“Buralar aynı ben gibi. Biraz ağaçlık, uçsuz bucaksız solmaya yüz tutmuş çayırlar, ‘burada ne işi var ki?’ dediğim manzaraya uymayan keskin köşeli taşlar.
Herkes ‘ilk’ olmak ister,
İlk aşk, İlk öpücük..
Oysa ilk geçicidir.
Sahip olduğunuz hangi ilk hala sizin..
Ama kimsenin istemediği 'son’ farklıdır.
Çünkü ondan ötesi yoktur.
Heyecandan avuçlarınızın terleyerek tuttuğu 'İlk’ elle değil,
Güvenerek sımsıkı tuttuğunuz 'Son’ elle girersiniz mezara
Off of ne sen sooor ne ben söyleyeyim diyeceğim ama madem sordun söyleyeyim. 36 yıl bana arafta yaşamayı öğretti. 36 yıl zorluklarla geçen mutlu bir çocukluk, kanserden kurtulmaya çalışmakla boğuştuğum şanssız bir gençlik, hiç olmaz dediğim anda yaşadığım tutkulu bir aşk, kanserden kalma zor çalışan bir kalp, bununla beraber aşkı tattıran adamın ihaneti, zamanla özene bözene biriktirdiğim dostlar ve her zaman yanımda olan bir aile bahşetti. Her insanın hayatı ayrı bir hikaye ve benimki de oldukça renkli. Her şeye rağmen çok mutluyum çok şükür.