Tumgik
#ölüm kalım meselesi
gitaristkiz · 9 months
Text
"Yok yetmiyor, bir veda onca zamana..."
5 notes · View notes
Text
Ah sen, virane hayallerin sebebi
Çıkmaz yolların gölgesi
Bir ölüm kalım meselesiydin
0 notes
ruhumbipolar · 1 month
Text
Duramayacak kadar yorgun, ama ölemeyecek kadar hayattayım.Neden böyleyim? Ve neye dönüşeceğim?Sürekli, kendime bundan sonra ne yapacağımı soruyorum. Hep aynı soruyu. Yüz kez. Bin kez. Kendimi defalarca buluyor, defalarca kaybediyorum. Aynaya bakıp kendimi tanıyamamak, kendi anılarımı sanki başkası yaşamış gibi anlatmak, hiçbir şeyde kayda değer bir varoluş nedeni bulamamak o kadar korkunç ki. Ve bir şey fark ettim. Hiç kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağımı keşfettim. Çünkü benim için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı. Varliğıma nedensizlikten dolayı delirdim ben. Hiçbir varolma nedenini kendime yakıştıramadiğımdan. Gerçekten de bu insanlarla aynı çağda yaşamıyordum. Sorarlarsa 'Ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim. Altı milyar insanın arasına doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçebildim aralarından.
107 notes · View notes
otadam · 8 months
Text
Bu hayatta kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı.
Biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı..
29 notes · View notes
corleonebey · 7 months
Text
*
son 1 yılda hayatımda ne çok şey değişti, geriye dönüp baktığımda hayret duygusu ile dolup taşıyorum.
bu değişim için ben de bayağı çaba sarf ettim ama ne yalan söyleyeyim, bu kadarını da beklemiyordum."sana ne" ve "bana ne" sorularını hayatımın merkezine biraz daha yaklaştırdım.bu bana çok iyi geldi.hata yapabileceğimi, insan olduğumu kendime öğrettim.en mutlu anımda bile zincirlerimi kıramıyorken, şimdi yaşadığım anı hissediyorum. 25 kilo aldım, kim ne derse desin, aşırı sevindim buna.evim oldu.ait olmanın nasıl bir şey olduğunu öğrendim, tadı çok güzelmiş.bunca yılı bu duygudan yoksun olarak geçirdikten sonra, hem de bana bu yoksunluğun normal olduğu öğretilmişken, yaklaşık 27 yıl sonra kendimi affetme duygusunu öğreniyorum, işte bunun tadı da çok güzel.
terapistime bir dilekçeyi 30 kere kontrol ettiğimi anlattığım günü hatırlıyorum.her şeyi, her an, en ince ayrıntısına kadar bilmek ve denetimde tutmak beni yaşlandırdı. artık hayatı kontrol edememenin dayanılmaz hafifliği içindeyim.mesela evlendim, nikahıma gelemeyeceğini bildiğim halde çok değerli bir dostumu davet ettim.bence bu verilen değerin güzel bir ifadesiydi.ancak o kişiden nikah sonrası bir hayırlı olsun bile alamadım.üzülmedim, diyorum ya kontrol hiçbir zaman bende olmadı.şimdi de değil.akışına bıraktım.kimseye kırgın ya da kızgın değilim, çünkü artık o kadar da önemsemiyorum. ölüm kalım meselesi olarak gördüğümüz hiçbir şeyin, kapının sevdiğimiz insan tarafından açılmasından daha değerli olmadığını anladım.
soracak olursanız, evet büyüdüm ve biraz daha çocuk kaldım.yaşlandığım doğru ama güzelleştiğim de doğru.
şimdi arka planda ağaçkakan var, kelimeler hipnoz eden bir sarkaç gibi dolanıyor havada.
hayat ölüme sağ salim varabilmek*, var��nca da gülebilmek demek.
20 notes · View notes
kendimlesworld · 11 months
Text
Kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı.
35 notes · View notes
mevzum · 1 year
Text
biliyor musun? bir gün bir dostum bana: 'bir ölüye göre fazla nefes alıyorsun demişti.' başta yadırgamış ama sonra ona hak vermiştim. yaşamaya büyük bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum. yani nasıl yaşanması gerektiğini çok iyi biliyorum. iyi hayat nasıl geçirilir, çok iyi biliyorum. ama ilgimi çekmiyor, yani yaşamaya büyük bir yeteneğim var ama ilgimi çekmiyor. duramayacak kadar yorgun, ama ölemeyecek kadar hayattayım. neden böyleyim? ve neye dönüşeceğim? sürekli, kendime bundan sonra ne yapacağımı soruyorum. hep aynı soruyu. yüz kez. bin kez. kendimi defalarca buluyor, defalarca kaybediyorum. aynaya bakıp kendimi tanıyamamak, kendi anılarımı sanki başkası yaşamış gibi anlatmak, hiçbir şeyde kayda değer bir varoluş nedeni bulamamak o kadar korkunç ki. ve bir şey fark ettim. hiç kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağımı keşfettim. çünkü benim için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı. varlığıma nedensizlikten dolayı delirdim ben. hiçbir varolma nedenini kendime yakıştıramadığımdan. gerçekten de bu insanlarla aynı çağda yaşamıyorum. sorarlarsa, 'ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtı: yalnız kaldım, kalabildim. altı milyar insanın arasına doğdum. ve hiçbirine çarpmadan geçebildim aralarından. önemli olan hep hangi açıdan baktığındır derler. buna inanmıyorum, asıl önemli olan hangi mesafeden baktığın. ben her şeye mikroskopla bakıyorum ve hepsi korkunç görünüyor. hepsi bu kadar mı? ayrıca başka şeylerde düşünüyorum. mesela; hep beş yaşında kalacak bir çocuk, yeryüzünde otuz yıl geçirince yetişkin bir insan gibi düşünmeye başlar mıydı? ya da; habil kabil'i öldürmemiş olsa, bugün dünya nasıl olurdu? ya da; isa, son akşam yemeğini yememiş olsa? son akşam yemeği, son. isa hayatının son yemeğini o sofrada yediği için değil, o sofrada ana yemek isa olduğu için son.
34 notes · View notes
birguzelllincirkini · 8 months
Text
“tek korkum; yarın ölebilirim, kendimi tanıyamadan...” der sadık hidayet ,bu hayatta kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı. çevresindeki mezarlara baktı ve iyi ki ölüyorlar, dedi içinden…
Tumblr media
7 notes · View notes
try-kill-mee · 8 months
Text
Allah aşkına birisi bana jandarmalar hakkında bilgi versin ölüm kalım meselesi
9 notes · View notes
1blogibi · 11 months
Text
Kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı.
7 notes · View notes
beybisposts · 5 months
Text
3 notes · View notes