar önemli bir etkiye sahip olabilir. Bireyler olarak yakın çevrelerimizin çok ötesine yayılabilecek bir pozitiflik dalgası etkisi yaratma gücüne sahibiz.
59 notes · View notes
applee--pie · 1 year
Text
bugün benim doğum günüm ve sizden bir istediğim var
hayat çok kısa ve bu yaşanan şeylerden sonra fark ettim
1 tane hayatımız var, onuda pişmanlıklarınızın olmadığı ve dolu dolu bir hayat yaşamanızı istiyorum.Aldığınız nefes, okuduğunuz kitap, yediğiniz tatlının değeri o kadar büyük ki ( küçük gibi duruyor ama değil cidden) o yüzden keyfini çıkarın. Hayatta sımsıkı tutunun. Bir çok olumsuzluk yaşayabilirsiniz. Hayat bu sadece iyi duygulardan ibaret olmaz, denge olması için kötülük de lazım.Bunlar sizi yıldırmasın doğru bildiğiniz yoldan ilerleyin.Eninde sonunda istediğiniz şey gerçek olucaktır.Bir sürü güzel anınızın olması dileğiyle kendinize iyi bakın
sizden istediğim şey bu
elinizden geldikçe gerçekleştirmeye çalışırsanız çok mutlu olurum ^^
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
71 notes · View notes
by-hulusi · 3 months
Text
KOÇ burcunun sevmediği 15 davranış; 😅😉
1. Israr edilmesi.
2. Gereksiz konuşmalar.
3. Kontrol edilmeye çalışılması.
4. Yavaş hareket edilmesi.
5. Olumsuzluk ve şikayet.
6. Detaylarda takılmak.
7. Kararsızlık.
8. Mantıksız tartışmalar.
9. Eleştirilmek.
10. Gecikmeler ve aceleci olmayanlar.
11. İhmalkarlık.
12. Yalanlar ve ikiyüzlülük.
13. Rutin ve monotonluk.
14. Özgürlüklerinin sınırlanması.
15. Mantıksız yasaklamalar.
12 notes · View notes
gun-ce · 1 year
Text
Günaydın içimde bir olumsuzluk allahım sen hayreyle😲
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
69 notes · View notes
safasamsa · 11 months
Text
Sırf olumsuzluk oluşturmamak ve bütünlüğü bozmamak için konuşmadım. Artık rahat rahat söyleyebilirim. Bas bas bağırdık Orta Anadolu'dan Kılıçdaroğlu oy alamaz. Ya Mansur ya Ekrem, başka ihtimal yok dedik. Dedenin egosuna yenildik. İstediğimiz kadar pr yapalım. Orta Anadolu pr ile değişmez. Değişmedi de zaten.
21 notes · View notes
buffy-buffy · 11 months
Text
Yoruldum anlıyor musun her şeyden yoruldum ama en çok kendimden yoruldum bu susmayan beynimden bu olumsuzluk abidesi düşüncelerimden yoruldum olmuyor anlıyor musun olmuyor hiçbir şey yoluna girmiyor yapamıyorum bir şey engel oluyor sevemiyorum da kendimi ne yaparsam yapayım sevemiyorum denedim defalarca denedim ama olmuyor o yüzden pes etmek üzere olduğum için lütfen bana kızma elimden bir şey gelmiyor sözümü tutamadım belki ama umarım bir gün beni affedersin beni izliyorsun beni hep izledin ve izlemeye de devam edeceksin bunu hissedebiliyorum o yüzden zamanında yapamadığım için özür dileyerek teşekkürümü ediyorum..
24 notes · View notes
sayebulut · 8 months
Text
Okula başlayalı 2 gün oldu. Servise yetişmek için hayli yoruldum.Kışı hayal dahi edemiyorum. Seminer haftası olduğu için öğretmenler odasında oturuyoruz. Öğretmenler odasındayken kendimi bir an yabancıladım.Evet evet kendimi yabancıladım. Sadece dinledim herkesi her şeyi. Bugüne gelecek olursak norm fazlası olma ihtimalim var eğer olmazsam karşımızdaki okula git gel yapacağım.Sınıf diye verilen yer aslında bilgisayara odası.O odanın içerisine yerleştirilmiş birkaç masa var. Bu ve bunun aradı arkasına yerleşen birçok farklılık. Üzgün müyüm? Hayır aklımda sürekli bir mısra dolanıyor “ O kadar güzellik vermişken iki üç olumsuzluk oldu diye Rahman’a nazlanacak değiliz” Öyle yapıyorum. Allahım bekliyorum. Sınıfımdan bilgisayarların çıkması için müdürüme değil Allah’a talepte bulunuyorum. Allah’ım rica etsem o bilgisayarlar sınıfımdan başka bir odaya alınsa olur mu ,hatta hemen alınsa olur mu ?
|4-5 Eylül Özeti
7 notes · View notes
oluruvar · 10 months
Text
Hayatınızda sürekli ama sürekli olarak her şeyden şikayet eden, sürekli bi yerleri ağrıyan ve asla olumlu tek bir kelime bile edemeyen bir insanla yaşadınız mı hiç? Bu anlattığım şahıs benim annem malsf ve ben artık onun karanlığına çekildiğimi hissediyorum. Böyle olmasaydı belki daha güçlü durabilirdim bazı sorunlara karşı ama bu olumsuzluk beni içten çürütüyor
11 notes · View notes