Tumgik
#Ben sevdiğim insanların
blue-eyed-giant · 29 days
Text
hoşlandığım insanlar hayatımı terk etmeyin challenge
0 notes
kalbimdeki-maviyara · 3 months
Text
Çok fazla konuşurum. Bazen çok gıcık biri olabiliyorum. Dağınık biriyimdir. Her şeyi kafama takarım. Sevdiklerime trip atmayı severim. Kaç yaşına gelirsem geleyim pamuk şeker için ağlayabilirim. Kurallara uymam. Günün yirmi dört saati müzik dinlerim. Çok fazla kitap okurum. Depresif sözler yazarım. Kendim hariç herkesi düşünürüm. belki günlerce ağlarım. Ağlarken gülebilirim. Sokak kedileriyle konuşurum. Bu yüzden insanlar beni deli sanıyor olabilir. Bana deli denmesini seviyorum. Normal insanlar gibi olmaktansa deli olmayı tercih ediyorum. Bu yüzden insanlar tuhaf sanıyorlar galiba. İnsanların dediklerini çok fazla kafaya takarım. Küfür ederim. Ciddi ortamlarda bile. İnsanlar benden nefret eder. Derslerimi fazla kafaya takar, sorun ederim. Meraklıyım. Bıraksalar her dakika uyurum. Ağlayınca, karanlıkta kalınca, sevdiğim biriyle kavga edince kalbim kırılınca ve benim de ben dahil herkes kalbi olduğunu unutuyor.
220 notes · View notes
arbrenu · 9 months
Note
ayzerin okurlar tarafından fazla üstüne gidildiğini düşünüyorum sonuçta oda nova gibi krallığı için olması gerekeni yaptı. Yanlış anlama sadece senin kitle değilde insanların kitaplarda filmlerde yada hayatta hep başrol tarafından bakmaları sinir bozucu
Harry Potter ve Game of Thrones benim en sevdiğim seriler ve bu iki seride de gruplar var, birinde öğrenci binaları diğerinde krallıklar. Ben HP’de slytherin, GOT’da Cercei’ciydim ve sonuna kadar Cercei’ci kaldım… hgoi’nin de baş karakterler dışında krallıklar kitabı olmasını istedim hep yani insanların gerçekten evet bu doğru ve ben de böyle yapardım ya da bu haklı dediği karakterleri/krallıkları desteklemesini istedim. Ama bunun için ben o kadar gelişmiş bir kalem değildim ve karakter bakış açısından yazdığım için her şeyi Nova gözüyle görülüyor genel olarak. Ama sandığınızdan çok daha fazla diğerlerini sevenler de var sadece siz sosyal medyada en popüler şeyi yani Daren’i ve Nova’yı görüyorsunuz aslında. Üçüncü kitabın üzerinde bu kadar durmamın ve çalışmamın sebebi de bunun çok karakterli bir kitap olması ve benim hepsinin üzerinde durmak istemem. Mesela Gecenin daha kolay çünkü orada atıyorum Hükümdarlar’ın derdini anlatmak gibi bir çabam yok çünkü kurgu o yönde değil ama hgoi’de her krallığı ve karakteri anlaşılır kılmaya çalışıyorum. Bu cidden çok zor bir şey çünkü karakter bakış açısıyla yazıyorum… seri ilerledikçe bence taşlar yerine oturacak çünkü daha yeni başlıyoruz diyebiliriz…
166 notes · View notes
wolfblackwhiskey · 7 months
Text
Bugün yaşadığım stresin sıkıntısının hadi hesabı yoktu hastane o bu derken babamın kaybetme korkusu ile yaşadım bir gündü hayatımda mücadele etmediğim bir şey kalmamıştır ihanet olsun sırtımdan vurulmak olsun saygısızlık olsun her şeyi geçtim bunlar beni hiç bir zaman aşağı çekmemiştir tam aksine daha yukarı daha da liderlik ruhu yaşatmıştır ama bugün 5 yaşındaki çocuktan farkım yoktu korkuyu iliklerime kadar hissettim meğerse benim sevdiğim insanların kaybetme korkusu tahmin ettiğim den de fazlası varmış neyse ki Allah'a şükürler olsun babam iyi şuan. Benim ise artık daha da kendimden ödün vererek ailemi sevdiğim insanları daha da başımın üstünde tutmak ben düşerim veya ben daha da kötü olurum ama sevdiğim insanların düşmesine dayanamam Allah'tan tek dileğim bu iyi geceler
62 notes · View notes
hissetmedigimacilar · 6 months
Note
1. Sonsuzluk nedir 2. Kullanıcı isminin anlamı ne
1.Sonsuzluk bir şeyin sonunun olmaması ya da öyle hissettirmesidir bu somut bir şey olmak zorunda değil bazen birine karşı öyle bir sevgi ya da nefret duyarsın ki sonu yok gibi gelir işin sonunun nereye gideceğini göremezsin anlamaya aklın ermez bazen bir çift göze dalarsın ya da başka bir şeye ve zamanın nasıl geçtiğini anlamazsın zaman kavramı anlamını yitirmiştir o an da bence bir sonsuzluktur bilmiyorum ya...
2.Sevilmiyorum ve bundan şikayetçi değilim tam tersi hoşuma gidiyor onlara karşı kendimi sürekli bir şey yapmak zorunda hissetmiyorum ya da şunu yaparsam bana karşı olan sevgileri azalır mı diye düşünmeme gerek kalmıyor insanların sevmemeleri daha güzel sevilecek bir insan da değilim tek yaptığım insanları kırmak ama bundan nedensiz bir şekilde pişmanlık duymuyorum zaten benim de insanları sevdiğim söylenemez ben onları sevmezken niye onlardan beni sevmelerini bekleyeyim...
Uzun oldu...
76 notes · View notes
3391kilometre · 22 days
Text
Tumblr media
Nagihan Gökçe Kabal’ın en sevdiğim kitapları…
Konusu;
Nagihan Gökçe Kabal, Lordlar ve Varisler kitabıyla sizleri sadece astrolojik bir yolculuğa çıkarmıyor, aynı zamanda toplumsal sorunlara da değiniyor. Küresel ısınma, insanların teknoloji bağımlılığı ve doğaya verilen zararlar üzerinde de duruyor. Tüm bu olumsuzlukların dünyaya olan kötü etkilerinden bahsediyor.
Düşüncem;
Fantastiğe bu kitapla başlayacaksanız asla unutmazsınız. Mükemmel bir şekilde yazılmış… ben bayıldım. Diğer 2 kitabıda ilerleyen senelerde çıkacak.
23 notes · View notes
siyahperi · 4 months
Text
İnsan yaşamı boyunca kaç defa doğar?
Tumblr media
Kaç yenilgi kaç ölüm kaç doğum sığdıra bilir derken kendi kendime, gözlerimi kapatıp son günlerde yaşadıklarımın muhasebesini yaparken buldum kendimi. Yaşarken defalarca ölürmüş insan öldüğünü zannederken yeniden doğarmış.
Anka kuşu derdim kendimi hep yeniden doğmalarım mehşurdur benim derken bu sefer havlu attım hayat denen ringe. Pes ettim, iliklerime kadar hissettim bu sefer rakibimin sert yumruğunu. Bu sefer kaybettim kirli bir kaybedişe şahit oldu bedenim ruhum öylece sere serpe düştüğüm o yerde gözlerim kapalı yüreğimden akan kanın sıcaklığı sardı bedenimi. Kulağımda sevdiğim insanların telkin edici sözleri çınlıyor ama ben hiç birini duymuyorum. Tek bir kişinin sesi ve yüzü! KATİLİM.
36 notes · View notes
ozgur-ce · 1 year
Text
Şimdi kısaca bir şey yazacağım ve bir daha bu konuda konuşmayacağım! Alınan alınsın beğenmeyen takipten çıksın, zira ben de öyle yapacağım!
Kendini hiçbir konuda geliştirmemiş, tek yöne bakan insanların bile yapabileceği çok basit iki şey vardır; Siyaset ve din hakkında konuşmak.. Sadece konuşmakta değil bu konuda master yapmış kadar büyük büyük konuşmak! Dersiniz ki sanki akademik kariyer yapmış! Mütevazilik desen hiç yok! Sağolsun bizim toplumda da herkes herşeyin kolayında, toplum da büyük oranda kısa yoldan para kazanayım derdinde, insanlığa faydalı bişey yapayım hiç yok! İki kelimeyi bir araya getiremiyor, kelime haznesi yetersiz kalıyor, küfre başvuruyor! Karşısındaki ne olursa olsun saygı hiç yok! Dinlemek, empati yeteneği hiç yok! Çevresi dolayısıyla körü körüne zihnine yerleştirilmiş fikirlere sıkı sıkı sarılmış, çünkü tutunacağı başka bir şey yok!
Neyse konuyu çok sevdiğim şu satırlarla tamamlayacağım;
"Allah'a yeterince bağlanmazsan; bu boşluğu bir futbol takımına, bir tarikate, bir cemaate, bir politik görüşe bağlanarak kapatmaya çalışırsın ve bunları hayatının temel noktası haline getirirsin de Allah'a bağlanmak internete bağlanmaktan daha zor hale gelir."
Hasan Uzun
Dipnot: Lütfen kimse kusura bakmasın, kişisel algılamasın, herhangi bir kişiyle dalga geçen, siyasi paylaşım yapan herkesi takipten çıkacağım. Bu konuyla ilgili iletiden yazmayın, cevap vermeyeceğim. Saygılar.
138 notes · View notes
emirhaneren · 24 days
Text
Tumblr media
-Oğuz Atay-
İnsanların içine yer eden eserler vardır. Bu eser ne olursa olsun kişi onda kendine ait olan bir parçayı bulmuş demektir. Açıkça söylemeliyim ki benim için bu eserin bir kitap (ve yazarı da önemli yer etmiş durumda) olması beni mutlu ediyor.
Öncelikle Tutunamayanlar'ı konuşmak istiyorum. Bu kitabı okumaya başladığımda herhangi bir kitap okuma alışkanlığım yoktu. Kitabın kapağını ilk açtığım zamana kadar da bu denli çetin bir eser ile karşı karşıya olduğumun farkında değildim. Söylemeliyim ki kitap okuma alışkanlığınız yoksa Tutunamayanlar biraz yanlış bir başlangıç kitabı olabilir. Kitap okumayı sevsem de ben yavaş okuyan birisiyim, hızlı okuma yeteneği bana çok uzak düşüyor ve istesem de beceremiyorum. Bu yüzden benim Tutunamayanlar'ı bitirmem çok uzun sürdü ama bu kadar zaman almasının içinde önemli bir unsur daha var: Bu kitap düşsel şölen. Karakterlerin düşünceleri ile olaylar arasında o kadar hızlı geçişler var ki ilk okuduğumda hiçbir şey anlamamıştım. Yaklaşık dört yüz sayfa sonunda yeni yeni kitabı anlamaya başlamıştım. Kitabı bitirdikten yaklaşık bir yıl sonra tekrar okumaya başladım. Bu sürede kendimi geliştirmiş olacağım ki daha akıcı gelmeye başlamıştı. Özellikle anlamadığım yerleri tekrar okuyunca neler kaçırdığımı anlayıp üzülmüştüm. İlk okuduğum zaman eser beni yorduğu için ara ara mola veriyor ve bu molalarda dünya klasiklerinden kitaplar okuyordum.
Olur ya zaman zaman kitaplar hakkında konuşursunuz insanlarla. Bu muhabbetin içinde de "önerme seansı" başlar. Bu kitabı önerdiğim kişiler bir elin parmağını geçmiyor. Açıkça söylemeliyim ki bu hareketimin sebebi kallavi bir kıskançlık. Bu eserin başkalarınca okunup benimsenmesi fikri beni korkutuyor. Bu yazıyı yazma sebebim de kitabı önermek değil kitabı ve yazarını övmek. Sanki herkesin müdahalesi ile popülerleşirse (ki bunu hak eden bir eser) ben bu kitabı herkese dolu dolu anlatamam gibi geliyor, bu korkunç.
Üzerine bu kadar yazı yazdığım (ki bu benim için tatmin edici bir uzunluk değil) eserin yazarı ise Oğuz Atay'dır. Benim en sevdiğim yazardır kendisi, malûm anlaşılması güç değil sanırım. Okuduğum eseri sadece Tutunamayanlar değil, Tehlikeli Oyunlar'ı da okudum. İki kitap boyunca hiç sıkılmadım. Dört yüz sayfalık anlaşılmayan bölümde bile sıkıldığımı hatırlamıyorum. Bu eserlerin kısa eserler olmaması da beni sevindiren diğer bir konu. Okuduğum her kelimede Oğuz Atay kendine yeni bir dost ediyor beni.
Bu yazdığım yazıyı yeterli bulmuyorum fakat ne kadar anlatsam da okumanız gerekir. Tabii ki ben okumamanız taraftarıyım çünkü hâlâ kıskanıyorum kitabı.
En sevdiğim yazara, Oğuz Atay'a en içten sevgi ve saygılarımla. (1934-1977)
15 notes · View notes
titreyendizlerim · 1 year
Text
Bak, şu sıralar benim de sana ihtiyacım var. Hem de daha önce hiç olmadığı kadar ve fazlasıyla. Abartıyorum belki, belki bu kadar yanmamalı cânım. Ancak sesinle yatışmam gereken bir dönemdeyim ben. Tek başıma tüm vedaları aşabilecek kadar güçlü değilim ki. Sevdiğim tüm insanların uzakta olmasına katlanamıyorum. Ve sesine ihtiyacım var. Beni sevmene ihtiyacım var. Sol yanına, gözlerindeki mısraların her birine ihtiyacım var. Neden yanımda değilsin? Bana sunduğun sebepleri hatırlıyorum, unutmam da merak etme ama hâlâ neden diye soruyorum işte. Anlamlandıramıyorum. Yanımda ol istiyorum çünkü. Benimle ol. Sana ihtiyacım olduğu zamanlarda sar beni kollarınla. Bir öpüşünü çok görme bana. Lütfen. Her şey daha da zor olmamalı. Böyle olmamalı. Ama çok bencilce düşünüyorum, biliyorum. Özür dilerim. Seni seviyorum.
157 notes · View notes
sensussinyor · 7 months
Text
Bir arkadaşım var senelerdir jet sosyetenin içinde, milyonlarla oynayan insanlardan oluşan kemik çevresi var. (Az dedikodu almadık ünlüler ve ünlü evlatlarından.) Bazen Talhayla instada denk gelince gösteriyorum "ne hayaddlar yia, nasıl oluyor" modunda bakıyoruz. Aramız da iyidir, hala güzel günlerimde bana yazar, çok sevdiğim biri, onu özel kılan en temel değeri de budur benim için. Farklı statülerde devam eden hayatımıza rağmen samimiyeti asla değişmedi, zaman zaman beni o dünyaya çekme teklifi de oldu üstü kapalı şekilde. Rahat edemeyeceğim kendimden fazla ödün vereceğim (özellikle ahlaki olarak) veya sosyal anksiyetemi zorlayacak konumlardan hep uzak durdum ama ara ara ulan acaba düşüncesi hep geçer kdkdkd
Dolayısıyla onu ne zaman gorsem hayatımdaki insanların ne kadar farklı uçlarda olduğunu eski bir karikatür gibi gülerek karşılıyorum. Demin aradım bulamadım, arkadaş çizelgeli bir karikatürdü "benim apçı arkadaşlarım da var" kısmını hatırlıyorum. Bulan bilen gönderirse güldürür bizi nsksk
Sosyetesinden de vaaar, en fakirinden de, kendi hayatını tek başına fakir bir aileden gelerek kuran da vaar otculuk yapan da, danışman olani da var ilahiyatçı olani da, interpole girmeye çalışanı da var öğretmen olarak atanmaya çalışanı da, helovına-yılbaşı partisine davet edeni de var tavuk dürüm yemeye çağıranı da jskssj ben genelde orta/alt kültürden yetiştiğim ve alışkın olduğum ortamda rahat ettiğim için o kısma dahil olmayı seçerim. Hatta daha önemlisi kafam yerinde değilse nadiren görüşebiliyorum.
Fakat renkler iyidir, arkadaşlık gözeldir, aptal aptal konulardan küsmeyin birbirinize 💐
BULDUM SDJJVDSF
Tumblr media Tumblr media
28 notes · View notes
havadaabulut · 1 year
Text
Sabaha karşı balık tutmaya çıktım. Yani sahile inmeyi, vakit geçirmeyi çok sevdiğim için ve hadi bir de bizimkiler eve dönünce oo balık mı yakaladın diye sevinsinler diye tutuyorum genelde balıkları (gerçi tutamıyorum çoğu zaman dhfnf) bir başka canlıya zarar verme fikrinin çirkinliği ve üzüntüsü çıkmıyor kafamdan hiç, en azından bunu kendim yaparak beslenmek istemem. Anlayacağınız balık tutunca da kahroluyorum, sivrisinek öldürünce de :d Bilmiyorum, önceki hayatımda ağaç değilsem bile, sonraki hayatımda ağaç olmayı istiyorum. Ama maalesef bu hayatımda etçil ve eril bir bireyim. (bu yaşamımda vegan falan olamam gibi, Haşo beyden gelen adanalılık genleri yüzünden sürekli mangal yakma isteği var içimde :d) Bugün yemek için ava çıkmak zorunda kaldığım bir yaşamın içine düşücek olsam, yapamam guzum diyemesem de o mecburiyetin içinde bile böyle hissedeceğimi biliyorum. İnsanların çirkin gördüğü bir böcüğü dahi beni korkuttuğu için öldürmeden önce konuşup ikna etmek isterdim. Fakat anlaşamıyoruz kendileriyle.
şöyle bir anım var; arkadaşımla yolda yürüyoruz, kadının biri çığlıklar atıyor, bir fareyi kaldırımın köşesinde sıkıştırmış hayvana bağırıyor da bağırıyor, hayvan şoka girmiş. Bir de tosun görseniz kafes dövüşünde sizi dövecek kadar iri bir şey. Kadın bizi görünce taş atın öldürün demeye başladı. (Tamam hanımefendi bayan da biz tetikçi miyiz?) Baktım arkadaşa, koca kaldırım taşını eline almış atmaya hazırlanıyor.(ulan ne ara döndün aldın o taşı) Ben kıyamadım tabii, kendine gelir de belki kaçar diye küçük bir taş fırlattım. ama atarken de sanki tamam bu iş bende tavrında rol kesiyorum. gerçekten de taşın değmesiyle şoktan çıktı hayvan hoplaya zıplaya kaçmaya başladı. ben kadına bakıyorum, kadın eli ağzında fareye doğru bakıyor, arkadaş elinde kaldırım taşı öyle duruyor dbfjf. fare biraz ilerde hop mazgalın içine daldı. Tabii ben arkadaşı dürttüm hemen topukladık. Kendimi iyi hissettiğimi hatırlıyorum, içim mutluluk doluydu yürürken. Yalnız kadın ne sövmüştür arkamdan dhdjjf Yani kendimi koruma içgüdüm dışında bir canlıya zarar vermek ya da ondan faydalanmak düşüncesi çok üzücü. Faydalanmak derken, tavuk kanadını da çok sevdiğimi belirtmek isterim fnfnfj (keşke vegan olsam mis gibi ıspanağımı yesem, sonra efendim az hurmayla tatlandırılmış iğrenç kekimi yiyip mutlu olsam.) Balık da tutamadım zaten oh beslemiş oldum onları bütün yemi yediler afied olsun. Ben zaten tuttuğum balıkları da yiyemiyorum çoğu zaman. Kabile hayatı yaşasak beni fazla duygusalsın diye kovarlardı diyerek bu postu sonlandırıyorum.
53 notes · View notes
sikayetname · 6 months
Text
Ah benim gönlü güzel sevdiğim;
Biliyorm zor günler geçiriyoruz. Gözlerine baktığım zaman içimi bi burukluk kaplıyor. Her şeyin üst üste geldiği bu günlerde bakışlarının yorgun olduğunu fark ediyorum ve üzülmekten kendimi alamıyorum. Canımızın sıkkın olduğu her an sığınacak tek limanım olduğun gibi aynı şeyi senin de hissetmeni isterim. Dışarıda ne olursa olsun bütün çekişmelerden uzak, iki yüzlü insanların samimiyetsizlerinden uzak tek liman olalım hep.
Dalgar vurur kıyılara, en büyük gemiler bile demir atarlar limanlara bilirsin. Hepsinin sarsıldığı zamanlar olmuştur elbet okyanuslarda ama bir tek bağlı olduğu limanda güvende olurlar. Sen benim en güvenli limanımsın sevdiğim.
Hem bütün zorluklara, maceralara birlikte atıldığım; hem de her dönüşümde dinlendiğim huzur bulduğum, her şeyimi paylaştığım sırdaşım...
Bu hayatı beraber yaşamak için çıktığımız bu yolda başka "kimse olmasa bile dünyamı seninle sürdürebilirim" diyebileceğim güzel kalbin hiç değişmesin. Hep güzel bak bana olur mu? Çünkü bilmeni isterim ki ben ne olursa olsun hep seninleyim. Aldığın her kararda arkandayım.
Zorlukları her zaman birlikte göğüsleyelim. Her zmana güzel şeyler olacak değil ya hayatta, arada kötü yanlarını da tattıracak. Önemli olan sıkıntıları da "biz" olarak yenebilmek.
Ve sana söz sevdiğim, ben hep yanında olacağım ve her şeyi "beraber" yapablieceğiz.
İyi ki varsın gözlerimin nur'u. Seninle guru duyuyor ve çok seviyorum. Tek dayanağım can yoldaşım...
33 notes · View notes
icselsesler · 3 months
Text
İÇSEL SESLER
Bu belki de başlangıç cümlesini yirminci defa yazıp silişimdir. Yazıya nasıl başlayacağımı içimden geçenleri nasıl dökeceğimi hiç beceremeyen birisiyim.
Uzun zamandır belki de hiçbir zaman kendimi dinlemediğimi, kendimle dertleşmediğimi fark ettim. İçimde hayata karşı, insanlara karşı, her şeye karşı o kadar büyük bir acı, büyük bir isyanım var ki belki de bunu dışarı vurmaktan korkmuşumdur. Belki de en korktuğum şey aslında kendi iç sesimdir. Bana karşı her zaman doğruyu söyleyen o sesi dinlemekten korkmuşumdur. Bugün dinlemeye karar verdim onu.
İnsanlar için en büyük acı her zaman kendi yaşadığı acıdır. Başkasının acıları kendi acıları karşısında önemsiz hale gelir. Ben acı hissetmiyorum galiba artık. Her şeye karşı çok fazla boş vermişliğim birikti içimde.
Hayatta ben hep saf olan taraftım. Karşımdaki insan için, sevdiğim insan için çok fazla kendimden feragat ettim. Hiçbir zaman sevdiğim kadar sevilmediğimi fark ettim. Belki de doğanın kanunu böyledir belki de benim kaderim böyledir.
Etrafımda çok insan var ama içimde de bir o kadar büyük bir yalnızlık. Geceleri kafamı yastığa koyduğumda beynimde dönen o düşünceler içimi yakan o hissizlik uykularımın kaçmasına çok defa sebep oldu.
Küçük yaştan beri aileden uzak olunca tek başına olunca insan çok çabuk olgunlaşmak zorunda kalıyor. Ayaklarının üstünde durmak zorunda kalıyor. Sorumluluk sahibi olmak zorunda kalıyor. Üstüne bir de yaşadığı şeyler eklenince çocukluğunu yaşayamamak zorunda kalıyor. En üzücü olan da bu aslında. Ben hiçbir zaman çocukluğumu yaşayamadım. Hep bir koşuşturmaca hep bir acı hep bir hüzün. Gözlerimi kapayıp düşündüğümde mutlu olduğum anlardan çok canımın yandığı anları hatırlamam normal mi? Yoksa ben mi böyleyim?
Beni dışardan gören insanlar hep diyor ne kadar enerjiksin ne kadar mutlusun hayat sana güzel… Hayat bana aslında hiç güzel değil. Duygusal olarak tükenmiş bir insanın hayatının ne kadar güzel olmasını bekleyebilirsin ki?
Geçenlerde bir dizide bir sahneye denk geldim. O kadar güzel bir sözdü ki içime işledi resmen. “Ben bir defterin iki sayfası arasında değil milyonlarca insanın arasında kurutulmuş bir çiçeğim”. Sevmeyi denedim olmadı, güvenmeyi denedim olmadı, iyi olmayı denedim olmadı. Hep bir şekilde benden faydalandılar. Kötüyken geldiler iyi oldular gittiler. Çok fazla kurutuldum. Bir süre sonra mutlu olamayacağımı düşündüm.
Düşünüyorum çok düşünüyorum ben niye yaşıyorum diye. Bu enteresan dünyada olmamdaki görev ne diye. Sırf bu yüzden yaşıyorum belki de. Hüzünlü ve yorucu bir filmin sonunu görmek için. Sonunda belki mutluluk vardır belki hüzün.
Her şeye rağmen umutlu olmak yoruyor ama bir o kadar da olmak zorundayım. Yoksa çekilir mi bu hayat?
Günün kaçıncı sigarasını içiyorum sayamadım şu anda. Kafamın içindeki sesler çok fazla. Hiç birisine odaklanamıyorum. Sürekli bir şeyler söylüyor sürekli bir şeyler istiyor. Susturma butonu olsa keşke. Bir sustursam bir süre kafamı dinlesem. Hiçbir şeyi düşünmesem. Hiçbir şeyi düşünmeden hareket etsem ama olmuyor hep konuşuyor hep bir ses hep bir çığlık hep bir gürültü.
Diyorum ki boş ver yat uyu böyle geçsin zamanların. İnsanların kötü yanlarını görme. Ne kadar yalnız olduğunu görme hissetme. Rüyandaki kabuslar bile uyanık olduğunda gördüğün kabuslardan daha hafiftir diye ama olmuyor. Uyandım artık biliyorum açıldı gözlerim ama insan en kötü kabuslarını uyanıkken görüyormuş.
Söylemek istediğim haykırmak istediğim içimde dökmek istediğim çok şey var. İçsel seslerim şimdilik bu kadar söylüyor. Belki de bu ayık olduğum içindir. Şimdilik veda vakti…#
12 notes · View notes
acid-gramma · 11 hours
Note
güzel olmamak hatta bazı insanların belki çirkin bulabileceği biri olmak gerçekten dezavantajlı bir durum mu? arzulanmak veya duygusal ilişkilerde bunun cevabı evet gibi. arkadaşlarım tatlı hatta belki güzel bile buluyor olabilirler. düşünceleri ve kişilik olarak ilgimi çeken insanların da çirkin bulmayacağı biriyimdir ama bu tamamen onların kişiliğiyle bakış açılarıyla alakalı gibi. asıl ilgilerini çekecek fiziksel özelliklere sahip insanlardan oldukça uzağım. etrafımda ilgimi çeken sevdiğim insanlarla iyi ilişkiler içindeyim ama bazen güzel olmamamın arkadaşlıkta bile beni geriye çektiğini düşünmeme engel olamıyorum sanki güzel olsam her şey şu andan farklı olurmuş gibi
degistirilemeyecek seyler uzerine kafa yormaya ve what if ler uretmeye gerek yok, zaman kaybi.
her kotude bir iyi her iyide de kotu olduguna inaniyorum ben. belki bir seyler kaybettigin gibi cok sey de kazaniyorsundur. pretty privilegein de karanlik yuzu var sonucta
7 notes · View notes
parcalaryokolus · 7 months
Text
bir şeylerin uğruna pek eksik kalacağım.içimdeki sesle konuşmamak için biraz müziğe yanaşacağım,bir miktar sigara içeceğim.düzenli bir hayatım olmayacak mesela hiç.bir insanın huzuru olmayacağım hiç hissediyorum bunu.gözlerimin içi gülmeyecek artık.gerçekten neşeli kahkahalar yerine hafif tebessümlere sığınacağım her zaman yaptığım gibi.öyle çok kırılıp yara aldım ki kendimi hiç tedavi edemeyeceğim gibi geliyor bana.hayatıma girenlerin seni iyileştireceğim yalanları daha çok canımı yakacak.ben bundan sonra iyileşmeyeceğimi iyi biliyorum ama işin garibi eskisi kadar hasta bir ruhum da olmayacak.kendimle münakaşa edip duracağım sandalye tepesinde.sonra bu münakaşanın hiç bir halta yaramayacağını da bilmiş olacağım.ben kendimle yüzleştiğimde bile en çok benim canım yandı.yüzleşmekten kaçıyorum artık çünkü yüzleşirsem ağlarım iyi biliyorum.hayatıma kattığım insanların hatalarını da sorgulamayı bırakıyorum.ne kadar sorgularsam o kadar yenik düşüyor bu beden bu ruha.o niye öyle demiş bilmiyorum.neden sevdiğim erkekler beni sevmeye layık bulamadı bilmiyorum.annem diyor ki bana hep "bunca sıkıntıdan sonra iyi şeyler de seni bulacak." İnancım hiç kalmadı benim.Beklediğim şey mucize değil beklediğim şey hayata tutunmak için bir dayanak.Rast gelmiyorum ne yazık ki buna.Bir yaşama sebebim yok sadece babam çok üzülür diye bu yüzden inadına yaşamdayım.Ölümü arzulamıyorum.Gerçek anlamda yaşamayı arzuluyorum.Bu kadar sancıyla bunca yıl nasıl yaşadım.Bilmiyorum.Sadece başarmak zorunda olduğumu biliyorum.Hep bir şeyleri başarmak zorundaydım.Bunun bilinciyle yaşayınca insan değişmek zorunda kalıyor.Ama yaralarım bu kadar batmamış olsaydı ruhumun her kıvrımına ben bu kadar güçlü olamazdım.Bu yüzden her yaramı alnından öpüyorum istemsizce.Ve inadına yaşıyorum.
13:02 22.9.23
21 notes · View notes