Bahtı teninden yanık bir serencamdı
Bir ömrün bana giydirdikleri
Kaçamadım şerrinden şamarından feleğin
Daha tüysüz bir çocukken dilim dağlandı
Yasaklarla korunmaya alındı bütün düşlerim.
Karanlık mı galip gelecek? Yoksa ölümü göze almış aydınlığım mı..?
Bahaneler mi galip gelecek? Yoksa sevginin ta kendisi mi..?
Deli öfkem mi galip gelecek? Yoksa kara sevdam mı..?
Yaşadığım hayatı balçıktan çıkararak bulutlara süzülüp bir yağmur damlası olarak yeniden toprakta yeşermenin umudunu yaşamış benliğin i��inde biriyim..
Bana hiç bir şeyi imkansız diye lanse etme. Zira ben imkansızı seçtim her defasında..
Ben bundan kurtulamam deme. Seni şu anda geleceğin aydınlık kapılarına götürebilirim..
Ben buraya aitim deme. Senin yerin gönül bahçemin içerisinde.. Yüzünde gamzeler edasında..
Hayatım simsiyah deme. Zira bu hayatın toz pembesini sana yansıtıp siyahını beyaz yapabilirim..
Ben böyleyim deme. Kendini kandırma...!
Hayallerimin kadını söyle bunlar bana reva mı..?
Geleceği görmeden ben karanlığa bulanmışım diyemezsin...!
Her coğrafyaya bir renk işledim
belki bir çingeneyim
Kırlarda unuttum desem de düşlerimi
Sönmedi o ateş hep yandı bedenimde
Kondular beni kendine benzetemedi
Her toprakta ölülerim var
Atlaslar parçalar yüreğimi bu yüzden
Ateşten bir ordudur bütün sınırlar