Zihnimdeki acı dilime vuruyor,çok sert ve anlamsız konuşmaya başladım. Sürekli ağlamaklı küçük bir kız çocuğuyla baş başayım. O kadar yorgun, o kadar kırgın, o kadar mutsuz duruyor ki bir canhıraş, bir hüzün, bir yas çöküyor yüreğime. Nerede o gülücükler? Uçsuz bucaksız hayaller, korkusuzca tutkuyla kurulan düşler nerede? Elinden oyuncağı alınmış küçük çocuklardan farklı bu sefer. İstediği tatlı alınmamış bir çocuk gibi değil ya da parka gitmek için ağlayan biri gibi hiç değil. Bu sefer içindeki acı omuzlarındaki sorumluluk aklındaki tüm sorularla, önüne konulmuş yüzlerce belirsizliklerle mücadele ederken boğazı düğümlenmiş bir kadın gibi. Gözlerinden okunuyor, göz pınarlarını doldurup çenesini buruş buruş yapan çaresizliği.
Sana söz küçüğüm bir gün elinden alınan o ihtişamlı çocukluğu ve düşlediğin her bir anı yaşayacaksın hakettiğin gibi . O gün tüm evren duyacak berceste gülüşlerini .