biterken

[biterken]

seyretmek üzere kendine baktığında, denizden başka bir şey göremedin. ey insan, artık boğulma zamanın geldi.

[biterken]

ben insanların yuvarladığı çığın altında kaldım.

[biterken]

kaybetmekten korktuğum her şeyi özgür bıraktım.

[biterken]

üstüne titrediğim her şeyi yitirmeyi öğrendim çoktan.

[biterken]

ben, sıkıntıyım.

[biterken]

kendi sınırların seni çarmıha geriyor.

[biterken]

sen anlamazsın, çok beyazsın.

[biterken]

suskun dururum biraz da ölü.

[biterken]

ben böyle yalnızken kendim kendime fazla geliyorum eksilttin beni daha çok.

[biterken]

her şey bir anda anlamsız gelecek.

[biterken]

hadi çay koy don ritchie yine buradayım.

[biterken]

cehennem ateşinde yanıp gidiyor hayatım.

[biterken]

beni yeniden hayata döndür.

[biterken]

söyleyemediklerim ince bir sızı.

[biterken]

sanki tüm gizli köklerimle birlikte beni de yerimden söküp almışlar, acımasız çiğlikteki günışığına tükürüp atmışlar gibi hissediyordum.

[biterken]

ateşi çoktan sönmüş küle dökülen su gibiyim.

[biterken]

bir günü daha bitirmenin sevincini, yarına başlıyor olmam yarıda bırakıyor.