Tumgik
#Çöp
sessiizliginsesii · 1 year
Text
"Her şeyi çöpe attım ama, çöpü atmaya elim varmıyor."
Tumblr media Tumblr media
119 notes · View notes
katreinur85 · 16 days
Text
Tumblr media
ÇÖP KAMYONU KANUNU
Kadın taksiye binmiş ve hava alanına gitmek istediğini söylemişti.
Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önlerine çıktı. Ticari taksinin şoförü bu siyah arabaya çarpmamak için sert şekilde frene bastı. Taksi kaydı, ama diğer arabaya çarpmaktan kıl payı farkla kurtuldu. Siyah arabanın sürücüsü bir de ukalaca camdan başını çıkarıp bağırmaya ve küfretmeye başladı.
Bizim taksinin şoförü ise gayet sakin ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Kadın müşteri bütün bu olanları şokunu yaşarken, taksi şoförünün tavrına daha da şaşırmıştı.
Sordu: “Neden böyle davrandınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastanelik edecekti.”
Taksi şoförü gülümsemeye devam ederek: “Çöp Kamyonu Kanunu” dedi.
Kadın: “Çöp Kamyonu Kanunu mu?” diye sordu, anlamamıştı.
Şoför açıkladı:
“Pek çok insan, çöp kamyonu gibidir.
Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşırlar; kızgınlığı, öfkeyi ve hayal kırıklığını biriktirirler.
Ancak dolduklarında ise çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyarlar.
Bu bazen ben, bazen de siz olabilirsiniz. Üstünüze almayın.
Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin.
Onların çöpünü alıp iş yerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın.”
📝📚🌎
11 notes · View notes
defneylehayatadogru · 8 months
Text
A: Ben senin arabanın bagajında tuttuğun,ilk fırsatta atacağın çöp torbası mıyım? Yapılır mı bu be? N’apıyorsun?
S: Hani sen bana sormuştun ya, ben senin arabanın bagajında taşıdığın ilk fırsatta yol kenarına bırakacağın çöp torbası mıyım diye. Seni ait olduğun yere getirdim.
2 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
7 notes · View notes
sessizruhlar · 2 years
Text
Söylemem gereken o kadar gereksiz şey var ki o kadar gereksize çöpler tıkanır
3 notes · View notes
benimyalancihayatim · 2 years
Text
İstemediğimiz şeyleri esyalari hayatımızdan çıkarabildigimiz gibi istemediğimiz insanlari da çıkarabilsek onlarında çöpe atsak ve bidaha hiç görmesek
6 notes · View notes
suyun-rengi · 2 years
Text
Kırık Cam Teorisi Yıllar öncesi. Öğrenciyim. Hava sıcak ve yorgunum. Az sonra bineceğim otobüste de oturamayacağım kesin. Bari beklerken dinleneyim diye duraktaki banka oturmaya niyetlendim. Ama garip ki, benden önce oturanlar oturak yerine ayaklarını koymuşlar, bankın arkalığını da oturmak için kullanmışlardı. Gençler öyle otururdu o zamanlar. (Herkes gibi otururlarsa, yaşlı sanılmaktan mı korkarlardı?) “Böyle gelmiş, böyle gider”di. Ben de onlar gibi oturmak zorunda kaldım. Ayakkabılarımı oturak yerine koydum, koltuğun arkalığının daracık ucuna yerleştim. Çok geçmedi ki banka benim gibi oturamayacak yaşlı teyze, benden önce banka benim gibi oturan gençlerin hepsinin hesabını bana sordu. İyice bir fırça yedim. Ben o azarı hak etmemiştim ama o haklıydı. Sustum. Meğer ben o koltuğa oturmadan yıllar önce, ABD’de bir araştırmacı, o teyzeye karşı yaşadığım acı mahcubiyetin hesabını yapmışmış. Şimdi haberim oldu. “Kırık Cam Teorisi” hesabıymış bu. Anlatıldığı kadarıyla: “Kırık Cam Teorisi” ABD’li suç psikoloğu Philip Zimbardo’nun 1969’da yaptığı bir deneyden ilham alınarak geliştirilmiş. Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek yaşam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model otomobil bıraktı. Araçların plakası yoktu, kaputları aralıktı. Olup bitenleri gizli kamerayla izledi. Bronx’taki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı. Ardından Zimbardo ile iki öğrencisi, sağlam kalan otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdılar. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar (yani zengin beyazlar) da olaya dahil oldular. “Demek ki” diyordu Zimbardo, “ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz.” Şimdi niye o banka öyle oturduğumu anladım. Ve benim olmayan suça nasıl da kolayca katılabildiğime, hatta onu çoğalttığıma şaşırmadım. Ayrıca benden önceki suçların hepsinin hesabının bana sorulmuş olması da gerekiyormuş. Yeni bir deste oyun kağıdı aldığınızda kağıtlar sıralıdır. İlk karmanızdan sonra kağıtların sırası bozulur. Peki sırası karışık bir desteyi alıp kardığınızda sıralı hale gelir mi? Muhtemelen hayır.. Üzerinde hiç kafa yordunuz mu bilmiyorum ama evren gerçekten düzensizliği seviyor ve özel bir çaba harcamazsak her sistemi düzensiz hale getirmek için elinden geleni yapıyor. Ludwig Boltzman’ın ortaya koyduğu termodinamik kanununa göre entropi herhangi bir sistemin evrenle birlikte düzensizliğe olan eğilimi demek. Peki entropiye karşı gelerek kurduğumuz sistemleri korumak için ne yapmalıyız? Amerika’da, şehir merkezindeki bazı binalar gayet iyi durumdayken bazılarının harabe durumunda olmasının gerekçesini bulmak için yapılan araştırmalar ilginç bir tetikleme mekanizmasını ortaya çıkarmış. Bir bina nasıl harabeye döner? Cevap: kırık bir cam ile. Uzun sayılabilecek bir süre boyunca kırık kalan bir cam belli bir süre sonra bina sakinlerinin bilinç altında umursamama etkisi yaratıyor. Daha sonra bir cam daha kırılıyor, binanın boyası dökülmeye başlıyor, birisi sprey boyayla yazılar yazıyor ve bir bakmışsınız ki binanın eski halinden eser yok. Kırık cam teorisi New York ve diğer büyük şehirlerin polis departmanları tarafından da farkedilmiş ve düzensizlikler henüz küçükken çözüm bulunması (kırık camların onarılması dahil) sorun büyüyünce uğraşmak yerine tercih edilen yöntem olmuş. Bu sayede suç oranlarında önemli düşüş gözlenmiş. “Suçlarla mücadeleyi nasıl başardın” sorusuna New York’un efsane Belediye Başkanı Giuliani’nin cevabı şöyle olmuştu: “Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırılsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın tüm camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine, biri, bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen, çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırttım.” Bir sokağın suç bölgesine dönüşme süreci önce tek bir pencere camının kırılmasıyla başlıyor. Çevreden tepki gelmez ve cam hemen tamir edilmezse, oradan geçenler o bölgede düzeni sağlayan bir otorite olmadığını düşünüyor, diğer camları da kırıyorlar. Ardından daha büyük suçlar geliyor; bir süre sonra o sokak, polisin giremediği bir mahalleye dönüşüyor. Bunu anlayan New York polisi, önce küçük suçların peşine düşmüş. Metroya bilet almadan binenleri, apartman girişlerini tuvalet olarak kullananları, kamu malına zarar verenleri, hatta içki şişelerini yola atanları bile yakalayıp haklarında işlem yapmış. Polis bu kararlılığıyla “Küçük müçük, bizim için hiç fark etmez; bu sokağın, metro istasyonunun veya mahallenin suç üreten bir bölge olmasına izin vermeyeceğiz” demiş. “ Bunları niye mi anlattım? Kalbimizde ucundan kıyısından kırılmış camlar taşıyoruz sürekli… Ruhumuzun başköşelerine ilk başta önemsiz gözüken, laf etmeye değmez çöpler bırakıyoruz her gün. Küçük küçük günahlar, minik minik hatalar camı kırık araba gibi diğerlerini de camları kırmaya, kapıları çerçeveleri indirmeye teşvik ediyor. Pişmanlığımızı fırsat bilip ortadan kaldıracak kadar ciddiye almadığımız “çöpler”imiz, sürçmelerimiz, kötülüklerimiz, ayıplarımız, kokuşmuş çöp dağlarına, kötülük yığınlarına kapı aralıyor. “Böyle gelmişse, böyle gider” diye kendi kendimizi ağır veballer altında ezdirdikçe ezdiriyoruz. Kırık camın oradaki varlığı, diğer camların da kırılabileceğine dair bir haklılık üretir içimizde. Çöpün bizden önce oraya atılmış olması, oraya çöp atmanın bir alışkanlık olduğunu söyler bize. Çok geçmeden biz de o alışkanlığa alışır, alışık olunanı yapmakta haklı görürüz kendimizi. Cam ilk kırıldığında hafife alırsak, ağırlaşır cam kırıkları. Çöp ilk atıldığında umursamazsak, umursamazlığımız bir çöp dağını besler. Tam da “hafife almakla” açılan, “umursamazlıkla” genişleyen bir “yol(suzluk)”u tarif eden sûre’nin (Mutaffifîn) berceste ayetinin konusudur “cam kırıkları teorisi”: “Yapmaya alıştıkları kötü işler, gitgide kalplerini paslandırdı.” (Mutaffifîn, 83/14). Bir de aynı ayeti yorumlayan Efendimiz’in [asm] küçümseyerek/hafife alarak ilerlediğimiz yol(suzluk)u tarif edişine kulak verelim: “İnsan bir günah işler ve onu tevbe ile silmezse, kalbinde bir leke olarak kalır. Eğer tevbe ederse kalbi yine parlar. İkinci bir günah işlediğinde ise o leke büyür. Ve kalb günah işleye işleye öyle bir kararır ki, bütün kalbi ele geçirir.” Bu yüzden galiba… “Günah insanı kâfir yapmaz ama istiğfarsızlık küfre götürebilir” imasında bulunur Said Nursî. “Her günahta küfre giden bir yol var”sa, ilk “cam kırığını” onarmamaktandır bu. Masum görünen her hata, her günaha yaklaşış, bir büyük günaha doğru sürüklüyorsa bizi, ilk atılan çöpü kaldırmamaktandır bu. Senai Demirci /Hakan Eren
3 notes · View notes
vetrehberi · 4 months
Link
1 note · View note
bbirdelininanilarii · 5 months
Text
Eskiden kaydettiğim bir söz varmış
“Her şeyi çöpe attım da çöpü atamıyorum”
1 note · View note
teluhancom · 6 months
Text
Yere Çöp Atmak Kültürel Bir Sorun Mudur?
Yere çöp atmanın kültürel bir sorun olarak değerlendirilmesi, toplumlar arası iletişimi ve sosyal yapılardaki değişimi derinlemesine incelemeyi gerektirir. Bu sorunun temelinde yatan nedenler ve ortaya çıkardığı sonuçlar incelendikçe, toplumun çöp atma alışkanlıklarının kültürel bir değişime ihtiyaç duyduğu daha da açık hale gelir. Yere çöp atmanın kültürel bir sorun olarak değerlendirilmesi,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
arakligazete · 7 months
Text
Bir Çöp Bidonu Getirmek Bu Kadar Zor Olmamalı! Araklılı Vatandaş Yetkililere Sitem Etti
Trabzon‘un Araklı ilçesi Bayburt yolu güzergahında yaşan Hüseyin Feyzioğlu isimli vatandaş, mahallesinde yaşanan çöp sorununa tepki gösterdi. Mahallelerindeki çöp kutularının azlığına değinen Araklılı vatandaş tesis etrafında bulunan çöp kutusunun altının delik olduğunu ve kötü kokular çıkardığını söyledi. Çöp Bidonu Kötü Kokular Yayıyor Mağdur vatandaş yaşadığı duruma tepki gösterirken şu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
guncelhaberleri · 7 months
Text
Uzayda çöpünü toplamayan şirkete ilk defa ceza kesildi
Emekliye ayrılan uydularını Dünya’nın yörüngesinde bırakan telekomünikasyon şirketine ilk kez ceza kesildi. REKLAM Dish Network adlı Amerikan uydu şirketi, uzay da bıraktığı çöp nedeniyle ceza yiyen ilk şirket oldu.  Şirket, eskiyen uydularını uzayda yanlış yerde bıraktığı için Amerikan telekomünikasyon düzenleyici kurumu Federal İletişim Komisyonu (FCC) tarafından 150 bin dolar para cezasına…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
hasretler · 7 months
Text
Tumblr media
0 notes
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
1 note · View note
hurdapiyasasi · 1 year
Text
Elektronik Atıklardan Altın Çıkarmak
Elektronik Atıklardan Altın Çıkarmak Elektronik atıklar, hızla artan bir sorun haline geliyor ve bu atıkların etkisi yalnızca çöp alanlarına değil, aynı zamanda doğal kaynakların tükenmesine de yol açıyor. Ancak, elektronik atıkların içindeki değerli metallerin geri dönüştürülmesi, bu sorunu çözmeye yardımcı olabilir. Altın, elektronik atıkların içindeki en değerli metaldir. Altın, yüksek…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
hecedarussuffah · 1 year
Text
Tumblr media
İsraf gerçekten haramdır.
Domuz eti nasıl haramsa israf da öyle haramdır.
👇👇👇https://www.youtube.com/live/TYuE_PftkFY?feature=share
1 note · View note