Mekke'de son günümüz! İçimde Bir hüzün var 😥 tabii kolay değil sevgiliden ayrılmak!
Burası bambaşka bir alem! 21 yüzyıl'da ruhunuz asrı saaadeti yaşıyor! Gezdiğiniz dolaştığınız yerlerde adım adım sevgilinin ayak izlerini arıyor insan!
Ezanlar bir başka okunuyor! Taaaa ruhunuzun derinliklerine işliyor adeta! Her ezanda hep Bilali Habeşi hazretleri aklınıza geliyor!
Dünyanın dört bir yanından gelen çeşitli ırklara mensup insanlar hepsi tek yürek! Hepsinin arzusu aynı! Hepsinin duası aynı!
Rüyada yaşıyor gibi hissediyoruz ama yarın uyanacağız bu rüyadan! Ne yazık ki!
Sanki gökyüzü daha yakın elinizi uzattınız bulutlara değiverecek gibi, yıldızlar daha parlak!
Velhasıl başka türlü yaşıyorsunuz burada! Yakaza halinde!
Yakaza hali nedir bilir misiniz?! Yarı uykuda yarı uyanık! Yarısı rüya, yarısı gerçek!
Kaç kere geldiysem dönerken hiç veda etmedim! Vedaları sevmem!
Belki onun için Rabbim birkaç kere nasip etti tekrar tekrar!
Minhâ halaknâkum ve fîhâ nuîdukum ve minhâ nuhricukum târeten uhrâ.
Taha Suresi Mekke döneminde inmiştir ve 135 âyettir.
Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.
Sûrede, Allah’ın peygamberler aracılığıyla insanlara gösterdiği doğru yolun temel gerçeklerine işaret edilmekte, Hz.Peygamber teselli edilerek peygamberlik görevini mutlaka en güzel şekilde başaracağı müjdelenip kendisine karşı çıkanların uğrayacağı sonuçlar izah edilmektedir.
Mushaftaki sıralamada yirminci, iniş sırasına göre kırk beşinci sûredir. Meryem sûresinden sonra, Vâkıa sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 130 ve 131. âyetlerin Medine’de nâzil olduğuna dair bir rivayet de vardır.Hz. Ömer’in İslâmiyet’i kabul edişiyle ilgili meşhur rivayette Ömer’in, kız kardeşi ve eniştesinin evine baskın yaptığında işittiği ve çok etkilendiği âyetlerin Tâhâ sûresinin âyetleri olduğu ve bu olayın peygamberliğin beşinci yılında cereyan ettiği dikkate alınarak, genellikle Mekke döneminin ortalarına doğru indiği kabul edilir.
Kaynaklarda nüzûlü için belirli bir sebepten söz edilmez. Geldiği dönemin şartları ve sûrenin içeriği, Hz. Peygamber’e ve müminlere teselli verip onların moralini yükseltmeyi amaçladığını göstermektedir.
Hz. Peygamber’in mâneviyatını yükselten ve Allah’ın kudretine dikkat çeken ifadelerle başlanmış, ardından Hz. Mûsâ’nın Firavun’la mücadelesine, Cenâb-ı Hakk’ın İsrâiloğulları’na lutfettiği nimetlere ve onların hatalı tutumlarına geniş bir biçimde yer verilmiştir. Daha sonra Hz. Âdem’in yaratılışına, şeytanın onu ve eşini kandırıp cennetten çıkmalarına sebep oluşuna değinilmiş, inkârcıların karşılaşacakları âkıbet hatırlatılmış ve ebedî mutluluğun Allah’a saygıda kusur etmekten sakınanların olacağı belirtilmiştir.
Hz. Peygamber’den rivayet edilen bir hadiste anlatıldığına göre, Tâhâ ve Yâsîn sûrelerini işiten melekler şöyle demişlerdir: Bunların kendilerine gönderileceği ümmete ne mutlu, bunları taşıyan gönüllere ne mutlu, bunları okuyan dillere ne mutlu!” (Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 20).
Birçok sûrede olduğu gibi âyetlerinin kısa ve sonlarının secili olması sûrenin okunuşuna apayrı bir mûsiki katmaktadır.
Više ne znam kad se desio onaj trenutak kada je sve iščezlo pred mojim ovlaženim očima. Ostala je samo Kaba, u zvjezdanoj samoći. Kao leptir sam sletio na njenu svjetlosnu crninu. I tada sam sagorio. Sve želje su iščezle. Sve osim one da još hiljadu puta baš tako sagorim.