Tumgik
#Önder Deniz Çavuşlar
okuryazarlar · 6 months
Text
Tumblr media
Güzel insanlar, hayatın koşturmacasından kimi zaman iletişim kurabildiğimiz dostlar; Hepinizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. Küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öper, yakın yaşdaşları da sevgiyle kucaklarım.
Birkaç satır karalamak istedim bu kutlu günde.
Duruşumu ve hayata dair görüşlerimi az çok bilirsiniz. Kiminizle sohbetlerde, kiminizle yazışırken, kiminiz de paylaşımlar ile. Kim miyim? Okuryazar kurucusu ve yönetimini üstlenmiş biriyim. Üç kitap yazdım elimden geldiğince...
Başkaları gibi tatlı su orta yolcusu değilim. Aman bak, her iki kesime de hitap et yaptığın işler olmaz, tutmaz diyenlere de hiç ama hiç itibar etmedim. Elim kalem tuttu, anlatacaklarım vardı, bu kadar.
Birçok yeni jenerasyondan arkadaşım dostum var çevremde ve listemde. Bizler 90'lar kuşağındayız genç kardeşlerim. 21 yıldır bambaşka bir Türkiye yaşıyoruz. Sizler bu akvaryumun içinde büyüdünüz ne söylenirse o sanıyorsunuz tarihi, olan biteni ve maruz kaldığımız yaşantıyı.
Zaman zaman toplumsal olaylarla tepkimizi versek de çoğunluğun gücüne sahip olanlar bunu bastırdı biliyorum. Kimi zaman umutsuz, kimi zaman bezgin bıkmış halde savrularak yaşamını idame ettiren vatandaşlar oluverdik. Hayat kavgasında ülkede neler oluyor, yönetim neler yapıyor sorgulama yapamadık. Kimimiz güce karşı koyamadı, kimimiz yoğun algıya ve devamlılık karşısında havlu attı ve saf değiştirdi.
"Biz varız ve buradayız” dediğimiz sürece, yaşayacak Cumhuriyet'in son neferleriyiz belki de. Bunu unutmayın. Bizler geldik, geçiyoruz. Gelecek kuşaklara bir Cumhuriyet mirasımız. Günlük siyasi tartışmaları bir kenara bırakıp sıkı sıkı değerimize sahip çıkın. Bizim sahip çıkmamız yetmiyor çünkü onca algıya maruz kalan genç beyinler size görev düşüyor.
Atatürk’ün bıraktığı yerden, daha iyisini yapma gayretiyle, yılmadan, devrime inancımızı yitirmeden, cesaretle yürümeliyiz karanlığın üstüne.
Bu sizin ve gelecekte yetiştireceğiniz çocuklarınızın ellerinde.
Sizler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bize armağan ettiği Cumhuriyet'in değerini kavrar ve peşinden koşarsanız işte o zaman kutlarken mahçup olmayacağımız nice bayramlarımız olacak.
Önder Deniz Çavuşlar
74 notes · View notes
onderdenizcavuslar · 6 months
Text
Tumblr media
Yaşamdan haz aldığın anlar vardır. Güzel bir yaz akşamı sesiyle büyüleyen sevdiğin şarkıcının konseri veya kalabalık bir mekanda sahne performansına en önde tanık olduktan sonra duyduğun heyecan. Soğuk ve yağmurlu kış geceleri battaniyeye sarılıp loş ışıkta sevdiğin yazarın kitabını okuyorken ah işte tam da beni anlatmış dediğin o an satırları çizmek için duyduğun telaş. Serin sonbahar vakitlerinde beklediğin diziyi izlemek için akşamı zor ettiğin o sıkıcı mesai gününün gecesinde uykun gelse de merakından bir bölüm daha izlemeye kendini ikna etmen. Uzun yolculuklara çıktığın o ılık yaz geceleri zifiri karanlıkta saatlerce araba sürsen de, gitgide şehir ışıkları küçük noktalara dönüşse de ve sık sık kahve molaları vererek yolu uzatsan da sonunda kavuşacağın o nefis deniz manzaralı yere kavuşma ümidi. Tüm bu heyecanların hepsi sigara içerken, balkondan bakarken, benim sana ulaşmam için yaşamam gereken dünya sancılarıymış meğer. Seni her düşündüğümde aklına gelen ilk kelime sevdiğim oluyorsa, diğerlerinin pek ehemmiyeti yoktu. Dişime takılmış ve anlamını kaybetmiş bir kelime gibi hafızam durmadan seni yoklayıp duruyordu çoğu zaman. Yaşça büyük biri demişti, zamanın birinde; "Unutma evlat, doğru trene binersen bir gün o çok istediğin denize kenarı olan uzaklara gideceksin." Uzun zaman, doğru trenin hangisi olduğunu bilmediğim peronlarda kayboldum. Ah be beybaba, doğru tren nerede? Şehrin sıkıştırılmış insanlar yığını hayatlarında, otobüslerden, vapurlara, metrolardan, dur kalk yapan otomobillerine her çözümü denedim. "Beni istediğim yere ulaştırın."
Haykırmakla susmak arasında bir yerdeydim çoğu zaman. Zihnimin puslu belirsizliklerine berrak bir gelecek hayali gerekirken, ben hep geçmişe takılı kalıp duruyordum. Ben sanırım hep düne ait bir yerde kaldım. Hikayenin bütününü yaşama ihtimalini merak ediyordum; mutlu bir yaz akşamında karşılaşacağımıza, sarılacağımıza fonda denizin dalga sesleri kıyıya vuruyordu, yakında bir meyhaneden eski bir plaktan cızırtılı bir şarkı çalıyordu. Çokça kafamda kurdum bu sahneyi. Hep güzel kafamdan...
Bir yerlerde sen vardın. Olmadığın her yere dayanabilmemin tek mümkünü buydu. Çocukluğumda üstümü şefkatle örten annem artık çok uzakta bir düştü. Benim için dünyanın en iyi adamı olan babam hiç gidilemeyecek olan ülkemdi.
Bir tek kedim var benim gözlerimin içine bakan...
Sana gelmenin cesaretini şarkılarda buluyor, filmlerde inanıyor, kitapların sayfalarında rastlıyor gibiydim. Eski bir hatırayı canlandırmanın yollarını arıyordum ama sen, gözlerimi kapattığım an yanımda olmamayı başarıyordun, bir hayalden ötesi misali.
Sokaklarında kaybolabildiğin bir şehir, güvenle bakabildiğin insan, uzaklardan gelen eski bir dost, uzun ve sakin bir tren yolculuğu. Tek istek!
Ne kurduğum kelimelerin içine ne de anılara sığabiliyordum. Edip Cansever'in "ben her şeyin bir bir yok olmasına o kadar çok alıştım ki." dizeleri aklımdaydı. Oysa sana uzunca çocukluğumdan bahsetmek istiyordum. Aklımda uzun uzun canlanan bir anıdan. Korktuğumda masa altına saklanan o çocuğun büyülü dünyasından, kulağına hiç fısıldanmayan masallardan.
Ben seninle denize bakıp bu gece yarasında uzun uzun sessiz kalmak istiyordum çünkü. Sonra yine bir kitabın satır aralarında rastladım sana: "Sadece seni görmek istiyordum güneş batarken, bu kadar basit. güneş batarken seni görmek istiyorum, başkaca bir şey yok."
26 notes · View notes
selcensuyadal · 1 year
Photo
Tumblr media
4 notes · View notes
ayvadisi74 · 1 year
Text
“Şimdi depresif yağmurlar mevsimindeyiz.
Mukaddes yalanlara inanmaktan yorgun ruhumuz .
Belki de bu hayatta neyi çok istediysek,
geri çevrildiği içindir bütün kırgınlığımız.”
Önder Deniz Çavuşlar
Tumblr media
5 notes · View notes
cansucoksey · 3 years
Photo
Tumblr media
Hayat; tam da güzeL şeyLer düşünmeye başLadığınızda meşguLe aLır sizi ve fısıLdar usuLca: “Aradığınız hayaLe, şu anda uLaşıLamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.”
6 notes · View notes
kafama-goree · 4 years
Text
Tumblr media
"Ruhlarımızı avutacak kadar çok gece var mı yeryüzünde?"
-Önder Deniz Çavuşlar
14 notes · View notes
askimehnaz · 6 years
Photo
Tumblr media
Şimdi depresif yağmurlar mevsimindeyiz. Mukaddes yalanlara inanmaktan yorgun ruhumuz belki de bu hayatta neyi çok istediysek, geri çevrildiği içindir bütün kırgınlığımız… Önder Deniz Çavuşlar
110 notes · View notes
ada-mavi · 6 years
Photo
Tumblr media
Bir daha hiç hatırlanmamak üzere unutulmuştum. Sonrası, buraya çok yağmurlar yağdı...
Önder Deniz Çavuşlar
38 notes · View notes
dilgudaz · 7 years
Quote
Gözlerimin içine baktı ve “seni seviyorum,” dedi. Nisan'ın biriydi!
She looked me in the eyes and said: “I love you.” It was the first of April!
Önder Deniz Çavuşlar
114 notes · View notes
tzpmb · 3 years
Text
"İnsan doğar, büyür, değişir, dönüşür ve sonunda ölür. Yıldızlar çok uzaktadır; baharlar kısa sürer, yazlar avucundan kayıp gider. Yeryüzünde kalbe dokunmayan her şey biraz eksik kalır."Önder Deniz Çavuşlar
6 notes · View notes
aynurant · 3 years
Text
Tumblr media
Kime tutunacağız ki bundan sonra, söylesenize tutunacak dalımız mı kaldı?
Müzeyyen Senar gittiği günden bu yana bir daha; “Aşık gibi sevmezsen, kardeş gibi sev beni” diye sevebilecek çıkar mı? “Benzemez kim sana” derken içimizi kim cız ettirecek ki?
Ya Zeki Müren gibisi gelir mi bundan sonra? Kim, “Gözümden öpme ayrılıktır derdin. Öpmedim, ayrılmadık mı” diye soracak? Peki ya kim gitme sana muhtacım diyecek? Kim sevdiğini gözlerin doğuyor gecelerime deyip özleyecek? Akşam olup gizli gizli kim ağlayacak? Kim dertli gönüllere girecek?
Ya simsiyah gecelerin koynunda Barış Manço'nun “Uzaklarda bir yerde güneşler doğuyor” sözleri ve bizi o çok uzak yerlere savuruşu? Ne sözler yetiyor, düğümlenen kelimelere, ne de susuşlar.
Ferdi Özbeğen'siz zamanlardayız hem, kim soracak şimdi; gülmek için yaratılmış gözlerdeki yaşın hesabını?
Kayahan gibi; “Bizimkisi bir aşk hikayesi, siyah beyaz filim gibi biraz” diye bizi geçmişimize savuracak var mı bu devirde? Usta; “Sen iskambil kağıtlarından fal bakardın, istediğin çıkmadığında kağıtları bir daha karardın” derken nasıl da vurmuş dibine anlamların!
Peki ya kim kıyıda köşede kaybolan gülüşleri hatırlayacak? Tanju Okan da yok artık, kadınım yorumundan sonra geriye ayrılığa dair söylenecek pek bir şarkı kalmamıştı zaten.
“Ya bir menekşe kokusunda seni aramak var ya” derken ciğerimizi Ahmet Kaya’dan başka kim böyle derinden sızlatacak ki?
“Acı çekmek özgürlükse, özgürüz ikimiz de.” derken kim fırtınalar estirecek ruhumuzda. “Dün gece gördüm düşümde, seni özledim anne diye anaya vuslatı kim böyle içten söyleyecek. Kim son pişmanlığı "Seninle bir bütün olabilirdik.” diyerek itiraf edecek?
Hem son pişmanlık neye yarar? Zaten “Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümüzde!” Müslüm Baba bile öldü be, şimdi kim, “Hangimiz düşmedik kara sevdaya, hangimiz sevmedik çılgınlar gibi” diye haykırarak içimizi titretecek?
Söylesenize kim?
Önder Deniz Çavuşlar
7 notes · View notes
okuryazarlar · 11 months
Text
Tumblr media
Gençliğimin 21 yılını bunlarla tükettim. Kusura bakma genç kardeşim. Senin kararsızlığın ve üzerine yapılan yerli milli din algıları nedeniyle 4-5 milyona ev kredisi peşinde hayatımın kalan yıllarını geçirmek istemiyorum. Yüzbinlerce hatta milyonlarca liraya bir otomobil almak için ömrümü tüketmek de istemiyorum. Ben 15-20 bin kira ödemek istemiyorum. Ay sonunu düşünmek, binlerce liralık doğalgaz, elektrik, su faturası ödemek, ekmeğe 8-10 tl, patates soğana 30 tl, kıymaya 400 tl, peynire 300 tl vermek istemiyorum.
Bu kritik seçim evvelinde aklını karıştırmış olabilirler ama sen vicdanını dinle, yaşam koşullarını gözden geçir ve oyları bölme. Ya da onca şeye rağmen vereceksen lafı eveleme git iktidara ver. Ama bölme o seçim bu seçim değil çünkü...
Ben Cumhuriyetin yüzüncü yılını kutlayacağımız bu zamanlarda rejimin değişeceği, kadın haklarının hiçe sayılacağı, daha baskıcı ve din odaklı sistemin artacağı bir hayat istemiyorum.
Oy kullanırken market ve pazarlardan elini boş dönen insanların vebalini taşıyacaksın. İşsiz, evine ekmek götüremeyenlerin, denetimsizlik ve rant uğruna depremde ölenlerin, Suriye politikaları ve Işid'i başımıza musallat ettikleri için ölen binlerce gencimizin, bombalı saldırılarda bir hiç uğruna hayatını kaybedenlerin vebali de omuzlarında olacak. Her geçen sene artan kadın cinayetlerinin vebali de.
Milyonlarca mülteciyi ülkeye Avrupa'dan alacakları milyar eurolar için dolduranlar nedeniyle kendi ülkende mülteci durumuna düşürdüklerini unutma. Yarın öbür gün sokakta güvenlik endişesiyle gezemeyeceksin. Yuva kurmak, çoluk çocuk sahibi olmak ve onların geleceğini düşünmeden mutlu olmak senin hakkın. Senin ve bizlerin dünyayı gezmek, refah içinde yaşamak en tabi hakkımız.
Bu defa bu işi bitirebilir ve gelecek güzel günlere ortak olabiliriz.
O yüzden elini vicdanına koy ve geleceğin için oyunu kullan, oyları bölmeden gereğini yap. Beğenmedin mi,bir dahakine parlamenter sistemde değiştirme şansın olacak ya da bir daha hiç böyle bir şansın olmayacak...
Karar senin...
Kafan karışırsa Atatürk'ün dediklerini hatırla, o sana yol gösterecektir.
"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur."
Önder Deniz Çavuşlar
136 notes · View notes
onderdenizcavuslar · 2 years
Photo
Tumblr media
Henüz ellili yaşların ortasındaydı. 60 bile değil. Şimdiki benden 13, 14 yaş büyük deyin siz. Soğuk ve fırtınalı beş Ocak sabahına karşı, yağmurlara karışan ve hanımeli kokusu eşliğinde “beni unutma yavrum” deyip gözlerini sonsuza değin yuman annemdi. Avcılar Medicana Hastanesi. Kapıda sigara içiyorum. Gidin dediydi doktor öğlen. Bir gece önce hastaneye kaldırılmıştı. Yoğun bakımda, bir gelişme olursa haber veririz dendi öğlen vakti. Dayanamadım. Akşam sekiz gibi geldim. Rahatsız oldum çünkü. Yalnız bıraktım diye. Annem orada, biz evde. Olur mu? Kalbimi kes, cesetimi göm misali. Saat dört kere dört. Gecenin körü. Dışarıdayım, yağmurda. Danışmadan çocuk kapıya çıktı. "Abi, yoğun bakımdan çağırdılar seni" dedi. Koridordan merdivenlere koştum. Kat 4, kapı açıldı. "Üzgünüm, başınız sağ olsun" dedi doktor... Benimle daha gurur duyacaktı. Şairin dediği gibi: "Ben o ilk acıyla ölmediğimde çok gücenmiştim hayata." Bugün tam 13. sensiz Anneler Günü. Ahh... Canımın içi. Canıma sebep canan. Yosun gözlüm. Kalbimi yırtan sızım. Seni hiç unutmadım Annem. Mekânın cennet olsun, Anneler Günün kutlu olsun!
Önder Deniz Çavuşlar
56 notes · View notes
vazgecmelerustasi · 4 years
Text
Tumblr media
Seninle başka bir rüyada uyanmak ümidiyle...  
...düşlerimde kal!
ÖNDER DENİZ ÇAVUŞLAR 
https://youtu.be/Ng4P6FWVdcE 🎵🎶 Be Still My Beating Heart ‘Hala Çarpan Kalbim Ol’ 
İyi ki doğdun Sting :)  🎂
6 notes · View notes
kafama-goree · 5 years
Text
Tumblr media
@okuryazarlar
3 notes · View notes
gmzerdn · 4 years
Text
Kime tutunacağız ki bundan sonra, söylesenize tutunacak dalımız mı kaldı?
Müzeyyen Senar gittiği günden bu yana bir daha; "Aşık gibi sevmezsen, kardeş gibi sev beni" diye sevebilecek çıkar mı? "Benzemez kim sana" derken içimizi kim cız ettirecek ki?
Ya Zeki Müren gibisi gelir mi bundan sonra? Kim, "Gözümden öpme ayrılıktır derdin. Öpmedim, ayrılmadık mı" diye soracak? Peki ya kim gitme sana muhtacım diyecek? Kim sevdiğini gözlerin doğuyor gecelerime deyip özleyecek? Akşam olup gizli gizli kim ağlayacak? Kim dertli gönüllere girecek?
Ya simsiyah gecelerin koynunda Barış Manço'nun "Uzaklarda bir yerde güneşler doğuyor" sözleri ve bizi o çok uzak yerlere savuruşu? Ne sözler yetiyor, düğümlenen kelimelere, ne de susuşlar.
Ferdi Özbeğen'siz zamanlardayız hem, kim soracak şimdi; gülmek için yaratılmış gözlerdeki yaşın hesabını?
Kayahan gibi; "Bizimkisi bir aşk hikayesi, siyah beyaz filim gibi biraz" diye bizi geçmişimize savuracak var mı bu devirde? Usta; "Sen iskambil kağıtlarından fal bakardın, istediğin çıkmadığında kağıtları bir daha karardın" derken nasıl da vurmuş dibine anlamların!
Peki ya kim kıyıda köşede kaybolan gülüşleri hatırlayacak? Tanju Okan da yok artık, kadınım yorumundan sonra geriye ayrılığa dair söylenecek pek bir şarkı kalmamıştı zaten.
"Ya bir menekşe kokusunda seni aramak var ya" derken ciğerimizi Ahmet Kaya’dan başka kim böyle derinden sızlatacak ki?
"Acı çekmek özgürlükse, özgürüz ikimiz de." derken kim fırtınalar estirecek ruhumuzda. "Dün gece gördüm düşümde, seni özledim anne diye anaya vuslatı kim böyle içten söyleyecek. Kim son pişmanlığı "Seninle bir bütün olabilirdik." diyerek itiraf edecek?
Hem son pişmanlık neye yarar? Zaten "Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümüzde!" Müslüm Baba bile öldü be, şimdi kim, "Hangimiz düşmedik kara sevdaya, hangimiz sevmedik çılgınlar gibi" diye haykırarak içimizi titretecek?  
Söylesenize kim?
Önder Deniz Çavuşlar
1 note · View note