( dilan çiçek deniz + ciswoman + she/her ) 🠒 mad woman by taylor swift is something that resonates with cemile karadaş. the news caster at glen ellen news station is glen ellen's very own warrior princess, who has been in town for ten years. while they are only twenty eight, they can be very pretentious but if their friends mentioned them, you'd think they were more dependable. in a town where every one knows everyone, it's hard to keep a secret, but i think the killer knows that [ REDACTED ], and it's bound to get out sometime soon. i wonder if the killer also thinks of prettying your petals and desperately longing to connect, drawing blood with your thorns from anyone who tries to know you, the ache for someone to take you from your glass cage, knowing deep down you are only to be looked at and never to be loved like i do, when i think of them.
ㅤ۪ㅤ۫ㅤ੭ STATISTICS
FULL NAME: cemile karadaş
PRONUNCIATION: first & last
NICKNAME(S): cem
DATE OF BIRTH: june 27th, 1994.
ZODIAC: cancer sun, aquarius moon, taurus rising
AGE: twenty-eight.
HOMETOWN: glen ellen, california.
RESIDENCE: a house down the street from her adoptive parents.
OCCUPATION: news caster at glen ellen news station, position held for two years now.
BUILD: lean and athletic.
HAIR COLOR: brown, with highlights.
HAIR STYLE: naturally wavy, down to her elbows. usually worn up in a ponytail out of habit.
EYE COLOR: brown.
DOMINANT HAND: right.
SCARS: n/a.
TATTOO(S): a little naked baby angel pictured here on her upper left arm and a set of dice with hearts pictured here on the nape of her neck.
PIERCING(S): multiple ear piercings, at least five on each ear.
FINANCIAL STATUS: upper class.
EDUCATION: degrees for journalism and minor in business.
PARENTS: biological parents ( deceased ), georgia callahan ( adoptive mother ), zachariah callahan ( adoptive father )
SIBLINGS: younger sister ( deceased )
RELATIONSHIP STATUS: single.
CHILDREN: n/a.
PET(S): a small yorkie named bear.
SPOKEN LANGUAGES: english, turkish.
ㅤ۪ㅤ۫ㅤ੭ PERSONALITY
cemile seems like your typical snobby, rich asshole, but that assumption couldn't be more wrong. she has a mysterious air to her, and is incredibly hard to get to know, but once you have her friendship you'll find that she's a dedicated friend with unwavering loyalty. she's charming and funny to those close to her, and though she has some major trust issues, she wants desperately to love and be loved and accepted in return - it's just hard for her to let herself get close enough to others for that to happen.
ㅤ۪ㅤ۫ㅤ੭ BACKGROUND
unlike the people she surrounds herself with, cemile wasn't brought up in the lap of luxury. quite the opposite, she was raised in a poor household, her family barely scraping by. however, when she was six, her parents and younger sister passed tragically in a house fire when she was spending the night at a friend's house, leaving her to be an orphan. luckily, it didn't take long for her to be adopted, and by an extremely wealthy family who couldn't have children of their own. she was extremely grateful to them, and in turn, did everything in her power to make herself appear to be the perfect child for them. they kept her birth name to not erase her identity, and ensured she was raised speaking both english and turkish.
when she was seventeen, her entire world changed. a girl claiming to be her younger sister came into her life, and said that she had somehow escaped the fire, giving cemile a sob story on how she'd been adopted as well and wanted to look for her their entire lives but wasn't able to until then. she reluctantly believed her, ecstatic that she hadn't lost her sister, and wanted to have a relationship with her. it turned out that she was lying, after her adoptive parents hired a private investigator to look into the shady individual, finding out that she was nothing more than a con artist; someone who heard the story on the news and decided to use their likeness to take advantage of cemile's wealth.
cemile was completely devastated, and has had a difficult time trusting people following the incident. in the years since, she's found it extremely difficult to open up to people, afraid that they'll take advantage of her and has learned to use her snobbery and pretentious mask as a way to keep people at an arm's length. her and her adoptive parents moved to glen ellen for a fresh start as soon as she graduated from high school, and she's been in town for the past ten years.
İZZETTİN KÖMÜRCÜ – 2 listenin yarıştığı CHP Taraklı İlçe kongresinde Cemile Karabıyıkoğlu CHP Taraklı İlçe Teşkilatının yeni başkanı oldu.
Taraklı Belediyesi Düğün Salonu’n daki kongreye CHP Sakarya milletvekili Ayça Taşkent, CHP Sakarya İl Başkanı Cengiz Çiçek, CHP li İlçe Başkanları, delegeler ve partililer katıldı
Divan Başkanlığını Kamil Özkan’ın yaptığı kongrede seçimlere iki liste girdi
61…
artık yoruldum, fakat bu yorgunluk bir şikayet sayılmasın Allah’ım zira, senin vereceğin her şey bana armağandır ona ne hacet, senden gelene amenna. ama ben acz ve güçsüz bir kulunum. olanları aklım idrak etse de kalbim zayıf kalıyor. neyi nasıl anlatacağımı bilmem, acizlik; kimliğimde yazılır. ama senin şanında dağılanı toparlamak, hüznü gidermek, düşeni kaldırma sonsuz rahmet ve kudret sıfatında var, sana sevgimi kelimelerle de ifade edemem. ama emaneten gönderdiğin bu dünyada yollarımı mis kokulu gül bahçesi eyle, beni seni hep çok seven ve sevdiğin ihlaslı takvalı güzel ahlaklı saliha kullarından eyle ve kalbimden dünya elemini kaygısını korkusunu geçici olan her ne varsa tüm güzel sıfatlarının hürmetine gider. ben ki zayıf, biçare, bedbaht, aciz, zavallı bir kulunum. istemek desen beceremem, neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmem. ben yanılırım ama sen yanılmazsın, ben şaşarım ama sen şaşmazsın. isterken doğru sandığım ama yanlış olan her ne varsa bana bunun idrakini anlamamı ve düzeltmemi nasip eyle. razı olmadığın hiçbir şeye gönlümü razı etme, istetme, onu benden uzak eyle. Ey merhametlilerin en merhametlisi güzel canım Allah’ım, eğer sen çiçek olsaydın seni en güzel kitaplarımın arasında saklardım, eğer sen bir inci olsaydın ipek mendillere sarar sarmalardım, ama sen benim Rabbimsin. candan içrem, nefesim, limanım, kalbimsin. seni çoktan çok seviyorum. beni sevgine kabul eyle. hesap gününde bu yazdıklarım dile gelsin ve seni seven bir kulun vardı, olanların altında kalbi ezilirken o seni sevmekten hiç geri durmadı aksine seni daha da çok sevdi Rabbim desin.. ey benim güzeli anlatırken güzelin eksik kaldığı kadim, muhsin, mûnci, cemil, rahman ve rahim olan Allah’ım. sen affedicisin, affetmeyi seversin sonsuz merhametinle kudretinle kereminle beni affet, beni affet, beni affet. beni firdevs cennetinde o güzel cemalinle müşerref eyle. beni bu çöllerde mahvettirme. beni huzuruna iman ile al. amin amin amin…
Hayata geçirdiği etkinliklerle Üsküdar’ı İstanbul’un kültür sanat merkezi haline getiren Üsküdar Belediyesi tarafından her sene geleneksel olarak düzenlenen Kitap Fuarı’nın 8.’si başladı.
Türk tarihçi, yazar, akademisyen Prof. Dr. İlber Ortaylı tarafından açılışı yapılan fuar, 9 gün süresince kültür- sanat, tarih, bilim ve kitap dünyasının en çok takip edilen isimlerini İstanbullularla buluşturuyor. 120 yayınevi ile 500 yazarın katılımıyla 840 sempozyum ve etkinliğin düzenleneceği fuarın en güzel fotoğrafını çekene de sürpriz hediyeler verilecek.
Türk tarihçi, akademisyen ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın onur yazarı olduğu 8. Kitap Fuarı, 29- Nisan- 7 Mayıs tarihleri arasında 120 yayınevi, tarih, kültür sanat, bilim dünyasının öne çıkan isimleri ile Türkiye’nin en sevilen 500 yazarını İstanbullularla buluşturuyor. Türkiye'nin önde gelen yayınevlerinden yüzlerce eserini okurların beğenisine sunan fuarda başta Cemil Meriç, Cengiz Aytmatov olmak üzere Mim Kemal Öke’den Beşir Ayvazoğlu’na, İskender Pala’dan Nabi Avcı’ya onlarca yazar ve ünlü isimlerin katıldığı 840 sempozyum ve söyleşi etkinlikleri düzenleniyor.
Üsküdar 8. Kitap Fuarının açılışına eski bakanlardan Nabi Avcı, Cevdet Yılmaz, MEB Bakan Yardımcısı Osman Sezgin, yazarlar İskender Pala, Beşir Ayvazoğlu, Prof. Dr. Uğur Derman, Çiçek Derman’ın yanı sıra çok sayıda Üsküdarlı katıldı.
İlber Ortaylı: ‘’Üsküdar’da yaşamak bir imtiyazdır’’
Açılışta Üsküdar’ı anlatan İlber Ortaylı Üsküdar’da yaşamanın bir ayrıcalık olduğunu söyledi:
‘’Üsküdar, Yahya Kemal'in de söylediği gibi ilk Osmanlı Türk toprağıdır. İstanbul'un beşiğidir. Bu vasfını da korumuştur. Bu vasfı daima muhafaza etmiştir. Hanım sultanlar bunu daha iyi anlamışlardır. Büyük valide, Banu Sultan, Haseki Sultan, Valide Sultan, Kösem Sultan, Mihrimah Sultan.. Dolayısıyla İstanbul bir sükunet semti ve on beşinci asırdan beri bir yandan da ticaret semti. Bütün on sekizinci asır binalarının en tipik olanları burada. Dergahların da öyle. Demek ki kendi içinde bir sanat şehri, bir izolasyon şehri bir güzelliği var, bir rengi var. Hakikaten son göçlere kadar İstanbulluların gerçek anlamdaki İstanbulluların en sevdiği noktaydı zannediyorum. Cemil Meriç üstadın da burayı seçmesi… Ve kızı, sevgili meslektaşımız. Ümit'in de burada doğmuş olması. Bu olayı izah ediyor. Yani Üsküdar başı dinç olan insanların memleketiydi. Üsküdar’da yaşamak b,ir imtiyazdır.’’
İlber Ortaylı, Üsküdar’ın tarihte aynı zamanda b,r sanat şehri olduğunu da söyledi:
‘’Üsküdar’da bir yandan da inanılmaz derecede sanat vardı. eskiden bilhassa karşıya kayıkla geçerken motorla yani kimlere rastlardın? Yarım saate yakın geçiyorsun. Herkes herkesle ahbap oluyor veya kulak misafiri oluyor. Bir sürü şehir tiyatrosu sanatçısı burada oturur. Bir sürü orkestra üyesi burada otururdu. Alaturka Musik'imizin en önemli insanları Üsküdarlıydı yakın çevredeydi ve Üsküdar Türk musikisi cemiyetinin yani tarihimizin en önemli alaturka musiki kurumunun burada yeşerip yaşaması bugün bile tesadüf değildir önemli okulların hepsi buradaydı. Sayın Başkanımız haklı olarak kütüphanelerin sayısının artışından bahsetti. Bu iyi bir mirasçılıktır Çünkü biliyorsunuz İstanbul'da kütüphane dediğimiz nesne sarayın içinde bile Topkapı'da bile hususi kütüphane yoktur. Üsküdar'da bir değil birkaç tane böyle kitaplık vardır. Çoğu da bu devre kadar gelmiştir. Bunların hepsi kullanılıyor’’
Hilmi Türkmen: ‘’Üsküdar tarih boyunca bir kitap şehri oldu’’
‘’Nevmekan Kandilli ve Nevmekan Kuzguncuk hizmete açılacak’’
8. Üsküdar Kitap Fuarında konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ‘’Üsküdar’ın taşı toprağı kitap’’ dedi: ‘’Üsküdar eski, büyük ve gelenekleri güçlü bir şehir. Güzel olan her fikir, her iş ona çok yakışıyor. Üsküdar asırlardır kitapların hem çok okunduğu hem de çok yazıldığı bir şehir. Bu yıl sekizincisini düzenlediğimiz Üsküdar kitap Fuarlarımız bu yüzden hem büyük bir enerjiyle sürüyor hem de toplamda milyonlarca kitapseverin kitap sayfalarında buluşmasına vesile oluyor. Bu yıl deprem nedeniyle tarihini biraz ertelemiş olsak da başta kitabın gücünü, kitap sevgisini afetlerin panzehiri olarak görerek fuarımızı buruk bir heyecanla, büyük bir coşkuyla düzenlemeye karar verdik. Yayıncılar, okurlar, yazarlar, kitap dünyasının emekçileri için bu fuar yeni dayanışma biçimleri üretmek için isabetli bir adres olacaktır. Buna yürekten inanıyorum. Üsküdar artık kütüphane şehri... Nevmekan’lara yenileri de geliyor. Nevmekan Kandilli ve Nevmekan Kuzguncuk yakında hizmete girecek’’’’
Hilmi Türkmen: ‘’Tüm İstanbul’u fuara bekliyoruz’’
‘’Her yıl olduğu gibi bu yıl da yine yüz binden fazla kitapseveri yani sizleri fuarımıza bekliyoruz. Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nin stantlarında bu yıl da sürpriz kitaplarla, sevdiğimiz yazarlarla karşılaşacağız. Sevdiğimiz yazardan imzalı kitap almak, bir dergi standında eski bir dostumuzla denk gelmez gibi anlarımız, anılarımız olacak. Fuarımızın onur yazarı ise Türk tarihçiliğinin büyük ismi Prof. Dr. İlber Ortaylı. Kitapları, bilgeliği, dünyayı kapsayan bakış açısı, mukayeseli yaklaşımları ile Türk tarihçiliğinde önemli bir yeri olan ve büyük okur kitlesiyle tarihi birden fazla kuşağa sevdiren İlber Ortaylı Hoca açılışımızda yer alıyor. Bu yıl fuarımızda, cumhuriyetimizin 100. yılına yakışan bir zenginlik var. Türkiye’nin büyüklüğünü, farklılıklarını, yayın dünyamızın sahip olduğu dinamizmi yansıtan fuarımızda 120 yayınevi, 500 yazar ve 850 etkinlik yer alıyor. Üsküdar’ın kalbi dokuz gün boyunca kitaplarla atacak. Baktığımız her yerde kitaplar olacak. Her fuar döneminde söylediğim gibi, okumanın gücüne, erdemine inanan yediden yetmişe herkesi kitapların etrafında buluşturmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. İyi ki kitaplar var.’’
9 Gün Boyuna Sayısız etkinlik
Fuar, tüm İstanbulluları kültür ve edebiyat dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Fuarın ilk günü Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın Tarih Boyunca Üsküdar adlı söyleşisi gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da yine 6 Mayıs Cumartesi günü özel söyleşide kitapseverlerle buluşacak.
Fuarı en iyi yansıtan fotoğraf ödüllendirilecek
Fuarın en dikkat çekici etkinliklerinden biri de Fotoğraf Yarışması olacak. Fuarı en güzel yansıtan fotoğrafı çeken kitapseverleri çok özel hediyeler bekliyor. Yarışmanın 1.’si 25 adet kitap ile Nevmekan Selimiye’de 2 kişilik kahvaltı, 2.’si 100 adet kitap, özel tasarım Üsküdar Kitaplığı ile Nevmekan Selimiye’de 2 kişilik akşam yemeği, 3.’sü 50 adet kitap, Nevmekan Selimiye’de 2 kişilik akşam yemeği ödülü kazanacak.
Read the full article
İZKARDER ve BBP Buca İlçe başkanlığı işbirliğinde 1000 kişilik İftar verildi
İZKARDER ve Büyük Birlik Partisi Buca ilçe başkanlığı iş birliğiyle Buca'da 1000 kişilik iftar yemeği verildi. Önceki dönem Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy, AK Parti Buca ilçe yöneticileri İlyas Gündüz, Arif Güneyli, -Buca Belediyesi Meclis Üyeleri ve vatandaşların katıldığı, Acarlar düğün salonunda gerçekleşen iftar yemeğine ilahiler ve dualar okunarak başlandı.
İZKARDER Derneği Başkanı Mustafa Çiçek yaptığı konuşmada Ramazan ayının tüm islam alemine barış ve huzur getirmesini belirtiken iftar yemeğini şehit Muhsin Yazıcıoğlu anısına gerçekleştirdiklerini belirterek iftara gelen gelen gelemeyen herkese teşekkür etti. Büyük Birlik Partisi Buca ilçe başkanı Mehmet Turan "tüm islam aleminin ramazan ayının birlik beraberlik huzur getirmesini dilerken. BBP genel başkanı şehit Muhsin Yazıcıoğlu 'nuda bir kez daha saygıyla anıyoruz. dedi
https://www.youtube.com/watch?v=0C0cB_G9wVk
Read the full article
Semada ışıktan çiçek demetleri açılıyor ve bir yıldız yağmuru halinde ışıl ışıl sulara dökülüyordu. Sanki bir kaleydoskopun içindeydim. Birden yan başımızda kuğu gibi süzülen muhteşem bir saltanat kayığı belirdi; Sultan Üçüncü Selim küpeşteye dayanmış gökyüzünde iri, altın bir top gibi salınan mehtap ve yıldızları seyrediyordu. Karşımda oturan ve beni müstehzi bir ifadeyle süzen adam birden kayboldu ve soluk yüzü, çökük yanakları ve melal dolu bakışlarıyla onun yerini alan Cemil Bey, paltosunun sol iç cebindeki düğmeye iliştirdiği küçük torbadan Andelib isimli kemençesini alıp bir taksime başladı. O anda Üçüncü Selim' in yüzü bir projektör tutulmuş gibi aydınlandı; elini uzatmış Cemil Bey’i tutmaya çalışıyordu. Fakat saltanat kayığı aynı anda hızlanıp uzaklaşmaya başlamıştı. Cemil Bey kemençesini çalarken onu gözleriyle derin bir ümitsizlikle takip etti. Şedaraban taksiminin nağmeleri adeta bir çığlık olmuştu ve bütün kainat susmuş, dinliyordu. Kayığımız ayın sularda çizdiği gümüş yolda ilerlemeye başladı.
Güçlü bir Ordu Lobisi neden yok? Hep bunu tartışıyor bir türlü sağlanamayan birlikteliğin nedenlerini eleştiriyoruz. Oysa yıllar önce dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek tüm Türkiye’ye Mesudiye’yi örnek göstermiş, siyaset üstü birlikteliği Mesudiye iklimi olarak nitelemişti. İşte Mesudiye’de yıllar önce Türkiye’ye örnek olan sevgi, saygı iş birliği iklimine Ordu’nun bugünlerde çok ihtiyacı var. Mesudiye Belediye Başkanı İsa Gül, deprem afetiyle birlikte sahada oluşan gönül birlikteliğini anımsattı. 'Mesudiye iklimi' siyaset üstü birlikteliği, memleket sevdasını ifade ediyor. Bu tabir ilk kez dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından kullanıldı. Mesudiye'de yıllar önce Türkiye’ye örnek olan sevgi, saygı iş birliği iklimine Ordu’nun bugünlerde çok ihtiyacı var. Öyle ki uzun süredir siyasi bir kutuplaşma kara bulut gibi çöktü şehre. Yeni bir seçim atmosferi yaşanırken Mesudiye Belediye Başkanı İsa Gül ise açıklamalarıyla dikkat çekti. Kullandığı üslup Ordu’nun özlemle beklediği söylemlerle bütünleşti. ; Deprem afetiyle birlikte sahada oluşan hem sivil hem siyasi gönül birlikteliğini anımsatan Başkan Gül Ordulu gücüne değindi. Türkiye siyasetinin önemli Ordulu isimlerini sıraladı. ‘Her biri değer’ dedi ve ‘fikirler ayrı olabilir ama amaç aynı ise aynı masada oturulur konuşulur paylaşılır Ordu için bir araya her zaman gelinir, gelinmeli’ dedi. https://www.instagram.com/p/CpW7vBlsINO/?igshid=NGJjMDIxMWI=
Külliye'de Yüksek İstişare toplantısı! Açıklama yapıldı
Külliye’de Yüksek İstişare toplantısı! Açıklama yapıldı
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantıya, Kurul üyeleri Cemil Çiçek, İsmail Kahraman, Köksal Toptan, Mehmet Ali Şahin ile Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan katıldı.
Basına kapalı yapılan toplantı 3 saat sürdü.
Cumhurbaşkanlığı…
Külliye'de Yüksek İstişare toplantısı! Açıklama yapıldı
Külliye’de Yüksek İstişare toplantısı! Açıklama yapıldı
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Heyeti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantıya, Şura üyeleri Cemil Çiçek, İsmail Kahraman, Köksal Toptan, Mehmet Ali Şahin ile Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Lideri Metin Kıratlı ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan katıldı.
Basına kapalı yapılan toplantı 3 saat sürdü.
Cumhurbaşkanlığı…
Nietzsche'nin kulakları çınlasın. Cemil Meriç merhumun Kültürden İrfana'da naklettiğine göre, Izoulet, Thomas Carlyle'ın Kahramanlar'ının Fransızca tercümesine yazdığı önsözde şöyle demiş: "Güneş tutulunca yabaniler 'Işık öldü' diye dövünürlermiş. Biz medeniler ellerimizi göğe kaldırarak çığlığı basıyoruz: 'Tanrı öldü!' Biz, yabaninin afallayışına nasıl gülüyorsak, gelecek nesiller de bize öyle gülecek."
Müslümanın varlık algısında 'hikmet' herşeyin rengini değiştirebilen bir tamamlayıcıdır. Sözgelimi: Çirkinin güzelliği hikmetindedir. (Çirkinlik hikmetliyse güzeldir.) Güzelin çirkinliğiyse hikmetsizliğinde görünür. (Güzellik hikmetsizse çirkindir.) Hikmetlerin en aziziyse bekadır. ('Sonsuzluğa dairlik'tir.) Amacın derinliği ıskalandığında sûretler yalancılaşır. Aldatır. Cehennemler cennet maskesini takar. Cennetler cehennem iftirasıyla yaftalanır. Yüzeydeki bu imtihanı geçebilmenin sırrı hakikat boyutuna uyanmaktadır. Birşey eğer hikmetliyse zamanın müfessirliğinden geçer. Birşey eğer hikmetliyse zekanın da müfessirliğinden geçer. Ona herhangi bir kısagörüşlü çirkinlik yakıştırılmışsa 'neticesi itibariyle' bu oyunu bozabileceğini ortaya koyar. Kabul ettirir. Zaten mürşidim de demiştir: "Evet, kâinattaki herşey, her hadise, ya bizzat güzeldir, ona 'hüsn-ü bizzat' denilir; veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona 'hüsn-ü bilgayr' denilir."
Yılanın sûretindeki soğukluk onda çirkinlik değildir. Çünkü hikmetlidir. Aslanın duruşundaki şiddet varlığının parçasıdır. Çünkü lazımıdır. Herşey çiçek olamaz. Herşey diken de saramaz. Cemalden celale, cemalden celale, bu geçişlerde kimin hükmünün geçerli olduğunu hikmet söyler. İşte, biraz da bu yüzden, hikmetlerine vâkıf olunduğunda, ayrılık-gayrılık kalmamaya başlar. Allah dostlarına "Kahrın da hoş, lütfun da!" dedirten makam bu makamdır. Hikmeti okunur olduğunda çirkinlik güzelliğe dönüşür. Hikmetsizliği görüldüğünde güzellik çirkinliğe kalbolur. Ayraç okumaktır.
Mü'min şahitliğini böyle kavrar: Varlık Allah'ın aynısı değildir. Aynasıdır. O yalnızca tecellidir. Birşey aynılıktan tecelliye düştüğünde artık 'birebirlik' aranmaz olur onda. Ya? Tecelli yalnızca işaret eder. 'Birazcık' öğretir. 'Azıcık' gösterir. (Gölgesi kendisi olamaz.) O nedenle biz, Allah'ın kusursuzluğundan bahsettiğimizde, varlıktaki kusursuzlukla aynı şeyi kastetmeyiz. Allah'ta, hâşâ, çirkinliğin zerresi yoktur. Bulunmaz. Bulunamaz. Bütün güzelliklerin kaynağı olan sonsuz Cemal sahibi hiçbir şekilde cemalinden acze düşmez. Hiçbir şekilde acze düşmemesiyle cemali kemal olur. Yanıltmaz. Şaşırtmaz. Başka türlü görünmez. Kusur arız olmaz. Fakat yarattıkları sûretlerinde, gözlerimize kısıtlanan sûretlerinde, çünkü gördüğümüz de gözümüze kısıtlanmıştır arkadaşım, çirkin seçilebilir. (Miyop olan da her manzarayı bulanık seçmez mi?) Eşyanın kusursuzluğu görüşümüzle sınırlanan pencerelerde asla çirkinliğe düşmemesiyle sınanmaz. Ya? Şeylerin kusursuzluğu okunan her karesinin hikmetli oluşundadır. Çirkin olanın çirkinliği hikmetliyse güzeldir. Güzel olanın güzelliği hikmetsizse çirkindir. Acı şifaysa tatlıdır. Tatlı zehirse acıdır. Allah'ın kusursuzluğu ise nazara gelmez. Denî nazarlara gelmeyende kısıtlanmadan söz de edilemez. Elbette Hak Subhanehu masivasının kusurlarından beridir. Yani arkadaşım, Allah hiçbir zaman çirkin olmaz, çünkü ilahlığın nihayetsiz kemaline, o kemaldeki şanına çirkinlik yakışmaz. Fakat eşya kısıtlılığından dolayı evvelemirde şaşırtabilir. Hatta sarsabilir. Duvarı aşmak derinlik gerektirir.
"Hem esbab-ı zahiriyenin diğer bir hikmeti şudur ki: Haksız şekvâları ve bâtıl itirazları Âdil-i Mutlaka tevcih etmemek için, o şekvâlara, o itirazlara hedef olacak esbab vaz edilmiştir. Çünkü kusur onlardan çıkıyor ve onların kabiliyetsizliğinden ileri geliyor." Musa aleyhisselamla aynı beşerî 'kaldıramazlık' çerçevesine sahibiz. Allah'ın kemal-i Zâtını kuşatmamızın imkansızlığından kısıtlılığımız içinde marifetine yol alıyoruz. Eşya da Allah'ı bize kısıtlılığımız içinde öğretiyor. Gözümüzün gücü her çirkinin güzelliğini görmeye yetmiyor. O yüzden Hakîm ismine ikinci bir nazar atıyoruz. el-Hakîm körlüğümüze üçüncü bir göz oluyor. er-Rahman ve er-Rahîm el-Hakîm'den sonra müderrisliğe başlıyor.
Tam da bu yüzden "Allah varsa savaşlar neden var?" diye soran ateist klişesi bizim için anlamsızdır. Çünkü Allah'ın varlığı masivasında çirkinlik bulunmamasını gerektirmez. Çirkinliğin bir/binler anlamı olması yeterlidir. Eğer çirkinliğin hikmeti varsa o artık güzeldir. Sûretindeki farklılık bizi şaşırtmaz. Eşya Allah'ın bizzat kendisi değildir ki onda başkalık bulunmasın! Ayrımdaki rahatlığımızla, yani gölgenin/tecellinin Zât-ı Kudretin kendisi olmağa zorlanmayacağıyla, her engeli aşarız. Evet. Hak Teala mahlukatında bazı şerir şeyler de halketmiştir. Evet. Hak Teala mahlukatında bazı şeyleri çirkin de göstermiştir. Ancak anlamları evvellerindeki yaraları tedavi eder. Hikmetli eksiklik noksan olmaz.
İstersen, bu girizgâh ile, Hac sûresinin 40. ayetine bakalım. Dersimizi bir de ondan alalım. İşte kısa bir mealiyle buyruluyor: "Eğer Allah insanların kötülüğünü birbirlerinin eliyle savuşturmasaydı, manastırlar, havralar, kiliseler ve mescidler—ki buralarda Allah'ın adı çok anılır—yıkılıp giderdi." Evet. Stefan Zweig de Günlükler'inde Dünya Savaşı'nın toplum üzerindeki etkisini şöyle anlatıyor: "Herşey bir son bulsun diye, inanmak, inanmak, inanmak istiyorlar. Modern insanın içinde unutulan bütün dinsel duyarlılık şimdi dışarı fışkırıyor, bu hedefe yöneliyor..." Buna benzer tesbitlere başka eserlerde de rastladım. Ortak parıltı sanki şu idi: Savaş imanı zayıflayan toplumları tekrar Allah'a doğru yönlendirmeye yarıyor. Onunla görünen celal tecellisiyle acziyetlerini yeniden farkediyorlar. "Şüphesiz insan azgınlaşır, kendisini ihtiyaçtan uzak gördükçe!" sırrı mana-i muhalifi ile zâhir oluyor. İnsanın azgınlığı geçiyor. Çünkü ihtiyaçlarını görüyor.
Hatta, Bediüzzaman da bir yerde, II. Dünya Harbi'nden böyle bahsetmez mi: "Nev-i beşer bu son Harb-i Umumînin eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdadıyla ve merhametsiz tahribatıyla ve birtek düşmanın yüzünden yüzer masumu perişan etmesiyle ve mağlûpların dehşetli meyusiyetleriyle ve galiplerin dehşetli telâş ve hâkimiyetlerini muhafaza ve büyük tahribatlarını tamir edememelerinden gelen dehşetli vicdan azaplarıyla ve dünya hayatının bütün bütün fâni ve muvakkat olması ve medeniyet fantaziyelerinin aldatıcı ve uyutucu olduğu umuma görünmesiyle ve fıtrat-ı beşeriyedeki yüksek istidadatın ve mahiyet-i insaniyesinin umumî bir surette dehşetli yaralanmasıyla ve gaflet ve dalâletin, sert ve sağır olan tabiatın, Kur'ân'ın elmas kılıcı altında parçalanmasıyla ve gaflet ve dalâletin en boğucu, aldatıcı, en geniş perdesi olan siyaset-i rû-yi zeminin pek çirkin, pek gaddârâne hakikî sureti görünmesiyle, elbette ve elbette, hiç şüphe yok ki: Şimalde, garpta, Amerika'da emareleri göründüğüne binaen, nev-i beşerin mâşuk-u mecazîsi olan hayat-ı dünyeviye böyle çirkin ve geçici olmasından, fıtrat-ı beşerin hakikî sevdiği, aradığı hayat-ı bâkiyeyi bütün kuvvetiyle arayacak..."
Artık, Hac sûresinde buyrulan hikmeti, bu yamacından da temaşa edebiliriz sanki: Evet. Cenab-ı Hak birbirimizin eliyle birçok kötülüğü savuşturuyor. Bir kısmımızı diğerimize hikmetle musallat ediyor. Yine bir kısmımızın zararını diğerimize defettiriyor. Bazen bunu savaşlar sûretinde seyrediyoruz. Üzülüyoruz. Ancak yine bu savaşlar sayesinde ki, insanlar, özlerindeki kötülüğü, eksikliği, acizliği, hataları, fakirliği vs.'yi de farkediyorlar. Müstağniyet sanrısından gelen bozulmalardan fıtratlarını bir nebze kurtarıyorlar. Böylece manastırlar, havralar, kiliseler, mescidler, yani Allah'ın adının anıldığı yerler, dinin hayata dahil olduğu yerler, yıkılıp gitmiyor. Cihad mü'minlerin ibadet mekanlarını zalimlerden koruduğu gibi, savaşlar da, çok daha geniş bir resimde, insanlığın dinle olan bağının/ihtiyacının kopmamasını sağlıyor.
Şimdi sûreti sana çirkin görünen herşeye bu pencereden bakabilirsin arkadaşım. "Evet, bu cûd-u icad, Sâniin vücubundandır. Nevide celâlîdir, fertte cemâlîdir." Bir gelincik yalnızken sana ne kadar güzel görünür. Koca bir gelincik tarlasının karşısındayken ne kadar hayretle irkilirsin. Belki çirkin sandığın her celalî şey de böylesi bir cemal örgüsünün korkusudur. Yok, hatta aslında korkmuyorsun, yalnızca bu kadar cemali birden kaldıramıyorsun. Kaldıramadığın cemal, kısıtlılığından ötürü, celal görünüyor. Halbuki hepsi güzellikten yapılıyor. Hikmetlice güzel olmuyorsan çirkinleşiyorsun. Günahın güzelliği burada yalan oluyor. Musibetin çirkinliği burada güzele dönüşüyor. Sanki sonsuzlaşan güzelleşiyor da.
Cemil Çiçek Sml
Eğitim
Türkiye’nin Bayii Firma Rehberi’nde! Firmanızı ücretsiz ekleyerek daha fazla müşteri sahibi olabilirsiniz. Şirketinizin web sitesini, iletişim bilgilerini, whatsapp hattınızı ve sosyal medya hesaplarınızı ekleyebilirsiniz. Kayıt ÜCRETSİZ dir. Kayıt olun daha fazla müşteri kazanın.
Gübre bayileri listesi
Gübre bayisi nasıl olunur?
Gübre fiyatları ne kadar?
Gübre dağıtıcı…
HİSARCIKLIOĞLU, DİNAR'A OKUL YAPMA SÖZÜNÜ YİNELEDİ
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, TOBB olarak, merkezde ve Bolvadin’de 2 lise yaptıklarını hatırlatarak, Çay, Dinar, Emirdağ ve Sandıklı ilçelerine de birer okul yapma kararı aldıkları müjdesini verdi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası’nda TOBB Uyum ve Arabuluculuk Merkezi açılış törenine katıldı.
Törende konuşan Hisarcıklıoğlu, “Kurtuluşun, dirilişin ve zaferin kenti, Batı Anadolu’nun kavşak merkezi, Afyonkarahisar’da aranızda bulunmaktan şeref duyuyorum, Hayırlı işler için geldik. Önce Odamızın İscehisar temsilciliğini açtık. Şimdi de Odamız bünyesinde kurulan Arabuluculuk Merkezini faaliyete geçireceğiz” dedi.
ATSO TÜRKİYE ÜÇÜNCÜSÜ OLDU
Ticari davaların yıllar sürdüğünü anımsatan Hisarcıklıoğlu, “Sağ olsun Sayın Cemil Çiçek, Adalet bakanlığı döneminde bu işe al attı ve arabuluculuk sistemini getirdi. Bir davamız 4 senede biteceğine 3 ayda bitiyor. Arabuluculuğa gelen başvuru sayısı ayda 100 bine ulaştı. Ve bunların yüzde 70’i, anlaşmayla sonuçlandı. Yani adalete erişim hızlandı. En önemlisi de, taraflar helalleşerek ayrıldı” şeklinde konuştu.
Hisarcıklıoğlu, Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası ve Ticaret Borsası’nın akredite yani 5 yıldızlı oda olduğunu, son yapılan denetimlerde aldığı puanla da ülke genelindeki Ticaret ve Sanayi Odaları arasında Türkiye üçüncüsü olduğunu söyledi.
BİR BAŞKA İLKE İMZA ATTI
Kurulacak olan Sağlık Endüstri Bölgesi’ne TOBB olarak katkıları olacağını söyleyen Hisarcıklıoğlu, “Afyonkarahisar TSO, yerel değerlere sahip çıkmıştır. Afyon Mermeri, Sucuğu, Pastırması, Manda Yoğurdu ve Kaymağını, coğrafi işaretle koruma altına almıştır. Hamiliğini üstlendiği Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, döner sermaye bazında ülke çapında ilk 20 içine girdi. Oda hizmet binamız da, Yeşil Bina sertifikası almak suretiyle, bir başka ilke imza atmıştır. Sonrasında dünya genelindeki yapılan yarışmada birinci seçilerek, bu başarısını taçlandırmıştır. Yaptıkları tüm bu örnek çalışmalar ve şehrimize kazandırdıkları eserlerden dolayı, Hüsnü Serteser başkanımız başta olmak üzere, tüm yönetimini, meclisini, genel sekreterimizi ve çalışan kardeşlerimi yürekten kutluyorum” dedi.
TOBB 4 İLÇEYE OKUL YAPTIRIYOR
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, TOBB olarak, merkezde ve Bolvadin’de 2 lise yaptıklarını hatırlatarak, Çay, Dinar, Emirdağ ve Sandıklı ilçelerine de birer okul yapma kararı aldıkları müjdesini verdi.
Hisarcıklıoğlu, pandemi döneminde 365 oda/borsa başkanının, üyelerinin sıkıntılarını ve çözüm taleplerini kendisine ilettiğini anlatarak, “Hep birlikte bunları, icra makamında olan hükümete ilettik. Bunların önemli bir kısmından da sonuç aldık. Pek çok destek ve düzenleme hayata geçti. Sıkıntılarımız var mı var. Bizim işimiz çözmek değil. Bizler üyelerimizin sesiyiz ve onların tercümanları oluruz, Bize yasayla verilen görev budur. İcraat yetkisi ve sorumluluğu, hükümetimizindir” dedi.
Hisarcıklıoğlu, TOBB ve Oda/Borsaların en demokratik kurum olduğunu belirterek, Oda/Borsa seçimlerinin camiaya hayırlı olmasını diledi.