Üçlü Evlilik Teklifi! (Fatma 21 Y., İstanbul)
Merhaba, adım Fatma, ama herkes Fatoş der. 21 yaşında, 1.65 boyunda, 70 kiloda, güzel sayılabilir bir kadınım. 18 yaşımda ilk evliliğimi yapmış, ama çocuk doğuramadan 2 yıl geçmişti. Doktorlar kusurun benden olduğunu söyleyince, kocam ailesinin baskılarına dayanamayıp beni boşadı. 20 yaşımda dul kalmıştım. Memleketime dönmek istemediğim için mecburen çalışmak zorundaydım. Birkaç iş deneyimi yaşadım, ama hepsinde de patron olacak şerefsizler beni sikmenin derdinde olduklarından işi bıraktım. Aslında ben de 7 aydır yaraksızlıktan yanan amımı siktirmek istiyordum, ama milletin orospusu da olmak istemiyordum...
Mutlaka karşıma doğru düzgün bir patron çıkar diye iş aramaya devam ettim. Sonunda bir hazır giyim mağazasında iş buldum. Mağaza sahibi Evren, 28 yaşında, yakışıklı çok kibar, erkek güzeli derler ya öyle, parlakça, yakışıklı birisiydi. Benden başka iki kadın çalışan daha vardı mağazada. Birkaç gün sonra o iki kadın çalışanla samimi olmuştuk. Onların Evren'e hayranlıkla baktıklarını görüyordum. Hatta birisi dul olmasına rağmen, "Bu gün istese evlenirim bu adamla!" deyince konu açılmış ve Evren'in de boşanmış olduğunu öğrenmiştim...
İlerleyen haftalarda Evren benimle daha bir ilgilenmeye başlamıştı. Bunun farkına varan mesai arkadaşlarım bana soğuk davranmaya başlamışlardı. Adam önceki patronlarım gibi beni sikmek için uğraşmıyordu, sanki beni daha iyi tanımak istiyordu. Ben de bundan rahatsız olmuyordum...
Mağazada çalışmaya başlayalı iki aydan fazla olmuştu. Bir gün mağazaya 50'li yaşlarda, yaşına göre oldukça güzel ve sexy, türbanlı bir kadın geldi. Evren'le konuşuyor, arada dönüp bana bakıyordu. Ben meraklanmıştım, kim bu kadın, niye bana bakıyor diye. Ama çok sürmedi, kadın yanıma gelip, "Merhaba Fatma, ben Evren'in annesi Sultan, seninle hususi bir mesele konuşmak istiyorum. Karşıdaki kafede biraz oturalım mı?" deyince çok şaşırdım.
Şaşkınlığım geçince, "Tabii, olur, konuşalım!" dedim, ama bir yandan da meraktan geberiyordum acaba benimle ne konuşacak diye. Mağazanın karşısındaki kafede kahvelerimizi yudumlarken kadın söze girdi, "Bak kızım, Evren senden çok bahsetti, seninle evlenmek istiyor, ama sana açılamamış. Sen de dulsun, o da dul, eğer olumluysan akşam Evren'le bir yerde oturup konuşun. Anlaşırsanız, ki annesi olarak seni çok beğendim, çok isterim evlenmenizi!" deyince ben tabii şok içinde ne diyeceğimi bilemedim.
Kendime gelince, "Sultan teyze, ama şunu bilmeniz lazım ki benim çocuğum olmuyor. Yani kısırım, eski kocamla bu yüzden boşandım. Oğlunuzla evlenmek istesem bile tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkuyorum!" dedim. O da, "Biliyorum güzel kızım. Ben senin durumunu araştırıp her şeyini öğrendim. Onun için karşında oturmuş oğlumla evlen diyorum. Bizim de senden çocuk beklentimiz yok. Oğlumun da özel durumundan dolayı çocuğu olmuyor. Eğer oğlumla evlenmeyi kabul ediyorsan, bu meseleyi kendi aranızda konuşursunuz artık!" dedi. Ben de, "Evren bey çok iyi bir insan, evlenmek isterim!" dedim.
Sonra mağazaya döndük. Annesiyle konuşan Evren'in gözünün içi gülüyordu bana bakarken. Tabii diğer kadınlar merak ve kıskançlıktan çatlıyordu. Annesi gidince, Evren bana gülümseyerek ve göstererek telefonunu eline aldı ve "Akşam en sona kal, beraber çıkalım!" diye mesaj attı. Ben de, "Tamam!" deyip mesajı onayladım. Sonra Evren'e bakıp düşünmeye başladım. Daha ne konuşacağız acaba, sonuçta annesine kabul ettiğimi söylemiştim. Bu akşam hemen sikişir miyiz acaba gibi herşeyi düşünüyordum. Alev Alev yanan amım artık sikilmek ve aylardır unuttuğum orgazmı yaşamak istiyordu. Evet, bu akşam ne yapıp edip Evren'le mutlaka sikişmeliydim. Kendimi bu fikre sabitleyerek akşamı zor ettim.
Akşam birlikte çıktık. Arabasına ilk defa biniyordum, arabanın içi de dışı gibi çok güzeldi. Beni oldukça lüks bir içkili restorana götürdü. Hayatım boyunca böylesine lüks bir restoran görmemiştim. Garsonlar etrafımızda fır dönüyordu. Bana sürekli, "Başka bir arzunuz var mı hanım efendi?" diye soruyorlardı. Kendimi şimdiden patron karısı olarak hayal etmeye başlamıştım...
Yemeklerimizi yeyip içkilerimizi içerken, Evren, benden çok hoşlandığını, annesinin de beni çok beğendiğini, beni şimdiden gelin olarak gördüğünü falan anlatıyordu. Hayatımda biradan başka bir içki içmemiştim, şimdi adını bile duymadığım içkilerden içiyordum. Bardağım boşaldıkça, iki metre ilerimizde dikilen garson hemen koşar adım gelip dolduruyordu. Kafam iyice güzelleşmişti bile...
Ben Evren'e çocuk konusunu açtığımda, o konuyu bildiğini, kendi özel durumundan dolayı böyle bir beklentisinin olmadığını söyledi. Ben iyice meraklanmıştım, "Annen de senin özel durumdan bahsetti, nedir bu özel durum, öğrenebilir miyim?" deyince, "Hadi kalkalım, o meseleyi de arabada konuşuruz!" deyip hesabı istedi. Ödediği hesabı görünce küçük dilimi yutacaktım, nerdeyse benim aylık maaşım kadardı...
Arabaya bindik, restoranın otoparkından çıktığımızda, "Bak Fatma, önceki karım sağolsun bu durumumu ifşa etmeden, kimseye duyurmadan, oturup anlaşarak ayrıldık. Benim seks konusunda sıkıntılarım var, yani yapamıyorum. Bu demek değil ki seni kadınlığını yaşamaktan alıkoyacağım. Eğer evlenirsek, beraber belirlediğimiz biriyle birlikte olup kadınlığını yaşaman için gerekli özgürlüğü vereceğim sana!" dedi.
Bu anlattığını hayretler içinde ve büyük hayal kırıklığı ile dinledikten sonra bir süre düşündüm. Sikilmek hayaliyle bindiğim arabanın içinde, sikişemediğini ve beni başkasına siktirebileceğini söyleyen bir erkek vardı kaşımda. Tamam, mağazası, arabası, villası ve çok parası vardı Evren'in, ama ben sikilmek de istiyordum.
"Bak Evren, çok iyi bir insansın, açık sözlülüğün için de teşekkür ederim. Ama ben bu gün senin yanına bir yuva kurmak, hatta bu gece senin olmak için geldim. Aylardır dulum ve elime erkek eli değmedi, bu gece senin elin değsin istedim, ama yapamam diyorsun. Peki, diyelim evlendik, beni kimin becermesini istersin? Eminim aklında biri vardır?" derken kendimi siktirmeyi o an öyle çok istiyordum ki, kimi dese verecek haldeydim.
Evren de, "Evet aklımda biri var, eniştem Hasan. Hem sekste sana istediğinin çok çok fazlasını verir, hem de aileden biri olduğu için dikkat çekmez. İstersen arayıp tanıştırayım sizi, ne dersin?" dedi. Ben de, "Anlatsana önce, nasıl biri?" dedim. Evren, "Eniştem 35 yaşında, 1.85 boyunda, güreşçi, kaslı vücudu var, kadın olsam benim bile altına yatacağım tam bir aygır. Yani senin kadınlığını sonuna kadar yaşayabileceğin biri!" diye anlatırken amım vıcık vıcık sulanmıştı bile. O yüzden, "Tamam, ara tanışalım, dediğin gibiyse, hoşuma da giderse olabilir!" dedim. Aradı, sonra da arabayla gidip aldık eniştesini.
Ama adamı görünce dibim düşmüştü adeta. Evren, eniştesine, "Enişte bak seni Fatma'yla tanıştırayım, bahsetmiştim sana, olayı da biliyorsun, şimdi iş sende!" dedi. Arka koltukta oturan Hasan da elini tokalaşmak için öne uzattı ve "Merhaba Fatma, kayınço çok bahsetti senden, ama güzelliğini eksik anlatmış!" dedi. Ben de, "Teşekkür ederim Hasan, gördüğüm kadarıyla seni de bana eksik anlatmış!" deyince eniştesini beğendiğimi anlayan Evren, "Tamam bu iş oldu o halde! Haa, Fatma istersen sen de arkaya geç, villaya kadar biraz daha tanıyın birbirinizi!" derken resmen duygularıma tercüman olmuştu.
Ben arkaya geçer geçmez Hasan beni çekip kucağına oturtup dudaklarıma yapıştı. Ben de kıtlıktan çıkmış gibi öpüyordum onun dudaklarını. Bir süre öpüştükten sonra dudaklarını dudaklarımdan kurtarıp, "Kayınço bu karı yanıyor resmen!" dedi. Ben de, "Bırak kayınçoyu, sev beni aslanım, evet yanıyorum, söndür ateşimi!" deyip dudaklarına yeniden saldırdım. Dudaklarımdan kurtulan Hasan, "Dur yavrum, acele yok, yavaş yavaş, hem benim şartlarım ağırdır, sekste sınırım yoktur, razıysan başlayalım!" dedi. Ben o anki ruh haliyle, "Ne şartın varsa kabul, hadi sev beni, sik beni artık!" deyince bu sefer o yapıştı dudaklarıma.
Ama ne yapışma, dudaklarımdan sonra boynumu ve kulak memelerimi yalarken aldığım haz, yarak hasretiyle yanan amıma Hasan'ın sertleşen sikiyle yaptığı baskıyla dayanılmaz bir zevke dönüşüyordu. Bir an önce içime girmesi için acelece üstünden inip onu eşofman ve boxerinden kurtardım. Damarlı yarağı kazık gibi duruyordu. Tangamı çıkarıp yarağın üstüne oturup içime almak amacıyla tekrar kucağına geöecektim ki, "Dur bakayım yavrum, acele etme, yalamadan am sikmem ben!" deyip beni sırtüstü koltuğa uzattı. Telefonun ışığıyla biraz amımı inceleyen Hasan, "Fatoş bu ne küçük bir amcık böyle bebeğim!" dedi.
Ön tarafta arabayı kullanan Evren de, "Kafa çıkmamış am getirdim sana eniştem, bak keyfine, mutlu et Fatoşumuzu!" diye konuşurken, eski kocamın bile yapmadığını Hasan yapacaktı. Amıma yumuldu, öyle bir yalıyor, öyle somururuyor du ki, ben kendimi kontrol edemiyor, Hasan'ın ağzına bütün am suyumu boşaltırken vücudumdaki müthiş orgazm titremesini durduramıyordum. Hasan ağzı ve diliyle iki dakikada beni orgazm etmiş, üstelik hiç iğrenmeden bütün am suyumu içmişti adeta...
Titremelerim geçince, Hasan, dibinden tuttuğu yarrağı sallayarak, "Gel yavrum, şimdi sıra sende, al ağzına yala sikimi!" dedi. Yarısını ancak ağzıma gömdüğüm kalın ve damarlı yarağını yalamaya başladım hemen. Bir eliyle kafama bastırıp hepsini ağzıma sokmaya çalışırcasına ağzımı siken Hasan diğer elinin işaret ve orta parmağıyla amımı parmaklıyor, baş parmağıyla göt deliğime sert bir masaj yapıyordu. Bu da bana daha önce hiç yaşamadığım değişik bir duygu ve zevk veriyordu...
Ağzımda daha da büyüyen yarak sona yaklaşmıştı. Hasan, "Ağzına geliyorum Fatoşum, bütün döllerimi yutacaksın!" der demez ağzımın içine öyle bir patladı ki, boğulacağım sandım. Daha önce hiç döl yutmamış olsam da şimdi yutmam gerekiyordu, çünkü o benim am sularımı yalayıp yutmuştu. Döllerini yuttuktan sonra taşaklarına akan son birkaç damlayı da dilimle ağzıma alıp yuttum. İlk defa olduğu için midem biraz kalktı, ama tadı güzeldi.
Hasan, "Harikaydın yavrum, şimdi gel bakayım kucağıma!" deyip sertliğini muhafaza eden yarağı daracık amıma biraz uğraştan sonra yerleştirmişti. Canım biraz yanmış, zor almıştım kol gibi yarrağı. İçimde hareketsiz duran yarrağı amımla sıkıp bırakıyordum. Bu yaptığım Hasan'ı daha bir zevklendirmiş olacak ki, iki eliyle belimden kavrayıp beni yukarı aşağı hareket ettirmeye başladı. Ben de oturup kalkma ritmimi giderek hızlandırdım, ikinci orgazmıma yaklaşıyordum...
Hasan, "Ohhh, yavrum benim, daracıksın yavrum, daracık. Ömrümde siktiğim en dar, en güzel am. Evren bak müstakbel karını sikiyorum burada, hoşuna gidiyor mu, hee? Söyle lan ibne, söyle avradını siktiğim. Nasıl sikiyorum bak Fatoşumuza, nasıl inliyor çığlık çığlığa. Bir an önce evlenin de her gün sikeyim bu amcığı!" dedi. Evren de, "Süpersin enişte, devam, beline kuvvet, Fatoşumuzu mutlu olsun, kökle eniştem, kökle dibine dibine!" dedi. Bu konuşmalar beni daha azdırmış, artık zangır zangır titreyen vücuduma engel olamıyor ve hayatımın sikişini yaşıyordum. Ben de başladım, "Sik Hasan'ım, sik aslanım, ayhh, oyhhh, süper, süpersin, ohhhhhh!" diyerek orgazm oldum...
Ama içimdeki yarağın boşalmaya halen niyeti yoktu. Beni 10 dakika daha sikip sonunda o da içime ılık ılık döllerini boşalttı. Ama ben de iyi yorulmuştum. Evren, "Nasıl aşkım, beğendin mi eniştemi, iyi sikti mi seni? Evlenecek misin benimle?" dedi. Ben de, "Beğenmek ne, bayıldım aşkım, yarından tezi yok nikah işlemine başla, bir ömür yerim ben bu yarağı!" dedim...
Villaya varınca ilk işim duşa girmek oldu. Benden sonra da Hasan duşunu aldı ve tekrar sevişmeye başladık. Bu sefer Evren'in yatak odasında çok daha rahattık. Evren de niye soyunduysa çıplak oturup bizi izliyordu. Ben ise kaslı erkeğimi ikinci raunda hazırlıyor, yalamadık bir yerini bırakmıyordum. Beni sikecek yarağını kazık gibi yapmıştım. Hasan da beni yatağa sırtüstü yatırıp üzerine düşeni kusursuz yapmış, sekse aç bedenimi hazırlamıştı. İri yarağını daracık amıma bu kez daha kolay geçirip, bacaklarımı omzuna alıp en derinime, sert, kararlı ve tempolu pompalamaya başlamıştı...
Bir müddet bu pozisyonda siktikten sonra bacaklarımı beline dolamamı ve boynuna sarılmamı isteyen azgın boğam artık götümü avuçlayıp beni ayakta odanın içinde gezdire gezdire sikiyordu. Evren'in önüne geldiğimizde, "Kayınço yakından izle, karının amına nasıl giriyor yarağım. İyi bak kayınçom, am böyle sikilir!" demesine, Evren de, "Devam et eniştem, çok uyumlu gidiyorsunuz!" diye cevap verdi.
Ben içime giren kalın yarağın tadını çıkarırken Evren'in göt deliğime dilini değdirip yalamasıyla yaşadığım zevk farklı bir seviyeye gelmişti. Amımda kalınca bir yarak işlerken götümde bir dil beni uçuruyordu. Adamlar bana daha önce hiç yaşamadığım zevkleri yaşatıyordu. Daha fazla dayanamayıp orgazm oldum, ama onlar devam ediyordu. Evren'in parmağını götüme sokmasıyla hafif bir acıyla irkildim. Amımdaki zevk götümdeki o hafif acıyı bastırıyor, artık farklı bir zevk yaşıyordum...
Az sonra Hasan beni kucağından indirip yatağa domalttı. Amımı artık bu pozisyonda sikiyordu. Ama ben götümdeki parmağın verdiği zevkin eksikliğini hissedip, "Götümü parmaklayın!" diye haykırdım. Bunun üzerine amımdan çıkan Hasan'ın, "Kayınço gel karının amını yala!" demesiyle Evren gelip 69 pozisyonunda altıma uzandı. Evren amımı yalarken Hasan da götümü yalıyordu. Bir süre sonra Hasan götümü yalamayı bırakıp çekmeceleri karıştırdı. Sonra deliğime birşey sürüp önce bir parmağını, ardından ikinci ve derken üçüncü parmağını soktu. Bu sefer acıyı oldukça hissediyordum, yine de amımdaki zevk götümdeki acıya galip geliyordu...
Göt deliğimi bir süre üç parmağıyla genişleten Hasan sonunda parmaklarını çekip yarağının başını bakire göt deliğime dayadı. Başının girmesiyle bile dayanılmaz bir acıyla deliğimi sıkabildiğim kadar sıkıp kalanını sokmasını engellemek istiyordum. Hasan yüklenmeye devam ediyordu, yarısın sıkmuştu. Bense acıyla, "Çıkar aşkım ne olur, öleceğim, kurban olayım çıkar, alamıyorum!" diye resmen yalvarmaya başlamıştım. Hasan, "Tamam yavrum, çıkıyorum, sakin ol, rahatla!" diyerek öne doğru eğilip kulak mememi emmesiyle ve Evren'in altımda amıma diliyle verdiği zevk birleşmişti. Hasan'ın yarağını hafif geri çekmesi beni rahatlatıp gevşetmişti. Bunu anlayan Hasan tam çıkarmadığı sikini birden nasıl köklediyse dibine kadar oturttu. Benim halimi sormayın, tahmin edersiniz, şehirde olsaydık bütün apartman başımıza toplanırdı herhalde.
Hasan ise, "Tamam Fatoşum, tamam güzelim, hepsi girdi, merak etme hepsi bu kadardı, birazdan alışacaksın!" derken hiç hareket etmiyordu. Ama Evren alttan amımı yalamaya devam ediyordu. Hasan'ın götümü sikmekten vaz geçeceğini hiç sanmıyordum. Götümdeki acı hafifleyince, "Hadi erkeğim, olan oldu köküne kadar yedik yarağı, sik artık!" dedim. Teslim olmuş bir şekilde boşalmasını bekleycektim. Hasan'ım götüme ufaktan girip çıkmaya başladı. Alıştığımı anlayınca da artık sertçe sikiyordu. Hasan, "Ohhh, daracık, ölürüm ben bu göte! Kayınço bak, karının kızlığını bozdum!" deyip keyifle götümü sikerken, ben de çığlık çığlığa acıyla karışık zevkin farklı bir tonuyla tanışıyordum...
Herhalde yarım saatten fazla sikti götümü. Sonunda böğüre böğüre bütün döllerini götümün içine boşaltan Hasan'ım içimden çıkmadan kucakladığı gibi beni banyoya götürüdü. Beni kendi elleriyle yıkayıp temizledi. Havluyla beni kurularken, "Canını yaktıysam özür dilerim aşkım!" dedi. Ben de, "Özür dilemene gerek yok aşkım, amım da götüm de senindir bundan sonra, istediğini yap bana!" dedim. Ama resmen adama aşık olmuştum, hatta kölesi olabilir bir haldeydim. Bir kadın daha nasıl sikilebilirdi ki?
Yatak odasına döndüğümüzde, Evren elinde bir tektaş pırlanta yüzükle önümde diz çöktü ve "Ee, ne diyorsun aşkım, benimle evlenecek misin? İkimizin de karısı olacak mısın?" diye sordu. Yüzükteki pırlantanın büyüklüğü aklımı başımdan almıştı, sevinçten uçacaktım nerdeyse. Tabii ki kabul ettim ve parmağımı uzattım, Evren de yüzüğü taktı...
Ertesi gün de Evren'le yıldırım nikahıyla evlendim. Sonradan anlattı Evren, benden önceki karısına da bana yaptıkları teklifi yapmışlar, ama karısı kabul etmemiş ve boşanmışlar. Önemsemedim, Evren'le resmi olarak karı kocayız artık. Hiç bir maddi sıkıntım kalmadığı gibi villada yaşıyorum, altımda lüks bir araba var, hep lüks mekanlarda takılıyorum, yani 'Patron Karısı' oldum. Hasan da seks ihtiyacımı gideren gayrı resmi kocam oldu. Kısaca çok mutluyum. Alan razı, veren razı, gerisi kimin umurunda?
[Fatma]
69 notes
·
View notes