Tumgik
#öykü
okuryazarlar · 5 months
Text
Tumblr media
İyi ki doğdun Sait Faik Abasıyanık!
Türk öykücülüğünün en önemli ustalarından Sait Faik Abasıyanık, 117 yıl evvel bugün dünyaya gelmişti.
182 notes · View notes
uyumsuzunnotlari · 3 months
Text
"İnsan, insanın kurgusudur."
27 notes · View notes
kelamhanee · 2 months
Text
Okuyamadığım kitaplar ile altını çizdiğim cümleleri yaşayamamış olmanın hüznünü yaşıyorum. Aslında bunlar hayattaki en büyük beklentilerimdi. Hayat işte... Hayat umduğun çoğu şeyin kursakta kaldığı kadim bir coğrafyadır.
ERİK AĞACI ÖYKÜ DERGİSİ
30 notes · View notes
denizeyuruyen · 5 days
Text
"İçinde olamadığı, tek başına izlediği gerçeküstü bir sahne. Hiçbir şeyin içinde değildi zaten. Her şeyi izliyor ama hiçbir şeye müdahale edemiyordu. Yalnızlıktan nefesi kesiliyordu bazen. Bunları anlatınca boş boş bakmışlardı yüzüne."
- Gamze Güller - Zürafanın Bildiği
13 notes · View notes
hicbirseyiolmayan · 1 year
Text
Yorgunsun.Anlatmaktan değil, susmaktan. Yaşamaktan değil, yaşamamaktan.O kadar yorgunsun.
Nazan Bekiroğlu
68 notes · View notes
yurekbali · 1 month
Text
Tumblr media
Gün aydı da, sen aydın mı arıyorsun Ahmet Abi? Arama! İşte buradalar, oturmuşlar ikisi bir masaya. Gülümseyen adam, Rıfat Ilgaz... Gözlüklü olan, Edip Cansever... Memleketin hâli gibiler Ahmet Abi! Gülen ayva, ağlayan nar gibiler. Tam tamına bizim gibiler, halkın ta kendisi gibiler. Ağlarken güler, gülerken ağlar gibiler. “Gülmek bir halk gülüyorsa gülmektir,” değil mi Ahmet Abi? Oturmuşlar ya, Rıfat Hoca masaya bir sarı yazma serecek birazdan, sonra koyacak Rukiye’nin saçından bir tutam, mum satan bir baba, birkaç hastane odası, bayrağını çekmiş bir vapur... Edip Cansever koyacak Funda Oteli’ni, bezik oynayan kadınları, yer çekimli karanfili masanın tam ortasına... Rıfat Hoca kalır mı aşağı, o da dökecek Hababam Sınıfı'nı masaya tek tek. Ama sanma ki bu kadar! Edip Cansever avucunda bir gül döndürecek ve koyacak masaya ilk yaz şikâyetçilerini... Dudaklarını bilen, öpülmeyi bilmeyen bir kadını... Gelinciğin ikinci tadına benzeyen bir sevdayı... Malatya kokan bir istasyonu... Antep’in kırmızı düzlüğünü... Rıfat Ilgaz, 70 yaşını bırakacak masaya; Cide sokaklarında elleri arkadan kelepçeli, gözleri bağlı, askerlerin arasında karakola götürüldüğü o korkunç günü, ki utancımdan anlatamam. Koyacak sonra masaya ocak katırı Alagöz’ü, tek kollu Aliş’i, sanatoryumdan bir odayı, Balıkpazarı’nda limon satan öğrencisini, ama en ağırı Ahmet Abi, en ağırı, koyacak namuslu ve aydın bir yurttaş olduğu için çıkarıldığı mahkemeleri... İşte o zaman Edip Cansever dayanamayıp diyecek ki, “Bu halk da halkmış ha! Bana mısın demedi bu kadar yüke...” Sonrasını biliyorsun Ahmet Abi, örtüdeki lekeler çıkar mı çıkmaz mı, sana kalmış; sonrası mendilinde kan sesleri... Temizlenir temizlenmesine de, önce adaleti getirmek gerek bu ülkeye, değil mi? Adalet olmadan gün de zor aydınlanıyor. Adalet, hak, hukuk ve eşitlik için mücadele edenlere de yeri gelmişken günaydın Ahmet Abi. - Akgün Akova, Günaydın Deme Sanatı (syf.180-181) - Fotoğraf: Edip Cansever ile Rıfat Ilgaz. Clup Fuaye’de. Edip Cansever anısına hazırlanan “Fotobiyografi” kitapçığından.
9 notes · View notes
grikentsakini · 29 days
Text
Tumblr media
Zannetme Dönencesi’ nden 📚
Tumblr media
6 notes · View notes
Text
İnsanlar , çocuklarını prens ve prensesler olarak yetiştirmekte bir sorun görmediler ancak dünya, masal vakitlerini çoktan tamamlamıştı.
9 notes · View notes
bilgeyim · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Dünyası kitaplar olan bir adam ve tutkulu bir koleksiyonerin trajik öykülerini anlatan iki novella. Üçüncüsü ise yaşamda mutluluk için önemli olan şeyin servet değil dost biriktirmek olduğunu anlatan bir öykü.
"Viyana'daki en yetenekli adamdır, ayrıca ilginç biridir, tarih öncesinden kalma, soyu tükenmiş bir kitap dinozorudur."
"Çünkü o, başkalarının dua ettiği, kumarbazların oyun oynadığı ve sarhoşların kendinden geçmiş bir halde gözlerini boşluğa diktiği gibi kendinden geçercesine okurdu..."
18 notes · View notes
vinceverbatim · 5 months
Text
"
Sokağa çıkmalı, bir kahveye gitmeli, İstanbul'a inmeli mi, inmemeli mi diye düşünmeli. Bir vapur kaçırmalı. Sonra ortalık kararınca bastona dayana dayana eve dönmeli. Oturmalı, okumalı. Hep aşk hikayeleri okumalı. İnsanların birbirini sevmeye buradan başladığını sanmalı. Kapanmalı yalnız kendi kendimizi düşünen varlığımıza, hayatımıza. Dışarıya burnunu bile uzatmamalı. Ne mangallıyı, ne mangalsızı, ne kaloriferliyi, ne ateşsizi, ne hastayı, ne açı düşünmeli; salmalı kendini hülyaya, gerine gerine aşk hikayeleri okumalı..
Sait Faik Abasıyanık, Mahalle Kahvesi/Kış Akşamı, Masa ve Sandalye
6 notes · View notes
maidurak · 1 year
Text
Aynı döngüyü yaşıyorum sürekli. Bir bekleyiş hali içindeyim. Beklediğim şeye ulaşamadığım bir bekleyiş bu. Sonunda elde ettiğim şey daha fazla boşluk hissi.
Kalbimin yerinde bir karadelik var. Pozitif duyguların hepsini emiyor. Yanında hiçbir cılız ışıltı barınamıyor. Bana bir süpernova lazım. Ancak o zaman kalbimin amansız derinliği ışıltıya sahip olabilir.
Beni her gün patlamaya hazır bir yıldız gibi asice ve korkusuzca sevebilir misin sevgili? Üzerimdeki siyah bilinmeze dayanabilir misin varlığının ışıltısıyla? Beni yeniden güneşe döndürür müsün?
Sana her yazdığımda umut ediyorum. Her seferinde aynı umutsuzluğu yutuyorum. İlgisizliğin midemde gaz yapıyor artık. Acı su canımı yakıyor. Sessiz reddedişlerin ölmek isteyişlerimi güçlendiriyor. Beni vazgeçirecek sebepler bulmakta artık zorlanıyorum.
Kendi içime doğru patlamak üzereyim. İçin için tütüşlerim içerden püskürmeye hazırlanan bir volkan gibi. Kabuğumu parçalamak için can atan bir lava akıntısına dönüşüyor histerim. Gel kurtar artık beni. Izdırabıma son ver. Beni bana yeniden bağışla varlığınla.
Tumblr media
20 notes · View notes
uyumsuzunnotlari · 2 months
Text
"Ben bir günde bu hale gelmedim. Ben umudumu tırnaklarımla kazıya kazıya kaybettim."
23 notes · View notes
kelamhanee · 2 months
Text
“ ölüm budur işte, kurşun gibi aniden gelir, bir gün bir yerde bulur insanı,
acımadan alır götürür.’’
| Erik Ağacı Öykü Dergisi 'nden
19 notes · View notes
denizeyuruyen · 7 months
Text
Tumblr media
"Ne adam kadını kendine çekmişti ne de kadın onu, bir fırtınadan kenetlenmişçesine birbirlerinin içine geçmişlerdi, birlikte ve iç içe dipsiz bir bilinmeze doğru düşüyorlardı ve oraya inmek tatlı ve bir o kadar da yakıcı bir şuursuzluktu - uzun zamandır birikmiş duygular beklenmedik bir mıknatısla ateşlenmiş ve tek bir saniyede boşalıvermişti. Kenetlenmiş dudakları yavaş yavaş birbirinden ayrılırken ve ihtimal dışı bu olayın henüz sersemliği sürerken, adam kadının gözlerinin içine bakmıştı; sevgi dolu karanlığın ardında tanımadığı bir ışık vardı bu gözlerde. Adam işte o zaman fark edişin akınına uğramıştı - bu kadın, sevdiği; nicedir, haftalardır, aylardır, yıllardır onu seviyor olmalıydı; yaşanan bu saat, ruhunu delip geçinceye kadar ona coşku içinde ana gibi yaklaşmış, usulca susmuştu. İşte tam da bu, inanması zor olan şey şimdi sarhoşluğa dönüşmüştü: O, o, seviliyordu, hem de o mesafeli kadın seviyordu onu - bir gökyüzü doğmuştu şimdi, ışıl ışıl ve uçsuz bucaksız, yaşamının ışık saçan öğlesi..."
- Stefan Zweig - Geçmişe Yolculuk
48 notes · View notes
hicbirseyiolmayan · 1 year
Text
Herkes yaşamış herkes unutmuş hayat böyle de sürüp gidiyormuş dedim.
İzdiham - Tuğba Karademir
63 notes · View notes
okuryazarlar · 1 year
Text
Tumblr media
❝Sen bir bulutun gökyüzüyken, şüphesiz ben kaderi yeryüzüne düşmek olan bir yağmur damlasıydım.❞
Önder Deniz Çavuşlar, Derinlik Sarhoşluğu
Kapak Tasarım: instagram.com/gsdesign
Yayınevi: instagram.com/iskenderiyekitap
Derinlik Sarhoşluğu tüm online kitap satış noktalarında!
📚 D&R, Kitapyurdu, Idefixe, BKM Kitap, Pandora, Eganba, Sözcü Kitabevi, Babil, Kitapsepeti.
31 notes · View notes